×

Χρησιμοποιούμε cookies για να βελτιώσουμε τη λειτουργία του LingQ. Επισκέπτοντας τον ιστότοπο, συμφωνείς στην πολιτική για τα cookies.

image

Beyhan Budak, İyi Şeyler İyi İnsanları mı Bulur?

İyi Şeyler İyi İnsanları mı Bulur?

Bazı anne babalar der ya, sen iyi olursan herkes iyi olur.

Aklımızda böyle kalmıştır; iyi şeyler yaparsak iyi şeyler bizi bulur.

Ya başımıza kötü şeyler gelirse, ya kötü şeyler bizi bulursa?

Bu bizim kötü bir insan olduğumuzu mu gösterir?

Sosyal psikolojide bir kavram vardır, adil dünya inancı diye.

Adil dünya inancı hipotezine göre söyle bir sey var, iyi insanların başına iyi şeyler,

kötü insanların başına kötü şeyler gelir.

Bir insan kötü bir şey yaşıyorsa hak etmiştir.

Özellikle, başkalarının başına gelen olayları değerlendirirken bu adil dünya inancı hipotezi beynimizde devreye giriyor.

Kötü bir şey yaşadıysa, "Ya kimbilir ne yaptı da bu başına geldi?" gibi.

Böyle bir durumda aslında başkasına zarar vermiş oluyoruz ama kendimizi bir nebze olsa da bu durumdan kurtarmış oluyoruz ama

Durum bununla sınırlı kalmıyor.

Bazen bu olayı kendi üzerimizde de uyguluyoruz.

Başımıza kötü bir olay geldiği zaman olayı karşı taraf üzerinden değil, sadece kendi üzerimizden değerlendirmeye başlıyoruz

N'oluyor peki? "Evet kötü şeyler yaşıyorum, sanırım ben yeterli değilim, ben iyi bir insan değilim-

ben iyi şeyleri yapamadım bu hayatta." gibi düşünceler zihnimize üşüşüyor.

İşler yolunda gittiği zaman hiçbir problem yok ama ne zaman ki işler tersine dönüyor,

ufak tefek kötü şeyler başımıza geliyor, işte o zaman bir kriz hali ortaya çıkıyor

Diyelim ki bir yerde çalışıyorsun ve bir iki senedir orada çalışıyorsun

amirin senden çok memnun

Başka birisi geliyor o iş yerine ve torpilli olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek.

Amirin sırf o torpili sağlayan kişiye yaranmak adına seni biraz altta görmeye başlıyor

Normalde daha düne kadar senin başarılı olduğunu düşünen kişi seni eleştirmeye başlıyor.

ve sen şöyle düşünmeye başlıyorsun "Ya ben ne hata yaptım niye böyle oluyor?" kendi içinde başarısızlık kazanın kaynamaya başlıyor.

Şimdi bunu, bu olayı bir kenara koyalım başka bir şeyden bahsetmek istiyorum.

Kafanda suyun kaç derecede kaynayacağına ilişkin bir sistem var bir bilgi var ve gerçekliği

türlü türlü şekilde sınanmış.

Sen ölçüyorsun termometreyi suyun içine sokuyorsun normalde kaynayan bir suyun içine 60 derece çıkıyor

ya su bu kadar düşük bir sıcaklıkta kaynamaması lazım

"Allahım ben nerede hata yapıyorum neyi yanlış ölçüyorum?"

Bu sefer kendini sorgulamaya başlıyorsun "Ya sanırım ben bugüne kadar öğrendiğim her şeyi yanlış öğrenmişim, aman Allahım!"

Varlık sebebimiz tartışılmaya açılıyor o zaman, kişiliğimiz krize giriyor ama şöyle bir şeyi es geçiyoruz

genelde yaptığımız en büyük hatalardan birisi. Termometre bozuk olabilir mi?

Böyle durumlarda termometrenin de bozuk olma ihtimalini her zaman aklımıza getirmemiz lazım.

Çünkü kötü olaylar sadece bizim sebebimizle ve bizim yüzümüden başımıza gelmiyor

bazen karsidaki insan biz naparsak yapalım kötü şeyler yapabiliyor bize.

Düşünün ki haberlerde sık sık görüyoruz yüreğimizi ta derinden yaralıyor.

Birçok kadın sıkıntılı psikopat eşleri tarafından öldürülüyor.

