×

Χρησιμοποιούμε cookies για να βελτιώσουμε τη λειτουργία του LingQ. Επισκέπτοντας τον ιστότοπο, συμφωνείς στην πολιτική για τα cookies.

image

Beyhan Budak, Yalnızlık Psikolojisi ve Yalnızlıktan Kurtulmak

Yalnızlık Psikolojisi ve Yalnızlıktan Kurtulmak

Etrafında konuşacak kimsenin olmadığını düşündüğün oldu mu hiç?

Ya da gerçekten, tam anlamıyla seni anlayacak kimsenin olmadığını?

Bu koskoca dünyada tek başına kaldığını

ve bundan sonra kalan ömrünün de

böyle tek başına ve yalnız geçeceğini düşünüyor musun?

Eğer cevabın evetse,

bu dünyada, yalnız olduğunu ve yalnız yaşayacağını düşünen

milyonlarca insandan birisin sadece.

Bu videoda sana,

yalnızlıkla ve yalnızlık düşüncesiyle nasıl baş edebilirsin,

bunlardan bahsedeceğim.

Yalnızlık, hepimizin hayatının bi' gerçeği.

Herkesin hayatında az ya da çok yalnızlık var.

Bazılarının etrafında insanlar olmadan yalnız hissederken,

bazıları çok kalabalık ortamlarda bile yalnız hissedebilir.

İşte, bu yalnızlık hissiyatı

bazıları için geçici bir ruh haliyken,

bazıları için de çaresizlik ve hüzün kaynağıdır.

Ve bundan dolayı, yalnız hissettiğinden dolayı

madde kullanımına, yanlış insanlara meyledebilir.

Hatta, benim çok sık karşılaştığım örneklerde

insanlar yalnızlık korkusundan dolayı

normalde hayatına zarar verecek insanları bile

o hayatına, yanına dahil edebiliyorlar.

Hiç sevmeyeceği, kendisine zarar veren bir insanla

sevgili olabiliyor, eş olabiliyor.

Tek sebebi şu aslında:

"Aman ne olursa olsun, yanımda herhangi biri de olsa

ben yalnız kalmayayım."

Sence yalnızlık anormal bir durum mu,

Yalnız insanlar problemli midir,

Yalnız insanlar sıkıntılı mıdır?

Yalnızlık korkusu yaşayan danışanlarımın

birçoğu aslında böyle düşünüyor.

Onlara söylediğim zaman:

"Ya işte, tek başına bi kafeye gider misin, bi yerde yemek yer misin?"

Şöyle bir korkuları oluşuyor:

"Ben orada yalnız başıma takılırsam, etrafımdaki insanlar,

ya bak, ne kadar yalnız, ne kadar sorunlu

etrafında bi arkadaşı bile yok, bi sevgilisi bile yok

diye düşünüyor."

Eğer ki yalnızlıkla baş etmek istiyorsan,

ilk başta kafandaki bu düşüncelere alternatif bir cevap vermen gerekiyor.

Şunu net olarak söyleyebilirim sana:

yalnızlık, anormal bir durum değildir.

Etrafında, sosyal medyaya baktığın zaman,

herkes her an böyle yakın, mıç mıç ilişkilerdeymiş gibi,

hiç yalnız değilmiş gibi görünüyor ama sakın buna aldanma.

Herkesin hayatında birazcık yalnızlık var.

Birisinin etrafında çok kalabalıklar olmasının,

onun hiç yalnız kalmadığı, yalnız olmadığı anlamına gelmediğini,

net bi şekilde anlamalısın.

Şimdi, yalnızlık anormal bir durum değildir.

Yalnızlık, acayip bir durum da değildir.

Yalnızlık, sorunlu insanların başına gelen bir şey de değildir.

Aslında birazcık modern kültürde, yalnızlık dışsallaştırılıyor,

sanki anormal bir durummuş gibi algılanması isteniyor.

Ama şöyle söyleyeyim,

bundan belki yüz sene önce, iki yüz sene önce

yalnız kalmak, bir tercihmiş.

Çünkü insanlar yalnız kaldığı zaman daha çok kendilerine dönüyorlar,

daha çok aslında, o içsel bilgeliğe ulaşma yoluna gidebiliyorlar.

Sen de yalnızlığı anormal bi durum değil,

bazen senin hayatına, zihnine ve hatta yaratıcılığına

katkı sağlayan bir araç gibi görmelisin.

Yalnızlık hissiyatı insanı her daim sıkıştırmaz,

gün içinde, çalışırken, okula giderken ya da

bir şeylerle uğraşırken insan kendisini çok yalnız hissetmeyebilir ama;

bazen akşamları, hafta sonları, ya da bayramlarda

yalnızsan, bu yalnızlık sana iyice batıp iyice rahatsız etmeye başlar.

Böyle zamanların için planların olması lazım.

Akşamları mı yalnız hissediyorsun daha çok, hafta sonları mı, sabahları mı?

Senin yalnızlığının, seni en çok rahatsız ettiği zaman dilimleri için planlar yapmalısın:

kitap mı okuyacaksın, dizi mi izleyeceksin...

Böyle hissettiğin zamanlarda ne yapacağının belli olması lazım.

Ya da şöyle diyeyim sana,

beraber bir şeyler yapabileceğin, böyle durumlarda arayabileceğin insanların olması lazım.

Ailen olabilir, kardeşin, akraban...

Ve ben şunu net bi şekilde fark ettim:

kendisini yalnız tanımlayan insanların birçoğu insan seçiyorlar.

Arayabilecekleri insanların

ailesinden, arkadaşlarından birçoğunu aslında gözü görmüyor.

Sadece daha ilginç, eğlenceli insanlar olursa, onlar hayatına dahil olursa

daha az yalnız hissedeceğini düşünüyor.

Bu sebeple, dediğim gibi yalnız hissedeceğin zamanlarda

uğraşabileceğin etkinlikleri önceden planlamalısın.

Yaşadığın şehri turist gibi gez gerekirse

daha önce gitmediğin yerlere, kafelere al eline kitabı, gidersin.

Böyle zamanlarda dediğim gibi, yalnız kalıp evde kendi kendine

düşüncelere dalmak, sana daha kötü hissettirecektir.

Birçok insan genelde,

beraber bir şeyler yapabileceğim birisi yok diye şikayetlenir.

