×

Χρησιμοποιούμε cookies για να βελτιώσουμε τη λειτουργία του LingQ. Επισκέπτοντας τον ιστότοπο, συμφωνείς στην cookie policy.


image

Beyhan Budak, GÜÇLÜ İNSANLARIN 6 ALIŞKANLIĞI

GÜÇLÜ İNSANLARIN 6 ALIŞKANLIĞI

Merhaba sevgili dostum

Dünya adeletsiz, dünya acımaz bir yer

ve böyle bir yerde güçlü kalabilmek önemli

ama bu kadar adeletsiz ve acımaz bir dünyada güçlü kalmak gerçekten çok zor

peki bunu yapabilen insanlar nasıl başarıyorlar

bu videoda sana güçlü insanların bazı alışkanlıklarından bahsetmek istiyorum

güçlü insanlar ulaşmak istediği hedefleri

etrafındaki insanlarla paylaşmıyorlar

Bu durumu sık dile getirmiyorlar.

Bunun aslında şöyle bir mantığı var.

Ulaşmak istediğin hedefe ulaştığın zaman bir tatmin duygusu elde edeceksin. Ama sen devamlı; ben şunu yapmak istiyorum,

ben bunu yapmak istiyorum dediğin zaman,

ortaya, bunu anlattığın zaman bile,

bir şekilde bir tatmin duygusu hatta duygucuğu ortaya çıkıyor.

Böyle olduğu zaman, ulaştığında elde edeceğin şey,

senin için çok cazip olma özelliğini kaybediyor

ve uzun vadede baktığımız zaman

etrafındaki insanlarla sıklıkla paylaştığın hedefler,

bir süre sonra seni motive etmemeye başlıyor.

Yani etrafındaki insanlarla paylaşırsan

geçici bir tatmin yaşarsın,

uzun vadede hedefe ulaşma konusundaki motivasyonun düşer.

O yüzden buna dikkat etmekte fayda var diye düşünüyorum.

Güçlü insanlar günlük hayatta yaşadığı sorunları kişiselleştirmemeye gayret ediyorlar.

Çünkü şu dünyada milyarlarca insan var.

Ve herkesin birbiri ile ilgili bir düşüncesi var.

Eğer ki yaşadığın her sorunu kendi üzerine alırsan

gerçekten çok yorulursun. Ve yorulduğun zaman,

yorulan insan güçlü kalamaz şu hayatın acımasızlığı içerisinde.

Bunun için, birisi sana kötü bir şey yapıyorsa,

birisi sana çok kötü bir şey diyorsa

şunu asla unutma:

Elbette bu işin içinde senin de hatan olabilir ama,

temelde herkes kendi hakkını koruyor.

kendi çıkarının peşinde.

Belki kendi içinde halledemediği bir mevzudan dolayı sana böyle yaklaşıyor.

Böyle düşünürsen sanki o çizgi filmlerdeki koruyucu kalkan vardır ya ışıklı,

korunan insanlar,

aynen öyle bir kalkan oluşturursun

ve gün içindeki böyle...

gereksiz şeyler seni yormamaya başlar ve

hayata karşı daha dik durman mümkün olabilir.

Güçlü insanların kolay hayat beklentisi yoktur.

Onların beklentisi;

Hayat zor olacaktır bunu biliyorum ama

buna dayanma gücüne sahip olmalıyım beklentisidir.

Ama sen kolay hayat beklersen,

bu gerçekçi olmayan bir beklenti olduğu için

sen her daim hayal kırıklığına uğramaya mahkumsundur.

Hayatın maalesef kolay olan bir versiyonu yok.

Dediğim gibi sıkıntı; insan olmanın meslek hastalığıdır.

Önemli olan burada;

hayatın zorluğundan şikayet etmek değil.

Ben bu zorluklara karşı nasıl göğüs gerebilirim, nasıl dik durabilirim bunu düşünebilmek.

Güçlü insanların bir diğer özelliği de çok konuşmaktan kaçınmalarıdır.

Az konuşurlar öz konuşurlar.

Bak atasözlerine, deyimlere...

Hepsi aslında bize az konuşmanın erdeminden bahseder.

Ama bazen günümüz dünyasında

herkes bir şey paylaşırken

sanki çok paylaşmak, çok anlatmak,

çok değerliymiş, önemliymiş gibi bir yanılgıya kapılıyoruz.