Bu kadınlar kötü insanlar mı? Benim karşılaştığım bir iki vaka oldu şöyle söyleyeyim eşinden zarar gören özellikle böyle kadınlar

çok iyi insanlar, çok kibar, çok toleranslı insanlar. Ama onlarin çok iyi bir insan olmaları zarar görmelerine engel olmuyor.

Bu kendi hayatımız için de geçerli. Sen süper iyi bir insan olabilirsin harika bir insan olabilirsin ama etrafındaki insan

senin iyi olmandan bağımsız olarak sana zarar verebilir.

Onun zarar vermesi, onun sana kötü davranması senin kötü olduğun anlamına gelmez.

O yüzden böyle bir olayı değerlendirirken etrafımızdaki insanların bize zarar verme ihtimallerini ve bunun sebeplerini değerlendirirken

her zaman aklımıza şu gelmesi lazım, belki de termometre bozuk...

Bir de bu işin içinde kontrol yanılsaması dediğim bir durum var.

Sanki başımıza gelen gelebilecek her olayı kontrol edebilirmişiz gibi, hayattaki her değişken bizden sorulurmuş gibi.

Ama şöyle bir şey var; insanlar aciz varlıklar. Başına gelen, hayatına gelen, hayatını belirleyen belirleyen çok az şeyi kontrol edebiliyor.

Özellikle kişisel gelişimin son zamanlarda insanların zihnine pompaladığı bir şey var, "iyi düşünürsen iyi olacak evrene gönder mesajları."

Eğer kötü düşünürsen n'olacak? O zaman sanki her şeyi kontrol edebiliyoruz hayatımızda.

Bazen sen ne kadar çabalarsan çabala, ne kadar uğraşırsan uğraş çok istediğin bir şey olmayabilir.

Evet sen uğraşmaktan vazgeçmemelisin, ama bazen sınırlarımızı bilmek, gücümüzün sınırlılığını bilmek teslim olmak bizi cok rahatlatacaktır.

Hayatımızdaki çoğu şey bizim kontrolümüz altında değil, zayıf varlıklarız. Bunu kabullenmek ilk başta bir yenilgi gibi görünüyor belki ama

şöyle söyleyeyim ben kendi adıma, bunu kabullendiğim müddetçe kendimi çok daha rahat, çok daha amacına ulaşmaya çabalayan bir insan olarak görüyorum.

O yüzden kontrol dediğimiz şey bir yanılsamadan ibaret.

Burada kastettiğim kesinlikle şu demek değil, "yani başımıza ne kötü olay gelirse gelsin diğerlerinin suçu."

Bazı insanlar vardır ya bunlar öyledir mesela, ne yaşarsa yaşasın hep etrafındaki insanlar yüzünden olmuştur.

Kastettiğim kesinlikle bu değil. Sadece olay şu; "Yiğidi öldür hakkını yeme."

Buradaki yiğit karşı taraf da olabilir, kendin de olabilir.

Benim kastettiğim, kendini es geçen, bütün sorumluluğu üzerine alan insanlardansan eğer

bunu daha hakkaniyetli bir şekilde değerlendirip bazen bu durumun karşı taraftan da olabileceğini hesaba katman.

Eğer bunu hesaba katarsan daha ilişkileri, hayatı daha sağlıklı algılayacaksın ve kendini daha iyi hissedeceksin.

Dinlediğin için çok teşekkür ediyorum, Psikoloji TV Youtube kanalına abone olmayı ve videoyu beğenmeyi unutma. Kendine çok iyi bak, görüşmek üzere!

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

İyi Şeyler İyi İnsanları mı Bulur? |Things|||question particle|Finds Τα καλά πράγματα βρίσκουν καλούς ανθρώπους; ¿Las cosas buenas encuentran gente buena? Do Good Things Find Good People?

Bazı anne babalar der ya, sen iyi olursan herkes iyi olur. Some|mother|fathers|say|or|you|well|are|everyone|well|will be Some parents say, if you are good, everyone will be good.

Aklımızda böyle kalmıştır; iyi şeyler yaparsak iyi şeyler bizi bulur. in our mind|like this|has remained|good|things|if we do|good|things|us|finds This has stuck in our minds; if we do good things, good things will find us.

