Journal en français facile 10/04/2020 20h00 GMT
Journal in easy French 10/04/2020 20h00 GMT
簡単なフランス語のジャーナル 10/04/2020 20h00 GMT
Jérome Bastion : Bienvenue sur Radio France Internationale, il est 22h à Paris, 20h en temps universel, et c'est l'heure de votre Journal en français facile.
Jérome||||||||||||||||||||||||
Nous faisons le point sur la pandémie - c'est-à-dire de l'épidémie mondiale - de Covid-19 qui continue de frapper durement l'Europe et les États-Unis, et prive ces fidèles des trois religions de toute cérémonie de groupe : - le G20 réuni en visio-conférence sous la présidence de l'Arabie saoudite s'efforce de finaliser un accord pour avaliser une baisse massive de la production pétrolière, accord qui devrait être facilité par une entente entre États-Unis et Mexique.
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||avaliser||||||||||||||||||||
||||||||||||||||||||||||||||bu üç dinin mensupları||||||||||||||||||||Suudi Arabistan|||||||||düşüş|büyük|||||||||||||||||
We take stock of the pandemic - that is to say the global epidemic - of Covid-19 which continues to hit Europe and the United States hard, and deprives these faithful of the three religions of any ceremony of group: - the G20 meeting in videoconference under the presidency of Saudi Arabia is trying to finalize an agreement to endorse a massive drop in oil production, an agreement which should be facilitated by an agreement between the United States and Mexico.
Pandemi - yani dünya çapında salgın - Covid-19 hakkında bilgilendirme yapıyoruz, bu salgın Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ni sert bir şekilde vuruyor ve bu üç dinin inananlarını grup şeklinde tüm törenlerden mahrum bırakıyor: - Suudi Arabistan'ın başkanlığında yapılan video konferansla toplanan G20, petrol üretiminde büyük bir düşüşü onaylamak için bir anlaşma tamamlamaya çalışıyor, bu anlaşmanın ABD ve Meksika arasında bir mutabakatla kolaylaştırılması bekleniyor.
- le président américain fait un gros chèque pour les fermiers américains, durement touchés par la crise sanitaire et qui constituent un des piliers de son électorat, à un peu plus de 6 mois du scrutin.
|||||||||farmers||||||||||||||||||||||||
||||||çek|||çiftçiler|||etkilenmiş|||||||seçmenler|||sütunlar|||seçmenler||||||||
- the American president is writing a big check for American farmers, hard hit by the health crisis and who constitute one of the pillars of his electorate, just over 6 months before the election.
- Amerikalı başkan, sağlık krizinden ağır şekilde etkilenen ve kendi seçmen tabanının bir temelini oluşturan Amerikalı çiftçiler için büyük bir çek yazıyor, seçimlerden 6 aydan biraz fazla bir süre önce.
- la France enregistre elle un nouveau milliers de décès, hôpitaux et institutions de personnes âgées confondus, mais le solde des admissions en réanimation est négatif; par ailleurs, les associations ont du mal à venir en aide aux sans domicile fixe.
||kaydediyor||||binler||ölüm|hastaneler||||||birleşik|||bilan|||||||||||||||||||||
- France records a new thousand deaths, hospitals and institutions for the elderly combined, but the balance of intensive care admissions is negative; in addition, associations find it difficult to come to the aid of the homeless.
- Fransa, hastaneler ve yaşlılar yurdunu da içeren yeni bir binlerce ölüm kaydediyor ama yoğun bakıma kabul sayısının dengesi negatif; ayrıca, dernekler evsizlikten muzdarip olanlara yardım etmede zorluk yaşıyor.
----- JB : Les États producteurs de pétrole se dirigent vers un accord pour réduire la production mondiale et ainsi enrayer la chute des cours, chute accélérée par les effets de l'épidémie de coronavirus.
||||||||||||||Produktion|||||||||||||||||
JB||||||||||||azaltmak||||||önlemek||||||hızlandırılmış|||||||
----- JB: The oil-producing states are moving towards an agreement to reduce global production and thus stem the fall in prices, a fall accelerated by the effects of the coronavirus epidemic.
----- JB : Petrol üreten ülkeler, dünya üretimini azaltmak ve böylece fiyatların düşüşünü durdurmak için bir anlaşmaya yöneliyorlar; bu düşüş, koronavirüs epidemisinin etkileriyle hızlanmış durumda.
