×

Używamy ciasteczek, aby ulepszyć LingQ. Odwiedzając stronę wyrażasz zgodę na nasze polityka Cookie.

image

ZihinX, ZENGİN İNSANLARIN 4 farklı düşünce tarzı | Milyoner aklın sırları - T. Harv Eker

ZENGİN İNSANLARIN 4 farklı düşünce tarzı | Milyoner aklın sırları - T. Harv Eker

Milyoner gibi düşünmek için milyonlara sahip olmak şart değil

fakat milyonlara sahip olmak için mutlaka milyoner gibi düşünmek şart.

Elbette, zengin veya milyoner derken, yasal yollarla kendi imkanlarıyla zengin olmuş insanları kastediyorum,

yasal olmayan yollarla başkalarından çaldıkları ile zengin olmuş insanları değil.

Bugün sizlerle, bakış açımı değiştiren önemli kitaplardan biri olan

‘Milyoner aklın sırları' kitabı hakkında konuşacağım.

Kitabın yazarı hayata sıfırdan başlayarak buyuk azim ve cok calismanin sonucu milyoner olmuş,

sonrasında ise parasını yönetemediğinden iflas etmiştir.

Fakat yaşadıklarını ve yaptigi yanlışları tekrar gözden geçirerek, zengin olmayı başaran ve zenginliğini arttıran

insanların düşünce yapısıyla fakir gibi düşünen insanlarin arasındakı 17 önemli farkı bulmuştur

Video uzun olmasın diye ben bunlardan sadece 4ünü sizlerle paylaşacağım.

Diğer farkları öğrenmeniz içinse önerim kitabı okumanız.

Pazara gittiğinizde birkaç lira tasarruf edeceksiniz diye, pazardakı nerdeyse bütün satıcılara fiyat sorduğunuz

ve nerdeyse herkesle pazarlık yapmaya çalıştığınız oldu mu?

Bu düşünce tarzı fakir düşünceli- küçük düşünen insanlara mahsustur.

Tabiki de bir şey alacağınızda, daha uygun fiyatı bularak tasarruf etmenizde herhangi bir sıkıntı yok. Onemli olan tasarruf ettiğiniz tutar ile ona harcadığınız zaman arasındakı oran.

Eğer pazardaki en ucuz domatesi bulup 1 lira tasarruf yapayım diye 1 saatinizi harcıyorsanız,

o zaman sizin 1 saatinizin değeri demek ki 1 lira.

Zengin gibi düşünen biriyse zamanının değerini bilir ve 1 saat zaman harcayıp da 1 lira tasarruf etmek yerine, o saatlerde acaba zamanımı nasıl doğru bir şekilde yönetirsem,

saatte 100 hatta 1000 lira kazanabilirim diye düşünür.

Bunun için neler yapmalıyım,

kendimi nasıl geliştirmeliyim, yeni neler öğrenmeliyim vs. hakkında düşünür.

Böylece, zengin ve fakir düşünceli insanlar arasındaki birinci fark ,

Zengin düşünceli insanların maddi hedefi büyük, fakir düşünceli insanlarınsa maddi hedefi küçük olur.

Yeni bir iş kurmak dendiğinde çoğumuzun aklına ne geliyor? Hadi Türkiyeyi düşünelim.

Yok ya kendi işimle uğraşıp niye basimı ağrıtayım.

Gece gündüz demeyip çalışacağım, ekonomik kriz,

vergiler vs. derken, elimdeki avucumdaki her şey uçup gidecek

Veya artıl movcut olan bir sektörse

Yok yaa burda da rekabet çok fazla. Beni pazara dahi sokmazlar.

Veya diyelim ki, yeni bir fikirse,

Yok ya gerçekten getirisi yüksek bir iş olsaydı, şimdiye kadar çoktan yapan çıkardı, bana bırakmazlardı.

Bunlar gibi bir sürü fikirler.