Ama ben sana şunu sormak istiyorum,

sinemaya, kafeye, yemek yemeye, bi spora, yürüyüşe

gitmek için illa ki yanında birisi mi olması gerekiyor,

neden birisine ihtiyaç duyuyorsun?

diye sorduğum zaman insanlar şöyle bir cevap veriyorlar:

"Ben bir yere tek başıma gidersem, oradaki diğer insanlar, benim acınası bir insan olduğumu düşünürler."

Şöyle düşünsene

sen bir yere tek başına gidiyorsun ve diğer herkes sana bakıp

"Ya şu aşağılığa bakar mısın, tek başına gelmiş, yazık ya,

bu devirde yalnızlık!"

Emin misin, insanların böyle düşüneceğinden?

Ben şöyle görüyorum insanları,

herkes kendisiyle meşgul aslında,

diğerlerini çok da incelemiyorlar.

Dikkat bile etmiyorlar.

Ki, diyelim senin dediğin gibi olsun.

İnsanlar senin böyle olduğunu, yalnız olduğun için acınası bir halde olduğunu düşünsünler.

Bunun sana zararı ne?

Seni neden etkiliyor,

seni neden hayattan alabileceğin zevkler konusunda engelliyor?

Bu sebeple, ben şöyle diyorum,

insanlar senin hakkında ne düşünürlerse düşünsünler, boşver,

sen hayata dahil olmalısın.

Bir yerlere tek başına gitmekten çekinmemelisin.

Dediğim gibi,

kafe, yemek yemek, spor, kurs, hobi, yürüyüş,

hepsine tek başına gitmelisin gerekirse.

Bir de şöyle bir durum var,

sen tek başına hayata dahil oldukça, yeni insanlarla tanışma şansın da o kadar artacaktır.

Evdeyken kimse kapıyı çalıp

"Aa sen yalnızmışsın, hadi beraber arkadaş olalım." diye gelmeyecektir.

Hayatın içinde, arkadaşlıklar kazanılır.

Hiçbir zaman olayların kendisi tek başına bir anlam ifade etmez,

bizim o olaylara bakış açımız, anlam ifade eder.

Olumlu ya da olumsuz duyguları ortaya çıkartır.

Yalnızlık tek başına bizi etkilemez,

biz yalnızlık hakkında nasıl yorumlar çıkartıyorsak, o zaman etkilenmeye başlarız.

Şimdi sen, önüne bir kalem kağıt al ve

Yalnızlık sende nasıl düşünceler ortaya çıkartıyor, nasıl duygular ortaya çıkartıyor, bunları yazmalısın.

Ben birkaç örnek vermek istiyorum sana bu konuda.

Diyelim ki yalnızsın, şu an yalnızsın ve şöyle bir negatif düşünce aklına geliyor:

"Şu an yalnızsam, bundan sonra hep yalnız kalacağım,

hayatımın geri kalanı hep yalnızlıkla geçecek."

Sana kötü hissettiren negatif düşünce bu olabilir.

Ya da şöyle bir şey:

"Yalnızsam, mutsuz hissetmeliyim, kötü hissetmeliyim."

Böyle bir negatif düşünce var.

"Yalnız olmamam lazım, benim mutlu olmam için.

Eğer bir insan yalnızsa mutsuzdur, hüzünlüdür."

Bir diğer negatif düşünce ise şu olabilir:

"Yalnız insanlar zavallıdır, yalnız insanlar sorunludur.

Dolayısıyla ben şu anda yalnızsam, demek ki zavallıyım, demek ki sorunlu bir insanım.

İyi ve akıllı bir insan olsaydım, yalnız olmazdım."

Biraz önce söylediğim negatif düşünceler zihnimizde çok hızlı geçer.

Biz bunlara "otomatik düşünceler" diyoruz.

Otomatik düşünceleri çoğu zaman insan fark etmez ve sorgulamaz.

Bunun arkasından duygular çıkar.

Kendini kötü hissedersin, depresif hissedersin

ve dersin ki: "Niye ben böyleyim?"

Yalnız olduğun için kahrolursun.

Ama biz bu sefer farklı bir şey yapacağız, bu negatif düşüncelere bir cevap vereceğiz.

Bunların gerçekliğini sorgulayacağız.

Şimdi ilk şeye geleceğiz, ilk negatif düşünceye, benim örneğime

Ne demiştim? : "Hep yalnız kalacağım."

Şöyle düşün, hayatında şu an belirli bir yalnızlık yaşıyor olabilirsin

ama tamamen bugüne kadar yalnız değildin.

Issız bir adada yaşamıyorsun.

Bundan sonra da önüne, eminim birçok fırsat çıkacaktır.

Geçici bir dönemden geçiyor olabilirsin.

Bundan dolayı, bu senin hep yalnız kalacağın anlamına gelmez.

Sadece geçici bir durum, geçici bir hissiyat bu.

İkinci düşünceye gelelim: "Yalnızsam mutsuz olmalıyım, yalnızsam hüzünlü olmalıyım.

Yalnız olmamam lazım mutlu olabilmek için."

Emin misin böyle olduğuna?

Bu yalnız kaldığın zamanları, kendine ayırabilirsin, kendinle ilgili şeylerle geçirebilirsin.

Uzun zamandır okumak istediğin bir kitabı okuyabilir, filmi izleyebilir,

ya da yemek yapabilir, bi hobiyle bile uğraşabilirsin.

Birçok insan aslında, o kalabalıklar içinde boğulan birçok insan,

yalnız kalıp kendine vakit ayırmak istiyor.

Ama sen buna zaten sahipsin.

Yani, mutlu olmak için, illa ki yanında birileri olmasına gerek yok.

Verdiğim son örneğe gelelim: "Yalnızsam zavallıyımdır, yalnızsam sorunluyumdur."

Araştırmalar gösteriyor ki, insanların yüzde kırk beşi kendisini yalnız hissediyor.

Yani sen, neredeyse o iki insandan birisi gibisin.

İnsanların yarısı sana çok benzer şeyler hissediyor.

Hayatımızın her döneminde bazen yalnız hissederiz,

bazen daha böyle duygusal ve melankolik hissedebiliriz.

Sen de hayatının böyle bir döneminden geçiyorsun.

Yani aciz değilsin, zavallı değilsin, sorunlu değilsin.

Sen de aklına gelen otomatik düşünceleri bir kağıda yazıp

bunların gerçekliğini sorgulamalısın.

