×

Χρησιμοποιούμε cookies για να βελτιώσουμε τη λειτουργία του LingQ. Επισκέπτοντας τον ιστότοπο, συμφωνείς στην πολιτική για τα cookies.

image

Turkish YouTube, Native vs Non-native Turkish Teachers | Intermediate turkish listening practice with translations

Native vs Non-native Turkish Teachers | Intermediate turkish listening practice with translations

Türkçeyi en iyi kim öğretir?

Türkler mi yoksa Türkçeyi sonradan öğenmiş olan yabancı öğretmenler mi?

Yabancılar Türkçeyi yanlış bir şekilde mi öğretiyor?

Bu videoda bu konulardan bahsedeceğiz.

Yeniden merhaba! Umarım iyisinizdir.

Ben Nur. Yabancılara Türkçe öğretiyorum.

Bu videoyu da yabancılar için çekiyorum.

Siz dinleme pratiği yapabilin ve yeni kelimeler öğrenin diye bu videoyu Türkçe çekiyorum.

Yani bu videoda daha yavaş bir şekilde konuşacağım ve daha basit kelimeler kullanmaya çalışacağım.

İyi bir şekilde odaklanırsanız, söylediklerimin belki de çoğunu anlayabilirsiniz.

Şu an beni kolay bir şekilde anlayabiliyorsanız Türkçe altyazıları açıp Türkçe altyazıyla izleyebilirsiniz.

Ama eğer anlamakta zorlanıyorsanız İngilizce ve Arapça altyazıları açabilirsiniz.

Öncelikle belirtmek isterim ki bu videoda söyleyeceğim şeyler benim kendi fikirlerim, kendi teorilerim.

Bunlar gerçekler ya da doğrular değil.

Bana katılmayabilirsiniz, benimle aynı fikirde olmayabilirsiniz.

Ben bile gelecekte, ileride bu videoda söylediğim fikirlere katılmayabilirim.

Fikirlerim değişebilir.

Bunu da belirttikten sonra videoya başlayabiliriz.

Dediğim gibi bu videoda Türk olan Türkçe öğretmenlerinden ve yabancı olan

mesela Alman olan Rus olan ve sonradan Türkçe öğrenen ve Türkçe öğretmeye başlayan Türkçe öğretmenlerinden bahsedeceğiz.

Çok uzun bir cümle oldu.

Çoğu kişi Türkçe öğrenirken Türk öğretmenleri tercih ediyor.

Türkçe Türklerin ana dili olduğu için Türkçeyi çok iyi bir şekilde öğretebileceklerini düşünüyor.

Yani en azından o Türk öğretmenlere güvenebiliyorlar.

Yanlış bir şey öğretmeyeceklerinden emin olabiliyorlar.

Ama yabancı olan Türkçe öğretmenlerine çok güvenemeyebiliyorlar.

O kişinin dili iyi bir şekilde bilmediğini ve iyi bir şekilde öğretemeyeceğini yanlış şeyler öğretebileceğini düşünüyorlar.

O kişinin Türkçeyi yeteri kadar iyi bildiğinden şüphe edebiliyorlar.

Bana kalırsa iki öğretmenin de hem negatif hem pozitif yanları var.

Hem kötü hem iyi yanları var.

Mesela bir Türkten bahsedelim.

Türkçe konuşan, Türkçe ana dili olan bir Türkten bahsedelim.

Türkçeyi hiç öğrenmemiş, Türkçeyi zaten biliyor.

Türkçeyi bülbül gibi konuşuyor.

Ama yine de bu öğretmen size Türkçeyi çok iyi bir şekilde öğretemeyebilir.

Kuralları çok iyi bilmiyorsa, grameri çok iyi bilmiyorsa..

siz ona bir soru sorduğunuzda mesela "bunu neden böyle yapmıyoruz da böyle yapıyoruz?" dediğinizde,

mesela "neden kalem-ler diyoruz da kalem-lar demiyoruz?" diye bir soru sorduğunuzda size cevap veremeyebilir.

Cevabı bilmiyor olabilir.

Neden? Çünkü hiç merak etmemiş ki.

Türkçeyi bilerek, farkında olarak öğrenmemiş ki.

Demek istediğim şey şu; Türk biri var diyelim ki..

Bu kişi sadece Türk diye size Türkçeyi çok iyi bir şekilde öğretecek diye bir kural yok.

Bundan bahsediyorum.

Tabii ki bütün Türkçe öğretmenlerinden ya da bütün Türklerden bahsetmiyorum.

Çoğu Türkçe öğretmeni zaten bu kuralları iyi bir şekilde biliyordur ve iyi bir şekilde öğretiyorlardır.

Benim için iyi bir dil öğretmeni kendisi de yabancı bir dili iyi bir şekilde öğrenmiş olan dil öğretmenidir.

Bence iyi bir dil öğretmeni olabilmek için iyi bir dil öğrencisi olmak gerekir.

Çünkü başka bir dili iyi bir şekilde öğrenmiş olan bir öğretmen size işinize yarayacak tavsiyeler verebilir

Dediğim gibi bence iyi bir dil öğretmeni her zaman dil öğrenmeye devam etmelidir.

Bunların yanı sıra Türk olan bir Türkçe öğretmeniniz olursa onun telaffuzunun doğruluğundan, kullandığı dilin doğruluğundan emin olabilirsiniz.

Yani size yanlış bir şey öğretmeyeceğini bilirsiniz.

Onunla konuşma pratiği yapabilirsiniz.

Türkçe o öğretmenin anadili olduğu için o öğretmene tam olarak güvenebilirsiniz.

O öğretmenin o dili çok iyi bir şekilde bildiğini biliyorsunuz çünkü.

Türkçeyi sonradan öğrenmiş olan Türkçe öğretmenlerine gelecek olursak, yabancı olan Türkçe öğretmenlerine gelecek olursak..

bu öğretmenler de eğer Türkçeyi gerçekten iyi bir şekilde öğrenmişlerse sizin gramer sorularınıza iyi cevaplar verebilirler.

Çünkü sizin merak ettiğiniz bir şeyi onlar da zaten önceden merak etmiştir, onlar da araştırmıştır.

Sizin geçtiğiniz yollardan onlar da geçmiştir, sizin çektiğiniz çileleri onlar da çekmiştir.

Bu yüzden size iyi tavsiyeler verebilirler, sizin sorularınıza verdikleri cevaplar da sizi memnun edebilir.

Ama bunun yanı sıra bu kişi Türkçeyi iyi bir şekilde bilmiyorsa ve siz başlangıç seviyesindeyseniz bunu anlamayabilirsiniz.

Size yanlış şeyler öğretebilir.

Önemli olmayan noktaların üstünde durabilir.

Çok sık kullanılmayan bir kelimeyi "bu kelime çok sık kullanılıyor" diye öğretebilir.

Telaffuzunda sıkıntılar olabilir.

Türkçe konuşabiliyor olsa bile yanlışları hataları olabilir.

Ve siz başta öğretmeninizin bu yanlışlarını fark edemezsiniz.

Ama öğretmeninizin size yanlış bir şey öğrettiğini fark ettiğiniz anda ona olan güveniniz sarsılır ve onun size verdiği bilgilere inanmamaya başlarsınız.

Ve bu da öğrenme sürecinizi kötü bir şekilde etkileyebilir.

Aslında benim burada demek istediğim şey şu; Türk veya yabancı..

Önemli olan öğretmenin kendini iyi bir şekilde geliştirmesi ve iyi bir şekilde öğretmesi.

Yani demek istediğim şey şu; bir Türk sadece Türk olduğu için Türkçeyi çok iyi bir şekilde öğretebilecek diye bir kural yok.

Ya da bir yabancı Türkçeyi sonradan öğrendi diye yanlış bir şekilde öğretecek diye bir kural yok.

Bana sorarsanız ben dil öğrenirken iki öğretmene de ihtiyaç duyuyorum. Mesela diyelim ki , örnek veriyorum..

İspanyolca öğreniyorum. Hem Türk olan ve İspanyolca bilen, İspanyolca öğrenmiş olan bir öğretmenim olsun isterim,

hem de İspanyol olan, İspanyolca onun ana dili olan bir öğretmenim olsun isterim.

İki öğretmen de olsun isterim.

