×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.

image

Culture Talk Turkey, Good Manners to Guests

Good Manners to Guests

Bunun dışında Türkler çok da misafirperverdir. Evinize gelen misafiri en iyi şekilde ağırlarız. Örneğin eve gelen misafire, mutlaka yiyecek ya da içecek birşey ikram edilir, karnı açsa yemek ikram edilir, çay ya da Türk kahvesi mutlaka ikram edilir ve rahat etmesi sağlanır. Yani ona saygı gösterilir, her türlü ihtiyacı karşılanır. Ve çok kibar davranılır misafire karşı, bazen de hatta biraz daha kalması için evimizde ya da biraz daha yemesi için ısrar bile edilebilir. Çünkü Türk toplumunda biri size birşey ikram ettiğinde önce hayır demek, bir gelenek, yani gelenek gibi birşeydir. İnsanlar önce hayır derler, ama ısrar etmeniz beklenir. Bir kaç kere daha ısrar ettikten sonra insanlar ikram ettiğiniz şeyi kabul eder. Bu da ayrıca Türk kültürünün önemli bir özelliği. Çünkü insanlar bazen ilk önce, hemen kabul etmeyi saygısızlık olarak görürler O yüzden bazen ilk önce reddederler, eğer çok fazla samimi değilseniz özellikle o insanla, önce reddebilir ikram ettiğiniz şeyi. Ama biraz ısrar ettikten sonra kabul edebilir.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Good Manners to Guests bonnes|politesse||Invités Good|Manners||to guests |Manieren|| Gute Manieren gegenüber Gästen Καλοί τρόποι συμπεριφοράς προς τους επισκέπτες Good Manners to Guests Buone maniere con gli ospiti Хорошие манеры по отношению к гостям Гарні манери з гостями