Un accord ambitieux et historique dans son ampleur qui n'a pas pour cadre l'OPEP puisqu'hier les discussions y avaient échoué avec le refus du Mexique, mais le G20.
||||||||||||||da gestern||||||mit|||||||
||iddialı|||||kapsam|||||||çünkü dün|||||||||||||
An ambitious and historic agreement in its scope which does not have the framework of OPEC since yesterday discussions had failed with the refusal of Mexico, but the G20.
Meksika'nın reddiyle dün OPEC'te başarısız olan görüşmelerin çerçevesinde olmadığı, ama G20'de yer alan kapsamlı ve tarihi bir anlaşma.
Les ministres de l'énergie des 20 principales économies du monde ont mis tout leur poids dans la balance.
||||||||||||ihr||||
|||||önemli||||koydu|||||||
The energy ministers of the world's 20 largest economies put their weight in the balance.
Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin enerji bakanları, her şeylerini ortaya koydular.
À commencer par les États-Unis, Aabla Jounaïdi.
||||||Aabla|Jounaïdi
|||||||Jounaidi
Starting with the United States, Aabla Jounaïdi.
Amerika Birleşik Devletleri ile başlayarak, Aabla Jounaïdi.
Le président américain Donald Trump a annoncé il y a quelques minutes qu'il s'entendrait avec le Mexique pour assumer une partie de ses objectifs de réduction de sa production.
|||||||||||||sich verständigen würde|||||||||||||||
||||Trump|||||||||anlaşacağı|||||||||||||||
|||||||||||||would agree|||||||||||||||
US President Donald Trump announced a few minutes ago that he would agree with Mexico to assume part of its production reduction targets.
Amerikan Başkanı Donald Trump, birkaç dakika önce, Meksika ile birlikte üretimini azaltma hedeflerinin bir kısmını üstleneceğini açıkladı.
Car dit-il la production est déjà ralentie aux États-Unis.
|||||||slowed|||
|||||||yavaşlatıldı|||
Because, he says, production has already slowed down in the United States.
Çünkü, diyor ki, üretim zaten Amerika Birleşik Devletleri'nde yavaşladı.
Avec quelle contrepartie pour le Mexique ?
||counterpart|||
||karşılık|||
With what compensation for Mexico?
Meksika için ne gibi bir karşılık ile?
Cela n'est pas clair pour l'instant, mais le verrou mexicain a sauté.
||||||||kilit|||zıpladı
It's not clear at this time, but the Mexican lock has been blown.
Şu anda bu net değil, ama Meksika kilidi açıldı.
Mexico refusait mordicus d'assumer une baisse de sa production de 350 mille barils jours d'ici juin tel que le demandait l'OPEP + la Russie et une quinzaine d'autre États producteurs.
||beharrlich|anzunehmen||||||||||||||||||||||||
||ısrarla|||||||||varil||||||||||||||||
||stubbornly|||||||||||||||||||||||||
Mexico City refused staunchly to assume a drop in production of 350,000 barrels days by June as requested by OPEC + Russia and fifteen other producing states.
Meksika, OPEC + Rusya ve yaklaşık on beş diğer üretici devletin talep ettiği gibi, Haziran'a kadar günlük 350 bin varil üretim azaltımını kabul etmeyi şiddetle reddediyordu.
Il faudra voir si le deal dans le deal, celui annoncé par Trump avec son homologue mexicain satisfera la Russie et l'Arabie saoudite.
|||||||||||||||||zufriedenstellen|||||
|||||||||||||||eşdeğer||tatmin edecek|||||
|||||||||||||||||will satisfy|||||
We will have to see if the deal in the deal, the one announced by Trump with his Mexican counterpart, will satisfy Russia and Saudi Arabia.
Trump'ın Meksikalı mevkidaşı ile açıkladığı anlaşmanın, Rusya ve Suudi Arabistan'ı tatmin edip etmeyeceğini görmek gerekecek.
C'est à eux d'assumer le gros des objectifs de réduction.
It is up to them to bear the brunt of the reduction targets.
Büyük ölçüde azaltma hedeflerinin sorumluluğunu üstlenmeleri gerekiyor.
