×

Używamy ciasteczek, aby ulepszyć LingQ. Odwiedzając stronę wyrażasz zgodę na nasze polityka Cookie.


image

Turkish YouTube, Sherlock’un hafıza sarayı nasıl yapılır? Mekan Metodu

Sherlock'un hafıza sarayı nasıl yapılır? Mekan Metodu

'Hiçbir şeyi doğru düzgün hatırlayamıyorum!'' diyenlerdenseniz

Kendinize biraz haksızlık ediyorsunuz,çünkü:

Beynimiz hiçbir şeyi değil bazı şeyleri kolayca hatırlayamaz.

Örneğin benim en çok kullandığım sözlerden biri;

''Ya isim hafızam hiç yok ama görsem kesin hatırlarım!''

Çünkü görsel hafızamız iyidir.

Aslına bakarsanız duyu organlarımızla ilişkili

Pek çok seyi,yani deneyimlerimizi daha kolay hatırlarız.

O yüzden yıllar önce dinlediğimiz bir şarkıyı tekrar duyunca hemen

Ona eşlik edesimiz gelir.

Veya bir koku ansızın bizi çocukluğumuzun en derin hatıralarına götürebilir.

Ama isimler,siliniverir aklımızdan!

Telefon numaralarını,bir grup sayıyı

veya formülleri ezberlemekte güçlük çekeriz.

Soyut kavramlar beynimizde çok zor yer eder.

Çünkü bu tür şeyler,beynimizin binlerce yıldır

topladığı görsel, dokunsal, işitsel,

tatsal ya da kokusal bilgilere göre,

çok daha yeni, çok daha modern kavramlar.

Ama bir şekilde biz bu yeni ve modern kavramları da

Öğrenmek zorundayız.

Hukuk Fakültesi'ndeyken bizim okuduğumuz kitapların en incesi benim bileğimden daha kalındı.

Ve bu bilgileri,bu kitapları okuyup,

sindirip öğrenebilmek için,

hemen hemen her türlü yöntemi denemiştim!

Ve denediğim yöntemlerden bir tanesi gerçekten de işe yaradı.

Sherlock'un da kullandığı bir yöntem.

Sherlock'un “Hafıza Sarayı” dediği şey

aslında binlerce yıldır bilinen bir hafıza geliştirme yöntemi.

Latince'de buna “method of loci”

deniyor. Rivayetler muhtelif bunun nasıl telaffuz edildiği ile ilgili

Zaten önemli olan o değil

Bu ingilizcedeki "location" yani mekan kavramının

karşılığı

dolayısıyla biz bu telaffuzlarla

uğraşmak yerine ona kısaca "MEKAN METODU" diyebiliriz.

Zaten işin sırrı da orada.

Sarayda değil mekanda.

Hani demiştim ya beynimiz bazı şeyleri hatırlamakta çok başarılıdır

çok iyidir diye.

İşte özellikle üç boyutlu mekan algımız çok gelişmiştir.

O yüzden bu yöntemi kullanabilmek için

daha önce sözünü ettiğim derin çalışmak için de gerekli olan

bir mekana ihtiyacımız var.

Şimdi gelin birlikte bir deney yapalım.

Gözlerinizi kapatın

ve çok iyi bildiğiniz bir mekanı hayal etmeye

başlayın.

Mesela odanız.

Odanızın içinde bir sandalye görüyorum.

Ve siz tam şu anda o sandalyenin üstünde oturuyorsunuz.

Şimdi yine her zaman gittiğiniz bir yere

mesela okula ya da iş yerinize doğru bir yolculuğa çıkalım.

Hayali bir yolculuğa

Sandalyemden kalktım.

Odamın kapısını açıp sağa döndüm.

Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.

Salondan geçtim.

Mutfakta bir şeyler atıştırdım.

Girişteki dolaptan ayakkabılarımı giydim.

Merdivenlerden aşağıya indim.

Sokağa çıktım.

Otobüs durağına yürüdüm.

Tüm bu hikayeyi ezberlemenize gerek yok,

üç aşağı beş yukarı sizin de buna benzer bir hikaye oluşturabileceğinizi

ya da bildiğiniz bir mekanı bu şekilde parçalar halinde

hayal edebileceğinizi düşünüyorum.

Zaten önemli olan düşünmek çünkü zaten bildiğiniz şeylerden bahsediyorum.

Beyniniz hiç çaba sarf etmeden o mekanı ya da

o yolculuğu zaten ezbere biliyor.

Ve kafanızda bir zihin haritası oluşmuş durumda

İşte şimdi ezberlemekte güçlük çektiğimiz şeyleri,

kavramları, bu zihin haritasının üzerine

yerleştirmeye başlayacağız.

Ve deneyimiz devam ediyor.

Şimdi size 9 saniye boyunca

9 tane kelime göstereceğim ve bunları ezberlemenizi isteyeceğim.

Hazır mısınız?

Süreniz bitti.Gördüğünüz kelimelerden kaç tanesini hatırlıyorsunuz?

Bir düşünün bakalım.

Ama videoyu geriye sarmak, hile yapmak yok

Ne kadarını hatırlayıp hatırlamadığınızı bir ölçün biçin test edin.

Tamam mı?

Eminim pek çoğunuz en azından bir kelimeyi hatırlıyordur.

Hatta durun tahmin edeyim.

“Duvar” kelimesini.

Duvar, görselleştirmesi çok kolay bir kelime olduğu için

akılda da çok kalıcı olabiliyor.

Ama soyut kavramları hatırlamak o kadar da kolay değil.

Şimdi deneyimizin son aşamasına geçiyoruz

ve bu aşamada “mekan metodu”nu

yani "metod of loci"

ya da Sherlock'un "hafıza sarayı" tekniğini kullanarak bu yeni kavramları, kelimeleri

ezberlemeye çalışacağız.

Herkes mekanına doğru gitsin.

Hatırladık mı?

Kelimelerimizi oraya yerleştireceğiz.

İlk öğrenmemiz gereken kelime GÜÇLÜ

idi.

Ve bizim mekanımızdaki ilk yer de SANDALYE idi.

Şimdi bu iki kelimeyi ilişkilendirmeye çalışalım

ve bunu yaparken de abartmaktan kaçınmayalım

GÜÇLÜ ve SANDALYE

Nasıl abartılı bir ilişki kurabiliriz?

Mesela,SANDALYE çok sağlam olsun ve biz elimizle onu aldığımız gibi yere vuruyoruz,çarpıyoruz.

O çarpma esnasında ellerimizdeki o şiddeti hissedebiliyoruz.

Etrafa bir de ses çıkıyor.

Ama,o SANDALYE hala sapasağlam.

Çünkü çok GÜÇLÜ yapılmış!

GÜÇLÜ SANDALYE

İşte bu şekilde abartılı ilişkiler kurarak yeni kavramlarla bildiğimiz şeyler arasında ilişki kuruyoruz.

Tabii 9 saniyede 9 kelime için bunu yapabilmek en azından başlangıç için çok zor.

Ama bu yöntemle çalışmaya başladıktan sonra bir müddet geçince normalde 9 saatte öğrenemediğiniz şeyleri

9 dakika içerisinde öğrenebileceğinizi farkedeceksiniz.

Hani ilişkilendirme yaparken abartın demiştim ya;

Abartın diyorum çünkü abartınca adeta o sesleri duymaya,tatları almaya,kokuları hissetmeye başlıyorsunuz.

Önemli olan bir başka şeyde SIRALAMA.

Mesela az önce size gösterdiğim kelimelerden DUVAR kelimesi

önceden bildiğiniz mekanlardan sokakla daha ilişkili gibi görünebilir.

Ama sıralamada aynı yerde değiller.

Dolayısıyla sırf uyumlu olduğu için DUVARı alıp da SOKAĞA yerleştiremezsiniz.

Öğrenmemiz gereken DUVAR kelimesi üçüncü sıradaydı,ve bizim mekanımızda üçüncü sırada...

