×

Używamy ciasteczek, aby ulepszyć LingQ. Odwiedzając stronę wyrażasz zgodę na nasze polityka Cookie.


image

TEDx Turkey, Kamusal Seks, Tabusal Seks | Rayka Kumru | TEDxİKÜ

Kamusal Seks, Tabusal Seks | Rayka Kumru | TEDxİKÜ

Transcriber: Ecemnur Yavuz Gözden geçirme: Figen Ergürbüz George Orwell'in

1984 kitabındaki kameralar

bizim mahallede, pencerelerde

dedikodu yapan teyzelerin yanında

çömez kalıyorlar.

Bu teyzelerle ilk deneyimimi

bundan iki yıl önce yaşadım.

Şu anda devlet onaylı olup

o dönemde devlet onaylı olmayan sevgilimle

paylaştığım evden dışarıya çıkarken,

teyzelerden bir tanesine yakalandım.

Bu teyzeyi daha önce hiç görmemiştim.

Büyük ihtimalle yazı memleketinde geçirmiş

ve daha sonra apartmanına geri dönmüştü.

Yan apartmandan,

penceresinden durdurdu beni

ve şu soruyu sordu;

“Çocuk var mı?”

Böyle kalakaldım.

Böyle durdum.

Böyle bir birden böyle pısırdım.

“Hayır” dedim ve günüme devam ettim.

Sonra kendime çok kızdım.

Üstüne çok düşündüm.

Dedim ki;

Benim konuşmalarımda

böyle aksaklıklar hep oluyor.

Bir şeyler dayanamıyor konuşmaya çünkü.

Ben bunu böyle elimde tutsam problem mi?

Tamam…

Kendime çok kızdım.

Dedim ki;

“Neden cevap vermek zorunda hissettim kendimi?” Cevap vermeseydim ne olurdu?

Daha akıllıca bir cevap verebilir miydim acaba? Bu teyzeye bu anı bir öğreti anına

çevirebilir miydim acaba?

Hemen böyle eğitmen kimliği

devreye girdi birdenbire.

Ve şunu fark ettim;

Şu elle tutamadığımız, gözle göremediğimiz, kendimizi hiç etkilenmediğimizi sandığımız ve hep başkalarına attığımız

şu toplumsal baskı olayını

ben aslında kafama atılan

bir taş gibi hissetmişim o anda.

Ve kalakalmışım.

Böyle hayır deyip yoluma devam etmişim.

Son iki yıldır da bu konu üzerine

çok fazla düşünüyorum.

Nasıl cevap verebilirdim?

Ne yapabilirdim?

Bu uygun bir soru mu?

Sorulması aslında…

ve şu sonuca vardım;

Biri size çocuk var mı diye sorarsa,

ona hangi pozisyonda seviştiğini sorun.

Çünkü teknik açıdan baktığımızda

bu iki soru arasında aslında

hiçbir fark yok.

Teknik ve lojistik açıdan…

Sosyal açıdan fark olabilir.

Ahlaki açıdan belki fark olabilir.

Ama tekniğe indiğimiz zaman,

aynı şeyi soruyoruz.

Aslında savunduğum şey de şu;

Toplum tarafından daha kabul gören soru

yani çocuk var mı sorusu

hangi seks pozisyonunda sevişiyorsunuz

sorusuna göre daha fazla mahremiyeti

ihlal eden bir soru.

“Şimdi bir dakika,

bunu biraz açıklaman lazım bize”

diyebilirsiniz çok haklı olarak.

Evet "çocuk var mı?" sorusu

belki içimizi rahatlatıyor.

Oh, işte böyle aileye dair bir şeyler sordum. Karşımdaki insanı tanıdım.

Kendimi çok iyi hissettim.

Öte yandan, biri size

hangi seks pozisyonunda sevişiyorsunuz

diye sorduğu zaman biraz böyle

çarpıntı kalp sorunları yaşamanız

çok doğal aslında.

Bunun sebebini varsayımlar üzerinden

inceleyerek anlayabiliriz aslında.

Biri size "çocuk var mı?" diye sorduğu zaman sizin hakkınızda

birtakım varsayımlar dolanıyor kafasında.

Aynı şekilde biri size

hangi seks pozisyonunda sevişiyorsunuz?

diye sorduğunda da

sizinle ilgili bir takım varsayımlar

dolanıyor kafasında.

İlk soruyu ele alırsak…

Biri bana "çocuk var mı?" diye sorduğu zaman benim hakkımda neler varsayıyor?

