×

Χρησιμοποιούμε cookies για να βελτιώσουμε τη λειτουργία του LingQ. Επισκέπτοντας τον ιστότοπο, συμφωνείς στην πολιτική για τα cookies.

image

Culture Talk Turkey, Traditional Wrestling in Edirne

Traditional Wrestling in Edirne

Aynı zamanda bir de Edirne'de kırkpınar dediğimiz güreş turnuvaları düzenlenir. Güreş bizim ata sporumuzdur, geleneksel bir spordur yani. Kırkpınar'da yapılan güreşlerin özelliği yağlı güreş olmasıdır, yani insanlar vucütlarına yağ sürerek güreş yaparlar.

Kırkpınar'ın da bir hikayesi vardır. Yine sanırım Osmanlı Imparatorluğu'nun ilk kurulduğu dönemlerde, askerler savaşa giderken mola vermişler, ya da bir yeri fethettikten sonra, Edirne yakınlarında bir yerde bir mola vermişler ve askerler kendi aralarında güreş tutmaya başlamış. Ama Ali ve Selim diye bilinen iki kardeş, sanırım bunlar kardeşti, yanılmıyorsam, birbirlerini bir türlü yenememişler güreşte. Sonra bir süre sonra tekrar başka bir yerde mola verdiklerinde tekrar bu iki kardeş güreş tutmaya başlamış ama sabahtan akşama kadar güreştikleri halde yine birbirlerini yenememişler. Ve orda güreşerek can vermişler, ölmüşler, yani birbirlerini yenemedikleri için, ikisi de yorgunluktan ölmüş. Sonra arkadaşları da onları oraya gömmüşler, olduklara yere.

Daha sonra uzun yıllar sonra buraya geldiklerinde, bu insanların mezarlerının bulundukları yere geldiklerinde, orda gürül gürül akan bir pınar görmüşler, ve bu yüzden kırkpınar diye anılıyor bu şenlikler. Ve Türkiye'de çok ünlü, televizyonlarda yayınlanıyor müsabakalar, ve Türkiye'nin bir çok yerinden insanlar bu müsabakaları seyretmeye geliyor. Aynı zamanda da Kırkpınar'ın kendine ait bir kültürü var, kendine ait özellikleri var. Mesala Kırkpınar ağası olur her yıl başka biri, bu eskiden nasıldı bilmiyorum ama şu anda Kırkpınar ağası demek, yani genelde müsabakaları sponsor eden kişi demek, ve altın kemer verilir birinci gelen pehlivana. Güreşen insanlara biz pehlivan deriz, ve onların giydiği özel kiyafetler vardır, kispet deriz ona, yani güreşçi mayosu gibi ama daha farklı. Yani bu da Edirne'nin özelliklerinden bir tanesi.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Traditional Wrestling in Edirne |lutte traditionnelle|| Traditional Wrestling|Oil Wrestling||Edirne |Ringen||Edirne Traditionelle Ringkämpfe in Edirne Παραδοσιακή Πάλη στην Εντιρνέ Traditional Wrestling in Edirne Lutte traditionnelle à Edirne Lotta tradizionale a Edirne Традиционная борьба в Эдирне Традиційна боротьба в Едірне 埃迪尔内的传统摔跤

Aynı zamanda bir de Edirne’de kırkpınar dediğimiz güreş turnuvaları düzenlenir. |||de||||wrestling||est organisé ||||in Edirne|Kırkpınar|genannt||Turniere|werden veranstaltet |||||Kirkpinar wrestling|"we call"|wrestling|wrestling tournaments|are held Zur gleichen Zeit werden in Edirne Kırkpınar genannte Ringerturniere veranstaltet. At the same time wrestling tournaments that we call Kırkpınar in Edirne are organized. En même temps, des tournois de lutte appelés Kırkpınar sont organisés à Edirne. В это же время в Эдирне проводятся борцовские турниры под названием Кыркпынар. Güreş bizim ata sporumuzdur, geleneksel bir spordur yani. ||ancêtre||||sport traditionnel| Wrestling||ancestor sport|is our sport|traditional||traditional sport| |||Sport|||Sport| Wrestling is our horse sport, a traditional sport. La lutte est notre sport traditionnel, c'est un sport traditionnel en fait. Борьба - это наш исконный, традиционный вид спорта. Kırkpınar’da yapılan güreşlerin özelliği yağlı güreş olmasıdır, yani insanlar vucütlarına yağ sürerek güreş yaparlar. ||lutte|caractéristique|huileux||||||||| in Kırkpınar||Wettkämpfen||||ist|||ihre Körper||schmieren|| at Kırkpınar|held|wrestling matches|feature|oily|wrestling|is oil wrestling|||their bodies|oil|applying oil||wrest The feature of wrestling in Kırkpınar is oil wrestling, that is, people wrestle by rubbing oil on their bodies. La particularité des luttes qui se déroulent à Kırkpınar est qu'elles sont de la lutte à l'huile, c'est-à-dire que les gens s'enduisent le corps d'huile pour lutter. Характерной особенностью борьбы в Кыркпинаре является то, что это масляная борьба, то есть люди борются, нанося масло на свое тело.

