×

Χρησιμοποιούμε cookies για να βελτιώσουμε τη λειτουργία του LingQ. Επισκέπτοντας τον ιστότοπο, συμφωνείς στην πολιτική για τα cookies.

image

Beyhan Budak, STRESLİ ZAMANLARDA NASIL RAHATLARSIN?

STRESLİ ZAMANLARDA NASIL RAHATLARSIN?

Bir çok aksiyon filminde klişe bir sahne vardır.

Filmin kahramanı bir bombayla baş başa kalır ve çok kısa

süresi vardır. Belki 1 dakika belki 2 dakika. O 2 dakika tık tık saniyeler

azalmaya devam eder. ve kahramanımızın görevi; o kısa zaman diliminde

bombayı etkisiz hale getirmek. ve eninde sonunda klişe ya bu kahraman,

şöyle bir şeyle yüz yüze kalır; kırmızı kabloyu mu kesecek mavi kabloyu mu kesecek. O orada bombayı etkisiz hale getirmeye çalışırken; yoğun bir baskı altındayken biz de aynı şekilde hissederiz, onunla beraber

baskı altında hissederiz. Bazen

tam anlamıyla o kahramanın yaşadığı hissiyat

var ya o ikilemler, o baskı altında kalma hali, o stres hali birebir bunu bir bomba olmaksızın hayatımızda yaşarız. İşte, böyle

zamanlarda yoğun stres altındayken yoğun baskı altındayken nasıl rahatlayabilirsin

bunu bu videoda sana anlatacağım.

Olay ne olursa olsun, insana yoğun baskı

ve stres hissettiren şeylerin arkasında genelde iki tane duygu oluyor. Bunların birisi; zarar görme ihtimali, ikincisi ise kaybetme korkusu. Ama bu iki korku bu iki duygu yeni bir şey

değil. Bundan binlerce yıl öncede

insanlar buna benzer şeyler yaşıyordu. Ama o zaman

günümüzün modern zamanların tehlikelerinden daha başka şeyler vardı. Nelerdi bunlar? Belki dışarıda

başına kötü bir şey gelme ihtimali, bir hayvanın

saldırısına uğrama ihtimali ya da rakip bir

kabile tarafından öldürülme ihtimali... Böyle durumlarda

insan çok hızlı karar vermek zorundadır.Nedir

mesela?O olayı yaşıyorsan belki saliseler

içinde o an o kararı vereceksin ve kendini kurtaracaksın kaçacaksın ya da belki savaşacaksın.

Şimdi o zamanlar bu teknik, çok işe yarıyordu. Ama

insan binlerce yıldır aynı şeyi yapa yapa

sanki günümüzde de aynı şeyi yaparsa

doğru olacakmış gibi hissediyor. Ama özellikle; birisi sizi

öldürmeye çalışmıyorsa, stresiniz bundan

dolayı değilse çok hızlı harekete geçmek genelde bize iyi gelmez ve ama öncesinden böyle bir

alışkanlığımız olduğu için, zihnimizde

bilinç dışımızda böyle bir yapı olduğu için kötü bir şey yaşayacağımızı düşündüğümüz zaman

hemen harekete geçmek isteriz. Buna karşı koymamız gerekiyor.

Çünkü bu bize iyi hissettirmiyor. Olur da

zamanımız kısıtlıysa bile bir iki dakika

o stres şelalesi içinden çıkıp kendi içimize dönmemiz farklı şeyleri düşünmemiz ya da

gözlerimizi kapatıp sadece derin derin nefes

almamız bile bizi biraz yavaşlatacaktır. ve bir nokta bir tıkta iyi hale getirecektir. Eğer ki, daha

fazla zamanımız varsa birkaç gün boyunca kendimizi birazcık o stres şelalesinin artık arkasına çekeceğiz. Birazcık daha rahat edeceğiz daha mantıklı kararlar almak noktasında bu bize iyi gelecek.

Dedim ya; insan stresli zamanlarda hızlı olma

eğilimindedir bu da aynen düşünceler için de geçerlidir.

insan stresli olduğu zaman diliminde çok hızlı düşünür ama

bu hızlı düşünme olayı çokta faydalı bir olay

değildir. Çünkü çok fazla ve hızlı düşünme olayı

bir süre sonra hep yokuş aşağıya gider. ve insana

çok daha kötü hissettirir.Bu kötü hissettiren bazı düşünce kalıplarından bahsetmek istiyorum sana. Özellikle;

"ya eğer düşünce" tuzağı. Şimdi bu o öyle bir şey ki, yüzleştiğin o an maruz kaldığın ve

sana stres yaratan bir olay var. ve o olayı düşünmekle birlikte

"ya eğer tuzağına" düşündüğün zaman şöyle bir noktaya

gelir iş; aslında hiç alakası olmamasına rağmen

ya eğer işten atılırsam, ya eğer

ele güne muhtaç kalırsam, ya eğer

evimize haciz gelirse, ya eğer terkedilirsem

aslında şuanda olan olaydan çok daha

ötede olan ihtimalleri de düşünür. Onlar

içinde kaygılanırsın bunu farketmen

kendi içine dönmen de mümkün.Çok kötü hissettiğin zaman bir bak bakalım neler düşünüyorsun. O an

düşünceler sana çok gerekli gibi gelir ama çoğu zaman düşünceler

çöptür. "Ya eğer" de aslında çöpün en kralıdır. Bunu

farkettiğin an da kendini şu ana

çekmelisin. Şu an maruz

kaldığın şeye, şu an çünkü çözmek zorunda olduğun probleme

odaklanmalısın. Zaten eğer; ileride böyle bir şey olursa onu o zaman düşünürsün.

İnsan stresli olduğu zaman dilimlerinde

çok hızlı kararlar vermek ister ve o an; yanarsa yansın, batarsa batsın,giderse gitsin

ne oluyorsa bitsin gibi düşünceye girersin.

Çünkü mantık o anda devre dışıdır.

Çok ilkel bir şekilde düşündüğün için hemen sonuç almak istersin, hemen tepki vermek istersin hemen karar almak istersin. Böyle zamanlarda vereceğin karar, en iyi kararlarından birisi olmayacağından

emin olabilirsin. Çünkü muhakeme becerisini;

stres anında bedensel durumumuz salgılanan

hormonlar o an ki zihin yapısı sağlıklı

karar alma becerimizi ve muhakeme becerimizi çok fazla olumsuz etkiliyor. Bundan dolayı sağlıklı kararlar

çok nadiren çıkıyor stresli anlarda. Bunun için eğer imkanın varsa o anda lütfen karar verme.

Benim kendi adıma ana prensibimdir: Ben şunu biliyorum, stresli ve yoğun baskı anlarında ben

duygusal düşünüyorum. Aynen biraz önce bahsettiğim gibi.

Yanarsa yansın... Böyle zamanlarda ben

her zaman birkaç gün içinde karar vermeye çalışırım

hemen değil.Birazcık yavaşlatıyorum ve bu buna

her seferinde iyi geliyor. Sana da iyi gelebilir.

Stres; hem bedeni hem de zihni inanılmaz derecede

yorar ama böyle zamanlarda insan

kendini dinlendirmek ya da kendini ödüllendirmek konusunda çok cimridir.

