×

Mes naudojame slapukus, kad padėtume pagerinti LingQ. Apsilankę avetainėje Jūs sutinkate su mūsų slapukų politika.

image

Türkçe Okuyorum, Bir Film

Bir Film

Sevgi Hanım bir bankada şeftir. O evliydi, ama şimdi bekar. Çünkü eşinden boşandı. Sevgi Hanım şimdi 46 yaşında ve iki çocuğu var. Büyük çocuğu erkek, küçük çocuğu kız. Sevgi Hanım her gün bankaya gidiyor, çalışıyor ve akşam bankadan çıkıyor, alışveriş yapıyor, evine gidiyor. Akşam evde kızıyla birlikte sofrayı hazırlıyorlar ve hep beraber akşam yemeği yiyorlar. Yemekte çok konuşuyorlar, çünkü bütün gün görüşmüyorlar. Yalnız akşam yemeğinde ve kahvaltıda görüşüyorlar. Sevgi Hanım'ın oğlu ve kızı üniversiteyi bitirdi ve şimdi çalışıyorlar.

Sevgi Hanım'ın eski kocası Hüseyin ticaret yapıyor. O da çok meşgul, çok çalışıyor. Çocuklarıyla az ilgileniyor. Sevgi Hanım'ın iş arkadaşı Haluk Bey, Sevgi Hanım'ı seviyor ve onunla evlenmek istedi. Sevgi Hanım önce onunla evlenmek istemedi, çünkü Haluk Bey'e inanmadı. Ama şimdi Sevgi Hanım da Haluk Bey'le evlenmek istiyor.

Haluk Bey iyi kalpli, çok sakin ve romantik bir adam. Arkadaşları Haluk Bey'e "ana kuzusu" diyorlar. Çünkü Haluk Bey annesiyle yaşıyor ve her zaman annesine rapor veriyor. Bütün arkadaşları Haluk Bey'i seviyorlar, ama ona çok şaka yapıyorlar.

Filmin sonunda belki Sevgi Hanım ve Haluk Bey evlenecek ve Sevgi Hanım'ın eski kocası çok üzülecek.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Bir Film |A Movie فيلم Ein Film A movie Una película Un film 映画 Een film Um filme Фильм En film

