×

Wir verwenden Cookies, um LingQ zu verbessern. Mit dem Besuch der Seite erklärst du dich einverstanden mit unseren Cookie-Richtlinien.

image

Beyhan Budak, Mutlu Evliliğin Sırları- Uzm. Psikolog Beyhan BUDAK- Ankara

Mutlu Evliliğin Sırları- Uzm. Psikolog Beyhan BUDAK- Ankara

Çok eski zamanlarda bir danışanım şöyle bir şey söylemişti:

"Hocam, eşim için yataklara gül yaprakları seriyorum" dedi.

"3 günde bir mum ışığında yemekler hazırlıyorum,

ay dönümlerimizi -sanırım yüz seksen küsürüncü aylardaydı-

hiçbir ay dönümümüzü kaçırmadım, her ay dönümümüzde bir hediye alıyorum

ama yine de mutlu değiliz."

Şimdi bir şekilde internette, popüler web sitelerinde, kadın dergilerinde, erkek dergilerinde

mutlu evliliğin sırları,

mutlu evliliğin 7 sırrı, 15 sırrı, 20 sırrı gibi ifadeler

çok sık geçen ifadeler

bir çok şey yazar

çiçek alın, yataklara gül yaprakları serin, mum ışığında yemek yiyin

evet bunlar etkili olabilir

ama bazen ana şeyi çok kaçırmış olabiliyoruz

Daha çok bu söylediğimiz şeyler iyi olan evliliğin cilası diyebiliriz

aynı şekilde eğer kişi/çiftler mutlu değilse

bunlar sadece bir görüntüden ibaret olup

bir tarafın daha çok emek harcayıp daha çok hayal kırıklığına uğramasına sebep olabilir.

Peki,

mutlu evliliğin sırları var mıdır?

Mutlu evlilik sırları olan bir şey midir?

Çaba göstermek gerekir mi yoksa kendi akışına bıraktığımız zaman olur mu?

Biz birçok şekilde burada arkadaşlarımızla evlilik terapisi yapıyoruz, evlilik danışmanlığı yapıyoruz,

karşılaştığımız sorunlu evlilikleri ve mutlu evlilikleri kıyaslama imkanı sık sık bulabiliyoruz

Benim fark ettiğim şöyle bir özellik var:

eşiyle sohbet edebilen bir erkek, bir kadın, karşılıklı oturup muhabbet edebilen,

muhabbetten keyif alabilen çifler boşanmıyorlar

Evlilikleri çok daha uzun sürüyor, evliliklerinden keyif alabiliyorlar

Çok basit değil mi?

Belki umduğunuz cevap bu değil "sohbet edebilmek"

ama hakikaten en işe yarayan yöntemlerden bir tanesi bu

Eğer eşinizle sohbet edebiliyorsanız evliliğinizin güzel gitme ihtimali çok fazla

peki hocam ben edemiyorum, ben konuşacak bir şey bulamıyorum diye bir şey yok

Bazen olur, bazı insanlar daha suskundur,

kendilerini daha içinde yaşarlar, daha az ifade ederler

Malesef bu evlilik içinde değiştirmemiz gereken davranışlardan bir tanesi

Çok suskunsanız geveze olmanıza gerek yok

sadece daha fazla ifade edin

Kendi yaşadıklarınızdan bahsedebilirsiniz,

çevrenizde gördüklerinizden bahsedebilirsiniz,

hiç olmadı televizyonda izlediklerinizden bahsedebilirsiniz

Yeter ki diyalog olsun

Bir diğer şey ise aslında cinsellik

cinsellik, eğer evliliğin bir kan testi yapılabilseydi

cinsellik sıklığı, yakınlığı ve periyodu bunun bir özelliği olabilirdi

evliliği test etmek adına

Eğer ki evliliğinizde mutlu edici, tatmin edici bir cinsellik yoksa

belki o an olmasa da

uzun vadede, ciddi anlamda sorunlara yol açan bir problem

Eğer ki cinsellik noktasında sorunlar yaşıyorsanız

bu konuda bir şeyleri düzeltmenin zamanı gelmiş demektir

Mutlu evliliklerin sırlarından bir tanesi de dediğimiz gibi

tatmin edici ve yakın bir ilişki olan cinsellik

Peki başka neler var mutlu evliliğin sırları diyebileceğimiz?