Eğer gerçekliğini sorgularsan, emin ol daha iyi hissedeceksin.

Yalnız insanlar bir süre sonra çevreye ve insanlara küsüyorlar

ve bu küsme neticesinde, kendilerini daha çok eve kapatıyorlar.

Ve şöyle bir düşünce ortaya çıkıyor:

"Onlar arasın, onlar sorsun."

İçindeki o gururlu ses, her zaman ilk adımı karşı taraftan bekliyor,

ama aramıyorlar. Keşke arasalardı, keşke sorsalardı.

Ne yapacağız?

Biz evde tek başımıza, o içimizin karanlık dehlizlerine mi dalacağız?

Durmadan kendimizi olumsuz anlamda mı sorgulayacağız? Hayır.

İlk adımı bizim atmamız lazım.

Sen ara, onlar aramıyorsa.

Sen sor, sen davet et, onlar seni çağırmıyorsa.

Belki diyeceksin: Neden ben?!

Ama elimizde başka seçeneğimiz yok.

Bunu bir gurur mevzusu haline getirme.

Bunu bir savaş, bir ego savaşı haline getirme.

İlk adımı sen at, hiçbir şey olmaz.

Biri gelmezse biri gelecektir. O gelmezse öbürü gelecektir.

Vazgeçmeden, etrafındaki insanlara yönelik durmadan adım atmalısın.

Bi insanı bir odaya kapat ve düşünmesini iste sadece.

Çok fazla düşünürse insan -bir süre sonra- o insanın aklına sadece olumsuz şeyler gelmeye başlar.

Eğer sen de çok uzun süredir yalnız kaldıysan

ve insanlarla etkileşimin gitgide azalmışsa,

sen de o düşünce sürecine girip çok kötü hissedebilirsin.

Böyle durumlarda ben hep dışarı çıkmak,

başka insanların dertleriyle ilgilenmenin bize çok iyi geldiğini düşünüyorum.

Diyelim ki sen de böyle bir şey yaşıyorsun,

şöyle bir etrafına bak bakalım.

Dernekler, gönüllülük organizasyonları, LÖSEV gibi mesela kuruluşlar,

böyle yerlerde neler yapabilirsin?

Bir huzur evinde, bir yaşlı teyzeyi amcayı ziyaret edip

ona en azından iyi hissettirdiğin zaman,

sen de yalnız hissetmeyeceksin, sen de kötü hissetmeyeceksin.

Dediğim gibi, çok fazla düşünmek,

çok fazla evde kalmak, hiçbir zaman iyi değildir.

Peki sen kendini yalnız hissediyor musun,

ya da yalnız hissettiğin zaman kendince geliştirdiğin çözüm yolları var mı?

Bunlardan yorumlar kısmında bahsedebilirsin.

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum güzel insan.

Kendine iyi davran, görüşmek üzere!

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Yalnızlık Psikolojisi ve Yalnızlıktan Kurtulmak Loneliness|Psychology|and|from Loneliness|to Escape Ψυχολογία της μοναξιάς και απαλλαγή από τη μοναξιά The Psychology of Loneliness and How to Overcome Loneliness

Etrafında konuşacak kimsenin olmadığını düşündüğün oldu mu hiç? Around you|to talk|no one|was not|you thought|happened|question particle|ever Have you ever thought that there is no one around you to talk to?

Ya da gerçekten, tam anlamıyla seni anlayacak kimsenin olmadığını? Or|but|really|completely|in the sense of|you|will understand|no one|being Or that there is truly no one who can fully understand you?

Bu koskoca dünyada tek başına kaldığını This|huge|in the world|only|by yourself|that you are left That you are all alone in this vast world?

ve bundan sonra kalan ömrünün de and|from this|after|remaining||also And that the rest of your life will be like this?

böyle tek başına ve yalnız geçeceğini düşünüyor musun? like this|alone|by|and|lonely|will pass|do you think|are you Do you think it will pass like this, alone and lonely?

Eğer cevabın evetse, If|your answer|is yes If your answer is yes,

bu dünyada, yalnız olduğunu ve yalnız yaşayacağını düşünen this|in the world|alone|that you are|and|alone|that you will live|thinking you are just one of millions of people who think

milyonlarca insandan birisin sadece. millions of|from people|you are|just that they are alone in this world and will live alone.

Bu videoda sana, This|in the video|to you In this video, I will tell you,

yalnızlıkla ve yalnızlık düşüncesiyle nasıl baş edebilirsin, with loneliness|and|loneliness|thought|how|cope|you can how can you cope with loneliness and the thought of loneliness,

bunlardan bahsedeceğim. about these|I will talk I will talk about these.

Yalnızlık, hepimizin hayatının bi' gerçeği. Loneliness|all of us|life|a|reality Loneliness is a reality of all our lives.

Herkesin hayatında az ya da çok yalnızlık var. Everyone's|in life|little|or||much|loneliness|exists Everyone experiences some degree of loneliness in their life.

Bazılarının etrafında insanlar olmadan yalnız hissederken, Some people's|around|people|without|lonely|feel While some feel lonely without people around them,

bazıları çok kalabalık ortamlarda bile yalnız hissedebilir. some people|very|crowded|in environments|even|alone|can feel some may feel lonely even in very crowded environments.

İşte, bu yalnızlık hissiyatı |this|loneliness|feeling This feeling of loneliness

bazıları için geçici bir ruh haliyken, some|for|temporary|a|spirit| is a temporary state of mind for some,

bazıları için de çaresizlik ve hüzün kaynağıdır. some|for|also|hopelessness|and|sadness|is a source of while for others it is a source of despair and sadness.

Ve bundan dolayı, yalnız hissettiğinden dolayı And|from this|reason|alone|because he/she feels|reason And because of this, feeling lonely

madde kullanımına, yanlış insanlara meyledebilir. substance|use|wrong|people|may be inclined may lean towards substance use and the wrong people.

Hatta, benim çok sık karşılaştığım örneklerde Even|my|very|often|encountered|in examples In fact, in many examples I frequently encounter,

insanlar yalnızlık korkusundan dolayı people|loneliness|from fear|due to people, due to their fear of loneliness,

normalde hayatına zarar verecek insanları bile normally|to your life|harm|will give|people|even can even include people who would normally harm their lives,

o hayatına, yanına dahil edebiliyorlar. he|to his life|to his side|including|they can include into their lives, next to them.

