×

Χρησιμοποιούμε cookies για να βελτιώσουμε τη λειτουργία του LingQ. Επισκέπτοντας τον ιστότοπο, συμφωνείς στην πολιτική για τα cookies.


image

ZihinX, Zor gibi görünen işleri yapmaya başlamak için 3 basit yöntem | 5 saniye kuralı | Zeigarnik etkisi

Zor gibi görünen işleri yapmaya başlamak için 3 basit yöntem | 5 saniye kuralı | Zeigarnik etkisi

Bir işi bitirmemize en büyük engel o işe hic başlayamamamızdır.

Peki bir işe başlayabilmek için ne yapmalıyız?

Öncelikle onu belirtmek isterim ki, bir işe başlamadan önce o iş hakkında düşündüğümüz zaman,

bizim beynimiz otomatik olarak, o işin en zor ve bizim için en anlaşılmaz olan kısmına odaklandığı için ,

o iş, bize o kadar zor bir iş gibi gelir ki, farkinda olmadan, sırf o işi erteleyelim diye o işin yerine başka gereksiz işlerle uğraşıp dururuz.

Mesela, Facebook'taki paylaşımları okuruz, birilerine mesaj atarız,

birdenbire içimizde bir şarkı dinleme isteği oluşur, nedense çay içesimiz gelir vs.

Kısacasi o işe başlamak için kendimizi hazır hissetmeyiz

veya şu an onun için motivasyonumuzun olmadığını düşünürüz.

Günler, haftalar, bazense aylar birbirini kovalar,

fakat o işe başlamak için bir türlü kendimizi hazır hissedemeyiz.

Dost acı söyler. Sizinle şu acı gerçeği paylaşmakk zorundayim;

Eger kendinizi hazır hissetmeyi beklerseniz, kendinizi hiçbir zaman hazır hissedemeyeceksiniz.

“Başlamak bitirmenin yarısıdır” deyimini duymuşsunuzdur.

Hatta bence başlamak bitirmenin %80-idir.

Çünkü bir işe başladığımızda, beynimizde Zeigarnik etkisi denen etki gerçekleşiyor.

Zeigarnik etkisi, 20.yüzyılda yaşamış, aslen Litvanya yahudisi olan

Sovyet psikolog ve psikiyatristi Bluma Zeigarnik tarafından bulunmuş. Bu etkiye göre, yarım kalan işlerimiz, tamamladığımız işlere göre daha kolay hatırlanır.

Buna örnek olarak dizilerin her bölümünün bitis sahnesine dikkat edin.

Nedense hep en heyecanli yerinde bölüm biter ve bu yarıda kalmışlığın bize yaşattığı duygu

öbür bölümü sabirsızlıkla beklememize sebep olur.

Bir de üstüne o bölümün sonu hafızamıza kazınır

ve o diziyi izleyen kişilerle konuştuğumuzda bölümün sonunu hatırlar

, ‘ falanca sahnede bitiriverdiler bölümü, Acaba sonraki bölümde neler olacak' deriz. Demek ki, Zeigarnik etkisine göre,

bir işe başladığımızda o işi bitirinceye kadar içimizde bir rahatsızlık duygusu oluşur.

Çünkü onu aklımızdan çıkaramayız.

Bu yüzden o işi tamamlamaya daha çok odaklanır ve bitirene kadar ugrasiriz.

Bu etkiden dolayı işimizi bitirdikten sonra aslında o işin bekledigimiz kadar zor olmadığını düşünürüz

. Çünkü bir işe başladıktan sonra beynimizde gerçekleşen Zeigarnik etkisi,

bizim o işe dogru odaklanmamızı ve işi yapma isteğimizi arttırır.

Kisacasi o işi bizim için kolaylaştırır.

Şimdiyse kendimizi bir işe başlamak için nasıl zorlayabiliriz, bunun hakkında konuşalım.

Bunun için uyguladığım birkaç basit yöntem var. Bunlardan bazılari dünyaca ünlü yöntemler ve çoğu insan için etkili olduğu kanıtlanmış. Bazılarıysa kendi yöntemlerim, bu yüzden sizin için de etkili olur mu onu bilemiyorum.

Ama yine de bu yöntemleri de anlatmaya karar verdim, denemek ise size kalmış.

1.yöntemin ismi- 5 saniye kuralı.

Bu yöntemle ilgili daha detaylı bilgiyi,

Birleşik Devletlerin CNN kanalınının sunucusu Mel Robins'in kitabından alabilirsiniz.

Ben size, bu yöntemi nasıl uygulayabileceğimizi anlatıcam.

5 saniye kuralı aslında çok basit bir kural.

Sadece 5den 0a geriye dogru sayıyorsunuz ve 0 dediğinizde

yapmak istediğiniz iş için ilk adımı atıyorsunuz.