Mesela başlangıç seviyesindeyken Türk bir öğretmenimin olması benim için daya iyi olur.

Kendi kişisel tercihim bu arada.

Çünkü onu daha kolay anlayabilirim, sorularımı daha iyi sorabilirim.

Ama biraz öğrendikten sonra İspanyol bir öğretmenimin olması benim için daha iyi olur.

Mesela konuşma pratiği yapacaksam İspanyol olan öğretmenimle yaparım vesaire vesaire.

Tabi imkanım varsa iki öğretmenden de aynı anda ders almak isterim.

İkisinden de öğreneceğimiz şeyler var çünkü.

Bu konu hakkında söylemek istediğim bir şey daha var.

Farkettiğiniz gibi Instagramda, Youtubeda, internette Türkçe öğreten çok fazla yabancı var.

Yani Türk olmayan pek çok kişi Türkçe öğretiyor.

Türkçe benim ana dilim ve Türkçe bu kadar popüler olduğu için, bu kadar sevildiği için, insanlar Türkçeyi öğrenmek ve öğretmek istedikleri için mutluyum.

Ama lütfen bir hesabı takip etmeden önce o hesabın verdiği bilgilerin, paylaştığı şeylerin doğru olduğundan emin olun.

Geçen Türk olan Türkçe öğretmenleriyle de bu konu hakkında konuştuk ve o kadar çok yanlış bilgi görüyoruz ki internette, Youtubeda, Instagramda, bloglarda..

Bu yüzden de bu konu hakkında da konuşmak istedim.

Tabii ki bütün yabancı hesaplardan bahsetmiyorum.

Benim de takip ettiğim Türkçeyi çok güzel bir şekilde öğreten, yabancılar tarafından yönetilen Türkçe öğretme hesapları var.

Ama inanın bana Instagramı bir açıyorum, karşıma onlarca hata çıkıyor.

Youtube da aynı şekilde.

Ufak tefek hatalardan da bahsetmiyorum.

Ve bu hataları yapan, bu yanlış şeyleri paylaşan insanların binlerce, bazılarının yüz binden daha fazla takipçileri var.

Ben de hata yapıyorum, biz de hata yapıyoruz. Türkçe öğreten yabancılar da hata yapabilir, yanlış bilgiler paylaşabilir.

Buna da bir şey demiyorum.

Ama Türkçesi B2 seviyesinde olmayan C1 seviyesinde olmayan yabancılar, Türkçeyi orta seviyede bile bilmeyen yabancılar

Türkçe öğretmek için Instagram hesabı açtıklarında bu hatalar çok fazla oluyor.

Yani beni asıl rahatsız eden şey şu; iki kelime Türkçe öğrenen yabancıların Türkçe öğretmek için Instagram hesabı açması.

Tabii ki Instagram hesabı açabilirsiniz ve bu sizin Türkçe öğrenmenize de çok fayda sağlar

Ama lütfen oraya Türkçe öğretiyorum yazmayın, Türkçe öğreniyorum yazın.

Türkçe öğretmeni yazmayın, Türkçe öğrencisi yazın

Bazı insanlar Türkçeyi sadece takipçi kazanmak için, beğeni kazanmak için, meşhur olmak için kullanıyorlarmış gibime geliyor ve bu da beni rahatsız ediyor.

Bu durumun beni rahatsız etmesinin sebeplerinden biri de şu;

Bir paylaşım yaptığımda Türkçe, İngilizce ve Arapça dillerinde paylaşım yapıyorum.

İnsanlar, Araplar, yabancılar benim Arap olduğumu düşünüyorlar ve benim Türkçeyi iyi bilmediğimi düşünüyorlar.

Ve ben bir şey paylaştığımda "yanlış paylaşmışsın" "yanlış yazmışsın" "yanlış telaffuz ediyorsun" diyorlar.

Pardon?!

Yani bu hesaplar yüzünden bana da güvenmiyorlar.

Ve ben sürekli kendimi korumak zorunda kalıyorum, sürekli ben Türküm, bu doğru, hayır yanlış değil,

ben Türküm, şuralıyım, buralıyım demek zorunda kalıyorum.

Hatta bazen profilime "native Turkish" falan bile yazıyorum yani ki bunu yapmak hiç hoşuma gitmiyor.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bana katılıyor musunuz?

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Lütfen yorumlar kısmına yazın.

Ve eğer siz Türkçe öğreten bir yabancıysanız ve bu videoyu izlediyseniz

lütfen bana darılmayın, küsmeyin, söylediklerimi yanlış anlamayın.

Bütün çabalarınızı desteklediğimi ve sizi takdir ettiğimi bilin.

Evet, söyleyeceklerim bu kadardı.

Hepinize Türkçe öğrenme serüveninizde başarılar diliyorum.

Allah'a emanet olun.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Native vs Non-native Turkish Teachers | Intermediate turkish listening practice with translations native||non|||Teachers|Intermediate level||listening|practice||translations Türkisch-Muttersprachler vs. Nicht-Muttersprachler | Türkische Hörübungen für Fortgeschrittene mit Übersetzungen Καθηγητές τουρκικών με μη μητρική γλώσσα | Ενδιάμεση πρακτική ακρόασης τουρκικών με μεταφράσεις Native vs Non-native Turkish Teachers | Intermediate turkish listening practice with translations Profesores de turco nativos y no nativos | Práctica auditiva de turco intermedio con traducciones Professeurs de turc natifs et non natifs | Pratique d'écoute du turc intermédiaire avec traductions ネイティブ vs 非ネイティブ トルコ語教師|中級トルコ語リスニング練習(翻訳付き Moedertaalsprekers vs. anderstalige leraren Turks | Luisteroefeningen Turks voor gevorderden met vertalingen Professores de turco nativos e não-nativos | Prática de audição de turco intermédio com traduções Учителя-носители и не носители турецкого языка | Практика аудирования среднего уровня на турецком языке с переводом Modersmål vs Icke-modersmål turkiska lärare | Mellanliggande turkiska lyssningsövningar med översättningar 土耳其语母语教师与非母语土耳其语教师 |中级土耳其语听力练习及翻译

Türkçeyi en iyi kim öğretir? ||||teaches Wer unterrichtet am besten Türkisch? Who teaches Turkish best?

Türkler mi yoksa Türkçeyi sonradan öğenmiş olan yabancı öğretmenler mi? |||||learned|||| الاتراك أم المدرسون الاجانب الذين تعلموا التركية ؟ Sind es die Türken oder die ausländischen Lehrer, die Türkisch später gelernt haben? Turks or foreign teachers who learned Turkish? Турки или иностранные учителя, которые позже выучили турецкий?

Yabancılar Türkçeyi yanlış bir şekilde mi öğretiyor? ||wrong||way||teaching هل يقوم الأجانب بتدريس اللغة التركية بطريقة خاطئة؟ Lehren Ausländer Türkisch auf falsche Weise? Are foreigners teaching Turkish the wrong way? Иностранцы неправильно преподают турецкий язык?

Bu videoda bu konulardan bahsedeceğiz. ||||we will discuss سنتحدث عن هذه القضايا في هذا الفيديو. In diesem Video werden wir über diese Themen sprechen. We will talk about these issues in this video.

Yeniden merhaba! Umarım iyisinizdir. مرحبا مجددا! اتمنى ان تكونوا بخير. Hello again! I hope you are fine. И снова здравствуйте! Я надеюсь, ты впорядке.

Ben Nur. Yabancılara Türkçe öğretiyorum. ||foreigners|| انا نور. أقوم بتدريس اللغة التركية للأجانب. I am Nur. I teach Turkish to foreigners. Я Нур. Преподаю турецкий иностранцам.

Bu videoyu da yabancılar için çekiyorum. وأصور هذا الفيديو للأجانب. I record this video for foreigners, too.

Siz dinleme pratiği yapabilin ve yeni kelimeler öğrenin diye bu videoyu Türkçe çekiyorum. |||be able to||||learn||||| أقوم بتصوير هذا الفيديو باللغة التركية حتى تتمكنوا من ممارسة الاستماع وتعلموا كلمات جديدة. Ich mache dieses Video auf Türkisch, damit Sie Übungen zum Zuhören machen und neue Wörter lernen können. I am recording this video in Turkish so that you can practice listening and learn new words. Я снимаю это видео на турецком языке, чтобы вы могли попрактиковаться в прослушивании и выучить новые слова.