Hiç sevmeyeceği, kendisine zarar veren bir insanla never|would love|to himself|harm|giving|a|with person Can be in a relationship with someone they will never love, someone who harms them.

sevgili olabiliyor, eş olabiliyor. lover|can be|spouse|can be Can be a lover, can be a spouse.

Tek sebebi şu aslında: The only|reason|this|actually The only reason is this:

"Aman ne olursa olsun, yanımda herhangi biri de olsa whatever happens|not|if|be|with me|any|one|also|were "Whatever happens, even if it's with anyone, I just don't want to be alone."

ben yalnız kalmayayım." I|alone|should not remain

Sence yalnızlık anormal bir durum mu, Do you think|loneliness|abnormal|a|situation|question particle Do you think loneliness is an abnormal situation?

Yalnız insanlar problemli midir, Lonely|people|problematic|are Are lonely people problematic?

Yalnız insanlar sıkıntılı mıdır? Lonely|people|troubled|are Are lonely people troubled?

Yalnızlık korkusu yaşayan danışanlarımın Loneliness|fear|experiencing|my clients' Many of my clients who experience the fear of loneliness

birçoğu aslında böyle düşünüyor. many of them|actually|this way|think actually think this way.

Onlara söylediğim zaman: to them|I told|when When I told them:

"Ya işte, tek başına bi kafeye gider misin, bi yerde yemek yer misin?" Well|you know|alone|by|a|to a cafe|do you go|(question particle)|a|in a place|food|eat|(question particle) "Well, would you go to a café alone, would you eat somewhere alone?"

Şöyle bir korkuları oluşuyor: like this|a|fear|arise They have a fear like this:

"Ben orada yalnız başıma takılırsam, etrafımdaki insanlar, I|there|alone||if I get stuck|around me|people "If I hang out there all alone, the people around me,

ya bak, ne kadar yalnız, ne kadar sorunlu hey|look|how|much|lonely|||troubled will say, look how lonely, how troubled.

etrafında bi arkadaşı bile yok, bi sevgilisi bile yok around|a|friend|even|doesn't have|a|girlfriend|even|doesn't have He doesn't even have a friend around him, he doesn't even have a girlfriend.

diye düşünüyor." saying|he/she thinks He thinks.

Eğer ki yalnızlıkla baş etmek istiyorsan, If|that|with loneliness|to cope|to deal|you want If you want to cope with loneliness,

ilk başta kafandaki bu düşüncelere alternatif bir cevap vermen gerekiyor. first|at|in your mind|this|thoughts|alternative|one|answer|you need to give|need you need to provide an alternative answer to these thoughts in your head at first.

Şunu net olarak söyleyebilirim sana: this|clearly|as|I can tell|to you I can clearly tell you this:

yalnızlık, anormal bir durum değildir. loneliness|abnormal|a|situation|is not Loneliness is not an abnormal condition.

Etrafında, sosyal medyaya baktığın zaman, Around you|social|media|you look|time When you look around, at social media,

herkes her an böyle yakın, mıç mıç ilişkilerdeymiş gibi, everyone|every|moment|so|close|kiss|kiss|were in relationships|like it seems like everyone is in such close, cuddly relationships at all times,

hiç yalnız değilmiş gibi görünüyor ama sakın buna aldanma. never|alone|was|like|seems|but|don't|this|be deceived as if they are never alone, but don't be fooled by this.

Herkesin hayatında birazcık yalnızlık var. Everyone's|in life|a little|loneliness|exists Everyone has a little bit of loneliness in their life.

Birisinin etrafında çok kalabalıklar olmasının, Someone's|around|very|crowds|being You must clearly understand that having a lot of people around someone,

onun hiç yalnız kalmadığı, yalnız olmadığı anlamına gelmediğini, his|ever|alone|was|alone|was|meaning|did not come does not mean that they are never alone or that they are not lonely,

net bi şekilde anlamalısın. clear|bir (one)|way|you must understand in a clear way.

Şimdi, yalnızlık anormal bir durum değildir. Now|loneliness|abnormal|a|situation|is not Now, loneliness is not an abnormal situation.

Yalnızlık, acayip bir durum da değildir. Loneliness||a|situation|also|is not Loneliness is not a strange situation either.

Yalnızlık, sorunlu insanların başına gelen bir şey de değildir. Loneliness|troubled|people's|to|happening|a|thing|also|is not Loneliness is not something that only troubled people experience.

Aslında birazcık modern kültürde, yalnızlık dışsallaştırılıyor, Actually|a little|modern|in culture|loneliness|is externalized In fact, in a bit of modern culture, loneliness is being externalized,

sanki anormal bir durummuş gibi algılanması isteniyor. as if|abnormal|a|situation|like|perception|is desired as if it is desired to be perceived as an abnormal situation.

Ama şöyle söyleyeyim, But|like this|I should tell you But let me say this,

bundan belki yüz sene önce, iki yüz sene önce from this|maybe|hundred|year|ago|two|hundred|year|ago maybe a hundred years ago, two hundred years ago

yalnız kalmak, bir tercihmiş. alone|to be|a| being alone is a choice.

Çünkü insanlar yalnız kaldığı zaman daha çok kendilerine dönüyorlar, Because|people|alone|are|time|more|much|to themselves|turn Because when people are alone, they turn more towards themselves,

daha çok aslında, o içsel bilgeliğe ulaşma yoluna gidebiliyorlar. more|much|actually|they|inner|wisdom|reaching|path|can go they can actually go more towards the path of reaching that inner wisdom.

Sen de yalnızlığı anormal bi durum değil, You|too|loneliness|abnormal|a|situation|not You shouldn't see solitude as an abnormal situation,

bazen senin hayatına, zihnine ve hatta yaratıcılığına sometimes|your|life|mind|and|even|creativity sometimes it is necessary for your life, your mind, and even your creativity.

katkı sağlayan bir araç gibi görmelisin. contribution|providing|a|tool|like|you should see You should see it as a tool that contributes.