Kırkpınar’ın da bir hikayesi vardır. Kırkpınar|||| Kırkpınar's|||| von Kırkpınar|||| Kırkpınar also has a story. У Кыркпынара тоже есть своя история. Yine sanırım Osmanlı Imparatorluğu’nun ilk kurulduğu dönemlerde, askerler savaşa giderken mola vermişler, ya da bir yeri fethettikten sonra, Edirne yakınlarında bir yerde bir mola vermişler ve askerler kendi aralarında güreş tutmaya başlamış. |||Империи|||||||||||||||||||||||||||| |||de l'Empire|||||||||||||||Edirne|||||pause|||||entre eux||| again|||of the Empire||established|in the early days|soldiers|to war|going|break|have rested|||||after conquering|||near Edirne|||||||||among them||taking|begun |||des Imperiums||gründete|Zeiten||Krieg||Pause|gegeben|||||erobert haben||||||||||||||nehmen|vergeben Ich glaube, in den frühen Tagen des Osmanischen Reiches machten die Soldaten auf dem Weg in den Krieg oder nach der Eroberung eines Ortes irgendwo in der Nähe von Edirne eine Pause, und die Soldaten begannen, miteinander zu ringen. Again, I think in the early days of the Ottoman Empire, soldiers took a break on their way to war, or after conquering a place, they took a break somewhere near Edirne and the soldiers started to wrestle among themselves. Опять же, я думаю, что в первые дни существования Османской империи солдаты делали перерыв по пути на войну или после завоевания какого-то места, они делали перерыв где-то в окрестностях Эдирне, и солдаты начинали бороться между собой. Ama Ali ve Selim diye bilinen iki kardeş, sanırım bunlar kardeşti, yanılmıyorsam, birbirlerini bir türlü yenememişler güreşte. |||||bekannt|||||waren|wenn ich mich nicht irre||||haben sie sich nicht besiegen können|im Wrestling |||Selim||known||brothers|I think||siblings|if I'm not mistaken|each other||anyway|haven't defeated|in wrestling ||||||||||siblings|||||| Aber zwei Brüder, Ali und Selim, ich glaube, sie waren Brüder, wenn ich mich nicht irre, konnten sich nicht gegenseitig im Ringen besiegen. But the two brothers known as Ali and Selim, I think they were brothers, if I am not mistaken, they could not beat each other in wrestling. Но два брата, Али и Селим, кажется, братья, если я не ошибаюсь, не могли победить друг друга в борьбе. Sonra bir süre sonra tekrar başka bir yerde mola verdiklerinde tekrar bu iki kardeş güreş tutmaya başlamış ama  sabahtan akşama kadar güreştikleri halde yine birbirlerini yenememişler. |||||||||sie geben||||||||||||gekämpft|||| ||while||again|another||place|break|when they stopped|again||||||||from the morning|||wrestled even though|although|again|each other| |||||||||||||||||||||guerre de lutte|||| Nach einer Weile, als sie an einem anderen Ort eine Pause einlegten, begannen die beiden Brüder wieder zu ringen, aber obwohl sie von morgens bis abends rangen, konnten sie sich nicht mehr gegenseitig besiegen. Then, after a while, when they took a break somewhere else, these two brothers started wrestling again, but even though they wrestled from morning till night, they could not defeat each other. Через некоторое время, когда они передохнули в другом месте, эти два брата снова начали бороться, но, хотя они боролись с утра до вечера, они не могли победить друг друга снова. Ve orda güreşerek can vermişler, ölmüşler, yani birbirlerini yenemedikleri için, ikisi de yorgunluktan ölmüş. ||||||||ne pouvaient pas se vaincre||||| |dort|ringeend|leben||gestorben|||||||von Müdigkeit|gestorben |there|wrestling|life|they had given|died|that is|each other|could not defeat||||from exhaustion|died Und dort rangen sie bis zum Tod, sie starben, das heißt, weil sie sich nicht besiegen konnten, sie starben beide an Erschöpfung. And there they died wrestling, they died, that is, because they could not beat each other, they both died of exhaustion. И там они боролись до смерти, они умерли, то есть потому, что не смогли победить друг друга, они оба умерли от истощения. Sonra arkadaşları da onları oraya gömmüşler, olduklara yere. |||||les ont enterrés|| |friends|||there|buried them there|they were| |||||begraben|an den Ort| Dann begruben seine Kameraden sie dort, wo sie waren. Then their friends buried them there, where they were. Потом его товарищи похоронили их там, где они были.

