10/15 - Kjærlighet og seksualitet
||seksualnost
любовь||сексуальность
Love||sexuality
aşk||cinsellik
10/15 – Liebe und Sexualität
10/15 - Love and sexuality
15/10 - Amor y sexualidad
10/15 - Amour et sexualité
15/10 - Amore e sessualità
10/15 - Kärlek och sexualitet
10/15 - Aşk ve cinsellik
15/10 - Любов і сексуальність
Kjærlighet er å være glad i noen.
love||||happy||
Love is being fond of someone.
Aşk /Sevgi birini sevmektir.
De fleste har noen de er glade i.
the|most|||||fond|
Most people have someone they like.
Çoğu insanın sevdiği biri vardır.
Det kan være foreldre, søsken eller venner.
|||des parents|||
||||siblings||friends
It can be parents, siblings or friends.
Bu ebeveynler, kardeşler veya arkadaşlar olabilir.
Det finnes også noe som kalles romantisk kjærlighet, som man føler for en kjæreste eller ektefelle.
|||||||||||||partnera||suprug/supruga
|||||||||||||||супруг(а)
||||||romantische|||||||||Ehepartner
|||||is called|romantic||||feels|||partner||spouse
||||adıyla||romantik|aşk|||hisseder|||sevgili||eş
There is also something called romantic love, which one feels for a lover or spouse.
Bir de romantik aşk diye bir şey var ki insanın sevgilisine ya da eşine duyduğu duygu.
Synet på romantisk kjærlighet varierer mellom ulike land og kulturer.
Взгляд||||варьируется||разные|||
La vision||||varie|||||cultures
Sicht Ansicht|||||||||
görüş||romantik|aşk|değişir|||||kültürler
The view|||love|varies||different|||cultures
The view of romantic love varies between different countries and cultures.
Romantik aşka bakış farklı ülkeler ve kültürler arasında farklılık göstermektedir.
Det er blant annet store forskjeller på hvordan par finner hverandre.
||blant||большие|различия||как|пары||
||||||||||einander
||among||big|differences||how||find|
||||büyük|farklılıklar|üzerinde||çiftler|bulur|birbirlerini
Among other things, there are big differences in how couples find each other.
Diğer şeylerin yanı sıra, çiftlerin birbirlerini nasıl buldukları konusunda da büyük farklılıklar var.
Noen steder er det foreldrene som finner ektefeller til barna.
|местах|||||находят|супругов||
|endroits|||les parents|||épouses||
In some|places|||the parents|||spouses for children||children
|||||koji||supružnike||
|||||||Ehepartner||
|||||||eşler||
In some places it is the parents who find spouses for the children.
Ponegdje su roditelji ti koji djeci pronalaze supružnike.
Bazı yerlerde çocuklara eş bulanlar ebeveynler oluyor.
Det kalles arrangert ekteskap.
||uređeni|
||устроенное|брак
||arrangé|mariage
||arranged|marriage
||düzenlenmiş|evlilik
It is called arranged marriage.
Buna görücü usulü evlilik denir.
Noen foreldre gir barna flere alternativer til hvem de vil gifte seg med, og så får barna velge selv hvem de liker best.
|||||options|||||||||||||||||
||give|||options||who|||marry|||||||||||like|best
|ebeveynler||||seçenekler|||||evlenmek|||||alır||seçmek|||||
|||||Alternativen|||||||||||||||||
Some parents give their children several options for who they want to marry, and then the children get to choose for themselves who they like best.
Bazı ebeveynler çocuklarına kiminle evlenmek istedikleri konusunda çeşitli seçenekler sunar ve ardından çocuklar kimi en çok seveceklerini kendileri seçerler.
Andre steder bestemmer foreldrene uten at barna blir spurt.
||решают|родители|без|||будут|спрашивают
|andere Orte|||||||
diğer|yerlerde|belirler|ebeveynler|||||sorulmak
|places|||||||asked
Elsewhere, the parents decide without the children being asked.
Başka yerlerde ebeveynler çocuklara sorulmadan karar verirler.
Det er ulovlig å tvinge noen til å gifte seg i Norge, men det er lov å komme med forslag hvis barna ønsker det.
||незаконно||заставлять|||||||||||разрешено||||предложение||дети||
||illégal|||||||||||||||||||||
||illegal||force|||||||||||allowed||||suggestions|||want|
||||prisiliti|||||||||||||||||djeca||
||illegal||||||heiraten|||||||||||||||
||yasadışı||zorlamak|birini|||evlenmek||||ama|||yasal||||öneri||||
It is illegal to force someone to marry in Norway, but it is allowed to make proposals if the children want it.
U Norveškoj je protuzakonito prisiljavati nekoga na brak, ali je dopušteno predlagati ako to djeca žele.
В Норвегии незаконно заставлять кого-то жениться, но сделано предложение, если дети этого хотят.
Norveç'te birini evlenmeye zorlamak yasa dışı, ancak çocukların istemesi halinde evlenme teklifi yapmasına izin veriliyor.
