×

LingQをより快適にするためCookieを使用しています。サイトの訪問により同意したと見なされます クッキーポリシー.

image

Nur's Turkish Coffee, New Year, New me/ Yeni Bir Yıl Yeni Bir Ben

New Year, New me/ Yeni Bir Yıl Yeni Bir Ben

YENİ BİR yıl, YENİ BİR BEN

Herkese merhaba. Yeni yılın ilk bölümüyle karşınızdayım. Havalar İstanbul'da çok soğuk. Ama henüz kar yağmadı. Kar yok. Fark ettiğiniz gibi çok sık yeni bölüm yüklemiyorum. Ama instagram'da aktifim. Instagram'da sürekli paylaşım yapıyorum. Instagram hesabım: turkishwithturkishcoffe. Beni oradan takip edebilirsiniz. Çok faydalı paylaşımlar yapıyorum. Beni Instagram'dan takip ederek sürekli yeni kelimeler öğrenebilirsiniz. Dil öğrenme hesaplarını Instagram'dan takip etmek insanın dilini çok geliştiriyor. Çünkü günde pek çok defa Instagram'a giriyorsunuz. Ve her girdiğinizde yeni kelimeler, yeni deyimler gördüğünüzü düşünün. Bu çok faydalı olur öyle değil mi?

Şu anda Şubat ayındayız .Geçen ay, Ocak ayında yeni yıla girdik. 2020 yılına. Yeni yıl demek yeni bir başlangıç demek. Yeni yılın başında insanlar da genelde yeni kararlar alır. Ve yeni yılda bu kararları uygulamaya çalışırlar. Biz de bugün yeni yıl kararlarından, yeni yıl hedeflerinden bahsedeceğiz.

Bölüme başlamadan önce her zamanki gibi öncelikle anlamını bilmediğinizi düşündüğüm, kelimeleri açıklamakla başlayacağım.

Birinci kelimemiz "hedef" kelimesi. Bu kelimeyi bu bölümde sıklıkla kullanacağım, yani sürekli kullanacağım. Hedef demek amaç demek, yapmak istediğimiz şeyler demek. Mesela Türkçe öğrenmek yeni yıl hedeflerinizden biri olabilir. Yani yeni yılda yapmak, gerçekleştirmek istediğiniz şeylerden biri olabilir. Türkçe öğrenmek sizin yeni yıl hedefiniz.

İkinci kelimemiz ise "saçma" kelimesi. Saçma ne demek? Saçma demek anlamsız demek, uygun olmayan demek. Bir örnek vereyim anlamanız için. Mesela yolda arkadaşınızla yürüdüğünüzü düşünün ve onun birdenbire köpek gibi havlamaya başladığını düşünün. Ona dönüp "Ne yapıyorsun? Bu yaptığın çok saçma! Saçmalama!" diyebilirsiniz. "Saçmalama!" ne demek? Saçmalama, yani artık bu saçma şeyi yapma demek. Umarım anlamışsınızdır.

Anlamadıysanız da internet siteme yani websiteme giderek anlamına bakabilirsiniz. İnternet sitemde bu bölümün transkriptlerini, zor kelimelerin anlamlarını,çevirilerini bulabilirsiniz. Bölümle ilgili birçok şey paylaşıyorum. Ayrıca artık her bölüm için kısa kısa testler hazırlıyorum. Bu testleri yaparak, bölümü gerçekten anlamış mısınız anlamamış mısınız bunu görebilirsiniz. Ve tamamen ücretsiz! O yüzden internet siteme gitmeyi unutmayın.

Üçüncü kelimemiz "gayet" kelimesi. Gayet kelimesi "çok" demek. Ama kullanımı biraz farklı. Yani bu kelimeyi "çok" kelimesini kullandığınız gibi kullanamazsınız. Mesela "seni çok seviyorum" diyebilirsiniz ama "seni gayet seviyorum" demeniz biraz garip olur. Yani sizi anlarlar ama bu şekilde kullanmıyoruz genelde. Nasıl kullandığımızı açıklayayım. Mesela kardeşinizi sizin en sevdiğiniz tişörtünüzü alırken gördünüz ve ona sordunuz. "Tişörtüm nerede? Tişörtümü gördün mü?" Ve o da size "Bilmiyorum." dedi. Siz de ona şöyle diyebilirsiniz; "Gayet iyi biliyorsun" yani çok iyi biliyorsun. Ya da arkadaşlarınızla buluştunuz ve eve geldiniz. Anneniz size sordu "Buluşmanız nasıl geçti?" Siz de annenize "Gayet güzel geçti" diyebilirsiniz. Yani çok güzel geçti.

Son kelimemizse "sır" kelimesi. Sır gizli olan, kimseye söylemediğimiz şeylere denir. Mesela 20 yaşındasınız ve geceleri altınıza yapıyorsunuz. Bunu kimseye söyleyemiyorsunuz çünkü çok utanıyorsunuz. İşte bu sizin sırrınız!

Kelimeleri anladıysanız, bölüme başlayalım!

-----

Yeni yıla girdiğimizde yeni kararlar almayı çok seviyorum. Yeni hedefler belirlemeyi çok seviyorum. Yeni bir yıla girmek beni çok motive ediyor. Yeni bir sayfa gibi geliyor, temiz bir sayfa. Hedeflerime ulaşmam için daha çok çalışmamı sağlıyor.Ama herkes benim gibi düşünmüyor. Farklı düşüncelere sahip insanlar da var.

Bazı insanlar her senenin başında, her yılın başında yeni yıl hedefleri hazırlıyor ve onları uygulamaya çalışıyor. Tabii ki hepsi başarılı olamıyor. Çok fazla kişi hedeflerini uygulayamıyor. Başarısız oluyorlar. Vazgeçiyorlar, yoruluyorlar, motivasyonlarını kaybediyorlar ya da artık o hedeflere ulaşmak istemiyorlar.

Bazıları da her senenin başında, her yılın başında yeni yıl hedefleri hazırlıyor ve onları uygulamaya çalışıyor. Ama çok azimli oluyorlar. Çok kararlı oluyorlar ve güçlü duruyorlar. Böylece senenin sonunda hedeflerine ulaşmış oluyorlar. Ulaşamasalar bile en azından yaklaşmış oluyorlar.

Bunların yanında bir de yeni yıl hedeflerini saçma bulan insanlar var. Bu insanlar kendilerine yeni yıl hedefleri belirlemiyorlar. Ve bunu gereksiz görüyorlar, belki de zaman kaybı olarak görüyorlar.

Ve bazı insanlar da yeni yıl hedeflerini saçma bulup, bu hedefleri uygulamaya çalışan insanları da eleştiriyorlar. Onların motivasyonunu düşürmeye çalışıyorlar, onlara başaramayacaklarını söylüyorlar.

Ben genelde her sene yeni yıl hedefleri hazırlayanlardanım. Yani her sene yeni yıl hedefleri hazırlıyorum, yeni yıl kararları yazıyorum. Sadece hedef hazırlamakla kalmıyorum, bu hedeflere nasıl ulaşacağımı da düşünüyorum ve ona göre rutinler hazırlıyorum. Bazen başarılı oluyorum , bazense başarısız oluyorum. Her zaman başarılı olamam değil mi? Bu zaten sıkıcı olurdu.

"Hedefini belirle! O hedefe ulaşmak için her gün bir şey yap! Yaptıktan sonra da önüne bir takvim al ve o günün üstüne kocaman bir çarpı koy! Her gün bu işlemi tekrarla! Takvimini çarpılarla doldur! Yan yana gelen bu çarpılardan güçlü bir zincir oluştur! Yeni amacın bu zinciri kırmamak!"

Böyle düşünmeme rağmen, yeni yıl hedeflerini eleştiren, onları saçma veya gereksiz bulan insanları da gayet iyi anlıyorum. Çünkü etrafta sürekli hedeflerinden bahseden ama hiç bir şey yapmayan, sadece konuşan insanlar var. Bunları duymaktan artık sıkılmış olabilirler ve o yüzden böyle düşünüyor olabilirler.

