×

Używamy ciasteczek, aby ulepszyć LingQ. Odwiedzając stronę wyrażasz zgodę na nasze polityka Cookie.

image

TEDx Turkey, Aşık Olun | Türkan Şoray | TEDxIstanbul

Aşık Olun | Türkan Şoray | TEDxIstanbul

Çeviri: Esra Çakmak Gözden geçirme: Yunus ASIK

(Alkış)

Merhaba.

Öyle güzel görünüyorsunuz ki, buradan kendinizi görmenizi isterim.

Hafiften dizlerim titremedi değil, yani itiraf edeyim.

(Alkış)

Zaman zaman düşünürüm ve kendimi mutlu hissederim

ve şanslı olduğumu düşündüğüm için mutlu hissederim.

Çünkü hayatım boyunca, çok sevdiğim bir işi yaparak yaşadım.

Hayatımı işimle kazandım. Beni ben yapan, mesleğim oldu.

Giderek, o mesleğe aşık oldum, yani sinema benim aşkım oldu.

Ben diyorum ki, derim ki, kendinize bir ''aşk'' seçin.

Ben hangi meslekte mutlu olurum, diye düşünün.

Tabii sonra o mesleği, o aşkı, yani ona giderek aşkla bağlanacaksınız,

o aşkı beslemek lazım.

Onun için düş gücünüzü özgür bırakın, diyorum.

Düş gücünü zenginleştirmek, geliştirmek için,

çok farklı alanlarda, farklı konularda bilgi sahibi olmak, dünyamızı genişletir,

vizyonumuzu genişletir, büyütür.

Zaten sanat, edebiyat, bilim bunun için var.

Mesela bir müzik, bir roman, bir şiir, hatta bir cümle bile

hani ufkumuza ışık tutabilir, bizi harekete geçirir.

Tüm bunlar bizim başarılı olmamızı sağlar, diyorum.

Yani yaptığınız iş ne olursa olsun, belki sevmediğiniz bir iş de olabilir,

onu sevebilecek hale getirmeye çalışmak, onu eğlenceli bir hale getirmeye çalışmak,

gerekir diye düşünüyorum, o zaman giderek o tutku, o mesleğe o aşk başlıyor.

Bu arada, size beni çok etkileyen bir anektodu anlatmak istiyorum.

Madam Curie, hepiniz biliyorsunuzdur, bir Polonyalı, ünlü bilim insanı.

Gece gündüz laboratuvardan çıkmayıp deliler gibi çalışıyormuş.

Bir gün, kendisi gibi bilim insanı olan kocası dayanamamış.

Yeter artık ara ver, biraz dışarı çık, biraz eğlen, demiş.

Madam Curie'nin cevabı: ''Ama sen beni anlamıyorsun ki.

Ben çok, ben burada en çok burada eğleniyorum,'' demiş.

Bu beni o kadar etkilemiş bir hikâyedir ki.

Bazı meslekler vardır böyle, sıkıcı ve zor görünür.

Ama bazı meslekler de, aman ne kolay falan denir,

yani eğlenceli.

Benim mesleğim belki hani dışarıdan kolay ve eğlenceli gelebilir

ama benim için eğlenceli

ama bir o kadar da zor inanın.

Düşünün, kendiniz olmayan bir karakteri sıfırdan bir karakter yaratıyorsunuz.

Yani, ister inanın ister inanmayın ama birçok geceler, yani bir iki karakterin,

bazı karakterleri yaratmak için birçok geceler kanlı gözyaşları döktüğüm olmuştur

ama daha sonra, o başarıyla tabii, büyük bir mutluluk yaşıyorsunuz.

Altmış yedi senesi zannediyorum, ünlü hani çok bilinen ''Çalıkuşu''

romanının filmini çekiyoruz,

ilk ''Çalıkuşu''nda ben oynamıştım Feride rolünde.

Şimdi rahmetli olan sevgili, filmin yönetmeni Osman Seden

bir sahnede, bir replik vardı.

Bak Türkan, bu repliğin çok değerini vererek, yani çok iyi oyna, dedi.

Replik şuydu:

''Sevgi ve şevkat denen şeyde, ne mucizeler var yarabbi.''

Bu beni çok etkilemişti,

inanın bana hayatım boyunca, benim rehberim oldu adeta.