Bir diğer şeyse aslında

ben modern zamanların bir örneği olarak

çiftlerin birbirlerine çok yapış yapış olduğunu düşünüyorum

Alışveriş merkezlerine bakabilirsiniz, yollara bakabilirsiniz,

birbirinden hiç ayrılmayan,

belki bir tarafın mutlu olduğu

ama bir tarafın da bunaldığını hissettiğim evlilikler var, ilişkiler var,

her daim yapış yapış

ama şunu biliyorum ve sıklıkla görüyorum

ilişkiler, evlilik olabilir normal ilişkiler olabilir, sevgililik olabilir

çok uzak olmaktan değil çok yakın olmaktan sıkıntıya uğrayabiliyorlar

o yüzden mümkün mertebe bazen böyle bir evlilik

-çok aşırı yakın olmak-

sıkıntılara sebep olabiliyor

Nedir mesela

kişiler asla kendilerine bir özel zaman ayırmıyorlar

Haftanın 7 günü 24 saat birlikte olabiliyorlar

Halbuki bu insan psikolojisine çok uygun bir durum değil

Kendimize özel bir zaman ayırabilmemiz çok önemli,

kendimizin arka bahçesi olabilmesi çok önemli

Öbür türlü her şeyi bir ilişki içine, bir kişiye yıktığımız zaman

ciddi anlamda sıkıntılar ortaya çıkabiliyor

Bu şu demek değil

haftanın 3 akşamı 5 akşamı görüşmeyelim,

başka yerlere gidelim, ayrı takılalım demek değil kesinlikle ama

%10unu %15ini hayatımızın,

kendimize özel bir zaman diliminde

-kendi arkadaşlarımız olabilir, kendi ortamımız olabilir

ya da zevk aldığımız bir etkinlik olabilir-

buna ayırmamız, ilişkimizi uzun vadede çok daha sağlıklı hale getirebilecektir

Bir diğer şeyse aslında,

ortak sosyal etkinliklerde buluşabilmek, bunlardan keyif alabilmek

Eşlerden biri dışarıda zaman geçirmeyi seviyor ama diğeri de hiç dışarı çıkmak istemiyor

Bir süre sonra eşler bunu kabullenebiliyorlar

Bir taraf hep dışarıda vakit geçirirken bir taraf hep evde oturuyor

İster istemez şöyle bir durum ortaya çıkıyor:

eşlerden biri dışarıda biri evde

ve bu bir süre sonra yabancılaşmaya, farklı bir duruma,

eşlerin birbirinden kopmasına sebep olabiliyor

Eğer mutlu bir evliliğin sırlarından bir tanesini daha istiyorsanız

buna dikkat etmeniz çok önemli

Biribirinizin ortak zaman geçirmekten hoşlandığı etkinlikler bulmanız, keşfetmeniz çok önemli

Bir diğer şeyse aslında tartışmayı becerebilmek, tartışmaları yürütebilmek

Şöyle şeyler geliyor bazen,

çiftlerden karşılaştığım bir durum

"hocam biz hiç tartışmıyoruz, biz süperiz, mükemmeliz"

"10 yıl oldu hiç tartışmıyoruz"

Ben bunu genelde bir tarafın aşırı fedakarlığıyla bağdaştırıyorum ve hiç sağlıklı bulmuyorum.

