Cómo Convertir el Movimiento en Electricidad
|Convert||||
Wie man Bewegung in Elektrizität umwandelt
How to Convert Motion into Electricity
Comment convertir le mouvement en électricité
Beweging omzetten in elektriciteit
Jak przekształcić ruch w energię elektryczną
Como converter o movimento em eletricidade
Как преобразовать движение в электричество
Hareketi Elektriğe Nasıl Dönüştürürüz
A menudo oímos hablar de distintos tipos de energía generadas en las centrales eléctricas:
||we hear|||||||generated|||power plants|electric
|sık sık|duyuyoruz|||||||||||
|||||||||発電所で生成|||発電所|
We often hear about different types of energy generated in power plants:
Sıklıkla elektrik santrallerinde üretilen farklı enerji türlerinden bahsediyoruz:
energía eólica, energía hidráulica, energía térmica, energía nuclear… Da la sensación
|wind||hydraulic||thermal||nuclear|||
|rüzgar||hidrolik|||||||
|風力||水力||熱エネルギー|||||
wind energy, hydroelectric energy, thermal energy, nuclear energy... You get the feeling
rüzgar enerjisi, hidroelektrik enerji, termal enerji, nükleer enerji… His veriyor
de que hay diferentes sustancias circulando por ahí, cuando esto no es así.
|||||circulating|||||||
that there are different substances circulating around, when this is not the case.
farklı maddelerin orada dolaşıyormuş gibi bir his verdiği doğru değildir.
Casi todas ellas se obtienen de la misma manera: moviendo una turbina, bien utilizando cosas
|||||||||||turbine|||
||||they obtain|||||||turbine|||
|||||||||||türbin|||
Almost all of them are obtained in the same way: by moving a turbine, either by using things
Neredeyse hepsi aynı şekilde elde edilir: bir türbini hareket ettirerek, ya doğal olarak hareket ettiren şeyler kullanarak,
que la muevan de manera natural o, bien, destruyendo cosas para que otras cosas muevan la turbina.
||move||||||destroying||||||||
||||||||||||||||türbini
that they move it naturally or, well, destroying things so that other things move the turbine.
ya da türbini hareket ettirecek diğer şeyler için şeyleri yok ederek.
Esta contagia el movimiento a un flujo de electrones que llega a nuestras casas, donde
|it infects|||||flow||electrons||||||
|bulaştırıyor|||||||||||||
This spreads the movement to a flow of electrons that reaches our houses, where
Bu, evlerimize ulaşan bir elektron akışına hareketi bulaştırır, burada
podemos usarlo para que nuestras propias cosas se muevan.
|use it|||||||
we can use it to get our own things moving.
Kendi eşyalarımızın hareket etmesi için bunu kullanabiliriz.
Este movimiento canalizado es lo que llamamos de manera pedante “transferencia de energía”.
||channeled|||||||pedantic|transfer||
||kanalize edilmiş||||||||||
This channeled movement is what we pedantically call "energy transfer".
Bu yönlendirilmiş hareket, pedantik bir şekilde "enerji transferi" dediğimiz şeydir.
Pero aquí hay una cosa que no queda clara: ¿cómo hemos pasado de tener una turbina
But here's one thing that's not clear: how did we go from having a turbine
Ama burada net olmayan bir şey var: Nasıl bir türbinimiz oldu.
girando a tener electricidad?
turning to have electricity?
dönmesinden elektriğe geçtik?
¿cómo hemos hecho eso?
How have we done that?
Bunu nasıl yaptık?
Amigos, esto es gracias a la Ley de Faraday, la tercera de las cuatro leyes que explican
||||||||Faraday||||||||
||||||||Faraday||||||||
Friends, this is thanks to Faraday's Law, the third of the four laws explaining
Arkadaşlar, bu Faraday Yasası sayesinde. Dört yasadan üçüncüsü olan bu yasa,
todos los fenómenos electromagnéticos clásicos.
all classical electromagnetic phenomena.
tüm klasik elektromanyetik fenomenleri açıklar.
Vamos a por ella, pero antes, unos preliminares: este... es el campo electromagnético, llena
|||||||ön hazırlıklar||||||
Let's go for it, but first, a few preliminaries: this... is the electromagnetic field, filled with
Onu almaya gidiyoruz, ama önce, bazı ön bilgiler: bu... elektromanyetik alan, evinize havanın dolduğu gibi,
el universo por todas partes, cómo el aire llena tu casa.
the universe everywhere, how the air fills your house.
evrenin her yerini doldurur.
Esta es la manera por la que una carga positiva siente que existe una carga negativa o un
This is the way in which a positive charge senses that there is a negative charge, or a
Bu, pozitif bir yükün negatif bir yükün var olduğunu hissetme şeklidir.
imán percibe que hay otro con el mismo polo.
magnet||||||||
magnet perceives that there is another with the same pole.
mıknatıs, aynı kutba sahip bir başkasını algılar.
El campo es el medio de comunicación entre cargas e imanes.
