×

우리는 LingQ를 개선하기 위해서 쿠키를 사용합니다. 사이트를 방문함으로써 당신은 동의합니다 쿠키 정책.

image

TEDx Turkey, Ey İnsan, Sen Vicdanını Nerede Kaybettin? | Emin Çapa | TEDxIstanbul

Ey İnsan, Sen Vicdanını Nerede Kaybettin? | Emin Çapa | TEDxIstanbul

Çeviri: Bilge Yilmaz Gözden geçirme: Gözde Caymazer

Emin Çapa Gazeteci

Bugün Türkiye'de ve dünyadaki en büyük sorun,

şahsi kanaatime göre,

insanın akıl ve bilimden sapması, evet.

Ama aynı zamanda vicdanını kaybetmesi.

Bugün bu çok büyük bir sorun hâline geliyor.

Çünkü Lewis Carroll'u hepiniz biliyorsunuz,

Alice Harikalar Diyarında'nın yazarıdır.

Onun böyle bir sözü var:

''Bu dünyadaki yerim ne? Ah, büyük muamma işte budur.''

Bugün kaybedilen şeylerden biri bence bu.

Hepimizin ne yazık ki büyük oranda kaybettiği bir şey.

Bütün toplum, sadece Türkiye'de değil.

Türkiye'de çok açık bir şekilde çok büyük oranda.

Ama ben size kısa bir hikâye anlatmak istiyorum.

Aslında sizin hikâyeniz bu, hepimizin hikâyesi.

Evrenin yaklaşık olarak 13,5 milyar yıl önce

ya da 13,8 milyar yıl önce başladığını düşünüyoruz.

Bize öyle söylüyor bilim insanları.

4,5 milyar yıl önce de Güneş Sistemi ve Dünya ortaya çıktı.

3,8 milyar yıl önce,

3,8 milyar yıl önce de dünyada ilk yaşam başladı.

80 milyon yıl önce Meksika Körfezi'ne bir göktaşı düştü.

Ve 350 milyon yıl boyunca dünyaya hükmeden

dinozorların devrini bitirdi.

Eğer o zamanlar bir uzaylı gelseydi ve

dünyaya kim hâkim olacak diye baksaydı,

dinozorları bulurdu, onları düşünürdü.

Çünkü en küçüğünden dev boyutlarına kadar,

otçulundan etçiline kadar,

tamamen dünyanın imparatorlarıydı dinozorlar.

Ama bu göktaşı Meksika Körfezi'ne çarptı ve

canlıların %90'ı kadarını türlerin, tamamen yok etti.

Memelilerin çağı başladı.

55 milyon yıl önce de ilk primatlar ortaya çıktı.

Beş milyon yıl önce ilk insansı,

ardından 1,8 milyon yıl önce ilk insan ortaya çıktı.

Şurada gördüğünüz Lucy, adı Lucy onun.

Canlandırılmış hâli olarak.

200 bin yıl önce de Homo Sapiens.

Descartes'in hani ''düşünüyorum, öyleyse varım''ı uyarladığı,

düşündüğünün üstüne düşünebilen insan, you know?

Yani ''Homo sapiens sapiens''.

Biz sadece ''Homo sapiens'' diyoruz biliyorsunuz.

200 bin yıl önce çıktı.

Bu Arjantin'de Eller Mağarası dediğimiz bir şey.

30 küsur bin yıl önce içinde binlerce el var.

Niye onu yaptılar bilmiyoruz.

Belki insan hani ben de yaşadım demek ister ya.

Belki de ben de buradaydım demek için yaptılar.

Niyesini bilmiyoruz, ama 30 bin yıl önce

mağara duvarlarına ellerini bu şekilde boyayan insanlar vardı.

Ve 70 bin yıl önce insan dediğimiz canlı,

kültür dediğimiz yapıları ortaya çıkardı.

10 bin yıl önce de buz devri bitti ve tarım başladı.

Tarım devrimi dediğimiz şey başladı.

O güne kadar ortalama insan ömrü 18 ila 20 yıl kadardı.

İnsan hükmettiği enerji 1 beygir gücü deriz ya standart odur,

bunun beşte biri, yani insanın kas gücü kadar. Öldükten sonra sizin yaşadığınızın hiçbir kanıtı kalmazdı.

Sizi tanıyanlar öldüğü anda,

siz bu dünyaya hiç gelmemiş gibi olurdunuz.

Ve bütün servetiniz yanınızda taşıyabildiğiniz kadardı.

Atalarımız çünkü avcı ve toplayıcıydı.

Ama tarım devrimi ortalama ömrü 30 yıla çıkardı.

Sonra insanın hükmettiği enerji

1 beygir gücüne geldi ortalamada.

Çünkü hayvanlar evcilleştirildi.

Kral, imparator ya da sanatçıysan kimse seni unutmazdı.

Kendi adına anıtlar, tablolar, tabletlerde bir yazılar olurdu.

Servet de arazi, hayvan ve bu çok önemli köle.

Yani siz ve ben.

Birilerinin kölesi.

Sanayi devrimi ise ortalama ömrü

1900'de insan hayatının en uzun olduğu döneme, 49 yıla, bakın 49 yıl.

Hani İlyada'da falan yaşlı adam falan deniyor ya,

onlar 30 yaşları civarındalar biliyor musunuz?

Uzun ömürlü, çok yaşamış çünkü.

İnsanın hükmettiği enerji ise yüzlerce beygir gücüne ulaştı.

Sonra servet, ürettiğiniz mal ve kontrol ettiğiniz sermayeye döndü

sanayi devrimiyle.

Tren ve otomobil, hareketliliği insanın çağlar boyunca

hayal edemediği bir noktaya getirdi.

İnsanı hareketli hâle getirdi buhar gücünün izniyle.

Şimdi içinde bulunduğumuz yerse, yani yeni bilim çağı dediğimiz

bilim çağıysa ortalama ömrünü insanın, bilmiyoruz. Şu anda biz insanın ortalama ömrü nereye gidiyor bu çağda,

birazdan size izlettireceğim bir videoyla, bilmiyoruz.

İnsan, insan olma vasfının sınırlarına gelmiş vaziyette.

İnsanın hükmettiği enerji trilyonlarca beygir gücüne ulaştı.

Bu ne demek?

Bu şu demek.

Nükleer güç de dâhil olmak üzere,

çok büyük bir gücü kontrol altında tutuyoruz. Ve kendimizi tehdit ediyoruz bu güçle.

Ve bütün servet bugün, üretilen bilgiye ait bir şey.