Sana şunu net olarak söyleyebilirim sevgili dostum,

Çok konuşuyorsan; bir süre sonra ya boş konuşmaya başlarsın

ve etrafındaki insanların gözünde değer kaybedersin

ya da boş konuşmuyorsan bile

kendine dair anlatmaman gereken şeyleri insanlarla paylaşıyorsundur.

bu da senin için ciddi bir imaj kaybına, imaj zedelenmesine neden olacaktır.

Güçlü insanlar ne tamamen sisteme uyumludur,

ne de tamamen uyumsuzdur.

Burada neyi kastediyorum?

Eğer sen sisteme,

içinde bulunduğun dünyaya tamamen uyum sağlarsan,

bir bakmışsın ki diğer bir milyar insandan

diğer beş-on milyar insandan sadece birisi olursun.

Ama bir yandan uyumsuz olursan,

tamamen uyumsuz olursan,

bu sefer sistem seni dışlayacaktır.

Şu hayatta hiç bir hedefini gerçekleştirme olanağına sahip olamayacaksındır.

Şöyle etrafında

ya da tarihte, devrimci olan insanlara bir bakmanı isterim senden.

Bu insanlar hep belli bir noktada kariyeri yüksek giden insanlardır.

Belli bir noktada toplum içinde sevilen, değer gören insanlardır.

Bu şu anlama geliyor;

belli bir ölçüde sistemin gerekliliklerini yerine getiriyorlar.

Ama ne zaman ki içinde,

toplumda değiştirmek istediği, uyumsuz olan bir nokta var.

yolun başında bunun için savaşmaya başlasa

şöyle bir durum çıkacak ortaya;

İnsanlar onu sistemin dışına itecekler ve sen işlevsiz kalacaksın.

Ama ne yapıyor?

Belli bir noktaya kadar sisteme uyumluymuş gibi davranıp güçlü olmaya başlıyor.

Güçlü olduğu zaman,

tamamen gücünün yeteceğini hissettiği zaman, uyumsuz düşüncelerini

yani toplumu değiştirebileceğini düşündüğü,

güzel düşüncelerini ortaya koymaya başlıyor.

Bunu sen hem bir sistem olarak düşünebilirsin,

iş hayatında bile düşünebilirsin.

Diyelim ki sen iş hayatına girdin,

bir iş yerinde çalışıyorsun ve çok bariz hatalar var.

Sen o işe başladığın gün o hataları insanlara söylersen

muhtemelen

en iyi ihtimalle sana tavır alacaklardır.

En kötü ihtimalle seni işten kovacaklardır.

Ne oldu?

Sen değiştirmeye çalıştığın şeyi çok erken ortaya koyduğun için,

dışarı atıldın.

O yüzden bekle, güç sahibi ol. Zamanı gelince de fikirlerini ortaya koymaktan çekinme.

Güçlü insanlar sosyal bulaşıcılık etkisinin farkındadırlar.

Ve bundan dolayı etrafında beraber zaman geçirdiği insanların kalitesine çok ama çok özen gösterirler.

Nedir sosyal bulaşıcılık dediğimiz şey?

Etrafındaki insanları kopyalamaya başlıyorsun bir süre sonra.

Etrafındaki insanlar çok obez insanlarsa,

sen de kilo alma eğilimi içinde oluyorsun.

Etrafındaki insanlar boş işlerle uğraşıyorsa

sen öyle olmasan bile

bir süre sonra sen de onlar gibi olmaya başlıyorsun.

Etrafındaki insanlar; mutsuz, şanssız, devamlı hayattan şikayet eden tiplerse

bir bakmışsın sen de hep hayatta

şikayet edilecek şeyleri görmeye başlamışsın.

O yüzden etrafında kiminle zaman geçirdiğine dikkat etmen lazım.

Bir söz var belki sen de duymuşsundur...

Beraber, yakın

çevrende zaman geçirdiğin, en sık zaman geçirdiğin beş kişinin ortalamasısın diye.

Bundan dolayı birazcık senden üstte olan,

senden daha iyi durumda olan,

senden daha fazla zeki ve tecrübeye sahip insanlarla zaman geçiriyor olman,

onlarla arkadaşlık yapıyor olman,

her zaman seni geliştirecektir.

Peki senin gözlemlediğin şeyler nelerdir, güçlü insanlara dair?

Bunu bizimle yorumlar kısmında paylaşabilirsin.

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum güzel insan.