The field is the medium of communication between charges and magnets.
Alan, yükler ve mıknatıslar arasındaki iletişim aracıdır.
Pero hay más: es conveniente pensar a veces en el campo electromagnético a través de
But there is more: it is sometimes convenient to think about the electromagnetic field through
Ama daha fazlası var: elektromanyetik alanı bazen üzerinden düşünmek uygundur.
dos campos distintos: el campo eléctrico y el campo magnético.
two distinct fields: the electric field and the magnetic field.
iki farklı alan: elektrik alanı ve manyetik alan.
El campo eléctrico nos dice cuán fuerte y hacia dónde va a ser empujada un carga
|||||how much||||||||pushed||charge
|||||||||||||itilecek||
The electric field tells us how strong and where a charge is going to be pushed
Elektrik alanı, orada bulunan bir yükün ne kadar güçlü olacağını ve nereye itileceğini bize söyler.
que haya por ahí, mientras que el campo magnético nos dice cuán fuerte y hacia dónde va a
that|||||||||||how||||||
out there, while the magnetic field tells us how strong and where it is going to
manyetik alan ise ne kadar güçlü olacağını ve nereye gideceğini bize söyler.
ser orientado un imán que haya por ahí.
be oriented a magnet out there.
orada bir mıknatısın yönlenmesi.
Lo que la ley de Faraday nos dice es que si un campo magnético cambia en el tiempo, esto
What Faraday's law tells us is that if a magnetic field changes over time, it will
Faraday'ın yasasının bize söylediği şudur ki, eğer bir manyetik alan zamanla değişirse, bu
altera al campo eléctrico, orientando y aumentando las flechas de manera que forman curvas cerradas;
||||||||arrows||||||
||||||||||||oluşturur|kıvrımlar|
alters the electric field, orienting and increasing the arrows so that they form closed curves;
elektrik alanını değiştirir, okları yönlendirir ve artırır böylece kapalı eğriler oluşturur;
si tiro una carga aquí se moverá en bucle en esta trayectoria.
||||||will move||loop|||
||||||||döngü|||yolda
if I drop a load here it will loop along this path.
Eğer burada bir yük atarsam, bu burada bu yörüngede döngüsel olarak hareket edecek.
El sentido de giro también está determinado por la forma de cambiar del campo magnético.
The direction of rotation is also determined by the way the magnetic field changes.
Dönme yönü ayrıca, manyetik alanın değişim şekliyle de belirlenir.
Si este aumenta, la carga gira en sentido horario, si decrece, irá al contrario.
||||||||||it decreases|||
||||||||||azalır|||
If it increases, the load rotates clockwise, if it decreases, the load rotates counterclockwise.
Eğer bu artarsa, yük saat yönünde döner; eğer azalırsa, ters yönde gider.
Esta perturbación del campo eléctrico existe mientras que el campo magnético cambie.
|perturbation|||||while|||||
|bozulma||||||||alan||
This electric field disturbance exists as long as the magnetic field changes.
Bu elektrik alanındaki bozulma, manyetik alan değiştiği sürece mevcuttur.
Si en algún momento para, las curvas cerradas desaparecen.
If at some point it stops, the sharp curves disappear.
Eğer bir noktada durursa, kapalı eğriler kaybolur.
Vamos a la práctica: imagina que cogemos un imán potente y lo movemos subiendolo y
||||||||aimant||||||
|||||||||||||yükselterek|
Let's put it into practice: imagine that we take a powerful magnet and move it up and down.
Pratiğe geçelim: güçlü bir mıknatısı alıp yukarı kaldırarak hareket ettirdiğimizi hayal edelim.
bajandolo.
downloading it.
onu aşağı indirerek.
El campo magnético acompañará al imán en esta oscilación, por lo que ya tenemos
||||||||salınım|||||
The magnetic field will accompany the magnet in this oscillation, so we already have
Manyetik alan, bu salınımda mıknatısı takip edecek, bu yüzden zaten
uno que cambia.
one that changes.
değişen bir tane var.
Vamos a fijarnos en una zona en concreto: mientras el imán asciende, el campo magnética
||let's focus||||||||||||
Let's look at one particular area: as the magnet ascends, the magnetic field
Bir belirli bölgeye bakalım: mıknatıs yükselirken, manyetik alan
aumenta, y esto amplifica el campo eléctrico.
increases, and this amplifies the electric field.
artıyor, bu da elektrik alanını amplifiye ediyor.
Pero justo cuando el imán está en su altura máxima, se detiene para volver a bajar.
But just when the magnet is at its maximum height, it stops to go back down.
Ama tam mıknatıs en yüksek noktasındayken, tekrar aşağıya inmek için duruyor.
Aunque el campo magnético es intenso, no está cambiando, lo que “apaga” el campo
Although the magnetic field is strong, it is not changing, which "turns off" the field.
Manyetik alan yoğun olsa da, değişmiyor, bu da alanı "kapattığını" gösteriyor.
eléctrico.
elektrik.