Soit 10 millions de barils par jour jusqu'à fin juin, puis 18 millions par jour d'ici la fin de l'année.
That is 10 million barrels per day until the end of June, then 18 million per day by the end of the year.
Yani, haziran sonuna kadar günde 10 milyon varil, yıl sonuna kadar ise günde 18 milyon varil.
Un objectif ambitieux, inédit dans l'histoire, et exigé par le contexte extraordinaire : la pandémie du coronavirus qui a fait dégringolé la demande et les prix.
|||||||||||||||||||eingestürzt|||||
|||unprecedented||||||||||||||||plummet|||||
||iddialı||||||||||||||||||||||
An ambitious goal, unprecedented in history, and demanded by the extraordinary context: the coronavirus pandemic which has caused demand and prices to plummet.
Tarihte eşi benzeri olmayan, olağanüstü bir bağlamda talebin ve fiyatların düşmesine neden olan koronavirüs pandemisi tarafından zorunlu kılınan, iddialı bir hedef.
Ces derniers ont été divisés par deux par rapport à janvier.
||oldular||ikiye bölündü||||||
These have been halved compared to January.
Bunlar Ocak ayına göre ikiye katlandı.
Les économistes estiment que cet effort d'une ampleur inédite est nécessaire.
|||||||büyüklük|eşsiz||
Economists believe that this unprecedented effort is necessary.
Ekonomistler, bu eşsiz büyüklükteki çabanın gerekli olduğunu düşünüyor.
Il ne sera peut-être pas suffisant pour rattraper la chute de la demande mondiale.
||||||||yakalamak||düşüş||||
It may not be enough to catch up with falling global demand.
Küresel talepteki düşüşü telafi etmek için belki de yeterli olmayacak.
JB : Aux USA, l'État de New York connait un léger ralentissement du nombre de décès, mais le pays déplore tout de même 17 000 décès.
||||||||||yavaşlama||||ölüm||||||||
JB: In the United States, New York State is experiencing a slight slowdown in the number of deaths, but the country still deplores 17,000 deaths.
JB: ABD'de, New York eyaletinde ölümlerin sayısında hafif bir yavaşlama yaşanıyor, ancak ülke yine de 17,000 ölüm kaydediyor.
Le président américain s'inquiète pour le sort des fermiers, un socle de son électorat très affecté par la crise économique due à la pandémie.
||||||||çiftçiler||seçmen tabanı|||||etkilenen||||||||
The American president is worried about the fate of farmers, a base of his electorate very affected by the economic crisis caused by the pandemic.
Amerikalı başkan, pandemiden kaynaklanan ekonomik krizden çok etkilenen seçmen tabanı olan çiftçilerin durumu için endişeleniyor.
Dans un tweet ce jeudi soir, Donald Trump dit avoir ordonné qu'une aide financière parvienne rapidement aux exploitants.
|||||||||||||||||operators
||||||||||emretmiş||||ulaşsın|||işletmeciler
In a tweet this Thursday evening, Donald Trump said he ordered financial assistance to reach operators quickly.
Bu Perşembe akşamı bir tweet atan Donald Trump, finansal yardımın işletmecilere hızlı bir şekilde ulaşmasını emrettiğini söyledi.
Un appui financier qui sera ponctionné dans l'enveloppe de 2 000 milliards de dollars votée par le congrès.
|||||entnommen||dem Budget||||||||
|support||||skimmed||||||||||
|||||||fund|||||approved|||
Financial support that will be taken from the $ 2 trillion envelope voted by Congress.
Bu finansal destek, kongre tarafından onaylanan 2 trilyon dolarlık bütçeden alınacak.
Correspondance à Washington Anne Corpet.
||Washington||
Correspondence to Washington Anne Corpet.
Washington'dan Anne Corpet.
« Je sais qu'il y a beaucoup d'argent dégagé par le plan du président Trump mais je ne sais pas si cela suffira à sauver nos fermes » déclare Patty Edelburg.
|||||||||||||||||||||suffizieren||||||Patty|Edelburg
|||||||||||||||||||||it will be enough||to save||farms|||
“I know that there is a lot of money released by President Trump's plan but I don't know if that will be enough to save our farms,” says Patty Edelburg.