Dediğim gibi ben genelde her sene yeni yıl hedefleri hazırlıyorum, bu sene de hazırladım. Normalde hedeflerimi hiç kimseye söylemem, onları bir sır gibi saklarım. Çünkü eğer birilerine söylersem başarısız olacağımdan korkarım. Ya da bana yapamayacağımı söylerlerse diye korkarım ve benim motivasyonumu düşüreceklerinden korkarım. O yüzden kimseye söylemem. Ama bu bölümde bir kaç tanesini sizinle paylaşmaya karar verdim.

Hedeflerimden biri Fransızcayı ileri seviyede öğrenmek. Şu anda Fransızca biliyorum ama orta seviyede biliyorum. İleri seviyede öğrenmek istiyorum. Bu hedefime ulaşmak için de kendime şöyle bir rutin belirledim. Her gün en az 10 dakika Fransızca çalışmak! Sadece 10 dakika! Bu biraz az gelebilir size ama önemli olan bunu her gün yapabilmek. Bazı günler çok meşgul oluyoruz, bazı günler daha rahat oluyoruz. Önemli olan her gün, ne olursa olsun 10 dakika Fransızca çalışmak.

Peki bunu nasıl yapıyorum? Bazen 10 dakika Fransızca bir kitap okuyorum. Bazen 10 dakikalık eğlenceli bir video izliyorum Fransızca. Bazense sadece kelime ezberlemeye çalışıyorum veya gramer çalışıyorum. Yani canım nasıl isterse. Ve başladıktan sonra genelde 10 dakikadan daha uzun süre çalışıyorum. Yani çok yoğun olduğum günlerde çok meşgul olduğum günlerde sadece 10 dakika çalışıp bitiriyorum. Ama vaktim varsa zaten çalışmaya başladıktan sonra durmak istemiyorum, daha uzun süre çalışıyorum. Ve bunu bir yıl boyunca devam ettirdiğimi düşünün. Bir yıl boyunca her gün bu şekilde çalıştığımı düşünün. Eğer bunu yapabilirsem Fransızcam ilerlemiş olur ve hedefime ulaşmış olurum. Siz de benim bu yaptığımı Türkçe için yapabilirsiniz. Her gün 10 dakika Türkçe çalışabilirsiniz.

Hedeflerimden bir diğeri ise daha sosyal olmak ve insan ilişkilerimi geliştirmek. Ben biraz utangaç bir insanım ve insanlardan biraz çekiniyorum. Ve insanlarla kolay iletişim kuramıyorum ve bunu değiştirmek istiyorum ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. Bence bu birinci hedefimden daha zor, o yüzden sanırım bu hedef sadece bir hayal olarak kalacak.

Hayal ve hedef arasındaki farkı biliyor musunuz?

Size açıklayayım. Hedeflerinize ulaşmak için bir şeyleri yapmanız gerekir, çabalamanız gerekir, uğraşmanız gerekir. Ancak hayaller öyle değildir. Yatağınızda yatarken bile hayal kurabilirsiniz. Hayal kurmak için bir şey yapmanız gerekmez. O yüzden hedefleriniz için çalışmaz ve onları gerçekleştirmezseniz, sadece hayal olarak kalırlar. Sanırım benim bu insan ilişkilerimi geliştirme hedefim de sadece bir hayal olarak kalacak. Umarım öyle olmaz.

Peki ya siz? Sizin yeni yıl için yeni hedefleriniz var mı? Yoksa sadece hayalleriniz mi var?

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

New Year, New me/ Yeni Bir Yıl Yeni Bir Ben |Год|||||||| |Nouvelle|||||||| New|New Year||New me|||||| |Año Nuevo||Nuevo yo|||||| Neues Jahr, neues Ich/ New Year, New me New Year, New me/ Νέα χρονιά, νέος εαυτός New Year, New me/ New Year, New me New Year, New me/ Año nuevo, nuevo yo Nouvelle année, nouveau moi/ Nouvelle année, nouveau moi New Year, New me/ 新しい年、新しい私 Новый год, новый я/ Новый год, новый я Nytt år, nya jag/ Nytt år, nya jag 新年,新我/ 新年,新我 新的一年,新的我/新的一年,新的我

YENİ BİR yıl, YENİ BİR BEN A NEW YEAR A NEW ME

Herkese merhaba. everyone| Hello to everyone. Yeni yılın ilk bölümüyle karşınızdayım. |||с первым выпуском| |de l'année|première|partie|je suis ici |of the year|first|with the episode|"here I am" |||parte iniziale|sono davanti a voi ||primer|con el primer episodio| Ich bin hier mit dem ersten Teil des neuen Jahres. I am here with the first episode of the new year. Я здесь с первой серией в новом году. Havalar İstanbul'da çok soğuk. The weather|in Istanbul||cold Das Wetter ist sehr kalt in Istanbul. The weather is very cold in Istanbul. Воздух в Стамбуле очень холодный. Ama henüz kar yağmadı. |pas encore|neige|neige pas |yet|snow|"hasn't snowed" Aber es hat noch nicht geschneit. But it hasn't snowed yet. Но пока не пошел снег. Kar yok. snow|snow No snow. Снега нет. Fark ettiğiniz gibi çok sık yeni bölüm yüklemiyorum. |||||||не загружаю diff|vous avez|comme||souvent|||je télécharge difference|"you noticed"|as||often||episode|I don't upload |||||||non carico |||||||carrego novos episódios Wie Sie bemerkt haben, lade ich nicht sehr oft neue Episoden hoch. As you noticed, I don't upload new episodes very often. Comme vous l'avez remarqué, je ne télécharge pas très souvent de nouveaux épisodes. Как вы могли заметить, я не очень часто загружаю новые эпизоды. Ama instagram'da aktifim. ||активен |sur Instagram|je suis actif |on Instagram|"I'm active" Aber ich bin auf Instagram aktiv. But I'm active on Instagram. Instagram'da sürekli paylaşım yapıyorum. ||публикация| sur Instagram|régulièrement|publication|je partage on Instagram|constantly|posting|I am posting ||condivisione| Ich poste die ganze Zeit auf Instagram. I constantly share on Instagram. Instagram hesabım: turkishwithturkishcoffe. Beni oradan takip edebilirsiniz. |мой аккаунт||||| |mon compte|turc avec café||là|suivre|vous pouvez Instagram account|my account|turkishwithturkishcoffe||there|follow|you can Mein Instagram-Konto: turkishwithturkishcoffe. Sie können mir dort folgen. My Instagram account: turkishwithturkishcoffe You can follow me from there. Мой аккаунт в Instagram: turkishwithturkishcoffe. Вы можете следовать за мной туда. Çok faydalı paylaşımlar yapıyorum. |utile|des partages| |very useful|useful posts| |utile|| I do very useful posts. Beni Instagram'dan takip ederek sürekli yeni kelimeler öğrenebilirsiniz. |||следуя за|||| ||suivre|en me suivant|en continu||mots|vous pouvez apprendre |on Instagram|follow|by following|constantly||words|can learn ||||continuamente||| You can constantly learn new words by following me on Instagram. Вы можете постоянно узнавать новые слова, следя за мной на Instagram. Dil öğrenme hesaplarını Instagram'dan takip etmek insanın dilini çok geliştiriyor. ||аккаунты||||||| |l'apprentissage des langues|ses comptes|sur Instagram|suivre|suivre|la personne|langue||améliore |learning|accounts|from Instagram|following||a person's|language skills||improves a lot |||||||||muito melhora ||||||des Menschen||| ||conti||||||| Das Folgen von Sprachlernkonten auf Instagram verbessert die eigene Sprache erheblich. Following language learning accounts on Instagram improves one's language. Следование за учетными записями изучения языков на Instagram сильно развивает язык человека. Çünkü günde pek çok defa Instagram'a giriyorsunuz. |||||в Instagram| |par jour|beaucoup||fois|Instagram|vous allez |per day|very||times|Instagram|you log in Weil du mehrmals am Tag auf Instagram bist. Because we go to Instagram many times a day. Потому что вы заходите в Instagram несколько раз в день. Ve her girdiğinizde yeni kelimeler, yeni deyimler gördüğünüzü düşünün. |||||||что видите| ||vous entrez||||expressions idiomatiques|vous voyez|pensez ||you enter||words||idioms|you see|imagine ||||||Redewendungen|| Und stellen Sie sich vor, dass Sie jedes Mal, wenn Sie den Raum betreten, neue Wörter, neue Sätze sehen. And imagine you see new words, new idioms every time you enter. И представьте, что каждый раз при входе вы видите новые слова, новые фразы. Bu çok faydalı olur öyle değil mi? ||utile|serait||| ||useful|will be|isn't it|| This is very useful, isn't it?

