Tarihte ilk kez özel bir şirket uzaya insan gönderecek ||||||to space|human|will send Zum ersten Mal in der Geschichte wird ein privates Unternehmen einen Menschen ins All schicken For the first time in history, a private company will send people into space Pour la première fois dans l'histoire, une entreprise privée enverra un homme dans l'espace Pela primeira vez na história, uma empresa privada vai enviar um homem para o espaço Впервые в истории частная компания отправит человека в космос För första gången i historien kommer ett privat företag att skicka upp en människa i rymden 历史上第一次，一家私人公司将把人送入太空

Ejderhayı kenetlemeye çalışıyorum. le dragon|à attacher| the dragon|to bind| Ich versuche, den Drachen festzuhalten. I'm trying to clamp the dragon.

Bu bir oyun değil. This is not a game. Simülasyon. simulation Simulation(1) Önümüzdeki hafta bu saatlerde gerçek astronotlar bu kontrolleri kullanarak Dragon uzay aracını Uluslararası Uzay İstasyonu'na kenetleyecek. |||||||contrôles||Dragon||||||verrouillera |||at this time||astronauts||controls||Dragon(1) spacecraft|space|spacecraft|International Space Station||to the ISS|will dock This time next week, real astronauts will use these controls to dock the Dragon spacecraft to the International Space Station. Bu gördüğünüz kişiler de Daft Punk grubunun üyeleri değil. ||||Daft|Punk||| ||||Daft Punk|Punk band|band|members| And these people you see here are not members of Daft Punk. Az önce kullandığım ve sizin de aşağıda adresini vereceğim linkten ulaşabileceğiniz arayüzü çalışarak tarihi bir uzay görevine hazırlık yapıyorlar. ||||||ci-dessous|||lien|vous pourrez accéder|interface||||||| ||||||below|its address||the link|you can access|interface||||space mission|space mission|| They are preparing for a historical space mission by working on the interface that I have just used and which you can access from the link below.

27 Mayıs 2020'de ilk kez özel bir şirket tarafından uzaya iki insan taşınacak. |||||||||||will be transported On May 27, 2020, two people will be transported to space for the first time by a private company. Bugüne kadar 3 ülkeye ait 8 araç insanları uzaya götürdü (ABD'nin Mercury, Gemini, Apollo, Space Shuttle araçları; Rusya'nın Vostok, Voskhod, Soyuz araçları; ve Çin'in Shenzhou uzay aracı). ||||||||||Gemini|Apollo||Navette|||Vostok|Voskhod|Soyouz||||Shenzhou|| |||belonging to|||to space|took||Mercury|Gemini spacecraft|Apollo 1|Space Shuttle|Space Shuttle|vehicles||Vostok(1)|Voskhod 1|Soyuz spacecraft|vehicles||China's|Shenzhou spacecraft|| Listeye şimdi de Dragon kapsülü ekleniyor. ||||capsule| the list||||capsule|being added SpaceX uzaya insan götüren ilk özel şirket olma ünvanını kazanıyor. SpaceX||||||||| SpaceX|to space||sending humans|||||title|is earning Bir başka deyişle astronot taksiciliği başlıyor ||||taxi| ||in other words|astronaut (1)|taxi driving|

Şaka değil, gerçekten Dragon yani ejderha kapsülüne “astronot taksi” lakabı verilmiş. |||||dragon|de capsule|||surnom| |||||dragon|capsule|astronaut taxi||nickname|given Gerek bu aracın ve gerekse bu uzay görevinin tüm aşamaları öyle ilginç tasarım özelliklerine sahip ki bana göre uzay çağında yeni bir döneme geçildiğinin en önemli işaretleri bunlar. |||||||||étapes|||de conception|caractéristiques||||||||||de passer|||| ||the vehicle||as well as|||mission||phases||||||||||age||||transitioned|||signs| Both this vehicle and all phases of this space mission have such interesting design features that, in my opinion, these are the most important signs of a new era in the space age. 2001 uzay macerası gibi bilim kurgu filmlerindeki estetiğin gerçeğe dönüştüğü günlerdeyiz. |aventure||||dans ses films|esthétique|||nous sommes dans des jours

Geri sayımı burada durdurup bu fırlatmayı diğerlerinden ayıran 7 tasarım farklılığına bir göz atalım. |compte à rebours||d'arrêt||||||de la différence||| Let's stop the countdown here and take a look at 7 design differences that set this launcher apart from the rest.

