Benim Adım Hıdır, Elimden Gelen Budur!
Mein Name ist Hidir, das ist alles, was ich tun kann!
My name is Hidir, this is all I can do!
Je m'appelle Hidir, c'est tout ce que je peux faire !
İstediğin herşeyi yapabilirsin yeter ki sen iste
Was du willst|alles|du kannst|sofern|wenn|du|will
Sie können alles tun, was Sie wollen, solange Sie es wollen.
You can do anything you want to ask for.
Vous pouvez faire tout ce que vous voulez, aussi longtemps que vous le voulez.
Her şeye gücün yeter her şeye her zaman mutluluk için çalışmalısın
Du kannst dir alles leisten, du musst immer für dein Glück arbeiten.
You should always work for happiness
On peut tout se permettre, il faut toujours travailler pour être heureux.
her zaman pozitif bakmalısın
man muss immer positiv denken.
you should always look positive
il faut toujours être positif.
olumlu bakmalısın hangi derdi yaşarsan yaşa
you should look positive if you live
Il faut voir les choses de manière positive, quelle que soit la situation dans laquelle on se trouve.
her daim dik durmalısın
you must always stand upright
il faut toujours se tenir droit
hayatta ki her şeyi sen istedikten sonra kontrol edebilirsin
you can check everything in life after you want
On peut tout contrôler dans la vie si on le veut.
bunlar sana tanıdık geliyormu bir çok ortamda
they look familiar in a lot of environments
Ces éléments vous semblent-ils familiers dans de nombreux environnements ?
bir çok yerde eminim bu cümlelerle sıklıkla
I'm sure this is often
Je suis sûr que ces phrases sont souvent utilisées dans de nombreux endroits
karşılaşıyorsun ve bunlar eminim
you meet and I'm sure
et je suis sûr que vous avez déjà rencontré
o an için
for that moment
pour ce moment
sana iyi hissettiriyor da olabilir
it may feel good to you
cela pourrait vous faire du bien.
ama gerçekten bunlar doğru mu
but really these are true
mais est-ce vraiment vrai ?
bu video da sana bunlardan bahsetmek istiyorum
I want to talk to you about this video
Dans cette vidéo, je veux vous parler d'eux
eskiden bende bir kaç kişisel gelişim kitabı okudum
i used to read a few personal development books
J'ai moi-même lu quelques livres de développement personnel.
hatırladığım kadarıyla orda buna benzer cümlelere sıklıkla karşılaşmıştım
as far as I remember there were often similar sentences
Pour autant que je me souvienne, j'y ai souvent rencontré des phrases similaires
ama şuanda
but right now
mesela bir çok sosyal medya mecrasına baktığım zaman
for example when I look at a lot of social media
Par exemple, lorsque je regarde de nombreux canaux de médias sociaux
hala buna benzer alıntıların buna benzer cümlelerin
still similar sentences
vous avez toujours des citations comme celle-ci et des phrases comme celle-ci
sıklıkla paylaşıldığını görüyorum
I often see it shared
Je constate qu'il est souvent partagé
ve bu tarz paylaşımlar çok fazla beğeni alıyo çok fazla yorum alıyo
and this type of sharing is too much liking
et ce type d'articles reçoit beaucoup de likes, beaucoup de commentaires.
şimdi şöyle düşünüyorum ben kendi adıma
now I think for myself
Maintenant, je pense par moi-même
danışanlarımdan da karşılaştığım kadarıyla şöyle bir psikoloji var
as far as I have come from my clients
D'après ce que j'ai pu constater auprès de mes clients, il existe une telle psychologie
okuduğun zaman böyle şeyleri böyle içerikleri
when you read such things such contents
En lisant ce genre de choses, vous vous rendrez compte que
şöyle içinde bi kıpırdanma oluyor diyorsun ki kendi kendine
You're saying that there's a fidget in you that you're saying to yourself
vous ressentez un frémissement à l'intérieur de vous et vous vous dites.