I Norge er det vanlig at man selv finner den man vil gifte seg med.
||||habituel||||||||||
||||common||||||||||
||||alışılmış|ki|||||||evlenmek||
In Norway, it is common to find the person you want to marry yourself.
В Норвегии обычно каждый сам ищет того, с кем хочет жениться.
Norveç'te evlenmek istediğiniz kişiyi kendiniz bulmanız yaygındır.
Det er også vanlig å ha flere kjærester før man bestemmer seg for å gifte seg.
|||common||||girlfriends||||||||
|||||||kız arkadaşlar||insan|||||evlenmek|
It is also common to have several girlfriends before deciding to get married.
Также обычно иметь нескольких девушек или парней, прежде чем решиться на свадьбу.
Evlenmeye karar vermeden önce birden fazla kız arkadaşın olması da yaygındır.
De fleste flytter sammen før de gifter seg.
||перезжает|||||
the||move|together|||get married|
||taşınır||önce||evlenir|
Most people move in together before they get married.
Çoğu insan evlenmeden önce birlikte yaşamaya başlar.
Det kalles å være samboere.
||||suvremeni
||||concubins
|is called|||cohabitants
||||evli olmayanlar
||||Lebenspartner
It's called being cohabitants.
Buna birlikte yaşamak denir.
En fjerdedel av alle som er samboere i Norge, gifter seg aldri, men lever sammen og har ofte barn.
|четверть||||||||||||живут|||||
|un quart|||||||||||||||||
|quarter||||||||||||live|||||
|četvrtina|||||||||||||||||
|Viertel|||diejenigen die||Lebenspartner|||heiraten||nie|aber||||||
|dörtte biri||tüm|||birlikte yaşayanlar|||evlenir|alır|||yaşar|||||
A quarter of all cohabitants in Norway never marry, but live together and often have children.
Norveç'te birlikte yaşayanların dörtte biri hiç evlenmez, ancak birlikte yaşar ve sıklıkla çocuk sahibi olur.
Når en gutt og en jente forelsker seg i hverandre, kaller vi det heteroseksualitet.
||||||влюбляются|||||||гетеросексуальность
||||||s'embrassent|||||||hétérosexualité
||||||fall in love|||each other||||heterosexuality
||||||zaljube|||||||heteroseksualnost
||||||verlieben|||||||Heterosexualität
||||||aşık olmak||||kollarız||onu|heteroseksüellik
When a boy and a girl fall in love with each other, we call it heterosexuality.
Bir erkek ve bir kız birbirlerine aşık olduklarında buna heteroseksüellik diyoruz.
Men det er også noen som blir forelsket i personer av samme kjønn som dem selv.
|||||||влюбляются|||||пола|||
||||||||||||genre|||
|||||||in love||||same|gender|||
|||||||aşık||||aynı|cinsiyet|||
But there are also some who fall in love with people of the same sex as themselves.
Ama kendileriyle aynı cinsiyetten olanlara aşık olanlar da var.
Det kalles homoseksualitet.
||homosexualité
||Homosexualität
||eşcinsellik
||It's called homosexuality.
It's called homosexuality.
Buna eşcinsellik denir.
I noen land er homoseksualitet ulovlig, og homofile kan bli straffet eller til og med drept hvis de lever som homofile.
||||||||||наказаны|||||убиты|||||гомосексуалы
|einigen||||illegal||Homosexuelle|||||||||||||
||ülkelerde|||yasadışı||eşcinsel|||cezalandırılabilir|||||öldürülmek|||yaşar||eşcinsel
||||homosexuality|illegal||gay people|||punished|||||killed|||live||gay
In some countries, homosexuality is illegal, and homosexuals can be punished or even killed for living as homosexuals.
Bazı ülkelerde eşcinsellik yasa dışıdır ve eşcinseller, eşcinsel olarak yaşadıkları için cezalandırılabilir, hatta öldürülebilir.
Innenfor noen religioner sier man at homoseksualitet er feil.
Внутри||||||||неправильно
||religions||||||
Within||||||homosexuality||wrong
İçinde|bazı|dinler|söyler|insan||eşcinsellik|bir|
Some religions say that homosexuality is wrong.
Bazı dinler eşcinselliğin yanlış olduğunu söylüyor.
Mange kristne og muslimer mener det.
|||musulmans||
|Christians|||think|
|Hristiyanlar||Müslümanlar|düşünüyor|
Many Christians and Muslims think so.
Birçok Hıristiyan ve Müslüman da böyle düşünüyor.
I Norge kan man leve sammen med hvem man vil.
||||live|||||
||||yaşamak|birlikte||||
In Norway you can live with whoever you want.
Norveç'te istediğin kişiyle yaşayabilirsin.