Sandalyeden kalktım,odamın kapısını açtım,banyoya gittim,banyo vardı.

O zaman BANYO ile DUVARı ilişkilendirmem gerekiyor,mesela banyoya gittim,ellerimi yıkarken musluğu birden açınca su duvara sıçradı,ve etraf berbat oldu.

Hatta elimle (duvara) dokunduğumda o ıslaklığı hissedebiliyorum.

Bu tür bir ilişki kurabilirsiniz.

Mekanımıza tek tek bütün kavramları yerleştirince üç aşağı beş yukarı şöyle bir hikaye çıkabilir;

Yere çarpınca bile kırılmayan güçlü sandalyemden kalktım çok sevdiğim odamın kapısını açıp sağa döndüm,banyoya gidip elimi yüzümü yıkarken duvar rezil oldu!

Salondan geçerken film izleyen kardeşimin korku dolu çığlığını duydum,mutfakta buzdolabının üstündeki sefer tarifesi bilgi notuna bakınca,

Kış saati uygulamasının başladığını yani geç kaldığımı farkettim.Öfkeyle ayakkabılarımı giydim,merdivenlerden inerken takıntımdan ötürü tüm basamakları saydım.

Sokakta üst komşumuzla karşılaştım.Otobüs durağında yabancı dilde konuşan birini duydum.

Gördüğünüz gibi,bildiklerimizle bilmediklerimizi ilişkilendiriyoruz,ve bunları bir sırayla yapıyoruz.

Tıpkı bir hikayede olduğu gibi.

Zaten Mekan Metodu hikaye anlatmaya benziyor,daha doğrusu ''hikaye uydurmaya''.

Ve bu hikayelerde yapmanız gereken üç şey var.

Bir:

Mekan seçin.

Bu mekan eviniz ya da benim az önce verdiğim gibi mahalleniz olabilir.

Önemli olan iyi bildiğiniz bir yer olması.

Ve hep aynı mekanı kullanın.Eğer sadece evinizi seçtiyseniz,o zaman evinizdeki odaları ve odaların içindeki eşyaları düşünün

Ve bir odadan sandalye seçtiyseniz,başka bir odadan başka bir eşya seçmeye çalışın.

Ve seçtiğiniz eşyalarda mümkünse biraz büyük olsun.

İki:

Yolculuk yapın.

Mekandaki rotanız da hep aynı olsun.Mekan olarak evinizi seçtiyseniz ya dış kapıdan içeriye girip odaları hep aynı sırayla dolaşın,

Ya da benim biraz önce verdiğim örnekte olduğu gibi odanızdan dışarıya doğru çıkın.

Bazıları mesela saat yönünde veya saat yönünün tersinde bir yolculuk yapmayı tercih ediyor.

Biz sadece 9 durağı olan bir yolculuk yaptık ama zaman içerisinde mekanlarınızı zenginleştirebilir ve durak sayısını artırabilirsiniz.

Üç:

İlişki kurun.

Ezberleyeceğiniz yeni kavramları o çok iyi bildiğiniz mekana yerleştirin,sırasıyla.

Mekanla ya da mekanın içindeki eşyalarla ilişki kurun,abartarak.

Abartın ki iki kavram arasındaki ilişki daha görülebilir,duyulabilir hale gelsin.

Mümkünse onun tadını alın,kokusunu hissedin.

Ezberlemeniz gereken kelime yumurtaysa,o yumurtayı kırmaktan çekinmeyin,tabii aklınızda.

Veya

O yumurtayı alın birkaç ay girişteki dolap vardı ya,onun içinde bekletin,sonra içini açınca buram buram çürük yumurta koksun.

Peki tüm bunları neden yapıyoruz?Neden katlanıyoruz?

Ayrıca biz ezberciliğe karşı değil miydik?

Karşıydık.

Hala da karşıyız.

Ama sadece ezberciliğe karşıyız,ezberlemeye değil.

Zaten ona karşı olmak beynimizin çok iyi yaptığı,her gün uyguladığı bir şeyi inkar etmek olur.

Tam tersine biz öğrenmemiz gereken şeylerle zaten bildiklerimiz,öğrendiklerimiz arasında kalıcı ilişki kurmaya çalışıyoruz.

Ve bunun için de mekanları kullanıyoruz,

Mekan Metodu'nu.

Ve bu da emin olun hayatta çok işinize yarayacak

Hukuk Fakültesi'nde okuduğum o bileğimden kalın kitaplar vardı ya

O kitaplardaki bilgilerin hepsi olmasa bile birçoğu hala zihnimdeki mekanın köşelerinde durmaya devam ediyor.

İş hayatımda çeşitli mekanlarda,büyük topluluklar karşısında 600'den fazla konuşma yaptım bugüne kadar

Ve o konuşmalar için hazırladığım metinleri de çoğu zaman o konferans salonlarının çeşitli köşelerine belli bir

sırayla yerleştirmeyi tercih ettim.Fiziksel olarak değil tabii,Zihinsel olarak.

Anlayacağınız Sherlock'un Hafıza Sarayı dediği şey,dizi için uydurulmuş hayali bir kavram değil.

En azından Sherlock karakterini canlandıran oyuncu...

Neydi onun ismi...

Hani vardı ya

İsmini unuttum da görsem hatırlayacağım.

Heh!

Benedict Cumberbatch

Belki de,o da dizideki repliklerini ezberlemek için bu yöntemi kullanıyor olabilir,çünkü oyuncuların da

Zaman zaman faydalandıkları bir teknik bu.

Hani size az önce ezberlemek için gösterdiğim 9 kelime vardı ya,onlar da öyle,öylesine ya da tesadüfen seçilmiş kelimeler değil

Geçenlerde 2.5 dakikalık bir monoloğu ezberlemek için

Kullandım o anahtar kelimeleri ben.Şöyle başlayan bir monologtu:

Az önce,çok fena bir spoiler yediniz arkadaşlar.

Daha önce yayınlamadığım bir kısa filmin son sahnesini gördünüz.

Ama kimseye söylemek yok.

Çok yakında,tamamı bu kanalda,o zamana kadar bildiklerinizi unutun

Bilmediklerinizi öğrenmek için de,nereye gideceğinizi biliyorsunuz.

Çeviren:Türker Özçelik (Youtube kullanıcı adım Montajcı)

Sherlock’un hafıza sarayı nasıl yapılır? Mekan Metodu Wie bastelt man Sherlocks Gedächtnispalast? Die Weltraum-Methode Πώς να φτιάξετε το παλάτι μνήμης του Σέρλοκ; Μέθοδος Space How to make Sherlock's memory palace? Venue Method Comment faire le palais de la mémoire de Sherlock ? La méthode de l'espace Como fazer o palácio da memória do Sherlock? Método espacial Как сделать дворец памяти Шерлока? Метод места проведения Hur gör man Sherlocks minnespalats? Rymdmetoden

'Hiçbir şeyi doğru düzgün hatırlayamıyorum!'' diyenlerdenseniz إذا كنتم من القائلين "لا استطيع تذكر اي شيئ بطريقة سليمة" Wenn Sie zu denjenigen gehören, die sagen: "Ich kann mir nichts richtig merken! If you are one of the people who say, Если вы один из тех, кто говорит: «Я ничего толком не помню!»

Kendinize biraz haksızlık ediyorsunuz,çünkü: فأنتم تظلمون أنفسكم قليلاً لأن: "I can't remember anything properly", you are being a little unfair to yourself Вы немного несправедливы к себе, потому что:

Beynimiz hiçbir şeyi değil bazı şeyleri kolayca hatırlayamaz. عقلنا يواجه صعوبة في تذكر بعض الأشياء وليس كلها Unser Gehirn kann sich manche Dinge nur schwer merken, aber nicht alles. Our brain cannot easily remember some things but nothing. Наш мозг не может легко запомнить некоторые вещи, но ничего.