Bilgi üretmeyenlerin başarılı bir geleceği olması mümkün değil.

Bu yüzden bilgi üreten toplumları hepimiz hayranlıkla izliyoruz

ve onların peşinden gidiyoruz.

Neyi kastediyorum?

Bildiğiniz insanın sonu geliyor arkadaşlar.

Çok güzel bir kitap var ''Geleceğin Fiziği'' diye. Kaku'nun kitabı.

Asya asıllı Amerikalı kendisi.

Türkiye'ye de iki kez geldi.

Hepiniz lütfen kitabı bulun ve okuyun.

Her sıradan insanın anlayabileceği kadar.

Yani ben anladıysam siz rahatça anlarsınız öyle düşünün. O kadar basit bir dille gelecek nasıl olacak bunu anlatıyor. Ve orada şöyle bir şey var.

''Biz'' diyor, ''doğal yollarla ölen son insanlar olacağız.''

Neyi kastediyoruz?

Organ basımının üç boyutlu yazıcıda,

organ basımının sınırındayız şu anda.

Birtakım organlar basılıyor ve üretiliyor

ve bunlar maksimum on yıl içinde

insanlara nakledilmeye başlanacak.

Mesela Çin'de ilk nakil yapıldı.

Tam olarak bu değil ama şöyle bir şey.

Bir çocuğun omurunda bir sorun var.

Omur çıkarıldı.

Sonra üç boyutlu tarayıcıda tarandı, bilgisayara aktarıldı.

Omurdaki eğrilik bilgisayarda düzeltildi.

Kalçasından alınan jelle üretildi

ve çocuğa tekrar takıldı.

Evet, kemik ölü bir doku sonuçta.

Ama ilk insana ilk nakilde üç boyutlu yazıcıdan, o oldu. Dolayısıyla çok insanın insan olma vasfını

sorguladığımız bir yerdeyiz.

Buna dair bir videomuz var.

Beraber izleyelim, sonrasında devam edelim. (Video kaydı)

Ve sonunda tüm işlevleri yerine getiren bir organ üretildi.

İskoçya'da çalışan araştırmacılar

laboratuvarda büyüttükleri hücreleri

tamamen fonksiyonel bir organa dönüştürüp

canlı bir hayvana nakletmeyi başardı.

Edinburgh Üniversitesi Yenileyici Tıp Merkezi'ndeki araştırmacılar

bu tekniğin ileride insanlar için de kullanılacağını düşünüyor.

Emin Çapa: Buna ne deniyor?

Buna biofabrikasyon deniyor.

Bu sözcük İngilizce sözlüğe geçen yıl girdi.

Üç boyutlu yazıcıda sizin kök hücrelerinizi alıyoruz ve çoğaltıyoruz.

Kök hücre bilmiyorum biliyor musunuz?

Göz hücreniz göz hücresi, işte cilt hücreniz cilt hücresi,

beyin hücreniz, karaciğer hücreniz, tamamen organ.

Ama kök hücre bunların hepsine dönüştürülebilen bir hücre.

Ve ilk kez 2014 yılının Kasım ayının 3. Haftasında,

bir Türk bilim insanın başında olduğu,

Harvard Tıp Fakültesi'nden bir ekip

İskoçya'daki bu laboratuvarda üç boyutlu yazıcıda kök hücreyi çoğalttılar.

Kök hücreyi çoğalttılar arkadaşlar üç boyutlu yazıcıda.

Bu yüzden insanın insan olma vasfının değiştiği dememin nedeni bu.

Çok önemli, çok kritik bir insan eşiğinin aşıldığı bir yerdeyiz.

İkinci bir şey daha oluyor.

İnsanın mahremiyetinin sonuna geliyoruz.

Bu salondaki hiç kimse yanındaki kimseyi tam olarak,

yüzde yüz bir şekilde tanıyamaz ve bilemez.

Hepimizin bir takım zihninin arkasında düşünceleri var,

söylemedikleri var, gizli bir hayatı var.

Ama insanın bu mahremiyetini elinden alabilecek bir sınırdayız. O da insan düşüncesini, sizin düşüncenizi,

sizin hayal ettiğiniz bir şeyi,

bilgisayarda başkalarına izlettirebilme imkânınız

ya da belki zorla izleme imkânının eşiğindeyiz.

Benim için bu da çok kritik önemde bir şey.

Buna ilişkin bir videomuz var.

İsterseniz bir de onu seyredin ve devam edelim.

(Video kaydı)

İsviçrelilere yakışacak bir yalınlıkla

insan beyni projesi olarak adlandırılan

bu çalışmayla, insan beyninin ilk eksiksiz bilgisayar simülasyonu yaratılacak.

Hedef 10 yıl içinde beynin biyolojisine

dair her şeyi modellemek.

Mühendisler, veri kuramcıları, sinir bilimciler, biyologlar,

evrim uzmanları gibi birçok alandan uzman,

bu disiplinler arası projede çalışıyor.

Amerika Birleşik Devletleri ise

bir başka dev proje başlattı.

''Beyin Girişimi'' denen bu projeyle

ilk kez insanın tüm beyin etkinliklerinin

ayrıntılı haritası çıkarılacak.

Böylece bir anının oluşma anı görüntülenecek ve bu anı da daha sonra bilgisayarda izlenebilecek. Çalışmanın bir diğer amacı ise

beynin davranış bozukluğuna neden olan

yanlarını bulup bunları düzeltebilmek.

Penn Eyalet Üniversitesi'nin başını çektiği ve sekiz kurumun rol aldığı bir başka proje ise,

beynin görsel korteksini bilgisayarda canlandırmayı hedefliyor. Beş yıl içinde insan beyninin gördüğü ya da hayal ettiği görüntüleri

bilgisayara aktarmayı umuyor bilim insanları.

EÇ: İşte bu da olayın, bilimin iki taraflı yanı.

Bir yanda çok büyük bir tehlike,

bir yanda çok özel bir şey var.

Ve bu, insan ömrünü uzatan o organ nakliyle birlikte

geleceğin en önemli şekillendiricilerinden biri olacak. Şu anda dünyada iki büyük dalga var.

Bir tanesi benim asıl işime dair, ekonomi tarafına dair.

O dalga son beş yüzyıla egemen olan batılı güçlerin

ekonomik üstünlüklerini dünyaya,

dünya haritasını şekillendirme güçlerini,

onların elinden alan ekonomik güç dalgası.