Çünkü şöyle düşünür: "Bu mevzu bir halolsun", "Bu iş başımızdan bir geçsin öyle rahatlayacağım", "Ben öyle

biraz kendimi dinlendireceğim" der ama bazen bu strese neden olan olaylar günler, haftalar, bazen

aylar bile sürebilir. Hatta bazen işimiz tamamen stresli işlerden de oluşuyor olabilir. Peki ne yapacağız? Ömrün geçmesini mi bekleyeceğiz? Böyle olunca insan

sonuçta neyle karşılaşıyor. Bize gelen vakalardan gördüğümüz kadarıyla; "tükenmişlik sendromu"yla. Beden de tükeniyor zihin de tükeniyor. Peki böyle bir durumda

insanı engelleyen şey ne kendini dinlendirme

konusunda? Şöyle bir şey düşünüyor insan, zevk almıyorum ki canım istemiyor ki çünkü kafam ana mevzuda. Böyle bir durumda zihninin sözüne

çok fazla güvenmemek lazım. Eskiden stresli olduğun zamanlarda değil daha eski zamanlarda kendini nasıl dinlendiriyordun? Kendini nasıl

rahatlatıyordun? Böyle şeyleri canın istemese de zihnin istemese de sen yapmalısın.

Bedenin dinlenecektir. Zihnin istemese de

keyif almasa da ve bedenin dinlendiği zaman bir süre sonra o senin zihnine de faydalı

olacaktır.

Oraya da şifa olacaktır. O yüzden;

kötü zamanlarda, zor zamanlarda stresli

zamanlarda, ne olursa olsun kendini dinlendiriyorsun.

Seni rahatlatan fiziksel aktiveteler yapıyorsun. Stresli anlarda seni rahatlatıcak şeylerden bir tanesi;

etrafında güvendiğin soğukkanlı

olduğunu düşündüğün bir insan varsa ona akıl danışmak.

Şimdi şu demek değil bu; o akıl danıştığın insanın sana söylediği şeyi yapmak zorunda değilsin. Sadece yaşadığın zorluğu güvendiğin ve soğukkanlı olan birisine anlatıyorsun. O şunu dese bile

senin çok iyi gelecek:"Ya Beyhan

sen bundan önce daha zor şeyleri bile çözdün bunu mu

takıyorsun kafana?" ya da "Beyhan halledersin sen

güçlü adamsın" ,"Beyhan şunları takma ya hadi gel beraber bir çay içelim" dese bile aslında bu sana çok iyi gelecek. Bir yandan da aslında dışarıdan bir

bakış açısı kazanmış olacaksın. Bazen de yine seni rahatlatacak bir teknik olarak; başka biri

olsaydı bu durumda ne yapardı? Bu güvendiğin

bir insan olabilir kararlarında, baban olabilir, ya da

eski patronun olabilir ya da bir iş arkadaşın olabilir.

Ahmet Mehmet bu durumda ne yapardı? Onunla konuşmana bile gerek

yok böyle bir durumda. Bazen bir film kahramanı

bile olabilir. Güvendiğini düşündüğün,

kararlarına saygı duyduğun bir kahraman o olsaydı ne yapardı?

Bu aslında, senin zihnini farklı bir perspektiften olaylara farklı bir açıdan bakmanı sağlayacak. ve

hem sağlıklı bir karar aldıracak hem de

o yoğun baskı ve duman ortamından seni sıkıştıran

şeylerden çıkmanı bir süreliğine sağlayacak. Ama bir de

şöyle bir durum var; bazen bu akıl danışma dedim ya

bazen bazı insanlara akıl danışırken 2 kere düşünmek lazım.

İyi insanlarda olsa bizi çok seviyor da olsa

bu insanlar ateşli insanlarsa normal bir şey söylüyorsun mesela "ya anne eee ben işte evliliğimde şöyle bir sorun yaşıyorum", "baba

işte iş yerinde patron dedi ki; bir aya kadar

bir çabanı düzelt performansını düzelt yoksa

işler kötü olacak." Karşı taraf, "oğlum bitti", "yandık",

"ne yapacağız?" "işsiz mi kalacak?", "eşinden mi ayrılacaksın?" diye.

Bu sana çok daha fazla kötü hissettirebilir. O yüzden böyle ateşli insanlarla konuşuyor olmak konusunda

çok dikkatli ve temkinli olmanı öneriririm. Olay tazeyken

olay sıcakken bu insanlara paylaşım

yapmamak senin için daha iyi olacaktır.

Stresli olduğun zamanlarda belki de kendini çaya, kahveye,

sigaraya alkole veriyor olabilirsin.

Bu durum aslında o an için belki sana rahatlama getiriyormuş gibi hissettirebilir. Ama daha geniş zamana baktığımız zaman, uzun vadede her zaman daha

stresli olursun daha kötü hissedersin. Bir bakmışsın ki stresli işin senin çok daha

yoğun alkol tüketmene neden olmuş ya da çok yoğun kahve tüketiyorsan zaten kahve stres durumunu tetikleyen bir şey.

Bir bakıyorsun ki rahatlamak için içtiğin, yediğin,

hayatına kattığın şey sana çok daha kötü hissettiriyor.

Bu sebeple, böyle zamanlardayken ne

yediğini ne içtiğini özellikle dikkat etmelisin.

Son olarak; bana iyi gelen bir şeyden bahsetmek istiyorum.

Ben yoğun baskı altındayken; eve sığamıyorum,

böyle kapalı alanlara sığamıyorum ve bir şekilde düşünceler beni kapalı ortamlarda daha

fazla rahatsız hissettiriyorlar. Ben böyle bir durumlarda yıllardır şöyle bir

teknik kullanıyorum: Bolca yürüyorum 1 kilometreyle başladım ilk başta 10-15 kilometre yürüdüğümü bilirim. ve

böyle zamanlarda ilk başta o ateşli

düşünce yavaş yavaş soğuyor. Sonrasında o

yürüme esnasında düşünürken ve

soğukkanlı bir noktaya geliyorum. Bu o kadar

rahatlatıcı oluyor ki o yoğun duygusal hissiyattan kurtulmuş

oluyorum. Hem de bu yürüyüşler esnasında

daha sağlıklı kararlar aldığımı farkettim. Bu bana iyi geliyor belki sana da iyi gelebilir

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum güzel insan. Eğer ki

bu videoyu beğendiysen beğenmeyi ve abone olmadıysan

youtube kanalıma abone olmayı unutma. Kendine çok

iyi davran görüşmek üzere...

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

STRESLİ ZAMANLARDA NASIL RAHATLARSIN? |IN TIMES|HOW|DO YOU RELAX WIE ENTSPANNEN SIE SICH IN ZEITEN VON STRESS? КАК ВЫ РАССЛАБЛЯЕТЕСЬ ВО ВРЕМЯ СТРЕССА? HOW DO YOU RELAX IN STRESSFUL TIMES?

Bir çok aksiyon filminde klişe bir sahne vardır. A|many|action|in the movie|cliché|a|scene|exists في كثير من الأفلام الحركة يوجد مشهد سينمائي كليشة. There is a cliché scene in many action movies.