Şu anda Şubat ayındayız .Geçen ay, Ocak ayında yeni yıla girdik. |||||||||новый год| |maintenant|février|mois de février|le mois dernier||janvier|du mois||nouvelle année|nous sommes entrés |now|February|"in the month"|last|month|January|of February||year|entered ||febbraio|||||||| Wir befinden uns jetzt im Februar, und letzten Monat, im Januar, haben wir das neue Jahr begonnen. We are now in February. Last month, we entered the new year in January. 2020 yılına. году à l'année to the year By 2020. Yeni yıl demek yeni bir başlangıç demek. |||||début| |||||beginning| |||||inizio| New year means a new beginning. Yeni yılın başında insanlar da genelde yeni kararlar alır. |||||||решения| |de l'année|au début|||||décisions|prennent des ||at the beginning|||generally||decisions| |||||||decision| At the beginning of the new year, people also often make new decisions. На начало нового года люди обычно принимают новые решения. Ve yeni yılda bu kararları uygulamaya çalışırlar. ||||решения|применять| ||l'année||les décisions|mettre en œuvre|ils essaient ||year||decisions|put into practice|"they try" |||||implement| |||||implementar| Und sie versuchen, diese Vorsätze im neuen Jahr umzusetzen. And they try to implement these decisions in the new year. И в новом году они пытаются реализовать эти решения. Biz de bugün yeni yıl kararlarından, yeni yıl hedeflerinden bahsedeceğiz. ||||||||целей| ||aujourd'hui||année|des décisions|||objectifs|nous parlerons ||today|||"resolutions"|||of goals|we will talk ||||||||Zielen| |||||decision|||goals| Today, we will talk about new year decisions and new year goals. Сегодня мы поговорим о новогодних решениях и целях.

Bölüme başlamadan önce her zamanki gibi öncelikle anlamını bilmediğinizi düşündüğüm, kelimeleri açıklamakla başlayacağım. la section|avant de commencer|||d'habitude||d'abord|signification|vous ne savez pas|je pense|les mots|expliquer les mots|je commencerai the section|starting|||as usual|"as usual"|first|meaning of|you don't know|I think|the words|by explaining|I will start ||||||zunächst|||||| |||||||meaning|non sapere|pensavo che||| Bevor ich mit dem Abschnitt beginne, werde ich wie üblich zunächst die Wörter erklären, von denen ich annehme, dass Sie die Bedeutung nicht kennen. Before I start the episode, I will start by explaining the words, which I think you don't know the meaning, as usual. Прежде чем начать раздел, как обычно, в начале объясню значения слов, которые, на мой взгляд, вам неизвестны.

Birinci kelimemiz "hedef" kelimesi. ||цель| ||objectif|mot First|our first word|target|word ||obiettivo meta| Our first word is "target". Первое слово - это слово "цель". Bu kelimeyi bu bölümde sıklıkla kullanacağım, yani sürekli kullanacağım. |||||буду использовать||| |le mot|||fréquemment|j'utiliserai||de façon continue|je vais utiliser |the word||in this section|frequently|I will use|that is|constantly|I will use ||||häufigerweise|||| |||||||continuamente| I will use this word frequently in this section, that is, I will use it constantly. Я буду часто использовать это слово в этом разделе, то есть постоянно использовать. Hedef demek amaç demek, yapmak istediğimiz şeyler demek. ||цель||||| objectif||but|||ce que nous voulons|| Goal||goal||to do|"we want"|things| ||Ziel||||| Ein Ziel bedeutet ein Vorhaben, etwas, das wir erreichen wollen. Goal means goal, what we want to do. Mesela Türkçe öğrenmek yeni yıl hedeflerinizden biri olabilir. |||||целей|| |||||vos objectifs||could be For example||to learn|||"one of your goals"|one|could be For example, learning Turkish can be one of your new year goals. Например, изучение турецкого языка может быть одной из ваших новогодних целей. Yani yeni yılda yapmak, gerçekleştirmek istediğiniz şeylerden biri olabilir. |nouvelle|l'année|faire|réaliser|vous souhaitez|choses|| That means||||achieve|you want|things||could be ||||umsetzen|||| ||||realizzare|||| Vielleicht ist das eines der Dinge, die Sie im neuen Jahr tun und verwirklichen wollen. So doing it in the new year may be one of the things you want to accomplish. Так что в новом году это может быть одной из вещей, которую вы хотите выполнить. Türkçe öğrenmek sizin yeni yıl hedefiniz. |||||цель ||votre||année|votre objectif ||your|||goal Learning Turkish is your new year goal. Apprendre le turc est votre objectif pour la nouvelle année. Ваша новогодняя цель - выучить турецкий язык.

İkinci kelimemiz ise "saçma" kelimesi. |notre mot||absurde| second|our word|is|nonsense|nonsense |||assurdo| Our second word is "nonsense". Вторым словом является слово "глупый". Saçma ne demek? absurde|| nonsense|| What does it mean nonsense? Что означает слово "глупый"? Saçma demek anlamsız demek, uygun olmayan demek. ||sans sens||inapproprié|inapproprié| nonsense||meaningless|to mean|appropriate|inappropriate|means ||insensato||inappropriato|| absurdo|||||| Unsinnig bedeutet bedeutungslos, unpassend. Nonsense means nonsense, unsuitable means. Бессмыслица значит бессмысленная, неуместная. Bir örnek vereyim anlamanız için. |un exemple|je donne|votre compréhension| |example|"let me give"|"for you to understand"| Ich möchte Ihnen ein Beispiel geben, damit Sie es verstehen. Let me give you an example to understand. Позвольте мне привести пример, чтобы вы поняли. Mesela yolda arkadaşınızla yürüdüğünüzü düşünün ve onun birdenbire köpek gibi havlamaya başladığını düşünün. |||идёте||||||||| |sur le chemin|votre ami|vous marchez|pensez||il|tout à coup|chien||aboyer|qu'il a commencé|pensez |on the road|with your friend|you walked|"Imagine"|||all of a sudden|dog||bark like a dog|it started|think |||||||all of a sudden|||abbaiare come un cane|| Stellen Sie sich zum Beispiel vor, dass Sie mit Ihrem Freund auf der Straße spazieren gehen und er plötzlich anfängt, wie ein Hund zu bellen. For example, imagine that you are walking on the road with your friend and suddenly start barking like a dog. Par exemple, imaginez que vous vous promenez avec votre ami sur la route et qu'il se met soudain à aboyer comme un chien. Например, представьте, что вы идете со своим другом по улице, и он вдруг начинает лаять по-собачьи. Ona dönüp "Ne yapıyorsun? |повернувшись к|| elle|en se retournant|| |turning||you doing |girare|| Ich drehte mich zu ihm um und fragte: "Was machst du da? He turned to him and said, "What are you doing? Bu yaptığın çok saçma! |ce que tu fais||absurde |what you did|| Das ist lächerlich! This is ridiculous! C'est ridicule ! Это просто смешно! Saçmalama!" Ne dis pas de b Don't be silly! non dire sciocchezze Mach dich nicht lächerlich!" Do not be ridiculous! " diyebilirsiniz. you can say You might say. "Saçmalama!" ne dis pas de bêtises Don't be ridiculous! "Nonsense!" ne demek? what it means? Saçmalama, yani artık bu saçma şeyi yapma demek. Ne dis pas||||absurde|chose|ne fais pas| ||anymore|||thing|do it| Seien Sie nicht dumm, das heißt, machen Sie diese dumme Sache nicht mehr. Don't be ridiculous, which means doing nonsense now. Не будь смешным, значит, больше не делай этой чепухи. Umarım anlamışsınızdır. |vous avez compris I hope|You understood |siete riusciti a capire Ich hoffe, Sie verstehen das. I hope you understand. Надеюсь, вы поняли.

