Olumsuz Düşüncelerden Kurtulmak İstiyorsan İzle!
Bazen zihninin her köşesinde olumsuz düşünceler,
karabulutlar gibi kaplar ve böyle zamanlarda sen
düşünecek, hareket edecek zaman ve zemin bulamazsın kendine.
Ve kendini bitmiş, tükenmiş ve mahvolmuş
gibi hissedebilirsin. Ama şöyle bir şey var:
Sen olumsuz düşüncelerden kaçmaya çalıştıkça
onlar iyice büyür. Ve onlar iyice baş edilemezmiş
gibi görünmeye başlar. Bu videoda sana "Bu
olumsuz düşüncelerle nasıl baş edebilirsin,
onlarla nasıl yüzleşebilirsin?" bunlardan bahsedeceğim. Eğer ki olumsuz düşüncelerle baş etmek
istiyorsak ilk başta onları tanımamız lazım.
Bunu bir düşman gibi değil, aslında hayatına giren bir
hastalık, bir virüsmüş gibi düşün. Bir virüsten kurtulabilmek
için de onun nasıl bir şey olduğunu,
nelerden hoşlandığını, nelerden hoşlanmadığını ve yapısını öğrenmen lazım.
Peki sen olumsuz düşüncelerini nasıl tanıyacaksın?
Şöyle düşün: Bir çocuk var, küçük bir çocuk. Ve sana gelir diyor ki "Ben korkuyorum, ben öfkeliyim,
ben kötü hissediyorum kendimi."
Böyle zamanlar bizim için önemli. O çocuk aslında
o küçük çocuk sensin. Böyle duygusal anlarda, kötü hissettiğin
duygusal anlarda sormalısın "Ne oluyor
aslında şuanda? Neden ben üzgün hissediyorum?
Neden ben kötü hissediyorum, yalnız hissediyorum?
Hayal kırıklılığına uğramış hissediyorum?" Duygular bizim için
ipuçları olacak. Duyguları tutup çektiğimiz zaman arkasından düşünceler gelecek.
Ve bizi tam olarak neyin üzdüğünü, neyin kötü hissettirdiğini
ancak o zaman anlayabiliriz.
Duygulara neden olan şeyler düşüncelerdir.
Biraz önce söylediğim gibi duygular bizim düşünceleri farketmemiz için
en büyük ipucumuz olacak. Diyelim ki kendini
zavallı gibi hissediyorsun, aciz gibi hissediyorsun. Evet,
böyle bir an bizim için iyi bir örnek olabilir ve
o duyguyu tutacağız. "Neden böyle hissediyorum?
Çünkü yalnızım. Yalnız olduğum için
kendimi zavallı, aciz ve sorunlu hissediyorum."
Böyle bir durumda arkasındaki düşünce
ne olabilir sence zavallı hissetmenin? Şöyle bir kural,
şöyle bir düşünce yatıyor: "Yalnız insanlar
zavallıdır. Yalnız insanlar sorunludur."
ya da şöyle düşünelim. Başka bir örnek vereyim sana.
Kendini çok başarısız, bitmiş, hiçbir şeye gücü
yetmeyen yetersiz bir insanmış gibi görüyorsun.
Evet burada duyguyu yakaladık. Başarısızlık hissiyatı. Peki
arkasına geleceğiz. Girdiğin sınavlardan
birisinden umduğun puanı alamamışsın.
Ne var, bir insan başarılı olmak için önüne gelen
bütün sınavları aşmak ve çok iyi puanlar almak zorundadır. Bak ne yaptın? Her duygunun arkasında
aslında garip ve anlamsız
bazen saçma bir kural, saçma bir düşünce olabiliyor.
Bu otomatik düşüncelerin birçoğu çocuklukta
oluşur ve sen bunları gerçek zannedersin.
Şimdi ben senden içindeki çocuğa seslenmeni istiyorum.
Bir sor bakalım o çocuğa neden böyle hissediyor?
Ne zamandır böyle düşünmeye başlamış ve bunun kaynağı
kim, kimden öğrenmiş? Kendi kendine mi öğrenmiş?
