كيف أكتشفت الزراعة لأول مرة في التاريخ من طرف... عامة، وعند سكان شمال إفريقيا الأمازيغ الأوائل خاصة؟
|"discovered"|agriculture||||||by||||||the Berbers||
nasıl|keşfedildi|tarım|ilk|kez|de|tarih|tarafından|taraf|genel|ve|halk|kuzey|Afrika|Berberiler|ilk|özellikle
Wie wurde die Landwirtschaft zum ersten Mal in der Geschichte von ... im Allgemeinen und von den ersten Berberbewohnern Nordafrikas im Besonderen entdeckt?
How was agriculture discovered for the first time in history by... in general, and among the first Berbers in North Africa in particular?
Comment l'agriculture a-t-elle été découverte pour la première fois dans l'histoire par... en général, et parmi les premiers résidents amazighs d'Afrique du Nord en particulier ?
Tarımın tarih boyunca ilk kez nasıl keşfedildiği, özellikle Kuzey Afrika'nın ilk Berberileri tarafından... genel olarak.
إخواني أخواتي السلام عليكم سامحوني على التأخر ولندخل مباشرة في الموضوع،
|my sisters|||forgive me||delay|let's enter|||
kardeşlerim|kız kardeşlerim|selam|size|beni affedin|için|gecikme|ve hemen girelim|doğrudan|içinde|konu
Brothers and sisters, peace be upon you. Forgive me for the delay. Let's get straight to the topic.
Kardeşlerim, kardeşlerim, selamünaleyküm, gecikme için özür dilerim ve doğrudan konuya girelim.
عرفت الأرض عدة حقب جيولوجية منذ نشأتها
||several||geological||its formation
tanıdı|dünya|birçok|dönemler|jeolojik|dan|oluşumu
Dünya, oluşumundan bu yana birçok jeolojik dönem geçirdi.
قبل تقريبا 4 ملايير و 600 مليون سنة من الآن إثر أمر إلهي عز وجل،
||billions||||||following||||the Most High
önce|yaklaşık|milyar|ve|milyon|yıl|önce|şimdi|sonucunda|emir|ilahi|yüce|celal
Approximately 4 billion and 600 million years from now, following a divine command, the Almighty,
Yaklaşık 4 milyar 600 milyon yıl önce, Yüce Allah'ın bir emriyle.
لكن الحقبة التي تهمنا أكثر وهي التي سيبنى عليها الفيديو هي: "الحقبة الجليدية"،
|||concerns us|||which|will be built||||the era|glacial
ama|dönem|ki|bizi ilgilendiriyor|daha fazla|ve o|ki|inşa edilecek|üzerine|video|o|dönem|buzul
But the era that interests us the most, and the one on which the video will be built, is: the "Ice Age",
Ama bizi en çok ilgilendiren dönem, videonun üzerine inşa edileceği dönem: "Buzul Dönemi".
الحقبة التي طغت فيها طبقات سميكة من الجليد على معظم يابسات كوكب الأرض، ودامت إلى المرحلة الأولى من العصر الجيولوجي "الهولوسين"،
||ruled||layers|thick||ice|||land|planet||lasted|||||era|geological|the Holocene
dönem|ki|hakim oldu|içinde|katmanlar|kalın|ı|buz|üzerinde|çoğu|kara|gezegen|dünya|sürdü|kadar|aşama|birinci|ı|çağ|jeolojik|Holosen
The era in which thick layers of ice covered most of the Earth's land, and it lasted until the first stage of the "Holocene" geological era,
Dünya gezegeninin çoğu kara parçasasını kalın buz tabakalarının kapladığı dönem, jeolojik "Holosen" çağının ilk aşamasına kadar sürdü,
وفي وسط هذه الحقبة كانت تقع ظاهرة إسمها "ظاهرة مابين فترتين جليديتين"،
||||||a phenomenon|its name|Phenomenon|||glaciers
ve|ortasında|bu|dönem|vardı|meydana geliyordu|fenomen|adı|fenomen|arasında|iki dönem|buzul
And in the middle of this era, there was a phenomenon called "the phenomenon between two glacial periods",
Bu dönemin ortasında "Buzul Dönemleri Arası Fenomen" adı verilen bir olgu vardı,
ترتفع فيها درجة حرارة الأرض وتدوم لآلاف السنين،
yükselir|içinde|derece|sıcaklık|dünya|ve sürer|binlerce|yıl
the Earth's temperature rises and lasts for thousands of years,
Bu olguda, Dünya'nın sıcaklığı yükseliyor ve binlerce yıl sürüyordu,
بالتالي أدت إلى ذوبان الجليد في كل مرة من حدوثها في منطقة من مناطق الأرض
therefore|||melting||||||its occurrence|||||
dolayısıyla|neden oldu|e|erime|buz|de|her|sefer|den|meydana gelmesi|de|bölge|den|bölgeler|dünya
Thus, it led to the melting of ice every time it occurred in a region of the earth
Sonuç olarak, her meydana geldiğinde Dünya'nın bir bölgesinde buzulun erimesine neden oldu.
وكانت هي السبيل في تخليصه منها وإنحسارها اليوم في القطبين الشمالي و الجنوبي،
||the way||his rescue||and its receding|||the poles|||
ve o|o|yol|içinde|kurtuluşunu|ondan|ve geri çekilmesi|bugün|içinde|kutuplar|kuzey|ve|güney
It was the way to get rid of it and its decline today in the North and South poles.
Bu, buzulun ortadan kalkmasına ve günümüzde yalnızca kuzey ve güney kutuplarında kalmasına yol açtı.
رغم أنها كانت حقبة صعبة خاصة على الإنسان القديم، إلا أنه طرأت فيها مجموعة من الأحداث أبرزها:
|||era||||||||occurred|||||
rağmen|onun|idi|dönem|zor|özellikle|üzerinde|insan|eski|ama|onun|meydana geldi|içinde|bir grup|olaylar|olaylar|en önemlisi
Eski insan için zor bir dönem olmasına rağmen, bu dönemde öne çıkan bir dizi olay meydana geldi:
أولا التطور الكبير التي عرفته إستعمالات النار من طرف إنسان العصر القديم القديم و الوسيط.
|the development|||it experienced|uses|||||||||the Middle Ages
öncelikle|gelişim|büyük|ki|tanıdığı|kullanımlar|ateş|tarafından|taraf|insan|çağ|eski|eski|ve|orta
First, the great development known by the uses of fire by man of the ancient and medieval era.