Ya başımıza kötü şeyler gelirse, ya kötü şeyler bizi bulursa? If|to us|bad|things|happen|or|bad|things|us|find What if bad things happen to us, what if bad things find us?

Bu bizim kötü bir insan olduğumuzu mu gösterir? This|our|bad|a|person|we are|question particle|shows Does this mean we are bad people?

Sosyal psikolojide bir kavram vardır, adil dünya inancı diye. Social|in psychology|a|concept|exists|just|world||called There is a concept in social psychology called the belief in a just world.

Adil dünya inancı hipotezine göre söyle bir sey var, iyi insanların başına iyi şeyler, Just|world|belief|to the hypothesis|according to|such|a|thing|exists|good|people's|to|good|things According to the just world hypothesis, there is a saying that good things happen to good people,

kötü insanların başına kötü şeyler gelir. bad|people|upon|bad|things|come and bad things happen to bad people.

Bir insan kötü bir şey yaşıyorsa hak etmiştir. A|person|bad|one|thing|experiences|deserves|it If a person is experiencing something bad, they deserve it.

Özellikle, başkalarının başına gelen olayları değerlendirirken bu adil dünya inancı hipotezi beynimizde devreye giriyor. Especially|others'|to them|occurring|events|when evaluating|this|just|world|belief|hypothesis|in our brain|comes into| Especially when evaluating events that happen to others, this belief in a just world hypothesis kicks in in our brains.

Kötü bir şey yaşadıysa, "Ya kimbilir ne yaptı da bu başına geldi?" gibi. Bad|a|thing|if he/she experienced|well|who knows|what|did|also|this|to him/her|came| If something bad happened, we might think, "Who knows what they did to deserve this?"

Böyle bir durumda aslında başkasına zarar vermiş oluyoruz ama kendimizi bir nebze olsa da bu durumdan kurtarmış oluyoruz ama such|one|in situation|actually|to someone else|harm|had given|we are|but|ourselves|one|a little|if|also|this|from situation|had saved|we are|but In such a situation, we are actually causing harm to someone else, but we are somewhat freeing ourselves from this situation.

Durum bununla sınırlı kalmıyor. The situation|with this|limited|does not remain However, the situation does not stop there.

Bazen bu olayı kendi üzerimizde de uyguluyoruz. Sometimes|this|event|ourselves|on us|also|apply Sometimes we apply this event to ourselves as well.

Başımıza kötü bir olay geldiği zaman olayı karşı taraf üzerinden değil, sadece kendi üzerimizden değerlendirmeye başlıyoruz When a bad event happens to us|bad|one|event|happens|time|the event|opposing|side|through|||||evaluating|we start When something bad happens to us, we start to evaluate the situation not through the other party, but solely through ourselves.

N'oluyor peki? "Evet kötü şeyler yaşıyorum, sanırım ben yeterli değilim, ben iyi bir insan değilim- what's happening|then|Yes|bad|things|I experience|I guess|I|sufficient|am not|I|good|a|person|am not What's happening then? "Yes, I'm experiencing bad things, I guess I'm not enough, I'm not a good person-

ben iyi şeyleri yapamadım bu hayatta." gibi düşünceler zihnimize üşüşüyor. I|good|things|couldn't do|this|in life|like|thoughts|to our minds| I couldn't do good things in this life." thoughts rush into our minds.

İşler yolunda gittiği zaman hiçbir problem yok ama ne zaman ki işler tersine dönüyor, things||||||||||||in the opposite|turn When things are going well, there is no problem, but whenever things turn upside down,

ufak tefek kötü şeyler başımıza geliyor, işte o zaman bir kriz hali ortaya çıkıyor small|trivial|bad|things|to us|happen|just|that|time|a|crisis|state|into|emerges small bad things happen to us, that's when a crisis situation arises.

Diyelim ki bir yerde çalışıyorsun ve bir iki senedir orada çalışıyorsun Let's say|that|one|at a place|you work|and|one|two|for two years|there|you work Let's say you are working somewhere and you have been working there for a year or two.

amirin senden çok memnun your boss|from you|very|pleased Your boss is very pleased with you.

Başka birisi geliyor o iş yerine ve torpilli olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek. Another|someone|is coming|that|work|place|and|privileged|is|everyone|by|known|a|fact Someone else is coming to that workplace, and it's a well-known fact that they have connections.