Yalnızlık hissiyatı insanı her daim sıkıştırmaz, Loneliness|feeling|person|every|always|doesn't squeeze The feeling of loneliness does not always constrict a person,

gün içinde, çalışırken, okula giderken ya da day|during|while working|to school|while going|or|also during the day, while working, going to school, or

bir şeylerle uğraşırken insan kendisini çok yalnız hissetmeyebilir ama; a|with things|while dealing|a person|himself|very|lonely|may not feel|but while dealing with things, a person may not feel very lonely; however,

bazen akşamları, hafta sonları, ya da bayramlarda sometimes|in the evenings|week|on weekends|or|also|on holidays sometimes in the evenings, on weekends, or during holidays.

yalnızsan, bu yalnızlık sana iyice batıp iyice rahatsız etmeye başlar. if you are alone|this|loneliness|to you|thoroughly|sinking|thoroughly|disturbing|to disturb|begins If you are alone, this loneliness will start to bother you more and more.

Böyle zamanların için planların olması lazım. such|times|for|plans|to be|necessary You need to have plans for such times.

Akşamları mı yalnız hissediyorsun daha çok, hafta sonları mı, sabahları mı? In the evenings|question particle|lonely|do you feel|more|much|week|weekends|question particle|in the mornings|question particle Do you feel more alone in the evenings, on weekends, or in the mornings?

Senin yalnızlığının, seni en çok rahatsız ettiği zaman dilimleri için planlar yapmalısın: Your|loneliness|you|most|much|disturbed|during|time|periods|for|plans|you should make You should make plans for the time periods when your loneliness bothers you the most:

kitap mı okuyacaksın, dizi mi izleyeceksin... book|question particle|you will read|series|question particle|you will watch Will you read a book, or watch a series...

Böyle hissettiğin zamanlarda ne yapacağının belli olması lazım. such|you feel|in times|what|you will do|clear|to be|necessary You need to know what to do when you feel this way.

Ya da şöyle diyeyim sana, Or|but|like this|I should say|to you Or let me put it this way,

beraber bir şeyler yapabileceğin, böyle durumlarda arayabileceğin insanların olması lazım. together|one|things|you can do|such|situations|you can call|people|should be|necessary you need to have people you can call in such situations, with whom you can do things together.

Ailen olabilir, kardeşin, akraban... Your family|may be|your sibling|your relative It could be your family, your sibling, a relative...

Ve ben şunu net bi şekilde fark ettim: And|I|that|clearly|a|way|realized|I noticed And I have clearly realized this:

kendisini yalnız tanımlayan insanların birçoğu insan seçiyorlar. themselves|only|defining|people|many|human|choose Many people who define themselves as lonely choose people.

Arayabilecekleri insanların They can call|people The people they can reach out to,

ailesinden, arkadaşlarından birçoğunu aslında gözü görmüyor. from his family|from his friends|many of them|actually|his eye|does not see many of whom they actually do not see from their family and friends.

Sadece daha ilginç, eğlenceli insanlar olursa, onlar hayatına dahil olursa Only|more|interesting|fun|people|if they are|they|to your life|included|if they are They think that if there are more interesting, entertaining people, and if they become part of their life,

daha az yalnız hissedeceğini düşünüyor. less|alone|lonely|will feel|thinks they will feel less lonely.

Bu sebeple, dediğim gibi yalnız hissedeceğin zamanlarda This|reason|I said|like|alone|you will feel|in times For this reason, as I said, during times when you will feel lonely

uğraşabileceğin etkinlikleri önceden planlamalısın. you can engage in|activities|in advance|you should plan you should plan activities that you can engage in in advance.

Yaşadığın şehri turist gibi gez gerekirse You live|city|tourist|like|explore|if necessary Explore your city like a tourist if necessary

daha önce gitmediğin yerlere, kafelere al eline kitabı, gidersin. earlier|before|you haven't gone to|places|cafes|take|in your hand|the book|you will go go to places and cafes you haven't been to before, take a book in hand, and go.

Böyle zamanlarda dediğim gibi, yalnız kalıp evde kendi kendine such|in times|as I said|like|alone|staying|at home|by himself|to himself During such times, as I said, being alone at home by yourself.

düşüncelere dalmak, sana daha kötü hissettirecektir. thoughts|to immerse|to you|more|bad|will make you feel Diving into thoughts will make you feel worse.

Birçok insan genelde, Many|people|usually Many people generally,

beraber bir şeyler yapabileceğim birisi yok diye şikayetlenir. together|a|things|I can do|someone|there is not|so|complains complain that they have no one to do things with.

Ama ben sana şunu sormak istiyorum, But|I|to you|this|to ask|want But I want to ask you this,

sinemaya, kafeye, yemek yemeye, bi spora, yürüyüşe to the cinema|to the cafe|||a|to sports|to a walk to the cinema, to a café, to eat, to a sport, for a walk

gitmek için illa ki yanında birisi mi olması gerekiyor, to go|in order to|necessarily|that|with you|someone|question particle|being|is required Does there have to be someone with you to go,

neden birisine ihtiyaç duyuyorsun? why|to someone|need|do you feel why do you need someone?

diye sorduğum zaman insanlar şöyle bir cevap veriyorlar: saying|I ask|when|people|like this|one|answer|they give When I ask this, people give the following answer:

"Ben bir yere tek başıma gidersem, oradaki diğer insanlar, benim acınası bir insan olduğumu düşünürler." I|a|to a place|alone||if I go|the people there|other|people|my|pitiable|a|person|am|they think "If I go somewhere alone, the other people there will think I am a pathetic person."

Şöyle düşünsene like this|think about it Just think about it.

sen bir yere tek başına gidiyorsun ve diğer herkes sana bakıp you|a|to a place|alone|by yourself|go|and|other|everyone|at you|looking you are going somewhere alone and everyone else is looking at you

"Ya şu aşağılığa bakar mısın, tek başına gelmiş, yazık ya, Hey|that|loser|you look|question particle|alone|by himself|has come|poor thing|oh "Hey, look at that loser, came alone, poor thing,

bu devirde yalnızlık!" this|in age|loneliness loneliness in this day and age!"

Emin misin, insanların böyle düşüneceğinden? Are you sure|you|people|like this|will think Are you sure people would think like that?

Ben şöyle görüyorum insanları, I|like this|see|people I see people like this,

herkes kendisiyle meşgul aslında, everyone|with themselves|busy|actually everyone is actually busy with themselves,

diğerlerini çok da incelemiyorlar. the others|much|also|do not examine they don't really examine others.

Dikkat bile etmiyorlar. Attention|even|they don't pay They don't even pay attention.

Ki, diyelim senin dediğin gibi olsun. let|us say|your|said|like|be Let's say it's as you said.

