×

Mes naudojame slapukus, kad padėtume pagerinti LingQ. Apsilankę avetainėje Jūs sutinkate su mūsų cookie policy.


image

Beyhan Budak, Asık Surat Alerjisi: Onay Bağımlılığından Nasıl Kurtulursun?

Asık Surat Alerjisi: Onay Bağımlılığından Nasıl Kurtulursun?

Bütün insanlar yaptıkları işler ya da düşünceleri karşısında...

..etrafındaki insanlardan, ailesinden, arkadaşlarından...

...takdir görme arzusu hissederler.

Bu aslında çok doğal bir ihtiyaçtır.

Bir şeyleri doğru yaptığımızı ya da sevildiğimizi hissettirir bize.

Ama belirli bir seviyede olduğu zaman.

Ne zamanki iş, etrafımızdaki insanların onayını almadığımız zaman...

kendimizi reddedilmiş, dışlanmış gibi hissettiğimiz zaman...

...ya da etrafımızdaki insanlar bizim herhangi bir fikrimiz söz konusu olduğu zaman...

...azıcık bile suratı asıldığı zaman...

...içimizde fırtınalar kopuyorsa...

...ve tek amacımız etrafımızdaki insanlar aman sorun çıkarmasın...

...aman onlar mutlu olsun, aman gerginlik çıkmasın...

...gibi bir noktaya geliyorsa, işte o zaman onay bağımlılığı dediğimiz bir durum ortaya çıkıyor.

Onay bağımlılığı o kadar tehlikeli bir durum ki...

...etrafındaki insanları memnun etmek pahasına...

...içindeki duygu ve düşünceleri ortaya koymazsın.

Senin için önemli olan şeyler hep ikinci plandadır.

Yeter ki sorun çıkmasın.

Yeter ki etrafındaki insanlar memnun olsun.

İşte bu videoda sana onay bağımlılığını anlatacağım.

Peki sen onay bağımlısı olabilir misin?

İlk başta bunu öğrenebilmek için beraber minik bir test yapmamız gerekiyor.

Sana bir kaç tane durumdan bahsedeceğim.

Ve kendini değerlendirmelisin.

Bu durumlar, bu koşullar sana uyuyor mu, uymuyor mu?

İnsanları memnun etmeyi görev sayarım.

Mantıksız gelse ya da üzerimde çok fazla baskı yaratsa bile... ...eşimin, patronumun her türden isteğini yerine getirmeye çalışırım.

Etrafımdaki insanlara "Hayır" demekte sorun yaşarım.

Başarıyı başkalarının benim hakkımda düşündükleriyle ölçerim.

Diğer insanları kırmamak için, onların isteklerini bir zorunluluk olarak değerlendirip yaparım.

Kendim hakkımda ne istediğimden tam olarak emin değilim.

Kendimin ihtiyaç duyduğu boş zamanlarımın büyük bir çoğunluğunu ...

başkalarının ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmakla geçiririm.

Başkasının onaylamayacağını düşündüğüm bir şeyi yaptığımda fazlaca suçluluk hissederim.

Şimdi, eğer ki bu saydığım şeylerden bir kaç tanesini yaşıyorsan...

...sen de bir onay bağımlısı sayılabilirsin.

Eğer bir onay bağımlısıysan zihninde her daim bir korku vardır.

Ve bu korku sana şunu söyler.

Der ki...

"Eğer ki etrafındaki insanlara farklı bir şey söylersen, kendi fikirlerinin arkasında durursan...

...onlar seni dışlarlar.

Onlar bundan dolayı bir gerginlik çıkartırlar.

Seni sevmeyebilirler.

Sana düşman olabilirler.

Bu korkudan dolayı aslında kendini ortaya koymayı bile denemezsin.

Denemedikçe... Aslında ne olur?

Kendini daha da kötü hissedersin.

Ve bu bağımlılığın perçinlenmiş olur.

Uzun zamandır, belki çocukluğundan bu yana...

...onay almak zorunda gibi hissediyorsun.

Etrafındaki insanların onayı olmadığı zaman tedirgin hissediyorsun kendini.

Peki, hiç düşündün mü?

Bu durumun avantajları nedir, dezavantajları nedir?

Senin hayatına katkısı nedir, aldığı götürdüğü şeyler nelerdir?

Ben bu güne kadar gördüğüm danışanlarımda iki tane şeyle karşılaşıyorum. Avantaj konusunda şu var.

Diyor ki insanlar...

"Eğer ki ben bir şekilde kendimi ortaya koymazsam...