Filmin kahramanı bir bombayla baş başa kalır ve çok kısa The film|hero|a|with a bomb|head||is left|and|very|short فيه يظل بطل الفيلم وحده مع قنبلة ولديه وقتا The hero of the film is left alone with a bomb and has very little

süresi vardır. Belki 1 dakika belki 2 dakika. duration|exists|Maybe|minute|maybe|minute قصيرا جدا. ربما دقيقة أو دقيقتين. time. Maybe 1 minute, maybe 2 minutes. O 2 dakika tık tık saniyeler That|minutes|tick|tick|seconds وتنفد هاتان دقيقتان Those 2 minutes tick tick seconds.

azalmaya devam eder. ve to decrease|continue|will|and شيئا فشيئا continues to decrease. and kahramanımızın görevi; o kısa zaman diliminde our hero|mission|he|short|time|in the period وفي هذه الفترة وظيفة البطل our hero's mission; during that short time period

bombayı etkisiz hale getirmek. ve eninde sonunda the bomb|harmless|state|to neutralize|and|eventually|in the end فقد تأثير القنبلة. وأجلا أو عاجلا to neutralize the bomb. and sooner or later klişe ya bu kahraman, cliché|or|this|hero كليشة كما تعرفون، أن البطل، this hero faces a cliché,

şöyle bir şeyle yüz yüze kalır; kırmızı kabloyu mu like this|a|with thing|face|to face|encounters|red|cable|question particle يجد نفسه مخيرا؛ هل سيقطع الكابل الأحمر is it the red wire? kesecek mavi kabloyu mu kesecek. O orada will cut|blue|the cable|question particle|will cut|He| أم الكابل الأزرق؟ وحين ذلك Is he going to cut the blue wire? He is there. bombayı etkisiz hale getirmeye çalışırken; yoğun bir baskı altındayken the bomb|neutralized|state|to render|while trying|intense|a|pressure|while under عندما يحاول البطل من أجل فقد تأثير القنبلة وأنه تحت ضغط كثيف While trying to defuse the bomb; under intense pressure. biz de aynı şekilde hissederiz, onunla beraber we|also|same|way|feel|with him|together ونحن نشعر كذلك معه We feel the same way, along with him.

baskı altında hissederiz. Bazen pressure|under|we feel|Sometimes أننا تحت ضغط كثيف. We feel under pressure. Sometimes.

tam anlamıyla o kahramanın yaşadığı hissiyat fully|in terms of|that|hero|experienced|feeling وفي بعض الأحيان أحاسيس ما شعرها البطل The exact feeling that the hero experiences.

var ya o ikilemler, o baskı altında kalma hali, there|or|those|dilemmas|that|pressure|under|state of being|condition ومعضلات بالتحديد، وتلك الحال الظل تحت ضغط كثيف You know, those dilemmas, that state of being under pressure, o stres hali birebir bunu bir that|stress|state|one-on-one|this|one نحن نشعر بهذا الضغط that state of stress, we experience this directly in our lives without a bomb. bomba olmaksızın hayatımızda yaşarız. İşte, böyle bomb|without|in our lives|we live||like this في حياتنا اليومية دون هذه القنبلة In times like this,

zamanlarda yoğun stres altındayken during times|intense|stress|when under وعند هذه الحالات، تحت ضغط النفسي when under intense stress, yoğun baskı altındayken nasıl rahatlayabilirsin intense|pressure|when under|how|can you relax كيف يمكنك الإسترحاء؟ when under intense pressure, how can you relax?

bunu bu videoda sana anlatacağım. this|in this|video|to you|I will explain سأشرح لك هذا في هذا الفيديو I will explain this to you in this video.

Olay ne olursa olsun, insana yoğun baskı Event|no|happens|regardless|to a person|intense|pressure مهما كان الأمر، هناك سببان Regardless of the event, there are usually two feelings behind things that make a person feel intense pressure

ve stres hissettiren şeylerin arkasında genelde iki tane and|stress|causing|things|behind|usually|two|types قد يجعلان الإنسان يشعر بضغط النفسي في الغالب: and stress. One of these is the possibility of being harmed, duygu oluyor. Bunların birisi; zarar görme ihtimali, emotion|occurs|These|one of them|harm|experiencing|probability الأول؛ هو احتمال التعطب، the second is the fear of loss. But ikincisi ise kaybetme korkusu. Ama the second|however|losing|fear|but والثاني خوف الخيبة. bu iki korku bu iki duygu yeni bir şey this|two|fears|this|two|emotions|new|one|thing لكنهما ليسا شيئان أو حسّان جديدان these two fears, these two feelings are not something new.

değil. Bundan binlerce yıl öncede no|from this|thousands|year| قبل آلاف سنة كمان، Thousands of years ago,

insanlar buna benzer şeyler yaşıyordu. Ama o zaman people|this|similar|things|were living|But|that|time كان الناس يشعرون بذلك، لكن تلك الزمن people were experiencing similar things. But back then,

günümüzün modern zamanların tehlikelerinden daha başka our day|modern|times|dangers|more|different كان هناك الأمور تختلف عن يومنا هذا there were different dangers than those of modern times. şeyler vardı. Nelerdi bunlar? Belki dışarıda things|were|What were|these|Maybe|outside فكان ماذا يحدث؟ ربما في الخارج What were they? Perhaps outside,

başına kötü bir şey gelme ihtimali, bir hayvanın to it|bad|a|thing|happening|probability|a|animal قد يكون احتمال مصيبة سيئة مثل مهاجمة حيوان طوري the possibility of something bad happening to you, the possibility of being attacked by an animal

saldırısına uğrama ihtimali ya da rakip bir attack|encountering|probability|or|also|rival|one أو احتمال قتل or the possibility of being killed by a rival tribe... In such situations

kabile tarafından öldürülme ihtimali... Böyle durumlarda |by|being killed|probability|Such|situations من قبل قبيلة معارضة ... في مثل هذا الوضع a person must make decisions very quickly. What is

insan çok hızlı karar vermek zorundadır.Nedir a person|very|quickly|decision|to make|must| على الإنسان أن يقرر بسرعة for example? If you are experiencing that event, maybe just seconds

mesela?O olayı yaşıyorsan belki saliseler for example|That|event|you are experiencing|maybe|seconds فعلى سبيل المثال، إن كنت في هذا الوضع

içinde o an o kararı vereceksin ve kendini in|that|moment|that|decision|you will give|and|yourself قد ستأخذ قرارا في لحظة صغيرة In that moment, you will make that decision and save yourself. kurtaracaksın kaçacaksın ya da belki savaşacaksın. you will save|you will escape|or|also|maybe|you will fight فستنقذ نفسك وتفر أو تقاتل You will escape or maybe you will fight.

Şimdi o zamanlar bu teknik, çok işe yarıyordu. Ama Now|that|times|this|technique|very|work|was useful|But هلا كان هذه التقنيات تفيد في السابق. Back then, this technique was very useful. But

insan binlerce yıldır aynı şeyi yapa yapa human|thousands|for years|same|thing|doing|doing لكن الإنسان يظن أن الأشياء التي فعلها humans have been doing the same thing for thousands of years.

sanki günümüzde de aynı şeyi yaparsa as if|in modern times|also|same|thing|does ستفيد دائما As if doing the same thing today would also work.

doğru olacakmış gibi hissediyor. Ama özellikle; birisi sizi right|would be|like|feels|But|especially|someone|you إذا استمر فيما فعل. لكن شخص feels like it will be right. But especially; if someone is not

öldürmeye çalışmıyorsa, stresiniz bundan to kill|if he/she is not trying|your stress|from this إذا لا يحاول أن يقتلك وسبب توترك trying to kill you, your stress is not

dolayı değilse çok hızlı harekete geçmek genelde because of|if not|very|quickly|to action|to take|generally ليس ناجما عن ذلك ففعل شيئ بسرعة due to that, acting very quickly usually bize iyi gelmez ve ama öncesinden böyle bir to us|well|does not come|and|but|from before|such|a لا يفيدنا في الغالب. لكن سبب وجود doesn't do us good, and because we have such a

alışkanlığımız olduğu için, zihnimizde our habit|is|because|in our mind عندنا مثل هذه الدربة من قبل habit beforehand, in our minds.

bilinç dışımızda böyle bir yapı olduğu için consciousness|outside|such|a|structure|existing|because ففي ذهننا، فاللاوعي قواما مثل هذا because there is such a structure in our unconscious kötü bir şey yaşayacağımızı düşündüğümüz zaman bad|a|thing|we will experience|we thought|time عندما نفكر بأننا سنصيب شيئا سيئا when we think that we will experience something bad

hemen harekete geçmek isteriz. Buna karşı koymamız gerekiyor. immediately|action|to take|we want|this|against|us to resist|is necessary فنريد الحركة فورا. علينا أن نقاوم هذا الحس. we immediately want to take action. We need to resist this.