Birincisi, eski ve orta çağ insanının ateş kullanımında yaşadığı büyük gelişim.
ثانيا الإنسان في هذه الحقبة كان مستقرا نوعا ما حيث أنه إستعمل الكهف كمسكن و أكله كان معتمدا
||||||settled|somewhat||||used|the cave|as a dwelling||his food||dependent
ikinci|insan|de|bu|dönem|idi|yerleşik|biraz|kadar|çünkü|o|kullandı|mağara|barınak|ve|yiyeceği|idi|bağımlı
Secondly, man in this era was somewhat sedentary, as he used the cave as a dwelling, and his food was dependent
İkincisi, bu dönemde insanın bir nebze yerleşik bir yaşam sürmesiydi; mağarayı barınak olarak kullanıyordu ve beslenmesi
على صيد الحيوانات و قطف الثمار من الأشجار البرية و جمع الثمار الصغيرة و الحبوب من الأرض.
||||picking|||the trees||||fruits|||grains||the ground
üzerine|av|hayvanlar|ve|toplama|meyveler|dan|ağaçlar|yabani|ve|toplama|meyveler|küçük|ve|tahıllar|dan|toprak
avcılığa ve yabani ağaçlardan meyve toplamaya, ayrıca yerden küçük meyve ve tahıl toplamaya dayanıyordu.
ثالثا بداية إستئناس الإنسان ببعض الحيوانات، حيث أنه تطور لدية مفهوم التدجين و التربية.
||familiarization|||||||لديه||domestication||upbringing
üçüncü|başlangıç|evcilleştirme|insan|bazı|hayvanlar|burada|o|gelişti|onun|kavram|evcilleştirme|ve|yetiştirme
Thirdly, the beginning of human domestication with some animals, as he developed the concept of domestication and breeding.
Üçüncüsü, insanın bazı hayvanları evcilleştirmeye başlamasıydı; evcilleştirme ve yetiştirme kavramı gelişti.
رابعا وفي آخر مراحل إنتهاء الحقبة الجليدية بدأ تشكل المناطق الصحراوية
||||the end of||glacial||formation of||desert areas
dördüncü|ve|son|aşamalar|sona ermesi|dönem|buzul|başladı|oluşumu|bölgeler|çöl
Dördüncü olarak, buzul çağının sona ermesinin son aşamalarında çöl bölgeleri oluşmaya başladı.
كالصحراء الكبرى بشمال إفريقيا، وشبه الجزيرة العربية اللائي كانتا قبل كلها غابات.
like the desert|||||||which||||
gibi|büyük|Kuzey|Afrika|ve yarımada|ada|Arap|ki|vardı|önce|hepsi|ormanlar
Bunlar, Kuzey Afrika'daki Sahra Çölü ve daha önce tamamen orman olan Arabistan Yarımadası gibi yerlerdir.
هذه الأحداث التي ذكرنا كانت بمثابة تمهيد لظهور ثورة، ثورة جعلت الإنسان أكثر إستقرارا في مسألة ضمان الغذاء،
|the events|||||preparation|the emergence of|revolution||made|||stable|||guaranteeing|food
bu|olaylar|ki|bahsettiğimiz|idi|olarak|hazırlık|ortaya çıkması|devrim|devrim|yaptı|insan|daha|istikrarlı|konusunda|mesele|güvence|gıda
These events that we mentioned were a prelude to the emergence of a revolution, a revolution that made people more stable in the matter of securing food.
Bahsettiğimiz bu olaylar, bir devrimin ortaya çıkmasına zemin hazırladı; bu devrim insanı gıda güvenliği konusunda daha istikrarlı hale getirdi.
وعن طريقها إستطاع أن يطور مفهوم المدن و العيش وسط مجتمعات،
|its way|was able||||||||
ve|yolu|başardı|-e|geliştirmek|kavram|şehirler|ve|yaşamak|içinde|topluluklar
Bu sayede, şehirler kavramını geliştirebildi ve topluluklar içinde yaşamaya başladı.
زائد جعلته يبتكر مجموعة من الإختراعات كالتقويم و الكتابة و اللغة وما إلى ذلك،
|made him|to invent|||inventions|like the calendar|||||||
artı|onu yaptı|icat ediyor|bir grup|içinden|icatlar|takvim gibi|ve|yazı|ve|dil||kadar|o
Ayrıca, takvim, yazı, dil gibi bir dizi icat geliştirmesine olanak tanıdı.
الثورة التي بسببها إستطاع أن يجد نمط عيش جديد آنذاك لأول مرة في التاريخ، وهي التي أعطت الإنطلاقة للعصر الحجري الحديث،
the revolution|||was able||||||then|||||||gave|the start|to the era|Stone|
devrim|ki|yüzünden|başardı|-e|bulmak|yaşam tarzı|yaşam|yeni|o zaman|ilk|kez|-de|tarih|ve o|ki|verdi|başlangıcı|çağ|taş|modern
The revolution because of which he was able to find a new way of living at that time for the first time in history, which gave the start to the Neolithic era,
Tarihte ilk kez yeni bir yaşam tarzı bulmasını sağlayan devrim, modern taş devrinin başlangıcını veren devrimdir.
، إخواني أخواتي رحبوا معي "بالثورة الزراعية". فما هي قصة إكتشاف الزراعة؟.
||welcome||with the revolution|||||the discovery|agriculture
Kardeşlerim|Kız kardeşlerim|karşılayın|benimle|devrim|tarımsal|o zaman|o|hikaye|keşif|tarım
Brothers and sisters, they welcomed the "agrarian revolution" with me. What is the story of the discovery of agriculture?
Kardeşlerim, ablalarım, benimle birlikte "tarım devrimi"ni karşılayın. Peki tarımın keşfi hikayesi nedir?
هذا الذي سنتعرف عليه إن شاء الله الرحمن الرحيم، بعد ان تنزلوا للأسفل وتقوموا بعمل سبسكرايب في القناة والضغط على زر الإشعارات،
|||||||the Most Gracious|the Merciful||||down|you do|||||||button|notifications
bu|olan|tanıyacağız|ona|eğer|diler|Allah|Rahman|Rahim|sonra|siz|inersiniz|aşağıya|ve yaparsınız|bir|abone olma|da|kanal|ve tıklama|üzerine|buton|bildirimler
Bunu, inşallah, öğreneceğiz. Öncelikle aşağı inip kanala abone olmayı ve bildirim butonuna basmayı unutmayın.