...sorun çıkmaz ve etrafımdaki insanlar beni terk etmez, beni yalnız bırakmaz.

Ya da onlarla gerginlik yaşamam.

Diğer şey ne peki?

Kendim olamam.

Kendi isteklerimi ortaya koyamam.

Kendi fikirlerimi savunamam.

Sen bir düşünmelisin.

Hangisi senin için daha önemli?

Bir şekilde, aslında tam da gerçekçi olmayan bir şekilde...

...etrafındaki insanlar tarafından reddedilme korkusu mu?

Ya da kendini tam anlamıyla ortaya koyamamak mı?

Hangisi senin için daha önemli?

Karşılaşmayı umduğumuz her olumsuz durum öncesinde...

...zihnimize bir rüzgar gibi olumsuz düşünceler, otomatik düşünceler gelir.

Ve bunlar o kadar hızlı gelir ki biz bunları sanki gerçekmiş gibi düşünürüz.

Düşün ki bir gerginlik ortamındasın.

Toplantı halindesin.

O güne kadar çalıştığın bir proje var.

Ve etrafındaki insan, senin her şeyinin gerçekliğiyle test ettiğin durumun tam aksini söylüyor. Ve sen diyorsun ki kendimi ortaya koyarsam...

...etrafımdaki insan bana tepki gösterecek.

Beni belki aşağılayacak, bağıracak, çağıracak.

Belki kavga edeceğiz.

Ve bundan dolayı ne yapıyorsun?

Aslında bu otomatik düşünceleri çok fazla ciddiye alıp harekete geçmiyorsun.

Susuyorsun, sen haklısın diyorsun.

Ben senin için ne yapabilirim, diyorsun.

Aslında bu otomatik düşüncelerin kaynağı şu oluyor.

Çocuklukta insanlar çok fazla dışlanıyor.

Çok fazla belki eleştiriye maruz kalıyor.

Belki düşüncelerinden dolayı şiddete bile maruz kalıyor.

Ama yetişkinler dünyası...

...çok fazla o çocukluk dünyası gibi değil.

İnsanlar hiçbir şekilde, çok nadiren fiziksel şiddete başvuruyor.

Çok nadiren kavga ediyorlar.

Ama sen bu korkularını o kadar yoğun yaşamışsın ki belki geçmişte bir yerlerde...

...şu anda da aynısı olacak diye korkuyorsun ve kendini ortaya koymaktan çekiniyorsun.

Böyle durumlarda, o aklına hızla gelen düşünceler var ya, biz bunlara otomatik düşünceler diyoruz.

Bir yere yazmalısın.

Ve bunların gerçekliğini bir test etmelisin.

Evet, o an, o toplantıda kendi fikrini ortaya koyarsan gerçekten karşıdaki insan kavga çıkartacak mı?

Ya da bir şekilde kendini savunursan,

birisini reddedersen,

gerçekten o insan seni dışlayacak mı?

O insan artık seni sevmeyecek mi?

Ve etrafındaki insanlara bir bak bakalım.

Herkes, herkesin her istediğini yapıyor mu?

Ben zannetmiyorum ki, öyle bir dünya yok.

Birçok insan aslında kendi sınırlarını koyuyor.

Ona rağmen etrafındaki insanlarla kavga etmiyor.

Ya da etrafındaki insanlar onu terk etmiyor.

Demek ki... Aslında insan sınır koysa da...

...hayır dese de...

...etrafındaki insanların fikrine karşı bir fikir sunsa da...

..etrafında onu seven insanlar oluyor.

Kavga etmeden bir şekilde ilişkiyi devam ettirebiliyorlar.

İşte bu düşüncelerin gerçekliğini test etmelisin.

Otomatik düşünceler çok önemli.

Mesela ben sana birkaç tane örnek vermek istiyorum otomatik düşüncelerden.

Beni beğenmeyecek, bana kızacak -eğer ben kendi fikrimi söylersem- kötü biri olduğumu düşünecekler.

Başkalarının beni sevmemesi korkunç bir durum.

Ve ben eğer kendimi ortaya koyarsam...

...başka insanlar beni sevmeyecekler.

Ben gerginliğe gelemem, olur da kavga çıkarsa ben buna dayanamam.

Ve ben kimseyle kavga edemem gibi olumsuz düşünceler.

Şimdi bunların arkasında aslında, senin o büyük, kocaman korkun var.

Bu otomatik düşünceleri keşfettikten sonra...