Gücün önemli bir kısmı Atlantik'ten Pasifik'e kayıyor. Yani yukarıda Amerika, Kanada,

aşağıda Brezilya, Arjantin, Şili'nin olduğu.

Öbür tarafta da yukarıda, belki biraz Rusya,

ama Kore, Japonya, Çin.

Aşağısında Singapur, Hong Kong, Endonezya, Malezya,

Avustralya'nın olduğu Pasifik'e kayıyor güç.

Bu orta vadenin şekillendiricisi.

Ama asıl şekillendirici olan bu bilimsel patlama.

Neden bu kadar çok bilim patlaması yaşanıyor

diye bir kendinize sorun.

Şu anda bilimde gerçek bir patlama yaşanıyor.

Ve bu bilimsel patlamanın dışında kalan herkes ama herkes, her toplum,

sanayi devrimini ve matbaayı kaçıranlar gibi,

çağın çok ötesine düşecekler.

Ben sadece bu kaygı ve bu korkuyla

ekonominin yanında bilim programı yapıyorum.

İnsanlar dalga geçiyorlar. Sen ne anlarsın bilmem ne.

Birisi yapsın. Biri bunu yapmalı.

Çünkü bu ülke eğer bilim ve aklın

bu kadar dışında kalmaya devam ederse

bundan 20 yıl sonra, 30 yıl sonra çok daha kötü bir yerde olacak.

Neden böyle diyorum?

Bir şeyden.

İnsanoğlunun bir sorunu var.

Evrenin bize ait olduğunu düşünüyoruz.

Bütün noktaları birleştiriyoruz

ve evrenin merkezi neresi biliyor musunuz?

Tam benim durduğum yer.

Niye?

Çünkü ben buradayım. Değil mi?

Ben burada olduğuma göre evrenin merkezi burası.

Çünkü evrendeki en önemli canlı, en önemli varlık benim.

İnsanoğlu böyle düşünüyor.

Ama öyle değil.

Şimdi size bir şey seyrettirmek istiyorum.

(Video kaydı)

Uzayda hava olmadığı için

herkes ses de olmayacağını düşünür.

Çünkü sesin iletilebilmesi için havaya ihtiyaç vardır.

Ancak aslında tam da öyle değil.

Kulağımız sesleri duymasa da aletlerimiz sesleri kaydedebilir.

İşte NASA tam da böyle yapıyor.

Uyduların özel dizayn edilmiş aletleriyle

gezegenlerin sesleri kayıt ediliyor.

(Ses)

Bu duyduğunuz Satürn'ün halkalarının sesi.

Bu güneş sisteminin en büyük gezegeni Jüpiter'in sesi.

(Ses)

İşte üzerinde yaşadığımız dünyamızın uzaydan duyulan sesi.

Ya da şiirsel deyişiyle evimiz dünyanın

uzaya haykırdığı şarkısı.

(Ses)

EÇ: Canlıymış gibi geldi mi?

Sanki canlıymış ve insan gibi konuşmuyormuş ama konuşuyormuş gibi değil mi?

Çünkü dünya aynı zamanda

çok büyük bir sıvı kütlesine sahip.

O, bu sesi çıkartıyor.

Evrene baktığınız zaman biz üstün insanlar

ve keşfedilmeyi bekleyen zavallı şeyler...

gibi düşünebilirsiniz.

Ama öyle değil.

Neden?

Çünkü kendimize sormamız gereken şey bu.

Ben kimim?

Biz kimiz?

Ve evrenin içerisinde neyiz acaba?

Bu soruyu sormadığımız zaman insanlığımızı kaybediyoruz.

Neden?

Bu demin gördüğünüz şey.

Bu Voyager 1.

Bir kahraman.

Bütün bugünkü uzay çalışmalarının şekillendiricisi.

Bu Voyager 1 çok enteresan.

Benim hayatımda da özel bir yeri var.

5 Eylül 1977'de fırlatıldı.

Güneş sisteminin dışına çıkan ilk insan yapısı araç.

Güneş sisteminin dışına çıktı.

Bu Jüpiter'in yanından geçerken gönderdiği fotoğraf.

Hayatınızda bu kadar güzel bir görüntü gördünüz mü bilmiyorum.

Bu kadar güzel bir tabloyu hiçbir insan yapmadı.

O yukarıda gördüğünüz kızıl leke,

600 yıldır devam eden bir fırtına.

Hiç kenarlarına değmeden içinden geçebileceği kadar dünyanın büyük bir fırtına o.

Ama onu meşhur eden bu değil.

Yıldızlar arası boşluğa çıktığında bize bir şey gönderdi.

İlk kez güneşin bozmadığı yıldızların sesini gönderdi.

İnsan evladı artık yıldızların sesinin nasıl olduğunu biliyor.

Ve ben de size bunu dinletmek istiyorum.

(Video kaydı) (Ses)

EÇ: 14 Şubat 1990'da insanoğluna bir ayna tuttu.

Kim olduğunu, haddini bildiren bir ayna.

Dünyanın 6 milyar 86 milyon 176 bin 360 kilometre

uzaktan fotoğrafını gönderdi.

Düşünürler o fotoğraf için ''tabu yıkıcı'' dediler.

Bilim insanları ''zihin açıcı'' dediler.

Ve Carl Sagan kısacık bir video yaptı.

Ve ''Soluk Mavi Nokta'' diye.

Bize o aynayı gösterdi.

O fotoğraf bu.

Satürn'ün halkalarından siz, biz,

''mühim insanların'' yaşadığı dünyanın fotoğrafı.

Şurada gördüğünüz o toz zerresinin içindesiniz. Bir hiçin içindesiniz aslında.

Bütün evren sizin çevrenizde dönüyor.

Bütün evren benim çevremde dönüyor.

Bu kadar önemliyim.

Ama evren açısından ben değil.

Yaşadığın dünya bile bir toz zerresi.

Şimdi şu Carl Sagan'ın videosunu kısacık bir şey bir dinleyin.

Ve onun sonunda ben size birkaç cümle etmek istiyorum.

(Video kaydı)

EÇ: Buradaki en önemli cümle ne biliyor musunuz?

Yardım için ipucu,

bizi kendimizden kurtarmak için yardım ipucu, başka hiçbir yerden gelmeyecek.

Sağınıza ya da solunuza bakın.

Şikâyet ettiğiniz sevgilinizi, karınızı, kocanızı, annenizi, babanızı,

işinizi, ülkenizi, dünyayı düşünün.

Yardım için ipucu başka hiçbir yerden gelmeyecek. Sadece sizden gelebilir.