Bütün çevirdiğim sevgi dolu, aşk dolu filmlerde, belki özel hayatımda da,

sevgi ve şevkat hep duyumsadığım duygular oldu.

Aradan yıllar geçti, sevgili rahmetli Atıf Yılmaz ile

''Selvi Boylum Al Yazmalım'' diye bir film çevirdik.

Oradaki bir sözcük de sevgi sözcüğüne yepyeni bir boyut getirdi.

Belki birçoğunuz biliyorsunuzdur,

sevgi emektir.

(Alkış)

Yani sonra düşünüyorum ben, bu mesleğim benim okulum olmuş,

bana zenginlik kazandırmış, yani belki de şunu söylemek lazım, ne kadar aşkla

bir işi, bir mesleği yaparsanız, o kadar güzel mi dönüyor acaba size?

Yani adanmışlık, kendinizi adamak, benim hayatta hep önceliğim mesleğim oldu.

Onun da çok güzel karşılığını aldım diye düşünüyorum.

(Alkış)

Benim için sihirli bir söz olan, o sevgi sözcüğüyle sizlere veda edeyim.

Sevginin olduğu her yerde, her şey çok güzel olur.

Sevgiyle yaşayın, sevgiyle kalın, sizi seviyorum.

(Alkış)

Teşekkür ederim.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Aşık Olun | Türkan Şoray | TEDxIstanbul Verliebt sein|Verliebt euch|Türkan Şoray|| In love|||| Verliebt | Türkan Şoray | TEDxIstanbul Fall in Love | Turkan Soray | TEDxIstanbul Tomber amoureux | Türkan Şoray | TEDxIstanbul 恋に落ちる|テュルカン・ショレイ|TEDxIstanbul Влюбиться | Туркан Сорай | TEDxСтамбул

Çeviri: Esra Çakmak Gözden geçirme: Yunus ASIK Übersetzung|Esra|Esra Çakmak||Überprüfung|| Перевод: Эсра Чакмак Обзор: Юнус АСИК

(Alkış) (Applause) (تصفيق) (Аплодисменты)

Merhaba. Hallo. مرحبًا.

Öyle güzel görünüyorsunuz ki, buradan kendinizi görmenizi isterim. So||||||| ||||||see yourself| تبدون رائعين جدًا، أود أن تروا أنفسكم من هنا. You look so beautiful that I want you to see yourself from here. Ты выглядишь так красиво, что я хочу, чтобы ты увидел себя отсюда.

Hafiften dizlerim titremedi değil, yani itiraf edeyim. |||||gestehen| "Slightly"|my knees|didn't tremble slightly||I mean|I confess|I must admit لا ترتعش قدماي بسهولة يعني ، لأعترف. My knees didn't shake slightly, so I'll admit. Мои колени не дрожали немного, так что я признаю.

(Alkış) (تصفيق)

Zaman zaman düşünürüm ve kendimi mutlu hissederim أفكر فيما مضى وأشعر بالسعادة Sometimes I think and I feel happy

ve şanslı olduğumu düşündüğüm için mutlu hissederim. أشعر بالسعادة لأنني أظن أنني كنت محظوظة. And I feel happy because I think I'm lucky.

Çünkü hayatım boyunca, çok sevdiğim bir işi yaparak yaşadım. لأنني أمضيت حياتي كلها أعمل بعملٍ أحبه جدا. Because all my life, I've lived doing a job that I love so much. Потому что всю свою жизнь я жил, занимаясь работой, которую очень люблю.

Hayatımı işimle kazandım. Beni ben yapan, mesleğim oldu. كسبت حياتي بعملي. صار لي عملاً يقربني من نفسي. I earned my living with my work. It was my profession that made me who I am. Я зарабатывал на жизнь своей работой. Именно моя профессия сделала меня тем, кто я есть.

Giderek, o mesleğe aşık oldum, yani sinema benim aşkım oldu. By going||the profession||||cinema||| عشقت ذلك العمل بالتدريج، يعني أصبحت السينما عشقي. Gradually, I fell in love with that profession, so cinema became my love. Постепенно я влюбился в эту профессию, так что кино стало моей любовью.