Örneğin benim en çok kullandığım sözlerden biri; والمثال قول من أكثر الأقوال التي استخدمها For example, one of the expressions I use very often: Например, одно из моих наиболее часто используемых слов;

''Ya isim hafızam hiç yok ama görsem kesin hatırlarım!'' "ذاكرتي الإسمية ضعيفة جدا , لكن إذا رأيته سأتذكره بكل تأكيد" ''Ich kann mir keine Namen merken, aber wenn ich sie sehe, merke ich sie mir!'' My memory for names is too bad but I'm sure I will remember if I see him. «У меня совсем нет памяти на имя, но если я его увижу, то обязательно запомню!»

Çünkü görsel hafızamız iyidir. لان ذاكرتنا البصرية جيدة Weil wir ein gutes visuelles Gedächtnis haben. Because our visual memory is good. Потому что у нас хорошая зрительная память.

Aslına bakarsanız duyu organlarımızla ilişkili في حقيقة الأمر فإن كثير من الأشياء ذي الصلة بحواسنا In der Tat ist es ein sehr mächtiges Sinnesorgan In fact, we remember many things related to our senses, На самом деле, это связано с нашими органами чувств.

Pek çok seyi,yani deneyimlerimizi daha kolay hatırlarız. اعني تجاربنا, يكون من السهل علينا تذكرها Wir erinnern uns an viele Dinge, an unsere Erfahrungen, leichter. We remember many things more easily, namely our experiences. Мы легче запоминаем многие вещи, а именно наши переживания.

O yüzden yıllar önce dinlediğimiz bir şarkıyı tekrar duyunca hemen لهذا السبب عند سماعنا لأغنية كنا نستمع إليها منذ زمن بعيد Wenn wir ein Lied, das wir vor Jahren gehört haben, wieder hören, ist das ein Grund For this reason, when we hear a song we listened to years ago, we want to sing along. Вот почему, когда мы слышим песню, которую слушали много лет назад, мы сразу же

Ona eşlik edesimiz gelir. |begleiten|uns| نغني معها Wir würden ihm gerne Gesellschaft leisten. We will come to accompany him. Мы придем сопровождать его.

Veya bir koku ansızın bizi çocukluğumuzun en derin hatıralarına götürebilir. او كما تأخذنا رائحة فجأةً الى أعمق ذكريات طفولتنا Or a smell, can instantly take us back to the deepest memories of our childhood. Или запах может внезапно перенести нас в самые глубокие воспоминания нашего детства.

Ama isimler,siliniverir aklımızdan! لكن الأسماء , تحذف بسرعة من عقلنا! Aber Namen verschwinden aus unserem Gedächtnis! But the names, fly away from our memories.

Telefon numaralarını,bir grup sayıyı كما تواجهنا صعوبة أيضاً في حفظ Sie können Telefonnummern oder eine Gruppe von Nummern verwenden. We have a hard time memorizing the phone numbers,

veya formülleri ezberlemekte güçlük çekeriz. ارقام التليفونات أو عدد مجموعة أو المعادلات. oder Schwierigkeiten haben, sich Formeln zu merken. or a set of numbers, or formulas.

Soyut kavramlar beynimizde çok zor yer eder. فالمفاهيم المجردة تثبت في عقولنا بصعوبة. Abstrakte Konzepte sind für unser Gehirn sehr schwierig. It is hard for abstract concepts to be memorized. Абстрактные понятия занимают очень трудное место в нашем мозгу.

Çünkü bu tür şeyler,beynimizin binlerce yıldır لأن هذا النوع من الأشياء, تعتبر مفاهيم جدية وعصرية نسبتاً لـ Denn das ist die Art von Dingen, über die unser Gehirn nachgedacht hat Because these kind of things quite new and modern, compared to the Потому что такие вещи были в нашем мозгу в течение тысяч лет.

topladığı görsel, dokunsal, işitsel, visuell, taktil, auditiv, visual, tactile, auditory, зрительные, тактильные, слуховые,

tatsal ya da kokusal bilgilere göre, والسمعية والتذوقية والشمية nach Geschmacks- oder Geruchsinformationen, according to taste or odor information,

çok daha yeni, çok daha modern kavramlar. التي جمعا العقل عبر الاف السنوات viel neuere, viel modernere Konzepte. that our brains have been gathering for thousands of years.

Ama bir şekilde biz bu yeni ve modern kavramları da لكنا مجبورون لتعلم هذة المفاهيم But somehow we also use these new and modern concepts.

Öğrenmek zorundayız. الحديثة والعصرية باي طريقة.

Hukuk Fakültesi'ndeyken bizim okuduğumuz kitapların en incesi benim bileğimden daha kalındı. عندما كنت أدرس في كلية الحقوق كان سُمك أصغر كتاب ندرسه أكبر من معصمي. Als ich an der juristischen Fakultät war, waren die dünnsten Bücher, die wir lasen, dicker als mein Handgelenk. When I was in law school, the thinnest book we studied was thicker than my wrist. Когда я учился на юридическом факультете, самая тонкая из книг, которые мы читали, была толще моего запястья.

Ve bu bilgileri,bu kitapları okuyup, وقد جربت تقريبا كل الأساليب المختلفة Und Sie können diese Informationen, diese Bücher lesen, And read this information, these books,

sindirip öğrenebilmek için, herausfiltern|| لكي أقراء و أفهم و اتعلم zu verdauen und zu lernen, to digest and learn, переваривать и учиться,

hemen hemen her türlü yöntemi denemiştim! هذة الكتب والمعلومات. Ich habe fast jede Methode ausprobiert! I've tried almost every method! Я перепробовал почти все способы!

Ve denediğim yöntemlerden bir tanesi gerçekten de işe yaradı. وواحدة من هذة الأساليب قد اجدت نفعا حقتاً Und eine der Methoden, die ich ausprobiert habe, hat wirklich funktioniert. And one of the methods I tried, actually worked. И один из способов, которые я пробовал, действительно сработал.

Sherlock'un da kullandığı bir yöntem. تعبر ايضاً احدى الأساليب التي أستخدمها شرلوك هولمز. Sherlock uses that method too.

Sherlock'un “Hafıza Sarayı” dediği şey تعتبر نظرية "قصر الذاكرة" التى تكلم عنها شرلوك The thing Sherlock calls the "Mind Palace"

aslında binlerce yıldır bilinen bir hafıza geliştirme yöntemi. هي في الأصل طريقة لتطوير الذاكرة معروفة منذ الاف السنين ist eine Methode zur Verbesserung des Gedächtnisses, die seit Tausenden von Jahren bekannt ist. is actually a mnemonic that is known since thousands of years. На самом деле, это метод улучшения памяти, известный уже тысячи лет.

Latince'de buna “method of loci” يطلق عليها في اللاتينية "method of loci" Im Lateinischen heißt das "Methode dei loci". It is called "Method of Loci"

deniyor. Rivayetler muhtelif bunun nasıl telaffuz edildiği ile ilgili |Überlieferungen|verschiedene|||||| تختلف الروايات حول طريقة تلفظها. Es wird versucht, und es gibt verschiedene Berichte darüber, wie es ausgesprochen wird. There are several pronunciation suggestions. это называется. Ходят разные слухи о том, как оно произносится.

Zaten önemli olan o değil على اي حال ليس هذا هو المهم It's not the matter anyway,

Bu ingilizcedeki "location" yani mekan kavramının بدلا من الانشغال في اختلاف الرواياة حول نطق هذة الكلمة it is the equivalent of English word "location".

karşılığı "location" So, instead of dealing with pronunciations,

dolayısıyla biz bu telaffuzlarla deshalb||| اي مفهوم المكان daher müssen wir diese Aussprachen verwenden so we with these pronunciations

uğraşmak yerine ona kısaca "MEKAN METODU" diyebiliriz. يمكن ان نطلق عليها باختصار "اسلوب المكان" können wir sie einfach die "SPACE-METHODE" nennen. instead of dealing with it, we can call it "METHOD OF SPACE" for short. вместо того, чтобы иметь с ним дело, мы можем для краткости назвать его «МЕТОД ПРОСТРАНСТВА».