Kurtarmak için.

Bu çok önemli bir soru.

Ve son olarak gene aynı yere dönmek istiyorum.

Bir gün insan kendine bunu sorar.

Herkes kendine sorar.

İnsan nedir?

İnsan sadece bir suret midir?

''Sadece şu şekilde olduğum için mi

insanım ben?'' diye kendimize sorarız.

Hayır değil.

İnsan akıl ve vicdanın bir karması.

Sadece akıl bizi robot yapar.

Sadece vicdan da saftirik yapar.

İkisinin birleşmesi lazım.

Bugünün önemli sorunu akıl yolunda,

belki bizim ülkemiz değil ama dünya hızla koşuyor.

Ama vicdan tarafında büyük bir kayıp var.

Hayatınız sadece size mi aittir?

Annenizin, babanızın, doğmamış çocuğunuzun, eski sevgilinizin, sokaktaki aç kedilerin, susuz köpeklerin, uçan kuşların.

Siz iyi bir hayat yaşayın diye ısıttığınız dünya yüzünden

yaşam alanlarını kaybeden kutup ayılarının

sizin hayatınız benim hayatım üzerinde hiç mi hakkı yoktur?

Eğer yoktur diyorsanız,

onlara karşı bir sorumluluğum yoktur diyorsanız,

o zaman tamam.

Ama vardır diyorsanız bir gün siz de benim gibi,

ben hemen her gün kendime bunu sorarım,

bir gün insanoğlu diz çöker ve şöyle der,

''Bu dünyadaki yerim ne?''

"Ben ne yapıyorum ya?"

"Ben kimim?"

"Ben sadece para kazanmak için çalışan biri miyim?"

Lüks markalar giymek için,

ev, araba, yazlıklar almak için mi bu dünyadayım derseniz

ve eğer yanıt sadece buysa,

ister süperstar olun,

ister dünyanın en güçlü adamı olun,

bir gün hayatınız biter ve bu soruyla baş başa kalır ve belki de bence pişman olursunuz.

Ben o yüzden size bugün sadece insanın akıl,

sadece akıl olmadığını bir hatırlatmak istedim. Çünkü hem Türkiye'de hem dünyada bu vicdanın kaybı,

bence bugünün en önemli sorunlarından biri. Teşekkür ederim beni dinlediğiniz için.

Umarım sıkılmadınız.

Sağ olun.

( Alkış)

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Ey İnsan, Sen Vicdanını Nerede Kaybettin? | Emin Çapa | TEDxIstanbul |||Your conscience||lost||| Oh Mensch, wo hast du dein Gewissen verloren | Emin Çapa | TEDxIstanbul O Human, Where Did You Lose Your Conscience? | Emin Anchor | TEDxIstanbul O humain, où as-tu perdu ta conscience ? | Emin Çapa | TEDxIstanbul 人間よ、どこで良心を失ったのか|エミン・チャパ|TEDxIstanbul О человек, где ты потерял совесть | Эмин Чапа | TEDxIstanbul

Çeviri: Bilge Yilmaz Gözden geçirme: Gözde Caymazer Translation|||||| Translation: Bilge Yilmaz Review: Gözde Caymazer

Emin Çapa Gazeteci Emin|Çapa|journalist Emin Capa Journalist

Bugün Türkiye'de ve dünyadaki en büyük sorun, The biggest problem in Turkey and in the world today,

şahsi kanaatime göre, |моему мнению| personal|In my opinion| In my personal opinion,

insanın akıl ve bilimden sapması, evet. ||||отклонение| |mind||science|deviation| man's deviation from reason and science, yes.

Ama aynı zamanda vicdanını kaybetmesi. |||his conscience| But also the loss of conscience.

Bugün bu çok büyük bir sorun hâline geliyor. Today this is becoming a huge problem.

Çünkü Lewis Carroll'u hepiniz biliyorsunuz, ||Кэрролла|| |Lewis Carroll|Lewis Carroll|| Because you all know Lewis Carroll,

Alice Harikalar Diyarında'nın yazarıdır. ||в стране| ||of Wonderland|is the author He is the author of Alice in Wonderland.

Onun böyle bir sözü var: He has this saying:

''Bu dünyadaki yerim ne? Ah, büyük muamma işte budur.'' ||||||загадка|| ||place||||great mystery|| 'What is my place in this world? Ah, that is the great enigma.”

Bugün kaybedilen şeylerden biri bence bu. I think this is one of the things lost today.

Hepimizin ne yazık ki büyük oranda kaybettiği bir şey. |||||large part||| It's something we've all lost to a great extent, unfortunately.

Bütün toplum, sadece Türkiye'de değil. |society|||

Türkiye'de çok açık bir şekilde çok büyük oranda. |||||||in large part

Ama ben size kısa bir hikâye anlatmak istiyorum.

Aslında sizin hikâyeniz bu, hepimizin hikâyesi. ||ваша история||| ||your story|||

Evrenin yaklaşık olarak 13,5 milyar yıl önce the universe's|||||

ya da 13,8 milyar yıl önce başladığını düşünüyoruz.

Bize öyle söylüyor bilim insanları.

4,5 milyar yıl önce de Güneş Sistemi ve Dünya ortaya çıktı.

3,8 milyar yıl önce,

3,8 milyar yıl önce de dünyada ilk yaşam başladı.

80 milyon yıl önce Meksika Körfezi'ne bir göktaşı düştü. ||||в Мексиканский залив||| |||Mexico|to the Gulf||meteorite|

Ve 350 milyon yıl boyunca dünyaya hükmeden |||||ruled over

dinozorların devrini bitirdi. дinosaurов|| dinosaurs'|era|

Eğer o zamanlar bir uzaylı gelseydi ve ||||alien||

dünyaya kim hâkim olacak diye baksaydı, |||||если бы посмотрел ||ruler|||looked at

dinozorları bulurdu, onları düşünürdü. динозавров||| dinosaurs|||thought about them

Çünkü en küçüğünden dev boyutlarına kadar, ||||размерам| ||smallest|giant|to giant sizes|

otçulundan etçiline kadar, |мясоеду| herbivore|to carnivorous|

tamamen dünyanın imparatorlarıydı dinozorlar. ||императоры| ||were the emperors|dinosaurs

Ama bu göktaşı Meksika Körfezi'ne çarptı ve

canlıların %90'ı kadarını türlerin, tamamen yok etti.

