Zor Kararlar İçin: 10/10/10 Tekniği
Hayatımız boyunca bir sürü karar vermek zorundayız.
Bu kararların bazısı çok kolay.
Aynen siyah ve beyaz arasındaki fark gibi.
O karar verme süreci de çok kolay olabiliyor.
Ama bazen de ciddi anlamda zor kararlar vermek zorunda kalabiliyoruz.
Genelde bu zor kararlar hayatımızın gidişatını
büyük ölçüde etkileyecek olan kararlar oluyor.
Peki, böyle zamanlarda büyük kararlar verirken,zor kararlar verirken
kullanabileceğin bir teknik var mı? Doğru karar vermene
yardımcı olabilecek bir teknik var mı?
İşte bu videoda sana çok güzel bir teknikten bahsedeceğim.
Verdiğimiz kararların yanlış olmasına neden olan şeylerin başında
o anki duygusal durumumuz geliyor.
Mesela iş yerinde bir tartışma yaşadın âmirinle
ve o anda çok fazla öfke hissediyorsun. O öfke sana diyor ki
yak, yık, parçala, git istifa et.
Ve o anda gidiyorsun, istifa ediyorsun. Ve ondan sonraki süreçte 6 ay işsiz kalıyorsun.
Sonraki hayatındaki bu durum
seni çok fazla etkiliyor.Ya da bir kavga neticesinde
içinde bulunduğun öfke duygusu, sana o kadar kötü şeyler yaptırıyor ki.
Belki hapse düşmek zorunda kalıyorsun.
Ve sonra diyorsun ki
o beş dakikalık durum için bütün hayatım etkilendi.
İşte o duygusal durum, senin hayatını bütüncül olarak etkileyecek kararları verirken
sadece o an hissettiğin bir şey, o duygusal hâl
senin bütün hayatını etkiliyor.
Peki,o an ki duygu durumundan kurtulmanın bir yolu yok mu?
Bu olaya daha geniş bir perspektiften bakmanın yolu yok mu?
İşte tam bu noktada benim bahsedeceğim teknik devreye giriyor.
Şöyle bir teknik bu. İsmi 10/10/10 kuralı.
Ve bu 10/10/10 kuralının mantığı şöyle.
Bir karar vermeden önce kendine şu soruları sorman gerekiyor.
Diyorsun ki 10 dakika sonra, bu kararı verdikten
10 dakika sonra nasıl hissedeceğim, 10 ay sonra nasıl hissedeceğim
10 yıl sonra nasıl hissedeceğim.
Bir karar vermeden önce bu üç soruyu cevaplıyorsun.
Peki, bu 10/10/10 tekniğini günlük hayatta nasıl uygulayacağız.
Biraz önceki örneğe dönelim istersen.
Ne demiştik orada. Biraz önce âmirinle kavga etmiştin
ve içinden yakıp yıkmak parçalamak geliyor.
O an hemen önüne kağıdı, kalemi alıyorsun.
İstifa mektubunu yazıyorsun.
Ve bu istifa mektubunu yazdıktan sonra
verdiğini düşünelim, istifa ettiğini, o iş yerinden ayrıldığını.
Bunu yaptıktan 10 dakika sonra nasıl hissedeceksin.
Muhtemelen çok rahatlamış hissedeceksin.
Diyeceksin ki gördüler günlerini.
Bende kurtuldum, onlarda kurtuldu.
Baksınlar başlarının çaresine.Süper.
10 dakika sonra kendimizi rahatlamış hissedeceğiz.
Sonraki aşamaya geçelim.10 ay sonra bir baktın ki aslında,
ayrıldıktan sonra piyasa koşulları iş bulmanı zorlaştırıyor.
6 ay işsiz gezdin ve ciddi maddi zorluklar yaşadın.
10 ay sonra diyeceksin ki, ya keşke ayrılmasaydım,
ciddi maddi zorluklar çektim.
Gelelim 10 yıl sonrasına. 10 yıl sonrayı düşündüğün zaman aradan yıllar geçmiş.