Anlamadıysanız da internet siteme yani websiteme giderek anlamına bakabilirsiniz. |||||моему сайту||| si vous ne comprenez|||||mon site web||signification|vous pouvez consulter "If you don't understand"||internet|my website||my website|by visiting|meaning|you can look se non capite|||||||| Wenn Sie das nicht verstehen, können Sie auf meiner Website nachsehen, was das bedeutet. If you do not understand, you can go to my website, that is, to look at my website. Если не поняли, вы можете посетить мой интернет-сайт и посмотреть значение. İnternet sitemde bu bölümün transkriptlerini, zor kelimelerin anlamlarını,çevirilerini bulabilirsiniz. ||||les transcriptions|difficiles|des mots|les significations|translations| |my website||section|transcripts|difficult (1)|words|meanings|their translations|you can find On my website you can find the transcripts of this section, the meanings of difficult words, translations. На моем сайте вы можете найти транскрипции этого раздела, значения сложных слов и их переводы. Bölümle ilgili birçok şey paylaşıyorum. la section||beaucoup de||je partage the department|related to|||I share I share a lot about the episode. Ayrıca artık her bölüm için kısa kısa testler hazırlıyorum. |||||||тесты| |now||chapitre||courtes|courtes|tests|je prépare Additionally|||||short|shorter|short quizzes|"I am preparing" Außerdem bereite ich jetzt für jedes Kapitel kurze Quizfragen vor. Also, I am preparing short quizzes for each section. Кроме того, я теперь готовлю короткие тесты для каждого раздела. Bu testleri yaparak, bölümü gerçekten anlamış mısınız anlamamış mısınız bunu görebilirsiniz. ||выполняя|||||не поняли||| |les tests|en les faisant|la section||compris|vous avez|vous n'avez pas compris|||vous pouvez voir |the tests|by doing|the section|really|understood|you have|not understood|you have||you can see Anhand dieser Tests können Sie feststellen, ob Sie das Kapitel wirklich verstanden haben oder nicht. By doing these tests, you can see if you really understand the chapter or not. En faisant ces tests, vous pouvez voir si vous avez vraiment compris le chapitre ou non. Выполняя эти тесты, вы можете увидеть, действительно ли вы поняли главу или нет. Ve tamamen ücretsiz! |entièrement|gratuit |completely|free ||kostenlos |completamente| And it's completely free! И это совершенно бесплатно! O yüzden internet siteme gitmeyi unutmayın. |||||n'oubliez pas |that||my website|visit|don't forget So don't forget to go to my website.

Üçüncü kelimemiz "gayet" kelimesi. troisième||très|mot ||ganz schön| ||"Quite"|"very" ||abbastanza| Our third word is "fine". Наше третье слово «очень». Gayet kelimesi "çok" demek. Очень||| quite||| The word perfectly means "a lot". Слово "gayet" означает "очень". Ama kullanımı biraz farklı. |l'utilisation||différente |usage|| But its use is slightly different. Но его использование немного отличается. Yani bu kelimeyi "çok" kelimesini kullandığınız gibi kullanamazsınız. |||||||не можете использовать ||le mot||le mot|vous utilisez||vous ne pouvez pas ||||the word|you use||"cannot use" Sie können dieses Wort also nicht in der gleichen Weise verwenden wie das Wort "sehr". So you cannot use this word as you would use the word "a lot". То есть вы не можете использовать это слово так же, как используете слово "очень". Mesela "seni çok seviyorum" diyebilirsiniz ama "seni gayet seviyorum" demeniz biraz garip olur. |||||||||votre dire||bizarre| ||||you can say|||quite|I like you|you saying||strange|would be |||||||||diresti||strano| Man kann zum Beispiel sagen: "Ich liebe dich sehr", aber es wäre ein bisschen unangenehm, "Ich liebe dich sehr" zu sagen. For example, you can say "I love you very much" but it would be strange to say "I love you very much". Например, вы можете сказать "я тебя очень люблю", но сказать "я тебя довольно люблю" будет немного странным. Yani sizi anlarlar ama bu şekilde kullanmıyoruz genelde. ||поймут вас||||| ||ils vous comprennent|||de cette façon|nous n'utilisons|en général ||"they understand"|||this way|we don't use|"generally" Ich meine, sie verstehen dich, aber wir verwenden es normalerweise nicht auf diese Weise. So they understand you, but we usually don't use it that way. Я имею в виду, они тебя понимают, но мы обычно не используем это таким образом. Nasıl kullandığımızı açıklayayım. |используем его| |nous utilisons|je vais expliquer |"we use it"|"let me explain" Lassen Sie mich erklären, wie wir es verwenden. Let me explain how we use it. Давайте объясню, как мы используем это. Mesela kardeşinizi sizin en sevdiğiniz tişörtünüzü alırken gördünüz ve ona sordunuz. |||||вашу футболку|берущим|||| |votre frère|||préférée|votre t-shirt|en train d'acheter|vous avez vu|||lui avez demandé |your sibling|||favorite|your favorite t-shirt|while buying|you saw|||you asked Du hast zum Beispiel gesehen, wie dein Bruder dein Lieblings-T-Shirt gekauft hat, und hast ihn danach gefragt. For example, you saw your brother buying your favorite shirt and asked him. Например, вы увидели, как ваш брат взял вашу самую любимую футболку и спросили его. "Tişörtüm nerede? ma t-shirt| my t-shirt| "Where's my shirt? "Где моя футболка? Tişörtümü gördün mü?" Мою футболку|| ma t-shirt|tu as vu| "My t-shirt"|| Did you see my shirt? " Ты видел мою рубашку?" Ve o da size "Bilmiyorum." |||vous| |||to you| Und er sagt: "Ich weiß es nicht". And he said to you, "I don't know." dedi. said. Siz de ona şöyle diyebilirsiniz; "Gayet iyi biliyorsun" yani çok iyi biliyorsun. |||comme ça||très bien||tu sais||||tu sais |||like this|you can|||you know|||| You can also say to her; "You know very well" so you know very well. Вы также можете сказать ему: «Ты знаешь очень хорошо» означает, что ты знаешь очень хорошо. Ya da arkadaşlarınızla buluştunuz ve eve geldiniz. ||vos amis|vous vous êtes rencontré|||vous êtes venus Well||with your friends|met up|||you came Oder du hast deine Freunde getroffen und bist nach Hause gekommen. Or you met your friends and came home. Или вы встретились с друзьями и пришли домой. Anneniz size sordu "Buluşmanız nasıl geçti?" |||Встреча|| |||votre rencontre||s'est passée Your mother|to you|asked|your meeting|how|went |||incontro|| Your mother asked you, "How was your meeting?" Твоя мама спросила тебя: «Как прошло твое свидание?» Siz de annenize "Gayet güzel geçti" diyebilirsiniz. |||très||s'est bien passé| you||to your mother|very||went very well|you can say You can say to your mother, "It was very nice." Вы тоже можете сказать своей матери: "Прошло очень хорошо". Yani çok güzel geçti. |||s'est bien passé |||was great So it was very good. Очень хорошо прошло.