Çünkü bu bize iyi hissettirmiyor. Olur da Because|this|to us|good|doesn't make us feel|It happens|too لأنه لا يجعلنا نشعر بخير Because it doesn't make us feel good. Even if

zamanımız kısıtlıysa bile bir iki dakika our time|is limited|even|one|two|minute ولو كان وقتنا محدودا، التفلت من هذا الشلال الضغطي our time is limited, just a couple of minutes

o stres şelalesi içinden çıkıp that|stress|waterfall|from within|coming out لدقيقة أو دقيقتين to emerge from that waterfall of stress kendi içimize dönmemiz farklı şeyleri düşünmemiz ya da our|inward|turning|different|things|thinking|or|also والعودة إلى أنفسنا والتفكر عن الأشياء المختلف to turn inward, to think about different things, or

gözlerimizi kapatıp sadece derin derin nefes our eyes|closing|only|||breath أو حتى التنفس العميق مع إغلاق العيون to close our eyes and just take deep breaths

almamız bile bizi biraz yavaşlatacaktır. ve bir our receiving|even|us|a little|will slow down|| سيجعلنا نتباطأ will even slow us down a bit. And at one nokta bir tıkta iyi hale getirecektir. Eğer ki, daha dot|one|click|good|state|will bring|If|that|more وسيكون الوضع أحسن point, it will make us feel better.

fazla zamanımız varsa birkaç gün boyunca extra|our time|if there is|a few|days|for إذا لدينا وقتا كافيا if we have enough time, for a few days kendimizi birazcık o stres şelalesinin artık arkasına ourselves|a little|that|stress|waterfall's|no longer|behind سنبتعد عن الشلال الضغط we will pull ourselves a little bit behind that stress waterfall. çekeceğiz. Birazcık daha rahat edeceğiz daha mantıklı we will pull|a little bit|more|||more|reasonable طول بضعة أيام وسنرتاح We will feel a bit more relaxed, which will help us make more rational kararlar almak noktasında bu bize iyi gelecek. decisions|to make|regarding|this|to us|well|will be وسيفيدنا هذا في أخذ قرار أكثر قياسي decisions.

Dedim ya; insan stresli zamanlarda hızlı olma I said|you know|a person|stressful|in times|fast|be كما قلت؛ أن الإنسان يميل إلى أخذ قرار بسرعة في حالة الضغط النفسي As I said; people tend to be quick during stressful times.

eğilimindedir bu da aynen düşünceler için de geçerlidir. is inclined|this|also|exactly|thoughts|for|also|is valid وهذا متداول للأفكار كمان this is also true for thoughts.

insan stresli olduğu zaman diliminde çok hızlı düşünür ama a person|stressed|is|time|in the period|very|quickly|thinks|but يفكر الإنسان سريعا جدا حينما يكون تحت التوتر When a person is in a stressful period, they think very quickly, but

bu hızlı düşünme olayı çokta faydalı bir olay this|fast|thinking|event|not very|beneficial|a|event لكن هذا التفكرالسريع لا يفيد الإنسان بشكل كثير this fast thinking is not very beneficial.

değildir. Çünkü çok fazla ve hızlı düşünme olayı is not|Because|very|much|and|fast|thinking|phenomenon لأن الكثرة والسرعة في التفكر، يسير منحدرا بعد فترة Because thinking too much and too quickly

bir süre sonra hep yokuş aşağıya gider. ve insana a|period|later|always|uphill|downhill|goes|and|to a person ويؤدي إلى شعور أسوأ في الإنسان. eventually goes downhill.

çok daha kötü hissettirir.Bu kötü hissettiren bazı much|more|bad|makes (someone) feel|this|bad|making (someone) feel|some أريد أن أتحدث لك عن هذه makes you feel much worse. I want to talk to you about some of these negative thought patterns. düşünce kalıplarından bahsetmek istiyorum sana. Özellikle; thought|patterns|to talk|I want|to you|especially القوالب التي تؤدي إلى تفكر سيئ خاصة Especially;

"ya eğer düşünce" tuzağı. Şimdi bu o öyle bir şey ki, or|if|thought|trap|Now|this|it|such|a|thing|that "كيد (لو، إذا)" هلا هذا هو شيئ كأنه the "what if" trap. Now this is something that, yüzleştiğin o an maruz kaldığın ve the moment you faced|that|moment|exposed|you were|and هناك حادث يعطي لك ضغط النفسي in that moment you face, you are exposed to and

sana stres yaratan bir olay var. ve o olayı düşünmekle birlikte to you|stress|causing|a|event|exists|and|that|event|by thinking|together حينما تواجه أو تتعارض له ومع تفكير في هذا الحادث there is an event that causes you stress. And along with thinking about that event,

"ya eğer tuzağına" düşündüğün zaman şöyle bir noktaya or|if|to your trap|you think|time|like this|one|point عندما سقطت في "كيد(لو، إذا)" "or if you think about the trap" it comes to a point like this

gelir iş; aslında hiç alakası olmamasına rağmen income|job|actually|ever|relation|not being|despite تكون الأمر هكذا رغم عديم العلاقة مع المخاوف مثل even though it has nothing to do with it

ya eğer işten atılırsam, ya eğer or|if|from work|I am fired|| "وماذا إذا طُردت من العمل؟" what if I get fired, what if

ele güne muhtaç kalırsam, ya eğer to others|day|in need|if I remain|or|if "وماذا إذا كنت محتاجا إلى الآخرين؟" I become dependent on others, what if

evimize haciz gelirse, ya eğer terkedilirsem to our house|foreclosure|if it comes|or|if|I am abandoned "وماذا إذا استولي بيتنا؟" our house gets seized, what if I am abandoned

aslında şuanda olan olaydan çok daha actually|currently|happening|event|much|more في الواقع يفكر الإانسان الاحتمالات البعيدة عن الحاضر actually thinks about possibilities that are much further away than the current event.