Zaten işin sırrı da orada. ||secret|| في النهاية فان السر في الموضوع يكمن هنا. Das ist das Geheimnis. The trick is there, anyway. Секрет уже есть.

Sarayda değil mekanda. ليس في القصر بل في المكان. Not the palace, the location. Не во дворце, а на площадке.

Hani demiştim ya beynimiz bazı şeyleri hatırlamakta çok başarılıdır قد ذكرت سابقا كم عقلنا ناجح وجيد جدا في تذكر بعض الأشياء Ich habe Ihnen ja gesagt, dass unser Gehirn sehr gut darin ist, sich Dinge zu merken. As I said, our brains are very good at remembering some things. Как я уже говорил, наш мозг очень хорошо запоминает определенные вещи.

çok iyidir diye. because it's so good. потому что это так хорошо.

İşte özellikle üç boyutlu mekan algımız çok gelişmiştir. |||three-dimensional||our perception||entwickelt haben لذلك فإن خاصتاً فهمنا للمكان ذوو الثلاث أبعاد متطور جداً Bei der Arbeit ist unsere Wahrnehmung des dreidimensionalen Raums sehr ausgeprägt. Especially our sense of three dimensional locations is very advanced. Здесь особенно развито наше восприятие трехмерного пространства.

O yüzden bu yöntemi kullanabilmek için لهذا السبب لكي نستطيع تطبيق هذا الأسلوب So, in order to use this method,

daha önce sözünü ettiğim derin çalışmak için de gerekli olan فإننا بحاجه للمكان الذي تحدثت عنه مسبقاً was auch für die bereits erwähnte tiefgreifende Arbeit notwendig ist. necessary for the deep study I mentioned earlier. необходимо для глубокого изучения, о котором я упоминал ранее.

bir mekana ihtiyacımız var. |einem Ort|| اللازم للدراسات العميقة wir brauchen einen Veranstaltungsort. we need a place

Şimdi gelin birlikte bir deney yapalım. الان لنقوم بتجربة سوياً Now, let's do an experiment together. Теперь давайте проведем эксперимент вместе.

Gözlerinizi kapatın اغلقوا اعينكم ! Close your eyes and start to imagine a location you know very well.

ve çok iyi bildiğiniz bir mekanı hayal etmeye وابدوا في تخيل مكان تعرفونه جيدا جداً and dreaming of a place you know very well и мечтаешь о месте, которое ты хорошо знаешь

başlayın. start.

Mesela odanız. على سبيل المثال غرفتكم . Your room, for example.

Odanızın içinde bir sandalye görüyorum. أرى كرسياً بداخل غرفتكم. I see a chair in your room.

Ve siz tam şu anda o sandalyenin üstünde oturuyorsunuz. وأنتم الأن تجلسون فوق هذا الكرسي. And you are sitting on that very chair.

Şimdi yine her zaman gittiğiniz bir yere الان لنذهب في رحلة الى مكان تقصدونه دائما, Now, let's go on a journey to a place

mesela okula ya da iş yerinize doğru bir yolculuğa çıkalım. مثلا الى المدرسة أو مكان عملكم. Machen wir eine Reise zur Schule oder zu Ihrem Arbeitsplatz. where you go all the time, for example, your school, or workplace.

Hayali bir yolculuğa رحلة خيالية. An imaginary journey. В воображаемом путешествии

Sandalyemden kalktım. قمت من الكرسي Ich stand von meinem Stuhl auf. I got up out of my chair,

Odamın kapısını açıp sağa döndüm. فتحت باب غرفتي واتجهة يميناً I opened the door to my room and turned right.

Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. ذهبي الى الحمام وغسلت يدي ووجهي Went to the bathroom and washed my face.

Salondan geçtim. مررت عبر الصالة Crossed the lounge,

Mutfakta bir şeyler atıştırdım. |||snack تناولت بعض المأكولات الخفيفة في المطبخ Ich hatte einen Snack in der Küche. ate something in the kitchen,

Girişteki dolaptan ayakkabılarımı giydim. ارتديت خذائي من الخزانة التي في الردهة Ich ziehe meine Schuhe aus dem Eingangsschrank an. worn my shoes from the cupboard at the entrance,

Merdivenlerden aşağıya indim. نزلت على السلالم went down the stairs

Sokağa çıktım. خرجت الى الشارع I went out to the street.

Otobüs durağına yürüdüm. مشيت الى موقف الحافلة Ich bin zur Bushaltestelle gelaufen. I walked to the bus stop.

Tüm bu hikayeyi ezberlemenize gerek yok, لستم بحاجه لحفظ هذة الحكاية باكملها, You don't have to memorize the whole story,

üç aşağı beş yukarı sizin de buna benzer bir hikaye oluşturabileceğinizi فانا اعتقد ان معظمكم يستطيع تأليف حكاية مثل هذة dass Sie eine Geschichte erstellen können, die dieser mehr oder weniger ähnlich ist. three or five more or less that you can create a similar story. три больше или меньше, что вы можете создать подобную историю.

ya da bildiğiniz bir mekanı bu şekilde parçalar halinde اويستطيع تخيل مكان يعرفة oder einen Ort, den Sie in Stücken wie diesem kennen or imagine a location in parts like this.

hayal edebileceğinizi düşünüyorum. وتجزيئه الى هذا الشكل I think you can imagine. Я думаю, вы можете себе представить.

Zaten önemli olan düşünmek çünkü zaten bildiğiniz şeylerden bahsediyorum. على كل حال فان المهم في الموضوع هو التفكير ,لاننا في الاساس نتحدث عن أشياء تعرفونها The thinking is what matters. В любом случае важно думать, потому что я говорю о том, что вы уже знаете.

Beyniniz hiç çaba sarf etmeden o mekanı ya da |||Anstrengung||||| لذلك فإن عقلكم يستطيع حفظ هذة الرحلة او المكان Ihr Gehirn kann einen Ort oder eine Stelle erkennen Your brain can use that place or place without any effort.

o yolculuğu zaten ezbere biliyor. بدون بذل اي مجهود. He already knows that journey by heart.

Ve kafanızda bir zihin haritası oluşmuş durumda ومن ثم تتكون خريطة ذهنية في أدمغتكم. And a mind map has come into existence in your head.

İşte şimdi ezberlemekte güçlük çektiğimiz şeyleri, والان سنبدا في تركيز Wir haben jetzt Schwierigkeiten, uns Folgendes zu merken, And now, we start to place the things you have difficulty in memorizing

kavramları, bu zihin haritasının üzerine الأشياء التي يصعب علينا حفظهاو المفاهيم concepts onto this mind map. концепции на эту карту разума.

yerleştirmeye başlayacağız. على هذة الخريطة الذهنية. werden wir damit beginnen, sie einzurichten. We will start placing.

Ve deneyimiz devam ediyor. مازالت تجربتنا مستمرة. And our experiment continues.

Şimdi size 9 saniye boyunca الان ساريكم 9 كلمات Now I will show you 9 different words for 9 seconds,

9 tane kelime göstereceğim ve bunları ezberlemenizi isteyeceğim. وسأطلب منكم حفظهم في 9 ثواني Ich zeige Ihnen 9 Wörter und bitte Sie, sie auswendig zu lernen. and ask you to memorize them.

Hazır mısınız? مستعدون ؟ Ready?

Süreniz bitti.Gördüğünüz kelimelerden kaç tanesini hatırlıyorsunuz? Ihre Zeit|||||| انتهت مدتكم ! كم عدد الكلمات التي تتذكرونها من الكلمات التي رايتموها ؟ Ihre Zeit ist um. An wie viele der Wörter, die Sie gesehen haben, können Sie sich erinnern? Time's up.

Bir düşünün bakalım. فكروا قليلا Думаю об этом.

