Tavuk ve Kırkayak
||Centipede
Huhn und Tausendfüßler
Κοτόπουλο και σαρανταποδαρούσα
Chicken and Centipede
치킨과 지네
Kip en duizendpoot
Galinha e centopeia
Цыпленок и сороконожка
Kyckling och tusenfoting
Tavuk ve Kırkayak arkadaş olmuşlardı.
||||they had become
||Millipede||
Chicken and Centipede became friends.
Ama hep birbirleriyle yarış halindeydiler.
|||competition|they were in a state
Aber sie standen immer in Konkurrenz zueinander.
But they were always in competition with each other.
Но они всегда соперничали друг с другом.
Birgün futbol oynayıp kimin daha usta oyuncu olduğunu görmeye karar verdiler.
||||||||sehen||
||playing|||master|||to see||decided
Eines Tages beschlossen sie, Fußball zu spielen und herauszufinden, wer der geschicktere Spieler war.
One day, they decided to play football to see who was the better player.
Однажды они решили сыграть в футбол и выяснить, кто из них более искусный игрок.
Futbol sahasına gidip oynamaya başladılar.
|Fußballfeld|||
|field|||
Sie gingen auf den Fußballplatz und begannen zu spielen.
They went to the football field and started playing.
Они пошли на футбольное поле и начали играть.
Tavuk hızlı idi fakat Kırkayak ondan daha hızlı idi.
|||but|||||
Chicken was fast, but Centipede was faster than him.
Tavuk topu çok uzaklara atabiliyordu ama Kırkayak ondan daha uzaklara atıyordu topu.
|den Ball||||||||||
||||||||||was throwing|
Chicken could throw the ball far away, but Centipede could throw it further away.
Tavuk bu işe bozulmaya başlamıştı.
|||getting upset|had started
The chicken was beginning to deteriorate.
Курица начала расстраиваться.
Kycklingen började försämras.
Penaltı vuruşları denemeye karar verdiler.
||to try||
They decided to try penalty kicks.
Önce Kırkayak kaleci oldu.
||goalkeeper|
First, Centipede was the goalkeeper.
Tavuk sadece bir gol atabildi.
||||could score
Chicken could only score one goal.
Sıra Tavuğun kaleyi savunmasına gelmişti.
|the chicken's||defending|
It was Chicken's turn to defend the castle.
Настала очередь курицы защищать замок.
Kırkayak şutu çekti ve ilk golünü attı.
||took|||goal|
|skuddet|||||
Centipede shot and scored his first goal.
Сороконожка сделала бросок и забила свой первый гол.
Sonra topu çalımladı ve ikinci şutu da gol oldu.
||dribbled past||||||
||driblede||||||
Then he steals the ball and his second shot is a goal.
Затем он увернулся от мяча, и его второй удар стал голевым.
Kırkayağın kafa atışı da gol oldu.
The centipede's||shot|||
||skud|||
The centipede's head shot was also a goal.
Удар сороконожки головой стал голевым.
Toplam tam 5 tane gol atmıştı Kırkayak.
Total|||||
Total|||||
Centipede had scored a total of 5 goals.
Сороконожка забила в общей сложности 5 голов.
Tavuk kaybettiği için çok sinirlenmişti.
||||was very angry
|tabt|||
He was very angry because he had lost the chicken.
Он был очень зол, потому что потерял курицу.
Adeta rezil olmuştu.
Almost||
næsten||
It was pretty messed up.
Он был унижен.
Kırkayak arkadaşı bu kadar kızdığı için gülmeye başladı.
||||||started to laugh|
||||blev vred|||
The centipede started laughing because his friend was so angry.
Сороконожка начала смеяться, потому что его друг был так зол.
Tavuk öyle öfkelenmişti ki ağzını açıp Kırkayağı yutuverdi.
|||||||swallowed up
||||||Scolopender|
The chicken was so enraged that it opened its mouth and swallowed the Centipede.
Курица так рассердилась, что открыла рот и проглотила сороконожку.
Tavuk eve dönerken yolda Kırkayağın annesiyle karşılaştı.
||while returning|on the way|||
||daede||||
On the way home, the chicken met Centipede's mother.
По дороге домой цыпленок встретил маму Сороконожки.
Anne Kırkayak sordu, “Çocuğumu gördün mü?” Tavuk hiç sesini çıkarmadı.
|||my child||||||
||||||||lyd|
Mother Centipede asked, "Have you seen my child?" The chicken remained silent.
Мать-сороконожка спросила: "Ты видел моего ребенка?" Цыпленок молчал.
Anne Kırkayak telaşlanmıştı.
||was worried
||var nervøs
Mother Centipede was alarmed.
Derken Anne Kırkayak incecik bir ses duydu.
Just then||||||
|||tynd|||
Then Mother Centipede heard a tiny voice.
Затем Матушка Сороконожка услышала крошечный голосок.
“Yardım et bana anne!” diye ağlıyordu ses.
|||||was crying|
"Help me, mom!" the voice cried.
Anne Kırkayak etrafa bakındı ve çok dikkatle dinledi.
|||||||listened carefully
|||||||lyttede
Mother Centipede looked around and listened very carefully.
Ses tavuğun içinden geliyordu.
|||was coming
|||komme
The sound came from inside the chicken.
Anne Kırkayak bağırdı, “Özel gücünü kullan çocuğum!” Kırkayaklar çok kötü bir koku ve tat yayabiliyorlar.
||||your special power|||Centipedes||||||taste|
||||styrke||mit barn||||||||
Mother Centipede shouted, “Use your special power, child!” Centipedes can emit a very bad odor and taste.
Tavuk kendini hasta hissetmeye başladı.
|||started to feel|
||syg||
The chicken started to feel sick.
Tavuk önce gaz çıkardı sonra tükürdü, hapşırdı ve öksürdü.
|||released||spat|sneezed||coughed
||||||nysede||
The chicken first passed gas, then spat, sneezed and coughed.
У курицы сначала вышли газы, затем она плюнула, чихнула и закашлялась.
Ve gene öksürdü.
||And coughed again.
|så|
And he coughed.
И он снова закашлялся.
Kırkayağın yaydığı koku ve tat iğrençti.
|emitting||||was disgusting
|udsendte||||
The smell and taste of the centipede was disgusting.
Запах и вкус сороконожки были отвратительны.
Tavuk midesindeki Kırkayak dışarı fırlayana kadar öksürdü.
|in the stomach|||||
||||springende||
He coughed until the Centipede in his chicken stomach jumped out.
Курица кашляла до тех пор, пока сороконожка в ее желудке не выпрыгнула наружу.
Anne Kırkayak ve çocuğu hemen bir ağaca tırmanarak saklandılar.
|||||||climbing|hid themselves
||||||træ||
Mother Centipede and her child quickly climbed a tree and hid.
Мать-сороконожка и ее ребенок сразу же забрались на дерево и спрятались.
O günden beri Tavuklar ve Kırkayaklar birbirlerinin düşmanı oldular.
|||||||enemies|
|den dag|||||hinandens||
Since that day, Chickens and Centipedes have been enemies.