Eşlerin tartışması çok önemli

Ya insan ev arkadaşıyla kalır

ya da bir başka

annesiyle, babasıyla dahi tartışırken aynı evde yaşarken,

bir hayat kurabildiğin, aynı çocuğun annesi babası oluyorsunuz, aynı evde yaşıyorsunuz, aynı ekonomiyi yürütüyorsunuz,

tartışmaması mümkün değil

O yüzden arada sırada tartışabilmek önemli,

sağlıklı bir ilişkinin göstergesi

Ama her tartışma kocaman bir öfke nöbetine, kocaman krizlere sebep oluyorsa

siz tartışmaları çok beceremiyorsunuz demektir

Ya da mesela bir tartışmada o an güncel küçücük bir konu var

taa 15 sene önceki mevzular açılıyorsa

siz tartışmayı beceremiyorsunuz demektir

Tartışmak iyi, ama tartışmak bir sanat

O yüzden tartışmak noktasında kendimizi düzenlememiz çok önemli

Düzenleyebilen insanların evliliklerinin çok daha mutlu olduğunu görüyoruz

Aslında bunlar kabaca, sık gördüğümüz bazı başlıklar

Evliliğin bir formülü yok

Şu şu şu olur, şu olmazsa olmaz diyemeyiz

O yüzden herkesin formülü kendine, herkesin sırrı kendine göre

Ama bizim kendi kliniğimizde gördüğümüz,

kendi vakalarımızda deneyimlediğimiz belli başlıklar bunlar

Bunlara dikkate ettiğimizde,

bu konuda bir adım atmaya çalıştığımızda,

evliliğimizde olumlu farklar yarattığını görebiliriz.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Mutlu Evliliğin Sırları- Uzm. Psikolog Beyhan BUDAK- Ankara |الزواج|الأسرار|خبير|أخصائي نفسي|بيهان|| ||Secrets|Expert|Psychologist|Beyhan|| أسرار الزواج السعيد - خبير. الأخصائية النفسية بيهان بوداك- أنقرة Die Geheimnisse einer glücklichen Ehe- Uzm. Psychologe Beyhan BUDAK- Ankara Τα μυστικά του ευτυχισμένου γάμου- Uzm. Ψυχολόγος Beyhan BUDAK- Άγκυρα Secrets of a Happy Marriage- Uzm. Psychologist Beyhan BUDAK- Ankara Secretos de un matrimonio feliz- Uzm. Psicólogo Beyhan BUDAK- Ankara Секреты счастливого брака - Узм. психолог Бейхан БУДАК - Анкара Hemligheter för ett lyckligt äktenskap- Uzm. Psykolog Beyhan BUDAK- Ankara Секрети щасливого шлюбу - Uzm. Психолог Бейхан БУДАК - Анкара

Çok eski zamanlarda bir danışanım şöyle bir şey söylemişti: ||||my client|||| ||||عميل استشاري||||قد قال منذ فترة طويلة، قال عميل لي شيئا من هذا القبيل: A long time ago, a client of mine said something like this:

"Hocam, eşim için yataklara gül yaprakları seriyorum" dedi. |||"the beds"|rose petals|rose petals|spreading| |||الأسرة|ورود الورد|الأوراق|أضع| وقال: "سيدي، لقد قمت بتوزيع بتلات الورد على الأسرة لزوجتي". Er sagte: "Hodja, ich lege Rosenblüten für meine Frau auf die Betten." "Sir, I'm laying rose petals on the beds for my wife," he said. "Sir, jag lägger rosenblad på sängarna åt min fru", sa han.

"3 günde bir mum ışığında yemekler hazırlıyorum, ||شمعة|في ضوء الشمعة|وجبات|أعدّ "أقوم بإعداد وجبات الطعام على ضوء الشموع كل ثلاثة أيام، "Ich bereite alle drei Tage ein Essen bei Kerzenschein zu, "I cook meals by candlelight every 3 days,

ay dönümlerimizi -sanırım yüz seksen küsürüncü aylardaydı- ||||||в месяцах شهر|دوراتنا|أعتقد أن||ثمانين|المئة والثمانين|كان في الأشهر |"anniversaries"||||hundred-somethingth|"in the months" ذكرى زواجنا - أعتقد أنها كانت في الشهر المائة والثمانين - unsere Mondjubiläen - ich glaube, es waren die hundertachtzigsten Monate. our anniversaries -I think it was in the hundred and eighty-odd months- våra årsdagar -jag tror att det var under de hundra åttio-udda månaderna-

