×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Beyhan Budak, Hayatın Bana Öğrettiği Dersler-2

Hayatın Bana Öğrettiği Dersler-2

Hayata kimse hazir paket olarak gelmiyor.

Doguyorsun ve belirli zorluklar yasamaya dogdugundan itibaren basliyorsun.

O zorluklarin her biri o an icin sana belli bir stres yasatsa da,

sonrasinda seni hem hayatta daha ileri tasiyor, hem de yeni deneyimler, yeni bilgiler, yeni ogrenmeler kazandiriyor sana.

Simdi, daha oncesinde, Yas 33- Hayattan Ogrendigim Dersler diye bir video cekmistim.

O kadar cok istek geldi ki bu videonun devami gelsin diye,

ve ben bir video cekmeye daha karar verdim.

Bu videoda hayattan ogrendigim derslere devam edecegim.

Neler ogrendim, hangi zorluklari yasadim ve bu zorluklar bana neler ogretti.

Bu videoda bunlari bulacaksin.

Benim su hayatta ogrendigim en onemli derslerden bir tanesi kendini ifade edebilme becerisidir.

Canim bir seye cok sikildi ya da birisiyle bir tartisma yasadim,

ben o hazir cevap insanlardan degilim pek.

Diyelim ki birisi bana laf soktu, kotu davrandi, ve ciddi bir adaletsizlige ugradim

o an belki, o an icin, kendimi savunma becerim cok yuksek olmayabiliyor.

Ama sonrasinda, eskiden, icim icimi yerdi.

ya, bir sekilde haksizliga maruz kaliyorum, ne yapabilirim?

Nasil savunabilirim kendimi?

Sonrasinda sunu fark ettim.

O an vecap vermek becerisi bende olmayabilir.

Ama, sonrasinda, bu aklima geliyor. Neler diyebilecegim aklima geliyor.

Bir sekilde, eger ciddi bir haksizliga maruz kalmissam,

kendimi ifade ediyorum.

Karsi tarafa yaptigi seyi soyluyorum.

Belki bu bir cozum olmuyor bazen.

Ama sadece soylemis olmak bile

o an ofkemi birazcik bile olsa disari aktarabilmek beni rahatlatiyor.

Cunku soyle bir sey; eger ben kendimi ifade etmezsem

icimde yasadigim o sikintiyi, o problemi ortaya koymazsam,

gece uykumdan olacagim.

Yataga gectigim zaman dusunecegim:

Soyle deseydim, bunu deseydim...

Ve bu bana kotu hissettirecek. Benim hayatimi etkilemeye devam edecek.

Bu sebeple, eger ki cok kotu hissettiren bir sey yasamissam,

Hemen olmasa da, artik hemen de diyebilecek bazi noktalar yasabiliyorum ama,

hic onemli degil zamani,

bir gun sonra, iki gun sonra, kendimi ifade edebiliyorum

Ya sen bak bana boyle yapmistin ama ben boyle hissettim.

Haberin olsun.

Eger cozebilcek bir sey varsa zaten cozmek icin elimizden geleni yapariz;

Eger cozulmeyecek bir sey varsa bile,

ya sadece ifade edebilmek bile bence cok onemli.

Buna sadece ofkeleri ifade etmek degil,

birisi beni mutlu ettiyse,

guzel bir sey yasadiysak, karsi tarafa bunu soyleyebilmek de

benim ogrendigim derslerden bir tanesi.

Ya sen beni cok mutlu ettin,

Iyi ki varsin diyebilmek.

Bunlar,

bu iki ders,

hayatta

bana cok sey kazandirdi.

Birisi sana kotu bir sey yaptigi zaman onlara kusuyor musun?

Seni bilmem ama, eskiden, cok eskiden, ben kusuyordum.

Biri canimi siktiginda, biri moralimi bozdugunda, boyle bir tavir aliyordum, kusuyordum, onunla konusmuyordum.

Ama sunu fark ettim; ben birisine kustugum zaman,

dusun ki biri bana canimi sikacak kotu bir sey yapti.

ve onu aslinda amacim kuserek hayatimdam cikartmak.

Ama bir sekilde yolum onunla hala kesisiyorsa,

kustugum insanla karsilasiyorum ayni okulda, ayni ortamda.

Bu beni germeye devam ediyor. Onunla konusmamak icin, ona tavrimi, tepkimi belli etmek icin hala enerji harcamaya devam ediyorum.

Peki o zaman ben bu isten ne anladim?