Son kelimemizse "sır" kelimesi. ||тайна| |notre mot|secret|mot |unser Wort|secret| |"is"|secret|word |parola|segreto| Das letzte Wort ist "geheim". Our last word is "secret". Наш последний слово - слово "секрет". Sır gizli olan, kimseye söylemediğimiz şeylere denir. ||||не сказали|| |secret||à personne|nous n'avons pas dit|| secret|secret||"to anyone"|"we don't tell"|"things"|"is called" |segreto||||| Geheimnisse sind Dinge, die verborgen sind, Dinge, die wir niemandem erzählen. Secret is called things that we have not told anyone. Секретом называется то, что мы не рассказываем никому. Mesela 20 yaşındasınız ve geceleri altınıza yapıyorsunuz. ||||под себя| |vous avez ans||la nuit|vous vous faites dessus|vous faites for example|you are 20||at night|under yourself|you do ||||unter euch| ||||sotto di te| Du bist zum Beispiel 20 Jahre alt und machst es nachts unter deiner Kleidung. For example, you are 20 years old and you do it at night. Par exemple, vous avez 20 ans et vous vous mouillez la nuit. Например, вам 20 лет, и ночью вы мочитесь в постель. Bunu kimseye söyleyemiyorsunuz çünkü çok utanıyorsunuz. |||||сильно стыдитесь |à personne|vous ne pouvez pas dire|||vous avez honte |to anyone|"can't tell"|||are very embarrassed |||||vi vergognate You can't tell this to anyone because you're so embarrassed. Вы не можете никому об этом рассказать, потому что вам очень стыдно. İşte bu sizin sırrınız! |||ваша тайна |||votre secret |||Ihr Geheimnis |||your secret Das ist dein Geheimnis! This is your secret! Это ваш секрет!

Kelimeleri anladıysanız, bölüme başlayalım! |vous avez compris|section 1|commençons |"If you understand"|| If you understand the words, let's start the chapter!

----- -----

Yeni yıla girdiğimizde yeni kararlar almayı çok seviyorum. ||когда мы вступаем||||| Nouvelle|année|nous entrons||les décisions|prendre|| ||"we enter"||decisions|"making"|| I love making new decisions when we enter the new year. Мне очень нравится принимать новые решения, когда наступает новый год. Yeni hedefler belirlemeyi çok seviyorum. |цели|определять|| |objectifs|définir des|| |goals|setting|| ||definire obiettivi|| Ich liebe es, mir neue Ziele zu setzen. I love setting new goals. Мне очень нравится ставить новые цели. Yeni bir yıla girmek beni çok motive ediyor. ||année|entrer dans||||motiver |||entering|||motivates| Der Beginn eines neuen Jahres motiviert mich sehr. Entering a new year motivates me very much. Для меня вступление в новый год очень мотивирующее событие. Yeni bir sayfa gibi geliyor, temiz bir sayfa. ||page||semble|propre||page ||page||seems like|fresh||page Es fühlt sich an wie eine neue Seite, ein Neuanfang. Sounds like a new page, a clean page. Похоже, что это как новая страница, чистая страница. Hedeflerime ulaşmam için daha çok çalışmamı sağlıyor.Ama herkes benim gibi düşünmüyor. моим целям||||||||||| mes objectifs|atteindre||||mon travail|me permet de|||||ne pense pas my goals|"reach"||more||my working|"enables"||everyone|||doesn't think |raggiungimento|||||sta garantendo||||| Dadurch arbeite ich härter, um meine Ziele zu erreichen, aber nicht jeder denkt so wie ich. It allows me to work harder to achieve my goals, but not everyone thinks like me. Mais tout le monde ne pense pas comme moi. Это заставляет меня работать еще больше, чтобы достичь своих целей. Но не все думают так же, как и я. Farklı düşüncelere sahip insanlar da var. |мыслями|||| |pensées|possessing||| |different opinions|having||| |pensieri|||| Es gibt auch Menschen mit anderen Meinungen. There are also people with different thoughts. Есть люди с другими мнениями.

Bazı insanlar her senenin başında, her yılın başında yeni yıl hedefleri hazırlıyor ve onları uygulamaya çalışıyor. |||года|||||||||||| certain|||de l'année|au début||de l'année|au début|||objectifs|préparent||les|les appliquer|essaie some|||the year's|at the beginning|||at the beginning|||goals|set||them|put into practice| Manche Menschen setzen sich zu Beginn eines jeden Jahres Ziele für das neue Jahr und versuchen, diese umzusetzen. Some people are preparing new year goals at the beginning of every year and trying to implement them. Certaines personnes préparent des objectifs pour le Nouvel An au début de chaque année et essaient de les mettre en œuvre. Некоторые люди каждый год в начале года ставят новогодние цели и пытаются их достичь. Tabii ki hepsi başarılı olamıyor. |||réussis|réussir ||all of them|successful|succeed Natürlich sind nicht alle von ihnen erfolgreich. Of course, not all of them are successful. Конечно, не все достигают успеха. Çok fazla kişi hedeflerini uygulayamıyor. |||цели| ||personne|ses objectifs|atteindre leurs objectifs |too many||their goals|cannot achieve Zu viele Menschen scheitern an der Umsetzung ihrer Ziele. Not many people are able to implement their goals. Многие люди не могут достичь своих целей. Başarısız oluyorlar. ils échouent|ils échouent Failing|they are failing Sie sind gescheitert. They fail. Vazgeçiyorlar, yoruluyorlar, motivasyonlarını kaybediyorlar ya da artık o hedeflere ulaşmak istemiyorlar. Отказываются|||||||||| Ils abandonnent|ils se fatiguent|leur motivation|ils perdent|||maintenant plus||objectifs|atteindre|ne veulent pas They give up|They get tired|their motivation|lose their motivation|||no longer||those goals|reach|they don't want |||verlieren sie die Motivation||||||| rinunciano|||||||||| Sie geben auf, werden müde, verlieren die Motivation oder haben keine Lust mehr, ihre Ziele zu erreichen. They give up, get tired, lose motivation or no longer want to achieve those goals. Они сдаются, устают, теряют мотивацию или больше не хотят достигать этих целей.

Bazıları da her senenin başında, her yılın başında yeni yıl hedefleri hazırlıyor ve onları uygulamaya çalışıyor. certains|||de l'année|au début||de l'année|au début|||objectifs|préparent||les|les appliquer|essaie Some people|||year's|at the beginning|||||||preparing|||put into practice| Others are preparing new year goals at the beginning of every year and trying to implement them. D'autres préparent des objectifs pour la nouvelle année au début de chaque année et essaient de les mettre en œuvre. Некоторые также составляют новогодние цели в начале каждого года и пытаются их реализовать. Ama çok azimli oluyorlar. ||целеустремлённый| ||déterminés|ils deviennent but||very determined|they become ||determined| ||determined| Aber sie sind sehr entschlossen. But they are very determined. Но они очень настойчивые. Çok kararlı oluyorlar ve güçlü duruyorlar. |décidés|ils deviennent||fort|se tiennent |determined|they are||strong|stand strong |||||staying Sie sind sehr entschlossen und bleiben stark. They are very stable and stand strong. Они очень решительны и стойки. Böylece senenin sonunda hedeflerine ulaşmış oluyorlar. |||целям|| Ainsi||à la fin|tes objectifs|atteignent|ils atteignent Thus|the year|at the end|their goals|they have reached| ||||erreicht| So haben sie am Ende des Jahres ihre Ziele erreicht. Thus, they reach their goals at the end of the year. Таким образом, они достигают своих целей в конце года. Ulaşamasalar bile en azından yaklaşmış oluyorlar. Даже если не достигнут||||| s'ils n'atte|même||au moins|ils se rapprochent|ils sont Even if they can't reach it, at least they are getting closer.|even if||at least|have come close|are getting non possono raggiungere||||avvicinati| Selbst wenn sie es nicht schaffen, sind sie wenigstens nah dran. Even if they cannot reach, they are at least approaching. Même s'ils n'y parviennent pas, ils en sont au moins proches. Даже если они не могут достичь, по крайней мере, они приближаются.

