066: Tópicos de España. Galicia
|||加利西亚
|||Galicia
066: Themen aus Spanien. Galicien
066: Θέματα από την Ισπανία. Γαλικία
066: Topics of Spain. Galicia
066 : Sujets d'Espagne. Galice
066: スペインの話題ガリシア
066: Onderwerpen uit Spanje. Galicië
066: Темы из Испании. Галисия
066: İspanya Konuları. Galicia
- No, sí brujas no hay…pero haberlas, haylas… ¡Hola a todos!
||女巫||||有她们||||
||sorcières||||||||
||witches||||to have them|there|||
||cadılar||||varlar|varlar|||
||||||es gibt sie|es gibt sie|||
- Nein, ja, Hexen gibt es keine ... aber es gibt ... Hallo alle!
- No, yes there are no witches... but there are some... Hello everyone!
- Нет, ведьм нет... но есть ведьмы... Всем привет!
- Hayır, cadı yok... ama var, var... Herkese merhaba!
Soy Òscar, fundador de unlimitedspanish.com.
I am Òscar, founder of unlimitedspanish.com.
Ben Òscar, limitedspanish.com'un kurucusuyum.
Quiero ayudarte a hablar español fluidamente.
I want to help you speak Spanish fluently.
Akıcı bir şekilde İspanyolca konuşmana yardım etmek istiyorum.
¡Hablar español es más fácil de lo que parece!
Speaking Spanish is easier than it looks!
İspanyolca konuşmak göründüğünden daha kolay!
Solo tienes que usar el material y técnicas adecuadas.
||||||||uygun
Tek yapmanız gereken doğru malzeme ve teknikleri kullanmak.
Hoy, en este episodio: Vamos a seguir con los tópicos de España.
Bugün bu bölümde: İspanya konularına devam edeceğiz.
Hoy toca Galicia, una magnifica tierra al noroeste de la península.
||加利西亚||壮丽的|土地||西北部|||半岛
||||||||||Halbinsel
|it is|||magnificent|land||northwest|||peninsula
Today it is Galicia, a magnificent land in the northwest of the peninsula.
Bugün, yarımadanın kuzeybatısındaki muhteşem bir ülke olan Galiçya.
¿Serán verdad estos tópicos?
|||话题
Will be|||
Are these topics true?
Bu konular doğru mu?
A continuación, podrás practicar tu conversación en español con una exclusiva lección de mini historia.
||||||西班牙语||||||||
||you will be able to||||||||||||
You will then be able to practice your conversation in Spanish with an exclusive mini-story lesson.
Daha sonra özel bir mini hikaye dersi ile İspanyolca konuşma pratiği yapabileceksiniz.
Vas a conocer a Aleixo, un gallego que emigró a Nueva York.
||||||加利西亚人||移民|||
||||Alex||Galician||he emigrated|||
You are going to meet Aleixo, a Galician who emigrated to New York.
New York'a göç etmiş bir Galiçyalı olan Aleixo ile tanışacaksınız.
Hemos cubierto ya algunas regiones de España.
|覆盖|||||
Wir haben||||||
|covered||some|regions||Spain
Wir haben bereits einige Regionen Spaniens abgedeckt.
We have already covered some regions of Spain.
İspanya'nın bazı bölgelerini zaten ele aldık.
Espero que estes disfrutando de ello.
I hope||you are|enjoying||
Ich hoffe, Sie genießen es.
I hope you are enjoying it.
Umarım eğleniyorsundur.
A mí me está gustando mucho hacer esta serie.
Ich mache diese Serie sehr gerne.
I am really enjoying doing this series.
Bu seriyi yapmaktan gerçekten keyif alıyorum.
La verdad es que España es mucho más variada y diversa de lo que parece.
||||||||多样化||多样||||
||||||||varied||varied||||
The truth is that Spain is much more varied and diverse than it seems.
Gerçek şu ki, İspanya göründüğünden çok daha çeşitli ve çeşitlidir.
Perfecto, ¿estamos listos?
||bereit
|we are|ready
Mükemmel, hazır mıyız?
¡Pues empecemos!
Let's get started!
Peki başlayalım!
Bueno, como he dicho, seguimos con la serie de tópicos de España.
Well, as I said, we continue with the series of clichés about Spain.
Peki, dediğim gibi, İspanya ile ilgili konu serimize devam ediyoruz.
Hasta ahora hemos visto: Episodio 55: Andalucía Episodio 56: Cataluña Episodio 63: Madrid Hoy vamos a ampliar la lista con Galicia.
|||||||||||||扩展||||
||||||||||Heute|||||||
|||||||||||||to expand||||
So far we have seen: Episode 55: Andalusia Episode 56: Catalonia Episode 63: Madrid Today we are going to expand the list with Galicia.
Şimdiye kadar gördüklerimiz: Bölüm 55: Endülüs Bölüm 56: Katalonya Bölüm 63: Madrid Bugün listeyi Galiçya ile genişleteceğiz.