Eğer ki bu videoyu beğendiysen, beğenmeyi ve

kanalıma abone değilsen abone olmayı unutma.

Kendine çok iyi davran. Görüşmek üzere.


GÜÇLÜ İNSANLARIN 6 ALIŞKANLIĞI 6 HABITS OF POWERFUL PEOPLE

Merhaba sevgili dostum

Dünya adeletsiz, dünya acımaz bir yer

ve böyle bir yerde güçlü kalabilmek önemli

ama bu kadar adeletsiz ve acımaz bir dünyada güçlü kalmak gerçekten çok zor

peki bunu yapabilen insanlar nasıl başarıyorlar

bu videoda sana güçlü insanların bazı alışkanlıklarından bahsetmek istiyorum

güçlü insanlar ulaşmak istediği hedefleri

etrafındaki insanlarla paylaşmıyorlar

Bu durumu sık dile getirmiyorlar.

Bunun aslında şöyle bir mantığı var.

Ulaşmak istediğin hedefe ulaştığın zaman bir tatmin duygusu elde edeceksin. Ama sen devamlı; ben şunu yapmak istiyorum,

ben bunu yapmak istiyorum dediğin zaman,

ortaya, bunu anlattığın zaman bile,

bir şekilde bir tatmin duygusu hatta duygucuğu ortaya çıkıyor.

Böyle olduğu zaman, ulaştığında elde edeceğin şey,

senin için çok cazip olma özelliğini kaybediyor

ve uzun vadede baktığımız zaman

etrafındaki insanlarla sıklıkla paylaştığın hedefler,

bir süre sonra seni motive etmemeye başlıyor.

Yani etrafındaki insanlarla paylaşırsan

geçici bir tatmin yaşarsın,

uzun vadede hedefe ulaşma konusundaki motivasyonun düşer.

O yüzden buna dikkat etmekte fayda var diye düşünüyorum.

Güçlü insanlar günlük hayatta yaşadığı sorunları kişiselleştirmemeye gayret ediyorlar.

Çünkü şu dünyada milyarlarca insan var.

Ve herkesin birbiri ile ilgili bir düşüncesi var.

Eğer ki yaşadığın her sorunu kendi üzerine alırsan

gerçekten çok yorulursun. Ve yorulduğun zaman,

yorulan insan güçlü kalamaz şu hayatın acımasızlığı içerisinde.

Bunun için, birisi sana kötü bir şey yapıyorsa,

birisi sana çok kötü bir şey diyorsa

şunu asla unutma:

Elbette bu işin içinde senin de hatan olabilir ama,

temelde herkes kendi hakkını koruyor.

kendi çıkarının peşinde.

Belki kendi içinde halledemediği bir mevzudan dolayı sana böyle yaklaşıyor.

Böyle düşünürsen sanki o çizgi filmlerdeki koruyucu kalkan vardır ya ışıklı,

korunan insanlar,

aynen öyle bir kalkan oluşturursun

ve gün içindeki böyle...

gereksiz şeyler seni yormamaya başlar ve

hayata karşı daha dik durman mümkün olabilir.

Güçlü insanların kolay hayat beklentisi yoktur.

Onların beklentisi;

Hayat zor olacaktır bunu biliyorum ama

buna dayanma gücüne sahip olmalıyım beklentisidir.

Ama sen kolay hayat beklersen,

bu gerçekçi olmayan bir beklenti olduğu için

sen her daim hayal kırıklığına uğramaya mahkumsundur.

Hayatın maalesef kolay olan bir versiyonu yok.

Dediğim gibi sıkıntı; insan olmanın meslek hastalığıdır.

Önemli olan burada;

hayatın zorluğundan şikayet etmek değil.

Ben bu zorluklara karşı nasıl göğüs gerebilirim, nasıl dik durabilirim bunu düşünebilmek.

Güçlü insanların bir diğer özelliği de çok konuşmaktan kaçınmalarıdır.

Az konuşurlar öz konuşurlar.

Bak atasözlerine, deyimlere...

Hepsi aslında bize az konuşmanın erdeminden bahseder.

Ama bazen günümüz dünyasında

herkes bir şey paylaşırken

sanki çok paylaşmak, çok anlatmak,

çok değerliymiş, önemliymiş gibi bir yanılgıya kapılıyoruz.