Amirin sırf o torpili sağlayan kişiye yaranmak adına seni biraz altta görmeye başlıyor Your boss|just|that|nepotism|providing|person|to please|for the sake of|you|a little|inferior|to see|starts Your boss starts to look down on you just to please the person who provided that connection.

Normalde daha düne kadar senin başarılı olduğunu düşünen kişi seni eleştirmeye başlıyor. Normally|until|yesterday|up to|your|successful|being|thinking|person|you|to criticize|starts Normally, just until yesterday, the person who thought you were successful starts to criticize you.

ve sen şöyle düşünmeye başlıyorsun "Ya ben ne hata yaptım niye böyle oluyor?" kendi içinde başarısızlık kazanın kaynamaya başlıyor. and|you|like this|to think|you start|What if|I|what|mistake|I did|why|like this|is happening|own|within|failure|of the accident|to boil|starts And you start to think, "What mistake did I make, why is this happening?" Your internal sense of failure begins to boil.

Şimdi bunu, bu olayı bir kenara koyalım başka bir şeyden bahsetmek istiyorum. Now|this|this|event|one|aside|let's put|another|one|thing|to talk|I want Now let's set this event aside, I want to talk about something else.

Kafanda suyun kaç derecede kaynayacağına ilişkin bir sistem var bir bilgi var ve gerçekliği In your mind|water|at what|degrees|will boil|regarding|a|system|there is|a|knowledge|there is|and|reality In your mind, there is a system, a piece of information about at what temperature water boils, and reality

türlü türlü şekilde sınanmış. various|different|ways|has been tested has been tested in various ways.

Sen ölçüyorsun termometreyi suyun içine sokuyorsun normalde kaynayan bir suyun içine 60 derece çıkıyor You|measure|the thermometer|the water|into|you put|normally|boiling|one|water|into|degrees|comes out You measure it, you put the thermometer into the water, and normally it shows 60 degrees in boiling water.

ya su bu kadar düşük bir sıcaklıkta kaynamaması lazım well|water|this|at such|low|one|temperature|shouldn't boil|necessary But water shouldn't boil at such a low temperature.

"Allahım ben nerede hata yapıyorum neyi yanlış ölçüyorum?" my God|I|where|mistake|am making|what|wrong|am measuring "God, where am I making a mistake, what am I measuring wrong?"

Bu sefer kendini sorgulamaya başlıyorsun "Ya sanırım ben bugüne kadar öğrendiğim her şeyi yanlış öğrenmişim, aman Allahım!" This|time|yourself|to question|you start|Oh|I guess|I|until today|up to|I learned|every|thing|wrong|I have learned|oh no|my God This time you start to question yourself, "I guess I have learned everything wrong until now, oh my God!"

Varlık sebebimiz tartışılmaya açılıyor o zaman, kişiliğimiz krize giriyor ama şöyle bir şeyi es geçiyoruz Existence|reason|to discussion|is opened|that|time|our personality|crisis|enters|but|such|one|thing|overlooked|we pass The reason for our existence is then open to discussion, our personality is going into crisis, but we overlook something like this.

genelde yaptığımız en büyük hatalardan birisi. Termometre bozuk olabilir mi? usually|we make|the|biggest|mistakes|one|The thermometer|faulty|could be|question particle One of the biggest mistakes we generally make. Could the thermometer be broken?

Böyle durumlarda termometrenin de bozuk olma ihtimalini her zaman aklımıza getirmemiz lazım. Such|in situations|thermometer|also|faulty|being|possibility|every|time|to our mind|we should bring|necessary In such situations, we always need to keep in mind the possibility that the thermometer might also be broken.

Çünkü kötü olaylar sadece bizim sebebimizle ve bizim yüzümüden başımıza gelmiyor Because|bad|events|only|our|reason|and|our||to us|happen Because bad things do not only happen to us because of our own actions.

bazen karsidaki insan biz naparsak yapalım kötü şeyler yapabiliyor bize. sometimes|opposite|person|we|do|we do|bad|things|can do|to us Sometimes the person in front of us can do bad things to us no matter what we do.

Düşünün ki haberlerde sık sık görüyoruz yüreğimizi ta derinden yaralıyor. Think|that|in the news|often|often|we see|our heart|deep|from deep within|wounds Think about it, we often see it in the news, it wounds our hearts deeply.