Como siempre digo, recuerda que un tópico no tiene porque ser cierto.
||||||topic|||because|be|true
As I always say, remember that a cliché does not have to be true.
Her zaman söylediğim gibi, bir konunun doğru olması gerekmediğini unutmayın.
Forma parte de la cultura popular.
It is part of popular culture.
Popüler kültürün bir parçasıdır.
Lo mejor es visitar la zona para ver como son realmente las personas que viven allí.
||||||||||||||live|there
||||||için|||||||||
It is best to visit the area to see what the people who live there really are like.
Orada yaşayan insanların gerçekte nasıl olduğunu görmek için bölgeyi ziyaret etmek en iyisidir.
Hay varios tópicos relacionados con Galicia, algunos bastante curiosos.
|||相关的|||||
|||related|||||curious
||||||||ilginç
There are several topics related to Galicia, some quite curious.
Galiçya ile ilgili birkaç konu var, bazıları oldukça merak uyandırıyor.
Vamos a verlos aquí.
Let's see them here.
Onları burada görelim.
Tópico: "Los gallegos tienen acento contagioso" El acento gallego lo considero bastante agradable de oír.
||加利西亚人|||有感染力的||口音|加利西亚口音||||||
|||||ansteckend|||||||||
||Galicians|have|accent|contagious|||||consider|quite|pleasant||to hear
|||||bulaşıcı|||||||||
Thema: "Galizier haben einen ansteckenden Akzent" Ich finde den galizischen Akzent sehr angenehm zu hören.
Topic: "Galician accents are contagious" I consider the Galician accent to be quite pleasant to hear.
Konu: "Galiçyalıların bulaşıcı bir aksanı var" Galiçya aksanını duymanın oldukça hoş olduğunu düşünüyorum.
Tiene una musicalidad especial, y creo que hasta cierto punto, es contagioso.
||musicality|special||||||||contagious
|||||||||||bulaşıcı
It has a special musicality, and I think to a certain extent, it's contagious.
Özel bir müzikalitesi var ve bence bir dereceye kadar bulaşıcı.
Cuando algo es contagioso, como un acento, en español puedes decir: “el acento gallego se pega”.
|||||||||||||||传染
|||||||||||l'||||
|||contagious|||accent|||||||Galician||spreads
|||||||||||||Galician||bulaşır
||||||||||||||sich|ansteckend
When something is contagious, like an accent, in Spanish you can say: "The Galician accent sticks."
Когда что-то заразно, например, акцент, по-испански можно сказать: "el acento gallego se pega".
Aksan gibi bir şey bulaşıcı olduğunda, İspanyolca'da "Galiçya aksanı yapışıp kalıyor" diyebilirsiniz.
También puedes decir que es pegadizo.
|||||上口
|||||Accrocheur
||say|||catchy
|||||yakıcı
|||||eingängig
You can also say that it is catchy.
Akılda kalıcı olduğunu da söyleyebilirsin.
Esta expresión de pegarse la puedes usar también con la música.
|||粘附|||||||
|||sich einprägen|||||||
|||to stick|||||||
This expression of sticking can also be used with music.
Bu yapıştırma ifadesi müzikle de kullanılabilir.
Por ejemplo: “Ah, esta canción es muy pegadiza”, lo que quiere decir que es fácil de recordar, que se queda en tu cabeza.
|例如||||||朗朗上口|||||||||||||||
|||cette|||||||||||||||||||
|||||||catchy||||||||||||stays|||head
|||||||akılda kalıcı|||||||||||||||
||||||||||||||||||||||Kopf
For example: "Ah, this song is very catchy", which means that it is easy to remember, that it stays in your head.
Örneğin: "Ah, bu şarkı çok akılda kalıcı", bu da akılda kalması, akılda kalması kolay olduğu anlamına gelir.
En el mundo hay acentos más pegadizos que otros.
||||||更容易记住||
||||||catchy||
||||||yapışkan||
In the world there are more catchy accents than others.
Dünyada diğerlerinden daha akılda kalıcı aksanlar var.
Por ejemplo, encuentro particularmente pegadizo el acento italiano.
||finde|besonders||||
||I find|particularly|catchy||accent|Italian
For example, I find the Italian accent particularly catchy.
Örneğin, İtalyan aksanını özellikle akılda kalıcı buluyorum.
Volviendo al acento gallego, yo no voy a imitarlo porque no sé, y además, no tengo ni idea, pero te sugiero que veas en Youtube videos de gallegos hablando.
||||||||模仿他||||||||||||||||||||
Returning||||||||imitate||||||||||||I suggest||you see||YouTube|||Galician|speaking
Um auf den galizischen Akzent zurückzukommen, werde ich ihn nicht imitieren, weil ich es nicht weiß. Außerdem habe ich keine Ahnung, aber ich schlage vor, Sie schauen sich YouTube-Videos von Galizisch-Sprechern an.