Yani diyelim ki, bu videonun seslendirmesini yapmam gerek ,

fakat hep erteliyor, sonraya bırakıyorum.

O zaman 0 der demez işe başlayacağıma karar veriyor ve geri sayıma başlıyorum; 5-4-3-2-1-0 ve mikrofunu açıyor, diktafonu alıp işime başlıyorum.

Bu yöntemin çalışma sebebi ve bilimsel taraflarını detayli bilmiyorum.

Fakat kendim de uyguladığımdan ve gerçekten de işe yaradığıni bildigim icin

bu yöntemin kesinlikle etkili olduğunu söyleyebilirim.

İşe başlamak için 5ten 0'a kadar saydığımız zaman

0 dediğimizde sanki 0'i söylememiz bizi işe başlamaya itiyor.

Çocukken yaptığımız koşu yarışında, hatirlarsaniz

hep 1 2 3 diyerek başlardık koşmaya.

Havaya roket atıldığında da aynı şekilde 10dan 0'a doğru sayılıyor ve 0 dendiğinde roket atılıyor.

Büyük ihtimal, bunların hepsi aynı prensibe dayanıyor.

Bu kurala göre, 1den 5e kadar saymak değil de

5ten başlayıp 0'a geriye doğru saymak daha efektif sonuç veriyor,

çünkü 5'ten sonra gelen rakamlar var.

Belki de gerçekten de bir farkı yoktur bu sekilde saymanın

ve sadece böyle söylenmiş diye inanıp, kendimi böyle telkin etmişimdir,

fakat, ben de 5den 0a doğru saydığımda daha efektif oldugunu dusunuyorum.

Bu kuralın ismi 5 saniye kuralı olsa da, bunun illa 5 olmak gibi bir zorunluluğu yok tabi ki,

bu 3 de olabilir, 4 de.

Hangi sayıyı kendinize daha yakın hissediyorsanız

veya hangi sayıyla işe başlamak isterseniz o sayıyla uygulayın bu yöntemi.

2. Yönteme, ‘En basit adım' diyorum ben. Bu ismi kendim uydurdum. Yani biraz garip bir isim seçmiş olabilirim.

Asıl amaç bu yöntemle ilgili konuştuğumda, yontemi hatirlatacak bir isim kullanmak.

“En basit adım” tekniğini nasıl kullanıyorum?

Herhangi bir işi bitirmek için gerekli en kolay ve en basit 3 tane aşamayı yazıyorum

ve bir işe başladığımda o sıkıcı ve hep ertelediğim seye başladığımı düşünmüyorum. Sadece en kolay 3 tane aşamayı yapmaya odaklanip,

istersem sonrasinda bu işi durdurma veya yapmama konusunda kendime izin veriyorum.

Hiç kimse beni bu işi tamamlamak için zorlayamaz, Her şey benim elimde diye kendi kendime söylüyorum.

Böyle söylemekle aslinda kendime yalan söylemiyorum

ve gerçekten de 3 aşamayı tamamladıktan sonra devam etmek istemezsem o işi bırakıyorum.

Fakat nedense şimdiye kadar hiç bıraktığım olmadı diyebilirim.

Başladıysam devam ediyorum ve bitiriyorum her işi.

Mesela diyelim ki Google'da reklam kampanyası oluşturmam gerek.

Hiç de yapasım yok ve hep erteliyorum.

Olduğum yere göre 3 en basit aşamayı belirliyorum.

Diyelim ki, bilgisayarım kapalı.

O halde ilk aşama bilgisayarı açmak.

2. Aşama Google reklam hesabına girmek, 3. Aşama ‘yeni kampanya oluştur' düğmesine tıklamak. Sadece bu 3 işi yapacağımı düşünüyorum o an.

Sonrası içinse kendime özgürlük tanıyorum, nasıl istersem öyle yaparım diye.

Nedense ‘ Yeni kampanya oluştur' düğmesine tıkladıktan sonra açılan sayfa,

bir sekilde işi yarıda bıraktırtmıyor ve işimi tamamlıyorum.

Sonraysa o işi, yapılacaklar listemden çıkarmanın keyfini çıkarıyorum.

3. Yöntemse ‘Yapay gerçek deadline' yöntemi. Bu da sırf kendim için oluşturduğum bir yöntem ve bu yüzden pek meşhur sayilmaz.

Benim işime çok yaradığından dolayi sizlerle de paylaşmaya karar verdim.

Eğer bu yöntem sizin işinize yaramazsa daha önce söylediğim diğer 2 yönteme odaklanabilirsiniz.