Daha sonra uzun yıllar sonra buraya geldiklerinde, bu insanların mezarlerının bulundukları yere geldiklerinde, orda gürül gürül akan bir pınar görmüşler, ve bu yüzden kırkpınar diye anılıyor bu şenlikler. |||||||||ihrer Gräber|ihnen||||rauschend||fließend|||||||||genannt||Festspiele |||years|||when they arrived|||"their graves"|where they are||||gurgling|roaring|flowing||spring of water|have seen||||||called||festivities ||||||||||où se trouvent||||||coule||source d'eau|||||||est appelé||festivités Später, als sie nach vielen Jahren hierher kamen, sahen sie an der Stelle, an der sich die Gräber dieser Menschen befanden, eine Quelle fließen, und deshalb werden diese Feste Kırkpınar genannt. Later, when they came here many years later, when they came to the place where the graves of these people were located, they saw a spring flowing, and that is why these festivities are called Kırkpınar. Plus tard, des années après, lorsqu'ils sont venus ici, ils ont vu une source jaillissante à l'endroit où se trouvaient les tombes de ces gens, et c'est pourquoi ces festivités sont appelées Kırkpınar. Позже, когда они пришли сюда через много лет, то, придя на место, где находились могилы этих людей, увидели, что там течет родник, и поэтому эти праздники называются Кыркпинар. Ve Türkiye’de çok ünlü, televizyonlarda yayınlanıyor müsabakalar, ve Türkiye’nin bir çok yerinden insanlar bu müsabakaları seyretmeye geliyor. ||||||соревнования||||||||соревнования|| |||||sont diffusées||||||||||regarder| ||||on television|being broadcasted|competitions||Turkey's|||from many places|||competitions|to watch|come ||||||Wettkämpfe||||||||Wettkämpfe|sehen| Er ist in der Türkei sehr bekannt, die Wettbewerbe werden im Fernsehen übertragen, und Menschen aus vielen Teilen der Türkei kommen, um diese Wettbewerbe zu sehen. And Turkey is very famous, publishing competitions on television, and a lot of people coming to watch these competitions throughout Turkey. Et en Turquie, il est très célèbre, les compétitions sont diffusées à la télévision, et des gens de nombreux endroits en Turquie viennent regarder ces compétitions. Он очень известен в Турции, соревнования транслируются по телевидению, и люди из многих уголков Турции приезжают посмотреть на эти соревнования. Aynı zamanda da Kırkpınar’ın kendine ait bir kültürü var, kendine ait özellikleri var. |||||propre||||||| |||||own||culture||||characteristics| |||||||||||Eigenschaften| At the same time, Kırkpınar has its own culture, it has its own characteristics. En même temps, Kırkpınar a sa propre culture, il a ses propres caractéristiques. В то же время Кыркпынар имеет свою собственную культуру и особенности. Mesala Kırkpınar ağası olur her yıl başka biri, bu eskiden nasıldı bilmiyorum ama şu anda Kırkpınar ağası demek, yani genelde müsabakaları sponsor eden kişi demek, ve altın kemer verilir birinci gelen pehlivana. |||||||||||||||||||||||||||||||lutteux ||Aga|||||||||||||||||||||||||Gürtel|wird vergeben|||pehlivan ||chief or sponsor|||||||before|||||||||||the competitions|sponsor||||||golden belt|is given|||wrestler Zum Beispiel ist Kırkpınar agha jedes Jahr eine andere Person, ich weiß nicht, wie es früher war, aber jetzt bedeutet Kırkpınar agha, das heißt, die Person, die normalerweise die Wettkämpfe sponsert, und der goldene Gürtel wird dem Ringer verliehen, der den ersten Platz belegt. For example, Kırkpınar becomes another person every year, I don't know how it used to be, but now it means Kırkpınar Ağası, which means the sponsor of the competitions, and the golden belt is given to the first pehlivan. Например, Кыркпынар ага - это каждый год разный человек, не знаю, как было раньше, но сейчас Кыркпынар ага означает человека, который обычно спонсирует соревнования, а золотой пояс получает тот борец, который приходит первым. Güreşen insanlara biz pehlivan deriz, ve onların giydiği özel kiyafetler vardır, kispet deriz ona, yani güreşçi mayosu gibi ama daha farklı. |||lutteurs||||||||||||lutteur|maillot de lutte|||| Güreşen|||Ringer||||tragen||Kleidung||Kispet||||Wrestler|Badeanzug|||| Wrestling|||wrestler|we call|||"they wear"||wrestling outfits||wrestling leather pants||||wrestler|wrestling outfit|||| Wir nennen Leute, die ringen, pehlivan, und sie tragen spezielle Kleidung, wir nennen sie kispet, das ist wie der Badeanzug eines Ringers, aber anders. We call wrestling people wrestlers, and there are special clothes they wear, we call it kispet, like wrestler swimwear but different. Мы называем людей, которые занимаются борьбой, пехливанами, и они носят специальную одежду, мы называем их киспет, которая похожа на купальник борца, но отличается от него. Yani bu da Edirne’nin özelliklerinden bir tanesi. |||d'Edirne||| |||Edirne's|features|| |||von Edirne|Eigenschaften||eine So this is one of the characteristics of Edirne. Это одна из особенностей Эдирне.