İnsanlar senin böyle olduğunu, yalnız olduğun için acınası bir halde olduğunu düşünsünler. |you|like this|are|alone|being|for|pitiable|a|state|are|let them think Let people think that you are like this, that you are in a pitiful state because you are alone.

Bunun sana zararı ne? This|to you|harm|what What harm does this do to you?

Seni neden etkiliyor, You|why|affects Why does it affect you,

seni neden hayattan alabileceğin zevkler konusunda engelliyor? you|why|from life|you can take|pleasures|regarding|is preventing why does it prevent you from enjoying the pleasures of life?

Bu sebeple, ben şöyle diyorum, This|reason|I|like this|say For this reason, I say,

insanlar senin hakkında ne düşünürlerse düşünsünler, boşver, people|your|about|what|they think|they may think|forget it let people think whatever they want about you, forget it,

sen hayata dahil olmalısın. you|to life|included|must be you must be a part of life.

Bir yerlere tek başına gitmekten çekinmemelisin. A|places|alone|by|from going|shouldn't hesitate You should not hesitate to go somewhere alone.

Dediğim gibi, as I said|like As I said,

kafe, yemek yemek, spor, kurs, hobi, yürüyüş, cafe|eat||sport|course|hobby|walking cafe, eating, sports, courses, hobbies, walking,

hepsine tek başına gitmelisin gerekirse. to all of them|alone|by|you must go|if necessary you should go to all of them alone if necessary.

Bir de şöyle bir durum var, One|also|like this|one|situation|exists There is also this situation,

sen tek başına hayata dahil oldukça, yeni insanlarla tanışma şansın da o kadar artacaktır. you|alone|by|to life|included|quite|new|with people|meeting|your chance|also|that|much|will increase as you engage in life on your own, your chances of meeting new people will increase.

Evdeyken kimse kapıyı çalıp When I am at home|nobody|the door|knocks When you are at home, no one will come knocking on your door saying,

"Aa sen yalnızmışsın, hadi beraber arkadaş olalım." diye gelmeyecektir. Oh|you|are alone|come on|together|friend|let's be|in order to|will not come "Oh, you're alone, let's be friends together."

Hayatın içinde, arkadaşlıklar kazanılır. of life|in|friendships|are gained Friendships are gained in the course of life.

Hiçbir zaman olayların kendisi tek başına bir anlam ifade etmez, never|time|events|themselves|alone|by|a|meaning|expresses|does not Events themselves never hold meaning on their own,

bizim o olaylara bakış açımız, anlam ifade eder. our|that|to events|perspective|viewpoint|meaning|expression|makes it is our perspective on those events that holds meaning.

Olumlu ya da olumsuz duyguları ortaya çıkartır. Positive|or|also|Negative|emotions|out|brings It evokes positive or negative emotions.

Yalnızlık tek başına bizi etkilemez, Loneliness|only|alone|us|does not affect Loneliness does not affect us on its own,

biz yalnızlık hakkında nasıl yorumlar çıkartıyorsak, o zaman etkilenmeye başlarız. we|loneliness|about|how|comments|we draw|it|time|to be affected|we start we start to be affected by how we interpret loneliness.

Şimdi sen, önüne bir kalem kağıt al ve Now|you|in front of you|a|pencil|paper|take|and Now you take a pen and paper and

Yalnızlık sende nasıl düşünceler ortaya çıkartıyor, nasıl duygular ortaya çıkartıyor, bunları yazmalısın. Loneliness|in you|how|thoughts|out|brings|how|feelings|out|brings|these|you should write You should write down how loneliness brings out thoughts in you, what feelings it evokes.

Ben birkaç örnek vermek istiyorum sana bu konuda. I|a few|examples|to give|want|to you|this|about the subject I want to give you a few examples on this.

Diyelim ki yalnızsın, şu an yalnızsın ve şöyle bir negatif düşünce aklına geliyor: Let's say|that|you are alone|right now|moment|you are alone|and|such|a|negative|thought|to your mind|comes Let's say you are alone, you are currently alone and a negative thought comes to your mind:

"Şu an yalnızsam, bundan sonra hep yalnız kalacağım, now|moment|if I'm alone|from this|after|always|alone|will remain "If I am alone right now, I will always be alone from now on,

hayatımın geri kalanı hep yalnızlıkla geçecek." of my life|remaining|part|always|with loneliness|will pass "The rest of my life will always be spent in loneliness."

Sana kötü hissettiren negatif düşünce bu olabilir. to you|bad|making feel|negative|thought|this|might be This could be the negative thought that makes you feel bad.

Ya da şöyle bir şey: Or|but|like this|one|thing Or something like this:

"Yalnızsam, mutsuz hissetmeliyim, kötü hissetmeliyim." if I am alone|unhappy|I should feel|bad|I should feel "If I'm alone, I should feel unhappy, I should feel bad."

Böyle bir negatif düşünce var. Such|a|negative|thought|exists There is such a negative thought.

"Yalnız olmamam lazım, benim mutlu olmam için. Alone|shouldn't be|necessary|my|happy|being|for "I shouldn't be alone, in order to be happy.

Eğer bir insan yalnızsa mutsuzdur, hüzünlüdür." If|a|person|is alone|is unhappy|is sad If a person is alone, they are unhappy, they are sad."

Bir diğer negatif düşünce ise şu olabilir: One|other|negative|thought|on the other hand|this|could be Another negative thought could be:

"Yalnız insanlar zavallıdır, yalnız insanlar sorunludur. Lonely|people|are pitiful|||are troubled "Lonely people are pathetic, lonely people have problems.

Dolayısıyla ben şu anda yalnızsam, demek ki zavallıyım, demek ki sorunlu bir insanım. therefore|I|right now|at the moment|if I am alone|that means|that|I am miserable|that means|that|troubled|a|I am a person Therefore, if I am alone right now, it means I am pathetic, it means I am a problematic person.

İyi ve akıllı bir insan olsaydım, yalnız olmazdım." |and|smart|a|person|were|alone|would not be "If I were a good and smart person, I wouldn't be alone."

Biraz önce söylediğim negatif düşünceler zihnimizde çok hızlı geçer. a little|ago|I said|negative|thoughts|in our mind|very|quickly|pass The negative thoughts I mentioned a moment ago pass through our minds very quickly.

Biz bunlara "otomatik düşünceler" diyoruz. We|to them|automatic|thoughts|say We call these "automatic thoughts."