‘Yapay gerçek deadline' yöntemine göre, mesela eğer bir şeyi öğrenmem, araştırmam

ve ya her hangi başka bir işi yapmam gerekiyorsa

birinci yaptığım şey fikirlerini çok önemsediğim ve karşısında sorumluluk duyduğum biri ile bunu tartışmak

ve ya yaptığım işi ona göstermek için vakit ayarlamak oluyor. Böylece bu buluşma tarihi benim için yapay olarak yaratdığım ama gerçek deadline-a dönüşmüş oluyor.

Farz edelim, benim bir sunum hazırlamam gerek.

Hepimiz çok iyi bir sunum hazırlamanın sadece bir kaç saatlik bir iş olmadığını biliyoruz.

Özellikle bunu yapmak için derin bir araştırma yapmamız gerekiyorsa.

İşte öyle zor görünen bir iş olduğu için de bunu en son dakikaya kadar erteleyeceğimizi de çok iyi biliyoruz.

Bu yüzden fikri benim için çok önemli olan biriyle buluşma ayarlıyorum.

Mesela 1 hafta sonrası için buluşma ayarlayıp hazırladığım sunumu

ona göstermekle fikrini almak istediğimi söylüyorum.

Böylece onunla kararlaştırdığımız buluşma vakti benim için deadline-a dönüşmüş oluyor

ve benim o sunumu o tarihe kadar bitirmemden başka bir çarem kalmıyor.

Burada dikkat edilmesi gereken en esas şey şu:

Buluşma ayarladığımız insan rahatlıkla buluşmayı iptal edebileceğimiz birisi olmamalı.

Yani karşısında sorumluluk duyduğumuz birisi olmalı ki, buluşmayı ertelemek gibi bir seçimimiz olmasın.

Veya başka bir örnek vermek gerekirse.

ZihinX'e yeni başladığımda video hazırlamaya kendimi zorlamak amacıyla tanıdıklara,

falanca gün falanca saatte video yukliycem, izleyip bana fikirlerinizi söyleyebilir misiniz? derdim.

Fakat bunu söylediğim sirada, daha video için bir cümle bile yazmamış olurdum. Böylece kendim için gerçek bir deadline belirlemiş oluyordum.

Bu yöntemde deadline'in gerçek deadline olması çok önemli.

Kendi kendime bir işi şu zaman bitirmeliyim diye söyleyip kendimi kandırmışlığım çok oldu.

Böyle yaptığınızda ilk zamanlar efektif olabilir, fakat sonra işe yaramadigini siz de goreceksiniz. Bu yüzden bu deadline'ın gerçek bir deadline olması

ve bu belirlenen süre zarfinda yapamadığınız takdirde kendinizi çok kötü hissedeceğiniz

ve ya kaybedeceğiniz bir şeylerin olması gerek.

Ama “zamanında bitiremeyeceğimiz işler de var,

Onlar için bir deadline belirleyip, ya sonra yetiştiremezsek nolucak?”

diye düşünenleriniz var biliyorum.

Fakat emin olun, yapmak zorunda olursanız illaki yetiştirirsiniz.

Bence birçoğumuzun okul hayatinda sınıf arkadaşları 15-20 gün önceden sınava çalışmaya başladıkları halde,

bizim, sınav gününden sadece 1-2 gun önce calismaya baslayip, bütün konuları öğrenip,ve de istediğimiz notu aldığımız olmuştur. Mesela ben kendim bircok kez yaşadım aynı şeyi.

Bu neden böyle oluyor biliyor musunuz?

Çünkü zamanımız daraldığında ve bir isi bitirmek ölüm kalım meselesine donustugunde,

beynimiz otomatik olarak amaca ulaşabilmek için en kısa yolları bulur ve o yolla ilerler.

İnanın beynimiz bizim düşündüğümüzden cok daha mükemmel bir organ.

Bazen sadece ona güvenmemiz gerek.

Böyle bir durum olustugunda, beyin kendiliğinden, daha önemli şeyleri önceliklendirir. Bu durumda, ne Facebook ne de İnstagram aklınıza gelir, ne de sizi yavaslatacak herhangi birşey.

Üstüne bir de öğrendiğiniz bilgiyi hafızanızda tutma hızınız kat be kat artar.

Mesela okuduklarımız içinde işimize yarayan şeyleri beynimiz hemen belirler

ve gereksiz yerleri geçerek daha önemli şeylere odaklanmamiza yardimci olur.

Sınav örneğini anl atmaktaki asil amacım, size,herhangi bir işi bitirmek için gerekli olan zaman anlayışının

aslinda çoğu zaman göreceli olduğunu ve farkli durumlarda, beynimizin çalışma hızına göre değiştiğini göstermek.

Bu yüzden bazen en iyisi, yapmamız gereken işler için gerçek deadline-lar belirleyerek kendimizi zorlamamız. Umarım videonun az-çok size yararı dokunmuş oldu.

Eğer ZihinX youtube kanalına hala abone olmadıysanız, o zaman 5'ten 0'a geriye doğru sayıp

abone ol butonuna tıklayabiliriz.