Ben diyorum ki, derim ki, kendinize bir ''aşk'' seçin. |||I say||||| أقول، اختاروا لأنفسكم عشقًا. Я говорю, говорю, выбери себе "любовь".

Ben hangi meslekte mutlu olurum, diye düşünün. ||profession|||| فكروا؛ في أي مهنة ستكونون سعداء. Think about what job I would be happy in. Подумайте, на какой работе я был бы счастлив.

Tabii sonra o mesleği, o aşkı, yani ona giderek aşkla bağlanacaksınız, ||||||||||"you will connect" بالطبع ستربطون تلك المهنة بالعشق لاحقًا وبالتدريج، Of course, then you will become attached to that profession, that love, that is, to him with love. Конечно, потом вы привяжетесь к той профессии, к той любви, то есть к нему с любовью.

o aşkı beslemek lazım. man||| |nurture love|nurture| ينبغي تغذية ذلك العشق.

Onun için düş gücünüzü özgür bırakın, diyorum. ||Traum|Ihre Fantasie|frei|| ||dream|your imagination||| اتركوا خيالكم حرًا لأجله. That's why I say set your imagination free. Вот почему я говорю: дайте волю своему воображению.

Düş gücünü zenginleştirmek, geliştirmek için, ||die Fantasie bereichern|entwickeln| |your imagination's|enrich|| لأجل تطوير الخيال وإغنائه، To enrich and develop the imagination, Для обогащения и развития воображения,

çok farklı alanlarda, farklı konularda bilgi sahibi olmak, dünyamızı genişletir, ||Bereichen|verschiedene|||||| فالاطلاع على معلومات في مجالات متنوعة وموضوعات مختلفة، يوسّع عالمنا،

vizyonumuzu genişletir, büyütür. |expands| ورؤيتنا وينميها. расширяет и расширяет наше видение.

Zaten sanat, edebiyat, bilim bunun için var. ||Literatur|Wissenschaft||| ||literature|||| أساسًا هذا سبب وجود الفن والأدب والعلم. That's what art, literature and science are for. Для этого существуют искусство, литература и наука.

Mesela bir müzik, bir roman, bir şiir, hatta bir cümle bile ||||||Gedicht|||| |||||||even||sentence| فمثلًا يمكن للموسيقي، القصة، الشعر حتى ولو جملة For example, a music, a novel, a poem, even a sentence.

hani ufkumuza ışık tutabilir, bizi harekete geçirir. |unseren Horizont||||| <you know>|"our horizon"||||| إضاءة آفاقنا، وحسنا على الحركة. You know, it can shed light on our horizons, move us to action. Вы знаете, это может пролить свет на наши горизонты, подтолкнуть нас к действию.

Tüm bunlar bizim başarılı olmamızı sağlar, diyorum. |||||"ensures"| كل هذا يؤمن لنا النجاح. Все это делает нас успешными, говорю я.

Yani yaptığınız iş ne olursa olsun, belki sevmediğiniz bir iş de olabilir, |||||||don't like|||| يعني مهما يكن عملك، ربما يمكن أن يكون هو أيضًا العمل الذي تحبه، So whatever job you do, maybe it's a job you don't like,

onu sevebilecek hale getirmeye çalışmak, onu eğlenceli bir hale getirmeye çalışmak, |make lovable|state||||make it fun|||| محاولة أن تجعله محبوب، محاولة أن تجعله مسلّي، trying to make it loveable, trying to make it fun, пытаясь сделать это милым, пытаясь сделать его забавным,

gerekir diye düşünüyorum, o zaman giderek o tutku, o mesleğe o aşk başlıyor. |||||||passion||the profession||| عندها تدريجيًا يبدأ ذلك الشغف، ذلك العشق للمهنة. I think it must be necessary, then gradually that passion, that love for that profession begins. Думаю, надо, тогда постепенно начинается та страсть, та любовь к этой профессии.

Bu arada, size beni çok etkileyen bir anektodu anlatmak istiyorum. |"By the way"||||||anecdote|| بالمناسبة، اريد إخباركم بحكاية أثرت فيّ كثيرًا.

Madam Curie, hepiniz biliyorsunuzdur, bir Polonyalı, ünlü bilim insanı. ||||||famous|scientist| السيدة كوري، جميعكم تعرفونها، عالِمة بولندية مشهورة. Мадам Кюри, как вы все знаете, известный польский ученый.