Bunların yanında bir de yeni yıl hedeflerini saçma bulan insanlar var. ||||||||считающих глупыми|| ces gens|à côté de|||||objectifs|ridiculous|trouvent|| these|besides that|||||goals|absurd|finds ridiculous|| Darüber hinaus gibt es Menschen, die ihre Neujahrsziele lächerlich finden. In addition to these, there are people who find the new year goals silly. Кроме них, есть люди, которые считают свои новогодние цели смешными. Bu insanlar kendilerine yeni yıl hedefleri belirlemiyorlar. ||||||не ставят ||eux-mêmes|||objectifs|ne fixent pas ||to themselves||||"do not set" ||||||setzen ||||||non stabiliscono Diese Menschen setzen sich keine Ziele für das neue Jahr. These people do not set new year goals for themselves. Эти люди не ставят перед собой новогодних целей. Ve bunu gereksiz görüyorlar, belki de zaman kaybı olarak görüyorlar. |||||||потеря времени|| |cela|inutile|ils voient||||perte de temps|comme|ils voient ||unnecessary|see it as|maybe|||waste|| |||||||Zeitverlust|| ||inutile|||||loss|| Und sie halten sie für unnötig, vielleicht sogar für Zeitverschwendung. And they find it unnecessary, maybe even as a waste of time. И они считают это бесполезным, возможно, даже временем, потерянным зря.

Ve bazı insanlar da yeni yıl hedeflerini saçma bulup, bu hedefleri uygulamaya çalışan insanları da eleştiriyorlar. |||||||||||||||критикуют ||||||objectifs|ridicules|trouvant||objectifs|mettre en œuvre|les personnes qui essaient|||critiquent |||||||absurd|finding|||put into practice|trying|people trying to||criticize |||||||||||||||kritisieren |||||||||||||||criticize Und manche Menschen finden Neujahrsvorsätze absurd und kritisieren Menschen, die versuchen, sie umzusetzen. And some people find the new year goals absurd and criticize the people who try to implement these goals. И некоторые люди находят новогодние цели глупыми и критикуют людей, пытающихся их достичь. Onların motivasyonunu düşürmeye çalışıyorlar, onlara başaramayacaklarını söylüyorlar. |||||не смогут| leur|leur motivation|diminuer|ils travaillent||qu'ils ne réussiront|ils disent |motivation|to lower|they are trying||they won't succeed| ||abbassare|||non ce la faranno| Sie versuchen, sie zu demotivieren, sie sagen ihnen, dass sie keinen Erfolg haben können. They try to lower their motivation, they say they cannot succeed. Они пытаются их демотивировать, говорят им, что у них ничего не получится.

Ben genelde her sene yeni yıl hedefleri hazırlayanlardanım. |||||||из тех, кто |||année|||objectifs de l'année|je fais partie |||||||I am one |||||||sono tra quelli che preparano Ich gehöre zu denjenigen, die sich jedes Jahr neue Ziele setzen. I am usually one of those who prepare new year targets every year. Обычно я из тех, кто каждый год готовит новогодние цели. Yani her sene yeni yıl hedefleri hazırlıyorum, yeni yıl kararları yazıyorum. |||||objectifs|je prépare|||résolutions|je rédige |every|||||||||I write In other words, I am preparing new year's goals every year and writing new year's resolutions. Sadece hedef hazırlamakla kalmıyorum, bu hedeflere nasıl ulaşacağımı da düşünüyorum ve ona göre rutinler hazırlıyorum. ||готовить|||||||||||рутины| |objectif|préparer|je ne me limite||objectifs||j'atteindrai|||||en conséquence|routines|je prépare |goal|preparing goals|I don't just||||I will reach||||||routines| |||non rimango||||||||||| Ich bereite nicht nur Ziele vor, sondern überlege auch, wie ich diese Ziele erreichen kann, und bereite entsprechende Routinen vor. I do not only prepare goals, but also think about how to achieve these goals and prepare routines accordingly. Я не только готовлю цели, я также думаю о том, как достичь этих целей и соответствующим образом подготавливаю программы. Bazen başarılı oluyorum , bazense başarısız oluyorum. |||иногда же|| parfois|réussi||parfois|je suis un échec| ||I succeed|sometimes||I succeed Manchmal habe ich Erfolg, manchmal scheitere ich. Sometimes I succeed, sometimes I fail. Иногда я успешен, а иногда нет. Her zaman başarılı olamam değil mi? |||не могу|| ||réussant|je peux pas|| |||I can't|| Ich kann doch nicht immer erfolgreich sein, oder? I can't always be successful, right? Всегда же я не могу быть успешным, верно? Bu zaten sıkıcı olurdu. |déjà|ennuyeux|would be |already|| Das wäre sowieso langweilig. This would be boring anyway. Это было бы скучно в любом случае.

"Hedefini belirle! Определи цель!| ta cible|définis your target|set "Setzen Sie Ihr Ziel! "Set your goal! Определите свою цель! O hedefe ulaşmak için her gün bir şey yap! |цель||||||| |cible|atteindre||||||fais quelque chose |the goal||||||| Tun Sie jeden Tag etwas, um dieses Ziel zu erreichen! Do something every day to achieve that goal! Делайте что-то каждый день, чтобы достичь этой цели! Yaptıktan sonra da önüne bir takvim al ve o günün üstüne kocaman bir çarpı koy! ||||||||||||||поставь avoir fait|||devant de||calendrier|prends||||sur|énorme||croix|mets doing|||in front of||calendar|get|||that day||huge||cross mark|put |||||Kalender||||||||| |||||||||||||croce|mettere Wenn du das getan hast, nimm einen Kalender und kreuze diesen Tag an! After you do, take a calendar in front of it and put a huge cross on that day! Après l'avoir fait, prenez un calendrier et mettez une grande croix sur ce jour ! После того как вы это сделали, возьмите календарь и поставьте большой крест на этот день! Her gün bu işlemi tekrarla! ||||повторяй |||l'opération|répète |||the process|repeat |||l'operazione| Wiederholen Sie diesen Vorgang jeden Tag! Repeat this process every day! Повторяй этот процесс каждый день! Takvimini çarpılarla doldur! ||заполни sondage|des croix|remplis your calendar|with crosses|fill Füllen Sie Ihren Kalender mit Kreuzen! Fill your calendar with crosses! Заполни свой календарь умножениями! Yan yana gelen bu çarpılardan güçlü bir zincir oluştur! |||||||цепь| côté|côte à côte|qui se rejoignent||les croix|forte||chaîne|crée une side|side by side|||the crosses|||chain|create |||||||catena| Bilden Sie eine starke Kette aus diesen Kreuzen nebeneinander! Create a strong chain from these side by side crosses! Создай мощную цепь из этих умножений, идущих подряд! Yeni amacın bu zinciri kırmamak!" |цель||| |ton objectif||chaîne|ne pas briser |your goal||chain|break ||||non rompere Dein neues Ziel ist es nicht, diese Kette zu durchbrechen!" Your new goal is not to break this chain! " Ваша новая цель — не разорвать эту цепочку!»

Böyle düşünmeme rağmen, yeni yıl hedeflerini eleştiren, onları saçma veya gereksiz bulan insanları da gayet iyi anlıyorum. |моим размышлениям||||||||||||||| |ne pas penser|malgré|||objectifs|critiques||absurdes||inutile|trouvant|||très bien||je comprends |not thinking|despite that||||criticizing||absurd||unnecessary|finding|||||I understand ||||||critico|||||||||| Obwohl ich das nicht glaube, verstehe ich auch Menschen, die Neujahrsziele kritisieren und sie absurd oder unnötig finden. Even though I think so, I also understand people who criticize the new year's goals and find them absurd or unnecessary. Хотя я так не думаю, я также вполне понимаю людей, которые критикуют новогодние цели и находят их абсурдными или ненужными. Çünkü etrafta sürekli hedeflerinden bahseden ama hiç bir şey yapmayan, sadece konuşan insanlar var. |||||||||ничего не делающих|||| |autour|constamment|leurs objectifs|qui parlent|||||qui ne font rien||qui parlent|| |around|constantly||talking about|||||not doing||talking|| |intorno|||parlare di||||||||| Weil es Menschen gibt, die die ganze Zeit über ihre Ziele reden, aber nichts tun, nur reden. Because there are people who talk about their goals all the time but do nothing, just talk. Bunları duymaktan artık sıkılmış olabilirler ve o yüzden böyle düşünüyor olabilirler. |||надоело||||||| ces choses|entendre|maintenant|ennuyé|peut-être||||ainsi|pensent|peut-être these|hearing this||bored|they might||||||they might |sentire queste cose||annoiato||||||| Sie sind es vielleicht leid, diese Dinge zu hören, und deshalb denken sie vielleicht so. They may be tired of hearing them and so they may be thinking that way. Ils sont peut-être fatigués de l'entendre et c'est peut-être la raison pour laquelle ils pensent ainsi. Возможно, им надоело слушать эти вещи, и поэтому они могут так думать.