Memelilerin çağı başladı. эпоха млекопитающих|| The mammals'||

55 milyon yıl önce de ilk primatlar ortaya çıktı. |||||первые приматы|| |||||primates||

Beş milyon yıl önce ilk insansı, |||||hominid

ardından 1,8 milyon yıl önce ilk insan ortaya çıktı.

Şurada gördüğünüz Lucy, adı Lucy onun. ||Lucy|||

Canlandırılmış hâli olarak. оживлённый|| As animated form|form|

200 bin yıl önce de Homo Sapiens. ||||человек|

Descartes'in hani ''düşünüyorum, öyleyse varım''ı uyarladığı, Декарт|||||адаптировал Descartes'|||therefore|I am|adapted by

düşündüğünün üstüne düşünebilen insan, you know? "what you think"||Reflective thinker|||"you see"

Yani ''Homo sapiens sapiens''.

Biz sadece ''Homo sapiens'' diyoruz biliyorsunuz.

200 bin yıl önce çıktı.

Bu Arjantin'de Eller Mağarası dediğimiz bir şey. |in Argentina||Cave|||

30 küsur bin yıl önce içinde binlerce el var. over 30||||||| Thirty-odd thousand years ago, there were thousands of hands inside.

Niye onu yaptılar bilmiyoruz.

Belki insan hani ben de yaşadım demek ister ya.

Belki de ben de buradaydım demek için yaptılar.

Niyesini bilmiyoruz, ama 30 bin yıl önce почему это||||| The reason|||||

mağara duvarlarına ellerini bu şekilde boyayan insanlar vardı. |||||painting||

Ve 70 bin yıl önce insan dediğimiz canlı, ||||||being

kültür dediğimiz yapıları ortaya çıkardı.

10 bin yıl önce de buz devri bitti ve tarım başladı. |||||age|||agriculture began|

Tarım devrimi dediğimiz şey başladı. |revolution|||

O güne kadar ortalama insan ömrü 18 ila 20 yıl kadardı. |||||lifespan|to||

İnsan hükmettiği enerji 1 beygir gücü deriz ya standart odur, |которую управляет||||||| |controlled||horsepower|||||that

bunun beşte biri, yani insanın kas gücü kadar. |one-fifth||||muscle|| Öldükten sonra sizin yaşadığınızın hiçbir kanıtı kalmazdı. ||||||would remain

Sizi tanıyanlar öldüğü anda,

siz bu dünyaya hiç gelmemiş gibi olurdunuz.

Ve bütün servetiniz yanınızda taşıyabildiğiniz kadardı. ||||могли взять| ||your wealth||you could carry|

Atalarımız çünkü avcı ve toplayıcıydı. ||||собирательным ||||gatherers

Ama tarım devrimi ortalama ömrü 30 yıla çıkardı.

Sonra insanın hükmettiği enerji

1 beygir gücüne geldi ortalamada. |||on average

Çünkü hayvanlar evcilleştirildi. ||было одомашнено ||were domesticated

Kral, imparator ya da sanatçıysan kimse seni unutmazdı. ||||если ты художник||| ||||if you're an artist|||wouldn't forget

Kendi adına anıtlar, tablolar, tabletlerde bir yazılar olurdu. ||||таблицах||| |your name|monuments||on tablets|||

Servet de arazi, hayvan ve bu çok önemli köle. ||land||||||slave

Yani siz ve ben.

Birilerinin kölesi. |slave

Sanayi devrimi ise ortalama ömrü

1900'de insan hayatının en uzun olduğu döneme, 49 yıla, bakın 49 yıl.

Hani İlyada'da falan yaşlı adam falan deniyor ya, |Илиада|||||| |in the Iliad||||||

onlar 30 yaşları civarındalar biliyor musunuz? ||около 30|| ||around||

Uzun ömürlü, çok yaşamış çünkü.

İnsanın hükmettiği enerji ise yüzlerce beygir gücüne ulaştı. human's|||||horsepower||

Sonra servet, ürettiğiniz mal ve kontrol ettiğiniz sermayeye döndü |||||||капиталу| |||goods||||capital or assets|

sanayi devrimiyle. |с революцией industry|with the revolution

Tren ve otomobil, hareketliliği insanın çağlar boyunca |||mobility|||

hayal edemediği bir noktaya getirdi.

İnsanı hareketli hâle getirdi buhar gücünün izniyle. |active||made|steam power||permission of

Şimdi içinde bulunduğumuz yerse, yani yeni bilim çağı dediğimiz

bilim çağıysa ortalama ömrünü insanın, bilmiyoruz. |эпоха|||| science|is the age|||| Şu anda biz insanın ortalama ömrü nereye gidiyor bu çağda,

birazdan size izlettireceğim bir videoyla, bilmiyoruz. ||покажу вам||| ||I will show|||

İnsan, insan olma vasfının sınırlarına gelmiş vaziyette. |||свойства человека||| |||quality of being|||state

İnsanın hükmettiği enerji trilyonlarca beygir gücüne ulaştı.

Bu ne demek?

Bu şu demek.

Nükleer güç de dâhil olmak üzere, |||including||

çok büyük bir gücü kontrol altında tutuyoruz. Ve kendimizi tehdit ediyoruz bu güçle. ||threaten|||

Ve bütün servet bugün, üretilen bilgiye ait bir şey. ||wealth||||||

Bilgi üretmeyenlerin başarılı bir geleceği olması mümkün değil. |не производящих знаний|||||| |those who do not produce||||||

Bu yüzden bilgi üreten toplumları hepimiz hayranlıkla izliyoruz ||||societies||with admiration|

ve onların peşinden gidiyoruz.

Neyi kastediyorum? |I mean

Bildiğiniz insanın sonu geliyor arkadaşlar.

Çok güzel bir kitap var ''Geleceğin Fiziği'' diye. Kaku'nun kitabı. Каку| Kaku's|the book

Asya asıllı Amerikalı kendisi. |of Asian descent||

Türkiye'ye de iki kez geldi.

Hepiniz lütfen kitabı bulun ve okuyun.

Her sıradan insanın anlayabileceği kadar. |ordinary|||

Yani ben anladıysam siz rahatça anlarsınız öyle düşünün. ||If I understood|||you can understand|| O kadar basit bir dille gelecek nasıl olacak bunu anlatıyor. ||||language||||| Ve orada şöyle bir şey var.

''Biz'' diyor, ''doğal yollarla ölen son insanlar olacağız.'' ||||dying||| "We," he says, "will be the last people to die naturally."

Neyi kastediyoruz? |что мы имеем в виду |What do we mean?