Mesela yalnızlığın sorunlu olduğu anlamına geldiğini
ya da bir insanın başarılı olabilmesi için
önüne gelen her sınavdan çok yüksek puanlar
alması gerektiğini. Bu çocuk, kendi kendine mi
öğrenmiş yoksa bunu ona öğreten
ebeveynleri, öğretmenleri, arkadaşları mı olmuş?
İşte o içindeki çocukla birazcık sohbet ettiğin zaman
sorguladığın zaman, bu otomatik düşüncelerin
sana ait olmadığını, gerçek dünyaya
ait olmadığını farkedeceksin. Adım adım, adım adım
bu düşünceleri sorgulayıp onlardan kurtulacaksın.
Bütün insanların kendi içinde kendilerine yönelik
temel bir inancı vardır. Bu bazen olumlu olabilir
bazen de olumsuz olabilir. Olumsuzlara örnek vermek gerekirse;
Kişi kendini başarısız görebilir, önemsiz
görebilir, yetersiz görebilir ya da sevilmeye
layık birisi olarak görmeyebilir.
Böyle bir durumda sen bunu bir şekilde unutmuş da
olsan, o bir yerde uyanmak için bekler ve
hayatın kriz dönemlerinde, kötü zamanlarında birden böyle
hortlar. Diyelim ki bir iş görüşmesine girdin.
İş görüşmesinden çıkarken ya da
iş görüşmesi esnasında küçük bir aksaklık, terslik yaşadın.
Ve sonrasında kendini çok kötü hissetmeye başladın.
"Allah'ım ben başarısızım, mahvoldum, bittim."
ya da o an, o iş görüşmesi kötü geçti.
Ne oluyor aslında? Senin temel inancın kendine yönelik
olumsuz temel inancın birden aktive oldu ve
sen kendini bitmiş, mahvolmuş gibi hisediyorsun.
Ben böyle durumda şunu öneriyorum. Bir durdur kendini.
O duyguları kenara bırak, o otomatik düşünceleri sorgulamamız
gerekiyor. Arkada ne oldu? Gerçekte ne yaşadık biz?
Bir tane iş görüşmesine gittik ve
şöyle düşün. Birçok insan ilk iş görüşmesinde işe
alınmıyor.4-5 tane, 10 tane belki 20 tane
iş görüşmesine girip birisine seçiliyor,
ikisine seçiliyor. Böyle bir durumda sadece bir iş
görüşmesine girdin ve olumsuz geçti diye
bütün hayatın mı bitmiş oluyor? O duyguları geçip öyle bir durumda kendini çok
yoğun başarısız, yetersiz, değersiz hissettiğin
zamanlarda
bence o duygusal seli durdurup şunu sorman lazım:
"Şuan gerçekte ne oluyor? Gerçekte
böyle hissetmeme neden olan bir olay mı oldu
yoksa benim içindeki o temel inancım mı aktive oldu,
hortladı?". Eğer ki temel inancın aktive olduysa
bil ki sana böyle hissetirecek
bir olay yaşamıyorsun. Sadece o şey hortlamış
oluyor ve sen, o olumsuz düşünceyi yaşıyorsun.
Bazen insan kendisine karşı objektif
olmayabilir. Bunun sebebi de o çocuklukta oluşan
temel inançlarımızdır. Kendimizi olduğumuzdan daha başarısız,
daha aptal, daha çirkin, daha zayıf ve
sorunlu olarak görebiliriz. Böyle durumlarda kendini çok
duygusal anlamda çöktüğün zaman, çökmüş hissettiğin
zamanlarda şöyle bir yöntem de deneyebilirsin:
Bu olay, başka birinin başına gelseydi
nasıl yorumlardın? Bir arkadaşın
senin yaşadığın sorunu sana danışsaydı
ona nasıl öneriler verirdin? O zaman aslında diğer
arkadaşına davrandığın gibi kendine davranabilsen olayın çok daha farklı ve sana iyi hissettiren taraflarını
görebilirsin. Seni rahatsız eden olumsuz düşünceler
nedir? Sen, bu olumsuz düşüncelerden kurtulmak
için yöntemler kullanıyor musun? Bunlardan
yorumlar kısmında bahsedebilirsin. Böylece diğer
arkadaşlar da bunlardan faydalanabilir. Beni dinlediğin için
çok teşekkür ediyorum güzel insan. Kendine iyi davran, görüşmek üzere...