ötede olan ihtimalleri de düşünür. Onlar beyond|existing|possibilities|also|thinks|They بدلا من الحادث الذي يحدث الآن. You worry about them.

içinde kaygılanırsın bunu farketmen within|you worry|this|you realize تقلق منها. يمكنك أن تفرق هذا ويمكنك You may realize this.

kendi içine dönmen de mümkün.Çok kötü hissettiğin zaman your|inward|turning|also|possible|very|bad|you feel|time أن تعود إلى نفسك كمان. حينما تشعر سيئا جدا It is also possible to turn inward. bir bak bakalım neler düşünüyorsun. O an a|look|let's see|what|you are thinking|that|moment لاحظ نفسك! عن ماذا تفكر؟ When you feel very bad, take a look at what you are thinking.

düşünceler sana çok gerekli gibi gelir ama çoğu zaman düşünceler thoughts|to you|very|necessary|like|seem|but|most|time|thoughts في هذه اللحظة، يمكنك أن تظن أن هذه الأفكار مهمة جدا. thoughts may seem very necessary to you, but most of the time thoughts

çöptür. "Ya eğer" de aslında çöpün en kralıdır. Bunu is trash|well|if|also|actually|trash's|the most|is king|this لكنها تافهة غالبا. "لو إذا" هو الملك التفاهة are trash. "What if" is actually the king of trash. When you

farkettiğin an da kendini şu ana the moment you realize|moment|also|yourself|this|present عندما فرقت هذا عليك أن تعود إلى الحاضر realize this, you should pull yourself back to the present moment.

çekmelisin. Şu an maruz you must pull|this|moment|exposed وعليك بتركيز You are exposed to what you are currently experiencing,

kaldığın şeye, şu an çünkü çözmek zorunda olduğun probleme you left|to the thing|right now|moment|because|to solve|obligated|you are|to the problem المشكلة الحالية التي تعارضت لها because it is the problem you have to solve right now.

odaklanmalısın. Zaten eğer; ileride you should focus|already|if|in the future وإذا حدث شيئا من قبيل مثلما تقلق you should focus. After all, if; böyle bir şey olursa onu o zaman düşünürsün. such|a|thing|if it happens|it|then|time|you will think فستتصرف بها في ذلك الحين something like that happens, you'll think about it then.

İnsan stresli olduğu zaman dilimlerinde |stressed|is|time|in periods في الأوقات التي ظل الإنسان تحت ضغط النفسي When a person is in stressful periods,

çok hızlı kararlar vermek ister ve o an; yanarsa very|quickly|decisions|to make|wants|and|it|moment|if it burns يريد أن يأخذ قرارا بسرعة وفي تلك اللحظة، they want to make decisions very quickly and at that moment; yansın, batarsa batsın,giderse gitsin let it burn|if it sinks|let it sink|if it goes|let it go "ويقول في نفسه "ما علي ولو احترق أو أغرق أو ذهب" if it burns, let it burn, if it sinks, let it sink, if it goes, let it go.

ne oluyorsa bitsin gibi düşünceye girersin. what|is happening|should end|like|thought|you enter "مهما حدث حدث" لأن المنطق you start to think as if whatever is happening should end.

Çünkü mantık o anda devre dışıdır. Because|logic|that|moment|circuit|is off عاطل عن العمل في ذلك الحين. Because logic is out of order at that moment.

Çok ilkel bir şekilde düşündüğün için hemen sonuç very|primitive|one|in a way|you think|because|immediately|result بسبب تفكير البدائي بشكل كثير Since you are thinking in a very primitive way, you want to get results immediately, almak istersin, hemen tepki vermek istersin hemen to take|you want|immediately|reaction|to give|you want|immediately تريد أن تأخذ نتيجة فورا وتريد أن ترد فورا you want to react immediately, you want to make a decision immediately. karar almak istersin. Böyle zamanlarda vereceğin karar, decision|to make|you want|such|in times|your given|decision وتريد أن تقرر فورا. والقرار الذي أخذتته في مثل هذه الأحيان ، The decision you will make in such times, en iyi kararlarından birisi olmayacağından the|best|decisions|one|will not be يمكنك أن تؤكد من أن هذا القرار لن يكون من افضل الأقرار التي أخذتها you can be sure that it will not be one of your best decisions.

emin olabilirsin. Çünkü muhakeme becerisini; sure|you can be|because|reasoning|skill لأن حالتنا الجسمية والهورمونات المفروزة Because the ability to reason;

stres anında bedensel durumumuz salgılanan stress|at the moment|physical|our condition|released والقوام الذهن في ذلك الحين تؤثر في in times of stress, our physical state and the hormones released

hormonlar o an ki zihin yapısı sağlıklı hormones|that|moment|at|mind|structure|healthy القدرة على أخذنا القرار affect the mental state at that moment, which impairs our ability to make healthy

karar alma becerimizi ve muhakeme becerimizi decision|making|our ability|and|reasoning|our ability بشكل سلبي جدا. decisions and our reasoning skills. çok fazla olumsuz etkiliyor. Bundan dolayı sağlıklı kararlar very|much|negative|affects|From this|reason|healthy|decisions وبسبب ذلك أخذ القرار الصحي has a very negative impact. For this reason, healthy decisions

çok nadiren çıkıyor stresli anlarda. Bunun için eğer very|rarely|comes out|stressful|in moments|this|for|if في الأوان الضغط النفسي صعب ونادر جدا. rarely come out in stressful moments. Therefore, if imkanın varsa o anda lütfen karar verme. your opportunity|if there is|that|moment|please|decision|don't make إن كنت لديك إمكانية، لا تأخذ قرارا من فضلك في ذلك الحين. you have the opportunity, please do not make a decision at that moment.

Benim kendi adıma ana prensibimdir: Ben şunu biliyorum, my|own|on behalf of me|main|principle||this|I know هذا مبدئي شخصيا: أنا أعرف هذا It is my main principle: I know that, stresli ve yoğun baskı anlarında ben stressful|and|intense|pressure|in moments|I أنا أفكر عاطفيا in stressful and high-pressure moments, I

duygusal düşünüyorum. Aynen biraz önce bahsettiğim gibi. emotional|I think|Exactly|a little|earlier|I mentioned|like عندما أكون متوترا. كما قلت قبل قليل I think emotionally. Just like I mentioned a little while ago.

Yanarsa yansın... Böyle zamanlarda ben if it burns|let it burn|such|in times|I إذا احترق احترق... في مثل ذلك الأحيان Burn or not... In such times, I

her zaman birkaç gün içinde karar vermeye çalışırım every|time|few|days|within|decision|to make|I try أنا أحاول أن أقرر في بضعة أيام. ليس فورا. always try to make a decision within a few days.

hemen değil.Birazcık yavaşlatıyorum ve bu buna immediately|not|a little|I slow down|and|this|to this أبطأ قليلا وهذا يفيد في كل مرة دائما. Not immediately. I slow down a bit and this

her seferinde iyi geliyor. Sana da iyi gelebilir. every|time|well|comes|to you|also|well|might come قد يفيد لك كمان. is good for me every time. It might be good for you too.