Organ basımının üç boyutlu yazıcıda, ||||на принтере |printing of||three-dimensional|on the printer

organ basımının sınırındayız şu anda. ||на грани|| ||on the verge||

Birtakım organlar basılıyor ve üretiliyor some||being printed||

ve bunlar maksimum on yıl içinde

insanlara nakledilmeye başlanacak. |переселению людей| |to be transferred|will be started

Mesela Çin'de ilk nakil yapıldı. |||transplantation|

Tam olarak bu değil ama şöyle bir şey.

Bir çocuğun omurunda bir sorun var. ||позвоночнике||| ||spinal column|||

Omur çıkarıldı. Life removed.|

Sonra üç boyutlu tarayıcıda tarandı, bilgisayara aktarıldı. |||в браузере||| |||in the scanner|scanned||was transferred

Omurdaki eğrilik bilgisayarda düzeltildi. кривизна позвоночника|кривизна|| curvature in spine|curvature||corrected

Kalçasından alınan jelle üretildi ||гель| from the hip||gel|produced

ve çocuğa tekrar takıldı. |||was attached

Evet, kemik ölü bir doku sonuçta. |bone|||tissue|

Ama ilk insana ilk nakilde üç boyutlu yazıcıdan, o oldu. |||||||3D принтера|| ||||transplant||||| Dolayısıyla çok insanın insan olma vasfını |||||сущность человека |||||quality

sorguladığımız bir yerdeyiz. we are questioning||

Buna dair bir videomuz var. |on this||video of ours|

Beraber izleyelim, sonrasında devam edelim. (Video kaydı) |record

Ve sonunda tüm işlevleri yerine getiren bir organ üretildi. |||functions|||||

İskoçya'da çalışan araştırmacılar in Scotland||

laboratuvarda büyüttükleri hücreleri |которые они вырастили| |they grew|the cells

tamamen fonksiyonel bir organa dönüştürüp ||||превращая в ||||transforming into

canlı bir hayvana nakletmeyi başardı. |||перевезти| |||transplanting|

Edinburgh Üniversitesi Yenileyici Tıp Merkezi'ndeki araştırmacılar ||инновационный||| Edinburgh University||Regenerative|Medicine|at the center|

bu tekniğin ileride insanlar için de kullanılacağını düşünüyor. |техники|||||| ||in the future|||||

Emin Çapa: Buna ne deniyor? ||||is called

Buna biofabrikasyon deniyor. |биофабрикация| |biofabrication|

Bu sözcük İngilizce sözlüğe geçen yıl girdi. |word|||||

Üç boyutlu yazıcıda sizin kök hücrelerinizi alıyoruz ve çoğaltıyoruz. |||||ваши стволовые клетки||| ||||stem|your stem cells|||we multiply

Kök hücre bilmiyorum biliyor musunuz?

Göz hücreniz göz hücresi, işte cilt hücreniz cilt hücresi, ||||||клетка вашей кожи|| |||||skin|your cell||

beyin hücreniz, karaciğer hücreniz, tamamen organ. brain||liver|||

Ama kök hücre bunların hepsine dönüştürülebilen bir hücre. |||||превращающаяся в|| ||cell|||transformable into||

Ve ilk kez 2014 yılının Kasım ayının 3. Haftasında, ||||November||

bir Türk bilim insanın başında olduğu,

Harvard Tıp Fakültesi'nden bir ekip ||факультета|| ||from the faculty||

İskoçya'daki bu laboratuvarda üç boyutlu yazıcıda in Scotland's||||| kök hücreyi çoğalttılar. ||размножили ||multiplied

Kök hücreyi çoğalttılar arkadaşlar üç boyutlu yazıcıda. ||multiplied||||

Bu yüzden insanın insan olma vasfının değiştiği dememin nedeni bu. my saying||

Çok önemli, çok kritik bir insan eşiğinin aşıldığı bir yerdeyiz. |||||||преодолённой|| ||||||threshold of humanity|is crossed||

İkinci bir şey daha oluyor.

İnsanın mahremiyetinin sonuna geliyoruz. |конфиденциальности|| |privacy||

Bu salondaki hiç kimse yanındaki kimseyi tam olarak,

yüzde yüz bir şekilde tanıyamaz ve bilemez. ||||cannot fully recognize||

Hepimizin bir takım zihninin arkasında düşünceleri var, |||умов||| ||team|mind's|||

söylemedikleri var, gizli bir hayatı var. которые не говорят||||| "what they don't say"||secret|||

Ama insanın bu mahremiyetini elinden alabilecek bir sınırdayız. |||||||на грани |||privacy||||on the brink O da insan düşüncesini, sizin düşüncenizi, |||||вашу мысль |||thought||your thought

sizin hayal ettiğiniz bir şeyi,

bilgisayarda başkalarına izlettirebilme imkânınız ||возможность показывать| ||ability to stream|ability

ya da belki zorla izleme imkânının eşiğindeyiz. ||||||на грани |||||possibility of|on the verge

Benim için bu da çok kritik önemde bir şey. ||||||важно|| ||||||of importance||

Buna ilişkin bir videomuz var. |related to this|||

İsterseniz bir de onu seyredin ve devam edelim. if you want|||||||

(Video kaydı)

İsviçrelilere yakışacak bir yalınlıkla швейцарцам|||простотой to the Swiss|suits||with simplicity

insan beyni projesi olarak adlandırılan |brain|||

bu çalışmayla, insan beyninin ilk eksiksiz |исследованием|||| |with this study||||complete bilgisayar simülasyonu yaratılacak. ||будет создана |simulation|will be created

Hedef 10 yıl içinde beynin biyolojisine ||||биологии мозга ||||biology of

dair her şeyi modellemek. |||моделирование |||model everything

Mühendisler, veri kuramcıları, sinir bilimciler, biyologlar, ||||нейробиологи|биологи ||theorists|neuroscientists|scientists|biologists

evrim uzmanları gibi birçok alandan uzman,

bu disiplinler arası projede çalışıyor. |||the project|

Amerika Birleşik Devletleri ise

bir başka dev proje başlattı. ||giant||

''Beyin Girişimi'' denen bu projeyle Brain||||

ilk kez insanın tüm beyin etkinliklerinin |||||brain activities

ayrıntılı haritası çıkarılacak. detailed||

Böylece bir anının oluşma anı görüntülenecek |||||будет отображено ||moment's|formation||be displayed ve bu anı da daha sonra bilgisayarda izlenebilecek. Çalışmanın bir diğer amacı ise

beynin davranış bozukluğuna neden olan your brain|disorder|disorder||

yanlarını bulup bunları düzeltebilmek. |||исправить их their sides|||correct them

Penn Eyalet Üniversitesi'nin başını çektiği Пенсильвания|||| University of Pennsylvania|State||| ve sekiz kurumun rol aldığı bir başka proje ise, ||the institution's||||||

beynin görsel korteksini bilgisayarda canlandırmayı hedefliyor. ||||моделирование| |visual|visual cortex||simulate| Beş yıl içinde insan beyninin gördüğü ya da hayal ettiği görüntüleri ||||||||||images

bilgisayara aktarmayı umuyor bilim insanları. |transfer|||

EÇ: İşte bu da olayın, bilimin iki taraflı yanı. EÇ(1)|||||||| <EC>|||||||biased|

Bir yanda çok büyük bir tehlike,

bir yanda çok özel bir şey var.