Yani bu videoda daha yavaş bir şekilde konuşacağım ve daha basit kelimeler kullanmaya çalışacağım. ||||||||||simpler words||| لذا في هذا الفيديو ، سأتحدث ببطء أكثر وسأحاول استخدام كلمات أبسط. Das bedeutet, dass ich in diesem Video langsamer sprechen werde und versuchen werde, einfachere Wörter zu verwenden. So in this video, I will speak more slowly and try to use simpler words.

İyi bir şekilde odaklanırsanız, söylediklerimin belki de çoğunu anlayabilirsiniz. ||well|focus|what I've said|||| إذا ركزتوا جيدًا ، يمكنكم فهم معظم ما أقوله. Wenn Sie gut konzentriert sind, können Sie vielleicht die meisten von dem, was ich sage, verstehen. If you focus well, maybe you can understand most of what I am saying. Если вы хорошо сосредоточитесь, может быть, вы сможете понять большую часть того, что я говорю.

Şu an beni kolay bir şekilde anlayabiliyorsanız Türkçe altyazıları açıp Türkçe altyazıyla izleyebilirsiniz. ||||||understand||subtitles|||with subtitles| إذا تفهمونني بسهولة الآن ، يمكنكم فتح نص المكتوب تركية Wenn Sie mich gerade leicht verstehen können, können Sie die türkischen Untertitel einschalten und mit türkischen Untertiteln ansehen. If you can understand me easily now, you can open Turkish subtitles and watch the video with Turkish subtitles. Если вы сейчас меня легко понимаете, вы можете открыть турецкие субтитры и смотреть с турецкими субтитрами.

Ama eğer anlamakta zorlanıyorsanız İngilizce ve Arapça altyazıları açabilirsiniz. ||||||||can open ولكن إذا كنتم تواجهون مشكلة في الفهم ، فيمكنكم تشغيل الترجمة باللغتين الإنجليزية والعربية. Aber wenn Sie Schwierigkeiten haben zu verstehen, können Sie englische und arabische Untertitel öffnen. But if you have trouble understanding, you can turn on English and Arabic subtitles.

Öncelikle belirtmek isterim ki bu videoda söyleyeceğim şeyler benim kendi fikirlerim, kendi teorilerim. |indicate|||||||||my thoughts||my theories أولا ، أود أن أشير إلى أن الأشياء التي سأقولها في هذا الفيديو هي أفكاري الخاصة ، ونظرياتي الخاصة. Zunächst möchte ich darauf hinweisen, dass das, was ich in diesem Video sagen werde, meine eigenen Meinungen, meine eigenen Theorien sind. First of all, I would like to point out that the things I will say in this video are my own opinions, my own theories. Прежде всего, я хотел бы заявить, что вещи, которые я скажу в этом видео, являются моими собственными идеями, моими собственными теориями.

Bunlar gerçekler ya da doğrular değil. |facts|||truths| وليست حقائق أو اصحاء. Das sind keine Tatsachen oder Wahrheiten. These are not facts or truths. Это не факты и не истины.

Bana katılmayabilirsiniz, benimle aynı fikirde olmayabilirsiniz. |may not join||||may not قد لا تتفقوا معي ، قد لا تكونوا معي. Sie müssen nicht mit mir übereinstimmen, Sie müssen nicht meiner Meinung sein. You may not agree with me, you may not have the same ideas as me. Вы можете не соглашаться со мной, вы можете не соглашаться со мной.

Ben bile gelecekte, ileride bu videoda söylediğim fikirlere katılmayabilirim. ||||||said|ideas|I may not agree حتى أنا ، في المستقبل ، قد أختلف مع الأفكار التي سأقولها في هذا الفيديو . Selbst ich könnte in Zukunft nicht mit den Ideen übereinstimmen, die ich in diesem Video geäußert habe. Even I, in the future, may disagree with the ideas I say in this video in the future. Даже я в будущем могу не согласиться с идеями, которые я высказал в этом видео в будущем.

Fikirlerim değişebilir. |can change قد تتغير آرائي. Meine Meinungen können sich ändern. My opinions may change.

Bunu da belirttikten sonra videoya başlayabiliriz. بعد تحديد هذا ، يمكننا بدء الفيديو. Nachdem wir das klargestellt haben, können wir mit dem Video beginnen. After specifying this, we can start the video.

Dediğim gibi bu videoda Türk olan Türkçe öğretmenlerinden ve yabancı olan |||||||teachers||| كما قلت ، في هذا الفيديو ، سنتحدث عن مدرسين أتراك و مدرسين الأجانب Wie gesagt, in diesem Video sind sowohl türkische Türkischlehrer als auch ausländische zu sehen. As I said, in this video, we will talk about Turkish teachers who are Turkish, Как я уже сказал, в этом видео турецкие учителя и иностранцы - турки.

mesela Alman olan Rus olan ve sonradan Türkçe öğrenen ve Türkçe öğretmeye başlayan Türkçe öğretmenlerinden bahsedeceğiz. |||||||||||teach|||| على سبيل المثال الألمانية والروسية ، الذين تعلموا اللغة التركية وبدأوا في تدريس اللغة التركية. Wir werden zum Beispiel über Deutschlehrer sprechen, die Deutsche sind, Russen sind und später Türkisch gelernt haben und anfingen, Türkisch zu unterrichten. and Turkish teachers who are foreigners, like a German, a Russian person who learned Turkish and then started teaching Turkish. Например, мы будем говорить о турецких учителях, которые были немцами, русскими, а позже выучили турецкий язык и начали преподавать турецкий язык.

Çok uzun bir cümle oldu. كانت جملة طويلة جدا. Es wurde ein sehr langer Satz. That was a very long sentence.

Çoğu kişi Türkçe öğrenirken Türk öğretmenleri tercih ediyor. يفضل معظم الناس المعلمين الأتراك عند تعلم اللغة التركية. Die meisten Leute bevorzugen türkische Lehrer, wenn sie Türkisch lernen. Most people prefer native Turkish teachers when learning Turkish. Большинство людей предпочитают турецких учителей при изучении турецкого языка.

Türkçe Türklerin ana dili olduğu için Türkçeyi çok iyi bir şekilde öğretebileceklerini düşünüyor. |||||||||||they can teach| يعتقدوان بما أن اللغة التركية هي اللغة الأم للأتراك ، فيمكنهم تعليم اللغة التركية جيدًا. Da Türkisch die Muttersprache der Türken ist, glauben sie, dass sie Türkisch sehr gut unterrichten können. They think that since Turkish is the mother tongue of Turks, they can teach Turkish very well. Он считает, что, поскольку турецкий язык является родным языком турок, они могут очень хорошо преподавать турецкий язык.

Yani en azından o Türk öğretmenlere güvenebiliyorlar. |||||to teachers|can trust يعني على الأقل يمكنهم الوثوق بهؤلاء المعلمين الأتراك. Also können sie zumindest den türkischen Lehrern vertrauen. At least they can trust those Turkish teachers. Так что, по крайней мере, они могут доверять этим турецким учителям.

Yanlış bir şey öğretmeyeceklerinden emin olabiliyorlar. |||will not teach|| يمكنهم التأكد من أنهم لن يعلموا شيئًا خاطئًا. Sie können sicher sein, dass sie nichts Falsches gelehrt bekommen. They can be sure they won't teach anything wrong. Они могут быть уверены, что не научат ничему плохому.

Ama yabancı olan Türkçe öğretmenlerine çok güvenemeyebiliyorlar. ||||their teachers||may not trust لكنهم قد لا يثقون بمعلمين الأجانب. But they may not trust their non-native Turkish teachers. Но они не могут доверять своим турецким учителям-иностранцам.

O kişinin dili iyi bir şekilde bilmediğini ve iyi bir şekilde öğretemeyeceğini yanlış şeyler öğretebileceğini düşünüyorlar. ||||||he does not know|||||will not teach|||can teach| يعتقدون أن هذا الشخص لا يعرف اللغة جيدًا وأنه لا يستطيع تدريسها جيدًا ، يمكنه تعليم أشياء خاطئة. Sie denken, dass die Person die Sprache nicht gut beherrscht und sie nicht gut unterrichten kann und vielleicht das Falsche lehrt. They assume that that person does not know the language well and he cannot teach it well, he teaches incorrectly. Они думают, что человек плохо знает язык и не может хорошо учить, но может учить не тому.