Stres; hem bedeni hem de zihni inanılmaz derecede Stress|both|body|both|also|mind|incredibly|degree أن التوتر يتعب الجسم والذهن بشكل عجيب Stress; it incredibly tires both the body and the mind.

yorar ama böyle zamanlarda insan tires|but|such|times|person لكن في مثل ذلك الأحيان But during such times, a person is very stingy about resting or rewarding themselves.

kendini dinlendirmek ya da kendini ödüllendirmek konusunda çok cimridir. himself|to rest|or||himself|to reward|in terms of|very|is stingy يكون الإنسان بخيلا في شئن الترويح عن النفس أو التجزئة Because they think: "Let this issue be resolved,"

Çünkü şöyle düşünür: "Bu mevzu bir halolsun", Because|like this|thinks|This|issue|a|be resolved لأنه يفكر هكذا: " بعد حل هذه المشكلة سأقوم ب..." "Let this work pass over me, then I will relax," "I am like that. "Bu iş başımızdan bir geçsin öyle rahatlayacağım", "Ben öyle This|job|from our heads|one|passes|like that|I will relax|I|like that "بعد انتهاء هذه المسألة سأرتاح."

biraz kendimi dinlendireceğim" der ama bazen bu strese a little|myself|will rest|says|but|sometimes|this|stress "سأروح عن نفسي قليلا " هكذا يقول "I will rest a little," he says, but sometimes this leads to stress. neden olan olaylar günler, haftalar, bazen causing|occurring|events|days|weeks|sometimes لكن مسببات هذا التوتر قد تستغرق طول أيام Events that cause this can last for days, weeks, sometimes.

aylar bile sürebilir. Hatta bazen işimiz tamamen stresli months|even|can last|Even|sometimes|our work|completely|stressful أو أسابيع حتى شهور أحيانا. فقد يتكون عملنا من الأمور المجهدة. It can even last for months. In fact, sometimes our work can be completely stressful. işlerden de oluşuyor olabilir. Peki ne yapacağız? from work|also|may be formed|possible|well|what|will we do فماذا علينا إذا؟ So what will we do? Ömrün geçmesini mi bekleyeceğiz? Böyle olunca insan life|passing|question particle|will we wait|like this|when|a person هل سننتظر لانتهاء العمر؟ وبذلك Will we just wait for life to pass by? In such cases, a person...

sonuçta neyle karşılaşıyor. Bize gelen vakalardan gördüğümüz in the end|with what|he/she/it encounters|to us|arriving|from the cases|we see ماذا يقابل الإنسان؟ حسبما الأحاديث الآتية إلينا what they are ultimately facing. From the cases that come to us, kadarıyla; "tükenmişlik sendromu"yla. |burnout|syndrome| نرى أن الناس فيهم "متلازمة الارهاق" we see that it is "burnout syndrome." Beden de tükeniyor zihin de tükeniyor. Peki böyle bir durumda Body|also|is exhausting|mind|also|is exhausting|Well|such|a|in situation يرهق الذهن والجسم كمان. فما هو الشيئ The body is exhausted, and the mind is exhausted as well. So in such a situation,

insanı engelleyen şey ne kendini dinlendirme the person|that hinders|thing|what|oneself|resting الذي يمنع الإنسان من الترويح عن نفسه؟ what prevents a person from resting

konusunda? Şöyle bir şey düşünüyor insan, about|like this|one|thing|thinks|person في مثل هذا الحال يفكر الإنسان ويقول: themselves? People think something like this, zevk almıyorum ki canım istemiyor ki çünkü kafam pleasure|I don't get|because|my desire|doesn't want|because|because|my mind "لا أستمتع بها، أنا لا أفضل." I'm not enjoying it, I don't want to because my mind ana mevzuda. Böyle bir durumda zihninin sözüne main|issue|Such|a|in situation|your mind's|word "لأنني أفكر في الموضوع الأساسي ." في مثل هذا الموضوع، is on the main issue. In such a situation, you shouldn't

çok fazla güvenmemek lazım. Eskiden stresli very|much|to trust|necessary|In the past|stressful لازم ألا تصدق فيما قال ذهنك تماما. في الماضي trust your mind too much. In the past, during stressful olduğun zamanlarda değil daha eski zamanlarda kendini when you are|in times|not|more|old|in times|yourself كيف كنت تروح عن نفسك وأنت لست متوترا؟ times, not just in more recent times, how did you nasıl dinlendiriyordun? Kendini nasıl how|were you relaxing|yourself|how كيف كنت ترتاح؟ relax yourself? How did you

rahatlatıyordun? Böyle şeyleri canın istemese de you were relaxing|such|things|your heart|didn't want|either عليك أن تسأل نفسك مثل هذه الأشياء You were comforting? Even if you don't want to do such things, zihnin istemese de sen yapmalısın. your mind|doesn't want|even|you|must do إن شاء أم أبى ذهنك. you must do it even if your mind doesn't want to.

Bedenin dinlenecektir. Zihnin istemese de Your body|will rest|Your mind|doesn't want|either فسيرتاح جسمك . رغم عديم الرغبة في ذهنك Your body will rest. Even if your mind doesn't want to,

keyif almasa da ve bedenin dinlendiği zaman bir süre sonra pleasure|he/she/it does not take|also|and|body|resting|time|a|period|after ورغم عديم الاستمتاع. بعد ترويح جسمك even if it doesn't enjoy it, when your body rests for a while, o senin zihnine de faydalı it|your|mind|also|beneficial وبعد هذه الفترة it will also be beneficial for your mind.

olacaktır. will be ستكون مفيدة It will be.

Oraya da şifa olacaktır. O yüzden; There|also|healing|will be|That|reason لذهنك أيضا. لذلك؛ There will also be healing there. That's why;

kötü zamanlarda, zor zamanlarda stresli bad|in times|hard|in times|stressful في أوقات سيئة وصعبة والمتوترة in bad times, in difficult times, in stressful

zamanlarda, ne olursa olsun kendini dinlendiriyorsun. in times|no|matter|what|yourself|you rest مهما كلف الأمر، فستروح عن نفسك times, no matter what, you are resting yourself.

Seni rahatlatan fiziksel aktiveteler yapıyorsun. You|relaxing|physical|activities|do وتقوم بأنشطوة بدنية تفيد لك في ترويح عن نفسك. You are doing physical activities that relax you. Stresli anlarda seni rahatlatıcak şeylerden bir tanesi; stressful|moments|you|will relax|things|one|of them وواحد سيسترخيك في حالة التوتر مثلا: One of the things that will relax you in stressful moments;

etrafında güvendiğin soğukkanlı around you|you trust|calm الاستشارة مع شخص if there is a calm person around you whom you trust,

olduğunu düşündüğün bir insan varsa ona akıl danışmak. you think|you think|one|person|if there is|to him/her|advice|to consult تصدق به وهو بارد الدم consulting them for advice.

Şimdi şu demek değil bu; o Now|this|to mean|not|this|that وهذا لا يعني؛ أنه This does not mean that; akıl danıştığın insanın sana söylediği şeyi advice|you consulted|person|to you|said|thing يقول شيئا وأنت تتصرف هكذا كأنه أمر ذلك. the advice given by that person you consult. yapmak zorunda değilsin. Sadece yaşadığın zorluğu to do|obligated|you are not|Just|you experienced|difficulty أنك تحكي مشكلتك التي واجهتها فقد، وصديقك الذي you don't have to do it. You are just sharing the difficulty you are experiencing güvendiğin ve soğukkanlı olan birisine anlatıyorsun. O you trust|and|calm|who is|to someone|you are explaining|He/She تصدق به وهو بارد الدم يستمع with someone you trust and who is calm. Even if they say şunu dese bile that|he/she says|even حتى هذا كلامه this

senin çok iyi gelecek:"Ya Beyhan your|very|good|will be|Oh|Beyhan سيكون مفيدا لك: it will do you a lot of good: "Ya Beyhan

sen bundan önce daha zor şeyleri bile çözdün bunu mu you|from this|before|more|difficult|things|even|solved|this|question particle "يا بيهان! أنك نجحت في كثير من الأشياء التي أصعب من هذا الأمر. you have solved even tougher things before, can you not handle this?