Returning to the Galician accent, I am not going to imitate it because I don't know, and also, I have no idea, but I suggest you watch videos of Galicians speaking on YouTube.
Galiçya aksanına dönecek olursak, onu taklit etmeyeceğim çünkü bilmiyorum ve ayrıca hiçbir fikrim yok ama Youtube'daki Galiçyaca konuşma videolarını izlemenizi öneririm.
Recuerdo ahora que tenía un vecino de Galicia.
|||||neighbor||Galicia
I remember now that I had a neighbor from Galicia.
Galiçya'dan bir komşum olduğunu şimdi hatırlıyorum.
Me gustaba mucho su acento.
|liked|||accent
I really liked his accent.
Aksanını çok beğendim.
Era muy musical.
||musical
Çok müzikaldi.
Siempre utilizaba la expresión “Carallo”, para expresar sorpresa o admiración.
||||Verdammt nochmal|||||
|he/she used|||Wow||to express|surprise||admiration
||||şaşırma ifadesi|||||hayranlık
He always used the expression "Carallo" to express surprise or admiration.
Şaşkınlığını veya hayranlığını ifade etmek için her zaman "Carallo" ifadesini kullanırdı.
Por cierto, en Galicia se habla el idioma gallego además del español.
By the way, in Galicia the Galician language is spoken in addition to Spanish.
Bu arada, Galiçya'da İspanyolca'ya ek olarak Galiçyaca da konuşuluyor.
Es importante saber esto porque así se entiende un poco más el porqué tienen este acento tan peculiar.
|||||||||||||||||独特
|||||||||||||||||eigenartig
|important|to know|this|||||||||reason why|they have|this|accent|so|peculiar
It is important to know this because that way you can understand a little more why they have this peculiar accent.
Bunu bilmek önemlidir çünkü bu şekilde neden bu özel aksana sahip olduklarını biraz daha anlarsınız.
El idioma gallego se parece bastante al idioma portugués.
|||||quite|||Portuguese
The Galician language is quite similar to the Portuguese language.
Galiçya dili, Portekiz diline oldukça benzer.
Tópico: "En Galicia siempre llueve" Parece ser que en Galicia siempre hace mal tiempo, o al menos es lo que dice este tópico.
||||it rains||||||always|does|bad|time|||||||||
Topic: "In Galicia it always rains" It seems that in Galicia there is always bad weather, or at least that is what this topic says.
Konu: "Galiçya'da her zaman yağmur yağar" Görünüşe göre Galiçya'da hava her zaman kötü, ya da en azından bu konunun söylediği bu.
He investigado un poco y la media es de 150 días al año con lluvia.
|I have researched||||||||||||
I have done some research and the average is 150 days a year with rain.
Biraz araştırma yaptım ve yılda ortalama 150 gün yağmurlu.
Esto es bastante, pero parece ser que se concentra más en otoño e invierno.
||enough||||||it concentrates|more||autumn||winter
This is quite a lot, but it seems to be more concentrated in fall and winter.
Bu oldukça fazla ama sonbahar ve kış aylarında daha yoğun görünüyor.
La situación geográfica de Galicia parece ser que no ayuda a tener mejor clima.
|situation|geographic||||||||||better|climate
The geographical situation of Galicia does not seem to help to have a better climate.
Galiçya'nın coğrafi durumu, daha iyi bir iklime sahip olmaya yardımcı olmayacak gibi görünüyor.
No obstante, también ofrece muchos días de sol y de buena temperatura.
|||offers|many|days|of|sun||||temperature
However, it also offers many sunny days and good temperatures.
Bununla birlikte, birçok güneşli gün ve iyi sıcaklıklar da sunar.
Tópico: "Los gallegos son desconfiados” Este tópico lo he escuchado más de una vez.
||||misstrauisch|||||||||
||||distrustful|||||||||
Topic: "Galicians are distrustful" I have heard this topic more than once.
Konu: "Galiçyalılar güvensizdir" Bu konuyu bir kereden fazla duydum.
En mi opinión es un poco injusto y te explicaré porqué: Yo creo que en general los gallegos son un poco reservados.
||||ein|||||||||||||||||
||||||unfair|||||||||||Galicians||||reserved
In my opinion it is a bit unfair and I will explain why: I think that in general Galicians are a bit reserved.
Bence bu biraz haksızlık ve nedenini açıklayacağım: Galiçyalıların genellikle biraz çekingen olduğunu düşünüyorum.
Es un poco al contrario de los andaluces, que son más abiertos.
||||opposite|||Andalusians||||open
It is a bit contrary to the Andalusians, who are more open.
Daha açık olan Endülüslülerden biraz farklıdır.
Ser reservado no quiere decir ser desconfiado.
Être||||||
|reserved|||||distrustful
Being reserved does not mean being suspicious.
Çekingen olmak şüpheci olmak anlamına gelmez.