O kişinin Türkçeyi yeteri kadar iyi bildiğinden şüphe edebiliyorlar. ||||||knows|| قد يشكون في أن هذا الشخص يعرف التركية جيدًا. Sie bezweifeln vielleicht, dass diese Person die türkische Sprache gut genug beherrscht. They may doubt that that person knows Turkish well enough. Они могут усомниться в том, что этот человек достаточно хорошо знает турецкий язык.

Bana kalırsa iki öğretmenin de hem negatif hem pozitif yanları var. أعتقد أن كلا المدرسين لهما جوانب سلبية وإيجابية. Meiner Meinung nach haben sowohl zwei Lehrer negative als auch positive Seiten. I think both teachers have negative and positive sides.

Hem kötü hem iyi yanları var. لها جوانب سيئة وجيدة. Sie haben sowohl schlechte als auch gute Seiten. They have both bad and good sides.

Mesela bir Türkten bahsedelim. على سبيل المثال ، دعنا نتحدث عن شخص تركي. Lassen Sie mich zum Beispiel über einen Türken sprechen. For example, let's talk about a Turk.

Türkçe konuşan, Türkçe ana dili olan bir Türkten bahsedelim. دعونا نتحدث عن تركي يتحدث التركية والتركية لغة الأم. Lassen Sie uns über einen Türken sprechen, der Türkisch spricht und türkische Muttersprache ist. Let's talk about a Turk who speaks Turkish and Turkish is his native language.

Türkçeyi hiç öğrenmemiş, Türkçeyi zaten biliyor. ||||already| لم يتعلم التركية من قبل، فهو يعرف التركية بالفعل. Er hat nie Türkisch gelernt, er weiß bereits Türkisch. He has never learned Turkish, he already speaks Turkish. Он никогда не учил турецкий, он уже знает турецкий.

Türkçeyi bülbül gibi konuşuyor. |nightingale|| يتكلم التركية مثل البلبل. Er spricht Türkisch wie eine Nachtigall. He speaks Turkish like a nightingale(idiom).

Ama yine de bu öğretmen size Türkçeyi çok iyi bir şekilde öğretemeyebilir. |||||||||||may not teach ومع ذلك ، قد لا يتمكن هذا المعلم من تعليمكم اللغة التركية جيدًا. Allerdings kann dieser Lehrer Ihnen möglicherweise nicht sehr gut Türkisch beibringen. However, this teacher may not be able to teach you Turkish very well. Однако этот учитель может не очень хорошо научить вас турецкому.

Kuralları çok iyi bilmiyorsa, grameri çok iyi bilmiyorsa.. |||doesn't know|||| إذا كان لا يعرف الاحكام جيدًا ، إذا كان لا يعرف القواعد جيدًا ... If he does not know the rules very well if he does not know the grammar very well ...

siz ona bir soru sorduğunuzda mesela "bunu neden böyle yapmıyoruz da böyle yapıyoruz?" dediğinizde, ||||you asked||||||||| عندما تسألوه سؤالًا ، على سبيل المثال ، "لماذا لا نفعل ذلك على هذا النحو ونفعله على هذا النحو ؟" ، wenn Sie ihn beispielsweise fragen "warum tun wir das nicht so, warum tun wir es so?", when you ask him a question, for example, "Why don't we do it like this but do it like that?" When you ask, когда задаешь ему вопрос, например, "почему бы нам не сделать так, а сделать вот так?" Когда ты говоришь,

mesela "neden kalem-ler diyoruz da kalem-lar demiyoruz?" diye bir soru sorduğunuzda size cevap veremeyebilir. |||||||||||||||may not answer على سبيل المثال ، "لماذا نقول kalemler وليس kalemlar؟" قد لا يجيب عليك عندما تسأل سؤالا. Wenn Sie zum Beispiel fragen "Warum sagen wir Kalem-ler und nicht Kalem-lar?" könnte er Ihnen keine Antwort geben. "Why do we say kalemler but not kalemlar?" he may not give you an answer. например, «почему мы говорим ручки, а не ручки?» Когда вы задаете вопрос, он может не ответить вам.

Cevabı bilmiyor olabilir. قد لا يعرف الجواب. Er könnte die Antwort nicht wissen. He may not know the answer.

Neden? Çünkü hiç merak etmemiş ki. لماذا هذا؟ لأنه لم يتساءل أبدا. Warum? Weil er sich nie gefragt hat. Why is that? Because he never wondered. Почему? Потому что он никогда не задавался вопросом.

Türkçeyi bilerek, farkında olarak öğrenmemiş ki. لم يتعلم التركية بوعي. Er hat die Türkische Sprache nicht bewusst gelernt. He did not learn Turkish knowingly, consciously. Он не выучил турецкий сознательно и сознательно.

Demek istediğim şey şu; Türk biri var diyelim ki.. ما أعنيه هو ذلك لنفترض أن هناك شخصًا تركيًا .. Was ich meine ist; Angenommen, es gibt einen Türken.. What I mean is this; Let's say there is a Turkish person .. Я имею в виду вот что; Допустим, есть турок..

Bu kişi sadece Türk diye size Türkçeyi çok iyi bir şekilde öğretecek diye bir kural yok. لا توجد قاعدة أن هذا الشخص سوف يعلمكم التركية جيدًا لمجرد أنه تركي. Es gibt keine Regel, die besagt, dass eine türkische Person Ihnen sehr gut Türkisch beibringen wird, nur weil sie türkisch ist. There's no rule that says you that this person will teach you Turkish very well just because he is Turkish. Нет правила, что этот человек будет очень хорошо учить вас турецкому только потому, что он турок.

Bundan bahsediyorum. |I'm talking أنا أتحدث عن هذا. This is what I am talking about. Я говорю об этом.

Tabii ki bütün Türkçe öğretmenlerinden ya da bütün Türklerden bahsetmiyorum. |||||||all||I'm not talking بالطبع ، أنا لا أتحدث عن جميع المعلمين الأتراك أو جميع الأتراك. Natürlich rede ich nicht über alle Türkischlehrer oder alle Türken. Of course, I am not talking about all Turkish teachers or all Turks.

Çoğu Türkçe öğretmeni zaten bu kuralları iyi bir şekilde biliyordur ve iyi bir şekilde öğretiyorlardır. |||||||||knows|||||teach well يعرف معظم المعلمين الأتراك هذه القواعد جيدًا ويعلمونها جيدًا. Die meisten Türkischlehrer kennen diese Regeln bereits gut und unterrichten sie gut. Most Turkish teachers already know and teach these rules well.

Benim için iyi bir dil öğretmeni kendisi de yabancı bir dili iyi bir şekilde öğrenmiş olan dil öğretmenidir. |||||||||||||||||teacher مدرس اللغة الجيد بالنسبة لي هو مدرس الذي تعلم لغة أجنبية بذاته. Für mich ist ein guter Sprachlehrer jemand, der selbst eine Fremdsprache gut gelernt hat. For me, a good language teacher is someone who himself has learned a foreign language very good. Хороший учитель языка для меня – это учитель языка, который хорошо выучил иностранный язык.

Bence iyi bir dil öğretmeni olabilmek için iyi bir dil öğrencisi olmak gerekir. أعتقد أنه من الضروري أن تكون طالب لغة جيدًا حتى تكون مدرس لغة جيدًا. I think it is necessary to be a good language student in order to be a good language teacher. На мой взгляд, чтобы быть хорошим учителем языка, необходимо хорошо учить язык.

Çünkü başka bir dili iyi bir şekilde öğrenmiş olan bir öğretmen size işinize yarayacak tavsiyeler verebilir |||||||learned|||||||recommendations| لأن المعلم الذي تعلم لغة أخرى جيدًا يمكنه أن يقدم لكم نصيحة مفيدة ، Weil ein Lehrer, der eine andere Sprache gut gelernt hat, Ihnen nützliche Ratschläge geben kann Because a teacher who has learned another language well can give you helpful advice. Потому что учитель, который хорошо выучил другой язык, может дать вам полезный совет.