وكذلك القناة لازالت في طور الإنشاء ومحتاجة لدعمكم فإذا سمحتم أنشروها
|the channel||||construction|||so|if you allow|publish it
ve ayrıca|kanal|hala|içinde|aşama|inşaat|ve ihtiyaç duyuyor|desteğinize|eğer|izin verirseniz|onu paylaşın
Ayrıca kanal hala inşaat aşamasında ve desteğinize ihtiyaç var, lütfen bunu arkadaşlarınızla ve aile üyelerinizle, gruplarda ve Facebook ile WhatsApp sayfalarında paylaşın.
بين أصدقائكم و أفراد عائلاتكم في المجموعات و الصفحات الفيسبوكية و الواتسابية، وشكرا وأعتذر على الإطالة في المقدمة.
|your friends||members|your families||the groups||the pages|Facebook||WhatsApp||and I apologize||lengthiness||introduction
arasında|arkadaşlarınız|ve|bireyler|aileniz|de|gruplar|ve|sayfalar|Facebook'taki|ve|WhatsApp'taki|teşekkür ederim|özür dilerim|için|uzunluk|de|giriş
Teşekkür ederim ve girişteki uzunluktan dolayı özür dilerim.
قصة الزراعة بدأت مع "النطوفيين" وهم شعب كانوا في المنطقة التي تسمى الآن "بالهلال الخصيب"،
|agriculture|||the Natufians|||||||is called|now|the Fertile Crescent|Fertile
hikaye|tarım|başladı|ile|Natufianlar|ve onlar|halk|vardı|de|bölge|ki|adlandırılan|şimdi|Hilal|verimli
Tarım hikayesi, şimdi "Verimli Hilal" olarak adlandırılan bölgede yaşayan "Natufianlar" ile başladı.
منذ تقريبا 10000 سنة قبل الميلاد، حيث أنهم قبل هذا التاريخ كانوا يعيشون حياة الإنسان بصفة عامة
yaklaşık|10000|yıl|önce|milattan önce|burada|onlar|önce|bu|tarih|yaşıyordu|yaşıyordu|yaşam|insan|olarak|genel
Since approximately 10,000 years BC, since before this date they were living human life in general
M.Ö. yaklaşık 10.000 yıl önce, bu tarihten önce genel olarak insan yaşamı sürüyorlardı.
في العصرين الحجري القديم و الوسيط التي ذكرناها في المقدمة "السكن وسط الكهوف وصيد الحيوانات وجمع الثمار"،
|the two eras||||||we mentioned it||introduction|housing||caves|and hunting||and gathering|
de|çağlar|taş|eski|ve|orta|ki|bahsettiğimiz|de|giriş|barınma|içinde|mağaralar|ve avlama|hayvanlar|ve toplama|meyveler
Girişte bahsettiğimiz "mağaralarda yaşamak, hayvan avlamak ve meyve toplamak" gibi eski ve orta taş çağlarında.
لأنها كانت الطريقة الوحيدة آنذاك التي توصلوا لها لضمان بقائهم على قيد الحياة،
||||||||to ensure|their survival|||
çünkü|idi|yol|tek|o zaman|ki|ulaştılar|ona|hayatta kalmalarını|kalmalarını|üzerinde|yaşam|hayat
Çünkü o zamanlar hayatta kalmalarını sağlamak için ulaştıkları tek yol buydu.
لكن مع بداية تكون الصحاري في الفترة الأخيرة من العصر الجليد، بدأت الحيوانات و الاشجار البرية تعرف قلة كبيرة
||||the deserts||||||||||the trees|wild||scarcity|
ama|ile|başlangıcı|oluşumu|çöller|de|dönem|son|ın|çağ|buzul|başladı|hayvanlar|ve|ağaçlar|yabani|tanımaya|azalma|büyük
Ancak buzul çağının sonlarında çölleşmenin başlamasıyla birlikte, vahşi hayvanlar ve ağaçlar büyük bir azalma yaşamaya başladı.
لأن الصحراء تعني التصحر و التصحر يعني إنخفاض المناطق الغابوية وهذا يعني الجفاف وإنتشار المجاعة،
|||desertification||desertification|||areas||||drought|and the spread|famine
çünkü|çöl|anlamına gelir|çölleşme|ve|çölleşme|anlamına gelir|azalması|bölgeler|ormanlık|bu|anlamına gelir|kuraklık||kıtlık
Çünkü çöl, çölleşme demektir ve çölleşme, ormanlık alanların azalması demektir, bu da kuraklık ve kıtlığın yayılması anlamına gelir.
حيث أنه إذا أرادوا الاكل يجب عليهم التنقل بإستمرار لمسافات طويلة، فإضطروا لتغيير المكان،
|||they wanted|||||continuously|for distances||so they were forced||
çünkü|o|eğer|istediler||zorundalar|onlara|hareket etmek|sürekli|mesafeler|uzun|bu yüzden zorunda kaldılar|değiştirmeye|yeri
Since if they wanted to eat, they had to move continuously for long distances, so they had to change the place,
Eğer yemek istiyorlarsa, sürekli olarak uzun mesafelere seyahat etmek zorundalar, bu yüzden yer değiştirmek zorunda kaldılar.
إنقسموا كطريقة أولى لوحدات صغيرة، وعندما يجدون مكانا ما صالحا للحياة، يستقرون به حتى ينقضي ما جاد به،
they divided|as a method||for units||||a place||suitable|||||expires||was granted|
Bölündüler|Bir yol olarak|ilk|birimlere|küçük|ve ne zaman|bulurlar|bir yer|ne|uygun|yaşam için|yerleşirler|oraya|kadar|sona erene kadar|ne|verdi|ona
They split as a first method into small units, and when they find a suitable place for life, they settle in it until what is serious about it is over.
İlk olarak küçük birimlere ayrıldılar ve yaşamak için uygun bir yer bulduklarında, orada kalıyorlar, ta ki o yerin sunduğu kaynaklar tükenene kadar.