Dicen que un gallego, una vez que te conoce y se abre, tienes un amigo para toda la vida.
|||Galizier|||||||||||||||
|||||||you|gets to know|||opens|you have||||||
Sie sagen, ein Galizier, sobald er Sie kennt und sich öffnet, haben Sie einen Freund fürs Leben.
They say that a Galician, once he knows you and opens up, you have a friend for life.
Bir Galiçyalı sizi bir kez tanıyıp açıldı mı, ömür boyu bir dostunuz olur derler.
Creo que en los sitios donde hay más sol, más buen tiempo, la gente tiende a ser más abierta y comparte en seguida aspectos de su vida.
||||||||||||||neigt dazu||||||||||||
||||||||||||||tends||||open||shares||immediately|aspects|||
I think that in places where there is more sun, more good weather, people tend to be more open and share aspects of their lives right away.
Daha fazla güneşin ve güzel havanın olduğu yerlerde insanların daha açık olma ve hayatlarının bazı yönlerini anında paylaşma eğiliminde olduklarını düşünüyorum.
En cambio, en sitios donde hace más frío, llueve más, etc.
In||||||||||
||||||||it rains|more|
On the other hand, in places where it is colder, it rains more, etc.
Öte yandan daha soğuk olan yerlerde daha çok yağmur yağar vs.
es un poco al contrario.
||||it's a bit the opposite
biraz aksidir.
Eso no es bueno ni malo.
|||||bad
That is neither good nor bad.
Bu iyi ya da kötü değil.
Forma parte de las características de cada zona.
||||characteristics|||
It is part of the characteristics of each area.
Her bölgenin özelliklerinin bir parçasıdır.
Bueno, avancemos.
|let's move forward
Well, let's move on.
Pekala, devam edelim.
Tópico: “Los gallegos tienen el mejor marisco del mundo” Totalmente cierto.
||||||seafood||||
||||||deniz ürünleri||||
Topic: "Galicians have the best seafood in the world" Totally true.
Konu: "Galiçyalılar dünyanın en iyi deniz ürünlerine sahipler" Tamamen doğru.
Si te gusta el marisco, en inglés seafood, Galicia es tu sitio.
||like||seafood|||marisco||||
If you like seafood, in English seafood, Galicia is your place.
Deniz ürünlerini seviyorsanız, İngiliz deniz ürünleri konusunda Galiçya tam size göre.
Las Rias Bajas, o As Rías Baixas en idioma gallego se exporta el mejor marisco.
|里亚斯||||||||||出口|||
|Rias|Lower||The|Rias|Lower Rias|||||exports|the||seafood
||||||||||||||deniz ürünleri
Las Rias Bajas, or As Rías Baixas in Galician language, the best seafood is exported.
Rias Bajas veya Galiçya dilinde As Rías Baixas, en iyi deniz ürünleri ihraç edilir.
Me han explicado que hay restaurantes alejados de las zonas turísticas donde puedes comer muy buen marisco por un precio relativamente bajo.
||||||远离|||||||||||||||
|haben|||||abseits von|||||||||||||||
|have|||there is|restaurants|away||||tourist||||||||||relatively|low
They have explained to me that there are restaurants away from the tourist areas where you can eat very good seafood for a relatively low price.
Turistik bölgelerden uzakta çok iyi deniz ürünlerini nispeten düşük bir fiyata yiyebileceğiniz restoranlar olduğunu söylediler.
Estoy grabando este episodio y ya tengo hambre :) Voy a listarte algunos tipos de marisco para que te suenen en el futuro: Almejas, bogavantes, percebes, gambas, centollas, nécoras, etc.
||||||||||||||||||||||蛤蜊|龙虾|海螺|虾|大螃蟹|螃蟹|
||||||||||||||||||||||Muscheln|Hummer|Entenmuscheln|Garnelen|Königskrabben|Samtkrebse|und so weiter
|recording|||||||||list|some|types||seafood||||sound||||Clams|lobsters|gooseneck barnacles|shrimp|spider crabs|crab|
I'm recording this episode and I'm already hungry :) I'm going to list some types of seafood for you to sound like in the future: Clams, lobsters, barnacles, prawns, spider crabs, crabs, etc.
Bu bölümü kaydediyorum ve şimdiden acıktım :) Gelecekte duymanız için bazı kabuklu deniz hayvanlarını listeleyeceğim: İstiridye, ıstakoz, midye, karides, kral yengeç, yengeç vb.
Ahora, si vas a un restaurante gallego, ya sabes que pedir.
Şimdi, bir Galiçya restoranına giderseniz, ne sipariş edeceğinizi bilirsiniz.
Tópico: “Los gallegos creen en brujas”
|||||女巫
|||believe||witches
Topic: "Galicians believe in witches"
Konu: "Galiçyalılar cadılara inanır"
Bueno, en la actualidad yo creo que casi nadie cree en brujas, pero…haberlas haylas.
|||nowadays||||||||witches||there are|there are
Well, nowadays I think that almost no one believes in witches, but… there are them.
Şu anda cadılara neredeyse kimsenin inanmadığına inanıyorum ama... var.