Sozde karsimdaki insani cezalandirmak isterken kuserek,

bir bakiyorum ki ben, hala bundan etkilenmeye devam ediyorum.

belki benim hayatimin yuzbinde biri kadar onemli olmayan bir insan

beni hala etkilemeye devam ediyor.

Peki,

kusmek cozum degilse ne yapmak lazim?

Ben suna karar vermistim universite doneminde;

artik

kimseye kusmeyecegim. Ne kadar kotu bir sey yasarsam yasayayim

kusmeyecegim.

Cunku kusmek karsi tarafi cezalandirmak degil, kendi sirtima bir yuk almak.

Ve ben sunu yapmaya karar verdim;

daha onceki videolarimi izleyenler bilirler. Bir halka olayi var.

O halkanin en merkezinde ben varim.

Eger ki; bana kotu davranan, haksizlik yapan bir insan

benim o merkezime yakin bir yerdeyse, onu hayatimin daha uzak bir yerine almaya karar verdim.

Boyle olunca, yani arama mesafe koyunca beni etkilemeye devam etmiyor.

Goruyorum ya onu, merhaba da diyebiliyorum. Nasilsin diye de sorabiliyorum ama,

beni etkilemiyor, sirtima bir yuk olmuyor.

Bu sebeple, artik hic kimseye kusmuyorum.

Hepimizin icinde bir ego var. Bu ego bazen one cikmak, bazen oksanmak, bazen kendini gostermek istiyor.

Herkes de oldugu gibi. Bu cok standart ve rutin bir durum.

Yalniz soyle bir sey var: diyelim ki bir ortama girdin.

Ve bu ortamda

diger insanlari kendine bir rakip olarak goruyorsan

ve o an egon fazlaca artiyorsa

bu senin icin bir sikinti olmaya basliyor

ve kotu hissediyorsun. Sanki bir rakip, bir rekabet ortami varmis gibi.

Boyle olunca ne yapiyorsun? Diger insanlarla iliskin bu durumdan olumsuz etkileniyor.

Ben sunu fark ettim; bir insanla rekabet icine girdigin zaman

bir sey kazanmiyorsun.

Ayni biraz once bahsettigim kusluk durumunda oldugu gibi ne yapiyorsun?

Karsindaki insanla rekabet icine girdigin zaman,

ya da ona boyle tavir yapiyorsun, onu kucumsemeye kalkiyorsun,

ne oluyor? Iliskin tamamen bozuluyor.

Ya, hic kimseyle rekabet icine girmeye gerek yok.

Ego savaslarina girmeye gerek yok.

Eger ortaya iki kisinin katilimiyla guzel bir sey cikacaksa,

bir kazan-kazan iliskisi kurulabilecekse

bence buna yatirim yapmak lazim. Sen de eger, etrafindaki insanlarla birazcik ego savasina giriyorsan,

buna dikkat etmeni oneririm. Bu insana bir sey kazandirmiyor.

Ne yapiyorsun? Senin egon onun egosunu dovdugu zaman ne geliyor eline? Ne kazaniyorsun?

Ama bir insan kazandigin zaman, bir insani dost edindigin zaman,

yani baska kelime yok zaten bunu aciklamak icin.

Bir dost kazaniyorsun, bir arkadas, bir destekci kazaniyorsun kendine

En guzeli bu degil mi sence de?

Belki de bu hayatta bizi en cok etkileyen seylerden bir tanesi diger insanlarin bizim hakkimizda ne dusundugunu umursamak

ya da umursamamak arasinda yasadigimiz gerilim.

Cunku hayatimizda herkesin basina buna benzer bir sey geliyor

Sen bir adim atiyorsun, bir ise giriyorsun, bir kiyafet aliyorsun,

ortaya bir urun, bir uretim koyuyorsun.

ve etrafindaki insanlar konusmaya basliyor.

Bazilari olumlu seyler, yapici seyler soylese de bazi insanlar cok acimasiz oluyor.

Cok kotu seyler soyluyor. Senin kisiligin hakkinda, yaptiklarin hakkinda, yapacaklarin hakkinda

asagilayabiliyorlar, hakaretler edebiliyorlar ve sen

cok kotu hissediyorsun.

Diyorsun ki "Allah'im niye boyle yaptim, niye boyle seyler basima geldi?

Bununla mucadele etmek gercekten cok zor.

Diger insanlarin bu saldirilariyla mucadele etmek

ciddi anlamda ogrenilmesi gereken bir beceri.

Mesela ben, bu konuda kendimi hala cok zorluyorum.