نجحت معهم هذه الطريقة لسنوات وسنوات لكن مع الوقت نمط الترحال هذا أجهدهم كثيرا وأخذ منهم مجموعة من الأفراد
||||for years|and years|||||traveling||exhausted them||||||
başarılı oldu|onlarla|bu|yöntem|yıllar boyunca|ve yıllar|ama|ile|zaman|tarz|seyahat|bu|onları yordu|çok|ve aldı|onlardan|bir grup|dan|bireyler
This method worked for them for years and years, but over time, this pattern of travel exhausted them a lot and took a group of individuals from them
Bu yöntem onlarla yıllar boyunca başarılı oldu ama zamanla bu göçebe yaşam tarzı onları çok yordu ve bazı bireyleri kaybetmelerine neden oldu.
زائد أن هذه الواحات لم تكن تقنعهم مثل المساحات الخضراء الكبيرة التي إعتادوا عنها،
|||the oases|||it convinces them|||green|||they were used to|
artı|ki|bu|vahalar|(olumsuzluk eki)|olmasaydı|onları tatmin ederdi|gibi|alanlar|yeşil|büyük|ki|alışkın oldukları|ondan
In addition, these oases did not convince them like the large green spaces they were used to.
Ayrıca, bu vahalar, alıştıkları büyük yeşil alanlar kadar onları tatmin etmiyordu.
كما انه إذا حاولوا الهجرة للشمال فسيتواجهون مع صيادين آخرين وكان هذا مسألة حياة أو موت لديهم،
|||||to the north|they will face||fishermen||||||||
gibi|o|eğer|denemeleri|göç|kuzeye|karşılaşacaklar|ile|avcılar|diğerleri|ve bu|bu|mesele|yaşam|ya|ölüm|onlar için
Also, if they tried to migrate to the north, they would encounter other hunters, and this was a matter of life or death for them.
Ayrıca, kuzeye göç etmeye çalışırlarsa, başka avcılarla karşılaşacaklardı ve bu, onların hayatı veya ölümü meselesiydi.
فتريثوا وحطوا الرحال على ضفاف مايسمى الآن ببحيرة طبريا بفلسطين، حيث أنه وجدوا بأنه سهل خصب وفيه ما فيه من الحياة فإستقروا به لسنوات،
so be patient||the tents|on|the banks|||by the lake|Tiberias||||they found|||fertile||||||so they settled||
beklediler|indirdiler|yükler|üzerinde|kıyılar|şimdi adı verilen|şimdi|Gölünde|Tiberias|Filistin'de|nerede|o|buldular|olduğunu|ova|verimli|içinde|ne|içinde|olan|yaşam|böylece yerleştiler|ona|yıllarca
So they waited and settled on the banks of what is now called Lake Tiberias in Palestine, as they found that it is a fertile plain and has life in it, so they settled there for years.
Bu yüzden durdular ve şimdi Tiberias Gölü olarak bilinen yerin kıyısına yerleştiler, buranın verimli bir arazi olduğunu ve içinde hayat barındırdığını gördüler, bu yüzden yıllarca burada kaldılar.
وفي تلك السنوات كانوا يحاولون ملاحظة وفهم كيف يخرج النبات من الأرض؟
|||||observation||||plant||
ve|o|yıllarda|onlar|denemekte|gözlemlemek|ve anlamak|nasıl|çıkar|bitki|dan|toprak
And in those years they were trying to observe and understand how a plant comes out of the ground?
Bu yıllar boyunca bitkilerin topraktan nasıl çıktığını gözlemlemeye ve anlamaya çalışıyorlardı.
نظرية تقول بأن الذكور عندما يخرجون للصيد يبقون أيام وبعض الأحيان أسابيع،
|||||they go out||they stay|||sometimes|
teori|der|ki|erkekler|ne zaman|çıkıyorlar|avlanmaya|kalıyorlar|günler|ve bazı|zamanlar|haftalar
Bir teori, erkeklerin avlanmaya çıktıklarında günlerce, bazen haftalarca dışarıda kaldıklarını söylüyor.
وفي تلك المدة كانوا الإناث يبقون لتدبير شؤون المنزل، ولكي يجدوا ما يسدون به جوعهم يخرجون للبحث في محيطهم على الثمار و العسل في الشجر، و الحبوب و الثمار التي في الأرض،
|||||staying|managing||||find||satisfy||their hunger||||their surroundings|||||||||||||
ve|o|süre|onlar|dişiler|kalırdı|yönetmek için|işler|ev|ve böylece|bulabilsinler|ne|doyuracak|ile|açlıklarını|çıkarlar|aramak için|içinde|çevreleri|üzerinde|meyveler|ve|bal|içinde|ağaç|ve|tahıllar|ve|meyveler|ki|içinde|toprak
Bu süre zarfında dişiler evin işlerini idare etmekte kalıyorlardı ve açlıklarını gidermek için çevrelerinde meyve, ağaçlardaki bal, topraktaki tahıllar ve meyveleri aramak için dışarı çıkıyorlardı.
وهن عائدات تسقط منهم بعض الحبوب في التراب وبما أن المكان هو أرض خصبة وعلى ضفاف بحيرة
|revenues||||||the soil|||the place||||||lake
Onlar|dönerken|düşürüyor|onlardan|bazı|tohumlar|içinde|toprak|ve çünkü|o|yer|o|arazi|verimli|ve üzerinde|kıyılar|göl
As they return, some grains fall from them in the dirt, since the place is fertile land and on the banks of a lake
Onlar, bazı tohumların yere düştüğü bir şekilde geri dönüyorlardı ve yer verimli bir arazi ve bir göl kenarıydı.
كانت تلك الحبوب تنبت وتخرج وتصبح صالحة للأكل، بدؤوا بملاحظتها،
|||grows|and it comes out|become|suitable|for eating|they started|it
o zaman|o|tohumlar|filizlenir|ve çıkar|ve olur|uygun|yemeye|başladılar|onu gözlemlemeye
O tohumlar filizleniyor, çıkıyor ve yenilebilir hale geliyordu, bunu gözlemlemeye başladılar.