Sana şunu net olarak söyleyebilirim sevgili dostum,

Çok konuşuyorsan; bir süre sonra ya boş konuşmaya başlarsın

ve etrafındaki insanların gözünde değer kaybedersin

ya da boş konuşmuyorsan bile

kendine dair anlatmaman gereken şeyleri insanlarla paylaşıyorsundur.

bu da senin için ciddi bir imaj kaybına, imaj zedelenmesine neden olacaktır.

Güçlü insanlar ne tamamen sisteme uyumludur,

ne de tamamen uyumsuzdur.

Burada neyi kastediyorum?

Eğer sen sisteme,

içinde bulunduğun dünyaya tamamen uyum sağlarsan,

bir bakmışsın ki diğer bir milyar insandan

diğer beş-on milyar insandan sadece birisi olursun.

Ama bir yandan uyumsuz olursan,

tamamen uyumsuz olursan,

bu sefer sistem seni dışlayacaktır.

Şu hayatta hiç bir hedefini gerçekleştirme olanağına sahip olamayacaksındır.

Şöyle etrafında

ya da tarihte, devrimci olan insanlara bir bakmanı isterim senden.

Bu insanlar hep belli bir noktada kariyeri yüksek giden insanlardır.

Belli bir noktada toplum içinde sevilen, değer gören insanlardır.

Bu şu anlama geliyor;

belli bir ölçüde sistemin gerekliliklerini yerine getiriyorlar.

Ama ne zaman ki içinde,

toplumda değiştirmek istediği, uyumsuz olan bir nokta var.

yolun başında bunun için savaşmaya başlasa

şöyle bir durum çıkacak ortaya;

İnsanlar onu sistemin dışına itecekler ve sen işlevsiz kalacaksın.

Ama ne yapıyor?

Belli bir noktaya kadar sisteme uyumluymuş gibi davranıp güçlü olmaya başlıyor.

Güçlü olduğu zaman,

tamamen gücünün yeteceğini hissettiği zaman, uyumsuz düşüncelerini

yani toplumu değiştirebileceğini düşündüğü,

güzel düşüncelerini ortaya koymaya başlıyor.

Bunu sen hem bir sistem olarak düşünebilirsin,

iş hayatında bile düşünebilirsin.

Diyelim ki sen iş hayatına girdin,

bir iş yerinde çalışıyorsun ve çok bariz hatalar var.

Sen o işe başladığın gün o hataları insanlara söylersen

muhtemelen

en iyi ihtimalle sana tavır alacaklardır.

En kötü ihtimalle seni işten kovacaklardır.

Ne oldu?

Sen değiştirmeye çalıştığın şeyi çok erken ortaya koyduğun için,

dışarı atıldın.

O yüzden bekle, güç sahibi ol. Zamanı gelince de fikirlerini ortaya koymaktan çekinme.

Güçlü insanlar sosyal bulaşıcılık etkisinin farkındadırlar.

Ve bundan dolayı etrafında beraber zaman geçirdiği insanların kalitesine çok ama çok özen gösterirler.

Nedir sosyal bulaşıcılık dediğimiz şey?

Etrafındaki insanları kopyalamaya başlıyorsun bir süre sonra.

Etrafındaki insanlar çok obez insanlarsa,

sen de kilo alma eğilimi içinde oluyorsun.

Etrafındaki insanlar boş işlerle uğraşıyorsa

sen öyle olmasan bile

bir süre sonra sen de onlar gibi olmaya başlıyorsun.

Etrafındaki insanlar; mutsuz, şanssız, devamlı hayattan şikayet eden tiplerse

bir bakmışsın sen de hep hayatta

şikayet edilecek şeyleri görmeye başlamışsın.

O yüzden etrafında kiminle zaman geçirdiğine dikkat etmen lazım.

Bir söz var belki sen de duymuşsundur...

Beraber, yakın

çevrende zaman geçirdiğin, en sık zaman geçirdiğin beş kişinin ortalamasısın diye.

Bundan dolayı birazcık senden üstte olan,

senden daha iyi durumda olan,

senden daha fazla zeki ve tecrübeye sahip insanlarla zaman geçiriyor olman,

onlarla arkadaşlık yapıyor olman,

her zaman seni geliştirecektir.

Peki senin gözlemlediğin şeyler nelerdir, güçlü insanlara dair?

Bunu bizimle yorumlar kısmında paylaşabilirsin.

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum güzel insan.

Eğer ki bu videoyu beğendiysen, beğenmeyi ve

kanalıma abone değilsen abone olmayı unutma.

Kendine çok iyi davran. Görüşmek üzere.