Pero el imán baja, y lo hace cada vez más rápido, reduciendo de la misma manera el
But the magnet goes down, and it does it faster and faster, reducing in the same way the
Ama mıknatıs aşağı iner ve bunu giderek daha hızlı yapar, bu şekilde manyetik alanı azaltarak
campo magnético y volviendo a generar el campo eléctrico pero en el sentido contrario.
magnetic field and generating again the electric field but in the opposite direction.
elektrik alanını yeniden üreterek ama ters yönde.
Esto ocurre cíclicamente.
||cyclically
||döngüsel olarak
This occurs cyclically.
Bu döngüsel olarak meydana gelir.
Si pongo justo aquí un circuito eléctrico, veré que el campo eléctrico empuja a los
If I put right here an electrical circuit, I will see that the electric field pushes the
Eğer tam buraya bir elektrik devresi kurarsam, elektrik alanının onları ittiğini göreceğim.
electrones del cable, creando una corriente en un sentido, luego en el otro, volvemos
electrons from the wire, creating a current in one direction, then in the other direction, we return
kablodaki elektronlar, bir yönde akım oluşturur, sonra diğer yönde tekrar döneriz
al primero, después al otro… Este es el origen de la Corriente Alterna.
to the first, then to the other... This is the origin of Alternating Current.
ilkine, sonra diğerine... Bu, Alternatif Akımın kökenidir.
Y es así como se convierte el movimiento de agitar un imán, en la corriente eléctrica
|||||||||to shake||||||
|||||||||sallamak||||||
And this is how the movement of shaking a magnet becomes the electric current.
Ve bir mıknatısı sallama hareketi, elektrik akımına böyle dönüşür.
que circula por nuestras casas.
circulating in our homes.
evlerimizde dolaşan.
Pero no solo se puede provocar sacudiendo un imán: seguramente lo que se hace con la
||||||shaking|||||||||
||||||sarsarak|||||||||
But it is not only by shaking a magnet that it can be provoked: surely what is done with the
Ama sadece bir mıknatısa sallayarak provoke edilemez: kesinlikle yapılan şey
turbina, es empalmarle el circuito para que gire en presencia de un imán que está quieto.
||connect it|||||||||||||
||to connect it|||||||||||||
||bağlamak|||||||||||||
||collegarle|||||||||||||
turbine, is to connect the circuit to it so that it rotates in the presence of a magnet that is still.
türbini, onun çevresinde hareketsiz olan bir mıknatısın varlığında dönmesi için devresine bağlamaktır.
Desde la perspectiva del circuito, es el imán el que está girando en torno a ella, y, analizando
||||circuit|||||||||||||
From the perspective of the circuit, it is the magnet that is rotating around it, and, analyzing
Devre açısından bakıldığında, mıknatıs onun etrafında dönüyormuş gibi görünmektedir ve, analiz ederek
cómo el campo eléctrico generado afecta al circuito, vemos que el efecto es exactamente
||||generated|||||||||
how the generated electric field affects the circuit, we see that the effect is exactly the same.
oluşan elektrik alanının devreyi nasıl etkilediğini görüyoruz, etki tam olarak
el mismo.
the same.
aynıdır.
En definitiva: así es como funcionan los generadores eléctricos de todas las centrales
|||||||generators|||||
||||||||elektrikli||||
In short: this is how the electrical generators of all power plants work.
Sonuç olarak: işte bütün santrallerin elektrik jeneratörleri böyle çalışır.
del mundo.
Por cierto, el hecho de que el campo magnético pueda perturbar al campo eléctrico y (spoiler)
||||||||||to disturb|||||
||||||||||rahatsız etmek|||||
By the way, the fact that the magnetic field can disturb the electric field and (spoiler)
Elbette, metnin Türkçe çevirisi şu şekildedir:
"Bu arada, manyetik alanın elektrik alanını bozabilme durumu (spoiler)"
viceversa, es lo que se suele llamar “Inducción Electromagnética”.
vice versa|||||||Induction|Electromagnetic
||||||||elektromanyetik
vice versa, is what is usually called "Electromagnetic Induction".
tersine, genelde "Elektromanyetik İndüksiyon" olarak adlandırılan şeydir.
Pero, ¿por qué sucede esto?
But why does this happen?
Ama, bu neden oluyor?
¿por qué pueden influirse mutuamente?
|||influence each other|
|||etkileşmek|
why can they influence each other?
Neden birbirlerini etkileyebiliyorlar?
¿Algo especial está pasando aquí?
Something special going on here?
Burada özel bir şey mi oluyor?
Lo veremos en un próximo vídeo.
We will see it in a future video.
Bunu sonraki bir videoda göreceğiz.
Y, ya sabes, si quieres más ciencia solo tienes que suscribirte… ¡y gracias por
And, you know, if you want more science just subscribe... and thank you for
Ve biliyorsun, daha fazla bilim istiyorsan sadece abone olman gerekiyor... ve beni izlediğin için teşekkürler!
verme!
see me
see me!
görme!