Bunun dışında Türkler çok da misafirperverdir. cela||||| besides this|||||hospitable people |||||gastfreundlich Abgesehen davon sind die Türken sehr gastfreundlich. Apart from that, the Turks are very hospitable. Evinize gelen misafiri en iyi şekilde ağırlarız. ||||||accueillons to your house|arriving|the guest||||we host ||||||bewirten Wir begrüßen den Gast, der zu Ihnen nach Hause kommt, auf die beste Weise. We can accommodate the guests who come to your home in the best way. Мы встречаем гостя, пришедшего в ваш дом, самым лучшим образом. Örneğin eve gelen misafire, mutlaka yiyecek ya da içecek birşey ikram edilir, karnı açsa yemek ikram edilir, çay ya da Türk kahvesi mutlaka ikram edilir ve rahat etmesi sağlanır. ||||||||||||ventre||||||||||||||||assuré for example||arriving at|to the guest|definitely|food|||drink|||is offered|stomach|is hungry|||||||||||||to relax||is ensured |||||||||||||hat|||||||||||||sich entspannen||wird gesorgt Zum Beispiel wird einem Gast, der zu Hause ankommt, etwas zu essen oder zu trinken angeboten, wenn er hungrig ist, wird ihm etwas zu essen angeboten, Tee oder türkischer Kaffee wird angeboten und er macht es sich bequem. For example, a guest arriving home, food or drink, something is served, if it is hungry food is served, tea or Turkish coffee is always served and is made comfortable. Par exemple, un invité qui vient à la maison se voit toujours offrir à manger ou à boire, s'il a faim, on lui propose un repas, du thé ou du café turc est inévitablement servi et on s'assure qu'il est à l'aise. Например, гостю, пришедшему в дом, предлагают что-нибудь поесть или выпить, если он голоден, ему предлагают еду, чай или кофе по-турецки и создают уют. Yani ona saygı gösterilir, her türlü ihtiyacı karşılanır. |||||||satisfaite |||wird gezeigt|||| |||is shown||||will be met Mit anderen Worten: Er wird respektiert und alle seine Bedürfnisse werden erfüllt. In other words, he is respected and all his needs are met. Cela signifie qu'on lui montre du respect et que tous ses besoins sont satisfaits. Другими словами, его уважают и удовлетворяют все его потребности. Ve çok kibar davranılır misafire karşı, bazen de hatta biraz daha kalması için evimizde ya da biraz daha yemesi için ısrar bile edilebilir. |||behave|||||même aussi||||||||||||insistance|| ||polite|is treated|to the guest|||||||staying|||||||eating|||| |||verhalten||||||||bleiben|||||||essen|||| Und wir sind sehr höflich zu den Gästen, manchmal bestehen wir sogar darauf, dass sie ein wenig länger in unserem Haus bleiben oder etwas mehr essen. And they can be treated very polite against the guest, sometimes even insisting on eating at our home or some more to stay some more. Et on se montre très courtois envers l'invité, parfois même on peut insister pour qu'il reste un peu plus longtemps chez nous ou qu'il mange un peu plus. И мы очень вежливы с гостями, иногда даже настаиваем на том, чтобы они задержались в нашем доме подольше или съели чуть больше. Çünkü Türk toplumunda biri size birşey ikram ettiğinde önce hayır demek, bir gelenek, yani gelenek gibi birşeydir. ||société|||||||||||||| ||"in society"|||thing||when someone|||||tradition||tradition||is a thing ||in der türkischen Gesellschaft||||||||||Tradition||||eine Sache Denn in der türkischen Gesellschaft ist es Brauch und Tradition, zuerst Nein zu sagen, wenn einem jemand etwas anbietet. Because when someone in the Turkish society offers you something, it's like saying no, a tradition, a tradition. Потому что в турецком обществе, когда кто-то предлагает вам что-то, принято отказываться первым. İnsanlar önce hayır derler, ama ısrar etmeniz beklenir. ||||||etwas tun| people||no||||you insist|is expected Die Leute werden zunächst ablehnen, aber man erwartet von Ihnen, dass Sie darauf bestehen. People say no before, but you are expected to insist. Поначалу люди будут отказываться, но вы должны настаивать. Bir kaç kere daha ısrar ettikten sonra insanlar ikram ettiğiniz şeyi kabul eder. ||times|more|insistence|after insisting||||you offered|thing|accept| Nach ein paar weiteren Aufforderungen werden die Leute Ihr Angebot annehmen. After insisting a few more times, people accept what you're serving. После нескольких настойчивых просьб люди примут то, что вы предлагаете. Bu da ayrıca Türk kültürünün önemli bir özelliği. ||||culture||| ||||of Turkish culture|||feature ||||kultur||| Auch dies ist ein wichtiges Merkmal der türkischen Kultur. This is also an important feature of Turkish culture. Это также является важной особенностью турецкой культуры. Çünkü insanlar bazen ilk önce, hemen kabul etmeyi saygısızlık olarak görürler O yüzden bazen ilk önce reddederler, eğer çok fazla samimi değilseniz özellikle o insanla, önce reddebilir ikram ettiğiniz şeyi. ||||||akzeptieren||Unhöflichkeit||||||||ablehnen||||||||||||| |||||immediately|accept||disrespect||they see||||||reject it first||||sincere|if you are not|||||"may reject"||| ||||||||||||||||refusent d'abord||||||||||||| Weil die Menschen es manchmal als respektlos empfinden, sofort anzunehmen, lehnen sie manchmal zuerst ab, vor allem, wenn Sie nicht sehr aufrichtig zu dieser Person sind, kann es sein, dass sie Ihr Angebot zuerst ablehnen. Because sometimes people first see the acceptance as disrespect, so sometimes they reject first, especially if you are not very sincere, especially with that person, you can refuse first. Потому что люди иногда считают неуважением сразу принять предложение, поэтому они иногда отказываются первыми, особенно если вы не очень искренни с этим человеком, они могут отказаться от того, что вы предлагаете первыми. Ama biraz ısrar ettikten sonra kabul edebilir. Aber nach einigem Zureden wird er vielleicht zustimmen. But after some persistence, he may agree.