Gece gündüz laboratuvardan çıkmayıp deliler gibi çalışıyormuş. |daytime||||like crazy| ليل نهار لا تخرج من المختبر، وتعمل بكّد. He was working like crazy, staying in the lab day and night.

Bir gün, kendisi gibi bilim insanı olan kocası dayanamamış. |||||||her husband|couldn't bear it وذات يوم، زوجها وهو أيضًا عالِم مثلها، لم يتحمل. One day, her husband, who was a scientist like her, could not stand it. Однажды ее муж, такой же ученый, как и она, не выдержал.

Yeter artık ara ver, biraz dışarı çık, biraz eğlen, demiş. |||take a break||||||had said قال لها: "يكفي هذا، اِستريحي، أخرجي، استمتعي قليلًا". Enough is enough, take a break, go out a little, have some fun, he said.

Madam Curie'nin cevabı: ''Ama sen beni anlamıyorsun ki. ||||||"don't understand me"| فجاوبته السيد كوري: "لكن أنت لاتفهمني.

Ben çok, ben burada en çok burada eğleniyorum,'' demiş. |||||||"I'm having fun"| أنا أستمتع هنا كثيرًا."

Bu beni o kadar etkilemiş bir hikâyedir ki. وهذه الحكاية أثرت فيّ كثيرًا.

Bazı meslekler vardır böyle, sıkıcı ve zor görünür. ||||boring||| بعض المهن تبدو صعبة ومملة.

Ama bazı meslekler de, aman ne kolay falan denir, والبعض الآخر يُقال أنه سهل وبسيط، But in some professions, oh how easy it is called,

yani eğlenceli. أي أنه مسلي. так что это весело.

Benim mesleğim belki hani dışarıdan kolay ve eğlenceli gelebilir ربما تبدو مهنتى من الخارج على أنها سهلة ومسلية. My profession may seem easy and fun from the outside. Моя профессия может показаться легкой и веселой со стороны.

ama benim için eğlenceli هي مسلية بالنسبة لي، but it's fun for me но мне весело

ama bir o kadar da zor inanın. لكنها صدقوني صعبة بنفس القدر. but it's also very difficult, believe me. но в это трудно поверить.

Düşünün, kendiniz olmayan bir karakteri sıfırdan bir karakter yaratıyorsunuz. |||||from scratch||| تخيلوا، إنكم تخلقون شخصية من الصفر، شخصية غير شخصيتكم. Imagine, you are creating a character from scratch, a character that is not you. Представьте, вы создаете персонажа с нуля, персонажа, который не является вами.

Yani, ister inanın ister inanmayın ama birçok geceler, yani bir iki karakterin, صدقوا أو لاتصدقوا، لكنني ليالٍ كثيرةٍ، I mean, believe it or not, but many nights, I mean one or two characters,

bazı karakterleri yaratmak için birçok geceler kanlı gözyaşları döktüğüm olmuştur ||||||bloody|bloody tears|| كنت أبكي دمًا لأجل خلق بعض الشخصيات Я проливал кровавые слезы много ночей, чтобы создать некоторых персонажей

ama daha sonra, o başarıyla tabii, büyük bir mutluluk yaşıyorsunuz. لكن بعد ذلك، تعيشون سعادة كبيرة بهذا النجاح. но позже вы, конечно, испытываете большое счастье от этого успеха.

Altmış yedi senesi zannediyorum, ünlü hani çok bilinen ''Çalıkuşu'' |||"I think"||||| أعتقد في سنة 67، كنا نصور فيلم عن الرواية المشهورة "طائر النمنة"،

romanının filmini çekiyoruz,

ilk ''Çalıkuşu''nda ben oynamıştım Feride rolünde. أنا لعبت دور فريدة في "طائر النمنمة" الأول.

Şimdi rahmetli olan sevgili, filmin yönetmeni Osman Seden |late||beloved director|||| وهنا عزيزي المرحوم عثمان سدن، مخرج الفيلم. Ныне покойный возлюбленный, режиссер фильма Осман Седен

bir sahnede, bir replik vardı. |on stage||line| في أحد المشاهد، أعطاني جملة. В одной сцене была очередь.