Birçok kadın sıkıntılı psikopat eşleri tarafından öldürülüyor. Many|women|troubled|psychopathic|husbands|by|are killed Many women are killed by their troubled psychopathic spouses.

Bu kadınlar kötü insanlar mı? Benim karşılaştığım bir iki vaka oldu şöyle söyleyeyim eşinden zarar gören özellikle böyle kadınlar This|women|bad|people|question particle|My|encountered|one|two|case|happened|like this|I will tell|from her husband|harm|affected|especially|such|women Are these women bad people? I have encountered a couple of cases, let me say, especially women who are harmed by their spouses.

çok iyi insanlar, çok kibar, çok toleranslı insanlar. Ama onlarin çok iyi bir insan olmaları zarar görmelerine engel olmuyor. very|good|people|very||||||||good|one|person|being|harm|to them|obstacle|is not very good people, very kind, very tolerant people. But their being very good people does not prevent them from being harmed.

Bu kendi hayatımız için de geçerli. Sen süper iyi bir insan olabilirsin harika bir insan olabilirsin ama etrafındaki insan This|our|life|for|also|valid|You|super|good|a|person|can be|wonderful|a|person|can be|but|around you|people This is also true for our own lives. You can be a super good person, you can be a wonderful person, but the people around you

senin iyi olmandan bağımsız olarak sana zarar verebilir. your|well|being|independent|from|you|harm|can give can harm you regardless of your goodness.

Onun zarar vermesi, onun sana kötü davranması senin kötü olduğun anlamına gelmez. His|harm|giving|his|to you|bad|behavior|your|bad|being|meaning|does not come Their harming you, their treating you badly does not mean that you are a bad person.

O yüzden böyle bir olayı değerlendirirken etrafımızdaki insanların bize zarar verme ihtimallerini ve bunun sebeplerini değerlendirirken That|reason|such|a|event|while evaluating|around us|people's|us|||probabilities|and|this|reasons|while evaluating Therefore, when evaluating such an event, we should consider the possibilities of the people around us harming us and the reasons for that.

her zaman aklımıza şu gelmesi lazım, belki de termometre bozuk... every|time|to our mind|this|coming|necessary|maybe|too|thermometer|broken We always need to keep in mind that maybe the thermometer is broken...

Bir de bu işin içinde kontrol yanılsaması dediğim bir durum var. One|also|this|job|in|control|illusion|I said|a|situation|exists There is also a situation I call the illusion of control involved in this.

Sanki başımıza gelen gelebilecek her olayı kontrol edebilirmişiz gibi, hayattaki her değişken bizden sorulurmuş gibi. as if|to us|coming|could happen|every|event|control|we could control|like|in life|every|variable|from us|would be asked|like As if we could control every event that happens to us, as if every variable in life is our responsibility.

Ama şöyle bir şey var; insanlar aciz varlıklar. Başına gelen, hayatına gelen, hayatını belirleyen belirleyen çok az şeyi kontrol edebiliyor. But|like this|one|thing|exists|people|helpless|beings|To him/her|that comes|to his/her life|that comes|his/her life|that determines||very|few|things|control|can control But here’s the thing; people are helpless beings. They can control very few things that happen to them, that come into their lives, that determine their lives.

Özellikle kişisel gelişimin son zamanlarda insanların zihnine pompaladığı bir şey var, "iyi düşünürsen iyi olacak evrene gönder mesajları." Especially|personal|development|recent|in times|people's|mind|pumped into|a|thing|exists|good|if you think|good|will be|to the universe|send|messages Especially, there is something that personal development has been pumping into people's minds lately, "if you think positively, send messages to the universe that it will be good."

Eğer kötü düşünürsen n'olacak? O zaman sanki her şeyi kontrol edebiliyoruz hayatımızda. If|bad|you think|what will happen|It|then|as if|every|thing|control|we can control|in our life What will happen if you think negatively? Then it feels like we can control everything in our lives.

Bazen sen ne kadar çabalarsan çabala, ne kadar uğraşırsan uğraş çok istediğin bir şey olmayabilir. Sometimes|you|how|much|try|try|how|much|struggle|struggle|very|desired|one|thing|may not be Sometimes no matter how hard you try, something you want very much may not happen.