Dediğim gibi bence iyi bir dil öğretmeni her zaman dil öğrenmeye devam etmelidir. كما قلت ، أعتقد أن مدرس اللغة الجيد يجب أن يستمر دائمًا في تعلم اللغة. As I said, I think a good language teacher should always continue learning languages. Как я уже сказал, я думаю, что хороший учитель языка всегда должен продолжать учить языки.

Bunların yanı sıra Türk olan bir Türkçe öğretmeniniz olursa onun telaffuzunun doğruluğundan, kullandığı dilin doğruluğundan emin olabilirsiniz. ||order||||||||pronunciation|correctness||||| بالإضافة إلى ذلك ، إذا كان لديكم مدرس تركي ، فيمكنكم التأكد من صحة نطقه وصحة اللغة التي يستخدمها. Wenn Sie einen türkischen Lehrer haben, der selbst Türke ist, können Sie außerdem sicher sein, dass seine Aussprache und die Sprache, die er verwendet, korrekt sind. In addition to these, if you have a native Turkish teacher, you can be sure that his pronunciation and the language he uses are correct. В дополнение к этому, если у вас есть турецкий учитель, который является турецким, вы можете быть уверены в правильности его произношения и правильности языка, который он использует.

Yani size yanlış bir şey öğretmeyeceğini bilirsiniz. |||||will not teach| يعني أنتم تعلمون أنه لن يعلمكم أي شيء خطأ. Sie wissen also, dass er Ihnen nichts Falsches beibringen wird. So you know he won't teach you anything wrong.

Onunla konuşma pratiği yapabilirsiniz. يمكنكم ممارسة التحدث معه. Sie können das Sprechen mit ihr üben. You can practice speaking with him. Вы можете попрактиковаться в разговоре с ним.

Türkçe o öğretmenin anadili olduğu için o öğretmene tam olarak güvenebilirsiniz. ||||||||||you can trust نظرًا لأن اللغة التركية هي اللغة الأم لذلك المعلم ، يمكنكم أن تثقوا تمامًا بهذا المعلم. Da Türkisch die Muttersprache des Lehrers ist, können Sie ihm/ihr voll vertrauen. Since Turkish is the teacher's native language, you can fully trust that teacher. Поскольку родным языком этого учителя является турецкий, вы можете полностью доверять этому учителю.

O öğretmenin o dili çok iyi bir şekilde bildiğini biliyorsunuz çünkü. لأنكم تعلمون أن هذا المعلم يعرف تلك اللغة جيدًا. Because you know that teacher knows that language very well.

Türkçeyi sonradan öğrenmiş olan Türkçe öğretmenlerine gelecek olursak, yabancı olan Türkçe öğretmenlerine gelecek olursak.. بالنسبة للمعلمين اللغة التركية الذين تعلموا اللغة التركية لاحقا، المعلمين الأجانب، .. Wenn wir zu türkischen Lehrern kommen, die später Türkisch gelernt haben, wenn wir zu türkischen Lehrern kommen, die Ausländer sind. When it comes to foreign Turkish teachers Если мы придем к турецким учителям, которые выучили турецкий язык позже, если мы придем к турецким учителям, которые являются иностранцами...

bu öğretmenler de eğer Türkçeyi gerçekten iyi bir şekilde öğrenmişlerse sizin gramer sorularınıza iyi cevaplar verebilirler. |||||||||they have learned||||||can give يمكن لهؤلاء المعلمين تقديم إجابات جيدة لأسئلتكم القواعدية إذا كانوا قد تعلموا التركية جيدًا. Wenn diese Lehrer wirklich gut Türkisch gelernt haben, können sie Ihnen gute Antworten auf Ihre Grammatikfragen geben. they can give good answers to your grammar questions if they have learned Turkish really well.

Çünkü sizin merak ettiğiniz bir şeyi onlar da zaten önceden merak etmiştir, onlar da araştırmıştır. ||||||||||||||has researched لأنهم تساءلوا بالفعل عن الشيء الذي يثير فضولكم ، وقاموا أيضًا بالتحقيق فيه. Denn das, worauf Sie neugierig sind, haben sie sich schon vorher gefragt, sie haben es auch recherchiert. Because they have already wondered about the things that you are curious about and they already made researches. Потому что они уже задавались вопросом о том, что интересует вас, и они также исследовали это.

Sizin geçtiğiniz yollardan onlar da geçmiştir, sizin çektiğiniz çileleri onlar da çekmiştir. |you have passed||||||you have endured|sufferings|||has endured لقد ساروا أيضًا في المسارات التي مررتم بها ، وقد عانوا أيضًا مثلكم عندما يتعلمون اللغة التركية. Auch sie sind die Wege gegangen, die Sie gegangen sind, auch sie haben die Qualen erlitten, die Sie erlitten haben. They have also gone through the paths you have passed, and they have also suffered as you did.

Bu yüzden size iyi tavsiyeler verebilirler, sizin sorularınıza verdikleri cevaplar da sizi memnun edebilir. لذلك ، يمكن أن يقدموا لكم نصائح جيدة ، كما أن إجاباتهم على أسئلتكم قد تسعدكم . Deshalb können sie Ihnen gute Ratschläge geben, und ihre Antworten auf Ihre Fragen können Sie auch zufrieden stellen. Therefore, they can give you good advice, and their answers to your questions may please you.

Ama bunun yanı sıra bu kişi Türkçeyi iyi bir şekilde bilmiyorsa ve siz başlangıç seviyesindeyseniz bunu anlamayabilirsiniz. لكن إلى جانب ذلك ، إذا كان هذا الشخص لا يعرف التركية جيدًا وكنتم في المستوى المبتدائي ، فقد لا تفهموا أنه لا يعرف التركية جيدا. Wenn diese Person jedoch nicht gut Türkisch spricht und Sie ein Anfänger sind, werden Sie sie vielleicht nicht verstehen. But besides this, if this person does not know Turkish well and you are a beginner, you may not realize this. Однако, если этот человек плохо знает турецкий язык, а вы новичок, вы можете его не понять.

Size yanlış şeyler öğretebilir. |||can teach يمكن أن يعلمكم أشياء خاطئة. He can teach you incorrectly.

Önemli olmayan noktaların üstünde durabilir. ||points||emphasize يمكن أن يركز على النقاط غير المهمة. Er kann sich mit unwichtigen Punkten aufhalten. He can emphasize non-essential points. Может остановиться на неважных моментах.

Çok sık kullanılmayan bir kelimeyi "bu kelime çok sık kullanılıyor" diye öğretebilir. يمكنه تعليم كلمة لا تُستخدم كثيرًا بقول "هذه الكلمة تُستخدم كثيرًا". Sie können ein Wort unterrichten, das nicht sehr oft verwendet wird, weil "dieses Wort sehr oft verwendet wird". He can teach a word that is not used very often by saying "this word is frequently used". Он может научить слову, которое не используется очень часто, поскольку «это слово используется очень часто».

Telaffuzunda sıkıntılar olabilir. pronunciation|difficulties| قد تكون هناك مشاكل في نطقه. Möglicherweise gibt es Probleme mit Ihrer Aussprache. There may be problems with his pronunciation.

Türkçe konuşabiliyor olsa bile yanlışları hataları olabilir. حتى لو كان يتحدث التركية ، فقد يكون لديه أخطاء. Selbst wenn er Türkisch sprechen kann, kann er Fehler machen. Even if he can speak Turkish, he may have mistakes.

Ve siz başta öğretmeninizin bu yanlışlarını fark edemezsiniz. |||your teacher's|||| وفي البداية لا يمكنكم ملاحظة أخطاء معلمكم هذه. Und anfangs können Sie diese Fehler Ihres Lehrers nicht erkennen. And you cannot notice these mistakes of your teacher in the first place. И вы не можете сразу заметить эти ошибки своего учителя.

Ama öğretmeninizin size yanlış bir şey öğrettiğini fark ettiğiniz anda ona olan güveniniz sarsılır ve onun size verdiği bilgilere inanmamaya başlarsınız. ||||||he taught you||||||trust|shakes||||||| لكن في اللحظة التي تدركوا فيها أن معلمكم يعلمكم شيئًا خاطئًا ، تتزعزع ثقتكم به وتبداون في عدم تصديق المعلومات التي قدمها لكم. Aber sobald Sie merken, dass Ihr Lehrer Ihnen etwas Falsches beigebracht hat, ist Ihr Vertrauen in ihn/sie erschüttert, und Sie beginnen, den Informationen, die er/sie Ihnen gegeben hat, zu misstrauen. But the moment you realize that your teacher is teaching you incorrectly, your trust in him is damaged and you start to not believe in the information he gives you. Но в тот момент, когда вы осознаете, что ваш учитель научил вас чему-то неправильному, ваше доверие к нему пошатнется, и вы начнете не верить информации, которую он вам дает.