hiçbir ay dönümümüzü kaçırmadım, her ay dönümümüzde bir hediye alıyorum ||our anniversary|didn't miss|||our anniversary||| ||عيد ميلاد|لم أفوت|||ذكرى شهرية||هدية|أشتري لم أفتقد أي ذكرى سنوية أبدًا، أتلقى هدية كل شهر. Ich habe noch nie einen Jahrestag verpasst, ich bekomme jeden Monat an unserem Jahrestag ein Geschenk. I didn't miss any of our anniversary, I get a gift every month on our anniversary Jag missade inget av våra årsdagar, jag får en present varje månad på vår årsdag

ama yine de mutlu değiliz." ||||لسنا لكننا ما زلنا غير سعداء". aber wir sind immer noch nicht zufrieden." But we're still not happy." Men vi är fortfarande inte nöjda."

Şimdi bir şekilde internette, popüler web sitelerinde, kadın dergilerinde, erkek dergilerinde |||على الإنترنت|||في مواقعهم|امرأة|في المجلات||المجلات النسائية |||||websites|on websites||in the magazines|| الآن بطريقة أو بأخرى على شبكة الإنترنت، على المواقع الشعبية، في المجلات النسائية، في مجلات الرجال Jetzt irgendwie im Internet, auf populären Websites, in Frauenzeitschriften, in Männermagazinen Now somehow on the Internet, popular websites, women's magazines, men's magazines Nu på något sätt på Internet, populära webbplatser, damtidningar, herrtidningar

mutlu evliliğin sırları, ||أسرار اسرار الزواج السعيد, die Geheimnisse einer glücklichen Ehe, secrets of happy marriage hemligheterna bakom ett lyckligt äktenskap

mutlu evliliğin 7 sırrı, 15 sırrı, 20 sırrı gibi ifadeler عبارات مثل 7 أسرار، 15 سر، 20 سر للزواج السعيد Phrasen wie 7 Geheimnisse einer glücklichen Ehe, 15 Geheimnisse, 20 Geheimnisse phrases like 7 secrets, 15 secrets, 20 secrets of happy marriage

çok sık geçen ifadeler very||| تعبيرات شائعة جدًا sehr häufige Ausdrücke very common expressions

bir çok şey yazar "a lot of"||| يكتب الكثير من الأشياء schreibt eine Menge Dinge writes a lot

çiçek alın, yataklara gül yaprakları serin, mum ışığında yemek yiyin |احصل على|الأسرة|||||||تناول الطعام |||||scatter||||eat your meal شراء الزهور، ونشر بتلات الورد على الأسرة، وتناول العشاء على ضوء الشموع Blumen kaufen, Rosenblätter auf die Beete streuen, bei Kerzenlicht essen buy flowers, spread rose petals on the beds, dine by candlelight köpa blommor, sprida rosenblad på sängarna, äta middag med levande ljus

evet bunlar etkili olabilir |||يمكن أن نعم هذه يمكن أن تكون فعالة Ja, diese können wirksam sein. yes they can work ja de kan jobba

ama bazen ana şeyi çok kaçırmış olabiliyoruz ||||||"we may have" aber manchmal können wir die Hauptsache zu sehr verpassen but sometimes we miss the main thing too much men ibland missar vi huvudsaken för mycket

Daha çok bu söylediğimiz şeyler iyi olan evliliğin cilası diyebiliriz |||||||||можем сказать |||"we mentioned"||good|||finishing touch| Vielmehr können wir sagen, dass diese Dinge den Schliff für eine gute Ehe darstellen. Rather, we can say that these things we say are the polish of a good marriage. Snarare kan vi säga att dessa saker vi säger är poleringen av ett bra äktenskap.

aynı şekilde eğer kişi/çiftler mutlu değilse |образом|||пары|| auf die gleiche Weise, wenn die Person/das Paar nicht glücklich ist likewise if the person/couples are not happy likaså om personen/paren inte är nöjda

bunlar sadece bir görüntüden ibaret olup |||изображения|являются лишь| ||"a"|from an image|"consist of"| sie sind nur ein Bild. these are just images det här är bara bilder

bir tarafın daha çok emek harcayıp daha çok hayal kırıklığına uğramasına sebep olabilir. |||||потратив больше||||||| one side's|||||putting in||||disappointment|to be disappointed|| kann zu mehr Aufwand auf der einen und mehr Enttäuschung auf der anderen Seite führen. may cause one party to spend more effort and be more disappointed. kan få en part att lägga ner mer ansträngning och bli mer besviken.