takıyorsun kafana?" ya da "Beyhan halledersin sen you take|to your head|or|also|Beyhan|you will handle|you أ لست قادرا على هذا؟!!" " هل أنت تشغل بالك لهتذا ؟!" أو " يا بيهان! "Are you wearing that on your head?" or "Beyhan, you can handle this.

güçlü adamsın" ,"Beyhan şunları takma ya strong|you are a man|Beyhan|those things|don't mind|you know أنت قادر على حل هذا. أنت رجل قوي" " فلا تشغل بالك لهذه الأشياء " "You're a strong man," "Beyhan, don't wear those. hadi gel beraber bir çay içelim" dese bile aslında bu come on|let's|together|a|tea|we drink|he/she says|even|actually|this "هيا تعال! لنشرب شايا." وربما هكذا يكفي Even if he says, "Come on, let's have tea together," actually this sana çok iyi gelecek. Bir yandan da aslında dışarıdan bir to you|very|well|will be beneficial|One|side|also|actually|from outside|a لاسترخائك . ومن ناحية أجرى will do you a lot of good. On the one hand, you will also gain an outside

bakış açısı kazanmış olacaksın. Bazen de yine perspective|angle|you will have gained|you will be|Sometimes|also|again ستكسب وجهة نظر. وأحيانا perspective. Sometimes again, seni rahatlatacak bir teknik olarak; başka biri you|will relax|a|technique|as|another|person كتقنية أخرى ستسترخيك ؛ كيف يتصرف as a technique to relax you; what would another person do?

olsaydı bu durumda ne yapardı? Bu güvendiğin if he/she were|this|in this situation|what|would do|this|you trust شخص أخرى لو كان في مكانك؟ If someone else were in this situation, what would they do? This could be a person you trust in their decisions, it could be your father, or

bir insan olabilir kararlarında, baban olabilir, ya da a|person|can be|in his decisions|your father|can be|or|also يمكن أن يكون هذا الشخص شخصا تصدق بأقراره أو it could be your former boss or a colleague.

eski patronun olabilir ya da bir iş arkadaşın olabilir. former|your boss|may be|or|also|a|work|your colleague|may be صاحب العمل السابق أو صديقك في العمل. What would Ahmet Mehmet do in this situation? You don't even need to talk to him.

Ahmet Mehmet bu durumda ne yapardı? Onunla konuşmana bile gerek Ahmet|Mehmet|this|situation|what|would do|with him|your talking|even|necessary كيف يتصرف أحمد أو محمد في هذا الوضع؟ و حتى لا حاجة إلى التكلم معه

yok böyle bir durumda. Bazen bir film kahramanı there is not|such|a|situation|Sometimes|a|film|hero في مثل هذا الوضع. هو قد يكون بطل فيلم أحيانا. there is no such situation. Sometimes it can even be a movie hero.

bile olabilir. Güvendiğini düşündüğün, even|may be|you think you trust|the one you think كيف تتصرف الشخص الذي تصدق به، What if it was a hero you trusted,

kararlarına saygı duyduğun bir kahraman o olsaydı ne yapardı? his decisions|respect|you respected|a|hero|he|were|what|would do تحترم أقرار وهو البطل؟ who you respected for their decisions? What would they do?

Bu aslında, senin zihnini farklı bir perspektiften This|actually|your|mind|different|a|from perspective في الحقيقة هذه التقنية تستوفر لك This will actually allow you to look at events from a different perspective olaylara farklı bir açıdan bakmanı sağlayacak. ve to events|different|one|perspective|to look at you|will enable|and وجهة نظر مختلفة وستجعلك and see things from a different angle. And

hem sağlıklı bir karar aldıracak hem de both|healthy|a|decision|will make (someone) take|both|also تأخذ أقرارا صحية it will both help you make a healthy decision and

o yoğun baskı ve duman ortamından seni sıkıştıran that|intense|pressure|and|smoke|from the environment|you|suffocating وستبتعدك عن الأشياء التي temporarily get you out of the things that are pressuring you in that intense atmosphere of smoke.

şeylerden çıkmanı bir süreliğine sağlayacak. Ama bir de from things|to get out|one|temporarily|will provide|But|one|also تزعجك والبيئة الضغط الكثيف والدخان لوقت محدود. But there is also this situation; sometimes when I said to consult someone,

şöyle bir durum var; bazen bu akıl danışma dedim ya like this|one|situation|exists|sometimes|this|mind|consultation|I said|you know لكن هنا مشكلة صغيرة. الاستشارة التي تحدثت عنها من قبل، you need to think twice when consulting some people.

bazen bazı insanlara akıl danışırken 2 kere düşünmek lazım. sometimes|some|to people|mind|when consulting|times|to think|necessary علينا أن ننتبه في اختيار الأشخاص الذي سنستشير معهم.

İyi insanlarda olsa bizi çok seviyor da olsa |in people|if they were|us|very|loves|also|if they were مهما كانوا طيبون، أنهم قد يكون أكثر متوترا منا. Even if good people love us very much

bu insanlar ateşli insanlarsa normal these|people|passionate|if they are|normal إذا كانوا يبالغون كثيرا مثل: if these people are passionate, it's normal bir şey söylüyorsun mesela "ya anne eee a|thing|you are saying|for example|oh|mom|umm تقول شيئا "يا أمي!! for example, you say "hey mom, eee ben işte evliliğimde şöyle bir sorun yaşıyorum", "baba I|at work|in my marriage|like this|one|problem|experience|father أنني أعاني من كذا كذا في زواجي" I'm experiencing this kind of problem in my marriage", "dad

işte iş yerinde patron dedi ki; bir aya kadar here|work|at the workplace|boss|said|that|one|month|within أو "يا أبي! قال صاحبي العمل؛ اتقن في أعمالك في شهر واحد، at work, the boss said; by the end of the month

bir çabanı düzelt performansını düzelt yoksa a|your effort|correct|your performance|correct|otherwise وإلا سأتصرف بك correct your effort, correct your performance or else

işler kötü olacak." Karşı taraf, "oğlum bitti", "yandık", things|bad|will be|The opposing|side|my son|is finished|we are doomed بشكل مختلف." ويقول الأب: " يا ويلنا ! ضاع إبني!!" things will go bad." The other side said, "my son is finished", "we're doomed,"

"ne yapacağız?" "işsiz mi kalacak?", "eşinden mi ayrılacaksın?" diye. what|will we do|unemployed|question particle|will stay|from your spouse|question particle|will you separate| "وماذا سنفعل الآن ؟" " هل سيبقى عاطلا عن العمل ؟" " هل ستطلق زوجتك؟" "what will we do?" "Will he be unemployed?", "Will you divorce your wife?"

Bu sana çok daha fazla kötü hissettirebilir. O yüzden This|to you|much|more|excessive|bad|could make you feel|That|reason وهذا يمكن أن يجعلك تشعر بالحزن أو قلق. ولذلك This can make you feel much worse. That's why böyle ateşli insanlarla konuşuyor olmak konusunda such|passionate|with people|talking|being|about أتواصى لك بانتباه وروية حينما تتحدث it's about talking to such fiery people.