Dediğim gibi ben genelde her sene yeni yıl hedefleri hazırlıyorum, bu sene de hazırladım. comme je dis|||en général||cette année|||objectifs|je prépare||cette année||j'ai préparé I said|||||||||||||I prepared As I said, I usually prepare new year targets every year, and this year I prepared it. Как я уже сказал, я обычно готовлю новогодние цели каждый год, в этом году я тоже. Normalde hedeflerimi hiç kimseye söylemem, onları bir sır gibi saklarım. |||||||||храню |mes objectifs||à personne|je ne dis|||secret||je les garde |my goals|||I tell|||||I keep |||||||||segreto Normalerweise erzähle ich nie jemandem von meinen Zielen, ich behalte sie für mich. Normally I don't tell my goals to anyone, I keep them like a secret. Обычно я никому не говорю о своих целях, храню их как секрет. Çünkü eğer birilerine söylersem  başarısız olacağımdan korkarım. |||||потерплю неудачу| ||à quelqu'un|je le dis|je vais échouer|je vais|j'ai peur ||someone|if I tell||I will fail| Weil ich Angst habe, dass ich versagen werde, wenn ich es jemandem erzähle. Because I'm afraid I will fail if I tell someone. Потому что я боюсь, что если кому-то скажу, то потерплю неудачу. Ya da bana yapamayacağımı söylerlerse diye korkarım ve benim motivasyonumu düşüreceklerinden korkarım. |||не смогу|||||||| ||à moi|je ne pourrai pas|ils disent||je crains||||ils vont diminuer|je crains |||I can't|if they say|||||motivation|they will lower| ||||||||||diminuiscano la mia motivazione| Oder ich habe Angst, dass sie mir sagen, dass ich es nicht schaffe, und ich habe Angst, dass sie mich demotivieren. Or I would be afraid if they told me I couldn't do it, and I would be afraid they would lower my motivation. Или я боюсь, что мне скажут, что я не смогу, и боюсь, что это снизит мою мотивацию. O yüzden kimseye söylemem. ||à personne|je ne dis So I wouldn't tell anyone. Поэтому я никому не скажу. Ama bu bölümde bir kaç tanesini sizinle paylaşmaya karar verdim. ||||quelques|quelques-unes|avec vous|partager|| |||||||share||I decided Aber ich habe beschlossen, einige von ihnen in diesem Abschnitt mit Ihnen zu teilen. But in this episode, I decided to share a few with you. Но в этом разделе я решил поделиться несколькими из них с вами.

Hedeflerimden biri Fransızcayı ileri seviyede öğrenmek. моих целей||||| mes objectifs|||niveau avancé|niveau|apprendre my goals||French||| |||advanced|| Eines meiner Ziele ist es, Französisch auf fortgeschrittenem Niveau zu lernen. One of my goals is to learn French at an advanced level. L'un de mes objectifs est d'apprendre le français à un niveau avancé. Один из моих целей - выучить французский на продвинутом уровне. Şu anda Fransızca biliyorum ama orta seviyede biliyorum. |||je parle||intermédiaire||je sais |||I know|||| Ich spreche derzeit Französisch, allerdings auf mittlerem Niveau. I currently speak French, but I speak intermediate. Сейчас я говорю по-французски, но на среднем уровне. İleri seviyede öğrenmek istiyorum. avancé|niveau avancé|| I want to learn at an advanced level. Я хочу научиться на более продвинутом уровне. Bu hedefime ulaşmak için de kendime şöyle bir rutin belirledim. |||||||||определил себе |mon objectif|atteindre|||à moi||||j'ai établi |my goal||||to myself|||routine|I set |||||||||ho stabilito Um dieses Ziel zu erreichen, habe ich mir eine Routine zugelegt. In order to achieve this goal, I set a routine for myself. Для достижения этой цели я установил следующий режим для себя. Her gün en az 10 dakika Fransızca çalışmak! ||le plus|au moins|minutes||étudier ||||minutes|| Work in French for at least 10 minutes every day! Каждый день учить французский язык как минимум 10 минут! Sadece 10 dakika! |minutes |minutes Just 10 minutes! Bu biraz az gelebilir size ama önemli olan bunu her gün yapabilmek. ||un peu moins|peut sembler|||important|ce qui|cela|||pouvoir le faire |||may seem||||||||be able to do Das mag wenig erscheinen, aber das Wichtigste ist, dass Sie es jeden Tag tun. This may sound a little bit to you, but the important thing is to be able to do it every day. Это может показаться немного мало, но главное - делать это каждый день. Bazı günler çok meşgul oluyoruz, bazı günler daha rahat oluyoruz. certains|||occupés||certains|||à l'aise|nous sommes |||busy|we are||days|||we are An manchen Tagen sind wir sehr beschäftigt, an anderen Tagen sind wir eher entspannt. Some days we are very busy, some days we are more comfortable. Иногда мы очень заняты, иногда более спокойные дни. Önemli olan her gün, ne olursa olsun 10 dakika Fransızca çalışmak. |important||||quoi qu'il arrive|quoi qu'il arrive|||étudier The important thing is to study French for 10 minutes every day, no matter what. Главное - каждый день уделять 10 минут изучению французского языка, вне зависимости от обстоятельств.

Peki bunu nasıl yapıyorum? |cela||je fais So how do I do this? Bazen 10 dakika Fransızca bir kitap okuyorum. |||||I read Sometimes I read a French book for 10 minutes. Bazen 10 dakikalık eğlenceli bir video izliyorum Fransızca. |de 10 minutes|amusant|||je regarde| |10-minute|||video|I watch| Manchmal schaue ich mir ein lustiges 10-minütiges Video auf Französisch an. Sometimes I watch a fun 10 minute video in French. Иногда я смотрю веселое десятиминутное видео на французском языке. Bazense sadece kelime ezberlemeye çalışıyorum veya gramer çalışıyorum. |||запоминанию|||| parfois||mot|à mémoriser|||| Sometimes||word|memorizing words|||| |||a memorizzare|||| Manchmal versuche ich nur, mir Wörter einzuprägen oder Grammatik zu lernen. Sometimes I just try to memorize words or study grammar. Иногда я просто пытаюсь запомнить новые слова или изучаю грамматику. Yani canım nasıl isterse. |mon cœur|comme|veut |||wants |||come vuole Ich meine, worauf ich Lust habe. So whatever my dear wants. То есть, как хочется. Ve başladıktan sonra genelde 10 dakikadan daha uzun süre çalışıyorum. |avoir commencé|||||long||je travaille ||||than 10 minutes|||| Und wenn ich einmal angefangen habe, arbeite ich normalerweise länger als 10 Minuten. And after starting, I usually work for more than 10 minutes. Когда я начинаю, обычно работаю более 10 минут. Yani çok yoğun olduğum günlerde çok meşgul olduğum günlerde sadece 10 dakika çalışıp bitiriyorum. |||||||||||поработав| ||occupé|je suis|||occupé|je suis||||je travaille|je finis ||||||||on those days|||working|I finish Mit anderen Worten: An Tagen, an denen ich sehr viel zu tun habe, arbeite ich nur 10 Minuten lang und bin dann fertig. In other words, I work only 10 minutes on very busy days when I am very busy. То есть, в дни, когда у меня очень много дел, я работаю всего 10 минут и заканчиваю. Ama vaktim varsa zaten çalışmaya başladıktan sonra durmak istemiyorum, daha uzun süre çalışıyorum. |||||||останавливаться||||| |mon temps|si|de toute façon|travailler|avoir commencé||m'arrêter|je ne veux pas||plus longtemps||je travaille |||||||stop|I don't want|||| |||||||fermare||||| Aber wenn ich Zeit habe, will ich nicht aufhören, nachdem ich angefangen habe zu arbeiten, sondern ich arbeite länger. But if I have time, I don't want to stop after it has already started, I work longer. Mais si j'ai le temps, je ne veux pas m'arrêter après avoir commencé à travailler, je travaille plus longtemps. Но если у меня есть время и я уже начал работать, я не хочу останавливаться и работаю дольше. Ve bunu bir yıl boyunca devam ettirdiğimi düşünün. |||||продолжать|продолжал это делать| |||une année|pendant un an||que j'ai continué|pensez ||||||I continued| Und stellen Sie sich vor, ich würde ein Jahr lang so weitermachen. And imagine that I continued this for a year. Представьте, что я продолжал это в течение года. Bir yıl boyunca her gün bu şekilde çalıştığımı düşünün. |||||||работал я| ||pendant un an||||de cette façon|je travaille|pensez à |||||||I worked| ||||||||think Stellen Sie sich vor, ich würde ein Jahr lang jeden Tag auf diese Weise arbeiten. Imagine working this way every day for a year. Представьте, что я работал так каждый день в течение года. Eğer bunu yapabilirsem Fransızcam ilerlemiş olur ve hedefime ulaşmış olurum. ||||улучшится||||| ||si je peux|mon français|aura progressé|||mon objectif|atteint|j'atteindrai ||if I can|my French|improves|||my goal|| Wenn ich das schaffe, wird sich mein Französisch verbessern und ich werde mein Ziel erreicht haben. If I can do this, my French will be advanced and I will reach my goal. Если я смогу это сделать, мой французский язык продвинется, и я достигну своей цели. Siz de benim bu yaptığımı Türkçe için yapabilirsiniz. ||||ce que j'ai fait|||vous pouvez ||||what I did|||you can Sie können tun, was ich für Turkish getan habe. You can do this for Turkish as well. Вы тоже можете сделать это для русского языка. Her gün 10 dakika Türkçe çalışabilirsiniz. ||||vous pouvez travailler ||||you can study You can study Turkish for 10 minutes every day. Вы можете заниматься турецким языком по 10 минут каждый день.