Belki bir çoğunuzun hoşuna gitmeyecek.

Fakat bu düşünceler fakir düşünceli, küçük düşünen insanların düşünceleri.

Zengin düşünceli insanlarsa ‘ Yeni bir kriz çıkacak , elimdeki avucumdaki her şey uçup gidecek' yerine

‘Ben önce bir başlayayım,

işimi bir yere getireyim,

bakarsın yeni bir krize kadar kazanacağımı kazanırım.'

diye düşünürler.

Rekabetin çok oldugu sektörler içinse

‘Rekabet çoksa demek ki müşteri de çok, pazardan pay almak için rakiplerimin yapmadığı ne yapabilirim acaba'

diye düşünürler.

Yeni bir fikirle ilgili bir iş kuracaklarsa,

‘Önce bir araştırayım bakalım.

Bunu şimdiye kadar birileri yapmış mı.

. Yapmışsa niye işi devam ettirememiş.

Bütün bunları öğreneyim ki, onların yaptıkları yanlışı tekrarlamayayım.

Eğer şimdiye kadar hiç kimse yapmamışsa, o zaman bu işi ilk yapan ben olurum' diye düşünürler.

Böylece 2. Önemli fark ;

Zengin düşünceli insanlar fırsatlara ve çözüm yollarına odaklanirken,

fakir düşünceli insanlarsa sorunlara ve engellere odaklanırlar.

Falanca kişinin arabasını gördün mü?

Kim bilir nasıl kazanmış o parayı, kimlerin canını yakmış, kimlerin hakkını yemiş. Bu değirmenin suyu nereden geliyor?

2 tane çayçi işletmekle olacak şey değil bu.

Kesin iceride başka seyler de satiyor.

Aynen yaa.

Okuldan tanıyorum ben bunu. Elinden hiçbir iş gelmezdi. Getir götür işlerimi hep bu yapardı.

Şimdi adam olmuş da altına böyle pahalı arabayı çekmiş.

Bu muhabbetler tanıdık geldi mi size?

Eğer birisinin bu şekilde konuştuğunu duyarsanız bilin ki, o insan fakir düşünceli biri.

Çünkü fakir düşünceli insanla zengin düşünceli insan arasındaki 3 Fark şudur:

zengin düşünceli insanlar başarmanin ne kadar zor olduğunu bildiklerinden başarılı insanlara hep saygı duyar

ve onların kazandıkları başarılara sevinirler.

Fakir düşünceli insanlar ise,

hep diğer insanların başarılarını kıskanırlar ve onlara çamur atarak başarılarını küçümserler.

Eminim sizin de etrafınızda şimdi anlatacağım tipte bir cok insan vardır.

1 veya 2 üniversite bitirmiş,

ömür boyu okul kitapları haricinde başka bir kitap okumamış,

en iyi ihtimalle anca 1-2 roman okumuş, fakat her şeyi bildiğini sanan kisiler. Üstüne üstlük bu tipler herkese akıl verir,

5 dakika içinde bütün dünya siyasetini anlatır, ve herseyi %100 bildiğini düşünür. Bu tip insanlar, zengin ve başarılı insanların hep şanslarınabir yerlere geldiklerini düşünürler.

Onlara gore zenginler ayaklarını uzatır,

tembellik yapar, hiçbir şeyle uğraşmaz,

çalışip didinmez ve Allah da hep onlara yardim eder.

YouTube kanalımı takip edenler belki görmüşlerdir.

Bir sürü kişi yorumlarda ‘Bu kitapların yerine bir tek Kurani Kerimi okumanız yeterli' yazıyorlar.

Çok başarılı olup da, İslam dinini hakkıyla yaşamaya çalışan birçok dindar arkadaş tanıyorum.

Onlar Kuranı Kerim de okuyorlar, kendilerini geliştirmek için diğer kitapları da okuyorlar.

Yani herhangi bir kitabın YERINE Kurani Kerim okumuyorlar.

