Kendini Nasıl Geliştirebilirsin?
Artık hayat koşulları eskiye oranla
çok daha zor.
Peki bu zor olan koşullarda
nasıl öne çıkabilirsin,
kendini daha fazla nasıl geliştirebilirsin,
öne çıkmak için neler yapabilirsin daha fazla.
Bu videoda kendi tecrübelerimden yola çıkarak sana bazı öneriler vermek istiyorum
hangi üniversiteden mezun olursan ol
eğer kendini geliştirmemiş bir bireysen
iş hayatında, gerçek hayatta başarılı olman biraz zor.
Çünkü insanlar artık
senin mezun olduğun üniversiteye bakmakla birlikte
senin hayat için, başarı için neler yaptığına
kendi için neler yaptığına da bakıyorlar.
Eğer sen bir şekilde başladığın gibiysen
üniversite hayatına sonrasında da
çok bir şey değiştirmemişsin demektir
Üniversitede, İstanbul Üniversitesi'nde okurken bir arkadaşım vardı
benimle beraber başladı
ve sonrasında uzun bir süre görüşemedik taa ki son seneye kadar
son senesinde
karşılaştığımız zaman, benim de son senemdi, dört yıllık bir sürecin sonunda
dedim ne yaptın , İstanbul nasıl geçti senin için?
Ya bilmem ki iyi, dedi. Dedim adaları gördün mü,
Kadıköy'e gittin mi, Üsküdar'a gittin mi?
ya dedi ben hiç gitmedim,
yurttan okula okuldan yurda.
Eğer böyle bir hayatın varsa
kendini geliştirmemişsin demektir.
Kendini geliştirmek için yapacağın şeylerden bir tanesi
senin hayatta yapmak istediğin şeyleri
yapmış olan ya da hala yapmakta olan insanlarla
tanışman, konuşman ve onların
deneyimlerinden, tecrübelerinden faydalanman. Şimdi çoğu insan böyle bir noktada uzaktan görüyor bir adamı, kadını diyor ki ya ne konuşacağım ne havalandıracağım onu.
Yani öyle bir şey düşünme, gurur yapma.
Düşünsene, senin istediğin bir şey var
ve o adam, kadın bunu önceden yapmış, başarmış, ortaya koymuş
ve onun nelerle karşılaştığını,
hangi zorlukları aştığını öğrenmek
sana ne kadar çok şey kazandıracak farkında mısın?
bu sebeple eğer böyle birisini
gördüysen hiç kaçırma. Eğer etrafında
böyle birisi yoksa o tarz insaları görebileceğin ortamlarda bulunmaya çalış derim ben sana.
Şimdi belki de seni en çok zorlayacak önerime geliyorum,
kitap okumak ve öncesinde bilgi dolu kitaplardan ziyade
Dünya klasiklerinden ve Türk klasiklerinden
bahsetmek istiyorum.
Dostoyevski'yi okudun mu, Tolstoy'u okudun mu
yani onların gözünden
dünyaya bakabildin mi? Bunlar çok önemli. Bir Dostoyevski'yi okumadıysan
hayatta bazı şeyleri anlaman biraz daha
geç ve zor olucaktır. Ya da
eğer İstanbul'daysan mesela Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'unu
okurken Beyazıt'ta oturup bir çay içtin mi? Etrafına Ahmet Hamdi Tanpınar'ın gözüyle
baktın mı, bir Oğuz Atay okudun mu?
Şimdi Dünya klasiklerini ve Türk klasiklerini okursan
düşünsene bunlar zamanın en iyi
beyinleri, en iyi düşünürleri,
aynı zamanda çok iyi gözlemciler.
İnsanlara dair o kadar çok detayı farketmişler ki.
Roman okuyarak belik kendi içinde şöyle bir
kaygı yaşıyor olabilirsin, zaman mı kaybediyorum acaba?
Ben şöyle düşünüyorum, bir insan Dünya klasiklerini,
Türk klasiklerini okurken zaman kaybetmek bir yana
hayata yönelik inanılmaz tecrübeler kazanıyor
ama bunu o an farkedemiyorsun, bilinçdışına doğru
bir şekilde subliminal olarak öğreniyorsun, diyorsun ki
ya ben bunu nasıl anladım, halbuki zamanında sen
Suç ve Ceza'yı okurken oradaki ilişkileri çözmüşsün.
İnsanlara dair farkında olmadan
tecrübe kazanmışsın. Bu sebeple
çok erken zamanda Dünya klasiklerini ve Türk klasiklerini asla es geçmeden okumalısın,
eğer kendini geliştirmek istiyorsan.
Önemli fikirler her an her yerde
aklına gelebilir. Ben bunlara fikir kıvılcımları diyorum.
Yürürken, arkadaşlarınla otururken, kitap okurken, uykuya dalarken ve hatta tuvaletteyken. Peki bu fikir kıvılcımlarına nasıl davranmalıyız?
Ben bu fikir kıvılcımlarını çok önemsiyorum.
Bugün hayatımızı çok etkileyen o fikir fırtınalarının
zamanında küçücük kıvılcımlardan
ortaya çıktığını düşünüyorum ama sen eğer bunları
o an aklına geldi, güzel bir fikir, çok kaliteli
bir fikir bile olabilir, ne yapıyorsun
eğer not almazsan bunlar unutulur gider.