Ama videoyu geriye sarmak, hile yapmak yok لكن لايوجد رجوع بالفيديو للخلف و الغش ! Aber kein Zurückspulen des Videos, kein Schummeln But rewinding the video is no cheating Но перемотка видео - это не обман

Ne kadarını hatırlayıp hatırlamadığınızı bir ölçün biçin test edin. |||||messen|messen|| اختبروا كمية ما تذكرتوه وما لم تتذكروه واحسبوه ! Messen und testen Sie, an wie viel Sie sich erinnern und an wie viel Sie sich nicht erinnern. Check how many of the words you remember. Измерьте и проверьте, сколько вы помните или нет.

Tamam mı? انتهيتم ؟ OK?

Eminim pek çoğunuz en azından bir kelimeyi hatırlıyordur. انا متأكد ان اغلبكم تذكر على الأقل كلمة واحدة . Ich bin sicher, die meisten von Ihnen erinnern sich an mindestens ein Wort. I'm sure most of you remember at least one word. And let me guess,

Hatta durun tahmin edeyim. حتى انتظروا لاخمن اي واحدة Lassen Sie mich raten. Wait, let me guess. Подожди, дай угадаю.

“Duvar” kelimesini. كلمة "حائط" the word WALL.

Duvar, görselleştirmesi çok kolay bir kelime olduğu için |Visualisierung|||||| لأن الحائط كلمة من السهل تخيلها Denn Wand ist ein sehr leicht zu visualisierendes Wort. Since the wall is easy to visualize, it is easy to remember.

akılda da çok kalıcı olabiliyor. بالتالي يمكنها الثبوت في العقل ايضا und sie kann sehr einprägsam sein. It can also be very permanent in the mind. Это также может быть очень постоянным в уме.

Ama soyut kavramları hatırlamak o kadar da kolay değil. لكن تذكر المفاهيم المجردة لا يكون بهذة السهولة Aber abstrakte Konzepte sind nicht so leicht zu merken. But remembering the abstract words is not as much easy.

Şimdi deneyimizin son aşamasına geçiyoruz |||Phase| الان لننتقل الى اخر مرحلة في تجربتنا Wir gehen nun zur letzten Phase unseres Experiments über Now moving on to the last part of our experiment,

ve bu aşamada “mekan metodu”nu وفي هذة المرحلة بستخدامنا لـ "طريقة المكان" und in dieser Phase verwendete er die "räumliche Methode". and at this stage, we use the "method of space".

yani "metod of loci" أعني "metod of loci"

ya da Sherlock'un "hafıza sarayı" tekniğini kullanarak bu yeni kavramları, kelimeleri او تقنية "قصر الذاكرة" لشارلوك سنحاول حفظ or by using Sherlock's "memory palace" technique, these new concepts, words

ezberlemeye çalışacağız. المفاهيم والكلمات الجديدة werden wir versuchen, sie auswendig zu lernen.

Herkes mekanına doğru gitsin. ليذهب الجميع الى مكانه الخاص Alle gehen auf ihre Plätze. Everyone go to the location, remembered?

Hatırladık mı? هل تذكرناه ؟ Did we remember?

Kelimelerimizi oraya yerleştireceğiz. سنقوم بتركيز كلماتنا هناك We will place our words there.

İlk öğrenmemiz gereken kelime GÜÇLÜ اول كلمة كان يجب علينا تعلمها هي The first word we had to learn was STRONG. Первое слово, которое нам нужно выучить, это СИЛЬНЫЙ

idi. وكان الكرسي هو اول شيئ في مكاننا ايضاً war. And the first spot in our place was the chair. был.

Ve bizim mekanımızdaki ilk yer de SANDALYE idi. Und der erste Platz an unserem Platz war der CHAIR. And the first place in our place was the CHAIR. И первое место у нас занял СТУЛ.

Şimdi bu iki kelimeyi ilişkilendirmeye çalışalım ||||verbinden| والان لنحاول الربط بين هاتين الكلمتين. Versuchen wir nun, diese beiden Wörter miteinander in Verbindung zu bringen Now let's try to associate those,

ve bunu yaparken de abartmaktan kaçınmayalım خلال محاولتنا دعونا لا نتردد في المبالغة und wenn wir schon dabei sind, sollten wir es nicht übertreiben. And let's not avoid exaggeration while doing this.

GÜÇLÜ ve SANDALYE قوي و كرسي STRONG und CHAIR Strong and chair

Nasıl abartılı bir ilişki kurabiliriz? كيف يمكننا ان ننشيئ رابط مبالغ فيه؟ Wie können wir eine übertriebene Beziehung aufbauen? How can we create an exaggerated link?

Mesela,SANDALYE çok sağlam olsun ve biz elimizle onu aldığımız gibi yere vuruyoruz,çarpıyoruz. على سبيل المثال,لنتخيل ان الكرسي متين جداً ومن ثم نحمله ونلقيه على الأرض Ein Beispiel: Der STUHL ist sehr stark, und wenn wir ihn mit den Händen aufheben, schlagen wir ihn auf den Boden. For example, the CHAIR should be very solid and we hit the ground as we pick it up with our hands. Например, СТУЛ должен быть очень прочным, и мы ударяемся о землю, когда поднимаем его руками.

O çarpma esnasında ellerimizdeki o şiddeti hissedebiliyoruz. واثناء هذا الأصطدام نستطيع ان نشعر بتلك القوة التي في ايدينا Bei diesem Aufprall können wir die Gewalt in unseren Händen spüren. We can feel that violence in our hands during that impact. Мы можем чувствовать это насилие в наших руках во время этого удара.

Etrafa bir de ses çıkıyor. حتى ان هناك صوت ينتشر في ارجاء المكان Also it makes a sound. Вокруг звучит звук.

Ama,o SANDALYE hala sapasağlam. ومع ذلك فإن الكرسي سليم! Aber der Stuhl ist noch intakt. But

Çünkü çok GÜÇLÜ yapılmış! لانه صنع "قويا". because it was strong.

GÜÇLÜ SANDALYE كرسي قوي. Strong chair

İşte bu şekilde abartılı ilişkiler kurarak yeni kavramlarla bildiğimiz şeyler arasında ilişki kuruyoruz. |||||||mit neuen Konzepten||||| بتلك الطريقة ننشيئ علاقات بين المفاهيم الجديدة والأشياء التي نعرفها عن طريق انشاء روابط مبالغ فيها Auf diese Weise stellen wir übertriebene Assoziationen zwischen neuen Konzepten und Dingen her, die wir bereits kennen. By creating exaggerated links like this, we associate the new concepts to the things we know. Вот как мы устанавливаем отношения между новыми понятиями и тем, что мы знаем, создавая преувеличенные отношения.

Tabii 9 saniyede 9 kelime için bunu yapabilmek en azından başlangıç için çok zor. بالتأكيد لاستطاعة فعل هذا مع 9 كلمات في 9 ثواني يكون الامر صعب جدا على الأقل كبداية Natürlich ist es sehr schwierig, dies für 9 Wörter in 9 Sekunden zu tun, zumindest am Anfang. But of course doing this for 9 different things in 9 seconds, Конечно, сделать это для 9 слов за 9 секунд очень сложно, по крайней мере, для начала.

Ama bu yöntemle çalışmaya başladıktan sonra bir müddet geçince normalde 9 saatte öğrenemediğiniz şeyleri |||||||Zeitspanne||||| لكن بعد بداية العمل بهذة الطريقة ومرو مدة ستلاحظون ان بامكانكم Aber wenn man anfängt, mit dieser Methode zu arbeiten, kann man nach einer Weile Dinge lernen, die man normalerweise nicht in 9 Stunden lernen kann. But after studying like this for a while Но через некоторое время после того, как вы начнете работать по этому методу, вы сможете научиться вещам, которые обычно не можете выучить за 9 часов.

9 dakika içerisinde öğrenebileceğinizi farkedeceksiniz. تعلم الأشياء التي تتعلموها في الطبيعة في 9 ساعات في 9 دقائق فقط In 9 Minuten werden Sie feststellen, dass Sie lernen können. which normally you would not be able to learn in 9 hours. Вы поймете, что можете научиться за 9 минут.