...ikinci adımda arka plandaki o büyük korkumuzu keşfetmemiz lazım ki...

...biz neden etrafımızdaki insanların onayını çok fazla önemsiyoruz?

Genelde onay bağımlılığı iki tane büyük korku oluyor.

Birincisi etrafımdaki insanlar ya beni sevmezse?

Ya beni terk ederlerse?

Ya benim kötü bir insan olduğumu düşünürlerse?

Ya da yalnız kalma korkusu.

İşte bu asıl korkumuzu keşfettiğimiz zaman...

...bu korkumuzun da gerçekliğini sorgulamamız gerekiyor.

Gerçekten böyle bir durumla yüz yüze misin?

Gerçekten yalnız kalma ihtimalin var mı?

Kendi düşüncelerini ortaya koyduğun zaman...

....sınır çizdiğin zaman...

...hayır dediğin zaman...

...etrafındaki insanlar seni yalnız mı bırakacak?

Seni sevmeyecekler mi?

Bir bunu düşünmen lazım.

Mesela sormalısın kendine.

Birisiyle aynı düşünceyi paylaşmamak...

...onun seni sevmemesi için bir sebep mi?

Ya da onunla aynı fikri paylaşmadığın için...

...bir kavga çıkar mı?

Etrafında buna benzer örnekler gördün mü?

Böyle sorular sorarsan, o otomatik düşünceleri, o arka plandaki korkunun gerçekliğini test edebilirsin. Onay bağımlılığından kurtulmak için...

...kendi içinde zihnindeki düşünce yapını değiştirmek için...

...çifte standart tekniği kullanabilirsin.

Bu şöyle bir durum.

İnsanlar aslında...

...beklendiğinin aksine...

...etrafındaki insanlara karşı daha fazla hoşgörülü...

...kendisine karşı daha acımasızdır.

Kendi içinde yaşadığı bir olumsuz durumda, kendisini kıyasıya, acımasızca eleştirirken...

...başka birisi ona bu konuda bir fikir danışsa...

...ona çok şefkatli ve mantıklı yaklaşabilir.

İşte tam olarak böyle bir durumda...

...diyelim ki yaşadığın bir onay bağımlılığı krizinde...

...başka bir arkadaşın aynı konuda...

...sana danışıyor olsaydı ona nasıl yardımcı olurdun?

İşte ona yardımcı olma biçimini kendine uygulayabilirsen...

...kendine o yaklaşımla yaklaşabilirsen...

...olaylara çok daha farklı bakarsın.

Diyelim ki karşındaki insana fikirlerini açtın.

Ve o seninle aynı fikirde olmadı, ne yapacaksın?

O an...

Tam o an..

İçini bir ateş saracak.

Ya diyeceksin, bak gerginlik çıkacak.

Karşımdaki insan beni sevmeyecek.

Buran sıkışacak.

Ve diyeceksin ki...

...acaba ben de onunla aynı fikir de mi olmalıyım, geri adım mı atmalıyım?

İşte tam o anda...

...geri adım atmaktan vazgeçeceksin.

Bazen öyle durumlar vardır ki...

...karşı tarafla aynı fikirde olmaman kadar doğal bir şey yoktur.

Yapacağın tek şey...

...ben senin fikrine saygı duyuyorum.

Ama ben de böyle düşünüyorum demekten başka bir şey yapmamaktır.

Şu anda hissettiklerimizi çoğu zaman düşünce zannederiz.

Diyelim ki etrafındaki insanların onayını almak istiyorsun.

Ve bu konuda birazcık direnç gösterdiğin zaman...

...için sıkışır, çok kötü şeyler olacakmış gibi hissedersin.

Ve hissettiğin şeyi gerçek zannedersin.

O an dünyada başka önemli bir şey yoktur.

Sadece karşı tarafın onayını almak söz konusudur.

Ama dediğim gibi bu bir duygu.

Bu bir his sadece.

Üç ay sonrasını düşün.

Altı ay sonrasını düşün.

Altı ay sonra şu anki mevzu senin için bu kadar önemli olacak mı?

Ya işte Ahmet'in onayını almadığım için...

kendimi o kadar kötü hissedecek miyim?

Altı ay gerisine dön bir bak bakalım.

Hatırlıyor musun olanları?

İşte o an, o adımı atabilmek...

...karşı koyabilmek...

...sınırını çizebilmek önemli.

Çünkü üç ay sonra bu çok fazla umurunda olmayacak.

Belki hatırlamayacaksın bile.