Bir, bu soruya

cevap vereceğimi varsayıyor.

İkicisi, bu sorunun cevabının benim için

çok kolay olduğunu varsayıyor.

Yani ‘evet' ya da ‘hayır'…

Üç, heteroseksüel olduğumu varsayıyor.

Çünkü yoksa büyük ihtimalle

hayatıma dair böyle bir detayı

çok fazla merak etmeyecekti.

Ya da zaten

çocuk sahibi olmayacağımı düşünecekti.

Dört, evli olduğumu varsayıyor.

Beş, üreyebildiğimi varsayıyor.

Yani üreme sistemimle alakalı

herhangi bir problem olmadığını

ve herhangi bir sıkıntı

yaşamadığımı varsayıyor.

Ve bunu benim üzerimden varsayıyor.

Çünkü genelde kimse spermlerden şüphelenmiyor. Hep problem yumurtalıkların üstüne kalıyor. Bunun dışında bu kadar özel bir detayı

hiç tanımadığım bir teyzeyle

paylaşacağımı varsayıyor.

İkinci soruya geçersek.

“Hangi seks pozisyonunda sevişiyorsun?”

Bu soru ötekinin yanında

çok masum kalıyor aslında.

Çünkü sadece karşınızdaki insanın

cinsel olarak aktif olduğunu

ve bir miktar seks pozisyon bilgisine

sahip olduğunu

varsayıyorsunuz aslında.

Bir de yine karşınızdaki insanın

bu kadar özelini

sizinle paylaşacağını varsayıyorsunuz.

Birinci soruda

sekiz on tane varsayım varken,

ikinci soruda kişinin mahremine,

özel hayatına dair

sadece üç tane varsayım var.

Dolayısıyla hangisi daha zararlı

hangisi daha zararsız

çok da fazla tartışmaya gerek yok aslında.

Peki, bu neden, neden böyle?

Kamusal alanda

biz cinselliği sansürlüyoruz,

özel alanda da

cinselliği bastırıyoruz.

Yani sansürbasyonla

bastırmasyonlar toplanıyor

ve karşımızdaki

mevcut durumla karşılaşıyoruz.

Türkiye'de dolayısıyla cinsellik

ya kamusaldır ya da tabusaldır.

Orta, çok fazla alanda

yer verilmez cinselliğe.

Hâl böyle olunca da

seksolog unvanına sahip biri

karşınıza çıktığı zaman

ya da ben seksoloğum dediğiniz zaman

‘seks'den sonrasına

çok fazla odaklanmıyor insanlar.

Ya da ben cinsel eğitmenim dediğiniz zaman

'eğitim' kısmına çok fazla kafa yormuyor

ama cinsellik üstünde baya bir duruyor.

Hâl böyle olunca da

aslında cinsel eğitimin var olmasına

yardımcı olacak zihniyetin

tam tersinde işliyor bizim kafalarımız.

Biz ne zaman ki cinsel kısma değil de

eğitim kısmına takılacağız…

Biz ne zaman ki

seksolojiyi seksten ibaret değil,

insan cinsellik bilimiyle ilgilenen

bir bilim olarak algılayabileceğiz…

Ne zaman cinselliği

birinin birine yaptığı bir şey değil de,

insanların isterlerse tek başlarına,

bir partnerle veya birden çok partnerle

deneyimleyebilecekleri bir şey olduğunu anlayacağız ve bunu kabul edeceğiz…

Biz ne zaman cinselliği ve cinsel eğitimi

ergenlikte birdenbire hormonlarla başlayan

bir süreç değil de anne karnında başlayan

ve ölümümüzle sonlanan

bir süreç olarak algılayabileceğiz,

o zaman bireysel meraklarımızın,

‘çocuk var mı?' sorularının

toplumsal haklardan üstün olmadığı

bir toplum yaratmaya başlayabileceğiz.