İkisini de okuyorlar.

Böyle yapınca ne dinlerinde ne Allaha olan sevgilerinde bir eksiklik olusmuyor.

Böylece, zengin düşünce ile fakir düşünce arasında ki 4. Fark;

Zengin düşünceli insanlar hep yeni şeyler öğrenerek kendilerini geliştirmeye çalışır

ve bildikleri ile hiçbir zaman yetinmezler.

Fakir düşünceli insanlar ise, her şeyi bildiklerini düşünürler.

Eğer video hakikaten faydalıysa ZihinX kanalına abone olun ve videoyu sevdiklerinizle paylaşın.

Dinlediyiniz için Teşekkürler.

Youtube.com/ZihinX Facebook.com/ZihinX Instagram.com/ZihinX

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

ZENGİN İNSANLARIN 4 farklı düşünce tarzı | Milyoner aklın sırları - T. Harv Eker ||||стиль мышления|Миллионер(1)|ум мышления||||Т Харв Экер |||pensée|style de pensée|Millionnaire||secrets|T|T Harv E|T Harv E |||||||||T Harv Eker|T Harv Eker |||||ミリオネール||秘密|T(1)|ハーヴ|エカー 4 verschiedene Denkweisen von RICH PEOPLE | Secrets of the millionaire mind - T. Harv Eker 4 different ways of thinking of RICH PEOPLE | Secrets of the millionaire mind - T. Harv Eker お金持ちの4つの異なる考え方|大富豪の心の秘密 T.ハーヴ・エーカー 4 различных способа мышления богатых людей | Секреты мышления миллионера - Т. Харв Экер 4 різні способи мислення багатих людей | Секрети розуму мільйонера - Т. Харв Екер

Milyoner gibi düşünmek için milyonlara sahip olmak şart değil ||||миллионах|||условие| ||||millions|||nécessaire| Millionaire|||||||| |||||||条件| Man muss nicht Millionen haben, um wie ein Millionär zu denken You don't have to have millions to think like a millionaire Не обязательно иметь миллионы, чтобы думать как миллионер

fakat milyonlara sahip olmak için mutlaka milyoner gibi düşünmek şart. |Millionen|||||||| но чтобы иметь миллионы, вы должны думать как миллионер.

Elbette, zengin veya milyoner derken, yasal yollarla kendi imkanlarıyla zengin olmuş insanları kastediyorum, |||||légal|par des moyens||ses propres moyens||||je veux dire |||||gesetzlichen|gesetzlichen Wegen||mit eigenen Mitteln|||| ||||||方法で||手段で|||| Wenn ich von reich oder Millionär spreche, meine ich natürlich Menschen, die aus eigener Kraft und mit legalen Mitteln reich geworden sind, Of course, when I say rich or millionaire, I am referring to people who have become rich legally by their own means, もちろん、お金持ちや億万長者というのは、合法的な手段で自分の力でお金持ちになった人のことだ、 Конечно, когда я говорю "богатый" или "миллионер", я имею в виду людей, которые разбогатели собственными силами, используя законные средства,

yasal olmayan yollarla başkalarından çaldıkları ile zengin olmuş insanları değil. ||||qu'ils ont volé||||| |||他の人から|||||| und nicht Menschen, die durch illegales Stehlen von anderen reich geworden sind. 違法に他人のものを盗んで金持ちになった人たちではない。 а не люди, разбогатевшие за счет незаконного обворовывания других.

Bugün sizlerle, bakış açımı değiştiren önemli kitaplardan biri olan |||ma façon de voir|qui a changé|||| |||meiner Perspektive||||| ||||変える|||| Сегодня я хочу поделиться с вами одной из важных книг, которая изменила мое мировоззрение.

‘Milyoner aklın sırları' kitabı hakkında konuşacağım. ||Geheimnisse||| Ich werde über das Buch 'Secrets of the millionaire mind' sprechen. Я собираюсь рассказать о книге "Секреты ума миллионера".