Hani ilişkilendirme yaparken abartın demiştim ya; قد قلت لكم ان تبالغو اثناء اقامة روابط Ich habe dir doch gesagt, du sollst die Assoziationen übertreiben. When associating, I am telling you to exaggerate, Вы знаете, я сказал преувеличивать, создавая ассоциации;

Abartın diyorum çünkü abartınca adeta o sesleri duymaya,tatları almaya,kokuları hissetmeye başlıyorsunuz. ||||almost|||||||| اقول هذا لأن عند المبالغة تستطيعون في الأغلب سماع هذة الأصوات وتذوق تلك الأطعمة واستنشاق تلك الروائح Ich sage "übertreiben", weil man beim Übertreiben anfängt, die Geräusche zu hören, die Geschmäcker zu schmecken und die Gerüche zu spüren. exaggerate, because when exaggerating,

Önemli olan bir başka şeyde SIRALAMA. |||||Reihenfolge هناك شيئ اخر مهم وهو "الترتيب" Ein weiterer wichtiger Punkt ist das RANKING. Another important thing is ordering. Другое дело, что имеет значение ПОРЯДОК.

Mesela az önce size gösterdiğim kelimelerden DUVAR kelimesi على سبيل المثال ,كلمة "حائط" التى كانت من ضمن الكلمات التى اريتها اليكم منذ قليل For example, the word "wall" from the words I have shown you,

önceden bildiğiniz mekanlardan sokakla daha ilişkili gibi görünebilir. يمكن ان ترى على صلة اكثر بالشارع الذي كان جزء من المكان الذي تعرفوه. it may seem more related to the street than the places you already know. это может показаться более связанным с улицей, чем с местами, которые вы знаете заранее.

Ama sıralamada aynı yerde değiller. لكنهم ليسو في نفس الترتيب. Aber sie stehen nicht auf demselben Platz in der Rangliste. But they are not at the same spot in the order.

Dolayısıyla sırf uyumlu olduğu için DUVARı alıp da SOKAĞA yerleştiremezsiniz. Therefore||||||||| لهذا السبب لا يمكننا ان نربط "الحائط" بال "شارع" فقط لكونهما متوافقان مع بعضهما البعض Man kann also nicht die WAND auf die STRAßE stellen, nur weil sie kompatibel ist. Therefore, you cannot take the WALL and place it on the STREET just because it is compatible. Следовательно, вы не можете взять СТЕНУ и разместить ее на УЛИЦЕ только потому, что она совместима.

Öğrenmemiz gereken DUVAR kelimesi üçüncü sıradaydı,ve bizim mekanımızda üçüncü sırada... كلمة "حائط" التي يجب علينا تعلمها كانت في المركز الثالث, وفي مكاننا كان الشيئ الذي في المركز الثالث هو... Das Wort WALL, das wir lernen mussten, stand an dritter Stelle, und an unserer Stelle an dritter Stelle. The word wall we had to learn was the 3rd.

Sandalyeden kalktım,odamın kapısını açtım,banyoya gittim,banyo vardı. نهضت من الكرسي , فتحت باب غرفتي ,ذهبت الى الحمام , يعني "اللحمام" Ich stand vom Stuhl auf, öffnete die Tür zu meinem Zimmer und ging ins Bad, wo es ein Bad gab. (got out of the chair, opened the door, went to the bathroom) Я встала со стула, открыла дверь в свою комнату, пошла в ванную, там была ванная.

O zaman BANYO ile DUVARı ilişkilendirmem gerekiyor,mesela banyoya gittim,ellerimi yıkarken musluğu birden açınca su duvara sıçradı,ve etraf berbat oldu. لهذا يجب على الربط بين ال"حمام" و ال"حائط",مثلا ذهبت الى الحمام و اثناء غسلي ليدي فُتح الصنبور مرة واحدة وانفجرت الماء على الحائط ,وبالتالي اصبح المكان ملوث Dann muss ich das BAD mit der WAND in Verbindung bringen, z. B. ging ich ins Bad, als ich mir die Hände wusch, drehte ich plötzlich den Wasserhahn auf, das Wasser spritzte an die Wand, und es war eine Sauerei. Then I have to associate the BATHROOM with the WALL, for example, I went to the bathroom, when I was washing my hands, when I turned on the tap, the water splashed on the wall, and the place was messed up. Тогда мне приходится ассоциировать ВАННУЮ КОМНАТУ со СТЕНОЙ, например, я зашел в ванную, когда мыл руки, когда я открыл кран, вода брызнула на стену, и место было загажено.

Hatta elimle (duvara) dokunduğumda o ıslaklığı hissedebiliyorum. حتى انه عند لمسي للحائط بيدي اشعر بالبلل . Ich kann die Nässe sogar spüren, wenn ich die Wand mit meiner Hand berühre. I can even feel that wetness when I touch (the wall) with my hand.

Bu tür bir ilişki kurabilirsiniz. تستطيعون اقامة رابط مثل هذا Sie können diese Art von Beziehung aufbauen. You can build this type of relationship.

Mekanımıza tek tek bütün kavramları yerleştirince üç aşağı beş yukarı şöyle bir hikaye çıkabilir; عند تركيز كل المفاهيم واحدة تلو الأخرى في مكانها يمكن ان ينتج عنها في الأغلب قصة مثل تلك: Wenn wir alle Konzepte eines nach dem anderen in unserem Raum platzieren, erhalten wir in etwa die folgende Geschichte; When all the words are placed in our location, Когда мы размещаем все концепции одну за другой в нашем пространстве, история может получиться примерно такой;

Yere çarpınca bile kırılmayan güçlü sandalyemden kalktım çok sevdiğim odamın kapısını açıp sağa döndüm,banyoya gidip elimi yüzümü yıkarken duvar rezil oldu! ||||||||||||||||||||schrecklich| قمت من كرسيي "القوي" الذي لا يكسر حتى اذا صدمته بالأرض, ثم فتحت باب غرفتي الذي "أحبه" جدا واتجهة يميناً , ذهبت الي الحمام وهناك اثناء غسلي ليدي ووجهي تلوث الـ"حائط" Ich stand von meinem stabilen Stuhl auf, der nicht einmal beim Aufprall auf den Boden zerbrach, öffnete die Tür meines Lieblingszimmers und wandte mich nach rechts, ging ins Bad und wusch mir Gesicht und Hände, die Wand war eine Schande! I got up from my strong chair that didn't break even when I hit the floor, opened the door of my room, which I loved so much, and turned to the right. While I was going to the bathroom and washing my face, the wall was disgraced!

Salondan geçerken film izleyen kardeşimin korku dolu çığlığını duydum,mutfakta buzdolabının üstündeki sefer tarifesi bilgi notuna bakınca, ||||||||||||Fahrplan|||| عند مروري من الصالة سمعت صرخات اخي الذي يشاهد فيلم المفزعة ,في المطبخ عند نظري لمذكرة "المعلومات" الخاصة بجدول المواعيد المعلق فوق التلاجة Als ich durch das Wohnzimmer ging, hörte ich den erschrockenen Schrei meines Bruders, der sich gerade einen Film ansah, als ich auf den Zettel mit der Fahrplanauskunft am Kühlschrank in der Küche sah, When crossing the lounge, I heard the scream of FEAR of my sibling, who was watching a movie. Проходя по коридору, я услышал испуганный крик брата во время просмотра фильма, когда я посмотрел на информационный лист расписания на холодильнике на кухне,

Kış saati uygulamasının başladığını yani geç kaldığımı farkettim.Öfkeyle ayakkabılarımı giydim,merdivenlerden inerken takıntımdan ötürü tüm basamakları saydım. ||Anwendung|||||||||||Besessenheit|wegen meiner Obsession|alle|| لاحظة ان الساعة الشتوية بدات وبالتالي تاخرت عن العمل .ارتديت حذائي من الخزانة التى في البهو بـ"غضب" ,عند نزولي على السلم قمت بعد السلالم كلها بسبب "عقدتي". Ich merkte, dass die Winterzeit begonnen hatte und ich zu spät dran war, zog wütend meine Schuhe an und zählte alle Stufen, die ich hinunterging. I realized the winter time had started and I was late. Я понял, что началась заявка на зимнее время, что я опоздал.