Patty Edelburg, "Başkan Trump'ın planı sayesinde birçok paranın ortaya çıktığını biliyorum ama bunun çiftliklerimizi kurtarmaya yeter mi bilmiyorum" diyor.
« La demande des magasins d'alimentation est forte, mais ne suffit pas à compenser les pertes » ajoute-t-elle.
||||of food||strong|||||||||||
“The demand from food stores is strong, but not enough to compensate for the losses,” she adds.
"Marketlerde gıda talebi yüksek ama kayıpları telafi etmeye yetmiyor" diye ekliyor.
Cette productrice de lait du Wisconsin, vice-présidente d'un syndicat agricole, dit même être contrainte de jeter une partie de sa production faute de lieu de stockage suffisant.
|producer||||||||||||||||||||||||||
|||milk||Wisconsin||||union|agricultural||||forced|||||||||||||
This Wisconsin milk producer, vice-president of an agricultural union, even says she is forced to throw away part of her production for lack of sufficient storage.
Wisconsin'deki bu süt üreticisi ve bir tarım sendikasının başkan yardımcısı, yeterli depolama alanı olmadığı için üretiminin bir kısmını atmak zorunda kaldığını bile söylüyor.
Brian Thalman dirige lui l'association des producteurs de maïs du Minnesota.
|Thalman|||||||||
|Thalman|||||||||
Brian Thalman heads the Minnesota Corn Growers Association.
Brian Thalman, Minnesota mısır üreticileri derneğini yönetiyor.
« Les gens ne vont plus au restaurant, les habitudes alimentaires ont changé.
|||they go||||||eating habits||
“People no longer go to restaurants, eating habits have changed.
« İnsanlar artık restorana gitmiyor, beslenme alışkanlıkları değişti.
» explique-t-il.
»He explains.
» diye açıklıyor.
« Beaucoup de lait était consommé dans les écoles, les exportations de légumes ont baissé à cause du coronavirus, le secteur agricole fait face à toutes sortes de défis.
||||consumed|||||||||decreased||||||||||||||challenges
“A lot of milk was consumed in schools, vegetable exports fell because of the coronavirus, the agricultural sector faces all kinds of challenges.
« Okullarda çok fazla süt tüketildi, sebze ihracatı koronavirüs nedeniyle düştü, tarım sektörü her türlü zorlukla karşı karşıya.
» Les seules exploitations à tirer leur épingle du jeu sont les petites fermes qui font de l'agriculture biologique.
||||to pull||pin|||||||||||
The only farms to do well are the small farms that are organic.
» Kazanç elde eden tek işletmeler, organik tarım yapan küçük çiftliklerdir.
Comme celle de Becky Gurley dans le Maryland.
|||Becky|Gurley|||Maryland
|||Becky||||
Like Becky Gurley's in Maryland.
Maryland'deki Becky Gurley'inkisi gibi.
« On fait plus d'affaires qu'avant, dit-elle, on est passé des ventes aux restaurants à la livraison aux domiciles de particuliers ».
||||||||||||||||||Wohnungen||
|||of business||||||||sales|||||delivery||||
« Önceden daha fazla iş yapıyoruz, dedi, restoran satışlarından bireysel ev teslimatına geçtik ».
JB : Le président américain Donald Trump a promis vendredi une « annonce » la semaine prochaine concernant le financement de l'Organisation mondiale de la santé, l'OMS qu'il ne s'est pas prié de critiquer ces derniers temps.
||||||||Friday|||||||||||||||||||||||||
JB: US President Donald Trump on Friday promised an “announcement” next week concerning the funding of the World Health Organization, the WHO, which he has not been quick to criticize lately.
JB: ABD Başkanı Donald Trump, Cuma günü, son zamanlarda sıkça eleştirdiği Dünya Sağlık Örgütü, WHO'nun finansmanı ile ilgili olarak gelecek hafta bir « duyuru » yapacağına söz verdi.
Plus de 100 000 victimes mortelles du coronavirus désormais recensées dans le monde.
|||||||registriert|||
|||fatal|||now||||
More than 100,000 fatal victims of the coronavirus have now been identified around the world.
Dünyada artık 100.000'den fazla koronavirüs kaynaklı ölüm kaydedildi.