هذه الملاحظة مع الوقت جعلتهم يكتشفون بأنه لكي ينبت القمح أو الشعير على سبيل المثال
||||made them|they discover|||grows|wheat||barley|||
bu|gözlem|ile|zaman|onlara|keşfetmelerini|bunun|için|büyümesi|buğday|veya|arpa|üzerinde|yol|örnek
Bu gözlem zamanla onlara buğday veya arpa gibi bir şeyin filizlenmesi için.
يجب على الحبة أن تطمر في التراب ويمر عليها الماء سواء ماء البحيرة او الشتاء،
||seed||be buried|||passes|||||the lake||
zorunlu|üzerine|tohum|-melidir|gömülmelidir|içinde|toprak|ve geçmelidir|onun üzerinden|su|ister|su|göl|veya|kış
The grain must be buried in the soil and water passes over it, whether lake water or winter water.
Tohumun toprağa gömülmesi ve üzerine su geçmesi gerektiğini keşfetmelerini sağladı, ister göl suyu ister kış suyu olsun.
فبإذن الله كانت هذه هي أولى عمليات الزراعة في التاريخ،
so with the permission of|||||||||
izinle|Allah|oldu|bu|o|ilk|operasyonlar|tarım|de|tarih
Allah'ın izniyle, bu tarihteki ilk tarım faaliyetleri oldu.
وإذا كانت هذه النظرية صحيحة مائة في المائة فإن أول فلاح عرفه التاريخ كان إمرأة
|||||one hundred|||||farmer|known to|||a woman
ve eğer|ise|bu|teori|doğru|yüz|içinde|yüz|o zaman|ilk|çiftçi|tanıdığı|tarih|idi|kadın
And if this theory is one hundred percent correct, then the first peasant known to history was a woman
Ve eğer bu teori yüzde yüz doğruysa, tarihin bildiği ilk çiftçi bir kadındı.
وطبعا هذا ليس بغريب على النساء، المهم بدؤوا بتطبيق الفكرة التي إكتشفوها حيث إستعملوا العصا لحفر الأرض،
|||strange|||||applying|||they discovered it||they used|the stick|to dig|
ve tabii ki|bu|değil|garip|üzerinde|kadınlar|önemli|başladılar|uygulamaya|fikir|ki|keşfettikleri|burada|kullandılar|sopa|kazmak için|toprak
Of course, this is not strange for women, the important thing is that they started applying the idea that they discovered, as they used sticks to dig the ground,
Ve tabii ki bu kadınlar için garip değil, önemli olan keşfettikleri fikri uygulamaya başladılar; toprak kazmak için bir sopa kullandılar,
ويرمون الحبة فيها ويدكون عليها بأرجلهم لكي تطمر جيدا في الأرض وينتظرون حتى تخرج النبتة.
and they throw|||they tread||with their feet||||||and they wait||emerges|the plant
ve atarlar|tohumu|içine|ve ezerler|ona|ayaklarıyla|için|gömülsün|iyi|içinde|toprak|ve beklerler|kadar|çıkana|filiz
They throw the grain in it and trample it with their feet so that it is well buried in the ground, and they wait until the plant comes out.
tohumu içine attılar ve iyice toprağa gömülmesi için ayaklarıyla bastırdılar ve bitkinin çıkmasını beklediler.
هذه القصة هي أكثر النظريات منطقية في مسألة إكتشاف الزراعة لأول مرة في التاريخ،
|||||logical||issue||agriculture||||
bu|hikaye|o|en fazla|teoriler|mantıklı|de|mesele|keşif|tarım|ilk|kez|de|tarih
Bu hikaye, tarihte tarımın ilk kez keşfi meselesinde en mantıklı teorilerden biridir,
الزراعة التي غيرت من نمط كسب القوت لدى الإنسان في العصر الحجري الوسيط وخلق عن طريقها نمط عيش جديد مبني على الإستقرار وجعلته يترك ذاك التنقل لمسافات طويلة.
||||||livelihood||human||||||||pattern|||based||stability|and made him|||||
tarım|ki|değiştiren|insanın|yaşam tarzı|kazanma|gıda|sahip|insan|de|çağ|taş|orta|ve yarattı|aracılığıyla|onun|yaşam tarzı|yaşam|yeni|inşa edilmiş|üzerine|istikrar|ve onu|bırakmaya|o|hareket|mesafeler|uzun
tarım, insanın orta taş çağındaki geçim tarzını değiştirdi ve ona yeni bir yaşam tarzı sundu; bu da onu uzun mesafelerdeki göçü bırakmaya yönlendirdi.
الزراعة في الأول كانت مبنية فقط على الحبوب مثل القمح و الشعير
||||based|||grains||wheat||barley
tarım|de|ilk|vardı|inşa edilmiş|sadece|üzerine|tahıllar|gibi|buğday|ve|arpa
Tarım başlangıçta sadece buğday ve arpa gibi tahıllara dayanıyordu.
لأن الإنسان فالسنوات المجاورة لعام 10000 قبل الميلاد بالكاد بدأ بإستئناس الحبوب و الحيوانات الغير متوحشة المحيطة به،
||in the years|adjacent|for the year|||barely||domestication of|crops||||wild|surrounding|
çünkü|insan|yıllarda|komşu|MÖ|önce|miladı|zar zor|başladı|evcilleştirme|tahılları|ve|hayvanları|olmayan|vahşi|çevresindeki|ona
Because man in the years around 10,000 BC had barely begun to domesticate grain and the wild animals around him,
Çünkü insan, M.Ö. 10000 yılı civarında, çevresindeki evcilleşmemiş tahılları ve hayvanları evcilleştirmeye yeni yeni başlamıştı.
وبدأ يفهم ماهو التدجين وكيف يخرج النبات من الأرض، أما الزراعة الأكثر تطورا نوعا ما
||what|domestication|||||||||advanced||
ve başladı|anlıyor|ne olduğunu|evcilleştirme|ve nasıl|çıkar|bitki|dan|toprak|ama|tarım|en|gelişmiş|biraz|kadar
Ve bitkilerin toprağı nasıl terk ettiğini ve evcilleştirme nedir, bunu anlamaya başlamıştı, daha gelişmiş tarım ise
مثل بناء المزارع الكبيرة و البساتين و زرع الخضر و الفواكه المتنوعة وتربية الأنعام وما إلى ذلك
||farms|||the orchards||the planting of|vegetables|||||livestock|||
örneğin|inşaat|çiftlikler|büyük|ve|bahçeler|ve|ekim|sebzeler|ve|meyveler|çeşitli|ve yetiştirme|hayvanlar||kadar|o
büyük çiftlikler ve bahçeler kurmak, çeşitli sebzeler ve meyveler ekmek ve hayvan yetiştirmek gibi şeylerdir.