Ve bu, insan ömrünü uzatan o organ nakliyle birlikte |||||||пересадкой органов| |||human lifespan|prolonging|||organ transplant|

geleceğin en önemli şekillendiricilerinden biri olacak. |||формирователей|| |||one of the shapers|| Şu anda dünyada iki büyük dalga var. |||||wave|

Bir tanesi benim asıl işime dair, ekonomi tarafına dair. |||main||about|||

O dalga son beş yüzyıla egemen olan batılı güçlerin |||||dominant||Western|

ekonomik üstünlüklerini dünyaya, |экономическое превосходство| |economic advantages|

dünya haritasını şekillendirme güçlerini, ||формирование карты| ||shaping|

onların elinden alan ekonomik güç dalgası.

Gücün önemli bir kısmı Atlantik'ten Pasifik'e kayıyor. |||||в Тихий океан| Your power||||from the Atlantic|to the Pacific|shifts Yani yukarıda Amerika, Kanada,

aşağıda Brezilya, Arjantin, Şili'nin olduğu. |||Чили|

Öbür tarafta da yukarıda, belki biraz Rusya,

ama Kore, Japonya, Çin.

Aşağısında Singapur, Hong Kong, Endonezya, Malezya, ||||Индонезия| |Singapore|Hong Kong|||

Avustralya'nın olduğu Pasifik'e kayıyor güç. |||shifting|

Bu orta vadenin şekillendiricisi. |||формирователь этой ||medium-term|shaper

Ama asıl şekillendirici olan bu bilimsel patlama. ||формирующий фактор|||| |main|shaping force|||scientific|explosion

Neden bu kadar çok bilim patlaması yaşanıyor ||||||is happening

diye bir kendinize sorun.

Şu anda bilimde gerçek bir patlama yaşanıyor. ||in science|||explosion|

Ve bu bilimsel patlamanın dışında kalan herkes ama herkes, her toplum, ||||society

sanayi devrimini ve matbaayı kaçıranlar gibi, ||||упустившие| |the revolution||the printing press|missed out|

çağın çok ötesine düşecekler. |||упадут |||will fall behind

Ben sadece bu kaygı ve bu korkuyla |||anxiety|||

ekonominin yanında bilim programı yapıyorum.

İnsanlar dalga geçiyorlar. Sen ne anlarsın bilmem ne. |joke||||||

Birisi yapsın. Biri bunu yapmalı.

Çünkü bu ülke eğer bilim ve aklın ||||||reason

bu kadar dışında kalmaya devam ederse

bundan 20 yıl sonra, 30 yıl sonra çok daha kötü bir yerde olacak.

Neden böyle diyorum?

Bir şeyden.

İnsanoğlunun bir sorunu var. humanity|||

Evrenin bize ait olduğunu düşünüyoruz. universe||||

Bütün noktaları birleştiriyoruz ||соединяем ||connecting

ve evrenin merkezi neresi biliyor musunuz?

Tam benim durduğum yer.

Niye?

Çünkü ben buradayım. Değil mi?

Ben burada olduğuma göre evrenin merkezi burası.

Çünkü evrendeki en önemli canlı, en önemli varlık benim. ||||being||||

İnsanoğlu böyle düşünüyor.

Ama öyle değil.

Şimdi size bir şey seyrettirmek istiyorum. ||||показать что-то| ||||show|

(Video kaydı) |record

Uzayda hava olmadığı için

herkes ses de olmayacağını düşünür.

Çünkü sesin iletilebilmesi için havaya ihtiyaç vardır. ||может быть передан|||| ||be transmitted||||

Ancak aslında tam da öyle değil.

Kulağımız sesleri duymasa da aletlerimiz sesleri kaydedebilir. Наши уши||не слышит||||может записывать Our ears||does not hear||our instruments||record

İşte NASA tam da böyle yapıyor.

Uyduların özel dizayn edilmiş aletleriyle Спутники|||| satellites'||design||

gezegenlerin sesleri kayıt ediliyor. ||record|

(Ses)

Bu duyduğunuz Satürn'ün halkalarının sesi. ||Сатурна|колец| ||Saturn's|rings|

Bu güneş sisteminin en büyük gezegeni Jüpiter'in sesi.

(Ses)

İşte üzerinde yaşadığımız dünyamızın uzaydan duyulan sesi.

Ya da şiirsel deyişiyle evimiz dünyanın ||poetic|"expression"||

uzaya haykırdığı şarkısı. |крикнул| |shouted into space|

(Ses)

EÇ: Canlıymış gibi geldi mi? |живой|||

Sanki canlıymış ve insan gibi konuşmuyormuş ama |||||не говорит| |was alive||||wasn't speaking| konuşuyormuş gibi değil mi?

Çünkü dünya aynı zamanda

çok büyük bir sıvı kütlesine sahip. ||||массе| |||liquid|mass|

O, bu sesi çıkartıyor.

Evrene baktığınız zaman biz üstün insanlar the universe||||superior|

ve keşfedilmeyi bekleyen zavallı şeyler... |to be discovered||poor|

gibi düşünebilirsiniz.

Ama öyle değil.

Neden?

Çünkü kendimize sormamız gereken şey bu.

Ben kimim?

Biz kimiz?

Ve evrenin içerisinde neyiz acaba? |||мы|

Bu soruyu sormadığımız zaman insanlığımızı kaybediyoruz. ||не спрашиваем||человечность| ||we don't ask|||

Neden?

Bu demin gördüğünüz şey. |a moment ago||

Bu Voyager 1. |Вояджер(1)

Bir kahraman. |a hero

Bütün bugünkü uzay çalışmalarının şekillendiricisi.