Sevgi Hanım bir bankada şeftir. ||||banquier Ms. Sevgi|||at a bank|is a manager Liefde|mevrouw||bank|perzik ||||gerente de banco |||Bank|Abteilungsleiterin signora Sevgi|signora||banca|direttore سيفجي هانم طاه يعمل في أحد البنوك. Frau Sevgi ist Köchin in einer Bank. She is a chef in a bank. Mme Sevgi est chef de cuisine dans une banque. セブギ夫人は銀行でシェフをしている。 Госпожа Севги работает шеф-поваром в банке. O evliydi, ama şimdi bekar. |était marié||| |was married|||single |hij was getrouwd|||single |era casado|||solteiro |war verheiratet|||ledig O(1)|era sposato||ora|single كان متزوجا ، لكنه الآن أعزب. Er war verheiratet, aber jetzt ist er alleinstehend. He was married, but now he's single. Il était marié, mais maintenant il est célibataire. 彼は結婚していたが、今は独身だ。 Он был женат, но сейчас холост. Çünkü eşinden boşandı. |épouse| |from their spouse|divorced because|van zijn/haar partner|gescheiden ||divorciou |von seiner Frau|sich scheiden ließ perché|da suo marito|ha divorziato لأنه طلق زوجته. Weil er sich von seiner Frau scheiden ließ. Because she divorced her husband. Parce qu'il a divorcé de sa femme. 妻と離婚したからだ。 Потому что он развелся с женой. Sevgi Hanım şimdi 46 yaşında ve iki çocuğu var. |||years old||two|children| |||years old|||| Signora Sevgi|signora|adesso|anni|e|due|bambini| ||今||||| يبلغ سيفجي هانم الآن 46 عامًا ولديه طفلان. Frau Sevgi ist jetzt 46 Jahre alt und hat zwei Kinder. She is 46 years old and has two children. Mme Sevgi a aujourd'hui 46 ans et deux enfants. セブギ夫人は現在46歳で、2人の子供がいる。 Büyük çocuğu erkek, küçük çocuğu kız. ||boy|small|| grande|bambino|maschio|piccolo|bambino|femmina الطفل الأكبر هو صبي، والطفل الأصغر هو فتاة. Das ältere Kind ist ein Junge, das jüngere ein Mädchen. Older boy boy, little boy girl. L'aîné est un garçon, la cadette une fille. 上の子は男の子、下の子は女の子。 Sevgi Hanım her gün bankaya gidiyor, çalışıyor ve akşam bankadan çıkıyor, alışveriş yapıyor, evine gidiyor. ||||zur Bank|||||||||| ||every||to the bank||is working||evening|from the bank|leaves the bank|shopping||to her home| ||||naar de bank|||||van de bank|uit|||huis| signora Sevgi|signora|ogni|giorno|in banca|va|lavora||sera|dalla banca|esce|shopping|fa|a casa|va تذهب السيدة سيفجي إلى البنك كل يوم ، وتعمل وتغادر البنك في المساء ، وتذهب للتسوق وتذهب إلى المنزل. She goes to the bank every day, works and goes out of the bank in the evening, goes shopping, goes to her house. Mme Sevgi se rend à la banque tous les jours, travaille, quitte la banque le soir, fait ses courses et rentre chez elle. セブギ夫人は毎日銀行へ行き、仕事をし、夕方銀行を出て買い物をし、家に帰る。 Akşam evde kızıyla birlikte sofrayı hazırlıyorlar ve hep beraber akşam yemeği yiyorlar. |||||ils préparent|||||| evening||with his daughter|together|the table|are setting||all together|together|dinner|dinner|are eating dinner ||met haar dochter|together|de tafel|bereiden||altijd|||| ||||mesa||||||| ||mit seiner Tochter||den Tisch||||||| sera|a casa|con sua figlia|insieme|tavola|preparano||sempre|insieme|sera|cena|mangiano وفي المساء، تقوم هي وابنتها بإعداد المائدة في المنزل وتناول العشاء معًا. In the evening they prepare the table together with her daughter at home and have dinner together. Le soir, elle et sa fille préparent la table à la maison et dînent ensemble. 夜は娘と一緒に家で食卓を囲む。 Yemekte çok konuşuyorlar, çünkü bütün gün görüşmüyorlar. ||||||zien elkaar niet ||||||ils ne se voient pas Beim Essen||||||sehen sich nicht At dinner||"they talk"|because|all day|all day|don't see each other a pranzo|molto|parlano|perché|tutto|giorno|non si vedono يتحدثون كثيرًا على العشاء لأنهم لا يرون بعضهم البعض طوال اليوم. They talk a lot at dinner, because they don't see him all day. Ils parlent beaucoup au dîner parce qu'ils ne se voient pas de la journée. 一日中顔を合わせることがないため、夕食時によく話をする。 Они много разговаривают за ужином, потому что не видят друг друга весь день. Yalnız akşam yemeğinde ve kahvaltıda görüşüyorlar. |||||se rencontrent Only|evening|at dinner||at breakfast|see each other alleen||||| nur||||| solo|sera|cena|e|a colazione|si vedono |||||se ven يجتمعون فقط لتناول العشاء والفطور. They're only meeting for dinner and breakfast. Ils ne se voient qu'au dîner et au petit déjeuner. 二人が顔を合わせるのは夕食と朝食のときだけだ。 Они встречаются только за ужином и завтраком. Sevgi Hanım’ın oğlu ve kızı üniversiteyi bitirdi ve şimdi çalışıyorlar. ||||||||jetzt| Mrs Love||her son|||the university|graduated from|||are working now Signora Sevgi|signora|figlio|e|figlia|università|ha finito|e|ora|lavorano |||||||||eles estão trabalhando تخرج ابن سيفجي هانم وابنته من الجامعة ويعملان الآن. Sevgi Hanım's son and daughter graduated from university and are now studying. Le fils et la fille de Mme Sevgi ont obtenu leur diplôme universitaire et travaillent aujourd'hui. セブギ夫人の息子と娘は大学を卒業し、現在は働いている。