Daha önce her tanıştığı insan tarafından sevilen bir insan gördün mü?

Belki görünüşte öyle insanlar vardır.

Herkes tarafından seviliyormuş gibi ama...

...iş arka plandan konuşmaya gelince...

...insanlar o insanın yüzüne sevdiğini gösterir ama arkasından atıp tutar.

Böyle bir şey mümkün değil.

Herkesin seni sevmesi mümkün değil.

Yani şöyle diyeyim.

Sen ne yaparsan yap

Sen melek olsan, senin kanat sesinden rahatsız olacak insanlar var.

Sen desen ki ben canımı vereceğim senin için...

...bundan rahatsız olacak insanlar var.

Bu sebeple rahat ol!

Bir şekilde sınır koyduğun zaman, karşı koyduğun zaman...

...karşı tarafın onayını almadığın zaman...

...sevmeyecekler ya seni bazıları.

Yine sevmeyeceklerdi.

Sen onların istediklerini yapsan da sevmeyeceklerdi.

Yani, aslında çok büyük bir şey fark etmiyor.

Kaygıları ve korkuları yenmek için en etkili yöntem...

...her zaman -yüzyıllardır aynı yöntem kullanılıyor-

...her zaman bu korkuların, bu kaygıların üzerine gitmek.

Eğer ki sen etrafındaki insanların...

...onayını almamaktan korkuyorsan...

...onların asık suratını görmekten korkuyorsan...

...yavaş yavaş bu korkunun üzerine gitmelisin.

Küçükten küçükten...

...kendi fikirlerinin arkasında dur.

Yavaş yavaş bazı konularda insanları reddetmeye başla.

Hayır demekten çekinme.

İşte böyle böyle...

...zannedeceksin ki ilk başta çok kötü olacak.

Ama sonra göreceksin ki insanlar sana daha çok saygı duyacaklar.

Ve şunu söyleyeyim.

Sınır koyan insan...

...reddeden insan...

...hayır diyen insan...

...her zaman daha değerli olmuştur.

Ama şöyle de bir insan tipi çıkacaktır senin karşına.

Ya işte Beyhan, sen çok değiştin.

Eskisi gibi değilsin.

Bunlar aslında onay bağımlısı olduğun zamanlarda...

...senin etrafına doluşmuş duygusal vampirler.

Ve sen birazcık sınır koyduğun zaman bu insanların seni zorlaması çok normal.

Etrafından eğer bu insanlar uzaklaşıyorsa, gitsinler zaten.

Bu insanlar seni o kullanma amacıyla belki de yanında olan insanlar.

Seni gerçekten seven insanlar emin ol kalacaklardır yanında.

Geriye dönüp baktığın zaman...

Ömrünün başkalarının isteklerini yerine getirmek üzere geçmiş olduğunu gördüğün zaman...

...hissettiğin şey, çok acı bir şey.

Bunu hissetmemek adına...

...kendi fikirlerinin arkasında dur lütfen.

Kendi kararlarının arkasında dur.

Sınırlarını çiz, kendini koru.

Hem böyle olunca kendini daha iyi hissedeceksin.

Hem de etrafındaki insanlar sana daha fazla saygı duyacaklar.

Beni dinlediğin için çok teşekkür ediyorum, güzel insan.

Eğer ki bu videoyu beğendiysen beğenmeyi...

...ve abone olmadıysan YouTube kanalıma abone olmayı unutma.

Kendine iyi davran, görüşmek üzere!

♪Enstrümantal Müzik♪


Asık Surat Alerjisi: Onay Bağımlılığından Nasıl Kurtulursun? Allergie gegen saures Gesicht: Wie Sie Ihre Sucht nach Anerkennung überwinden. Αλλεργία στο ξινό πρόσωπο: Πώς να σπάσετε τον εθισμό σας στην έγκριση. Frown-Face Allergy: How to Get Rid of Confirmation Addiction Аллергия на кислое лицо: Как избавиться от зависимости от одобрения.

Bütün insanlar yaptıkları işler ya da düşünceleri karşısında... In the face of all people's deeds or thoughts...

..etrafındaki insanlardan, ailesinden, arkadaşlarından... ...from the people around him, from his family, from his friends...

...takdir görme arzusu hissederler. they feel a desire to be appreciated.

Bu aslında çok doğal bir ihtiyaçtır. This is actually a very natural need.

Bir şeyleri doğru yaptığımızı ya da sevildiğimizi hissettirir bize. It makes us feel that we are doing something right or that we are loved.

Ama belirli bir seviyede olduğu zaman.