Buradaki şeyi unutmuşsun bile, olayları. Öfkenin esamesi kalmamış, o duygunun.
Ve şöyle diyeceksin kendine, o iş yerinde güzel kariyer fırsatları vardı.
Birazcık daha sabretseydim.
Sonuçta o gider, başkası gelir.
O âmire, ben orada yükselebilirdim, belki şu anda kariyerim çok daha başka olabilirdi diye düşüneceksin.
Bak işte 10/10/10 bakış açısından baktığımız zaman,
olayların değerlendirilme şekli bile değişiyor.
Bir diğer örneğe gelecek olursak;
iş yerinde yada okulda çok beğendiğin, hoşlandığın bir kız var.
Ama açılmaktan çok korkuyorsun ona.
Ve eğer açılırsam, ya reddedilirsem
diye için içini yiyor.
Şimdi bu durumda ona açılıp açılmama kararını verirken
10/10/10 tekniğini uygularsak nasıl bir sonuca varacağız?
Diyelim ki sen bu kıza çıkma teklifi edersen ya da onunla bir tanışma girişiminde bulunursan
10 dakika içinde ne hissedeceksin
bu adımı attıktan sonra.
Muhtemelen çok gergin, kaygılı, heyecanlı hissedeceksin.
10 ay sonra ne hissedeceksin.
Eğer ki sen bu kızla çıkmaya başlamışsan belki mutlu olacaksın, devam ediyor olacaksın.
Ve diyeceksin ki, iyi ki böyle bir adımı atmışım.
Sonrasında eğer reddedildiğini var sayarsak
10 ay sonra zaten sen bunu unutmuş olacaksın.
Gelelim 10 yıl sonrasına.
Aslında baktığımız zaman 10 yıl sonra eğer sen sağlıklı bir insansan önüne her halükarda birisi çıkmış olacak.
Sen bir düzen, bir yuva kurmuş bile olacaksın.
O kişi de olabilir, başkası da olabilir.
Yani 10 yıllık süreç içerisinde çokta aslında büyük bir adım atmamış oluyorsun.
Ne yapacaksın o zaman?
Bu kadar düşünmenin anlamı var mı?
Kararını vereceksin ve adımını atacaksın.
Son bir örnek daha vermek istiyorum.
Önünde iki tane iş fırsatı var. Birisinin maaşı fazla,
diğerinin ise maaş imkanı birazcık düşük öbürüne göre ama öğreneceğin çok fazla şey var.
Ve sen maaşı çok olan işi tercih ettin.
Burada, bu kuralı, bu tekniği uyguladığımız zaman nasıl bir durum ortaya çıkıyor.
10 dakika sonra, maaşı yüksek işi seçtiğin zaman belkide kendini daha iyi hissedeceksin.
Diyeceksin ki artık cebime daha çok para girecek.
Ben doğru kararı verdim.
10 ay sonra ne hissedeceksin.
Ya diyeceksin ki artık istediğim şeyleri alabiliyorum.
Cebime para girdi, gün yüzü gördüm.
İstediğim yere gidebiliyorum, istediğim şeyi giyebiliyorum ya da istediğim şeyi yiyebiliyorum.
Ama 10 yıl sonra ne düşüneceksin.
Ya keşke öbür işi seçseydim.
Şu anda o aradaki fark var ya, o para için tenezzül ettiğim fark,
belki çok küçük bir rakam olarak kalacak.
Ve sen aslında o işi öğrenseydin şu anda bulunduğun yerden çok daha farklı ve prestijli bir yerde olabileceksin.
İşte böyle olunca o anlık durumdan çıkıp
çok daha uzun vadeli ve geniş perspektiften bakma şansına sahip oluyorsun.
Zor kararlar vermek zorunda kaldığım zaman ya da ciddi ikilemler
arasında kaldığım zaman bu 10/10/10 tekniği benim işime yarıyor.
Umarım seninde işine yarar.
Beni dinlediğin için çok teşekkür ediyorum, güzel insan.
Kendine iyi davran. Görüşmek üzere.