çok dikkatli ve temkinli olmanı öneriririm. Olay tazeyken very|careful|and|cautious|you to be|I recommend|incident|while fresh مع الأشخاص من قبيل هذا النوع. I recommend that you be very careful and cautious. When the incident is fresh,

olay sıcakken bu insanlara paylaşım event|while it's hot|this|to people|sharing من المستحسن ألا تستشير مع هؤلاء الأشخاص it will be better for you not to share with these people when the incident is hot.

yapmamak senin için daha iyi olacaktır. not doing|your|for|more|good|will be عندما تستمر حرارة الحدث It will be better for you.

Stresli olduğun zamanlarda belki de kendini çaya, kahveye, Stressed|you are|in times|maybe|also|yourself|to tea|to coffee حينما تكون تحت ضغط النفسي ، When you are stressed, you might be turning to tea, coffee,

sigaraya alkole veriyor olabilirsin. to smoking|to alcohol|might be giving|you might be قد تشرب شايا أو الكهول أو تدخن سيجارة cigarettes, or alcohol.

Bu durum aslında o an için belki sana rahatlama This|situation|actually|that|moment|for|maybe|to you|relief قد تجعل هذا الوضع أنك تشعر بالراحة أو الهدوء في حين This situation may actually make you feel relaxed at that moment. getiriyormuş gibi hissettirebilir. Ama daha geniş zamana baktığımız as if it were bringing|like|can make feel|But|more|broader|time|we look أما في وقت واسع وفي فترة طويلة But when we look at a broader time frame, zaman, uzun vadede her zaman daha time|long|term|every|time|more فتكون أكثر متوترا وتشعر نفسك أسوأ in the long run, you will always be more

stresli olursun daha kötü hissedersin. Bir bakmışsın ki stressed|you become|more|bad|you feel|One|you realize|that فترى أن عملك المجهدة جعلك stressed and feel worse. You might find that stresli işin senin çok daha stressful|job|your|much|more تشرب الكهول أكثر من السابق your stressful job is much more

yoğun alkol tüketmene neden olmuş ya da çok yoğun kahve tüketiyorsan heavy|alcohol|consumption|reason|has happened|or|also|very|heavy|coffee|consumption أو تشرب قهوة كثيرة has caused you to consume alcohol heavily or if you are consuming a lot of coffee. zaten kahve stres durumunu tetikleyen bir şey. already|coffee|stress|situation|triggering|one|thing والقهوة تطلق حالة التوتر Coffee is already something that triggers stress.

Bir bakıyorsun ki rahatlamak için içtiğin, yediğin, One|you realize|that|to relax||you drink|you eat فترى أن الأشياء التي أدخلتها في حياتك من أجل الاسترخاء، You realize that what you drink and eat to relax,

hayatına kattığın şey sana çok daha kötü hissettiriyor. to your life|you added|thing|to you|much|more|bad|makes feel جعلتك تشعر بأكثر القلق أو التوتر the things you add to your life make you feel much worse.

Bu sebeple, böyle zamanlardayken ne This|reason|such|during times|what وبسبب ذلك حينما تشعر بالتوتر For this reason, during such times, what

yediğini ne içtiğini özellikle dikkat etmelisin. what you eat|what|what you drink|especially|attention|you should pay عليك أن تنتبه فيما تأكل وتشرب. You should especially pay attention to what you eat and drink.

Son olarak; bana iyi gelen bir şeyden bahsetmek istiyorum. Finally|as|to me|good|coming|one|from thing|to mention|I want وأجيرا؛ أريد أن أتحدث عن الشيء الذي يجعلني على الخير. Lastly; I want to talk about something that does me good.

Ben yoğun baskı altındayken; eve sığamıyorum, I|intense|pressure|when under|to home|I can't fit عندما كنت على ضغط النفسي لا أستطيع أن أبقى في البيت . When I am under intense pressure; I can't fit in the house,

böyle kapalı alanlara sığamıyorum ve bir şekilde such|closed|areas|I can't fit|and|one|way والأماكن الأخرى مثل البيت المغلق I can't fit in such closed spaces and somehow düşünceler beni kapalı ortamlarda daha thoughts|me|closed|in environments|more فتزعجني الأفكار كثيرا في الأماكن المغلقة . thoughts overwhelm me more in closed environments.

fazla rahatsız hissettiriyorlar. Ben böyle bir durumlarda yıllardır şöyle bir too much|uncomfortable|make me feel|I|such|a|situations|for years|like this|a أنا أستعمل مثل هذه التقنية منذ سنوات : they make me feel very uncomfortable. In such situations, I have been using a technique for years: I walk a lot.

teknik kullanıyorum: Bolca yürüyorum 1 kilometreyle technique|I use|A lot|I walk|with a kilometer أمشي على الأقدام كثيرا. بدأت هذا بواحد ك.م. I started with 1 kilometer, and I know that at first I walked 10-15 kilometers. başladım ilk başta 10-15 kilometre yürüdüğümü bilirim. ve I started|first|at first|kilometers|I walked|I know|and ووصل واحد ك.م. إلى 10~15 ك.م. مع مرور الزمن. And during such times, initially that fiery thought gradually cools down.

böyle zamanlarda ilk başta o ateşli such|in times|first|at|that|fiery في مثل هذا الوضع After that, that

düşünce yavaş yavaş soğuyor. Sonrasında o thought|slowly|slowly|cools|Afterwards|it يبرد الفكر المحترق رويدا رويدا

yürüme esnasında düşünürken ve walking|during|thinking|and ثم أجد نفسي بارد الدم I think while walking and

soğukkanlı bir noktaya geliyorum. Bu o kadar calm|a|point|I am coming|This|that|much في أثناء المشي. فأنه مريح جدا I reach a calm point. This is so

rahatlatıcı oluyor ki o yoğun duygusal hissiyattan kurtulmuş relieving|it is|that|he|intense|emotional|feeling|has been freed from أشعر نفسي منقذا من الأحاسيس الكثيفة العاطفية بعده. relaxing that I feel like I have escaped from that intense emotional feeling.

oluyorum. Hem de bu yürüyüşler esnasında I become|Also|during|this|walks|while ولاحظت أنني أبقى على الصحة Moreover, I have noticed that I make

daha sağlıklı kararlar aldığımı farkettim. Bu bana more|healthy|decisions|that I took|I realized|This|to me بعد مثل هذه المشيات. healthier decisions during these walks. This helps me. iyi geliyor belki sana da iyi gelebilir good|is coming|maybe|to you|also|good|could come هذا مفيد لي. وقد يكون مفيدا لك أيضا. It might be good for you too.

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum güzel insan. Eğer ki me|you listened|for|thank|I am|beautiful|person|If|(conditional particle) أشكرك لإستماعك يا إنسان طيب/ة! Thank you for listening to me, beautiful person. If

bu videoyu beğendiysen beğenmeyi ve abone olmadıysan this|video|if you liked|to like|and|subscribe|if you haven't إذا أعجبت هذا الفيديو لا تنس أن تنقر you liked this video, don't forget to like it and if you haven't

youtube kanalıma abone olmayı unutma. Kendine çok youtube|to my channel|subscribe|to|don't forget|to yourself|very على زر الإعجاب وأن تشترك في قناتي. subscribed to my YouTube channel, please do. Take care of yourself.

iyi davran görüşmek üzere... good|behave|to meet|soon انتبه لنفسك! إلى اللقاء! See you soon...

SENT_CWT:AFkKFwvL=5.0 PAR_TRANS:gpt-4o-mini=8.69 en:AFkKFwvL openai.2025-01-22 ai_request(all=258 err=0.00%) translation(all=215 err=2.79%) cwt(all=1473 err=1.56%)