Ne zamanki iş, etrafımızdaki insanların onayını almadığımız zaman... When it's business, when we don't get the approval of the people around us...

kendimizi reddedilmiş, dışlanmış gibi hissettiğimiz zaman...

...ya da etrafımızdaki insanlar bizim herhangi bir fikrimiz söz konusu olduğu zaman... ...or when the people around us have any ideas...

...azıcık bile suratı asıldığı zaman... ... when he frowns even a little...

...içimizde fırtınalar kopuyorsa... ... if the storms are breaking inside us...

...ve tek amacımız etrafımızdaki insanlar aman sorun çıkarmasın... ...and our only goal is that the people around us don't cause trouble...

...aman onlar mutlu olsun, aman gerginlik çıkmasın... ... let them be happy, oh no tension...

...gibi bir noktaya geliyorsa, işte o zaman onay bağımlılığı dediğimiz bir durum ortaya çıkıyor. If it comes to a point like ..., then a situation called approval addiction arises.

Onay bağımlılığı o kadar tehlikeli bir durum ki...

...etrafındaki insanları memnun etmek pahasına... ... at the expense of pleasing the people around you...

...içindeki duygu ve düşünceleri ortaya koymazsın. ... you do not reveal your inner feelings and thoughts.

Senin için önemli olan şeyler hep ikinci plandadır.

Yeter ki sorun çıkmasın.

Yeter ki etrafındaki insanlar memnun olsun.

İşte bu videoda sana onay bağımlılığını anlatacağım.

Peki sen onay bağımlısı olabilir misin?

İlk başta bunu öğrenebilmek için beraber minik bir test yapmamız gerekiyor.

Sana bir kaç tane durumdan bahsedeceğim.

Ve kendini değerlendirmelisin.

Bu durumlar, bu koşullar sana uyuyor mu, uymuyor mu?

İnsanları memnun etmeyi görev sayarım.

Mantıksız gelse ya da üzerimde çok fazla baskı yaratsa bile... ...eşimin, patronumun her türden isteğini yerine getirmeye çalışırım.

Etrafımdaki insanlara "Hayır" demekte sorun yaşarım.

Başarıyı başkalarının benim hakkımda düşündükleriyle ölçerim.

Diğer insanları kırmamak için, onların isteklerini bir zorunluluk olarak değerlendirip yaparım.

Kendim hakkımda ne istediğimden tam olarak emin değilim.

Kendimin ihtiyaç duyduğu boş zamanlarımın büyük bir çoğunluğunu ...

başkalarının ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmakla geçiririm.

Başkasının onaylamayacağını düşündüğüm bir şeyi yaptığımda fazlaca suçluluk hissederim.

Şimdi, eğer ki bu saydığım şeylerden bir kaç tanesini yaşıyorsan...

...sen de bir onay bağımlısı sayılabilirsin.

Eğer bir onay bağımlısıysan zihninde her daim bir korku vardır.

Ve bu korku sana şunu söyler.

Der ki... Says...

"Eğer ki etrafındaki insanlara farklı bir şey söylersen, kendi fikirlerinin arkasında durursan...

...onlar seni dışlarlar.

Onlar bundan dolayı bir gerginlik çıkartırlar.

Seni sevmeyebilirler.

Sana düşman olabilirler.

Bu korkudan dolayı aslında kendini ortaya koymayı bile denemezsin.

Denemedikçe... Aslında ne olur?

Kendini daha da kötü hissedersin.

Ve bu bağımlılığın perçinlenmiş olur.

Uzun zamandır, belki çocukluğundan bu yana...

...onay almak zorunda gibi hissediyorsun.

Etrafındaki insanların onayı olmadığı zaman tedirgin hissediyorsun kendini.

Peki, hiç düşündün mü?

Bu durumun avantajları nedir, dezavantajları nedir?

Senin hayatına katkısı nedir, aldığı götürdüğü şeyler nelerdir?

Ben bu güne kadar gördüğüm danışanlarımda iki tane şeyle karşılaşıyorum. Avantaj konusunda şu var.

Diyor ki insanlar...

"Eğer ki ben bir şekilde kendimi ortaya koymazsam...

...sorun çıkmaz ve etrafımdaki insanlar beni terk etmez, beni yalnız bırakmaz.

Ya da onlarla gerginlik yaşamam.

Diğer şey ne peki?

Kendim olamam.

Kendi isteklerimi ortaya koyamam.

Kendi fikirlerimi savunamam.

Sen bir düşünmelisin.