Sevgi Hanım’ın eski kocası Hüseyin ticaret yapıyor. ||||Хюсейн|| ||||Hussein|| Ms. Sevgi||old|her ex-husband|Hüseyin|trade|is doing business ||ex-vrouw|man||handel| |||marido||comércio| |||Mann|Hüseyin|| |signora|ex marito|marito|Hüseyin|commercio|fa حسين زوج سيفجي هانم السابق يعمل في مجال الأعمال التجارية. Sevgi's husband Hussein is trading. L'ex-mari de Mme Sevgi, Hüseyin, est dans les affaires. セブギ夫人の元夫ヒュセインは商売をしている。 Бывший муж госпожи Севги, Хусейн, занимается бизнесом. O da çok meşgul, çok çalışıyor. |||beschäftigt|| |too|very|very busy|very| |||druk bezig|| |||occupato||lavora |||ocupado|| وهو أيضًا مشغول جدًا ويعمل بجد. He is also very busy, works hard. Il est trop occupé, trop de travail. 彼は忙しすぎるし、仕事も多すぎる。 Çocuklarıyla az ilgileniyor. ||is concerned With their children|little|cares for ||interesseert ||is interested ||kümmert sich um con i bambini|poco|si interessa ||interesa poco لا يهتم كثيراً بأطفاله. He cares little about his kids. Il n'accorde que peu d'attention à ses enfants. 彼は子供たちにほとんど関心を示さない。 Sevgi Hanım’ın iş arkadaşı Haluk Bey, Sevgi Hanım’ı seviyor ve onunla evlenmek istedi. ||||Haluk Monsieur|||Madame Sevgi||||| ||work|friend|Mr. Haluk||Mrs. Sevgi|Mrs. Sevgi|is in love||with her|marry|wanted to marry |||vriend|Haluk|||||||| |||Kollege|Haluk|||||||heiraten|wollte ||lavoro|collega|Haluk|signore||signora|ama|e|con lei|sposarsi|ha voluto |||||||||||casarse| زميلة Sevgi Hanım Haluk Bey تحب Sevgi Hanım وترغب في الزواج منها. Sevgi Hanıms Kollegin Haluk Bey liebt Sevgi Hanım und wollte sie heiraten. Sevgi Hanim's colleague Haluk loves Sevgi and wants to marry her. M. Haluk, le collègue de Mme Sevgi, aimait cette dernière et voulait l'épouser. セブギ夫人の同僚ハルク氏はセブギ夫人を愛し、結婚を望んでいた。 Господин Халук, коллега госпожи Севги, полюбил госпожу Севги и хотел на ней жениться. Sevgi Hanım önce onunla evlenmek istemedi, çünkü Haluk Bey’e inanmadı. |||||ne voulait pas||||ne croyait pas Mrs. Sevgi||first|with him|to marry|did not want|because|||didn't believe |||hem met|trouwen|wilde niet||||geloofde niet |||||||||nicht vertraute Signora Sevgi||prima|lui|sposarsi|voleva|perché|Haluk|Bey|non si fidò ||||||||ベイ| لم ترغب سيفجي هانم في الزواج منه في البداية ، لأنها لم تؤمن بحالوك باي. Frau Sevgi wollte ihn zunächst nicht heiraten, weil sie nicht an Herrn Haluk glaubte. First Mrs. Sevgi did not want to marry her because she did not believe Haluk Bey. Au début, Mme Sevgi ne voulait pas l'épouser car elle ne croyait pas en M. Haluk. セブギ夫人は当初、ハルーク氏を信じていなかったため、彼との結婚を望まなかった。 Госпожа Севги сначала не хотела выходить за него замуж, потому что не верила в Халука. Ama şimdi Sevgi Hanım da Haluk Bey’le evlenmek istiyor. ||||||Haluk Bey|| |||Mrs.|too|Haluk|with Mr.|to marry|wants ||||||meneer|| ma|adesso|Sevgi|||Haluk|Bey|sposarsi|vuole ||||||Bey|| ولكن الآن يريد Sevgi Hanım أيضًا الزواج من Haluk Bey. Aber jetzt will Frau Sevgi Herrn Haluk heiraten. But now Mrs. Sevgi wants to marry Haluk Bey. Mais aujourd'hui, Mme Sevgi veut épouser M. Haluk. しかし今、セブギ夫人はハルク氏と結婚したがっている。 Но теперь госпожа Севги хочет выйти замуж за господина Халука.