Hadi başlayalım 5 4 3 2 1 0.

Dinlediğiniz için teşekkürler 😊

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Zor gibi görünen işleri yapmaya başlamak için 3 basit yöntem | 5 saniye kuralı | Zeigarnik etkisi |||||||||||effet Zeigarnik| ||||||||metot|||| 3 einfache Wege, Dinge zu tun, die schwierig erscheinen | Die 5-Sekunden-Regel | Der Zeigarnik-Effekt 3 simple ways to start doing seemingly difficult tasks | 5 second rule | Zeigarnik effect 難しそうなことを始めるための3つのシンプルな方法|5秒ルール|ツァイガルニック効果 3 maneiras simples de começar a fazer coisas que parecem difíceis | A regra dos 5 segundos | O efeito Zeigarnik 3 простых способа начать делать то, что кажется трудным | Правило 5 секунд | Эффект Зейгарник

Bir işi bitirmemize en büyük engel o işe hic başlayamamamızdır. ||not finishing|||||||ne pas commencer The biggest obstacle to finishing a job is that we never started it.

Peki bir işe başlayabilmek için ne yapmalıyız? |||pouvoir commencer|||

Öncelikle onu belirtmek isterim ki, bir işe başlamadan önce o iş hakkında düşündüğümüz zaman, ||mention|||||||||||

bizim beynimiz otomatik olarak, o işin en zor ve bizim için en anlaşılmaz olan kısmına odaklandığı için , ||||||||||||incompréhensible|||| because our brain automatically focuses on the most difficult and incomprehensible part of the job,

o iş, bize o kadar zor bir iş gibi gelir ki, that job seems like such a difficult job to us that farkinda olmadan, sırf o işi erteleyelim diye o işin yerine başka gereksiz işlerle uğraşıp dururuz. ||||||||||||||nous nous occupons

Mesela, Facebook'taki paylaşımları okuruz, birilerine mesaj atarız, |sur Facebook||||| For example, we read the posts on Facebook, we send a message to someone,

birdenbire içimizde bir şarkı dinleme isteği oluşur, nedense çay içesimiz gelir vs. |||||||||nous voulons boire|| suddenly a desire to listen to a song arises in us, for some reason we come to drink tea, etc.

Kısacasi o işe başlamak için kendimizi hazır hissetmeyiz En résumé||||||| In short, we do not feel ready to start that business.

veya şu an onun için motivasyonumuzun olmadığını düşünürüz. |||||notre motivation|| or we think we have no motivation for it at the moment.

Günler, haftalar, bazense aylar birbirini kovalar, ||وأحيانًا||| Giorni, settimane, a volte mesi si susseguono,

fakat o işe başlamak için bir türlü kendimizi hazır hissedemeyiz. |||||||||nous ne nous sentons but we can never feel ready to start that job.

Dost acı söyler. Sizinle şu acı gerçeği paylaşmakk zorundayim; ami||||||||je dois Friend tells pain. I have to share this bitter truth with you; Un ami dit la vérité avec amertume. Je suis obligé de partager cette triste vérité avec vous ;

Eger kendinizi hazır hissetmeyi beklerseniz, kendinizi hiçbir zaman hazır hissedemeyeceksiniz. |||vous sentir|||||| Si vous attendez de vous sentir prêt, vous ne vous sentirez jamais prêt.

“Başlamak bitirmenin yarısıdır” deyimini duymuşsunuzdur. |||expression| You've probably heard the saying, "Starting is half the battle". Vous avez sans doute entendu le dicton "Commencer, c'est déjà à moitié terminé".

Hatta bence başlamak bitirmenin %80-idir. |||la fin|

Çünkü bir işe başladığımızda, beynimizde Zeigarnik etkisi denen etki gerçekleşiyor. |||||||||se produit Because when we start something, an effect called the Zeigarnik effect takes place in our brain.

Zeigarnik etkisi, 20.yüzyılda yaşamış, aslen Litvanya yahudisi olan ||||||juif|

Sovyet psikolog ve psikiyatristi Bluma Zeigarnik tarafından bulunmuş. ||||Bluma||| Bu etkiye göre, yarım kalan işlerimiz, tamamladığımız işlere göre daha kolay hatırlanır. |||||||||||sont rappelées According to this effect, our unfinished works are remembered more easily than the ones we have completed. Selon cet effet, les tâches inachevées sont plus faciles à se souvenir que celles que nous avons complétées.

Buna örnek olarak dizilerin her bölümünün bitis sahnesine dikkat edin. ||||||fin de||| For example, pay attention to the ending scene of each episode of the series. Prenez comme exemple la scène de fin de chaque épisode de la série.