Ve bu da öğrenme sürecinizi kötü bir şekilde etkileyebilir. ويمكن أن يؤثر ذلك سلبًا على عملية التعلم الخاصة بكم. Und das kann Ihren Lernprozess stark beeinträchtigen. And this can negatively affect your learning process.

Aslında benim burada demek istediğim şey şu; Türk veya yabancı.. ما أحاول قوله هو؛ تركي أو أجنبي .. Was ich damit sagen will, ist, dass es egal ist, ob man Türke oder Ausländer ist. Actually, what I mean here is; Turkish or foreigner .. На самом деле, я имею в виду вот что; Турецкий или иностранный..

Önemli olan öğretmenin kendini iyi bir şekilde geliştirmesi ve iyi bir şekilde öğretmesi. المهم أن المعلم يتطور نفسه ويعلم بشكل جيد. Wichtig ist, dass der Lehrer sich selbst gut entwickelt und gut unterrichtet. What's important is that the teacher improves himself and teaches well. Главное, чтобы учитель хорошо себя развивал и хорошо учил.

Yani demek istediğim şey şu; bir Türk sadece Türk olduğu için Türkçeyi çok iyi bir şekilde öğretebilecek diye bir kural yok. يعني؛ لا توجد قاعدة مفادها أن أي شخص تركي يعلم اللغة التركية جيدًا لمجرد أنه تركي. So this is what I mean; There is no rule that says, a Turkish person can teach Turkish very well just because he is Turkish. Вот что я имею в виду; Нет такого правила, что турок может очень хорошо преподавать турецкий только потому, что он турок.

Ya da bir yabancı Türkçeyi sonradan öğrendi diye yanlış bir şekilde öğretecek diye bir kural yok. أولا توجد قاعدة مفادها أن هذا الشخص يعلمكم بشكل غير صحيح فقط لأنه أجنبي Es gibt auch keine Regel, dass ein Ausländer Türkisch falsch unterrichtet, nur weil er es später gelernt hat. Or a foreigner will teach incorrectly because he learned Turkish afterward Нет правила, согласно которому иностранец будет учить турецкий неправильно только потому, что выучил его позже.

Bana sorarsanız ben dil öğrenirken iki öğretmene de ihtiyaç duyuyorum. Mesela diyelim ki , örnek veriyorum.. إذا سألتوني ، فأنا بحاجة إلى كلا المعلمين أثناء تعلم اللغة. على سبيل المثال ، دعنا نعطي مثالاً ..مثلا أنا Wenn Sie mich fragen, benötige ich zwei Lehrer, um eine Sprache zu lernen. Zum Beispiel, ich gebe ein Beispiel.. If you ask me, I need both teachers while learning a language. For example, let's give an example .. Если вы спросите меня, мне нужны два учителя при изучении языка. Например, допустим, я привожу пример.

İspanyolca öğreniyorum. Hem Türk olan ve İspanyolca bilen, İspanyolca öğrenmiş olan bir öğretmenim olsun isterim, أتعلم اللغة الإسبانية. أرغب في الحصول على مدرس تركي الذي يتحدث الإسبانية ،تعلم الإسبانية ، وأريد Ich lerne Spanisch. Ich möchte sowohl einen türkischen Lehrer, der Spanisch spricht und Spanisch gelernt hat, als auch einen spanischen Lehrer, der Spanisch als Muttersprache hat. I am learning Spanish. I would like to have a teacher who is Turkish and speaks Spanish, who has learned Spanish, Я учу испанский. Я хотел бы иметь учителя, который является турком, говорит по-испански и выучил испанский язык,

hem de İspanyol olan, İspanyolca onun ana dili olan bir öğretmenim olsun isterim. أيضًا مدرس إسباني والإسبانية هي لغته الأم. Ich möchte sowohl einen türkischen Lehrer, der Spanisch spricht und Spanisch gelernt hat, als auch einen spanischen Lehrer, der Spanisch als Muttersprache hat. and I also want a teacher who is Spanish and Spanish is his mother tongue. Я хотел бы иметь учителя, который также является испанским языком, испанский язык является его родным языком.

İki öğretmen de olsun isterim. أود أن يكون لدي اثنين من المعلمين. Ich würde gerne zwei Lehrer haben. I would like to have them both.

Mesela başlangıç seviyesindeyken Türk bir öğretmenimin olması benim için daya iyi olur. على سبيل المثال ، سيكون من الجيد أن يكون لدي مدرس تركي و انا في المستوى المبتدئي. Wenn ich zum Beispiel auf Anfängerniveau bin, wäre es für mich besser, einen türkischen Lehrer zu haben. For example, it would be good for me to have a Turkish teacher at the beginner level. Например, для меня было бы лучше иметь учителя турецкого на начальном уровне.

Kendi kişisel tercihim bu arada. هذا تفضيلي الشخصي. Das ist übrigens meine persönliche Präferenz. My own personal preference, by the way. Кстати, это мои личные предпочтения.

Çünkü onu daha kolay anlayabilirim, sorularımı daha iyi sorabilirim. لأنني أستطيع فهمه بسهولة أكبر ، يمكنني طرح أسئلتي بشكل أفضل. Denn so kann ich ihn besser verstehen und meine Fragen besser stellen. Because I can understand him more easily, I can ask my questions better.

Ama biraz öğrendikten sonra İspanyol bir öğretmenimin olması benim için daha iyi olur. وسيكون من الأفضل لي أن يكون لدي مدرس إسباني بعد التعلم قليلاً. But it would be better for me to have a native Spanish teacher after learning a little bit.

Mesela konuşma pratiği yapacaksam İspanyol olan öğretmenimle yaparım vesaire vesaire. على سبيل المثال ، للمحادثة أذهب إلى مدرس الإسباني، وما إلى ذلك. Wenn ich zum Beispiel Sprechübungen machen möchte, mache ich sie mit meinem spanischen Lehrer usw. For example, if I am going to practice speaking, I will do it with my teacher who is Spanish, and so on. Например, если я собираюсь попрактиковаться в разговорной речи, я буду делать это со своим учителем испанского языка и так далее.

Tabi imkanım varsa iki öğretmenden de aynı anda ders almak isterim. بالطبع ، إذا أتيحت لي الفرصة ، أود أن أتلقى دروسًا من كلا المعلمين في نفس الوقت. Natürlich würde ich, wenn es möglich ist, gerne gleichzeitig von beiden Lehrern unterrichtet werden. Of course, if I have the opportunity, I would like to take lessons from both teachers at the same time. Конечно, если бы у меня была возможность, я бы хотела брать уроки у обоих учителей одновременно.

İkisinden de öğreneceğimiz şeyler var çünkü. لأن هناك أشياء يمكن أن نتعلمها من كليهما. Denn von beiden gibt es Dinge, die wir lernen können. Because there are things we can learn from both. Потому что нам есть чему поучиться у обоих.

Bu konu hakkında söylemek istediğim bir şey daha var. هناك شيء آخر أريد أن أقوله عن هذا الموضوع. Es gibt noch etwas, das ich zu diesem Thema sagen möchte. There is one more thing I want to say about this topic. Есть еще одна вещь, которую я хочу сказать на эту тему.

Farkettiğiniz gibi Instagramda, Youtubeda, internette Türkçe öğreten çok fazla yabancı var. كما لاحظتم ، هناك الكثير من الأجانب الذين يقومون بتدريس اللغة التركية على Instagram و Youtube والإنترنت. Wie Sie vielleicht bemerkt haben, gibt es viele Ausländer, die auf Instagram, YouTube und im Internet Türkisch unterrichten. As you may have noticed, there are so many foreigners who teach Turkish on Instagram, Youtube, and the Internet. Как вы заметили, в Instagram, Youtube и Интернете много иностранцев, преподающих турецкий язык.