Sokakta üst komşumuzla karşılaştım.Otobüs durağında yabancı dilde konuşan birini duydum. في الشارع صادفت جاري الذي يسكن "فوقـ"ي .وفي موقف الحافلة سمعت شخص يتحدث بلغة "أجنبية" Ich habe unseren Nachbarn von oben auf der Straße getroffen. Ich habe jemanden an der Bushaltestelle eine fremde Sprache sprechen hören. On the street outside, I saw our neighbor UPstairs.

Gördüğünüz gibi,bildiklerimizle bilmediklerimizi ilişkilendiriyoruz,ve bunları bir sırayla yapıyoruz. كما ترون فاننا نقوم بالربط بين مانعرفه وما لا نعرفه ,ونقم بذلك بالترتيب Wie Sie sehen, setzen wir das, was wir wissen, mit dem in Beziehung, was wir nicht wissen, und zwar in einer bestimmten Reihenfolge. As you see, we are associating the things we know to the things we don't know, Как видите, мы соотносим то, что знаем, с тем, чего не знаем, и делаем это по порядку.

Tıpkı bir hikayede olduğu gibi. genau wie|||| كما يحدث في القصص Genau wie in einer Geschichte. Just like in a story. Совсем как в рассказе.

Zaten Mekan Metodu hikaye anlatmaya benziyor,daha doğrusu ''hikaye uydurmaya''. |||||||||erfinden في الحقيقة ان "أسلوب المكان" تشبه قص قصة ,او بتعبير أصح "تلفيق قصة" Wie auch immer, die Mekan-Methode ist wie das Erzählen einer Geschichte, oder besser gesagt, das "Erfinden einer Geschichte". The method of location is like storytelling. В конце концов, космический метод похож на рассказ истории, а точнее на «сочинение истории».

Ve bu hikayelerde yapmanız gereken üç şey var. وفي هذة القصص يجب عليكم فعل ثلال أشياء In those stories, there are 3 things you need to do.

Bir: اختارو مكان

Mekan seçin. Wählen Sie einen Veranstaltungsort.

Bu mekan eviniz ya da benim az önce verdiğim gibi mahalleniz olabilir. هذا المكان يمكن ان يكون بيتكم او الحي الذي تعيشون فيه كما ذكرت منذ قليل This location could be your home, or your neighborhood like in the example I told.

Önemli olan iyi bildiğiniz bir yer olması. الهم ان يكون مكان تعرفوه جيدا Wichtig ist, dass es ein Ort ist, den Sie gut kennen. What matters is, it should be somewhere you know well.

Ve hep aynı mekanı kullanın.Eğer sadece evinizi seçtiyseniz,o zaman evinizdeki odaları ve odaların içindeki eşyaları düşünün واستخدوا نفس المكان دائما .اذا كنتم ستستخدمون منزلكم فقط فكروا في الغرف التي فيه والأشياء التي بداخلها And use the same location all the time. И всегда используйте одно и то же пространство.Если вы выбрали только свой дом, то учитывайте комнаты в вашем доме и мебель в них.

Ve bir odadan sandalye seçtiyseniz,başka bir odadan başka bir eşya seçmeye çalışın. واذا اخترتم كرسي من غرفة , حاولو ان تختارو غرض اخر من غرفة اخرى and if you have chosen a chair from a room,

Ve seçtiğiniz eşyalarda mümkünse biraz büyük olsun. |||if possible||| حاولو ايضاً ان تكون الأغراض التي اخترتوها كبيرة. Und die Artikel, die Sie auswählen, sollten nach Möglichkeit etwas größer sein. And choose big objects if possible.

İki: قوموا برحلة.

Yolculuk yapın. Take a trip.

Mekandaki rotanız da hep aynı olsun.Mekan olarak evinizi seçtiyseniz ya dış kapıdan içeriye girip odaları hep aynı sırayla dolaşın, ليكن خط سيركم في المكان دائما واحد.اذا اخترتم بيتك كالمكان المخصص لكم , ادخلوا من الباب الرئيسي وتجولو بنفس الترتيب في الغرف Let your route in the location be the same as well. Пусть ваш маршрут в месте всегда будет одним и тем же.Если местом вы выбрали свой дом, то либо входите через наружную дверь и проходите по комнатам в том же порядке

Ya da benim biraz önce verdiğim örnekte olduğu gibi odanızdan dışarıya doğru çıkın. أو اتجهوا من غرفتكم الى خارج كما فعلت في المثال السابق or like in my example, go out from your room.

Bazıları mesela saat yönünde veya saat yönünün tersinde bir yolculuk yapmayı tercih ediyor. |||in Richtung||||||||| فالبعض ,يفضل القيام برحلة مع عقارب الساعة مثلا او عكسها Manche Menschen bevorzugen beispielsweise die Fahrt im oder gegen den Uhrzeigersinn. Some, for example, prefer to travel clockwise or counterclockwise. Некоторые, например, предпочитают двигаться по часовой или против часовой стрелки.

Biz sadece 9 durağı olan bir yolculuk yaptık ama zaman içerisinde mekanlarınızı zenginleştirebilir ve durak sayısını artırabilirsiniz. |||||||||||bereichern|||| لقد قمنا برحلة مكونة من 9 محطات فقط ,لكن مع الوقت يمكن ان تكثرو من اماكنكم وعدد محطاتكم Wir haben eine Reise mit nur 9 Haltestellen gemacht, aber Sie können Ihre Orte bereichern und die Anzahl der Haltestellen mit der Zeit erhöhen. We had a journey with only 9 stops,

Üç: ثلاثة: 3\. Associate

İlişki kurun. كونوا روابط! Build relationships. Стройте отношения.

Ezberleyeceğiniz yeni kavramları o çok iyi bildiğiniz mekana yerleştirin,sırasıyla. قوموا بتركيز المفاهيم الجديدة التي عليكم حفظها في هذا المكان الذي تعرفوه جيدا ,بالترتيب! Place the new concepts you will memorize to the location you know very well. Поместите новые понятия, которые вы запомните, в те места, которые вы хорошо знаете, соответственно.

Mekanla ya da mekanın içindeki eşyalarla ilişki kurun,abartarak. ومن ثم كونوا روابط بينها وبين المكان او الاشياء التي في المكان , مع المبالغة! Associate with the location or the objects in the location,

Abartın ki iki kavram arasındaki ilişki daha görülebilir,duyulabilir hale gelsin. بالغو لكي تصل العلاقة بين مفهومين مرئية و مسموعة اكثر Exaggerate, so that the association between two things becomes more apparent. Утрируйте, чтобы связь между двумя понятиями стала более видимой и слышимой.

Mümkünse onun tadını alın,kokusunu hissedin. حتى اذا امكن قوموا بتذوقها او شم رائحتها Taste it if possible, smell it.

Ezberlemeniz gereken kelime yumurtaysa,o yumurtayı kırmaktan çekinmeyin,tabii aklınızda. اذا كانت الكلمة التى عليكم حفظها هي "بيضة" لا تترددوا في كسرها ,طبعا في عقولكم. Wenn das Wort, das Sie auswendig lernen müssen, Ei heißt, können Sie dieses Ei natürlich in Gedanken aufschlagen. If the word you need to memorize is egg, don't hesitate to break that egg, of course in your mind. Если вам нужно запомнить слово «яйцо», не стесняйтесь, конечно, разбить это яйцо в уме.