Esta última expresión que he dicho: …haberlas haylas, proviene del gallego, y es muy típico de Galicia.
|||||||有它们|||||||||
||||||les avoir|il y en a|||||||||
Diese||||||sie gibt es||||||||||
||expression||||them||comes from||Galician||||||
This last expression that I have said: …haberlas haylas, comes from Galician, and is very typical of Galicia.
Söylediğim bu son ifade: ...haberlas haylas, Galiçyaca'dan geliyor ve Galiçya'ya çok özgü.
Quiere decir que no crees que existan brujas, pero no al 100%.
||||you believe||exist|witches|||
It means you don't believe there are witches, but not 100%.
Cadıların var olduğuna inanmadığın ama %100 de inanmadığın anlamına geliyor.
A veces se usa esta expresión para dar el beneficio de la duda.
|||||||||benefit|||doubt
Manchmal wird dieser Ausdruck verwendet, um den Zweifel zu nutzen.
Sometimes this expression is used to give the benefit of the doubt.
Bazen bu ifade şüpheden fayda sağlamak için kullanılır.
Es decir, tú no crees algo, pero no estás completamente seguro.
||you||you believe|||||completely|sure
Das heißt, Sie glauben etwas nicht, aber Sie sind nicht ganz sicher.
Yani bir şeye inanmıyorsunuz ama tam olarak emin değilsiniz.
Puede ser otra cosa aparte de las brujas.
||||aside|||witches
It may be something other than witches.
Cadılardan başka bir şey olabilir.
Quizás algún día haga un episodio explicando los mitos de las brujas, duendes, y demás seres fantásticos en España.
||||||||关于西班牙的神话||||小精灵||||神话生物||
||||||||Mythen||||Kobolde|||Wesen|||
|||make|||explaining||myths|||witches|goblins||others|beings|fantastic||
Perhaps one day I will make an episode explaining the myths of witches, goblins, and other fantastic beings in Spain.
Belki bir gün İspanya'daki cadıların, goblinlerin ve diğer fantastik varlıkların mitlerini anlatan bir bölüm yaparım.
Podría ser divertido.
It could be fun.
Eğlenceli olabilir.
Tópico: “Los gallegos te responden una pregunta con otra pregunta” Este es un tópico que a veces es cierto.
||||they respond||||||||||||||
Topic: "Galicians answer a question with another question" This is a topic that is sometimes true.
Konu: "Galiçyalılar bir soruya başka bir soruyla cevap verir" Bu bazen doğru olan bir konudur.
Tú haces una pregunta y la respuesta es otra pregunta.
You ask a question and the answer is another question.
Bir soru soruyorsun ve cevap başka bir soru.
Por ejemplo: ¿Dónde estuviste ayer?
|||were|yesterday
For example: Where were you yesterday?
Örneğin: Dün neredeydin?
Respuesta: ¿Para qué quieres saberlo?
Answer|||want|to know it
Answer: Why do you want to know?
Cevap: Neden bilmek istiyorsun?
o: ¿Dónde te parece?
|Where||it seems
or: Where do you think?
или: Где вы думаете?
veya: Sizce nerede?
Otro ejemplo: ¿Quieres ir al cine?
||Do you|||
Another example: Do you want to go to the movies?
Başka bir örnek: Sinemaya gitmek ister misin?
Respuesta: ¿Quieres tú?
Response||
Answer: Do you want to?
Cevap: İstiyor musun?
Etcetera.
等等
Etcetera
Ve bunun gibi.
Tópico: “Los gallegos tienen morriña” Se dice que los gallegos pueden tener morriña.
||||乡愁||||||||
|Les|||||||||||nostalgie du pays
||||homesickness|||||Galicians|can|to have|homesickness
||||||||||||Heimweh
Topic: "Galicians have homelessness" It is said that Galicians can have homelessness.
Konu: "Galiçyalılar vatan hasreti çekiyor" Galiçyalıların vatan hasreti çekebileceği söyleniyor.
Morriña es una palabra que se utiliza en Galicia para decir que sientes tristeza o pena cuando estás lejos de tu tierra o de tu país.
||||||||Galicia||||feel|sadness||homesickness|when|you are|far|||land||||country
Morriña is a word that is used in Galicia to say that you feel sadness or sorrow when you are away from your land or your country.
Morriña, Galiçya'da toprağınızdan veya ülkenizden uzakta olduğunuzda üzgün veya üzgün hissettiğinizi söylemek için kullanılan bir kelimedir.
Yo creo que todos podemos sentir morriña si no estamos en nuestra tierra.
|||all|we can|feel|homesickness|||we are||our|land
I think we can all feel homesick if we are not in our land.
Topraklarımızda olmazsak hepimizin vatan hasreti çekebileceğimize inanıyorum.
¿Tú qué crees?
||do you think
What do you think?
Ne düşünüyorsun?
