En Büyük 5 İletişim Hatası
İletişim o kadar önemli bir beceri ki düşünüyorum o halde varım cümlesini iletişim kuruyorum o halde varım
şeklinde bile değiştirebiliriz. İletişim bu kadar önemli
olmasına rağmen ancak bazen farkında olmadığımız
ama çok önemli hatalar yapıyoruz.
İşte bu videoda sana o farkında olmadığın
5 büyük hatadan bahsetmek istiyorum. Benim en sık
karşılaştığım iletişim hatalarından birisi bir insanın
kendisinden çok fazla bahsetmesi. Şimdi şunu çok
iyi bir şekilde anlıyorum. Herkes kendisinden bahsetmek ister.
Sahip olduğu özelliklerden, hissettiği değerden,
sahip olduğu becerilerden bahsetmek ister. Çünkü bunun arkasında
beğenilmek arzusu, takdir edilmek onaylanmak arzusu yatar
ve bu arzulara çoğu insan sahiptir.
Bunda hiçbir sıkıntı yok. Bazen de kendini özellikle
anlatman gerekir: bir iş görüşmesinde bir mülakatta.
Bunları da es geçiyorum. Ama bazen
böyle bir beklenti olmadığı halde sen kendine dair
her detayı anlatmak istersin. Sahip olduğun
özellikleri durmadan durmadan anlatırsın.
Böyle olunca ne oluyor biliyor musun?
Hani o televizyonda ardı arkası gelmeyen,
bıktırıcı, sıkıcı reklamlar var ya
iş ona dönüyor. Ya da mail kutunu işgal eden
spam mailler gibi. Düşünsene sen istemiyorsun
karşındaki insan durmadan kendinden bahsediyor
durmadan kendini övüyor. Nasıl hissedersin?
Ben şöyle diyeyim. En iyi ihtimalle itici bulursun
karşındaki insanı. Bu sebeple eğer bunu yapan sen isen
kendini anlatma konusunda birazcık kontrol etmeni öneririm.
Bence her insanın içinde bir alarm sistemi var ve
iletişimde bazı sıkıntılar bu alarmı devreye sokuyor.
Alarm devreye girdikten sonra diyor ki:
Saldırı var! Saldırı var! Kendini savun!
Ve hatta karşı saldırıya geçtiği kişiye uyarılar veriyor.
Peki bu alarmı ne aktive ediyor insanın içinde?
Tabii ki suçlayıcı konuşma. Eğer sen
karşı tarafı suçlayıcı, "Sen şöylesin, sen böylesin.",
aşırı eleştirel, "Senin hiçbir şeyinin düzgün olmadığı" gibi,
ya da genelleyici, "Sen ne zaman güzel bir şey yaptın?" gibi
benzer şeyler söylerse
bu alarm aktive oluyor. Bu alarm aktive olduktan sonra
ortada, ikili ilişkilerde,
gerçek bir iletişim kalmıyor. Kişi sadece
kendini savunuyor. Sen ne dersen de o noktadan sonra.
Bu alarm aktive olduktan sonra istersen dünyanın en değerli şeylerini söyle. İstersen çok mantıklı, çok değerli şeyleri ifade et.
Karşı taraf savunmadaysa hepsi boşa gidecek. Bu sebeple
Karşı tarafı suçlayıcı ifadelerden, onu savunmaya
sokucu ifadelerden
uzak durmanı özellikle öneririm.
Bu konuda daha önce bir video çektim "Sandviç Tekniği" isminde
o videoyu izlersen bu konuda aslında
çok güzel bilgiler edinebilirsin.
Bazen yeni girilen ortamlarda çok samimi bir diyalog havası oluşur.
Kahkahalar havada uçuşur, çok keyifli
muhabbetler döner ortada ve sen böyle durumlarda bazen
kendini olman gerekenden çok daha rahat hissedersin
ve böyle durumlarda etraftaki o ortamdaki insanları
yeterince tanımadan eğer siyasi konulara girersen,
dini konulara girersen, böyle tartışmalara
katılırsan bazen telafisi mümkün olmayan
iletişim hatalarına, iletişim zararlarına sebep olabilirsin.
Bazen de bazı insanlar belirli bir
siyasi grup hakkında ya da bir dini grup mezhep hakkında
olumsuz, olumlu, çok övücü, aşağılayıcı
yerici konuşabilir. Bazen de bir memleket hakkında bir meslek hakkında genelleyici ifadeler kullanabilir. Örnek veriyorum: "Doktorlar şöyledir.", "Ankaralılar böyledir."
"İstanbullular şöyledir." gibi. Sonunu bilmeden,
grubu tanımadan böyle ifadeler ciddi sıkıntılara sebep olabilir.
Genellemeler zaten her zaman
problemlidir ama özellikle seni çok iyi tanımayan
bir ortamda ya da senin etraftakileri tanımadığın bir ortamda
ciddi sıkıntılara sebep olabilir.
Genellemelerden ve bu tarz konular hakkında konuşmaktan
Özellikle kaçınmalısın.
Beni en çok rahatsız eden iletişim hatalarından birisi insanların
monolog halinde konuşmasıdır. Böyle insanlar sazı eline
alınca susmak bilmez. Konuşur, konuşur,
durmadan konuşur. Sen öldün mü kaldın mı
onun bile farkında olmaz. Arada sen
söze dahil olmak istersin. "Bir dakika" der "O değildi" diye
senin lafını keser tekrar sazı eline alır.
Sen tavana bakarsın, susmaz. Sen fayansları
sayarsın, susmaz. Böyle bir durumda dediğim gibi
çok sıkıntılı bir süreç ortaya çıkar.
Sen o iletişimde kendinin var olduğunu bile hissetmezsin
ve çok sıkılırsın. Bundan dolayı eğer bunu yapan
sen isen, arada bir bak karşı tarafa
adam yaşıyor mu, öldü mü kaldı mı diye.
Yani işin şakası bir tarafa seni dinliyor mu?
Ya da senin anlattıkların hakkında ne düşünüyor?
Sözü arada karşı tarafa bırakmak, ona da söz hakkı tanımak
iletişimi güçlendirecektir. Aksi durumda
çok ciddi bir iletişim hatası ortaya çıkar.
Sen bir şey anlatıyorsun karşı tarafa. Sen anlatırken
karşı tarafın kaşı gözü ayrı oynuyor. Dudaklarında böyle
müstehzi bir ifade, sanki seni aşağılıyormuş gibi
küçümsüyormuş gibi hissediyorsun. Böyle bir durumda
ne hissederdin? Karşı tarafın sana böyle bir bakış açısıyla
yaklaşmasına, böyle mimiklerle yaklaşmasına
ya da senin anlattığın şeye küçümseyici
cevaplar vermesini nasıl yorumlardın? Açık söyleyeyim
bana böyle birisi yaklaştığı zaman ben çok net bir şekilde tepkimi
gösterirdim.Derdim
"Arkadaşım senin derdin ne, problem ne?"
Şimdi ben bunu eğer bunu yapıyorsan iletişim
halindeyken karşı tarafı küçümsüyorsan,
aşağılıyorsan bu bence çok ciddi bir problem. Hatta
ben bunu iletişim hatası değil,
insanlık hatası olarak görüyorum.
Peki senin en çok karşılaştığın ve seni en çok
sinirlendiren iletişim hatası hangisi? Bunu yorumlar kısmında
belirtebilirsin. Beni dinlediğin için çok teşekkür ediyorum güzel insan.
Kendine iyi davran, görüşmek üzere.