Bu Voyager 1 çok enteresan.

Benim hayatımda da özel bir yeri var.

5 Eylül 1977'de fırlatıldı. ||была запущена ||was launched

Güneş sisteminin dışına çıkan ilk insan yapısı araç.

Güneş sisteminin dışına çıktı.

Bu Jüpiter'in yanından geçerken gönderdiği fotoğraf.

Hayatınızda bu kadar güzel bir görüntü gördünüz mü bilmiyorum.

Bu kadar güzel bir tabloyu hiçbir insan yapmadı.

O yukarıda gördüğünüz kızıl leke, ||||spot

600 yıldır devam eden bir fırtına. ||||storm

Hiç kenarlarına değmeden içinden geçebileceği kadar dünyanın ||не касаясь|||| |its edges|without touching|||| büyük bir fırtına o.

Ama onu meşhur eden bu değil.

Yıldızlar arası boşluğa çıktığında bize bir şey gönderdi. the stars||space|it left||||

İlk kez güneşin bozmadığı yıldızların sesini gönderdi. |||не искажая||| |||did not disrupt|||

İnsan evladı artık yıldızların sesinin nasıl olduğunu biliyor. |child|||sound of|||

Ve ben de size bunu dinletmek istiyorum. |||||play for you|

(Video kaydı) (Ses)

EÇ: 14 Şubat 1990'da insanoğluna bir ayna tuttu. |||человечеству||| |||humanity||mirror|

Kim olduğunu, haddini bildiren bir ayna. ||your place|that knows||mirror

Dünyanın 6 milyar 86 milyon 176 bin 360 kilometre

uzaktan fotoğrafını gönderdi.

Düşünürler o fotoğraf için ''tabu yıkıcı'' dediler. ||||табу(1) разрушительный|| they think||||taboo-breaking|taboo-breaking|

Bilim insanları ''zihin açıcı'' dediler. |||mind-opening|

Ve Carl Sagan kısacık bir video yaptı. ||Карл Саган|||| ||Carl Sagan|a short|||

Ve ''Soluk Mavi Nokta'' diye. |Pale|||

Bize o aynayı gösterdi. ||the mirror|

O fotoğraf bu.

Satürn'ün halkalarından siz, biz, |колец|| |"of the rings"||

''mühim insanların'' yaşadığı dünyanın fotoğrafı. important||||

Şurada gördüğünüz o toz zerresinin içindesiniz. ||||частице пыли|вы внутри |||dust|speck of dust|inside it Bir hiçin içindesiniz aslında. |в самом деле|| |a nothing||

Bütün evren sizin çevrenizde dönüyor.

Bütün evren benim çevremde dönüyor.

Bu kadar önemliyim. ||I matter this much.

Ama evren açısından ben değil.

Yaşadığın dünya bile bir toz zerresi.

Şimdi şu Carl Sagan'ın videosunu kısacık bir şey bir dinleyin. |||Карла Сагана||||||

Ve onun sonunda ben size birkaç cümle etmek istiyorum.

(Video kaydı)

EÇ: Buradaki en önemli cümle ne biliyor musunuz?

Yardım için ipucu, Help||hint

bizi kendimizden kurtarmak için yardım ipucu, başka hiçbir yerden gelmeyecek.

Sağınıza ya da solunuza bakın. To your right|||to your left|

Şikâyet ettiğiniz sevgilinizi, karınızı, kocanızı, annenizi, babanızı, |||вашу жену|вашего мужа|| ||your lover|your wife|your husband||

işinizi, ülkenizi, dünyayı düşünün. |вашу страну|| |your country||

Yardım için ipucu başka hiçbir yerden gelmeyecek. Sadece sizden gelebilir.

Kurtarmak için.

Bu çok önemli bir soru.

Ve son olarak gene aynı yere dönmek istiyorum. |||again||||

Bir gün insan kendine bunu sorar.

Herkes kendine sorar.

İnsan nedir?

İnsan sadece bir suret midir? |||образ| |||image|

''Sadece şu şekilde olduğum için mi

insanım ben?'' diye kendimize sorarız.

Hayır değil.

İnsan akıl ve vicdanın bir karması. |||||смешение |||conscience||blend

Sadece akıl bizi robot yapar.

Sadece vicdan da saftirik yapar. |||naive person|

İkisinin birleşmesi lazım.

Bugünün önemli sorunu akıl yolunda,

belki bizim ülkemiz değil ama dünya hızla koşuyor.

Ama vicdan tarafında büyük bir kayıp var. |||||loss|

Hayatınız sadece size mi aittir?

Annenizin, babanızın, doğmamış çocuğunuzun, eski sevgilinizin, sokaktaki aç kedilerin, susuz köpeklerin, uçan kuşların. |вашей девушке||||||| |your ex-lover's||||thirsty|||

Siz iyi bir hayat yaşayın diye ısıttığınız dünya yüzünden ||||||которую вы нагрели|| ||||||You heated||

yaşam alanlarını kaybeden kutup ayılarının ||||медведей ||||polar bears'

sizin hayatınız benim hayatım üzerinde hiç mi hakkı yoktur? |||||||right|

Eğer yoktur diyorsanız, ||говорите

onlara karşı bir sorumluluğum yoktur diyorsanız, |||ответственность|| |||my responsibility||

o zaman tamam.

Ama vardır diyorsanız bir gün siz de benim gibi,

ben hemen her gün kendime bunu sorarım,

bir gün insanoğlu diz çöker ve şöyle der, ||||встанет на колени||| |||kneels down|kneels down|||

''Bu dünyadaki yerim ne?''

"Ben ne yapıyorum ya?"

"Ben kimim?"

"Ben sadece para kazanmak için çalışan biri miyim?"

Lüks markalar giymek için,

ev, araba, yazlıklar almak için mi bu dünyadayım derseniz ||виллы|||||| ||summer houses|||||I'm in the world|

ve eğer yanıt sadece buysa,

ister süperstar olun, |суперзвезда|

ister dünyanın en güçlü adamı olun,

bir gün hayatınız biter ve bu soruyla baş başa kalır ve belki de bence pişman olursunuz. ||||regret|

Ben o yüzden size bugün sadece insanın akıl,

sadece akıl olmadığını bir hatırlatmak istedim. Çünkü hem Türkiye'de hem dünyada bu vicdanın kaybı,

bence bugünün en önemli sorunlarından biri. Teşekkür ederim beni dinlediğiniz için.

Umarım sıkılmadınız. |вы не скучали |got bored

Sağ olun.

( Alkış)