Her aklına gelenden bir şey çıkacak
değil ama şöyle söyleyeyim yarın bir gün büyük fırtına olan her fikir
zamanında küçük bir kıvılcımdı. Bu sebeple
aklına gelen saçma olsun, anlamsız olsun
her şeyi , her fikir kıvılcımını
bir kenara not et, belki yarın bir gün
işine yarayacak, oradan kocaman bir fırtına,
kocaman bir üretim çıkacak.
Bu fikir kıvılcımlarını yazacaksın dedik ama
nereye yazacaksın, tabii ki yanında bir not defteri taşıyacaksın
ve bu not defterini
taşıdığın bir çantan olacak. Ben senden
eğer kendini geliştirmek istiyorsan
küçük bir ayrıntı olan bir şey isteyeceğim,
yanında çanta taşı.
Bu çantanın içinde bir defterin olsun,
orijinal, güzel bir defter güzel de bir kalem olsun.
Böyle seni yansıtan sana ait olan bir dolma kalem
ya da kaliteli bir tükenmez kalem. Aklına bir fikir geldiği zaman,
bir düşünce geldiği zaman karalayabileceğin defterin yanında olsun
her zaman. Çünkü dediğim gibi o fikir
kıvılcımının, o düşüncenin nereden geldiğinin ,
ne zaman geleceğini hiç bilemezsin ve çantanın
içinde her zaman okuyabileceğin bir kitap
olsun. Çünkü gün içinde
o kadar çok fazla boş vaktimiz oluyor ki ama biz
farkına bile varmıyoruz. O an ne yapıyoruz
bir yerde bekliyoruz, bir doktor randevusunda
bekliyoruz, otobüs durağında bekliyoruz,
derse girmeden tenefüsde bekliyoruz.
Ne yapıyoruz telefonla vakit öldürüyoruz. Çıkar kitabını oku.
On dakika da okusan beş dakika da okusan
kar kardır. Çantanda her daim
bulundurman gereken şeylerden bir tanesi
kalemin, defterin ve kitabın. Senin
bunu taşıdığın zaman gün içinde o boşlukları
değerlendirdiğin zaman kitap okuyarak, bir şeyler karalayarak
hem ne kadar çok üretken olduğunun farkında olacaksın
hem de ya diyeceksin ki bu kadar çok boş vaktim mi
varmış benim gün içinde ve sonuç
olarak
kendini geliştirme noktasında çok önemli
katkılar sağlayacak sana bunlar.
Bir insanın kendisini geliştirebilmesi için
en önemli unsurlardan bir tanesi deneyim kazanmasıdır.
Eğer lisede öğrenciysen, eğer üniversitede
öğrenciysen deneyim kazanmanın en kolay yolu
bir işte çalışmak. Peki nasıl bir işte çalışmalısın?
Bu işin en önemli özelliği bir şekilde
insanlara temas etmen olması lazım.
Diyelim ki insanlarla ilişki içerisindesin,
onlarla diyalog içindesin, o seni
inanılmaz geliştirecek. Bir yerde tezgahtarlık
yapabilmek, belki simit satabilmek, belki su satabilmek
Hiç önemli değil. Bir büfede çalışabilmen,
bir teknoloji mağazasında çalışabilmen, hiç önemli değil.
Eğer işin içinde insanlarla diyalog varsa
bunun sana kazandırdığı şeyleri belki o an farkına
varmayacaksın ama ilerde diyeceksin ki ya ben çalışırken de
bir üniversite okumuşum,
neler kazanmışım.
Çünkü emsalin olan insanlarla böyle bir tecrübe, böyle bir deneyim
yaşamamış insanlarla karşılaştığın zaman
ve onların kafasında problem olan şeyleri gördüğün zaman
şunun farkına varacaksın; sen çoğu şeyi
eskiden farketmiş olacaksın zaten
ve diyeceksin ki iyi ki çalışmışım iyi ki
deneyim kazanmışım. Mesela ben
yani ailemizin öyle bir ihtiyacı olmamasına rağmen
ilkokuldan sonra ortaokul zamanıyla birlikte
simit sattım, çok başarılı olduğumu söyleyemem ama
bütün simitleri akrabalara
zorla sattım diyebilirim. Çünkü çok alan olmadı
sesim çok gür çıkmıyordu simitçi diye bağırırken
ya da su sattım mesela her salı pazarında, gidiyordum
o zaman belki bir şişe kola parası kazanıyorduk ama
ya inanılmaz bir tecrübe, deneyim kazandırıyordu.
Sen de eğer böyle bir imkanın varsa
hiç kaçırma, bu konuyu zorla derim.
Kendini geliştirme konusunda aslında söylenecek
çok fazla şey var ama bu çok fazla şeyin kalan kısmını
başka bir videoda devam etmeyi düşünüyorum.
Peki sen kendini nasıl geliştiriyorsun, hangi yöntemleri
kullanıyorsun kendini geliştirmek için? Bu tekniklerini,
yöntemlerini yorumlar kısmında paylaşabilirsin.
Beni dinlediğin için çok teşekkür ediyorum.Eğer bu videoyu
beğendiysen beğenmeyi, Psikoloji TV youtube kanalına abone
olmadıysan abone olmayı ve faydalanabileceğini
düşündüğün arkadaşlarınla bu videoyu paylaşmayı unutma.
Kendine çok iyi bak, görüşmek üzere.