Nedense hep en heyecanli yerinde bölüm biter ve bu yarıda kalmışlığın bize yaşattığı duygu ||||à l'endroit|||||la moitié|||a créé| For some reason, the episode always ends in the most exciting part and the feeling that this interruption gives us. Pour une raison quelconque, l'épisode se termine toujours au moment le plus excitant et ce sentiment de quelque chose d'inachevé que cela nous fait ressentir.

öbür bölümü sabirsızlıkla beklememize sebep olur. |||notre attente|| الجزء الآخر||||| makes us wait impatiently for the next part. l'autre partie nous pousse à attendre avec impatience.

Bir de üstüne o bölümün sonu hafızamıza kazınır |||||||s'inscrit On top of that, the end of that episode is engraved in our memory. De plus, la fin de cet épisode s'inscrit dans notre mémoire

ve o diziyi izleyen kişilerle konuştuğumuzda bölümün sonunu hatırlar ||||||||se souviennent and remembers the end of the episode when we talk to people who watched that show et lorsque nous parlons avec les personnes qui regardent cette série, elles se souviennent de la fin de l'épisode.

, ‘ falanca sahnede bitiriverdiler bölümü, Acaba sonraki bölümde neler olacak' deriz. ||ils ont fini||||||| , ‘ils ont fini le chapitre dans cette scène, Que va-t-il se passer dans le prochain chapitre' disons. Demek ki, Zeigarnik etkisine göre, |||effet Zeigarnik| Donc, selon l'effet Zeigarnik,

bir işe başladığımızda o işi bitirinceye kadar içimizde bir rahatsızlık duygusu oluşur. ||||||||||sentiment| When we start a job, we feel uncomfortable until we finish it. lorsque nous commençons un travail, nous ressentons un malaise tant que nous n'avons pas terminé ce travail.

Çünkü onu aklımızdan çıkaramayız. ||notre esprit| Because we can't get it out of our minds.

Bu yüzden o işi tamamlamaya daha çok odaklanır ve bitirene kadar ugrasiriz. ||||la terminer|||se concentre|||| That's why we focus more on getting that job done and work on it until it's done.

Bu etkiden dolayı işimizi bitirdikten sonra aslında o işin bekledigimiz kadar zor olmadığını düşünürüz Because of this effect, after we finish our work, we think that the job is not as difficult as we expected.

. Çünkü bir işe başladıktan sonra beynimizde gerçekleşen Zeigarnik etkisi, ||||||se produisant||

bizim o işe dogru odaklanmamızı ve işi yapma isteğimizi arttırır. ||||||||notre envie|

Kisacasi o işi bizim için kolaylaştırır.

Şimdiyse kendimizi bir işe başlamak için nasıl zorlayabiliriz, bunun hakkında konuşalım.

Bunun için uyguladığım birkaç basit yöntem var. ||j'utilise|||| Bunlardan bazılari dünyaca ünlü yöntemler ve çoğu insan için etkili olduğu kanıtlanmış. |certain ones||célèbres dans|||||||| Bazılarıysa kendi yöntemlerim, bu yüzden sizin için de etkili olur mu onu bilemiyorum. ||mes méthodes||||||||||je ne sais pas

Ama yine de bu yöntemleri de anlatmaya karar verdim, denemek ise size kalmış.

1.yöntemin ismi- 5 saniye kuralı.

Bu yöntemle ilgili daha detaylı bilgiyi,

Birleşik Devletlerin CNN kanalınının sunucusu Mel Robins'in kitabından alabilirsiniz. États-Unis|||de CNN|présentatrice|Mel|de Mel Robins||

Ben size, bu yöntemi nasıl uygulayabileceğimizi anlatıcam. |||||nous pourrons appliquer|je vais expliquer

5 saniye kuralı aslında çok basit bir kural.

Sadece 5den 0a geriye dogru sayıyorsunuz ve 0 dediğinizde |||en arrière||vous comptez||vous dites You just count backwards from 5 to 0 and when you say 0

yapmak istediğiniz iş için ilk adımı atıyorsunuz. ||||||vous faites You are taking the first step towards the job you want to do.

Yani diyelim ki, bu videonun seslendirmesini yapmam gerek , |||||voix-off|| So let's say I need to voice over this video,

fakat hep erteliyor, sonraya bırakıyorum. ||procrastine|| But I always postpone it, I leave it for later.

O zaman 0 der demez işe başlayacağıma karar veriyor |||||je vais commencer|| Then he decides that I will start work as soon as he says 0. ve geri sayıma başlıyorum; 5-4-3-2-1-0 ve mikrofunu açıyor, diktafonu alıp işime başlıyorum. ||compte à rebours|||le micro||le dictaphone|||

Bu yöntemin çalışma sebebi ve bilimsel taraflarını detayli bilmiyorum. ||||||aspects||

Fakat kendim de uyguladığımdan ve gerçekten de işe yaradığıni bildigim icin |||que j'applique|||||qu'il fonctionne|je sais| But since I have used it myself and know it really works

bu yöntemin kesinlikle etkili olduğunu söyleyebilirim.

