×

우리는 LingQ를 개선하기 위해서 쿠키를 사용합니다. 사이트를 방문함으로써 당신은 동의합니다 쿠키 정책.

image

Culture Talk Turkey, Chatting around the Table

Chatting around the Table

B: Ailece mesala ne yaparız?

Bizim için neler önemlidir? Yemeğimizi hep beraber yemeye çalışırız güzel bir tören şeklinde, o çok güzel. Çünkü özellikle tatillerde, ben ve kardeşim de eve gittiğimiz zaman, hep bir araya gelmek çok güzel. Beraber yemeğimizi yeriz, daha sonra yemeğimizin üzerine çayımızı içeriz mutlaka Türk ailesi olarak, hep beraber oturur sohbet ederiz mesala. Ben şeyleri çok severim, mutfak masasında yaptığımız sohbetleri yemeğin üzerine güzelce, herkes kendi hayatında geçen şeylerden bahseder, okullarımız hakkında sorular sorar annemler, onlar kendi yaptıkları şeyler hakkında konuşurlar, güzel sohbetler sanırım en fazla, bir araya gelip yaptığımız sohbetler çok önemli. M: Genel olarak beraber mi yersiniz?

B: Genelde eğer ki birinin bir işi yoksa, o an kaçırmamışsa, muhakkak bir arada yemeye gayret gösteriririz.

Çünkü o önemli birşey, çünkü mutfak masasında aile üyeleri birbirleriyle paylaşımlarını yapabiliyorlar. Mesala biz okuldayız, ya da daha farklı olarak genelde ailelerde herkes işte, ya da okulda, ama mutfak masası bir araya gelinip o günün paylaşıldığı biryer olarak çok önemli.

O yüzden önem veriyoruz, evet hep bir arada yapmaya.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Chatting around the Table discuter|autour||table ronde sohbet etmek|Chatting around the table||table Plaudern am Tisch Chatting around the Table Discussions autour de la table Chiacchiere intorno al tavolo テーブルを囲んでのおしゃべり Беседы за столом Спілкування за столом

B: Ailece mesala ne yaparız? |en famille|||nous faisons |As a family|for example||do B: Was machen wir zum Beispiel in der Familie? B: What do we do for a family? B : Que faisons-nous en famille, par exemple ? B: Что мы делаем, например, в семье? B:比如说,我们一家人做什么?

Bizim için neler önemlidir? What is important to us? Qu'est-ce qui est important pour nous ? Что для нас важно? 什么对我们重要? Yemeğimizi hep beraber yemeye çalışırız güzel bir tören şeklinde, o çok güzel. notre repas|||||||ceremony|sous forme||| Our meal|||to eat|we try|||ceremony|||| Wir versuchen, gemeinsam in einer schönen Zeremonie zu essen, das ist sehr schön. We try to eat our food together in the form of a beautiful ceremony, it is very beautiful. Nous essayons toujours de manger ensemble d'une belle manière, c'est très beau. Мы стараемся есть вместе в красивой церемонии, это очень приятно. 我们尝试一起吃饭,作为一个美丽的仪式,这是非常美丽的。 Çünkü özellikle tatillerde, ben ve kardeşim de eve gittiğimiz zaman, hep bir araya gelmek çok güzel. 因为|特别|假期|我||我弟弟|也|家|去的|时候|总是|一个|在一起|见面|| ||pendant les vacances||||||allons à la maison||||come together|venir ensemble|| ||on holidays|I|||too||||||together|come together|| Because especially during the holidays, when I and my brother go home, it's always nice to get together. Parce que surtout pendant les fêtes, quand mon frère et moi rentrons à la maison, c'est toujours très beau de se réunir. Потому что, особенно во время каникул, когда мы с братом возвращаемся домой, всегда приятно собраться вместе. 因为总是聚在一起真是太好了,尤其是在假期里,当我和哥哥回家的时候。 Beraber yemeğimizi yeriz, daha sonra yemeğimizin üzerine çayımızı içeriz mutlaka Türk ailesi olarak, hep beraber oturur sohbet ederiz mesala. |我们的饭|吃|||我们的饭|上面|我们的茶|喝|一定||家庭|作为|||坐|聊天|我们|例如 |||||de notre repas|après le repas|notre thé|boire|||famille turque||||s'asseoir||| |our meal|we eat|||our meal||our tea||||||||||chat together| We eat our food together, then we eat our tea on the tea as a Turkish family, we all sit together to chat. Nous prenons notre repas ensemble, puis nous buvons du thé avec notre repas, comme une famille turque, nous nous asseyons ensemble et nous discutons, par exemple. Мы едим вместе, потом пьем чай с едой, как в турецкой семье, сидим вместе и болтаем, например. 我们一起吃饭,然后喝茶,作为一个土耳其家庭,我们一定会一起坐下来聊天,比如说。 Ben şeyleri çok severim, mutfak masasında yaptığımız sohbetleri yemeğin üzerine güzelce, herkes kendi hayatında geçen şeylerden bahseder, okullarımız hakkında sorular sorar annemler, onlar kendi yaptıkları şeyler hakkında konuşurlar, güzel sohbetler sanırım en fazla, bir araya gelip yaptığımız sohbetler çok önemli. |事情|很|我喜欢|厨房|桌子上|我们做的|谈话|饭|上|好好地|每个人|自己的|生活中|发生的|事情|提到|我们的学校|关于|问题|问|我妈妈|他们|自己的|做的|事情|关于|说|好|谈话|我觉得|的|太|||来|我们做的|谈话|| |||||table de la cuisine|nous avons fait|les conversations|repas|||tout le monde||dans ta vie|qui se passent|choses|parler de|nos écoles||questions||mes parents|||choses qu'ils font|||||conversations|je pense|||||venir||||important |||||on the table|we have|the conversations|the meal|after|nicely||their own|in their lives|||talk about|our schools||questions|ask questions|my parents|||they do|||||conversations|||||together||||| I love things very much, the conversations we do at the kitchen table over the dish, everyone talks about the things that happen in their lives, questions about our schools, my parents, they talk about their own things, nice chats, I think the most we get together, the conversations we make are very important. J'aime beaucoup les choses, les conversations que nous avons à la table de la cuisine autour de la nourriture, tout le monde parle de choses de sa propre vie, mes parents posent des questions sur nos écoles, ils parlent des choses qu'ils font, je pense que les bonnes conversations sont les plus importantes, les conversations que nous avons ensemble sont très importantes. Мне очень нравятся разговоры, которые мы ведем за кухонным столом за едой, каждый рассказывает о своей жизни, мои родители задают вопросы о нашей школе, рассказывают о том, чем они занимаются, я думаю, что хорошие разговоры - это самое важное, разговоры, которые мы ведем вместе, очень важны. 我非常喜欢这些,在餐桌上进行的聊天很美好,大家谈论各自生活中的事情,问母亲们关于学校的问题,她们谈论自己的事情,我认为最重要的就是我们聚在一起进行的美好对话。 M: Genel olarak beraber mi yersiniz? |一般|作为|一起|吃|吃 |général||||mangez |||||eat together M: Do you generally eat together? M: Mangez-vous généralement ensemble ? М: Вы обычно едите вместе? M: 一般来说你们是一起吃饭吗?