Peki, Ja, OK,

mutlu evliliğin sırları var mıdır? Gibt es Geheimnisse für eine glückliche Ehe? Are there any secrets to a happy marriage? Finns det några hemligheter bakom ett lyckligt äktenskap?

Mutlu evlilik sırları olan bir şey midir? Ist eine glückliche Ehe etwas mit Geheimnissen? Is a happy marriage something with secrets? Är ett lyckligt äktenskap något med hemligheter?

Çaba göstermek gerekir mi yoksa kendi akışına bıraktığımız zaman olur mu? ||||||its own course|"we let"||| Müssen wir uns anstrengen, oder kann es passieren, wenn wir es sich selbst überlassen? Is it necessary to make an effort or is it just when we let it run its course? Är det nödvändigt att anstränga sig eller är det bara när vi låter det gå sin väg?

Biz birçok şekilde burada arkadaşlarımızla evlilik terapisi yapıyoruz, evlilik danışmanlığı yapıyoruz, ||||with our friends||marriage therapy|||marriage counseling| Wir machen mit unseren Freunden hier in vielerlei Hinsicht Ehetherapie und Eheberatung, We do marriage therapy with our friends here in many ways, we do marriage counseling, Vi gör äktenskapsterapi med våra vänner här på många sätt, vi gör äktenskapsrådgivning,

karşılaştığımız sorunlu evlilikleri ve mutlu evlilikleri kıyaslama imkanı sık sık bulabiliyoruz we encounter|problematic|problematic marriages||||comparison||||we can find wir haben oft die Gelegenheit, gestörte Ehen mit glücklichen Ehen zu vergleichen, denen wir begegnen we often find the opportunity to compare the troubled marriages and happy marriages we encounter. vi finner ofta möjligheten att jämföra de oroliga äktenskap och lyckliga äktenskap vi möter.

Benim fark ettiğim şöyle bir özellik var: There is one feature that I noticed:

eşiyle sohbet edebilen bir erkek, bir kadın, karşılıklı oturup muhabbet edebilen, ||"who can chat"|||||||heartfelt conversation| ein Mann, der sich mit seiner Frau unterhalten kann, eine Frau, die sich zusammensetzen und miteinander reden kann, a man, a woman, who can chat with his wife, who can sit and chat with each other,

muhabbetten keyif alabilen çifler boşanmıyorlar from conversation||"able to enjoy"|couples|"do not divorce" Paare, die ein Gespräch genießen können, lassen sich nicht scheiden couples who can enjoy love do not get divorced

Evlilikleri çok daha uzun sürüyor, evliliklerinden keyif alabiliyorlar |||||their marriage|| Ihre Ehe hält viel länger, sie können ihre Ehe genießen Their marriage lasts much longer, they can enjoy their marriage

Çok basit değil mi? Isn't it very simple?

Belki umduğunuz cevap bu değil "sohbet edebilmek" |you expected||||| Vielleicht ist das nicht die Antwort, die Sie sich erhofft haben. Maybe that's not the answer you were hoping for "to be able to chat"

ama hakikaten en işe yarayan yöntemlerden bir tanesi bu ||||most effective|"methods"|one of|| but it's really one of the best ways

Eğer eşinizle sohbet edebiliyorsanız evliliğinizin güzel gitme ihtimali çok fazla ||||вашего брака||||| |"with your spouse"||"can talk"|your marriage's||||very| If you can chat with your spouse, there is a good chance your marriage will go well.

peki hocam ben edemiyorum, ben konuşacak bir şey bulamıyorum diye bir şey yok |||"I can't"||||||||| Well, teacher, I can't, there is no such thing as I can't find anything to talk about.