İşe başlamak için 5ten 0'a kadar saydığımız zaman ||||||nous comptons|

0 dediğimizde sanki 0'i söylememiz bizi işe başlamaya itiyor. quand on dit|||dire||||pousse

Çocukken yaptığımız koşu yarışında, hatirlarsaniz ||||si vous vous souvenez In the running race we did as a kid, if you remember

hep 1 2 3 diyerek başlardık koşmaya. ||nous commencerions|

Havaya roket atıldığında da aynı şekilde 10dan 0'a doğru sayılıyor ve 0 dendiğinde roket atılıyor. la fusée|fusée|when launched||||||vers||et|on dit 0||est lancé

Büyük ihtimal, bunların hepsi aynı prensibe dayanıyor. |||||principe|reposent sur

Bu kurala göre, 1den 5e kadar saymak değil de

5ten başlayıp 0'a geriye doğru saymak daha efektif sonuç veriyor, |||||||efficace||

çünkü 5'ten sonra gelen rakamlar var. because there are numbers that come after 5.

Belki de gerçekten de bir farkı yoktur bu sekilde saymanın |||||||||compter Maybe there really is no difference in counting that way.

ve sadece böyle söylenmiş diye inanıp, kendimi böyle telkin etmişimdir, |||dit|||||auto-suggestion|je me suis convaincu And just because it was said so, I believed, so I inculcated myself,

fakat, ben de 5den 0a doğru saydığımda daha efektif oldugunu dusunuyorum. ||||||en comptant||||je pense ||||||||لكنني أعتقد أنه أكثر فعالية||

Bu kuralın ismi 5 saniye kuralı olsa da, bunun illa 5 olmak gibi bir zorunluluğu yok tabi ki, |de cette règle|||||||||||obligation||| Although the name of this rule is the 5 second rule, it does not necessarily have to be 5, of course,

bu 3 de olabilir, 4 de.

Hangi sayıyı kendinize daha yakın hissediyorsanız |numéro||||vous vous sentez

veya hangi sayıyla işe başlamak isterseniz o sayıyla uygulayın bu yöntemi. ||number||commencer||||appliquez||

2\. Yönteme, ‘En basit adım' diyorum ben. méthode||||| Bu ismi kendim uydurdum. Yani biraz garip bir isim seçmiş olabilirim. |||j'ai inventé||||||| |||اخترعت|||||||

Asıl amaç bu yöntemle ilgili konuştuğumda, yontemi hatirlatacak bir isim kullanmak. |||||je parle|méthode|rappellera||| The main goal is to use a name that reminds me of the method when I talk about it.

“En basit adım” tekniğini nasıl kullanıyorum? |||technique||

Herhangi bir işi bitirmek için gerekli en kolay ve en basit 3 tane aşamayı yazıyorum ||||||||||||étapes| I'm writing down the 3 easiest and simplest steps needed to finish any job.

ve bir işe başladığımda o sıkıcı ve hep ertelediğim seye başladığımı düşünmüyorum. ||||||||que j'ai reporté|chose|je commence| And when I start a job, I don't think I'm starting that boring thing that I always put off. Sadece en kolay 3 tane aşamayı yapmaya odaklanip, ||||||en se concentrant Focusing on doing only the 3 easiest steps,

istersem sonrasinda bu işi durdurma veya yapmama konusunda kendime izin veriyorum. si je veux|après|||arrêter|||||| I allow myself to stop or not do this work later if I want.

Hiç kimse beni bu işi tamamlamak için zorlayamaz, Her şey benim elimde diye kendi kendime söylüyorum. |||||terminer||forcer|||||||| No one can force me to complete this job, I tell myself it's all in my hands. Personne ne peut me forcer à terminer ce travail, je me dis que tout est entre mes mains.

Böyle söylemekle aslinda kendime yalan söylemiyorum I'm not actually lying to myself by saying that En disant cela, je ne me mens pas vraiment.

ve gerçekten de 3 aşamayı tamamladıktan sonra devam etmek istemezsem o işi bırakıyorum. ||||avoir terminé||||||| And if I really don't want to continue after completing 3 stages, I quit that job. Et si après avoir terminé les 3 étapes, je ne veux pas continuer, je laisse ce travail.

Fakat nedense şimdiye kadar hiç bıraktığım olmadı diyebilirim. |||||que j'ai laissé|| But for some reason, I can say that I have never quit. Mais pour une raison quelconque, je peux dire que je n'ai jamais abandonné jusqu'à présent.

Başladıysam devam ediyorum ve bitiriyorum her işi. si j'ai commencé|||||| If I started, I continue and finish every job. Si je commence, je continue et je termine chaque tâche.