Teşekkür ederim…

Kamusal Seks, Tabusal Seks | Rayka Kumru | TEDxİKÜ Public||Taboo||Rayka Kumru||TEDxIstanbul Kültür University الجنس العام، الجنس المحرمات | رايكا كومرو | تيدكسيكو Öffentlicher Sex, Tabu-Sex | Rayka Kumru | TEDxIKÜ Δημόσιο σεξ, σεξ ταμπού | Rayka Kumru | TEDxIKÜ Public Sex, Taboo Sex | Rayka Kumru | TEDxIKÜ Sexe public, sexe tabou | Rayka Kumru | TEDxIKÜ Sesso pubblico, sesso tabù | Rayka Kumru | TEDxIKÜ パブリック・セックス、タブーなセックス|レイカ・クムル|TEDxIKÜ Публичный секс, секс табу | Райка Кумру | TEDxIKÜ

Transcriber: Ecemnur Yavuz Gözden geçirme: Figen Ergürbüz |Ecemnur||||| Transcriber: Ecemnur Yavuz Revision: Figen Ergürbüz George Orwell'in بواسطة جورج أورويل George Orwell's

1984 kitabındaki kameralar Cameras in the book 1984

bizim mahallede, pencerelerde in our neighborhood, in the windows

dedikodu yapan teyzelerin yanında next to the gossiping aunts

çömez kalıyorlar. remain novices| they remain rookies.

Bu teyzelerle ilk deneyimimi |with these aunts||my first experience My first experience with these aunts

bundan iki yıl önce yaşadım. two years ago.

Şu anda devlet onaylı olup It is currently state-sanctioned and

o dönemde devlet onaylı olmayan sevgilimle |||||with my lover with my girlfriend, who was not state-sanctioned at the time.

paylaştığım evden dışarıya çıkarken, as I walked out of the house I shared,

teyzelerden bir tanesine yakalandım. I got caught by one of the aunts.

Bu teyzeyi daha önce hiç görmemiştim. I had never seen this aunt before.

Büyük ihtimalle yazı memleketinde geçirmiş He probably spent the summer in his hometown

ve daha sonra apartmanına geri dönmüştü. |||to his apartment|| and then he went back to his apartment.

Yan apartmandan, From the next apartment,

penceresinden durdurdu beni he stopped me at the window

ve şu soruyu sordu; and he asked the question;

“Çocuk var mı?”

Böyle kalakaldım. I stayed like this.

Böyle durdum. I stood like this.

Böyle bir birden böyle pısırdım. ||||I shrank back I was suddenly such a wimp.

“Hayır” dedim ve günüme devam ettim. |||my day|| I said "no" and went on with my day.

Sonra kendime çok kızdım. Then I was very angry with myself.

Üstüne çok düşündüm. I've given it a lot of thought.

Dedim ki;

Benim konuşmalarımda |in my speeches In my speeches

böyle aksaklıklar hep oluyor. such glitches happen all the time.

Bir şeyler dayanamıyor konuşmaya çünkü. Because something can't stand to talk.

Ben bunu böyle elimde tutsam problem mi? ||||hold|| Is it a problem if I keep it like this?

Tamam…

Kendime çok kızdım. I'm very angry with myself.

Dedim ki;

“Neden cevap vermek zorunda hissettim kendimi?” "Why did I feel obliged to answer?" Cevap vermeseydim ne olurdu? |hadn't answered|| What would have happened if I hadn't answered?

Daha akıllıca bir cevap verebilir miydim acaba? Could I have given a more intelligent answer? Bu teyzeye bu anı bir öğreti anına |to the aunt||||teaching moment|

çevirebilir miydim acaba? Could I translate?|| I wonder if I could translate it.

Hemen böyle eğitmen kimliği Immediately such instructor identity

devreye girdi birdenbire. suddenly came into play.

Ve şunu fark ettim; ||realized| And I realized this;

Şu elle tutamadığımız, gözle göremediğimiz, ||we cannot touch|| The one we can't hold in our hands, the one we can't see with our eyes, kendimizi hiç etkilenmediğimizi sandığımız ||we weren't affected|we think ve hep başkalarına attığımız and we're always throwing it away

şu toplumsal baskı olayını this social pressure thing.

ben aslında kafama atılan I'm actually a little bit more

bir taş gibi hissetmişim o anda. |||I felt like|| I felt like a stone at that moment.

Ve kalakalmışım. |And I'm stuck. And I stayed.

Böyle hayır deyip yoluma devam etmişim. So I said no and moved on.

Son iki yıldır da bu konu üzerine And for the last two years, I have been working on this issue

çok fazla düşünüyorum. I think too much.

Nasıl cevap verebilirdim? ||could have answered How could I answer?

Ne yapabilirdim? |What could I do?

Bu uygun bir soru mu? Is that an appropriate question?

Sorulması aslında… The question is actually...

ve şu sonuca vardım; and I came to this conclusion;

Biri size çocuk var mı diye sorarsa, If someone asks you if you have children,

ona hangi pozisyonda seviştiğini sorun. |||making love| ask him what position he makes love in.