Hedeflerimden bir diğeri ise daha sosyal olmak ve insan ilişkilerimi geliştirmek. |||||||||мои отношения| mes objectifs||autre|est||||||mes relations|améliorer les relations ||other|||social||||my relationships|improve |||||||||relazioni personali| |||||||||روابط انسانی| Ein weiteres Ziel ist es, sozialer zu werden und meine zwischenmenschlichen Beziehungen zu verbessern. Another of my goals is to be more social and improve my human relations. Un autre de mes objectifs est d'être plus sociable et d'améliorer mes relations humaines. Еще одна из моих целей - быть более общительным и развивать свои отношения с людьми. Ben biraz utangaç bir insanım ve insanlardan biraz çekiniyorum. ||||||||стесняюсь ||timide||je suis une personne||des gens||je suis timide ||shy||I am||people||I am shy ||timido||||||mi vergogno Ich bin ein bisschen schüchtern, und ich bin ein bisschen menschenscheu. I am a little shy person and I feel a bit shy of people. Ve insanlarla kolay iletişim kuramıyorum ve bunu değiştirmek istiyorum ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. ||||не могу наладить||||||||| |||communication|je peux pas|||changer cela|||||je vais le faire| |||communication|I can't communicate||||||||| |||comunicazione|non riesco a comunicare||||||||| Und ich kann nicht gut mit Menschen kommunizieren, und ich möchte das ändern, aber ich weiß nicht, wie ich das anstellen soll. And I can't communicate with people easily and I want to change this, but I don't know how to do it. И я не могу легко общаться с людьми, и я хочу изменить это, но я не знаю, как это сделать. Bence bu birinci hedefimden daha zor, o yüzden sanırım bu hedef sadece bir hayal olarak kalacak. |||моей цели|||||||||||| ||première|mon objectif|||||je pense que||objectif|||rêve||restera |||my first goal|||||||||||| |||||||||||||sogno|| Ich glaube, das ist schwieriger als mein erstes Ziel, also wird dieses Ziel wohl nur ein Traum bleiben. I think this is harder than my first goal, so I think this goal will remain just a dream. По-моему, этот первоочередной цель более сложен, так что, наверное, этот цель останется лишь как мечта.

Hayal ve hedef arasındaki farkı biliyor musunuz? rêve||objectif|entre|la différence||vous savez Do you know the difference between dream and goal? Вы знаете разницу между мечтой и целью?

Size açıklayayım. |je vais expliquer Size| Let me explain it to you. Дайте объясню. Hedeflerinize ulaşmak için bir şeyleri yapmanız gerekir, çabalamanız gerekir, uğraşmanız gerekir. |||||||تلاش کنید||تلاش کنید| vos objectifs|atteindre|||des choses|vous devez||vos efforts|il faut|vous devez vous effor|il faut your goals|||||you must do||your effort||strive| |||||||il tuo impegno||sforzarvi| |||||||||стараться| Um Ihre Ziele zu erreichen, müssen Sie etwas tun, Sie müssen sich anstrengen, Sie müssen sich bemühen. To achieve your goals, you need to do something, you have to strive, you have to struggle. Для достижения своих целей надо что-то делать, надо стремиться, надо работать. Ancak hayaller öyle değildir. |les rêves||ne sont pas |dreams|| Aber Träume sind nicht so. But dreams are not like that. Однако мечты не таковы. Yatağınızda yatarken bile hayal kurabilirsiniz. در تخت خواب شما|||| dans votre lit|en dormant|même||vous pouvez rêver in your bed|while sleeping|||you can dream |лежа в кровати||| Sie können sogar im Bett liegend träumen. You can even dream while lying in your bed. Vous pouvez même rêvasser en étant allongé dans votre lit. Вы можете мечтать даже лежа в постели. Hayal kurmak için bir şey yapmanız gerekmez. ||||||не нужно |rêver||||vous devez|il n'est pas nécessaire ||||||need to You don't have to do anything to dream. Vous n'avez rien à faire pour rêver. Для того чтобы мечтать, вам необходимо ничего не делать. O yüzden hedefleriniz için çalışmaz ve onları gerçekleştirmezseniz, sadece hayal olarak kalırlar. ||ваши цели||||||||| ||vos objectifs||ne travaillent pas|||vous ne réalisez||rêve||restent seulement ||your goals||won't work|||you don't achieve||||remain as |||||||realizzerete|||| Wenn Sie also nicht für Ihre Ziele arbeiten und sie nicht verwirklichen, werden sie nur Träume bleiben. So, if you don't work for your goals and achieve them, they just remain as dreams. Ainsi, si vous ne travaillez pas pour vos objectifs et ne les réalisez pas, ils resteront des rêves. Поэтому, если вы не будете работать над своими целями и не достигнете их, они останутся лишь мечтой. Sanırım benim bu insan ilişkilerimi geliştirme hedefim de sadece bir hayal olarak kalacak. |||||улучшение||||||| je pense que||||mes relations|développement|objectif|||||comme|restera |||||development|goal|||||| Ich schätze, mein Ziel, meine zwischenmenschlichen Beziehungen zu verbessern, wird nur ein Traum bleiben. I think my goal of developing these human relationships will remain just a dream. Je suppose que mon objectif d'améliorer mes relations humaines restera un rêve. Думаю, что моя цель развития отношений с людьми останется лишь мечтой. Umarım öyle olmaz. j'espère||ne sera pas ||won't be Ich hoffe nicht. I hope not. Надеюсь, это не произойдет.

Peki ya siz? Eh bien|et vous|vous Was ist mit Ihnen? So you? Sizin yeni yıl için yeni hedefleriniz var mı? |||||vos objectifs|| |||||your goals|| Do you have new goals for the new year? У вас есть новые цели на новый год? Yoksa sadece hayalleriniz mi var? ||мечты|| ||vos rêves|| or||your dreams|| ||i vostri sogni|| Or are you just dreaming? Или у вас есть только мечты?