çok güçlüsün
you are so strong
vous êtes très fort
evet istediğin şeyleri yapabilirsin tamam
yes you can do the things you want ok
ben o an gaza geldim
I came to the moment
her zaman diyorum gaz bizim en büyük düşmanımız gaza geldim
I always say gas is our biggest enemy gas
gaza geldim ama o an hakkaten sanki vursam
I came to the gas, but the moment I hit you right
duvarı yıkarım
I wash the wall
üfürsem dağlar yıkılacak o kadar kendimi güçlü hissediyorum
I feel so strong that my mountains will be demolished
ama hayatta
but in life
bir şeyi başarmaya çalışınca
trying to achieve something
bu gaz yavaş yavaş sönmeye başlıyo ve
This gas slowly starts to fade and
sen o an da
you currently
kendi içinde bi ikilem de kalıyorsun
you also have a quandary
ya neden ben bunları yapamıyorum ki neden
or why I can't make them cause
her şeye gücüm yetmiyor benim
I can't afford all my power
yada neden ben üzülüyorum ki sanırım
or why I think I feel sorry
üzülmemem gerekirdi dimi
i shouldn't have felt
böyle olunca arkasından ne geliyor biliyor musun
Do you know what comes behind him?
sanırım ben bunları beceremiyorum sanırım
i guess i can't handle them i guess
sorun bende diye düşünmeye başlıyorsun ve aslında
I think you're starting to think, and actually
sana iyi gelmesi gereken şey
what should be good for you
bi bakıyorsun ki sonrasında olması gerekenden
You are looking after that
çok daha fazla kötü hissettiyor o zaman
it feels much more bad then
bu işte bi problem yok mu acaba
is there a problem in this business
bu hazır reçeteler sana çokta iyi gelmeyen
these ready-made prescriptions are not very good for you
ilaçlar mı sunuyor bence öyle
do drugs I think it offers
bence öyle bence insan biraz daha farklı bi yapıya sahip
I think that I think a person has a different structure
bence insan kusurları olan, üzülen
I think human suffering
ağlayan istediği her şeyi yapamayan
The weeping can not do everything he wants
buna hayal kırıklıkları da dahil
including disappointments
bir çok şey yaşayan olumsuz öyle bi yapıya sahip
living a lot. having a negative structure
hava durumundan dahi etkilenebilen
Even the weather can be affected in the event of
o an mesela hava kapalıysa kendini çok kötü
too bad if the weather is closed
hissedebilen bi yapıya sahip bazen
felt having a structure capable of
ne kadar koşturursa koştursun
how much you rush
o amaçlara ulaşamadığı zamanlarda olabilir
he may not reach his goals
böyle olunca şimdi o başta ki hazır reçete
so now it is the first prescription
buna uyuyor mu bu sence
does this match
bazen ufacık şeylere bağlanıyoruz ufacık eşyalara
sometimes we're tied to small things
sevdiğimiz şeyler oluyor tutunmaya çalışıyoruz bu dünyada
We are trying to keep things from happening in this world
hayat hızlıca akıp gidiyor
life is quickly flowing
sevdiğimiz insanlar ve bu sevdiğimiz insanları
the people we love and the people we love
bazen kaybediyoruz. Nolacak o zaman
sometimes we lose. Then what?