Yani Türk olmayan pek çok kişi Türkçe öğretiyor. الكثير من الأشخاص غير الأتراك يقومون بتدريس اللغة التركية. Das bedeutet, dass viele Nicht-Türken Türkisch unterrichten. So many non-Turkish people teach Turkish. Другими словами, многие нетурки преподают турецкий язык.

Türkçe benim ana dilim ve Türkçe bu kadar popüler olduğu için, bu kadar sevildiği için, insanlar Türkçeyi öğrenmek ve öğretmek istedikleri için mutluyum. التركية هي لغتي الأم ، ويسعدني أن اللغة التركية تحظى بشعبية كبيرة وهي محبوبة لدرجة أن الناس يرغبون في تعلم التركية وتدريسها. Türkisch ist meine Muttersprache und ich bin glücklich, dass Türkisch so beliebt ist, dass die Leute es lernen und lehren wollen. Turkish is my mother tongue and I am happy that Turkish is so popular and loved, and people want to learn and teach Turkish.

Ama lütfen bir hesabı takip etmeden önce o hesabın verdiği bilgilerin, paylaştığı şeylerin doğru olduğundan emin olun. ولكن أرجوكم قبل متابعة حساب ، تأكدوا من صحة المعلومات التي يقدمها هذا الحساب وما يشاركه. Aber bitte stellen Sie sicher, dass die Informationen und Inhalte eines Kontos korrekt sind, bevor Sie ihm folgen. But before following an account, please make sure that the information provided by that account and its posts are correct. Но, пожалуйста, прежде чем подписаться на учетную запись, убедитесь, что информация, предоставленная этой учетной записью, верна.

Geçen Türk olan Türkçe öğretmenleriyle de bu konu hakkında konuştuk ve o kadar çok yanlış bilgi görüyoruz ki internette, Youtubeda, Instagramda, bloglarda.. تحدثنا أيضًا مع مدرسين أتراك للغة التركية عن هذا الموضوع، ونرى أن هناك الكثير من المعلومات الخاطئة على الإنترنت ، على اليوتوب، على الانستغرام ، على المدونات .. Wir haben auch mit türkischen Lehrern gesprochen und sehen so viele falsche Informationen im Internet, auf YouTube, Instagram, in Blogs... We discussed this with native Turkish teachers, and we see so much false information on the internet, on Youtube, on Instagram, on blogs. Мы говорили с турецкими учителями, которые являются турками, об этой проблеме, и мы видим так много неверной информации, что видим ее в Интернете, на Youtube, в Instagram, в блогах.

Bu yüzden de bu konu hakkında da konuşmak istedim. لهذا السبب أردت التحدث عن هذا الموضوع أيضًا. That's why I wanted to talk about this subject. Вот почему я хотел поговорить и об этом.

Tabii ki bütün yabancı hesaplardan bahsetmiyorum. بالطبع أنا لا أتحدث عن جميع الحسابات الأجنبية. Ich spreche natürlich nicht von allen ausländischen Konten. Of course I'm not talking about all foreign accounts. Я, конечно, не про все иностранные аккаунты.

Benim de takip ettiğim Türkçeyi çok güzel bir şekilde öğreten, yabancılar tarafından yönetilen Türkçe öğretme hesapları var. هناك حسابات تدريس تركية يديرها أجانب و يقومون بتدريس اللغة التركية جيدًا ، وأنا أتابعهم أيضا. Es gibt auch Accounts, die Türkisch sehr schön unterrichten, die ich ebenfalls verfolge und von Ausländern geführt werden. There are Turkish teaching accounts managed by foreigners which I also follow that teach Turkish very well, . Есть учетные записи для преподавателей турецкого языка, управляемые иностранцами, которые очень хорошо преподают турецкий язык, которым я следую.

Ama inanın bana Instagramı bir açıyorum, karşıma onlarca hata çıkıyor. لكن صدقوني ، أفتح الانستغرام و أرى العشرات منو الأخطاء. Aber glauben Sie mir, wenn ich Instagram öffne, sehe ich Dutzende von Fehlern. But believe me, I open Instagram and I see dozens of errors. Но поверьте мне, когда я открываю Instagram, я натыкаюсь на десятки ошибок.

Youtube da aynı şekilde. نفس الشيء مع يوتيوب. Gleiches gilt für Youtube. Same with Youtube.

Ufak tefek hatalardan da bahsetmiyorum. وأنا لا أتحدث عن الأخطاء الطفيفة . Ich spreche auch nicht über kleine Fehler. I'm not talking about minor mistakes. Я не говорю о мелких ошибках.

Ve bu hataları yapan, bu yanlış şeyleri paylaşan insanların binlerce, bazılarının yüz binden daha fazla takipçileri var. والأشخاص الذين يصنعون هذه المنشورات، يشاركون هذه الأشياء الخاطئة ، لديهم الآلاف ، وبعضهم أكثر من مائة ألف متابع. Und diejenigen, die diese Fehler machen, diese falschen Dinge teilen, haben Tausende von Followern, manche sogar mehr als hunderttausend. And the people who make these mistakes, share these wrong things, have thousands, some more than a hundred thousand followers. И у людей, которые совершают эти ошибки, которые делятся этими неправильными вещами, есть тысячи последователей, у некоторых из них более ста тысяч.

Ben de hata yapıyorum, biz de hata yapıyoruz. Türkçe öğreten yabancılar da hata yapabilir, yanlış bilgiler paylaşabilir. أنا أرتكب أخطاء ، نحن أيضا نرتكب أخطاء . قد يرتكب الأجانب الذين يدرسون اللغة التركية أخطاء ويشاركون معلومات كاذبة. Auch ich mache Fehler, wir machen auch Fehler. Ausländer, die Türkisch unterrichten, können Fehler machen, falsche Informationen verbreiten. I make mistakes, we make mistakes too. Foreigners who teach Turkish may also make mistakes and share false information. Я тоже ошибаюсь, мы тоже ошибаемся. Иностранцы, преподающие турецкий язык, также могут ошибаться и делиться неверной информацией.

Buna da bir şey demiyorum. أنا لا أقول أي شيء لذلك . Dazu sage ich auch nichts. That's okay. Я тоже ничего не говорю об этом.

Ama Türkçesi B2 seviyesinde olmayan C1 seviyesinde olmayan yabancılar, Türkçeyi orta seviyede bile bilmeyen yabancılar ولكن فعندما يكون الأجانب الذين لم تكن لغتهم التركية في المستوى ب2 أو ج1 او لا يعرفون التركية حتى في المستوى المتوسط Aber Ausländer, die nicht auf dem Niveau B2 Türkisch sprechen und auch nicht auf dem Niveau C1, Ausländer, die nicht einmal Türkisch auf mittlerem Niveau können However, when foreigners whose Turkish is not at B2-C1 level, foreigners who do not know Turkish even at an intermediate level Но иностранцы, чей турецкий не на уровне B2, но и не на уровне C1, иностранцы, которые не знают турецкий даже на среднем уровне

Türkçe öğretmek için Instagram hesabı açtıklarında bu hatalar çok fazla oluyor. يفتحون حسابًا على الانستغرام لتعليم اللغة التركية ، فإن هذه الأخطاء تصبح كثيرة جدًا. Wenn sie einen Instagram-Account zum Unterrichten von Türkisch eröffnen, treten diese Fehler häufig auf. open an Instagram account to teach Turkish, these mistakes become too many. Эти ошибки случаются часто, когда они открывают аккаунт в Instagram, чтобы преподавать турецкий язык.

Yani beni asıl rahatsız eden şey şu; iki kelime Türkçe öğrenen yabancıların Türkçe öğretmek için Instagram hesabı açması. فإن الشيء الرئيسي الذي يزعجني هو هذا ؛ الأجانب الذين يتعلمون كلمتين التركية يفتحون حساب على انستجرام لتعليم اللغة التركية. Also, was mich wirklich stört ist Folgendes: Ausländer, die zwei Wörter Türkisch lernen, eröffnen ein Instagram-Konto, um Türkisch zu unterrichten. So the main thing that disturbs me is this; Foreigners who learn two words of Turkish open an Instagram account to teach Turkish. Итак, что меня действительно беспокоит, так это: Иностранцы, изучающие два слова по-турецки, открывают учетную запись в Instagram, чтобы преподавать турецкий язык.