Bazen olur, bazı insanlar daha suskundur, |||||more silent It happens sometimes, some people are more quiet,

kendilerini daha içinde yaşarlar, daha az ifade ederler they live more in it, they express themselves less

Malesef bu evlilik içinde değiştirmemiz gereken davranışlardan bir tanesi ||||"we must change"||"behaviors"|| Unfortunately, this is one of the behaviors we need to change in marriage.

Çok suskunsanız geveze olmanıza gerek yok Very|"If you're quiet"|talkative|"to be"|| You don't need to be talkative if you're very quiet

sadece daha fazla ifade edin just say more

Kendi yaşadıklarınızdan bahsedebilirsiniz, |"your experiences"|talk about You can talk about your own experiences,

çevrenizde gördüklerinizden bahsedebilirsiniz, |что вы видели| around you|"what you see"| you can talk about what you see around you,

hiç olmadı televizyonda izlediklerinizden bahsedebilirsiniz |||"what you watched"| you can talk about what you watched on tv never happened

Yeter ki diyalog olsun As long as there is dialogue

Bir diğer şey ise aslında cinsellik "One"|||||sexuality Another thing is actually sexuality.

cinsellik, eğer evliliğin bir kan testi yapılabilseydi |||||blood test|"could be done" sex, if marriage could be a blood test

cinsellik sıklığı, yakınlığı ve periyodu bunun bir özelliği olabilirdi |frequency|intimacy||frequency||"a"|| frequency, intimacy, and period of sexuality could have been a feature of it.

evliliği test etmek adına test the marriage|||to test to test marriage

Eğer ki evliliğinizde mutlu edici, tatmin edici bir cinsellik yoksa ||"in your marriage"||satisfying|satisfying|||| If there is no satisfying, satisfying sex in your marriage

belki o an olmasa da vielleicht nicht zu diesem Zeitpunkt. maybe not at the moment

uzun vadede, ciddi anlamda sorunlara yol açan bir problem |"in the long term"|||problems|||| a problem that causes serious problems in the long run

Eğer ki cinsellik noktasında sorunlar yaşıyorsanız |||||"are experiencing" If you are having problems with sexuality

bu konuda bir şeyleri düzeltmenin zamanı gelmiş demektir this||||"correcting"||| it's time to fix something about this

Mutlu evliliklerin sırlarından bir tanesi de dediğimiz gibi |"of marriages"|"secrets of"||||| As we said, one of the secrets of happy marriages

tatmin edici ve yakın bir ilişki olan cinsellik sexuality, which is a satisfying and close relationship

Peki başka neler var mutlu evliliğin sırları diyebileceğimiz? |||||||"that we can call" So what else are there that we can call the secrets of a happy marriage?

Bir diğer şeyse aslında "Another"||"Another thing is"| Another thing is actually

ben modern zamanların bir örneği olarak ||"of the times"||example| I as an example of modern times

çiftlerin birbirlerine çok yapış yapış olduğunu düşünüyorum "the couples"|||clingy||| I think couples are very clingy to each other.

Alışveriş merkezlerine bakabilirsiniz, yollara bakabilirsiniz, |"shopping centers"||| You can look at the malls, you can look at the roads,

birbirinden hiç ayrılmayan, ||never apart inseparable from each other,

belki bir tarafın mutlu olduğu maybe one side is happy

ama bir tarafın da bunaldığını hissettiğim evlilikler var, ilişkiler var, ||||"feeling overwhelmed"|"I feel"|marriages||| but on the other hand, there are marriages, relationships, where I feel overwhelmed.

her daim yapış yapış always sticky

ama şunu biliyorum ve sıklıkla görüyorum but i know this and i see it often

ilişkiler, evlilik olabilir normal ilişkiler olabilir, sevgililik olabilir ||||||being in love| relationships, it can be marriage, it can be normal relationships, it can be love