Otomatik düşünceleri çoğu zaman insan fark etmez ve sorgulamaz. Automatic|thoughts|most|time|person|notice|does not|and|question Most of the time, people do not notice or question automatic thoughts.

Bunun arkasından duygular çıkar. This|behind|emotions|will emerge Emotions follow these thoughts.

Kendini kötü hissedersin, depresif hissedersin You|bad|feel|depressed|feel You feel bad, you feel depressed.

ve dersin ki: "Niye ben böyleyim?" and|you say|that|Why|I|am like this And you say: "Why am I like this?"

Yalnız olduğun için kahrolursun. Alone|you are|because|will be devastated You are devastated because you are alone.

Ama biz bu sefer farklı bir şey yapacağız, bu negatif düşüncelere bir cevap vereceğiz. But|we|this|time|different|one|thing|will do|this|negative|thoughts|a|response|will give But this time we will do something different, we will respond to these negative thoughts.

Bunların gerçekliğini sorgulayacağız. of these|reality|we will question We will question their reality.

Şimdi ilk şeye geleceğiz, ilk negatif düşünceye, benim örneğime Now|first|thing|we will come|first|negative|thought|my|example Now we will come to the first thing, the first negative thought, my example.

Ne demiştim? : "Hep yalnız kalacağım." What|did I say|Always|alone|will be What did I say? : "I will always be alone."

Şöyle düşün, hayatında şu an belirli bir yalnızlık yaşıyor olabilirsin like this|think|in your life|right now|moment|certain|a|loneliness|experiencing|you might be Think like this, you may be experiencing a certain loneliness in your life right now.

ama tamamen bugüne kadar yalnız değildin. but|completely|until today|up to|alone|were not But you have not been completely alone until today.

Issız bir adada yaşamıyorsun. deserted|a|on an island|you do not live You are not living on a deserted island.

Bundan sonra da önüne, eminim birçok fırsat çıkacaktır. from now on|later|also|in front of you|I am sure|many|opportunities|will arise From now on, I am sure many opportunities will come your way.

Geçici bir dönemden geçiyor olabilirsin. Temporary|a|period|you are going through|you may be You may be going through a temporary period.

Bundan dolayı, bu senin hep yalnız kalacağın anlamına gelmez. From this|reason|this|your|always|alone|will be|meaning|does not come Therefore, this does not mean that you will always be alone.

Sadece geçici bir durum, geçici bir hissiyat bu. Just|temporary|a|situation|temporary|a|feeling|this It's just a temporary situation, a temporary feeling.

İkinci düşünceye gelelim: "Yalnızsam mutsuz olmalıyım, yalnızsam hüzünlü olmalıyım. |thought|let us come to|If I am alone|unhappy|I should be|If I am alone|sad|I should be Let's move on to the second thought: "If I am alone, I must be unhappy; if I am alone, I must be sad.

Yalnız olmamam lazım mutlu olabilmek için." Alone|I shouldn't be|necessary|happy|to be able to be|for I shouldn't be alone to be able to be happy.

Emin misin böyle olduğuna? Are you sure|you|like this|being Are you sure about that?

Bu yalnız kaldığın zamanları, kendine ayırabilirsin, kendinle ilgili şeylerle geçirebilirsin. This|alone|you are|times|to yourself|you can dedicate|with yourself|related|things|you can spend You can use the times when you are alone for yourself, you can spend them on things related to yourself.

Uzun zamandır okumak istediğin bir kitabı okuyabilir, filmi izleyebilir, Long|for a long time|to read|you wanted|a|book|you can read|the movie|you can watch You can read a book you've wanted to read for a long time, watch a movie,

ya da yemek yapabilir, bi hobiyle bile uğraşabilirsin. or|also|cooking|you can do|a|with a hobby|even|you can engage or you can cook, or even engage in a hobby.

Birçok insan aslında, o kalabalıklar içinde boğulan birçok insan, Many|people|actually|those|crowds|in|drowning|many|people Many people actually, many people who are drowning in those crowds,

yalnız kalıp kendine vakit ayırmak istiyor. alone|staying|to himself||to allocate|wants want to be alone and take time for themselves.

Ama sen buna zaten sahipsin. But|you|to this|already|own But you already have that.

Yani, mutlu olmak için, illa ki yanında birileri olmasına gerek yok. So|happy|to be|for|necessarily|that|by your side|someone|to be|necessary|not So, to be happy, it is not necessary to have others around you.

Verdiğim son örneğe gelelim: "Yalnızsam zavallıyımdır, yalnızsam sorunluyumdur." my given|last|example|let us come to|if I am alone|I am miserable|if I am alone|I am troubled Let's come to my last example: "If I am alone, I am miserable; if I am alone, I have problems."

Araştırmalar gösteriyor ki, insanların yüzde kırk beşi kendisini yalnız hissediyor. Research|shows|that|people's|percent|forty|five|themselves|lonely|feel Research shows that forty-five percent of people feel lonely.

Yani sen, neredeyse o iki insandan birisi gibisin. So|you|almost|that|two|from people|one of them|are like So you are almost like one of those two people.

İnsanların yarısı sana çok benzer şeyler hissediyor. |half|to you|very|similar|things|feel Half of the people feel very similar things to you.

Hayatımızın her döneminde bazen yalnız hissederiz, of our life|every|in period|sometimes|alone|we feel At times in our lives, we may feel lonely,

bazen daha böyle duygusal ve melankolik hissedebiliriz. sometimes|more|like this|emotional|and|melancholic|we can feel and sometimes we may feel more emotional and melancholic.

Sen de hayatının böyle bir döneminden geçiyorsun. You|also|of your life|such|a|period|are going through You are also going through a period like this in your life.

Yani aciz değilsin, zavallı değilsin, sorunlu değilsin. So|helpless|you are not|pitiful|you are not|problematic|you are not So you are not helpless, you are not pathetic, you are not problematic.

Sen de aklına gelen otomatik düşünceleri bir kağıda yazıp You|also|to your mind|coming|automatic|thoughts|one|to paper|writing You should also write down the automatic thoughts that come to your mind on a piece of paper

bunların gerçekliğini sorgulamalısın. of these|reality|you should question and question their reality.

Eğer gerçekliğini sorgularsan, emin ol daha iyi hissedeceksin. If|your reality|you question|sure|be|more|well|you will feel If you question their reality, you can be sure you will feel better.