Haluk Bey iyi kalpli, çok sakin ve romantik bir adam. |||gutherzig||ruhig|||| Haluk|||kind-hearted||calm||romantic||man |||met een goed hart||rustig||romantisch||man ||buono|di cuore||calmo||romantico|un|uomo |||de bom coração||calmo|||| هالوك بك هو رجل طيب القلب وهادئ للغاية ورومانسي. Herr Haluk ist ein gutherziger, sehr ruhiger und romantischer Mann. Haluk Bey is a kind, very calm and romantic man. M. Haluk est un homme au grand cœur, très calme et romantique. ハルーク氏は心優しく、とても穏やかでロマンチックな男性だ。 Arkadaşları Haluk Bey’e "ana kuzusu" diyorlar. ||||chouchou|ils disent friends|||mama's boy|mama's boy|call him |||moeder|moederskind|zeggen |||mãe|filho da mãe| |||Mama|Lamm| I suoi amici||Bey|madre|cucciolo|dicono يطلق أصدقاؤه على حلق باي "حمل الأم". Seine Freunde nennen Herrn Haluk ein "Muttersöhnchen". They call Haluk Bey his "main lamb". Ses amis appellent M. Haluk un "fils à maman". 彼の友人たちはハルークを "マザーズ・ボーイ "と呼ぶ。 Çünkü Haluk Bey annesiyle yaşıyor ve her zaman annesine rapor veriyor. |||with his mother||||||| |||with his mother|lives with||||his mother|report to|reports to |||met zijn moeder|leeft|||||| |||con sua madre|vive|e|ogni|volta|a sua madre|rapporto|dà |||||||||Bericht erstatten| لأن هالوك باي يعيش مع والدته ويخبر والدته دائمًا. Weil Herr Haluk bei seiner Mutter lebt und ihr immer Bericht erstattet. Haluk Bey lives with his mother and always reports to his mother. Parce que M. Haluk vit avec sa mère et lui rend toujours des comptes. ハルーク氏は母親と同居しており、いつも母親に報告しているからだ。 Потому что господин Халук живет со своей матерью и всегда отчитывается перед ней. Bütün arkadaşları Haluk Bey’i seviyorlar, ama ona çok şaka yapıyorlar. ||||||||Scherz| All|friends|||they like|but|him||jokes|"make jokes" ||||||hem||grappen| tutti|amici|Haluk|signore|amano||a lui|molto|scherzo|fanno ||||||||brincadeira| يحب جميع أصدقائه هالوك باي ، لكنهم يمزحون معه كثيرًا. Alle seine Freunde lieben Herrn Haluk, aber sie scherzen oft mit ihm. They all love Haluk Bey, but they're just kidding him. Tous ses amis aiment M. Haluk, mais ils se moquent beaucoup de lui. 彼の友人たちは皆、ハルルクのことが大好きだが、彼とはよく冗談を言い合っている。 Все его друзья любят Халука, но часто подшучивают над ним.

Filmin sonunda belki Sevgi Hanım ve Haluk Bey evlenecek ve Sevgi Hanım’ın eski kocası çok üzülecek. du film|finally||||||||||||||être triste The film's|finally|maybe|Mrs. Sevgi|||Haluk||will get married||||ex-husband|husband|very|will be sad De film's|uiteindelijk||||||||||||||zullen verdrietig |||||||||||||||ficar triste Film|||||||||||Sevgi||||sehr traurig sein film|alla fine|forse|Sevgi|||Haluk|signore|si sposeranno|e|Sevgi|di Sevgi|ex marito|marito|molto|si sentirà triste في نهاية الفيلم ، من المحتمل أن يتزوج Sevgi Hanım و Haluk Bey وسيكون زوج Sevgi Hanım السابق مستاء للغاية. Am Ende des Films werden Sevgi Hanım und Haluk Bey vielleicht heiraten und Sevgi Hanıms Ex-Ehemann wird sehr traurig sein. Sevgi Hanım and Haluk Bey will marry and Sevgi Hanım's ex-husband will be very sad. À la fin du film, peut-être que Sevgi Hanım et Haluk Bey se marieront et que l'ex-mari de Sevgi Hanım sera très triste. 映画の最後には、セヴギ・ハヌムとハルク・ベイが結婚して、セヴギ・ハヌムの元夫がとても悲しむのかもしれない。 В конце фильма, возможно, Севги Ханым и Халук Бей поженятся, и бывший муж Севги Ханым будет очень расстроен.