Tabii ki Instagram hesabı açabilirsiniz ve bu sizin Türkçe öğrenmenize de çok fayda sağlar طبعا يمكنكم فتح حساب على انستجرام وسيكون من المفيد جدا Natürlich können Sie ein Instagram-Konto eröffnen, und das hilft Ihnen auch sehr, Türkisch zu lernen. Of course, you can open an Instagram account and it will be very useful for you to learn Turkish. Конечно, вы можете открыть аккаунт в Instagram, и вам будет очень полезно учить турецкий язык.

Ama lütfen oraya Türkçe öğretiyorum yazmayın, Türkçe öğreniyorum yazın. لكن من فضلكم لا تكتبوا انا اعلم التركية، اكتبوا انا اتعلم التركية. Aber bitte schreiben Sie nicht 'Ich unterrichte Türkisch' dort, sondern 'Ich lerne Türkisch'. But please do not write I teach Turkish, write I am learning Turkish. Но, пожалуйста, не пишите, что я учу там турецкий, пишите, что я учу турецкий.

Türkçe öğretmeni yazmayın, Türkçe öğrencisi yazın لا تكتبوا مدرس اللغة التركية، اكتبوا طالب اللغة التركية ، Do not write there "Turkish teacher," write "Turkish language student" Не пишите учитель турецкого, пишите студент турецкого

Bazı insanlar Türkçeyi sadece takipçi kazanmak için, beğeni kazanmak için, meşhur olmak için kullanıyorlarmış gibime geliyor ve bu da beni rahatsız ediyor. يبدو أن بعض الناس يستخدمون اللغة التركية فقط لكسب المتابعين ، وللحصول على الإعجاب ، والشهرة ، وهذا يزعجني. Einige Leute benutzen Türkisch anscheinend nur, um Follower zu gewinnen, Likes zu bekommen, um berühmt zu werden, und das stört mich. It seems that some people use Turkish only to get followers, likes, to be famous, and that bothers me. Мне кажется, что некоторые люди используют турецкий только для того, чтобы набрать подписчиков, набрать лайки, прославиться, и это меня беспокоит.

Bu durumun beni rahatsız etmesinin sebeplerinden biri de şu; أحد الأسباب التي يزعجني في هذا الموقف هو ؛ Einer der Gründe, warum mich diese Situation stört, ist folgender: One of the reasons why this situation bothers me is as follows; Одна из причин, почему меня беспокоит эта ситуация, заключается в следующем;

Bir paylaşım yaptığımda Türkçe, İngilizce ve Arapça dillerinde paylaşım yapıyorum. عندما أنشر منشورًا ، أنشر باللغات التركية والإنجليزية والعربية. Wenn ich einen Beitrag veröffentliche, teile ich ihn auf Türkisch, Englisch und Arabisch. When I share a post, I post it in Turkish, English and Arabic languages. Когда я делаю пост, я публикую на турецком, английском и арабском языках.

İnsanlar, Araplar, yabancılar benim Arap olduğumu düşünüyorlar ve benim Türkçeyi iyi bilmediğimi düşünüyorlar. الناس والعرب والأجانب يعتقدون أنني عربية ويعتقدون أنني لا أعرف التركية جيدًا. Menschen, Araber, Ausländer denken, dass ich Araber bin und denken, dass ich Türkisch nicht gut kann. People, Arabs, foreigners think that I am Arab and that I do not know Turkish well. Люди, арабы и иностранцы думают, что я араб и плохо знаю турецкий.

Ve ben bir şey paylaştığımda "yanlış paylaşmışsın" "yanlış yazmışsın" "yanlış telaffuz ediyorsun" diyorlar. وعندما أنشر شيئًا ما ، فإنهم يقولون "لقد شاركته بشكل خاطئ" "" أخطأت في تهجئته "" لقد نطقته بشكل خاطئ " Und wenn ich etwas teile, sagen sie "du hast falsch geteilt" "du hast falsch geschrieben" "du sprichst falsch aus". And when I post something, they say "you shared it wrong" "you spelled it wrong" "you pronounce it wrong". И когда я что-то публикую, они говорят: «вы написали неправильно», «опечатались», «ошиблись».

Pardon?! عفو؟! Entschuldigung?! Excuse me?!

Yani bu hesaplar yüzünden bana da güvenmiyorlar. يعني لا يثقون بي بسبب هذه الحسابات. Also, sie vertrauen mir auch nicht wegen dieser Konten. So they don't trust me because of these accounts. Так что они не доверяют мне из-за этих аккаунтов.

Ve ben sürekli kendimi korumak zorunda kalıyorum, sürekli ben Türküm, bu doğru, hayır yanlış değil, وعلي أن أحمي نفسي باستمرار ، يجب أن أقول دائمًا إنني تركية ، و هذا صحيح ، لا ، Und ich muss mich ständig schützen, ständig sage ich: Ich bin Türke, das stimmt, nein, das ist falsch, And I constantly have to protect myself, I always have to say that I am Turkish, this is correct, no, it is not wrong И я должен все время защищать себя, я все время турок, это правильно, нет, это не так,

ben Türküm, şuralıyım, buralıyım demek zorunda kalıyorum. أنا تركية ، أنا من هناك ، أنا من هنا. ich muss sagen: Ich bin Türke, ich gehöre hierher, ich gehöre dorthin. I am Turkish, I am from here, I am from there. and so on. Я должен сказать, что я турок, я из Турции, я отсюда.

Hatta bazen profilime "native Turkish" falan bile yazıyorum yani ki bunu yapmak hiç hoşuma gitmiyor. في بعض الأحيان أكتب "التركية الأم" في ملف التعريف الخاص بي ،ولا أحب القيام بذلك. Manchmal schreibe ich sogar in meinem Profil "Muttersprache Türkisch", obwohl mir das überhaupt nicht gefällt. Sometimes I even write "native Turkish" on my profile, which I don't like doing at all. Иногда я даже пишу в своем профиле «родной турецкий» или что-то в этом роде, что мне не нравится делать.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? ما رأيكم في ذلك؟ Was denken Sie darüber? And you, what do you think about this? Что вы думаете об этом?

Bana katılıyor musunuz? هل تتفقون معي؟ Stimmen Sie mir zu? Do you agree with me? Ты согласен со мной?

Eklemek istediğiniz bir şey var mı? هل هناك أي شيء تريدون إضافته؟ Haben Sie etwas hinzuzufügen? Is there anything you want to add?

Lütfen yorumlar kısmına yazın. الرجاء الكتابة في قسم التعليقات. Bitte schreiben Sie in den Kommentaren. Please write in the comments section. Пожалуйста, напишите в разделе комментариев.

Ve eğer siz Türkçe öğreten bir yabancıysanız ve bu videoyu izlediyseniz وإذا كنت أجنبيًا تقوم بتدريس اللغة التركية وشاهدت هذا الفيديو ، من Und wenn Sie ein Ausländer sind, der Türkisch unterrichtet und dieses Video gesehen hat And if you are a non-native Turkish teacher watching this video, А если вы иностранец, преподаете турецкий язык и смотрели это видео

lütfen bana darılmayın, küsmeyin, söylediklerimi yanlış anlamayın. فضلك لا تتضايق مني ، أو تسيء فهم ما قلته. please do not be offended by me, or misunderstand what I said. Пожалуйста, не обижайтесь на меня, не обижайтесь, не поймите неправильно то, что я говорю.

Bütün çabalarınızı desteklediğimi ve sizi takdir ettiğimi bilin. أعلم أنني أدعم كل جهودك وأقدر لك. Sie sollen wissen, dass ich alle Ihre Bemühungen unterstütze und schätze. Know that I support all your efforts and appreciate you. Знайте, что я поддерживаю и ценю все ваши усилия.

Evet, söyleyeceklerim bu kadardı. نعم ، كان هذا كل ما كان عليّ أن أقوله. Yes, that was all I had to say. Да, это все, что я должен сказать.

Hepinize Türkçe öğrenme serüveninizde başarılar diliyorum. أتمنى لكم كل التوفيق في رحلتكم لتعلم اللغة التركية. Ich wünsche Ihnen viel Erfolg bei Ihrem türkischen Lernabenteuer. I wish you all success in your journey of learning Turkish.

Allah'a emanet olun. في أمان الله Gott segne Sie. Goodbye. Да пребудет с вами Бог.