1\\. Ulaşım

Öncelikle astronotları fırlatma rampasına götüren konvoya bakalım. |astronauts||rampe||au convoi| Geleneksel olarak burada “astronot transfer van” denilen bir araç kullanılır. Bildiğin servis aracı gibi bir şey bu. Bu kez kullanılacak araç Tesla Model X. Falcon 9 roketine gidecek olan astronotları 14 km'lik yolda bir Model X taşıyacak. ||utilisé||||||||||||||| SpaceX – Model X. Adeta tüm markalama çalışması bugünleri düşünerek yapılmış gibi. |||||marquage||ces jours|||

2\\. Logo Logo

Falcon 9 roketinin üzerinde elbette SpaceX logosu var. |de sa fusée||||| Fakat bu uçuşu onlara yaptıran yani finanse eden kurum NASA olduğu için onların da logosunun bulunması gerekiyor. ||vol||||||institution|||||||| Bir tasarımcı olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: köfte adı verilen bu logo, tasarım okullarında “bir logo nasıl tasarlanmamalı” konusunda ders olarak okutulmalı. ||||||boulette||||||||||ne devrait pas être conçu||||devrait être enseigné As a designer, I can easily say this: this logo, called meatball, should be taught in design schools as a lesson on “how not to design a logo”. Bu kadar mı kötü bir logo tasarımı yapılır? Is it such a bad logo design? Bir de 70'li yıllarda kullandıkları logoya bir bakın. |||||logo|| Solucan adı verilen bu logo tam tersine bence bugüne kadar bir marka için yapılmış en güçlü tasarımlardan biri. ||||||||||||||||designs| On the contrary, this logo called Worm is one of the most powerful designs ever made for a brand. Tamamen geleceği çağrıştırıyor ama on yıllardır kullanılmıyor… idi… Bu fırlatmada birdenbire geri geldi. ||évoque|||||||lancer||| It totally evokes the future but hasn't been used for decades… it was… It came back suddenly on this launch. Falcon 9 roketinin üzerinde eski olmasına rağmen şimdikinden çok daha yenilikçi bu logo olacak. ||||||que maintenant|||||| On the Falcon 9 rocket, this logo will be much more innovative than it is now, although it is old.

3\\. Kıyafet vêtement

Model X ile rampaya ulaşan atronotların kıyafetlerine ne demeli? |||rampe||astronautes|à leurs vêtements|| Bunların tasarımı da özel olarak SpaceX tarafından yaptırıldı. |||||||a été fait Ve amaçları gerçekten de astronotları daha havalı göstermek. Bunun için Hollywood'da Batman, Wonder Woman, Wolverine, Black Panther gibi filmlerin kostüm tasarımcısıyla çalışmışlar. ||à Hollywood|Batman|Wonder|femme|Wolverine|||||costume|le designer de costumes| NASA'nın, Boeing'in ya da Rus Uzay Ajansı'nın yaptığı garip tasarımlardan oldukça farklı. |de Boeing|||||||||| O yüzden eskiden olduğu gibi kırmızı tulumlar giymiş astronotlar gibi değil de az sonra kırmızı halıda yürüyecek aktörler gibi duruyorlar. ||||||salopettes|||||||||sur le tapis||acteurs||

4\\. Yol

Aslında astronotların da üzerinde yürüdüğü bir çeşit kırmızı halı var: mürettebat erişim kolu. ||||marche||||tapis|||| En réalité, il existe un type de tapis rouge sur lequel les astronautes marchent : le bras d'accès de l'équipage. Normalde inşaatlarda kullanılan iskelelere benzeyen bir yapı bu. |||aux échafaudages|||| C'est une structure qui ressemble normalement aux échafaudages utilisés dans la construction. Geçen yıl NASA'nın Kennedy Uzay Üssü'ne gittiğimde SpaceX'in kullandığı tarihi fırlatma rampasında bundan çok daha farklı yeni bir yapı görmüştüm. |||Kennedy||à la base||de SpaceX||historique||rampe|||||||| L'année dernière, lorsque je suis allé au Kennedy Space Center de la NASA, j'ai vu une toute nouvelle structure très différente sur la rampe de lancement historique utilisée par SpaceX. İşte o da tam olarak haftaya gerçekleşecek bu görev için tasarlanmış yeni mürettebat kolu. |||||la semaine prochaine|||||||| Astronotların uzaya gitmeden önce dünyada yürüdükleri son 25 metre. |||||ont marché|| Sembolik önemi olan böyle bir yolun tasarımı da değişmiş.