L'épidémie de coronavirus continue donc de tuer, un peu partout dans le monde.
||||||to kill||||||
The coronavirus epidemic therefore continues to kill, all over the world.
Koronavirüs salgını dünyanın her yerinde ölmeye devam ediyor.
En conséquence de quoi Chrétiens, mais également Juifs et Musulmans se voient privés de leurs célébrations : toutes les fêtes religieuses du mois d'avril sont affectées, Pâques chrétienne, mais aussi Pessah, la Pâque juive, et sans doute aussi le ramadan qui doit débuter autour du 24 avril.
|||||||||||||||||||||||||||||Pessach|||||||||Ramadan||||||
|consequence|||Christians||||||||||||||||||||||Christian||||||||||||||||||
As a result of which Christians, but also Jews and Muslims are deprived of their celebrations: all the religious holidays of the month of April are affected, Christian Easter, but also Passover, the Jewish Passover, and undoubtedly also Ramadan which must begin around April 24.
Bu nedenle Hristiyanlar, ama aynı zamanda Yahudiler ve Müslümanlar da kutlamalarından mahrum kalıyor: Nisan ayındaki bütün dini bayramlar etkileniyor, Hristiyan Paskalyası, ayrıca Yahudi Paskalyası Pessah ve muhtemelen 24 Nisan civarında başlayacak olan ramazan da.
En France, le bilan dépasse désormais les 13 000 morts.
|||the toll||now||
In France, the toll now exceeds 13,000 deaths.
Fransa'da, bilanço artık 13,000 ölümün üzerine çıktı.
Il y a eu ces dernières 24h, 987 morts, dont 554 à l'hôpital.
There have been in the last 24 hours, 987 deaths, including 554 in hospital.
Son 24 saatte 987 ölü var, bunlardan 554'ü hastanede.
Dans le même temps on continue d'assister à une nette diminution du nombre d'admissions en réanimation.
|||||||||||||von Aufnahmen||
||||||to assist|||clear|decrease|||of admissions||
At the same time, we continue to see a marked decrease in the number of intensive care admissions.
Aynı zamanda, yoğun bakıma yatış sayısında belirgin bir azalma yaşanmaya devam ediliyor.
Poursuivre son activité malgré le confinement, c'est le défi de nombreuses entreprises et structures, mais aussi des associations de solidarité.
|||||confinement||||||||||||||solidarity
Sokağa çıkma kısıtlamasına rağmen faaliyetlerine devam etmek, birçok işletme ve yapı için olduğu gibi, dayanışma dernekleri için de bir zorluktur.
Le gouvernement a assuré que les actions de lutte contre la précarité devaient se poursuivre, mais sur le terrain certaines associations racontent une autre réalité.
|||assured||||||||precariousness|||||||field||||||
Hükümet, yoksullukla mücadele eylemlerinin devam etmesi gerektiğini garanti etti, ancak sahada bazı dernekler farklı bir gerçeklik anlatıyor.
À Calais par exemple, où la situation semble se dégrader, Nicolas Rocca.
|||||||||||Rocca
|||||||||to worsen||
In Calais for example, where the situation seems to be deteriorating, Nicolas Rocca.
Örneğin Calais'de, durumun kötüleştiği görülüyor, Nicolas Rocca.
Amendes, couvre-feu, interdiction de distribuer de la nourriture dans certains endroits selon plusieurs associations la préfecture du Pas de Calais, ferait tout pour entraver leurs actions.
|||interdiction|||||||||||||||||||||||
Fines, curfews, ban on distributing food in certain places according to several associations the prefecture of Pas de Calais, would do everything to hinder their actions.
Birçok derneğe göre, Pas de Calais valiliği, bazı yerlerde yiyecek dağıtımını yasaklamak, para cezası vermek ve sokağa çıkma yasağı gibi yollarla, eylemlerini engellemeye çalışıyor.
[…] Yann Manzi est co-fondateur de l'association Utopia 56.
|||||||Utopia
[…] Yann Manzi is co-founder of the association Utopia 56.
Muni d'attestation lors des maraudes, il a tout de même subit la répression des forces de l'ordre.
|von der Bescheinigung|||Einsätzen||||||||||||
Equipped|of certification|||marauding||||||||||||
Provided with a certificate during the raids, he still suffered repression from the police.