Simdi Youtube'da kendimce, gonullu olarak, bazi videolar cekiyorum.

Bazen o kadar acimasiz yorumlar geliyor ki, ve etkilenmemek elde degil.

Ama eskisi kadar etkilenmiyorum. Bir sene once ki kadar, iki sene once ki kadar etkilenmiyorum.

Bu, hayat yolu icerisinde ogrenebilecegim, kazanabilecegim bir tecrube.

Ve sunu cok acik bir sekilde soyleyebilirim sana.

Diger insanlarin senin hakkinda soyledigi cok olumsuz, hakaret vari, asagilayici seyler var ya;

onlarin bir cogu seninle alakali degil. Senin yaptiklarinla, senin davranislarinla alakali degil.

O, bunlari soyleyen insanin kendi kisiliginden kaynaklanan bir sey.

O, dunyayi boyle goruyor.

Onun onune dunyanin en guzel seyini de koysan o asagilayacak.

Cunku, kendisi ile problemi var.

Kafanda bunu oturtabildigin zaman

diger insanlarin senin hakkinda soylediklerini umursamamak

biraz daha kolay oluyor.

Ekonomiden cok anlamam ama soyle bir genel bilgiye sahibim.

Ekonomik krizlerde ARGE'ye, yani arastirma ve gelistirmeye cok onem veren,

bu konuda cok titiz davranan sirketlerin ekonomik krizleri

bir sekilde kolayca atlatabildigini biliyorum.

Simdi, nereye baglayacagim bunu? ARGE dedigimiz olay, arastirma gelistirme, sadece sirketler icin mi gecerli?

Acaba insanin kendi kariyeri icerisinde, kendi hayat yolu icerisinde bir arastirma-gelistirme bolumunun olmasi gerekmiyor mu?

Ben soyle dusunuyorum: yillardir insanlarla calisiyorum, hem insanlari gozlemliyorum hem kendimi gozlemliyorum. Insanligin,

insanoglunun

soyle bir sureci var: rutinlere egilimli.

Eger rutin bir hayat yasiyorsan rutinlere alismaya basliyorsun.

Rutinlerin adami, rutinlerin kadini olmaya basliyorsun ve

rutinler hayatinda egemen olmaya basladigi zaman, yenilik yok, yaraticilik yok,

uretim yok. Siradan bir insan oluyorsun.

Ve ben bunu fark ettigim anda dedim ki "Beyhan,

senin hayatinda bir ARGE alanina ihtiyacin var.

Ne yapacagim ben? Ayri bir oda mi acacagim hayatimda? Hayir.

Hayatimin, sahip oldugum hayatimin, yedi tane odasi var.

Yani yedi gunu.

Bu yedi gunun besinde calisiyorum. Bes gun cok yogun bir sekilde calisiyorum.

Kalan iki gunun bir gununu aileme ayirirken bir gununu de

tamamen okumak, yazmak, dusunmek, ya da yeni insanlarla tanismak,

yeni baglantilar kurmak, yeni mekanlar kesfetmek uzerine ayiriyorum.

Ve bu alan var ya, o ARGE olarak ayirdigim bir gun; inanilmaz,

inanilmaz geri donusler sagliyor bana.

Hem dinlenmis oluyorum, kreatif bir mola vermis oluyorum kendim icin

Hem de farkli seylerle ugrasiyorum. O rutinimi

bozuyorum.

Ne yapiyorum?

Ileride olasi

krizlerde, hayat krizlerinde, ekonomik krizlerde, bireysel ekonomik krizlerde bir yatirim yapmis oluyorum kendime. Sen de

eger kendine bir ARGE ayirabiliyorsan, belki bir tam gun ayiramayacaksin,

ama belki bir ogleden sonra ayirabilmek, bir aksam bile ayirabilmek ARGE zaman dilimi olarak kendine

arastirma-gelistirme,

sana cok fayda saglayacaktir. Cunku kendimden biliyorum, bana cok fayda sagladi.

Simdilik hayattan ogrendigim dersler konusunda soyleyeceklerim bu kadar.

Daha onceki videoyu, Yas 33- Hayattan Ogrendigim Dersler videosunu izlemediysen onu da izlemeni oneririm. Aciklama kisminda linkini verecegim.

Bu videoyu begenmeyi, Psikoloji TV YouTube kanalina abone olmadiysan abone olmayi,

ve bu videodan faydalanabilecegini dusundugun arkadaslarinla bu videoyu paylasmayi unutma.

Kendine cok iyi bak. Gorusmek uzere.