سيصل لهذا طبعا لكن حديثا في حدود السنة 6000 ق.م،
will arrive||||recently|in||||
ulaşacak|buna|elbette|ama|yakın zamanda|içinde|civarında|yıl||
Bunlara elbette ulaşılacak ama bu, M.Ö. 6000 civarında gerçekleşecektir.
هذا المدخل البسيط سننتقل معه للجزء الثاني من الفيديو وهو الجواب على السؤال التالي: متى و كيف إكتشف سكان شمال إفريقيا الأمازيغ الأوائل الزراعة قديما؟
|introduction|simple|we will move||to part (1)||||||||||||discovered||the north of||the Amazigh|the first|agriculture|
bu|giriş|basit|geçeceğiz|onunla|ikinci kısma|ikinci|-den|video||cevap|üzerine|soru|sonraki|ne zaman|ve|nasıl|keşfetti|halk|Kuzey|Afrika|Berberiler|ilk|tarım|eski zamanlarda
We will move with this simple introduction to the second part of the video, which is the answer to the following question: When and how did the first inhabitants of North Africa discover agriculture in the past?
Bu basit girişle videonun ikinci bölümüne geçeceğiz ve şu sorunun cevabını vereceğiz: Kuzey Afrika'nın ilk Berberileri tarımı ne zaman ve nasıl keşfetti?
الفكرة التي سنبدأ بها هي أن شمال إفريقيا كانوا فيها البشر منذ عصور ما قبل التاريخ
||||||||||||ages|||
fikir|ki|başlayacağız|ona|o|(bağlaç)|Kuzey|Afrika|vardı|içinde|insanlar|dan|çağlar|(olumsuzluk)|öncesi|tarih
The idea we'll start with is that North Africa has been where humans have been since prehistoric times
Başlayacağımız fikir, Kuzey Afrika'da insanların tarih öncesi çağlardan beri yaşadığıdır.
وهم أيضا كانوا صيادين وجامعين للثمار ويسكنون الكهوف، الأمثلة و الدلائل العلمية ستجدونها في هذا الفيديو من هنا أو هنا،
||||and gatherers|for the fruits|they live|the caves|||the evidence|scientific|you will find it|||||||
ve onlar|de|idiler|avcılar|toplayıcılar|meyveler|ve yaşarlardı|mağaralarda|örnekler|ve|kanıtlar|bilimsel|onları bulacaksınız|içinde|bu|video|dan|burada|veya|burada
Ayrıca avcılar ve meyve toplayıcılar olarak yaşıyorlardı ve mağaralarda yaşıyorlardı. Örnekler ve bilimsel kanıtlar bu videoda burada veya burada bulabilirsiniz.
شاهدوه لكي تفهموا على ماذا اتكلم وعودوا للأكمال، إخواني أخواتي وانا أبحث على الجواب للسؤال السابق
watch it||you understand||||and return|for the completion||||||||
izleyin|için|anlayasınız|neye|ne|konuşuyorum|ve geri dönün|devam etmek için|kardeşlerim|kız kardeşlerim|ben|arıyorum|üzerinde|cevap|soru|önceki
Watch it so that you understand what I am talking about and go back for completion, my brothers and sisters, and I am searching for the answer to the previous question
Bunu izleyin ki ne hakkında konuştuğumu anlayın ve devam etmek için geri dönün, kardeşlerim ve kız kardeşlerim, önceki sorunun cevabını ararken.
وجدت بأن سكان شمال إفريقيا الأوائل إكتشفوا الزراعة في العالم 7000 او 5200 قبل الميلاد،
||||||discovered|agriculture|||||
buldum|ki|halk|Kuzey|Afrika|ilk|keşfettiler|tarım|de|dünya|veya|önce|miladı
Kuzey Afrika'nın ilk sakinlerinin tarımı M.Ö. 7000 veya 5200'de keşfettiğini buldum.
إلا أنه في الجهة المقابلة كانوا هناك جملتين طاغيتين في المقالات التي قرأت وهي أن "البحارة الفينيقيين" و الملك النوميدي "ماسينيسا"
|||side|the opposite|||two sentences|tyrants||the articles|||||the sailors|the Phoenicians|||Numidian|Masinissa
ancak|o|de|taraf|karşı|vardı|orada|iki cümle|baskın|de|makalelerde|ki|okudum|||||ve|kral|Numid|Masinisa
However, on the other hand, there were two tyrannical sentences in the articles that I read, namely that the "Phoenician sailors" and the Numidian king "Masinissa"
Ancak karşı tarafta okuduğum makalelerde baskın iki cümle vardı; biri "Fenike denizcileri" diğeri ise Numidya Kralı "Masinissa".
هما اللذان كانا السبب في تعرف الامازيغ على الزراعة بشكل عام وقبلهما كانوا يتغذون فقط على ما تجود به الطبيعة من الربيع،
|those|||||the Amazigh||agriculture|||before them||they fed||||gives||||
onlar|iki kişi|idi|sebep|de|tanışma|Berberiler|ile|tarım|şekilde|genel|onlardan önce|idiler|besleniyorlardı|sadece|ile|ne|sunuyorsa|ona|doğa|dan|bahar
Onlar, Berberilerin tarımla tanışmasının sebebiydi; öncesinde sadece doğanın bahar döneminde sunduğu şeylerle besleniyorlardı.
لكن مصطلح الفينيقيين وماسينيسا لم يذكرهم التاريخ إلا بعد العام 2500 قبل الميلاد
|term||and Masinissa||them||||||
ama|terim|Fenikeliler||(olumsuzluk eki)|onlara bahsetti|tarih|ancak|sonra|yıl|önce|milattan
But the term Phoenicians and Masinissa were not mentioned in history until after the year 2500 BC
Ancak Fenike ve Masinissa terimleri tarihte ancak M.Ö. 2500'den sonra anılmaya başlandı.