B: Genelde eğer ki birinin bir işi yoksa, o an kaçırmamışsa, muhakkak bir arada yemeye gayret gösteriririz. |一般||如果|某人|一个|工作|没有|那|时刻|没有错过|一定|一个|一起|吃|努力|我们会 ||||quelqu'un||travail|sinon||un|hasn't missed|certainly||ensemble||effort|nous montrons ||||someone's||job||||hasn't missed|certainly||||effort|we try to B: Generell versuchen wir auf jeden Fall, wenn jemand keinen Job hat, wenn er ihn gerade nicht vermisst hat, zusammen zu essen. B: Generally, if someone does not have a job, if he has not missed the moment, we definitely try to eat together. B: En général, si quelqu'un n'a pas de travail, et qu'il n'a pas raté le moment, nous faisons tout notre possible pour manger ensemble. B: Как правило, если у кого-то нет работы, если он не упустил момент, мы стараемся есть вместе. B: 通常如果有人没事,那个时候没有错过,我们一定会努力一起吃饭。

Çünkü o önemli birşey, çünkü mutfak masasında aile üyeleri birbirleriyle paylaşımlarını yapabiliyorlar. |它|重要|事情|因为|||家庭|成员|彼此|分享|能够 ||||||||membres de la famille|entre eux|partages|peuvent ||||||on the kitchen table||family members||their sharing| Because it's an important thing, because family members can share with each other at the kitchen table. Parce que c'est quelque chose d'important, car les membres de la famille peuvent partager entre eux à la table de la cuisine. Потому что это очень важно, ведь за кухонным столом члены семьи могут поделиться друг с другом. 因为这很重要,因为在厨房的餐桌上,家庭成员可以彼此分享。 Mesala biz okuldayız, ya da daha farklı olarak genelde ailelerde herkes işte,  ya da okulda, ama mutfak masası bir araya gelinip o günün paylaşıldığı biryer olarak çok önemli. |我们|在学校||||不同|作为||在家庭中|每个人|工作||还是||但是|厨房|桌子||聚会|聚会||那天|分享|一个地方|作为|很|重要 ||nous sommes à l'école|||||||familles||||||||table|||se rassembler||du jour|partagé de la journée|un endroit||| ||we are at school|||||||||||||||kitchen table|||coming together||of the day|shared|place||| For example, we are at school, or differently, everyone in families is at work or school, but the kitchen table is very important as a place where we get together and share the day. Например, мы в школе, или, по-другому, в семьях, все на работе или в школе, но кухонный стол очень важен как место, где можно собраться вместе и разделить день. 比如我们在学校,或者更不同的是,通常家庭里的每个人都在工作或上学,但厨房的餐桌是一个非常重要的地方,大家聚在一起分享那一天的事情。

O yüzden önem veriyoruz, evet hep bir arada yapmaya. |所以|重要|我们给|是|总是||在一起|做 |||nous donnons|||||faire ||importance|we give||||| That's why we care, yes, to always do it together Вот почему мы придаем большое значение тому, чтобы делать это вместе. 所以我们很重视,是的,一直一起做。