çok uzak olmaktan değil çok yakın olmaktan sıkıntıya uğrayabiliyorlar too|||||||trouble|"can suffer" they may suffer from being too close, not too far

o yüzden mümkün mertebe bazen böyle bir evlilik |||as much as possible|||| so as much as possible sometimes such a marriage

-çok aşırı yakın olmak- -too close-

sıkıntılara sebep olabiliyor проблемам|| can cause trouble

Nedir mesela what is it like

kişiler asla kendilerine bir özel zaman ayırmıyorlar people never take a special time for themselves

Haftanın 7 günü 24 saat birlikte olabiliyorlar They can be together 24 hours a day, 7 days a week.

Halbuki bu insan psikolojisine çok uygun bir durum değil |||"human psychology"||||| However, this is not very suitable for human psychology.

Kendimize özel bir zaman ayırabilmemiz çok önemli, ||||"being able to set"|| It is very important that we have a special time for ourselves,

kendimizin arka bahçesi olabilmesi çok önemli "our own"|||"being"|| It is very important that we can have our own backyard.

Öbür türlü her şeyi bir ilişki içine, bir kişiye yıktığımız zaman |||||||"a"||we burden| When we dump everything else on a relationship, on one person

ciddi anlamda sıkıntılar ortaya çıkabiliyor ||serious problems arise||can arise serious problems may arise.

Bu şu demek değil This||| This does not mean that

haftanın 3 akşamı 5 akşamı görüşmeyelim, |||"let's not meet" Let's not meet 3 nights and 5 nights a week,

başka yerlere gidelim, ayrı takılalım demek değil kesinlikle ama ||||hang out|||| It certainly doesn't mean let's go somewhere else and hang out, but

%10unu %15ini hayatımızın, |"its 15%"|"of our lives" 10%, 15% of our lives,

kendimize özel bir zaman diliminde ||||"time frame" in our own special time

-kendi arkadaşlarımız olabilir, kendi ortamımız olabilir ||||our circle| We can have our own friends, we can have our own environment

ya da zevk aldığımız bir etkinlik olabilir- |||"we enjoy"||activity| or it could be an activity that we enjoy-

buna ayırmamız, ilişkimizi uzun vadede çok daha sağlıklı hale getirebilecektir |our dedicating|our relationship|||||||"will make" this will make our relationship much healthier in the long run.

Bir diğer şeyse aslında, Another thing is actually,

ortak sosyal etkinliklerde buluşabilmek, bunlardan keyif alabilmek ||activities|meet up||| to be able to meet at common social events and to enjoy them

Eşlerden biri dışarıda zaman geçirmeyi seviyor ama diğeri de hiç dışarı çıkmak istemiyor One spouse likes to spend time outside, but the other does not want to go out at all.

Bir süre sonra eşler bunu kabullenebiliyorlar A|||||can accept it After a while, spouses can accept this.

Bir taraf hep dışarıda vakit geçirirken bir taraf hep evde oturuyor |||||spending time||||| One party always spends time outside, while the other always stays at home.

İster istemez şöyle bir durum ortaya çıkıyor: Inevitably, the following situation arises:

eşlerden biri dışarıda biri evde one of the spouses is out and the other is at home

ve bu bir süre sonra yabancılaşmaya, farklı bir duruma, |this|a|||alienation||| and after a while this becomes alienation, a different situation,

eşlerin birbirinden kopmasına sebep olabiliyor "of spouses"||"drifting apart"|| It can cause couples to separate from each other.

Eğer mutlu bir evliliğin sırlarından bir tanesini daha istiyorsanız If you want one more of the secrets to a happy marriage

buna dikkat etmeniz çok önemli It is very important that you pay attention to this

Biribirinizin ortak zaman geçirmekten hoşlandığı etkinlikler bulmanız, keşfetmeniz çok önemli each other's||||"enjoyed by"||find||| It is very important for you to find and discover activities that you enjoy spending time with.