Kitabın yazarı hayata sıfırdan başlayarak buyuk azim ve cok calismanin sonucu milyoner olmuş, |||de zéro|en commençant|||||travail||| ||||||großem Ehrgeiz|||Arbeiten||| ||||始めて|||||働き||| Der Autor des Buches hat sein Leben von Grund auf neu begonnen und ist dank großer Beharrlichkeit und harter Arbeit zum Millionär geworden, Автор книги начал жизнь с нуля и стал миллионером в результате огромного упорства и тяжелого труда,

sonrasında ise parasını yönetemediğinden iflas etmiştir. ||son argent|n'ayant pas g|faillite|a fait faillite ||sein Geld|nicht verwalten konnte|| ||お金を|管理できなかった||した а затем обанкротился, потому что не смог управлять своими деньгами.

Fakat yaşadıklarını ve yaptigi yanlışları tekrar gözden geçirerek, zengin olmayı başaran ve zenginliğini arttıran |||сделанные им||||пересматривая|||достигший успеха||состояние|увеличивающий её |||ses actions||||en réexaminant|||qui réussit||sa richesse|qui augmente |||||||indem sie überarbeitet||||||vermehrt |||した|間違い||||||成功した||富|増やす Но, переосмыслив свой опыт и совершенные ошибки, он сумел стать богатым и приумножить свое состояние.

insanların düşünce yapısıyla fakir gibi düşünen insanlarin arasındakı 17 önemli farkı bulmuştur ||структурой мышления|бедный||||между ними|||обнаружил (1) ||structure de pensée||||des personnes|entre les|||a trouvé ||||||Menschen||||hat gefunden ||構造|||||間の|||見つけた 彼は、貧しい人々と同じように考える人々の間に17の重要な違いがあることを発見した。 он нашел 17 важных различий между мышлением людей и людей, которые мыслят как бедные.

Video uzun olmasın diye ben bunlardan sadece 4ünü sizlerle paylaşacağım. |||||||les 4|| |||||||von ihnen|| |||||||||します Um das Video nicht zu lang werden zu lassen, werde ich nur 4 von ihnen mit Ihnen teilen. Чтобы не делать видео длинным, я поделюсь с вами только 4 из них.

Diğer farkları öğrenmeniz içinse önerim kitabı okumanız. |les différences||pour cela|ma suggestion|| |Unterschiede||||| |違い|||私の提案||読むこと その他の違いについては、本を読んでいただきたい。

Pazara gittiğinizde birkaç lira tasarruf edeceksiniz diye, pazardakı nerdeyse bütün satıcılara fiyat sorduğunuz ||||économiser|vous économiserez||au marché|||aux vendeurs||vous avez demandé ||||||||||Verkäufern||Sie fragen 市場に|||||するでしょう||市場の|ほとんど||売り手に||尋ねた Wenn man auf den Markt geht, um ein paar Lira zu sparen, fragt man fast alle Verkäufer auf dem Markt nach dem Preis. 市場に行くと、数リラを節約するために、市場にいるほとんどの売り手に値段を聞く。 Когда вы идете на рынок, чтобы сэкономить несколько лир, вы спрашиваете цены почти у всех продавцов на рынке.

ve nerdeyse herkesle pazarlık yapmaya çalıştığınız oldu mu? ||tout le monde|||vous avez travaillé|| |||||Sie verhandeln|| ||誰とでも|||働いた|| ほとんどすべての人と交渉しようとしたのか? и вы пытались договориться почти со всеми?

Bu düşünce tarzı fakir düşünceli- küçük düşünen insanlara mahsustur. ||||||||est propre à ||||||||eigen ist ||||||||専用です Diese Art zu denken ist eine Eigenart der armen, engstirnigen Menschen. このような考え方は、心の貧しい、心の狭い人間特有のものだ。 Такой образ мышления свойственен плохо мыслящим, недалеким людям.