5\\. Kapsül capsule

En önemli değişikliklerden biri Dragon kapsülünün tasarımı. ||des changements|||de la capsule| Koltuklarından renklerine ve yerleşimine kadar Tesla araçlarının iç tasarım estetiğinin ipuçlarını taşıyor. des sièges|à leurs couleurs||aménagement||||||esthétique|| 4 metre çapında ve 8 metre yüksekliğindeki bu araç tıpkı bir Model X gibi 7 kişilik kapasiteye sahip. |||||||||||||capacité| Alt tarafında 37 metreküplük bir bagajı var. ||de 37 mètres cubes||| It has a 37 cubic meter trunk on the underside. İlk insanlı uçuşunda sadece 2 kişiyi götürecek ama daha sonraki görevlerde bu sayının artması bekleniyor. ||vol|||||||||||

6\\. Kontrol

Tesla araçlarının en önemli özelliklerinden biri geleneksel otomobil kontrollerini kaldırıp yerine dokunmatik bir ekran yerleştirmekti. ||||||||de contrôle|||tactile||| Aynı şeyi Dragon kapsülünde de yapmışlar. |||dans la capsule|| Astronotların önünde üç tane ekran var. Bunlarda ne gördüklerini ve nasıl kontrol edeceklerini videonun başında göstermiştim. à cela||ils ont vu||||feraient|||j'avais montré At the beginning of the video, I showed what they see in them and how to check them. Aslında yine Tesla'larda olduğu gibi bunlarda da hemen her şey otonom olarak gerçekleşecek. ||dans les Tesla||||||||autonome|| In fact, as with Teslas, almost everything will be done autonomously. Astronotlar gerekirse manuel kontrole geçecek. ||manuel|contrôle| Diğer kargo görevlerinde gönderilen kapsüller ISS'teki robotik kol yardımıyla kenetleniyordu. ||dans les missions||les capsules|sur l'ISS|robotique|||s'attachait Capsules sent on other cargo missions were docked with the help of a robotic arm on the ISS. İlk kez olarak Dragon uzay aracı, kenetleme işlemini kendisi yapacak. ||||||docking|opération|| For the first time, the Dragon spacecraft will do the docking itself. Bir aksilik olursa içindeki astronotlar manuel olarak kenetlemeyi gerçekleştirecek. |problème||||||verrouillage|réalisera

7\\. Fırlatma

Geri sayımın ardından Falcon 9 roketleri ateşlenecek. |compte à rebours|||fusées|seront allumés Kalkıştan 2,5 dakika sonra ilk aşama tamamlanarak booster ayrılacak ve dünyaya geri dönecek. |||||en étant complétée|fusée||||| 6 dakika sonra ikinci aşama tamamlanacak ve mürettebatı taşıyan Dragon kapsülü uzayda tek başına ilerlemeye başlayacak. ||||||l'équipage|||||||| Bir dizi hassas manevralarla yörüngede yavaş yavaş ilerleyip yükselmeye başlayacak. |||manœuvres||||avancer|à s'élever| 19 saatlik bir yolculuğun ardından ISS'e kenetlenecek. ||||à l'ISS|s'attachera After a 19-hour journey, it will dock with the ISS. Nisan ayından beri orada olan biri Amerikalı ikisi Rus astronot ve kozmonotlar kapıyı açarak gelen misafirlerini karşılayacak. |||||||||||||en ouvrant||ses invités|accueillera