Bir diğer şeyse aslında tartışmayı becerebilmek, tartışmaları yürütebilmek ||||debate|"to be able"|discussions|conduct discussions Another thing is to actually be able to argue, to be able to conduct discussions.

Şöyle şeyler geliyor bazen, Sometimes things like

çiftlerden karşılaştığım bir durum "from couples"|I encountered|| a situation i faced from couples

"hocam biz hiç tartışmıyoruz, biz süperiz, mükemmeliz" |||"we never argue"||we're great|we are perfect "sir, we never argue, we are super, we are perfect"

"10 yıl oldu hiç tartışmıyoruz" "It's been 10 years we haven't argued at all"

Ben bunu genelde bir tarafın aşırı fedakarlığıyla bağdaştırıyorum ve hiç sağlıklı bulmuyorum. I||||||with excessive sacrifice|associate with||||"don't find it" I usually associate this with excessive self-sacrifice on one side and I don't find it healthy at all.

Eşlerin tartışması çok önemli |argument|| Spouse discussion is very important.

Ya insan ev arkadaşıyla kalır What if one stays with a roommate?

ya da bir başka or another

annesiyle, babasıyla dahi tartışırken aynı evde yaşarken, |"with his father"|even|while arguing|||while living in While living in the same house while arguing with his mother, even with his father,

bir hayat kurabildiğin, aynı çocuğun annesi babası oluyorsunuz, aynı evde yaşıyorsunuz, aynı ekonomiyi yürütüyorsunuz, ||"you can build"|||||"you become"||||||manage you become the mother and father of the same child, you live in the same house, you run the same economy,

tartışmaması mümkün değil "not debatable"|| impossible to argue

O yüzden arada sırada tartışabilmek önemli, ||||"to discuss"| That's why it's important to be able to argue from time to time,

sağlıklı bir ilişkinin göstergesi ||"of a relationship"|indicator of indicator of a healthy relationship

Ama her tartışma kocaman bir öfke nöbetine, kocaman krizlere sebep oluyorsa |||||rage|temper tantrum||to big crises||"is causing" But if every argument causes a huge tantrum, a huge crisis

siz tartışmaları çok beceremiyorsunuz demektir |||"can't handle"| you are not very good at arguing

Ya da mesela bir tartışmada o an güncel küçücük bir konu var |||a|in the discussion|||current|||| Or, for example, in a discussion, there is a small topic that is current at the moment.

taa 15 sene önceki mevzular açılıyorsa that|||topics|if it is opening If the issues from 15 years ago are opened

siz tartışmayı beceremiyorsunuz demektir you||| you are not good at arguing

Tartışmak iyi, ama tartışmak bir sanat to discuss||||| Arguing is fine, but arguing is an art.

O yüzden tartışmak noktasında kendimizi düzenlememiz çok önemli ||||ourselves|organize|| That's why it's very important to organize ourselves at the point of discussion.

Düzenleyebilen insanların evliliklerinin çok daha mutlu olduğunu görüyoruz able to organize||marriages||||| We see that people who can arrange have much happier marriages.

Aslında bunlar kabaca, sık gördüğümüz bazı başlıklar ||||we often see||headings Actually, these are roughly some of the headlines we see frequently.

Evliliğin bir formülü yok ||formula| There is no formula for marriage

Şu şu şu olur, şu olmazsa olmaz diyemeyiz |||||||we can't say We cannot say that this happens, this is indispensable.

O yüzden herkesin formülü kendine, herkesin sırrı kendine göre That's why everyone's formula is their own, everyone's secret is their own

Ama bizim kendi kliniğimizde gördüğümüz, |||our clinic| But what we saw in our own clinic,

kendi vakalarımızda deneyimlediğimiz belli başlıklar bunlar |our cases|we experienced||| these are the specific topics we have experienced in our own cases

Bunlara dikkate ettiğimizde, ||we consider Considering these,

bu konuda bir adım atmaya çalıştığımızda, ||||take|when we work when we try to take a step in this regard,

evliliğimizde olumlu farklar yarattığını görebiliriz. in our marriage|||created| We can see that it makes a positive difference in our marriage.