Hangisi senin için daha önemli?

Bir şekilde, aslında tam da gerçekçi olmayan bir şekilde...

...etrafındaki insanlar tarafından reddedilme korkusu mu?

Ya da kendini tam anlamıyla ortaya koyamamak mı?

Hangisi senin için daha önemli?

Karşılaşmayı umduğumuz her olumsuz durum öncesinde...

...zihnimize bir rüzgar gibi olumsuz düşünceler, otomatik düşünceler gelir.

Ve bunlar o kadar hızlı gelir ki biz bunları sanki gerçekmiş gibi düşünürüz.

Düşün ki bir gerginlik ortamındasın.

Toplantı halindesin.

O güne kadar çalıştığın bir proje var.

Ve etrafındaki insan, senin her şeyinin gerçekliğiyle test ettiğin durumun tam aksini söylüyor. Ve sen diyorsun ki kendimi ortaya koyarsam...

...etrafımdaki insan bana tepki gösterecek.

Beni belki aşağılayacak, bağıracak, çağıracak.

Belki kavga edeceğiz.

Ve bundan dolayı ne yapıyorsun?

Aslında bu otomatik düşünceleri çok fazla ciddiye alıp harekete geçmiyorsun.

Susuyorsun, sen haklısın diyorsun.

Ben senin için ne yapabilirim, diyorsun.

Aslında bu otomatik düşüncelerin kaynağı şu oluyor.

Çocuklukta insanlar çok fazla dışlanıyor.

Çok fazla belki eleştiriye maruz kalıyor.

Belki düşüncelerinden dolayı şiddete bile maruz kalıyor.

Ama yetişkinler dünyası...

...çok fazla o çocukluk dünyası gibi değil.

İnsanlar hiçbir şekilde, çok nadiren fiziksel şiddete başvuruyor.

Çok nadiren kavga ediyorlar.

Ama sen bu korkularını o kadar yoğun yaşamışsın ki belki geçmişte bir yerlerde...

...şu anda da aynısı olacak diye korkuyorsun ve kendini ortaya koymaktan çekiniyorsun.

Böyle durumlarda, o aklına hızla gelen düşünceler var ya, biz bunlara otomatik düşünceler diyoruz.

Bir yere yazmalısın.

Ve bunların gerçekliğini bir test etmelisin.

Evet, o an, o toplantıda kendi fikrini ortaya koyarsan gerçekten karşıdaki insan kavga çıkartacak mı?

Ya da bir şekilde kendini savunursan,

birisini reddedersen,

gerçekten o insan seni dışlayacak mı?

O insan artık seni sevmeyecek mi?

Ve etrafındaki insanlara bir bak bakalım.

Herkes, herkesin her istediğini yapıyor mu?

Ben zannetmiyorum ki, öyle bir dünya yok.

Birçok insan aslında kendi sınırlarını koyuyor. A lot of people actually set their own limits.

Ona rağmen etrafındaki insanlarla kavga etmiyor. Despite this, he does not fight with the people around him.

Ya da etrafındaki insanlar onu terk etmiyor. Or the people around him are not abandoning him.

Demek ki... Aslında insan sınır koysa da... So... In fact, even if people set limits...

...hayır dese de... ...even if he says no...

...etrafındaki insanların fikrine karşı bir fikir sunsa da... ...even though he presents an opinion against the opinion of the people around him...

..etrafında onu seven insanlar oluyor. there are people around him who love him.

Kavga etmeden bir şekilde ilişkiyi devam ettirebiliyorlar. They can somehow continue the relationship without fighting.

İşte bu düşüncelerin gerçekliğini test etmelisin. Here you have to test the reality of these thoughts.

Otomatik düşünceler çok önemli. Automatic thoughts are very important.

Mesela ben sana birkaç tane örnek vermek istiyorum otomatik düşüncelerden. For example, I want to give you a few examples of automatic thoughts.

Beni beğenmeyecek, bana kızacak -eğer ben kendi fikrimi söylersem- kötü biri olduğumu düşünecekler. They won't like me, they'll get mad at me - if I give my opinion - they'll think I'm a bad person.

Başkalarının beni sevmemesi korkunç bir durum. It's terrible when others don't like me.

Ve ben eğer kendimi ortaya koyarsam... And if I put myself out there...

...başka insanlar beni sevmeyecekler. ... other people will not like me.

Ben gerginliğe gelemem, olur da kavga çıkarsa ben buna dayanamam. I can't come to tension, if there is a fight, I can't stand it.