Hayatın Bana Öğrettiği Dersler-2 Lessons Life Taught Me-2

Hayata kimse hazir paket olarak gelmiyor.

Doguyorsun ve belirli zorluklar yasamaya dogdugundan itibaren basliyorsun.

O zorluklarin her biri o an icin sana belli bir stres yasatsa da,

sonrasinda seni hem hayatta daha ileri tasiyor, hem de yeni deneyimler, yeni bilgiler, yeni ogrenmeler kazandiriyor sana.

Simdi, daha oncesinde, Yas 33- Hayattan Ogrendigim Dersler diye bir video cekmistim.

O kadar cok istek geldi ki bu videonun devami gelsin diye,

ve ben bir video cekmeye daha karar verdim.

Bu videoda hayattan ogrendigim derslere devam edecegim.

Neler ogrendim, hangi zorluklari yasadim ve bu zorluklar bana neler ogretti.

Bu videoda bunlari bulacaksin.

Benim su hayatta ogrendigim en onemli derslerden bir tanesi kendini ifade edebilme becerisidir.

Canim bir seye cok sikildi ya da birisiyle bir tartisma yasadim,

ben o hazir cevap insanlardan degilim pek.

Diyelim ki birisi bana laf soktu, kotu davrandi, ve ciddi bir adaletsizlige ugradim

o an belki, o an icin, kendimi savunma becerim cok yuksek olmayabiliyor.

Ama sonrasinda, eskiden, icim icimi yerdi.

ya, bir sekilde haksizliga maruz kaliyorum, ne yapabilirim?

Nasil savunabilirim kendimi?

Sonrasinda sunu fark ettim.

O an vecap vermek becerisi bende olmayabilir.

Ama, sonrasinda, bu aklima geliyor. Neler diyebilecegim aklima geliyor.

Bir sekilde, eger ciddi bir haksizliga maruz kalmissam,

kendimi ifade ediyorum.

Karsi tarafa yaptigi seyi soyluyorum.

Belki bu bir cozum olmuyor bazen.

Ama sadece soylemis olmak bile

o an ofkemi birazcik bile olsa disari aktarabilmek beni rahatlatiyor.

Cunku soyle bir sey; eger ben kendimi ifade etmezsem

icimde yasadigim o sikintiyi, o problemi ortaya koymazsam,

gece uykumdan olacagim.

Yataga gectigim zaman dusunecegim:

Soyle deseydim, bunu deseydim...

Ve bu bana kotu hissettirecek. Benim hayatimi etkilemeye devam edecek.

Bu sebeple, eger ki cok kotu hissettiren bir sey yasamissam,

Hemen olmasa da, artik hemen de diyebilecek bazi noktalar yasabiliyorum ama,

hic onemli degil zamani,

bir gun sonra, iki gun sonra, kendimi ifade edebiliyorum

Ya sen bak bana boyle yapmistin ama ben boyle hissettim.

Haberin olsun.

Eger cozebilcek bir sey varsa zaten cozmek icin elimizden geleni yapariz;

Eger cozulmeyecek bir sey varsa bile,

ya sadece ifade edebilmek bile bence cok onemli.

Buna sadece ofkeleri ifade etmek degil,

birisi beni mutlu ettiyse,

guzel bir sey yasadiysak, karsi tarafa bunu soyleyebilmek de

benim ogrendigim derslerden bir tanesi.

Ya sen beni cok mutlu ettin,

Iyi ki varsin diyebilmek.

Bunlar,

bu iki ders,

hayatta

bana cok sey kazandirdi.

Birisi sana kotu bir sey yaptigi zaman onlara kusuyor musun?

Seni bilmem ama, eskiden, cok eskiden, ben kusuyordum.

Biri canimi siktiginda, biri moralimi bozdugunda, boyle bir tavir aliyordum, kusuyordum, onunla konusmuyordum.

Ama sunu fark ettim; ben birisine kustugum zaman,

dusun ki biri bana canimi sikacak kotu bir sey yapti.

ve onu aslinda amacim kuserek hayatimdam cikartmak.

Ama bir sekilde yolum onunla hala kesisiyorsa,

kustugum insanla karsilasiyorum ayni okulda, ayni ortamda.

Bu beni germeye devam ediyor. Onunla konusmamak icin, ona tavrimi, tepkimi belli etmek icin hala enerji harcamaya devam ediyorum.

Peki o zaman ben bu isten ne anladim?