Mesela diyelim ki Google'da reklam kampanyası oluşturmam gerek. ||||||je dois créer| For example, let's say I need to create an ad campaign on Google. Par exemple, disons que je dois créer une campagne publicitaire sur Google.

Hiç de yapasım yok ve hep erteliyorum. ||envie de faire|||| I have nothing to do and I always procrastinate.

Olduğum yere göre 3 en basit aşamayı belirliyorum. ||||||je détermine

Diyelim ki, bilgisayarım kapalı. Let's say my computer is turned off.

O halde ilk aşama bilgisayarı açmak. |||étape|| So the first step is to turn on the computer.

2\. Aşama Google reklam hesabına girmek, |||à son compte| 3\. Aşama ‘yeni kampanya oluştur' düğmesine tıklamak. ||campagne||| 3\\. The step is to click the 'create new campaign' button. Sadece bu 3 işi yapacağımı düşünüyorum o an. At that moment, I think I will only do these 3 things.

Sonrası içinse kendime özgürlük tanıyorum, nasıl istersem öyle yaparım diye. ||||je m'accorde||||| For the next, I give myself freedom, to do as I want.

Nedense ‘ Yeni kampanya oluştur' düğmesine tıkladıktan sonra açılan sayfa, |||||après avoir cliqué||| For some reason, the page that opens after clicking the 'Create new campaign' button,

bir sekilde işi yarıda bıraktırtmıyor ve işimi tamamlıyorum. |||à moitié|ne me laisse pas||| somehow I don't let go of the work and I complete my work.

Sonraysa o işi, yapılacaklar listemden çıkarmanın keyfini çıkarıyorum. Then I enjoy taking it off my to-do list.

3\. Yöntemse ‘Yapay gerçek deadline' yöntemi. Méthode|||| 3\\. The method is 'Artificial real deadline' method. Bu da sırf kendim için oluşturduğum bir yöntem ve bu yüzden pek meşhur sayilmaz. |||||||||||||n'est pas célèbre This is a method I created just for myself and therefore it is not very famous.

Benim işime çok yaradığından dolayi sizlerle de paylaşmaya karar verdim. |||m'a été utile|||||| I have decided to share it with you because it is very useful for me.

Eğer bu yöntem sizin işinize yaramazsa daha önce söylediğim diğer 2 yönteme odaklanabilirsiniz. |||||ne fonctionne pas||||||

‘Yapay gerçek deadline' yöntemine göre, mesela eğer bir şeyi öğrenmem, araştırmam |||méthode|||||||

ve ya her hangi başka bir işi yapmam gerekiyorsa

birinci yaptığım şey fikirlerini çok önemsediğim ve karşısında sorumluluk duyduğum biri ile bunu tartışmak |||tes idées||que j'apprécie|||||||| La première chose que je fais est de discuter de cela avec quelqu'un dont j'attache beaucoup d'importance aux idées et avec qui je me sens responsable.

ve ya yaptığım işi ona göstermek için vakit ayarlamak oluyor. Ou alors, cela revient à prendre le temps de lui montrer le travail que j'ai fait. Böylece bu buluşma tarihi benim için yapay olarak yaratdığım ama gerçek deadline-a dönüşmüş oluyor. ||||||||que j'ai créé|||||| Ainsi, cette date de rencontre devient une échéance artificielle que j'ai créée mais qui se transforme en véritable deadline.

Farz edelim, benim bir sunum hazırlamam gerek. Supposons que je doive préparer une présentation.

Hepimiz çok iyi bir sunum hazırlamanın sadece bir kaç saatlik bir iş olmadığını biliyoruz. |||||préparer||||||||

Özellikle bunu yapmak için derin bir araştırma yapmamız gerekiyorsa.

İşte öyle zor görünen bir iş olduğu için de bunu en son dakikaya kadar erteleyeceğimizi de çok iyi biliyoruz. ||||||||||||||nous reporterons||||

Bu yüzden fikri benim için çok önemli olan biriyle buluşma ayarlıyorum. ||||||||||je prends rendez-vous

Mesela 1 hafta sonrası için buluşma ayarlayıp hazırladığım sunumu |||||||la présentation

ona göstermekle fikrini almak istediğimi söylüyorum.

Böylece onunla kararlaştırdığımız buluşma vakti benim için deadline-a dönüşmüş oluyor ||que nous avons convenu||||||||

ve benim o sunumu o tarihe kadar bitirmemden başka bir çarem kalmıyor. |||||||avant que je termine||||

Burada dikkat edilmesi gereken en esas şey şu:

Buluşma ayarladığımız insan rahatlıkla buluşmayı iptal edebileceğimiz birisi olmamalı. |que nous avons organisé||||annuler|||

Yani karşısında sorumluluk duyduğumuz birisi olmalı ki, buluşmayı ertelemek gibi bir seçimimiz olmasın. |||||||||||notre choix| C'est-à-dire qu'il doit y avoir quelqu'un devant qui nous nous sentons responsables, afin que nous n'ayons pas le choix de reporter la rencontre.