Perfecto, pasamos ahora a la siguiente sección, el Punto de Vista
Perfect, we now move on to the next section, the Point of View.
Mükemmel, şimdi bir sonraki bölüme geçiyoruz, Bakış Açısı
MINI-HISTORIA (mejora tu conversación) Funciona de la siguiente manera: Yo te doy información sobre algo y te hago preguntas simples.
||||||||||||||||||||simple
MINI-HISTORY (improves your conversation) It works as follows: I give you information about something and ask you simple questions.
KÜÇÜK HİKAYE (sohbetinizi geliştirin) Şöyle çalışır: Size bir konuda bilgi veririm ve size basit sorular sorarım.
Después cada pregunta hay una pausa.
Each question is followed by a pause.
Her sorudan sonra bir duraklama vardır.
Es tu turno para intentar contestar.
Cevap vermeye çalışma sırası sizde.
Después de la pausa, te daré una respuesta correcta.
||||||||correct
After the break, I will give you a correct answer.
Aradan sonra size doğru cevabı vereceğim.
Puedes contestar de forma corta.
You can answer short.
Kısa yoldan cevap verebilirsiniz.
La idea es que dejes de pensar en tu idioma nativo y empieces a pensar en español.
||||you stop||to think|||language|||start||||
The idea is that you stop thinking in your native language and start thinking in Spanish.
Buradaki fikir, ana dilinizde düşünmeyi bırakıp İspanyolca düşünmeye başlamanızdır.
De acuerdo, ¡vamos allá!
|||there
Okay, let's go!
Tamam, başlıyoruz!
Aleixo era un gallego que emigró a Nueva York para encontrar un mejor trabajo.
|||||he emigrated|||||to find||better|work
Aleixo was a Galician who emigrated to New York to find a better job.
Aleixo, daha iyi bir iş bulmak için New York'a göç etmiş bir Galiçyalıydı.
¿Emigró él a Estados Unidos?
他移民||||
Did he emigrate to the United States?||||States
Did he immigrate to the United States?
Amerika Birleşik Devletleri'ne mi göç etti?
Sí.
Evet.
Él emigró a Estados Unidos.
Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.
¿Emigró Aleixo a Galicia?
|Alex||
Did Aleixo migrate to Galicia?
Aleixo Galiçya'ya mı göç etti?
No.
HAYIR.
Aleixo no emigró a Galicia.
Aleixo, Galiçya'ya göç etmedi.
Él emigró a Nueva York.
New York'a göç etti.
Él fue a Nueva York.
|was|||
He went to New York.
New York'a gitti.
¿Quién fue a Nueva York?
Who went to New York?
New York'a kim gitti?
Aleixo.
Alexo.
Aleixo fue a Nueva York.
|||New|
Aleixo went to New York.
Aleixo New York'a gitti.
Él emigró allí para encontrar un mejor trabajo.
He migrated there to find a better job.
Daha iyi bir iş bulmak için oraya göç etti.
¿Emigró Aleixo a Nueva York para encontrar un mejor trabajo?
Aleixo daha iyi bir iş bulmak için New York'a mı göç etti?
Sí, exacto.
|exact
Evet kesinlikle.
Aleixo emigró a Nueva York para encontrar un mejor trabajo.
Aleixo emigrated to New York to find a better job.
Aleixo daha iyi bir iş bulmak için New York'a göç etti.
¿Por qué emigró Aleixo a Nueva York?
Aleixo neden New York'a göç etti?
Para encontrar un mejor trabajo.
Daha iyi bir iş bulmak için.
Por eso emigró a Nueva York.
That's why he emigrated to New York.
Bu yüzden New York'a göç etti.
Aleixo sentía morriña porque no estaba en su tierra.
|felt|homesickness||||||
Aleixo, kendi topraklarında olmadığı için vatan hasreti çekiyordu.
¿Sentía Aleixo morriña?
Was feeling||homesickness
Did Aleixo feel homeless?
Aleixo evini mi özledi?
Sí, sentía morriña.
|felt|
Evet, ev hasreti çekiyordum.
Morriña es un sentimiento de tristeza por no estar en tu tierra.
Homesickness|||feeling||sadness||||||
Morriña is a feeling of sadness for not being in your homeland.
Memleket hasreti, kendi toprağında olmadığın için duyduğun üzüntü hissidir.
¿Sentía Aleixo tristeza por no estar en Galicia?
Did Aleixo feel sad for not being in Galicia?
Aleixo, Galiçya'da olmadığı için üzüldü mü?
Sí, él sentía tristeza por no estar en Galicia.
Evet, Galiçya'da olmadığı için üzüldü.
Sentía morriña por no estar en su tierra.
Kendi topraklarında olmadığı için vatan hasreti çekiyordu.
Pobre Aleixo.
Zavallı Alexo.
¿Qué sentía Aleixo?
What||
Alexo ne hissetti?
Morriña.
ev hasreti.
Él sentía morriña.
He||
Ev hasreti çekiyordu.
¿Quién no estaba en su tierra?