زائد أن الصحراء الكبرى الكبرى تشكلت هي أيضا في الفترة الأخيرة من نهاية العصر الجليدي وبداية العصر الجيولوجي "الهولوسين"،
plus|||||formed|||||||||glacial|and the beginning|||
artı|ki|çöl|büyük||oluştu|o|de|de|dönem|son|-den|son|çağ|buzul|ve başlangıç|çağ|jeolojik|Holosen
Ayrıca, Büyük Sahra da buzul çağının sonu ve jeolojik çağın "Holosen" döneminin başlangıcında oluştu.
و الصحراء هي الجفاف و قلة الموارد "النباتات و الحيوانات البرية"
||||||||||wild
ve|çöl|dir|kuraklık|ve|||||hayvanlar|yaban
And the desert is drought and lack of resources "wild plants and animals"
Ve çöl, kuraklık ve kaynakların azlığı "bitkiler ve yaban hayvanları" demektir.
إذن كيف سيقدرون على البقاء قيد الحياة وقد عرفوا بأن ذلك الذي كان أصبح قليلا وبشكل كبير
||they will be able||||||they knew||||||||
o zaman|nasıl|hayatta kalacaklar|üzerinde|kalma|altında|yaşam|ve|biliyorlardı|ki|o|ki|vardı|oldu|az|şekilde|büyük
So how will they be able to survive when they know that what was little has become big
O halde nasıl hayatta kalacaklar ki, bunun artık çok azaldığını biliyorlardı?
وكان لازما عليهم وجود بديل معين خصوصا وأن دافعهم الوحيد هو غريزة البقاء،
|necessary|||a substitute||especially||their motivation|||instinct|survival
ve|zorunlu|onlara|varlığı|alternatif|belirli|özellikle|ve|motivasyonları|tek|o|içgüdü|hayatta kalma
It was necessary for them to have a certain alternative, especially since their only motive is the survival instinct.
Özellikle hayatta kalma içgüdüleri tek motivasyonları olduğundan, belirli bir alternatifin olmaması gerekiyordu.
بالتالي شخصيا يظهر بأن حتى الأمازيغ مروا من نفس المرحلة التي مروا منها سكان الهلال الخصيب
||it appears|||the Amazigh|passed|||||passed|||the Crescent|the Fertile Crescent
dolayısıyla|şahsen|görünüyor|ki|hatta|Berberiler|geçtiler|dan|aynı|aşama|ki|geçtiler|ondan|sakinler|Hilal|verimli
Thus, personally, it appears that even the Berbers passed through the same stage as the inhabitants of the Fertile Crescent
Dolayısıyla, kişisel olarak, Berberilerin de verimli hilal bölgesinin sakinlerinin geçtiği aynı aşamalardan geçtiği görülüyor.
و الأسباب التي جعلتهم يكتشفون الزراعة هي نفسها، بالتالي منطقيا حتى سكان شمال إفريقيا الأوائل
|||||||||logically|||||the first
ve|nedenler|ki|onları|keşfetmelerine|tarım|o|aynı|dolayısıyla|mantıken|hatta|halk|Kuzey|Afrika|ilk
Onları tarımı keşfetmeye iten nedenler de aynı, dolayısıyla mantıken, Kuzey Afrika'nın ilk sakinleri de.
توصلوا لأكتشاف عملية زراعة الحبوب منذ تقريبا 10000 سنة قبل الميلاد.
|to the discovery of|process|farming|crops|||||
ulaştılar|keşfine|sürecin|ekimi|tahılların|yaklaşık|yaklaşık|yıl|önce|miladı
M.Ö. yaklaşık 10.000 yıl önce tahıl ekimi sürecini keşfetmişlerdir.
ولعل ذكر المؤرخين زراعة الخضر مثل الفول و أشجار الزيتون و التين و العنب
and perhaps||the historians||||||trees|olives||fig||
belki de|bahsetmesi|tarihçiler|tarımı|sebzeler|gibi|bakla||ağaçlar|zeytin||incir||üzüm
Tarihçilerin yeşil sebzelerin, örneğin bakla, zeytin, incir, üzüm,
و النخل و اللوز و التفاح و الرمان وكذلك تدجين الدجاج و الغنم و البقر و الحمير و الأحصنة والكلاب
|the palm tree||almonds||apples||pomegranate||domestication|||sheep||||donkeys||horses|and the dogs
ve|palmiye|ve|badem|ve|elma|ve|nar|ve ayrıca|evcilleştirme|tavuk|ve|koyun|ve|inek|ve|eşekler|ve|atlar|ve köpekler
hurma, badem, elma, nar ve ayrıca tavuk, koyun, sığır, eşek, at ve köpeklerin evcilleştirilmesinden bahsetmesi muhtemeldir.
و الأدوات الخاصة بها مثل الفأس و المحراث الأمازيغي القديم و التقويم الذي كان سبيلا لتنظيم السنة الفلاحية
|||||the axe|||Berber||||||سبيلًا|organizing||agricultural
ve|aletler|özel|ona|gibi|balta|ve|saban|Berberi|eski|ve|takvim|ki|idi|yol|düzenlemek için|yıl|tarımsal
Bunlara ek olarak, eski Berberi sabanı ve tarım yılını düzenlemek için bir yol olan takvim gibi özel aletler.
حيث كما تعرفون لزرع بعض الخضر الموسمية لازم أن تكون عارفا بالفصول،
||you know|to plant|||seasonal||||knowing|
çünkü|gibi|biliyorsunuz||bazı|sebzeler|mevsimlik|zorunlu|(bağlaç)|olmalısın|bilgin|mevsimlerle
Biliyorsunuz ki, mevsimlik bazı sebzeleri ekmek için mevsimleri bilmek gerekir.
وهذا ماهو إلا دليل على التطور الكبير الذي عرفته الزراعة في حدود السنة 5000 ق.م، عند سكان شمال إفريقيا الاوائل منذ القدم،
|||||||||||||||||||the early||ancient times
ve bu|değil|ancak|kanıt|üzerine|gelişim|büyük|ki|yaşadı|tarım|de|civarında|yıl|||de|halk|Kuzey|Afrika|ilk|dan beri|eski
This is nothing but evidence of the great development that agriculture knew within the year 5000 BC, among the first inhabitants of North Africa since ancient times.
Bu, M.Ö. 5000 civarında Kuzey Afrika'nın ilk sakinleri arasında tarımda yaşanan büyük gelişimin bir kanıtıdır.