Evet sen uğraşmaktan vazgeçmemelisin, ama bazen sınırlarımızı bilmek, gücümüzün sınırlılığını bilmek teslim olmak bizi cok rahatlatacaktır. Yes|you|from trying|shouldn't give up|but|sometimes|our limits|knowing|our strength|limitations|knowing|surrender|being|us|very|will relieve Yes, you should not give up trying, but sometimes knowing our limits, knowing the limitations of our strength will relieve us greatly.

Hayatımızdaki çoğu şey bizim kontrolümüz altında değil, zayıf varlıklarız. Bunu kabullenmek ilk başta bir yenilgi gibi görünüyor belki ama In our life|most|things|our|control|under|not|weak|we are beings|This|accepting|first|at|a|defeat|like|seems|maybe|but Most things in our lives are not under our control, we are weak beings. Accepting this may seem like a defeat at first, but

şöyle söyleyeyim ben kendi adıma, bunu kabullendiğim müddetçe kendimi çok daha rahat, çok daha amacına ulaşmaya çabalayan bir insan olarak görüyorum. like this|I say|I|my|in terms of name|this|I accept|as long as|myself|very|more|comfortable|very|more|to his goal|reaching|striving|a|person|as|I see let me say this for myself, as long as I accept this, I see myself as a much more relaxed person who strives to achieve my goals.

O yüzden kontrol dediğimiz şey bir yanılsamadan ibaret. That|reason|control|we call|thing|a|from illusion|consists of That's why what we call control is nothing but an illusion.

Burada kastettiğim kesinlikle şu demek değil, "yani başımıza ne kötü olay gelirse gelsin diğerlerinin suçu." here|I meant|definitely|this|to mean|not|I mean|to us|whatever|bad|event|comes|let it|others'|fault What I definitely don't mean here is, "whatever bad happens to us is the fault of others."

Bazı insanlar vardır ya bunlar öyledir mesela, ne yaşarsa yaşasın hep etrafındaki insanlar yüzünden olmuştur. Some|people|exist|or|they|are like that|for example|whatever|experiences|he/she lives|always|around him/her|people|because of|has been There are some people who are like that, for example, no matter what happens to them, it has always been because of the people around them.

Kastettiğim kesinlikle bu değil. Sadece olay şu; "Yiğidi öldür hakkını yeme." what I meant|definitely|this|not|only|thing|this|the brave man|kill|his right|don't eat That's definitely not what I mean. The point is this; "Kill the brave, but do not deny his right."

Buradaki yiğit karşı taraf da olabilir, kendin de olabilir. here|brave person|opposite|side|also|could be|yourself|also|could be The brave here can be the other side or it can be yourself.

Benim kastettiğim, kendini es geçen, bütün sorumluluğu üzerine alan insanlardansan eğer my|meant|yourself|ignoring|passing|all|responsibility|upon|taking|if you are one of the people|if What I mean is, if you are one of those people who overlook themselves and take all the responsibility.

bunu daha hakkaniyetli bir şekilde değerlendirip bazen bu durumun karşı taraftan da olabileceğini hesaba katman. this|more|fairly|one|way|evaluating|sometimes|this|situation|opposite|side|also|could be|account|considering You should evaluate this more fairly and sometimes consider that this situation could also be from the other side.

Eğer bunu hesaba katarsan daha ilişkileri, hayatı daha sağlıklı algılayacaksın ve kendini daha iyi hissedeceksin. If|this|account|you take into consideration|more|relationships|life|more|healthily|you will perceive|and|yourself|more|well|you will feel If you take this into account, you will perceive relationships and life in a healthier way and you will feel better.

Dinlediğin için çok teşekkür ediyorum, Psikoloji TV Youtube kanalına abone olmayı ve videoyu beğenmeyi unutma. Listening|for|very|thank|I am|Psychology|TV|YouTube|to the channel|subscribe|to|and|the video|to like|don't forget Thank you very much for listening, don't forget to subscribe to the Psychology TV YouTube channel and like the video. Kendine çok iyi bak, görüşmek üzere! Take care of yourself|very|well|take care|to see each other|soon Take care of yourself, see you soon!

SENT_CWT:AFkKFwvL=3.52 PAR_TRANS:gpt-4o-mini=2.31 en:AFkKFwvL openai.2025-01-22 ai_request(all=78 err=0.00%) translation(all=65 err=0.00%) cwt(all=803 err=4.11%)