Who|||||
Who was not in their land?
Kim kendi topraklarında değildi?
Aleixo. Aleixo no estaba en su tierra.
Alexo. Aleixo kendi arazisinde değildi.
Aleixo se hizo millonario importando el mejor marisco de Las Rías Baixas.
||||进口|||||||
||made|millionaire|importing|||seafood|||Estuaries|Low
Aleixo became a millionaire importing the best seafood from Las Rías Baixas.
Aleixo, Las Rías Baixas'tan en iyi deniz ürünlerini ithal ederek milyoner oldu.
¿Se hizo Aleixo millonario importando jamón?
Aleixo jambon ithal ederek milyoner mi oldu?
No, jamón no.
|ham|
Hayır, jambon değil.
Aleixo no se hizo millonario importando jamón.
|||made|millionaire||
Aleixo did not become a millionaire by importing ham.
Aleixo jambon ithal eden bir milyoner olmadı.
Se hizo millonario importando el mejor marisco.
En iyi deniz ürünlerini ithal ederek milyoner oldu.
¿Importó Aleixo el mejor marisco de Las Rías Baixas?
Did Aleixo import the best seafood from Las Rías Baixas?|||||||Rias|
Did Aleixo import the best seafood from Las Rías Baixas?
Aleixo en iyi deniz ürünlerini Las Rías Baixas'tan mı ithal etti?
Sí. Aleixo importó el mejor marisco de las Rías Baixas.
||||best|||||
Yes. Aleixo imported the best seafood from the Rías Baixas.
Evet, Aleixo en iyi deniz ürünlerini Rías Baixas'tan ithal etti.
¿De dónde era el marisco?
Kabuklu deniz ürünleri nereden geldi?
De las Rías Baixas.
Rias Baixas'tan.
El marisco era de las Rías Baixas.
The seafood was from the Rías Baixas.
Deniz ürünleri Rías Baixas'tandı.
¿Cómo era el marisco?
Deniz ürünleri nasıldı?
¿Era malo?
Was it bad?
Bu kötü oldu?
¿Era bueno?
It|
İyiydi?
¿El peor?
|worst
En kötüsü?
¿El mejor?
En iyisi?
El mejor.
En iyisi.
El mejor marisco de las Rías Baixas.
The best seafood in the Rías Baixas.
Rías Baixas'taki en iyi deniz ürünleri.
¿El peor? No, no, el mejor.
En kötüsü? Hayır, hayır, en iyisi.
El mejor marisco de las Rías Baixas. Un periodista entrevistó a Aleixo pero se volvió loco por las respuestas que eran preguntas.
|||||||||采访了||||||||||||
||||||||journalist|interviewed||||himself|returned|crazy|||answers|||
The best seafood in the Rías Baixas. A journalist interviewed Aleixo but went crazy for the answers that were questions.
Rías Baixas'taki en iyi deniz ürünleri. Bir gazeteci, Aleixo ile röportaj yaptı ama soru olan cevaplar yüzünden delirdi.
¿Entrevistó un periodista a Aleixo?
Did||journalist||
Bir gazeteci Aleixo ile röportaj yaptı mı?
Sí, un periodista entrevistó a Aleixo.
Evet, bir gazeteci Aleixo ile röportaj yaptı.
¿Entrevistó Aleixo al periodista?
Did Aleixo interview the journalist?|Alex||journalist
Did Aleixo interview the journalist?
Aleixo gazeteciyle röportaj yaptı mı?
No, no.
I|
İnek öğrenci.
Al revés.
|back
Başaşağı.
Aleixo no entrevistó a nadie.
Alex||interviewed||anyone
Aleixo kimseyle röportaj yapmadı.
Fue el periodista quien entrevistó a Aleixo.
|||who|interviewed||Alex
It was the journalist who interviewed Aleixo.
Aleixo ile röportaj yapan gazeteciydi.
¿A quién entrevistó el periodista?
||interviewed||journalist
Who did the journalist interview?
Gazeteci kiminle röportaj yaptı?
A Aleixo.
Aleixo'ya.
El periodista entrevistó a Aleixo y se volvió loco.
||interviewed|||||went|
The journalist interviewed Aleixo and went crazy.
Gazeteci, Aleixo ile röportaj yaptı ve çılgına döndü.
¿Se volvió loco el periodista?
Did the journalist go crazy?
Gazeteci çıldırdı mı?
Sí, se volvió loco.
Yes, he went crazy.
Evet, çıldırdı.
El pobre periodista se volvió loco por las respuestas que eran preguntas del gallego Aleixo.
||journalist||||||answers||||||
Zavallı gazeteci, Galiçyalı Aleixo'nun sorularına verdiği cevaplar yüzünden delirdi.
¿Cómo eran las respuestas de Aleixo?
What were Aleixo's responses like?
Aleixo'nun tepkileri nasıldı?
Preguntas.
Sorular
Las respuestas eran preguntas.