27 Mayıs TSİ 23:33'te gerçekleşecek bu tarihi fırlatmayı ben de canlı olarak yayınlayacağım ama buradan YouTube'dan değil, Dlive'dan aktaracağım. ||||||||||||||||Dlive| Geçtiğimiz ay Starlink uydularının fırlatılışını da yine sadece oradan canlı olarak yayınlamıştım. ||Starlink|de ses satellites|||||||| Last month, I also broadcast the launch of Starlink satellites live only from there. Fırlatma öncesinde canlı yayına 1,5 – 2 saat kadar önce başladım. Before the launch, I started the live broadcast 1.5 - 2 hours ago. Uzun uzun sohbet ettik izleyicilerle. ||||avec les spectateurs Gerçekten çok güçlü ve tutkulu bir topluluğa sahip. ||||passionné||communauté| It has a really strong and passionate community. Beni yayına davet eden Dlive çalışanlarından 2018'den beri Türkiye'deki yerel ofisiyle faaliyet gösterdiklerini öğrendim. ||||||||||bureau||ils ont fonctionné| I learned from Dlive employees who invited me to broadcast that they have been operating with their local office in Turkey since 2018. Sağolsunlar bu videonun sponsoru da oldular. Thankfully, they are also the sponsor of this video. Dlive'ı kendim kullandığım gibi özellikle içerik üretmeyi ve ürettiği bu içeriği canlı yayınlarla sunmayı isteyen herkese tavsiye ederim. Dlive||||||||||||avec des diffusions|présenter|||| Çünkü blockchain tabanlı bir canlı yayın platformu. |blockchain||||| Because it is a blockchain-based live broadcasting platform. Bundan yani blok zincirinden Bitcoin özelinde bahsetmiştim sizlere. ||bloc|chaîne||en particulier|| DLive geleceğin teknolojisi olarak adlandırılan bu blockchain üzerine inşa edildiği için sadece bir canlı yayın platformu değil aynı zamanda dünyanın en büyük merkeziyetsiz uygulaması (Decentralized application) olma özelliğini de taşıyor ve diğer canlı yayın platformlarının aksine kullanıcılarından aldığı kesintiler ile değil blockchain üzerine kurulu bu teknolojisi sayesinde bir gelir modeli üretiyor. ||||appelée||||||||||||||||||décentralisée||Décentralisée|application|||||||||des plateformes||de ses utilisateurs||interruptions|||||||||||| Bu sayede hiçbir platform kesintisi yapmıyor. ||||de coupure| Bunun yanında hem kullanıcılarını hem de yayıncılarını ödül sistemleri ile sürekli olarak ödüllendiriyor. |||ses utilisateurs|||les éditeurs||||||récompense Sadece yayın yapan kişi değil bu yayınları izleyen ve sohbet eden kişiler de ganimet sandığı ile sürekli olarak Lemon puanlar kazanabiliyor ve bu puanlarla favori yayıncılarını destekleyebiliyor. |||||||||||||butin|coffre||||Lemon|points||||avec ces points|||soutenir BTT Stake özelliği kullanılarak platformdaki toplam tüketimden günlük olarak pay alınabiliyor ve bir pasif gelir kaynağı elde edilebiliyor. BTT|Stake|||sur la plateforme||de consommation||||||||||| La fonctionnalité BTT Stake permet de recevoir une part quotidienne de la consommation totale de la plate-forme, ce qui permet d'obtenir une source de revenu passif.

27 Mayıs'ta hedeflenen bu fırlatmadan yine 1,5 saat önce -22:00'de- sizleri https://dlive.tv/BarisOzcan adresine bekliyorum. |prévu||||||||||||à l'adresse| Je vous attends le 27 mai, une heure et demie avant le lancement prévu - à 22h00 - sur https://dlive.tv/BarisOzcan. Hem soru-cevap yapıp biraz sohbet ederiz hem de bu tarihi fırlatmayı adım adım birlikte izleriz. Nous pourrons poser des questions, discuter un peu, tout en suivant ensemble ce lancement historique étape par étape.

Fırlatılacak iki astronotun ne kadar uzayda kalacağına henüz karar verilmedi. ||astronaute||||resterá||| Normalde 6 aylık görevler için gönderiliyor. ||||est envoyé Ancak bu uçuş bir demo olarak ilk kez yapıldığından 1 ila 4 ay arasında bir süre boyunca orada kalmaları bekleniyor. ||||démonstration||||étant fait||||||||leur séjour| Giden iki astronottan biri uzaya Amerika'dan fırlatılan son kişi. ||astronaute|||||| One of the two astronauts to go is the last person to be launched into space from America. Bunun da sembolik bir anlamı var. 2011 yılındaki son uzay mekiği görevinden bu yana Amerikalı astronotları Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden fırlatılan Rus Soyuz aracı uzaya taşıyordu, kişi başı 80 milyon dolarlık bir bilet fiyatı karşılığında. ||||||||||||||||||transportait|||||||| Since the last space shuttle mission in 2011, the Russian Soyuz vehicle launched from the Baikonur Cosmodrome in Kazakhstan has carried American astronauts into space, for a ticket price of $80 million per person. 9 yıl sonra ilk kez ABD astronotlarını kendi topraklarından fırlatacak ama bunu da yine kendisi değil ihale ettiği özel bir şirkete yaptırmış olacak. |||||astronautes||||||||||appel d'offres|||||| İşte tüm bu özellikleri nedeniyle bu fırlatmanın insanlığın uzay macerasında yeni bir döneme geçildiğini gösterdiğini düşünüyorum. ||||||lancer|||dans l'aventure||||est passé|montre| Bugüne kadar devletlerin tekelinde olan uzayın artık özel girişimcilere de açıldığı bir yeni dönem olacak bu. |||monopole|||||||||||| Tasarımlarla beraber pek çok şeyin değiştiğine, hızlandığına, fonkisyonun yanında formun da önem kazandığına tanık olacağız. avec les designs||||||à sa vitesse|de la fonction||forme|||a gagné|| We will witness that many things change and accelerate with the designs, and that the form gains importance as well as the function.

Artık kartallar değil ejderhalar yüksekten uçacak… |les aigles||dragons|haut|voleront Now dragons, not eagles, will fly high…