Yalnız insanlar bir süre sonra çevreye ve insanlara küsüyorlar Lonely|people|one|period|later|to the environment|and|to people|become resentful Lonely people eventually become resentful towards their surroundings and others.

ve bu küsme neticesinde, kendilerini daha çok eve kapatıyorlar. and|this|sulking|as a result|themselves|more|much|home| As a result of this resentment, they isolate themselves even more at home.

Ve şöyle bir düşünce ortaya çıkıyor: And|such|one|thought|out|arises And a thought arises:

"Onlar arasın, onlar sorsun." They|should call||should ask "Let them call, let them ask."

İçindeki o gururlu ses, her zaman ilk adımı karşı taraftan bekliyor, |that|proud|voice|every|time|first|step|opposite|from side|waits That proud voice inside always expects the first step to come from the other side,

ama aramıyorlar. Keşke arasalardı, keşke sorsalardı. but|they don't call|I wish||I wish|they had asked but they are not calling. I wish they would call, I wish they would ask.

Ne yapacağız? What|will we do What are we going to do?

Biz evde tek başımıza, o içimizin karanlık dehlizlerine mi dalacağız? We|at home|alone|upon us|he|of our mind|dark|corridors|question particle|will we dive Are we going to dive into the dark corridors of our hearts all alone at home?

Durmadan kendimizi olumsuz anlamda mı sorgulayacağız? Hayır. constantly|ourselves|negatively|in terms of|question particle|will question|No Are we going to keep questioning ourselves in a negative way? No.

İlk adımı bizim atmamız lazım. |step|our|to take|necessary We need to take the first step.

Sen ara, onlar aramıyorsa. You|call|they|if they don't call You call, if they are not calling.

Sen sor, sen davet et, onlar seni çağırmıyorsa. You|ask|you|invite|do|they|you|don't invite You ask, you invite, if they are not calling you.

Belki diyeceksin: Neden ben?! Maybe|you will say|Why|me Maybe you will say: Why me?!

Ama elimizde başka seçeneğimiz yok. But|we have|another|option|not But we have no other option.

Bunu bir gurur mevzusu haline getirme. This|a|pride|matter|into|don't make Don't make this a matter of pride.

Bunu bir savaş, bir ego savaşı haline getirme. This|a|war|an|ego|war|into|don't make Don't turn this into a war, an ego war.

İlk adımı sen at, hiçbir şey olmaz. |step|you|take|nothing|thing|will happen You take the first step, nothing will happen.

Biri gelmezse biri gelecektir. O gelmezse öbürü gelecektir. Someone|doesn't come|someone|will come|He|doesn't come|the other|will come If one doesn't come, another will come. If that one doesn't come, the next one will come.

Vazgeçmeden, etrafındaki insanlara yönelik durmadan adım atmalısın. Without giving up|around you|to people|towards|constantly|step|you must take Without giving up, you must keep taking steps towards the people around you.

Bi insanı bir odaya kapat ve düşünmesini iste sadece. A|person|one||lock|and|to think|ask|only Just lock a person in a room and ask them to think.

Çok fazla düşünürse insan -bir süre sonra- o insanın aklına sadece olumsuz şeyler gelmeye başlar. very|much|if he/she thinks|person||period|after|that|person's|to mind|only|negative|things|coming|starts If a person thinks too much -after a while- only negative things start to come to that person's mind.

Eğer sen de çok uzun süredir yalnız kaldıysan If|you|also|very|long|for a time|alone|have been If you have also been alone for a very long time,

ve insanlarla etkileşimin gitgide azalmışsa, and|with people|your interaction|gradually|has decreased and your interaction with people has gradually decreased,

sen de o düşünce sürecine girip çok kötü hissedebilirsin. you|also|that|thought|process||very|bad| you might also enter that thought process and feel very bad.

Böyle durumlarda ben hep dışarı çıkmak, such|in situations|I|always|outside|to go out In such situations, I always try to go outside,

başka insanların dertleriyle ilgilenmenin bize çok iyi geldiğini düşünüyorum. other|people's|with their troubles|caring about|us|very|good|it is beneficial|I think I think that caring about other people's troubles does us a lot of good.

Diyelim ki sen de böyle bir şey yaşıyorsun, Let's say|that|you|also|such|a|thing|are experiencing Let's say you are experiencing something like this too,

şöyle bir etrafına bak bakalım. like this|one|around you|look|let's see take a look around you.

Dernekler, gönüllülük organizasyonları, LÖSEV gibi mesela kuruluşlar, Associations|volunteer|organizations|LÖSEV|like|for example|foundations Associations, volunteer organizations, organizations like LÖSEV,

böyle yerlerde neler yapabilirsin? such|places|what things|can you do what can you do in such places?

Bir huzur evinde, bir yaşlı teyzeyi amcayı ziyaret edip A|nursing|home|a|old|aunt|uncle|visit|after Visiting an elderly aunt or uncle in a nursing home,

ona en azından iyi hissettirdiğin zaman, to her|at least|least|good|you made her feel|time when you at least made them feel good,

sen de yalnız hissetmeyeceksin, sen de kötü hissetmeyeceksin. you|also|alone|will not feel|||bad|will not feel you won't feel lonely, you won't feel bad either.

Dediğim gibi, çok fazla düşünmek, as I said|like|too|much|to think As I said, thinking too much,

çok fazla evde kalmak, hiçbir zaman iyi değildir. very|much|at home|staying|never|time|good|is not staying at home too much is never good.

Peki sen kendini yalnız hissediyor musun, well|you|yourself|lonely|feel|are you So do you feel lonely,

ya da yalnız hissettiğin zaman kendince geliştirdiğin çözüm yolları var mı? or|also|alone|you feel|when|on your own|you developed|solution|ways|are|question particle or do you have your own coping mechanisms when you feel lonely?

Bunlardan yorumlar kısmında bahsedebilirsin. From these|comments|in the section|you can mention You can mention these in the comments.

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum güzel insan. me|you listened|for|thank|I am|beautiful|person Thank you for listening to me, beautiful person.

Kendine iyi davran, görüşmek üzere! to yourself|well|behave|to meet|soon Take care of yourself, see you!

SENT_CWT:AFkKFwvL=6.74 PAR_TRANS:gpt-4o-mini=4.13 en:AFkKFwvL openai.2025-01-22 ai_request(all=270 err=0.00%) translation(all=225 err=0.44%) cwt(all=1513 err=2.12%)