Sozde karsimdaki insani cezalandirmak isterken kuserek,

bir bakiyorum ki ben, hala bundan etkilenmeye devam ediyorum.

belki benim hayatimin yuzbinde biri kadar onemli olmayan bir insan

beni hala etkilemeye devam ediyor.

Peki,

kusmek cozum degilse ne yapmak lazim?

Ben suna karar vermistim universite doneminde;

artik

kimseye kusmeyecegim. Ne kadar kotu bir sey yasarsam yasayayim

kusmeyecegim.

Cunku kusmek karsi tarafi cezalandirmak degil, kendi sirtima bir yuk almak.

Ve ben sunu yapmaya karar verdim;

daha onceki videolarimi izleyenler bilirler. Bir halka olayi var.

O halkanin en merkezinde ben varim.

Eger ki; bana kotu davranan, haksizlik yapan bir insan

benim o merkezime yakin bir yerdeyse, onu hayatimin daha uzak bir yerine almaya karar verdim.

Boyle olunca, yani arama mesafe koyunca beni etkilemeye devam etmiyor.

Goruyorum ya onu, merhaba da diyebiliyorum. Nasilsin diye de sorabiliyorum ama,

beni etkilemiyor, sirtima bir yuk olmuyor.

Bu sebeple, artik hic kimseye kusmuyorum.

Hepimizin icinde bir ego var. Bu ego bazen one cikmak, bazen oksanmak, bazen kendini gostermek istiyor.

Herkes de oldugu gibi. Bu cok standart ve rutin bir durum.

Yalniz soyle bir sey var: diyelim ki bir ortama girdin.

Ve bu ortamda

diger insanlari kendine bir rakip olarak goruyorsan

ve o an egon fazlaca artiyorsa

bu senin icin bir sikinti olmaya basliyor

ve kotu hissediyorsun. Sanki bir rakip, bir rekabet ortami varmis gibi.

Boyle olunca ne yapiyorsun? Diger insanlarla iliskin bu durumdan olumsuz etkileniyor.

Ben sunu fark ettim; bir insanla rekabet icine girdigin zaman

bir sey kazanmiyorsun.

Ayni biraz once bahsettigim kusluk durumunda oldugu gibi ne yapiyorsun?

Karsindaki insanla rekabet icine girdigin zaman,

ya da ona boyle tavir yapiyorsun, onu kucumsemeye kalkiyorsun,

ne oluyor? Iliskin tamamen bozuluyor.

Ya, hic kimseyle rekabet icine girmeye gerek yok.

Ego savaslarina girmeye gerek yok.

Eger ortaya iki kisinin katilimiyla guzel bir sey cikacaksa,

bir kazan-kazan iliskisi kurulabilecekse

bence buna yatirim yapmak lazim. Sen de eger, etrafindaki insanlarla birazcik ego savasina giriyorsan,

buna dikkat etmeni oneririm. Bu insana bir sey kazandirmiyor.

Ne yapiyorsun? Senin egon onun egosunu dovdugu zaman ne geliyor eline? Ne kazaniyorsun?

Ama bir insan kazandigin zaman, bir insani dost edindigin zaman,

yani baska kelime yok zaten bunu aciklamak icin.

Bir dost kazaniyorsun, bir arkadas, bir destekci kazaniyorsun kendine

En guzeli bu degil mi sence de?

Belki de bu hayatta bizi en cok etkileyen seylerden bir tanesi diger insanlarin bizim hakkimizda ne dusundugunu umursamak

ya da umursamamak arasinda yasadigimiz gerilim.

Cunku hayatimizda herkesin basina buna benzer bir sey geliyor

Sen bir adim atiyorsun, bir ise giriyorsun, bir kiyafet aliyorsun,

ortaya bir urun, bir uretim koyuyorsun.

ve etrafindaki insanlar konusmaya basliyor.

Bazilari olumlu seyler, yapici seyler soylese de bazi insanlar cok acimasiz oluyor.

Cok kotu seyler soyluyor. Senin kisiligin hakkinda, yaptiklarin hakkinda, yapacaklarin hakkinda

asagilayabiliyorlar, hakaretler edebiliyorlar ve sen

cok kotu hissediyorsun.

Diyorsun ki "Allah'im niye boyle yaptim, niye boyle seyler basima geldi?

Bununla mucadele etmek gercekten cok zor.

Diger insanlarin bu saldirilariyla mucadele etmek

ciddi anlamda ogrenilmesi gereken bir beceri.

Mesela ben, bu konuda kendimi hala cok zorluyorum.