Çünkü teknik açıdan baktığımızda Because from a technical point of view

bu iki soru arasında aslında between these two questions, actually.

hiçbir fark yok. there's no difference.

Teknik ve lojistik açıdan… ||logistical| Technically and logistically...

Sosyal açıdan fark olabilir. There may be a social difference.

Ahlaki açıdan belki fark olabilir. There may be a moral difference.

Ama tekniğe indiğimiz zaman, |to technique|| But when we get down to technique,

aynı şeyi soruyoruz. we are asking the same thing.

Aslında savunduğum şey de şu; |I defend||| This is what I am actually advocating;

Toplum tarafından daha kabul gören soru The question that is more accepted by society

yani çocuk var mı sorusu so the question of whether there are children

hangi seks pozisyonunda sevişiyorsunuz ||which sex position|having sex in which sex position do you make love

sorusuna göre daha fazla mahremiyeti ||||more privacy more privacy than the question

ihlal eden bir soru. a question that violates the law.

“Şimdi bir dakika,

bunu biraz açıklaman lazım bize” ||explain this|| you'll have to explain it to us a little bit."

diyebilirsiniz çok haklı olarak. you might say, and quite rightly so.

Evet "çocuk var mı?" sorusu

belki içimizi rahatlatıyor. maybe it's reassuring.

Oh, işte böyle aileye dair bir şeyler sordum. Oh, that's how I asked about family. Karşımdaki insanı tanıdım. I recognized the other person.

Kendimi çok iyi hissettim.

Öte yandan, biri size

hangi seks pozisyonunda sevişiyorsunuz in which sex position do you make love

diye sorduğu zaman biraz böyle

çarpıntı kalp sorunları yaşamanız heart palpitations||| having heart problems with palpitations

çok doğal aslında. very natural, actually.

Bunun sebebini varsayımlar üzerinden The reason for this is based on assumptions

inceleyerek anlayabiliriz aslında. we can actually understand it by examining it.

Biri size "çocuk var mı?" diye sorduğu zaman sizin hakkınızda about you

birtakım varsayımlar dolanıyor kafasında. a number of assumptions are running through his head.

Aynı şekilde biri size In the same way, if someone tells you

hangi seks pozisyonunda sevişiyorsunuz? what sex position do you have sex in?

diye sorduğunda da and when he asked

sizinle ilgili bir takım varsayımlar some assumptions about you

dolanıyor kafasında. in his head.

İlk soruyu ele alırsak… To take the first question...

Biri bana "çocuk var mı?" diye sorduğu zaman benim hakkımda neler varsayıyor? |about me||assume what does he assume about me?

Bir, bu soruya One, to this question

cevap vereceğimi varsayıyor. |I will give| that I'm going to respond.

İkicisi, bu sorunun cevabının benim için The second|||its answer|| The second one is that the answer to this question

çok kolay olduğunu varsayıyor. that it's too easy.

Yani ‘evet' ya da ‘hayır'…

Üç, heteroseksüel olduğumu varsayıyor. |heterosexual|| Three, he assumes I'm heterosexual.

Çünkü yoksa büyük ihtimalle Because if you don't, it's probably

hayatıma dair böyle bir detayı I don't want to reveal such a detail of my life

çok fazla merak etmeyecekti. he wouldn't wonder too much.

Ya da zaten Or already

çocuk sahibi olmayacağımı düşünecekti. ||would not be|would think that I wouldn't have children.

Dört, evli olduğumu varsayıyor. Four assumes I'm married.

Beş, üreyebildiğimi varsayıyor. |I can reproduce| Five assumes that I can reproduce.

Yani üreme sistemimle alakalı ||my reproductive system| So it's about my reproductive system.

herhangi bir problem olmadığını that there's no problem.

ve herhangi bir sıkıntı

yaşamadığımı varsayıyor. I'm not living| that I'm not alive.

Ve bunu benim üzerimden varsayıyor. |||through me| And he assumes it through me.

Çünkü genelde kimse spermlerden şüphelenmiyor. |||sperm cells|does not suspect Hep problem yumurtalıkların üstüne kalıyor. ||your ovaries|| Bunun dışında bu kadar özel bir detayı Apart from that, I can't imagine such a special detail

hiç tanımadığım bir teyzeyle with an aunt I've never met

paylaşacağımı varsayıyor. that I will share| that I'm going to share.