Cevaplar sorulardı.
Aleixo respondía al periodista con otra pregunta.
|was responding||journalist|||question
Aleixo, gazeteciye başka bir soruyla yanıt verdi.
¿Por qué el periodista se volvió loco?
|||journalist||became|crazy
Gazeteci neden çıldırdı?
¿Por qué Aleixo respondía con preguntas?
|||was responding||questions
Why did Aleixo answer with questions?
Aleixo neden sorularla cevap verdi?
Sí, exacto. El periodista se volvió loco porque Aleixo respondía con preguntas.
||The|journalist|himself|returned||||was responding||
Evet kesinlikle. Aleixo sorularla cevap verdiği için gazeteci çıldırdı.
Cuando era ya viejo, Aleixo volvió a su tierra pero tenía morriña de Nueva York.
When|he was|already|old|||||homeland||he had|homesickness|||
Aleixo yaşlandığında ülkesine döndü ama New York'u özlüyordu.
¿Volvió Aleixo a Nueva York?
Aleixo New York'a döndü mü?
No. Aleixo no volvió a Nueva York.
Hayır. Aleixo New York'a dönmedi.
Aleixo volvió a su tierra.
Aleixo ülkesine döndü.
¿Dónde volvió Aleixo?
Aleixo nereye döndü?
A su tierra, Galicia.
|||Galicia
Ülkesine, Galiçya'ya.
Aleixo volvió a su tierra cuando era ya viejo.
Aleixo returned to his land when he was old.
Aleixo yaşlanınca memleketine döndü.
¿Cuándo volvió Aleixo a su tierra?
Aleixo ne zaman ülkesine döndü?
¿Cuando era joven o cuando era ya viejo.
When|||||||
Ben gençken ya da yaşlıyken.
Cuando era ya viejo.
Ben yaşlıyken.
Aleixo volvió a su tierra cuando era ya viejo. Volvió pero tenía morriña de Nueva York.
Aleixo returned to his land when he was already old. He came back but had a New York homelessness.
Aleixo yaşlanınca memleketine döndü. Geri döndü ama New York'u özlüyordu.
¿Quién tenía morriña?
Who was homesick?
Kim ev hasreti çekiyordu?
Aleixo. Aleixo tenía morriña.
Aleixo was homesick.
Alexo. Aleixo vatan hasreti çekiyordu.
Tenía morriña de Nueva York.
New York'u özlemişti.
El había estado muchos años allí y después de volver tenía morriña de ese sitio.
||||||||||||||place
Uzun yıllardır oradaydı ve döndükten sonra orayı özlemişti.
¿De dónde tenía Aleixo morriña?
Where did Aleixo have morriña from?
Aleixo nereden ev hasreti çekiyordu?
De Nueva York.
From||
New York dan.
Aleixo tenía morriña de Nueva York.
Aleixo, New York'u özlüyordu.
Muy bien.
İyi.
Hoy hemos visto un pequeño ejemplo de lo que es esta técnica.
|haben||||||||||
|we have||||||||||
Bugün bu tekniğin ne olduğuna dair küçük bir örnek gördük.
A través de múltiples preguntas y respuestas, puedes practicar tu conversación.
|||multiple|questions||answers||||
Birden çok soru ve yanıtla, konuşmanızı pratik edebilirsiniz.
¿Quieres mejorar tu español hablado muy rápidamente?
Do you|to improve|||spoken||quickly
Do you want to improve your spoken Spanish very quickly?
Konuşulan İspanyolcanızı çok hızlı bir şekilde geliştirmek mi istiyorsunuz?
Puedes conseguir ahora mi Curso Mágico, un curso para estudiantes de nivel medio que quieran automatizar su habla.
||||||||||||intermediate|that||||
Artık konuşmalarını otomatikleştirmek isteyen orta seviye öğrenciler için bir kurs olan Sihir Kursumu alabilirsiniz.
Visita ahora:
Şimdi ziyaret edin:
El curso consiste en horas y horas de preguntas y respuestas que siguen una bonita historia.
||consists||hours||||||answers|that|follow||nice|story
The course consists of hours and hours of questions and answers that follow a nice story.
Kurs, güzel bir hikayeyi takip eden saatlerce soru ve cevaplardan oluşur.
Practicarás todos los tiempos verbales del español hablado.
You will practice|all||||||
Konuşulan İspanyolca'nın tüm fiil zamanlarını pratik edeceksiniz.
www.unlimitedspanish.com/cursomagico Bueno, esto es todo por hoy.
www.unlimitedspanish.com/cursomagico Bugünlük bu kadar.
Voy a prepararme un poco de marisco de Galicia.
||to prepare myself||||||
I'm going to prepare some seafood from Galicia.
Galiçya'dan biraz deniz ürünü hazırlayacağım.
¡Hay que estar bien alimentado!
||||营养良好
||||fed
You have to be well fed!
İyi beslenmelisin!
Hasta la semana que viene.
Gelecek haftaya kadar.