[…] La préfecture a annoncé de son côté la mise en place de chèques services afin que 600 personnes subviennent à leurs besoins alimentaires et sanitaires.
|||||||||||||||||subviennent||||||
[…] The prefecture, for its part, has announced the establishment of service vouchers so that 600 people meet their food and health needs.
Selon les associations, ils devraient être au moins 1500 à devoir en bénéficier dans le département.
According to the associations, they should be at least 1,500 to benefit from it in the department.
JB : Jusqu'à présent, les compétitions sportives professionnelles françaises étalées sur toute une saison n'avaient été que suspendues jusqu'à nouvel ordre en raison de l'épidémie de coronavirus.
||||||||stattfindenden|||||||||||||||||
||||||||spread|||||||||||||||||
JB: Until now, French professional sports competitions spread over an entire season had only been suspended until further notice due to the coronavirus epidemic.
Deux organisateurs de championnats ont décidé ce vendredi de franchir le pas et de mettre un terme définitif à leur saison : la Ligue féminine de basket et la Ligue nationale de volley qui gère les championnats pros masculin et féminin.
Two championship organizers decided this Friday to take the plunge and put a definitive end to their season: the Women's Basketball League and the National Volleyball League which manages the men's and women's pro championships.
Christophe Diremszian.
|Diremszian
Les deux Ligues professionnelles ne rallongent pas davantage le suspense.
||Ligen|||verlängern||||
|||||lengthen||||
The two professional leagues do not further lengthen the suspense.
Pas de reprise envisageable pour le championnat de basket féminin à 12 clubs, a estimé la LFB.
|||||||||||||||LFB
Cette décision, prise à l'unanimité alors qu'il ne restait que 5 journées à disputer en totalité, est motivée par la prolongation annoncée du confinement qui rend illusoire toute reprise dans de bonnes conditions.
Il n'y aura donc ni champion, ni relégation.
|||||||Abstieg
Lyon-ASVEL, l'équipe en tête du classement, pourra tout juste se consoler en tentant de gagner la Coupe de France face à Bourges.
|ASVEL|||||||||||||||||||||Bourges
Lyon-ASVEL, the team at the top of the standings, can only console themselves by trying to win the Coupe de France against Bourges.
La finale, initialement prévue le 25 avril à Paris, reste d'actualité mais elle n'aura pas lieu avant l'ouverture de la prochaine saison.
The final, initially scheduled for April 25 in Paris, remains relevant but will not take place before the opening of the next season.
Lyonnaises et Berruyères sont par ailleurs qualifiées d'office pour la prochaine Euroligue féminine, en compagnie de Montpellier.
Lyoner||Berruyères|||||||||Euroliga|||||
|||||||automatically||||Euroligue|||||
Lyonnaises and Berruyères are also automatically qualified for the next women's Euroleague, along with Montpellier.
Ne reste plus qu'à déterminer l'avenir du championnat masculin, sans doute pas avant la fin du mois.
Pour le volley, le rideau tombe d'ores et déjà sur toutes les compétitions pros.
For volleyball, the curtain is already falling on all professional competitions.
Mais à la différence du basket, chaque division voit un club monter et descendre.
But unlike basketball, each division sees a club go up and down.
C'est Nice, lanterne rouge de Ligue A, qui en subit les conséquences pour l'élite, au profit de Cambrai.
|||||||||||||||||Cambrai
Mais tous les clubs, touchés par le manque à gagner sur la billetterie et les partenaires publicitaires, peuvent désormais craindre le contrecoup économique de cette saison inachevée.
|||||||||||||||||||||Nachwirkungen|||||
But all the clubs, affected by the shortfall in ticket sales and advertising partners, can now fear the economic repercussions of this unfinished season.
JB : Par ailleurs, la Ligue féminine de handball, qui ne s'est pas encore décidée sur son propre championnat, a d'ores et déjà indiqué qu'elle ne procéderait à aucune relégation tout en accueillant deux clubs supplémentaires issus de 2e division lors de la prochaine saison, soit un total de 14 clubs.
|||||||Handball|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
JB: In addition, the Women's Handball League, which has not yet decided on its own championship, has already indicated that it will not proceed with any relegation while welcoming two additional clubs from the 2nd division in next season, a total of 14 clubs.