Ve ben kimseyle kavga edemem gibi olumsuz düşünceler. And negative thoughts like I can't fight anyone.

Şimdi bunların arkasında aslında, senin o büyük, kocaman korkun var. Now, behind all this, you actually have that big, big fear of you.

Bu otomatik düşünceleri keşfettikten sonra... After discovering these automatic thoughts...

...ikinci adımda arka plandaki o büyük korkumuzu keşfetmemiz lazım ki... ... in the second step, we need to discover our great fear in the background...

...biz neden etrafımızdaki insanların onayını çok fazla önemsiyoruz? ... why do we care so much about the approval of the people around us?

Genelde onay bağımlılığı iki tane büyük korku oluyor. In general, approval addiction has two big fears.

Birincisi etrafımdaki insanlar ya beni sevmezse? First, what if the people around me don't like me?

Ya beni terk ederlerse? What if they leave me?

Ya benim kötü bir insan olduğumu düşünürlerse? What if they think I'm a bad person?

Ya da yalnız kalma korkusu. Or the fear of being alone.

İşte bu asıl korkumuzu keşfettiğimiz zaman...

...bu korkumuzun da gerçekliğini sorgulamamız gerekiyor. ... we need to question the reality of this fear.

Gerçekten böyle bir durumla yüz yüze misin? Are you really facing such a situation?

Gerçekten yalnız kalma ihtimalin var mı? Is there really any chance you'll be alone?

Kendi düşüncelerini ortaya koyduğun zaman... When you put your own thoughts out there...

....sınır çizdiğin zaman... .... when you draw the line...

...hayır dediğin zaman... ...when you say no...

...etrafındaki insanlar seni yalnız mı bırakacak? ...will the people around you leave you alone?

Seni sevmeyecekler mi? Won't they love you?

Bir bunu düşünmen lazım. You should think about it.

Mesela sormalısın kendine. For example, you have to ask yourself.

Birisiyle aynı düşünceyi paylaşmamak...

...onun seni sevmemesi için bir sebep mi?

Ya da onunla aynı fikri paylaşmadığın için...

...bir kavga çıkar mı? ... will there be a fight?

Etrafında buna benzer örnekler gördün mü? Have you seen similar examples around you?

Böyle sorular sorarsan, o otomatik düşünceleri, o arka plandaki korkunun gerçekliğini test edebilirsin. If you ask such questions, you can test those automatic thoughts, the reality of that background fear. Onay bağımlılığından kurtulmak için... To get rid of the approval addiction...

...kendi içinde zihnindeki düşünce yapını değiştirmek için...

...çifte standart tekniği kullanabilirsin.

Bu şöyle bir durum.

İnsanlar aslında...

...beklendiğinin aksine...

...etrafındaki insanlara karşı daha fazla hoşgörülü...

...kendisine karşı daha acımasızdır.

Kendi içinde yaşadığı bir olumsuz durumda, kendisini kıyasıya, acımasızca eleştirirken...

...başka birisi ona bu konuda bir fikir danışsa...

...ona çok şefkatli ve mantıklı yaklaşabilir.

İşte tam olarak böyle bir durumda...

...diyelim ki yaşadığın bir onay bağımlılığı krizinde...

...başka bir arkadaşın aynı konuda...

...sana danışıyor olsaydı ona nasıl yardımcı olurdun?

İşte ona yardımcı olma biçimini kendine uygulayabilirsen...

...kendine o yaklaşımla yaklaşabilirsen...

...olaylara çok daha farklı bakarsın.

Diyelim ki karşındaki insana fikirlerini açtın.

Ve o seninle aynı fikirde olmadı, ne yapacaksın?

O an...

Tam o an..

İçini bir ateş saracak.

Ya diyeceksin, bak gerginlik çıkacak.

Karşımdaki insan beni sevmeyecek.

Buran sıkışacak.

Ve diyeceksin ki...

...acaba ben de onunla aynı fikir de mi olmalıyım, geri adım mı atmalıyım?

İşte tam o anda...

...geri adım atmaktan vazgeçeceksin.

Bazen öyle durumlar vardır ki...

...karşı tarafla aynı fikirde olmaman kadar doğal bir şey yoktur.

Yapacağın tek şey...

...ben senin fikrine saygı duyuyorum.

Ama ben de böyle düşünüyorum demekten başka bir şey yapmamaktır.

Şu anda hissettiklerimizi çoğu zaman düşünce zannederiz.

Diyelim ki etrafındaki insanların onayını almak istiyorsun.