İkinci soruya geçersek. ||move on to Moving on to the second question.

“Hangi seks pozisyonunda sevişiyorsun?” |||having sex "What sex position do you have sex in?"

Bu soru ötekinin yanında This question is next to the other

çok masum kalıyor aslında.

Çünkü sadece karşınızdaki insanın Because it's not just that the other person

cinsel olarak aktif olduğunu that you are sexually active

ve bir miktar seks pozisyon bilgisine |||||sex position knowledge and some knowledge of sex positions

sahip olduğunu

varsayıyorsunuz aslında. "you assume actually"| you are actually assuming.

Bir de yine karşınızdaki insanın And then there's the fact that the other person

bu kadar özelini I don't want you to give away so much

sizinle paylaşacağını varsayıyorsunuz. |will share| that he's going to share with you.

Birinci soruda

sekiz on tane varsayım varken, |||assumption| when there are eight or ten assumptions,

ikinci soruda kişinin mahremine, |||privacy in the second question, one's privacy,

özel hayatına dair about his personal life

sadece üç tane varsayım var. there are only three assumptions.

Dolayısıyla hangisi daha zararlı So which is more harmful

hangisi daha zararsız

çok da fazla tartışmaya gerek yok aslında.

Peki, bu neden, neden böyle?

Kamusal alanda In public space

biz cinselliği sansürlüyoruz, ||we censor sexuality we censor sexuality,

özel alanda da also in the private sphere

cinselliği bastırıyoruz. |suppressing sexuality we suppress sexuality.

Yani sansürbasyonla |with censorship So with censorship

bastırmasyonlar toplanıyor Suppressions gather| suppressions are gathering

ve karşımızdaki and we're facing

mevcut durumla karşılaşıyoruz. we face the current situation.

Türkiye'de dolayısıyla cinsellik Hence sexuality in Turkey

ya kamusaldır ya da tabusaldır. |public|||taboo-based It is either public or taboo.

Orta, çok fazla alanda Medium, too much space

yer verilmez cinselliğe. ||sexuality there is no room for sexuality.

Hâl böyle olunca da And that's how it is.

seksolog unvanına sahip biri sexologist||| someone with the title of sexologist

karşınıza çıktığı zaman when you're confronted

ya da ben seksoloğum dediğiniz zaman |||sexologist||

‘seks'den sonrasına after sex| after 'sex'

çok fazla odaklanmıyor insanlar. ||not focusing much| people don't focus so much.

Ya da ben cinsel eğitmenim dediğiniz zaman ||||sexual educator|| Or when you say I'm a sex educator

'eğitim' kısmına çok fazla kafa yormuyor doesn't think too much about the 'education' part

ama cinsellik üstünde baya bir duruyor.

Hâl böyle olunca da

aslında cinsel eğitimin var olmasına that sex education actually exists

yardımcı olacak zihniyetin your mindset to help

tam tersinde işliyor bizim kafalarımız. ||||our minds our minds work in the opposite way.

Biz ne zaman ki cinsel kısma değil de

eğitim kısmına takılacağız… ||will focus on We will stick to the education part...

Biz ne zaman ki

seksolojiyi seksten ibaret değil, sexology|sex|| sexology is not about sex,

insan cinsellik bilimiyle ilgilenen ||with the science| in the science of human sexuality

bir bilim olarak algılayabileceğiz… |||"we can perceive"

Ne zaman cinselliği

birinin birine yaptığı bir şey değil de, it's not something that one person does to another person,

insanların isterlerse tek başlarına, on their own if people want to,

bir partnerle veya birden çok partnerle |with a partner|||| with one partner or multiple partners

deneyimleyebilecekleri bir şey olduğunu anlayacağız can experience|||| that it's something they can experience. ve bunu kabul edeceğiz… and we will accept that...

Biz ne zaman cinselliği ve cinsel eğitimi

ergenlikte birdenbire hormonlarla başlayan "in adolescence"||with hormones| that starts suddenly in puberty with hormones

bir süreç değil de anne karnında başlayan not a process that begins in the womb.

ve ölümümüzle sonlanan |our death|ending with

bir süreç olarak algılayabileceğiz,

o zaman bireysel meraklarımızın, |||our individual curiosities

‘çocuk var mı?' sorularının "do you have children?

toplumsal haklardan üstün olmadığı |rights|| are not superior to social rights

bir toplum yaratmaya başlayabileceğiz. we will be able to start creating a society.

Teşekkür ederim…