Veya başka bir örnek vermek gerekirse. Ou, pour donner un autre exemple.

ZihinX'e yeni başladığımda video hazırlamaya kendimi zorlamak amacıyla tanıdıklara, ||||||||des connaissances Lorsque j'ai commencé à ZihinX, j'ai essayé de me forcer à préparer des vidéos pour des connaissances.

falanca gün falanca saatte video yukliycem, izleyip bana fikirlerinizi söyleyebilir misiniz? derdim. |||||je vais uploader||||||

Fakat bunu söylediğim sirada, daha video için bir cümle bile yazmamış olurdum. ||||encore||||||je n'aurais pas écrit| Böylece kendim için gerçek bir deadline belirlemiş oluyordum.

Bu yöntemde deadline'in gerçek deadline olması çok önemli. ||de la date limite|||||

Kendi kendime bir işi şu zaman bitirmeliyim diye söyleyip kendimi kandırmışlığım çok oldu. ||||||je dois finir|||||| |||||||لكي|قائلاً||||

Böyle yaptığınızda ilk zamanlar efektif olabilir, fakat sonra işe yaramadigini siz de goreceksiniz. |||||||||ne fonctionne pas||| Bu yüzden bu deadline'ın gerçek bir deadline olması |||de la date limite||||

ve bu belirlenen süre zarfinda yapamadığınız takdirde kendinizi çok kötü hissedeceğiniz ||déterminée||||||||vous vous sentirez

ve ya kaybedeceğiniz bir şeylerin olması gerek. ||que vous perdrez||||

Ama “zamanında bitiremeyeceğimiz işler de var, ||nous ne finirons pas|||

Onlar için bir deadline belirleyip, ya sonra yetiştiremezsek nolucak?” ||||||||que va-t-il se

diye düşünenleriniz var biliyorum. |ceux qui pensent||

Fakat emin olun, yapmak zorunda olursanız illaki yetiştirirsiniz. |||||vous devez||

Bence birçoğumuzun okul hayatinda sınıf arkadaşları 15-20 gün önceden sınava çalışmaya başladıkları halde, ||||||||||ils ont commencé|

bizim, sınav gününden sadece 1-2 gun önce calismaya baslayip, bütün konuları öğrenip,ve de istediğimiz notu aldığımız olmuştur. |||||||en commençant||||||||| Mesela ben kendim bircok kez yaşadım aynı şeyi. |||beaucoup||||

Bu neden böyle oluyor biliyor musunuz?

Çünkü zamanımız daraldığında ve bir isi bitirmek ölüm kalım meselesine donustugunde, ||s'achève||||||||

beynimiz otomatik olarak amaca ulaşabilmek için en kısa yolları bulur ve o yolla ilerler. ||||atteindre l'objectif|||||||||

İnanın beynimiz bizim düşündüğümüzden cok daha mükemmel bir organ. |||que nous pensons|||||

Bazen sadece ona güvenmemiz gerek. |||lui faire confiance|

Böyle bir durum olustugunda, beyin kendiliğinden, daha önemli şeyleri önceliklendirir. |||||||||prioritize Bu durumda, ne Facebook ne de İnstagram aklınıza gelir, ne de sizi yavaslatacak herhangi birşey. ||||||||||||ralentira||

Üstüne bir de öğrendiğiniz bilgiyi hafızanızda tutma hızınız kat be kat artar. ||||||retenez|||||

Mesela okuduklarımız içinde işimize yarayan şeyleri beynimiz hemen belirler ||||utiles||||

ve gereksiz yerleri geçerek daha önemli şeylere odaklanmamiza yardimci olur. |||||||notre concentration||

Sınav örneğini anl atmaktaki asil amacım, size,herhangi bir işi bitirmek için gerekli olan zaman anlayışının ||expliquer|||||||||||||

aslinda çoğu zaman göreceli olduğunu ve farkli durumlarda, beynimizin çalışma hızına göre değiştiğini göstermek. ||||||||||||change|

Bu yüzden bazen en iyisi, yapmamız gereken işler için gerçek deadline-lar belirleyerek kendimizi zorlamamız. ||||||||||||en fixant|| Umarım videonun az-çok size yararı dokunmuş oldu. ||||||vous a aidé|

Eğer ZihinX youtube kanalına hala abone olmadıysanız, o zaman 5'ten 0'a geriye doğru sayıp ||||||vous n'êtes pas|||||||

abone ol butonuna tıklayabiliriz. |||nous pouvons cliquer

Hadi başlayalım 5 4 3 2 1 0.

Dinlediğiniz için teşekkürler 😊