şimdi diyoruz ya hep dik durmalıyız
or we should always stand upright
insanlar bu telkinlerle yaşaması gereken acıları da yaşamıyor
people do not experience the pain that they should live with these suggestions
noluyor sonrasında yaşamalıyım dik durmalıyım
I must live upright
derken şey gibi Cüneyt Arkınındı sanırım yanlış hatırlamıyorsam
I think something like Cüneyt Arkın I think I remember wrong
sanırım yanlış hatırlamıyorsam ayakta ölüyo ya çatışırken
I guess if I remember correctly I'm standing dead
o hale geliyoruz
we are becoming
ayaktayız ama insanlar bizi ayakta zannediyor içerden
we are standing but people think us standing from inside
tık dese
click said
nolacak? yıkılıp gidicez
To what? demolish
insan özünde aciz bir varlık
the human incapable an entity
kolay etkilenebilen bir varlık
an easily affected entity
her şey
everything
çok yerli yerinde olsa da rastlıkla gitmeyebilir
she may not go coincidental though
sen çok başarılı da olsan
you are very successful
işinden kovulabilirsin sen çok çalışsan da
You may be fired, but you work hard.
bazen
sometimes
çok ters gidebilir sınavdan kötü bi not alabilirsin
You can take a bad note on the exam
ya da iki iyi insan olarak araya gelebilirsin
or two good people
bir araya gelebilirsin ve ortaya
come together and come out
güzel bi ilişki çıkarmaya çalışırsın ama bir şekilde tutmaz
you try to make a beautiful relationship but somehow does not hold
kimya ve ayrılmak zorunda kalırsın
chemistry and you have to leave
nolacak sen kötü bi insan mısın başarısız bi insan mısın
Are you a bad person or a failed person
bence değil bence sen sadece
I think you just not
insansın üzülmen de çok normal
You're sorry.
bazen çok kötü hissetmen de çok normal
sometimes too bad
mesela insanlar diyor ki sen psikologsun
People say you're a psychologist.
hiçbir şeyi umursamamalısın hiçbir şeyi kafaya takmamalısın
you shouldn't mind anything, you shouldn't worry about anything.
yok öyle bir dünya arkadaş
it's a world friend
bende bazı şeyleri kafaya takıyorum bende bazen
I'm obsessing some things sometimes
yarım kalmış bir işi düşünürken
contemplating an unfinished business
gece uyumakta zorlanıyorum
hard to sleep at night
ya ben diyor muyum ki kendime sen psikologsun beyhan bunları yaşamamalısın
or am I saying to myself that you are a psychologist
dik durmalısın hayır
you must stand upright
diyorum ki beyhan sen insansın çok normal
I'm saying you're human
hüznü depresyon diye
sadness in depression
hayatından çıkartırsan
take your life away
mutluluğunda bir anlamı olmaz
no sense in happiness
hüzün depresyon bunları ayırt etmek çok önemli ama
sadness depression is very important to distinguish them but
daha bahsettiğim küçük şeylerden bahsediyorum
I'm talking about little things I'm talking about
moral bozukluğu olmadan mutluluğun anlamı yok
No sense of happiness without morale
başarısızlık olmadan başarının anlamı yok
success without failure means no meaning
hayatta istediğin şeyler yolunda mı gitmiyor
what you want in life is not going well
bir şey için çok uğraşıyorsun ama yine de başaramıyor musun
you work hard for something, but you still can't
başarısız mı hissediyorsun kendini şöyle
do you feel unsuccessful
yaslan bi rahat edebileceğin koltuğa
lean on the couch
derin bi nefes al
take a deep breath
de ki kendi kendine ya ben insanım
say to myself or I am human
çok normal her zaman her şey
everything is always so normal
yolunda gidecek değil
not going to go
her zaman mutlu olmak zorunda da değilim
I don't always have to be happy
bazen üzülebilirim
sometimes i can upset
bazen kendimi kötü de hissedebilirim
sometimes I feel bad
hani güzel bir deyiş vardır ya
you are a nice saying
BENİM ADIM HIDIR ELİMDEN GELEN BUDUR sence çok güzel anlatmıyor mu bu durumu
MY STEP HIDIR ELİMDEN BUDUR is not very nice telling you this situation
beni dinlediğin için çok teşekkür ediyorum güzel insan
thank you very much for listening to me
kendine çok iyi davran görüşmek üzere :)
See you treat yourself so well :)