Simdi Youtube'da kendimce, gonullu olarak, bazi videolar cekiyorum.

Bazen o kadar acimasiz yorumlar geliyor ki, ve etkilenmemek elde degil.

Ama eskisi kadar etkilenmiyorum. Bir sene once ki kadar, iki sene once ki kadar etkilenmiyorum.

Bu, hayat yolu icerisinde ogrenebilecegim, kazanabilecegim bir tecrube.

Ve sunu cok acik bir sekilde soyleyebilirim sana.

Diger insanlarin senin hakkinda soyledigi cok olumsuz, hakaret vari, asagilayici seyler var ya;

onlarin bir cogu seninle alakali degil. Senin yaptiklarinla, senin davranislarinla alakali degil.

O, bunlari soyleyen insanin kendi kisiliginden kaynaklanan bir sey.

O, dunyayi boyle goruyor.

Onun onune dunyanin en guzel seyini de koysan o asagilayacak.

Cunku, kendisi ile problemi var.

Kafanda bunu oturtabildigin zaman

diger insanlarin senin hakkinda soylediklerini umursamamak

biraz daha kolay oluyor.

Ekonomiden cok anlamam ama soyle bir genel bilgiye sahibim.

Ekonomik krizlerde ARGE'ye, yani arastirma ve gelistirmeye cok onem veren,

bu konuda cok titiz davranan sirketlerin ekonomik krizleri

bir sekilde kolayca atlatabildigini biliyorum.

Simdi, nereye baglayacagim bunu? ARGE dedigimiz olay, arastirma gelistirme, sadece sirketler icin mi gecerli?

Acaba insanin kendi kariyeri icerisinde, kendi hayat yolu icerisinde bir arastirma-gelistirme bolumunun olmasi gerekmiyor mu?

Ben soyle dusunuyorum: yillardir insanlarla calisiyorum, hem insanlari gozlemliyorum hem kendimi gozlemliyorum. Insanligin,

insanoglunun

soyle bir sureci var: rutinlere egilimli.

Eger rutin bir hayat yasiyorsan rutinlere alismaya basliyorsun.

Rutinlerin adami, rutinlerin kadini olmaya basliyorsun ve

rutinler hayatinda egemen olmaya basladigi zaman, yenilik yok, yaraticilik yok,

uretim yok. Siradan bir insan oluyorsun.

Ve ben bunu fark ettigim anda dedim ki "Beyhan,

senin hayatinda bir ARGE alanina ihtiyacin var.

Ne yapacagim ben? Ayri bir oda mi acacagim hayatimda? Hayir.

Hayatimin, sahip oldugum hayatimin, yedi tane odasi var.

Yani yedi gunu.

Bu yedi gunun besinde calisiyorum. Bes gun cok yogun bir sekilde calisiyorum.

Kalan iki gunun bir gununu aileme ayirirken bir gununu de

tamamen okumak, yazmak, dusunmek, ya da yeni insanlarla tanismak,

yeni baglantilar kurmak, yeni mekanlar kesfetmek uzerine ayiriyorum.

Ve bu alan var ya, o ARGE olarak ayirdigim bir gun; inanilmaz,

inanilmaz geri donusler sagliyor bana.

Hem dinlenmis oluyorum, kreatif bir mola vermis oluyorum kendim icin

Hem de farkli seylerle ugrasiyorum. O rutinimi

bozuyorum.

Ne yapiyorum?

Ileride olasi

krizlerde, hayat krizlerinde, ekonomik krizlerde, bireysel ekonomik krizlerde bir yatirim yapmis oluyorum kendime. Sen de

eger kendine bir ARGE ayirabiliyorsan, belki bir tam gun ayiramayacaksin,

ama belki bir ogleden sonra ayirabilmek, bir aksam bile ayirabilmek ARGE zaman dilimi olarak kendine

arastirma-gelistirme,

sana cok fayda saglayacaktir. Cunku kendimden biliyorum, bana cok fayda sagladi.

Simdilik hayattan ogrendigim dersler konusunda soyleyeceklerim bu kadar.

Daha onceki videoyu, Yas 33- Hayattan Ogrendigim Dersler videosunu izlemediysen onu da izlemeni oneririm. Aciklama kisminda linkini verecegim.

Bu videoyu begenmeyi, Psikoloji TV YouTube kanalina abone olmadiysan abone olmayi,

ve bu videodan faydalanabilecegini dusundugun arkadaslarinla bu videoyu paylasmayi unutma.

Kendine cok iyi bak. Gorusmek uzere.