Bak Türkan, bu repliğin çok değerini vererek, yani çok iyi oyna, dedi. وقال: "توركان، اهتمي بهذه الجملة، يعني عبري عنها جيدًا" Смотри, сказал Тюркан, придавая большое значение этой линии, то есть сыграй ее очень хорошо.

Replik şuydu: Replik war| The reply| والجملة تقول:

''Sevgi ve şevkat denen şeyde, ne mucizeler var yarabbi.'' ||||||||oh Gott ||compassion|called||what|miracles||"Oh Lord" "ياإلهي كم هناك معجزات فيما يطلق عليه الحب والرحمة". «Какие чудеса есть в том, что называется любовью и состраданием, мой Господь».

Bu beni çok etkilemişti, هذا أثر فيّ كثيرًا،

inanın bana hayatım boyunca, benim rehberim oldu adeta. |||||my guide||almost like وصدقوني طوال حياتي، أصبحت هي دليلي. Поверьте, это был мой проводник всю мою жизнь.

Bütün çevirdiğim sevgi dolu, aşk dolu filmlerde, belki özel hayatımda da, في كل الأفلام التى مثلتها المليئة بالحب والعشق، ربما في حياتي الخاصة أيضًا، Во всех любящих и наполненных любовью фильмах, которые я переводил, может быть, в моей личной жизни,

sevgi ve şevkat hep duyumsadığım duygular oldu. ||||gefühlt habe|| كانت مشاعر الحب والرحمة هي دائمًا التى ترشدني.

Aradan yıllar geçti, sevgili rahmetli Atıf Yılmaz ile |||dear late|the late||| بعد سنوات، صورت فيلم مع عزيزي المرحوم عاطف يلماز، أسمه "سيفلي بويلوم اليزالم". Прошли годы с моим дорогим покойным Атыфом Йылмазом.

''Selvi Boylum Al Yazmalım'' diye bir film çevirdik. Мы сняли фильм под названием "Селви Бойлум, давай напишем".

Oradaki bir sözcük de sevgi sözcüğüne yepyeni bir boyut getirdi. ||word||||brand new||| وكان فيه جملة جلبت بعدًا جديدًا جدًا إلى كلمة الحب، Слово там также привнесло совершенно новое измерение в слово любовь.

Belki birçoğunuz biliyorsunuzdur, |"many of you"| ربما الكثير منكم يعرفها، Может быть, многие из вас знают,

sevgi emektir. |love is effort الحب هو جهد. любовь это работа

(Alkış) (تصفيق)

Yani sonra düşünüyorum ben, bu mesleğim benim okulum olmuş, وافكر بعد ذلك، أصبحت هذه المهنة مدرستي، Вот тогда я думаю, эта профессия стала моей школой,

bana zenginlik kazandırmış, yani belki de şunu söylemek lazım, ne kadar aşkla جعلتني غنية، ربما ينبغي قول ذلك أيضًا، بقدر العشق это обогатило меня, так что, пожалуй, я должен сказать, с какой любовью

bir işi, bir mesleği yaparsanız, o kadar güzel mi dönüyor acaba size? لعملك أو مهنتك، ياتري هو القدر الذي يعود به الإحسان إليك؟

Yani adanmışlık, kendinizi adamak, benim hayatta hep önceliğim mesleğim oldu. |dedication||dedicate oneself||||my priority|| يعني تعهدت أن تكون لمهنتي الأولوية دائمًا في الحياة.

Onun da çok güzel karşılığını aldım diye düşünüyorum. وأعتقد أنني حصلت على مقابل جميلٍ جدًا.

(Alkış) (تصفيق)

Benim için sihirli bir söz olan, o sevgi sözcüğüyle sizlere veda edeyim. ||magisches||||||||| ||magical|||||love|||farewell| سأودعكم بكلمات الحب تلك، والتى تكون كالسحر بالنسبة لي.

Sevginin olduğu her yerde, her şey çok güzel olur. كل شئ وكل مكان يصبح أكثر جمالًا بالحب.

Sevgiyle yaşayın, sevgiyle kalın, sizi seviyorum. عيشوا بالحب، ابقوا بالحب، أحبكم.

(Alkış) (تصفيق)

Teşekkür ederim. شكرًا.