Det er ulovlig å diskriminere homofile, og de kan gifte seg på lik linje med heterofile.
||||||||||||равной|уровне||
||||discriminer|||||||||||
||illegal||diskriminieren|||||||||||Heterosexuelle
||yasadışı||ayrımcılık yapmak|eşcinseller||onlar||evlenmek||||eşit||heteroseksüel
||||discriminate against||||||||the same|terms||heterosexual people
It is illegal to discriminate against homosexuals, and they can marry on an equal basis with heterosexuals.
Eşcinsellere karşı ayrımcılık yapmak yasa dışıdır ve eşcinseller heteroseksüellerle eşit şartlarda evlenebilmektedir.
Sex er en naturlig del av et romantisk forhold.
seks||||||||odnos
|||||||романтическом|отношение
||||||||Beziehung
|||natural|||||relationship
seks|||doğal|parça||||ilişki
Sex is a natural part of a romantic relationship.
Seks je prirodni dio romantične veze.
Seks romantik bir ilişkinin doğal bir parçasıdır.
Det er noe fint og personlig som to mennesker kan dele.
||||||||Menschen||
|||nice||personal|||people||share
||şey||ve|kişisel|||||paylaşmak
It is something nice and personal that two people can share.
İki kişinin paylaşabileceği güzel ve kişisel bir şey.
Men selv om du er i et forhold, bestemmer du alltid over seksualiteten din selv.
||||||||||||seksualnosti||
||||||||||||сексualностью||
|||||||Beziehung|||||Sexualität||
|even||||||||||over|your own sexuality||
ama|kendi||||||ilişki|belirlersin||her zaman|üzerinde|cinselliğini|senin|kendin
But even if you are in a relationship, you always decide about your sexuality yourself.
Ancak bir ilişki içinde olsanız bile cinselliğinize her zaman kendiniz karar verirsiniz.
Det betyr at du bestemmer om du vil ha seksuelle opplevelser, og hvem du vil ha det med.
||||||||||опыт|||||||
|||||||||sexuelles||||||||
|||||||||sexual|experiences|||||||
|||||||||seksualne|iskustva|||||||s njim
|||||||||sexuelle||||||||
|demektir|||belirliyorsun|||||cinsel|deneyimler|||||||
This means that you decide whether you want to have sexual experiences, and who you want to have them with.
Bu, cinsel deneyimler yaşamak isteyip istemediğinize ve bunları kiminle yaşamak istediğinize siz karar verdiğiniz anlamına gelir.
Ingen andre – hverken foreldre, ektefeller eller kjærester, har lov til å bestemme over din seksualitet.
||ни|||||||||решать|||
||ni||||||||||||
|others|neither||spouses||||permission||||||
||neither|ebeveynler|eşler||sevgililer||||||||cinsellik
No one else – neither parents, spouses nor lovers, is allowed to decide on your sexuality.
Başka hiç kimsenin (ebeveynleriniz, eşleriniz veya sevgilileriniz) cinselliğinize karar vermesine izin verilmez.
Seksuell omgang som du ikke har sagt ja til, kalles voldtekt.
|отношение|||не||сказал||||изнасилование
|rapport|||||||||viol
sexual|intercourse|||||said||||Rape
seksualni||||||||||silovanje
sexuelle Handlung|Verkehr|||||||||Vergewaltigung
cinsel|ilişki||sen|değil||söyledi||||tecavüz
Sexual intercourse to which you have not consented is called rape.
Spolni odnos na koji niste pristali naziva se silovanje.
Rızanızın olmadığı cinsel ilişkiye tecavüz denir.
Det er ulovlig i Norge, og kan straffes med fengsel.
|||||||наказано||тюрьма
|||||||être puni||
||||||can|be punished||prison
|||||||||zatvor
|||||||bestraft||Gefängnis
||yasadışı|||||cezalandırılır||hapishane
It is illegal in Norway, and can be punished with imprisonment.
Norveç'te yasa dışıdır ve hapis cezasıyla cezalandırılabilir.
Det er heller ikke lov å ta på eller beføle noen uten at du har fått lov til det.
||тоже|||||||прикоснуться||||||получил|||
|||||||||toucher|||||||||
|||||||||grope or touch||||||received|permission||
|||||||||opipati|||||si||||
|||||||||berühren|||||||||
||da|||||||elleştirmek||||||almış||buna|ona
It is also not allowed to touch or feel someone without your permission.
Ayrıca izniniz olmadan birine dokunmak veya onu hissetmek yasaktır.
Hvis du er i tvil om det er greit å ta på eller kose med noen, kan du rett og slett spørre.
|||||||||||||maziti||||||||pitati
||||сомнении||||нормально|||||погладить|||||||просто|спросить
||||||||||||||||||||simplement|
||||doubt||||okay|||||cuddle||||||||
||||şüphede|hakkında|||tamam|||||sevişmek|||||||sadece|
If you are in doubt as to whether it is okay to touch or cuddle with someone, you can simply ask.
Если вы сомневаетесь, нормально ли трогать или обниматься с кем-то, вы можете просто спросить.
Birine dokunmanın veya ona sarılmanın uygun olup olmadığı konusunda şüpheniz varsa, bunu basitçe sorabilirsiniz.