حيث أنها كانت تقتصر فقط على زراعة الحبوب و الحشائش.
|||was limited||||||grasses
çünkü|o|idi|sınırlıydı|sadece|üzerine|tarım|tahıllar|ve|otlar
Sadece tahıl ve ot ekimi ile sınırlıydı.
هذا كان رأي و تحليل شخصي كجواب على إكتشاف الزراعة عند سكان شمال إفريقيا قديما،
||||analysis||as an answer||||||||
bu|idi|görüş|ve|analiz|kişisel|bir cevap|üzerine|keşif|tarım|de|halk|Kuzey|Afrika|eski zamanlarda
Bu, Kuzey Afrika'daki insanların tarımı keşfi üzerine kişisel bir görüş ve analizdi,
يهمني كثيرا التعرف على آرائكم و مناقشاتكم ولو تكن معارضة للذي قلته، في التعليقات.
||||your opinions||your discussions|||opposition|what|||
benim için önemli|çok|tanımak|üzerine|görüşleriniz|ve|tartışmalarınız|ve eğer|değilse|karşıtlık|söylediğim|şey|içinde|yorumlar
Söylediklerime karşıt olsa bile, görüşlerinizi ve tartışmalarınızı yorumlarda öğrenmek benim için çok önemli.
لكي نختم فإذا أردت أكل "الكسكس بسبع خضار" يجب أن تحرث الأرض و تزرع القمح لكي يتوفر لدينا الكسكس و الدقيق
|||||couscous||vegetables||||||plant|||||||flour
için|bitirelim|o zaman|istersen|yemek|kuskus|yedi|sebze|gerekir|(fiil edatı)|sürülmesi|toprak|ve|ekilmesi|buğday|için|temin edilsin|bizim|kuskus|ve|un
Sonuç olarak, eğer "yedi sebzeli kuskus" yemek istiyorsanız, toprağı sürmeli ve kuskus ve un elde etmek için buğday ekmelisiniz.
وثانيا يجب طحن الزيتون من أجل زيت الزيتون وضروري أن ننتظر المواسم الفلاحية التي يكون فيها البصل، و الطماطم، والجزر،
secondly||grinding||||||it is necessary||we wait|the seasons||||||||
ve ikinci olarak|gerekir|ezmek|zeytin|için|zeytinyağı||||-dığı|bekliyoruz|mevsimler|tarımsal|-dığı|olur|içinde|soğan|ve|domates|
Secondly, olives must be ground for olive oil, and it is necessary to wait for the agricultural seasons in which onions, tomatoes, carrots,
İkincisi, zeytinleri zeytinyağı için ezmek ve soğan, domates ve havuçların olduğu tarım sezonlarını beklemek zorundayız.
و القرع الأحمر و الأخضر، الملفوف، اللفت، الحمص، التوابل مثل الزنجبيل
|pumpkin||||cabbage|turnip||||ginger
ve|kabak|kırmızı|ve|yeşil|lahana|şalgam|nohut|baharatlar|gibi|zencefil
Kırmızı ve yeşil kabak, lahana, şalgam, nohut, zencefil gibi baharatlar
و الفلفل الأود و الكركم و الزعفران و الكزبرة و البقدونس
||the black||||saffron||coriander||parsley
|biber|beyaz||zerdeçal||safran||kişniş||maydanoz
ve kırmızı biber, zerdeçal, safran, kişniş ve maydanoz
و لازم أن يكون فيها كيلو لحم غنمي أو بقري أو معزي أو ديك رومي أو لحم الجمل أو دجاجة
|||||||sheep||||goat||turkey|turkey|||||
ve|zorunlu|(fiil)|olmalı|içinde|kilo|et|koyun|veya|sığır|veya|keçi|veya|hindi|yerli|veya|et|deve|veya|tavuk
ve içinde bir kilo koyun, sığır, keçi, hindi, deve eti veya tavuk olmalı
و أخيرا السمن و الحليب و اللبن، الذي تعرفون من أين يأخذ وكيف يعدل،
||ghee|||||||||||is made
ve|sonunda|tereyağı|ve|süt|ve|yoğurt|o|biliyorsunuz|nereden||alır||hazırlanır
Finally, ghee, milk and milk, which you know from where it is taken and how it is modified.
ve son olarak tereyağı, süt ve yoğurt, nereden alındığını ve nasıl hazırlandığını bildiğiniz gibi,
إذن بدون الزراعة فلن يكون هذا فشكرا لها و لمكتشفها و مطورها.
||||||so thank you|||its discoverer||its developer
o zaman|olmadan|tarım|olmayacak|olacak|bu|teşekkürler|ona||||
yani tarım olmadan bu olmayacak, o yüzden ona ve keşfeden ile geliştirenlere teşekkürler.
إخواني أخواتي الحلقة إنتهت اتمنى أن يكون هذا المحتوى يعجبكم من كل النواحي و مرة أخرى سامحوني على التأخر الخارج عن السيطرة
|||has ended|I hope||||content|you like||||||||||||control
kardeşlerim|kız kardeşlerim|bölüm|bitti|umarım|bu|olur|bu|içerik|hoşunuza gider|her|her|açıdan|||kez|beni affedin|için|gecikme|dışındaki|hakkında|kontrol
Kardeşlerim, abla ve ağabeylerim, bölüm sona erdi. Umarım bu içerik her açıdan hoşunuza gitmiştir ve bir kez daha, kontrolüm dışındaki gecikme için özür dilerim.
و شكرا لكم كثيرا على دعمكم الكبير جدا و المحفز في الفيديوهين السابقين،
ve|teşekkürler|size|çok|için|desteğiniz|büyük|çok|ve|motive edici|içinde|iki video|önceki
Ve önceki iki videodaki büyük ve motive edici desteğiniz için çok teşekkür ederim.
إلى الفيديو القادم إن شاء الله تحياتي و إلى اللقاء.
gelecek|video|gelen|in|||selamlar|ve|görüşmek üzere|buluşma
Gelecek videoda görüşmek üzere, inşallah. Saygılarımla, hoşça kalın.
SENT_CWT:AFkKFwvL=6.26 PAR_TRANS:gpt-4o-mini=3.71
tr:AFkKFwvL
openai.2025-01-22
ai_request(all=106 err=0.00%) translation(all=88 err=0.00%) cwt(all=1369 err=3.07%)