Veya أو Or take that egg,

O yumurtayı alın birkaç ay girişteki dolap vardı ya,onun içinde bekletin,sonra içini açınca buram buram çürük yumurta koksun. |||||Eingangsschrank|||||||||||||| خذوا هذة البيضة ومن ثم اتركوها في الخزانة التي كانت موجودة في الردهة لعدة أشهر, حتى تتحول رائحتها الى بيض فاسد عند فتحها Nehmen Sie dieses Ei und lassen Sie es ein paar Monate lang im Schrank am Eingang liegen, dann riecht es nach faulen Eiern, wenn Sie es öffnen. Take that egg, there was a cabinet at the entrance for a few months, keep it in it, then when you open it, it will smell like rotten eggs. Возьми то яйцо, в подъезде стоял шкаф несколько месяцев, держи его в нем, потом когда откроешь, будет пахнуть тухлыми яйцами.

Peki tüm bunları neden yapıyoruz?Neden katlanıyoruz? حسنا لماذا نفعل هذة الأشياء ؟ لماذا نتحملها ؟ Warum also tun wir das alles? Warum lassen wir uns das gefallen? So why do we do all this? Why do we put up with it?

Ayrıca biz ezberciliğe karşı değil miydik? علاوتا ,الم نكن ضد الحفظ بلا فهم؟ Außerdem, waren wir nicht gegen das Auswendiglernen? Also, weren't we opposing rote learning?

Karşıydık. كنا ضدها. Wir waren dagegen. We were against.

Hala da karşıyız. مازلنا ايضا ضدها. We are still against it.

Ama sadece ezberciliğe karşıyız,ezberlemeye değil. لكننا ضد الحفظ بلا فهم وليس الحفظ نفسه But we are only opposing rote learning, not memorizing.

Zaten ona karşı olmak beynimizin çok iyi yaptığı,her gün uyguladığı bir şeyi inkar etmek olur. في حقيقة الامر اذا اصبحنا ضده فنحن بالتالي نصبح قد انكرنا فعل يقوم به عقلنا جيدا ويطبقة كل يوم Dagegen zu sein hieße, etwas zu leugnen, was unser Gehirn sehr gut kann, was es jeden Tag praktiziert. To be against it would be to deny something that our brain does very well, that it does every day.

Tam tersine biz öğrenmemiz gereken şeylerle zaten bildiklerimiz,öğrendiklerimiz arasında kalıcı ilişki kurmaya çalışıyoruz. On the contrary, we try to establish a permanent relationship between what we need to learn and what we already know and learn.

Ve bunun için de mekanları kullanıyoruz, ولهذا السبب نقوم باستخدام الأماكن. And we are using locations for this, the method of location.

Mekan Metodu'nu. "أسلوب المكان" The Venue Method.

Ve bu da emin olun hayatta çok işinize yarayacak وثقوا ان هذا سيفيدكم جدا في حياتكم. And this, will come in handy in your lives.

Hukuk Fakültesi'nde okuduğum o bileğimden kalın kitaplar vardı ya تتذكرون تلك الكتب التي كان سُمكها اكبر من معصمي التي درستها في كلية الحقوق ! The books that are thicker than my wrist,

O kitaplardaki bilgilerin hepsi olmasa bile birçoğu hala zihnimdeki mekanın köşelerinde durmaya devam ediyor. |in den Büchern|||||viele von ihnen||in meinem Kopf|||remain|| معظم المعلومات التي بتلك الكتب مازلت أتذكرها ومحفوظة في زوايا المكان المكون في ذهني. Many, if not all, of the information in those books still remain in the corners of my mind.

İş hayatımda çeşitli mekanlarda,büyük topluluklar karşısında 600'den fazla konuşma yaptım bugüne kadar حتى الأن قمت بأكثر من 600 محادثة في حياتي المهنية في اماكن مختلفة وامام تجمعات كبيرة. In my business life, in various places, in front of large crowds,

Ve o konuşmalar için hazırladığım metinleri de çoğu zaman o konferans salonlarının çeşitli köşelerine belli bir |||||Texte|||||||||bestimmte| وقد فضلت ان تكون معظم النصوص التي جهزتها لتلك المحادثات مرتبة ترتيبا ثابتاً مع زوايا مختلفة من قاعات المؤتمرات And the texts I prepared for those speeches are often placed in various corners of those conference rooms.

sırayla yerleştirmeyi tercih ettim.Fiziksel olarak değil tabii,Zihinsel olarak. ||||||||geistig| in a specific order.

Anlayacağınız Sherlock'un Hafıza Sarayı dediği şey,dizi için uydurulmuş hayali bir kavram değil. ما عليكم فهمه هو , ان "قصر الذاكرة " الذي ذكره شارلوك ليس مجرد مفهوم خيالي ملفق فقط من اجل المسلسل You see, what Sherlock calls Memory Palace is not an imaginary concept made up for the series.

En azından Sherlock karakterini canlandıran oyuncu... ||||darstellenden| على الأقل فان الممثل الذي جسد شخصية شارلوك Zumindest der Schauspieler, der Sherlock spielte... At least, the actor portraying Sherlock,

Neydi onun ismi... ماذا كان اسمه ... his name was,

Hani vardı ya

İsmini unuttum da görsem hatırlayacağım. نسيت اسمه لكني اذا رايته ساتذكره ! I forgot his name but I will remember when I see him

Heh! There, Benedict Cumberbatch.

Benedict Cumberbatch "بيندكت كامبرباتش"

Belki de,o da dizideki repliklerini ezberlemek için bu yöntemi kullanıyor olabilir,çünkü oyuncuların da ||||in der Serie|Repliken|auswendig lernen|||||||| ممكن ان يكون قد استخدم هو ايضاً هذة الطريقة لحفظ حواراته التي في المسلسل ,لانه يعتبر اسلوب Vielleicht benutzt er diese Methode, um sich seinen Text für die Show zu merken, denn die Schauspieler Maybe, he too,

Zaman zaman faydalandıkları bir teknik bu. يستفاد منه الممثلون من وقت لاخر This is a technique they use from time to time.

Hani size az önce ezberlemek için gösterdiğim 9 kelime vardı ya,onlar da öyle,öylesine ya da tesadüfen seçilmiş kelimeler değil ||||||||||||||||zufällig||| تتذكرون تلك ال9 كلمات التي اريتكم اياها منذ قليل , هم ايضا ليسو مجرد كلمات تم جمعهم صدفتا The 9 word I have shown you to memorize,

Geçenlerde 2.5 dakikalık bir monoloğu ezberlemek için فقد استخدمت تلك الكلمات كمفاتيح لحفظ مونولوج مكون من دقيقتين ونصف سابقاً Vor kurzem habe ich versucht, einen 2,5-minütigen Monolog auswendig zu lernen. To memorize a 2.5-minute monologue recently

Kullandım o anahtar kelimeleri ben.Şöyle başlayan bir monologtu: كان مونولوج يبدا بهذا الشكل : I used those keywords. It was a monologue that started like this:

Az önce,çok fena bir spoiler yediniz arkadaşlar. قبل قليل تعرضتم لحرق سيئ يا أصدقاء You just ate a very bad spoiler guys.

Daha önce yayınlamadığım bir kısa filmin son sahnesini gördünüz. فقد شاهدتم القسم الأخير من فيلم قصير لم أقم بنشره بعد You have seen the last scene of a short film that I haven't published yet.

Ama kimseye söylemek yok. لكن لا تقولو لاي أحد But keep it quiet.

Çok yakında,tamamı bu kanalda,o zamana kadar bildiklerinizi unutun قريبا سينشر على هذة القناة , وحتى هذا الوقت انسوا ما عرفتوا . Very soon, all of it, on this channel.

Bilmediklerinizi öğrenmek için de,nereye gideceğinizi biliyorsunuz. تعرفون الى اين يجب عليكم ان تذهبوا لكي تتعلموا الأشياء التي لا تعرفوها To learn the things you don't know,

Çeviren:Türker Özçelik (Youtube kullanıcı adım Montajcı) |Türker|Özçelik||||Montierer Translated by Türker Özçelik (My Youtube username is Installer)