Ve bu konuda birazcık direnç gösterdiğin zaman...

...için sıkışır, çok kötü şeyler olacakmış gibi hissedersin.

Ve hissettiğin şeyi gerçek zannedersin.

O an dünyada başka önemli bir şey yoktur.

Sadece karşı tarafın onayını almak söz konusudur.

Ama dediğim gibi bu bir duygu.

Bu bir his sadece.

Üç ay sonrasını düşün.

Altı ay sonrasını düşün.

Altı ay sonra şu anki mevzu senin için bu kadar önemli olacak mı?

Ya işte Ahmet'in onayını almadığım için...

kendimi o kadar kötü hissedecek miyim?

Altı ay gerisine dön bir bak bakalım.

Hatırlıyor musun olanları?

İşte o an, o adımı atabilmek...

...karşı koyabilmek...

...sınırını çizebilmek önemli.

Çünkü üç ay sonra bu çok fazla umurunda olmayacak.

Belki hatırlamayacaksın bile.

Daha önce her tanıştığı insan tarafından sevilen bir insan gördün mü?

Belki görünüşte öyle insanlar vardır.

Herkes tarafından seviliyormuş gibi ama...

...iş arka plandan konuşmaya gelince...

...insanlar o insanın yüzüne sevdiğini gösterir ama arkasından atıp tutar.

Böyle bir şey mümkün değil.

Herkesin seni sevmesi mümkün değil.

Yani şöyle diyeyim.

Sen ne yaparsan yap

Sen melek olsan, senin kanat sesinden rahatsız olacak insanlar var.

Sen desen ki ben canımı vereceğim senin için...

...bundan rahatsız olacak insanlar var.

Bu sebeple rahat ol!

Bir şekilde sınır koyduğun zaman, karşı koyduğun zaman...

...karşı tarafın onayını almadığın zaman...

...sevmeyecekler ya seni bazıları.

Yine sevmeyeceklerdi.

Sen onların istediklerini yapsan da sevmeyeceklerdi.

Yani, aslında çok büyük bir şey fark etmiyor.

Kaygıları ve korkuları yenmek için en etkili yöntem...

...her zaman -yüzyıllardır aynı yöntem kullanılıyor-

...her zaman bu korkuların, bu kaygıların üzerine gitmek.

Eğer ki sen etrafındaki insanların...

...onayını almamaktan korkuyorsan...

...onların asık suratını görmekten korkuyorsan...

...yavaş yavaş bu korkunun üzerine gitmelisin.

Küçükten küçükten...

...kendi fikirlerinin arkasında dur.

Yavaş yavaş bazı konularda insanları reddetmeye başla.

Hayır demekten çekinme.

İşte böyle böyle...

...zannedeceksin ki ilk başta çok kötü olacak.

Ama sonra göreceksin ki insanlar sana daha çok saygı duyacaklar.

Ve şunu söyleyeyim.

Sınır koyan insan...

...reddeden insan...

...hayır diyen insan...

...her zaman daha değerli olmuştur.

Ama şöyle de bir insan tipi çıkacaktır senin karşına.

Ya işte Beyhan, sen çok değiştin.

Eskisi gibi değilsin.

Bunlar aslında onay bağımlısı olduğun zamanlarda...

...senin etrafına doluşmuş duygusal vampirler.

Ve sen birazcık sınır koyduğun zaman bu insanların seni zorlaması çok normal.

Etrafından eğer bu insanlar uzaklaşıyorsa, gitsinler zaten.

Bu insanlar seni o kullanma amacıyla belki de yanında olan insanlar.

Seni gerçekten seven insanlar emin ol kalacaklardır yanında.

Geriye dönüp baktığın zaman...

Ömrünün başkalarının isteklerini yerine getirmek üzere geçmiş olduğunu gördüğün zaman...

...hissettiğin şey, çok acı bir şey.

Bunu hissetmemek adına...

...kendi fikirlerinin arkasında dur lütfen.

Kendi kararlarının arkasında dur.

Sınırlarını çiz, kendini koru.

Hem böyle olunca kendini daha iyi hissedeceksin.

Hem de etrafındaki insanlar sana daha fazla saygı duyacaklar.

Beni dinlediğin için çok teşekkür ediyorum, güzel insan.

Eğer ki bu videoyu beğendiysen beğenmeyi...

...ve abone olmadıysan YouTube kanalıma abone olmayı unutma.

Kendine iyi davran, görüşmek üzere!

♪Enstrümantal Müzik♪