Tabiki de bir şey alacağınızda, daha uygun fiyatı bularak tasarruf etmenizde herhangi bir sıkıntı yok. ||||lorsque vous ache||||en trouvant||votre économie|||| ||||||||||Ihrem Sparen|||| ||||||||見つけることによって||すること|||| Wenn Sie etwas kaufen, ist es natürlich kein Problem, Geld zu sparen, indem Sie einen günstigeren Preis finden. Конечно, когда вы что-то покупаете, нет никакой проблемы в том, чтобы сэкономить деньги, найдя более выгодную цену. Onemli olan tasarruf ettiğiniz tutar ile ona harcadığınız zaman arasındakı oran. important||||montant|||vous dépensez||| |||||||ausgeben||| 重要な||||金額|||||| Ce qui est important, c'est le rapport entre le montant que vous économisez et le temps que vous y consacrez. 重要なのは、節約額とそれに費やす時間の比率だ。 Важно соотношение между суммой, которую вы экономите, и временем, которое вы на это тратите.

Eğer pazardaki en ucuz domatesi bulup 1 lira tasarruf yapayım diye 1 saatinizi harcıyorsanız, |||||||||||vous dépensez ||||||||||Ihre Stunde|verbringen ||||トマト||||する||あなたの時間| Si vous passez 1 heure à chercher la tomate la moins chère sur le marché pour économiser 1 lira, Если вы найдете на рынке самый дешевый помидор и потратите 1 час, чтобы сэкономить 1 лиру,

o zaman sizin 1 saatinizin değeri demek ki 1 lira. |||votre heure|||| |||Ihrer Uhr|||| |||あなたの時計の|||| alors la valeur de votre 1 heure est donc de 1 lira.

Zengin gibi düşünen biriyse zamanının değerini bilir ve 1 saat zaman harcayıp da 1 lira tasarruf etmek yerine, |||||valeur|||||en dépensant||||| ||||||||||eine Stunde verbringen||||| ||||||||||使って||||| Если кто-то мыслит как богатый человек, он знает цену своему времени и вместо того, чтобы потратить 1 час времени и сэкономить 1 лиру, o saatlerde acaba zamanımı nasıl doğru bir şekilde yönetirsem, ||||||||je gère ||||||||ich verwalte ||||||||管理する Я думаю, как правильно распорядиться своим временем в эти часы,

saatte 100 hatta 1000 lira kazanabilirim diye düşünür. |||могу заработать|| |||je peux gagner|| |||ich kann verdienen|| |||獲得できる||

Bunun için neler yapmalıyım, そのためには何をすればいいのですか?

kendimi nasıl geliştirmeliyim, yeni neler öğrenmeliyim vs. hakkında düşünür. ||je dois me développer|||je dois apprendre||| |||||ich sollte lernen||| ||改善すべき|||学ぶべき||| どのように自分を向上させるべきか、どのような新しいことを学ぶべきかなどを考える。

Böylece, zengin ve fakir düşünceli insanlar arasındaki birinci fark , Таким образом, первое различие между богатыми и бедными вдумчивыми людьми,

Zengin düşünceli insanların maddi hedefi büyük, fakir düşünceli insanlarınsa maddi hedefi küçük olur. ||||objectif||||des gens pauvres|||| ||||||||deren|||| ||||||||||目標|| 心の豊かな人は大きな物的目標を持ち、心の貧しい人は小さな物的目標を持つ。 У богатых людей большие материальные цели, а у бедных - маленькие материальные цели.

Yeni bir iş kurmak dendiğinde çoğumuzun aklına ne geliyor? Hadi Türkiyeyi düşünelim. ||||quand on parle||||||la Turquie|pensons ||||||||||Türkei|lass uns denken ||||||||||トルコを|考えましょう Quand on parle de créer une nouvelle entreprise, à quoi la plupart d'entre nous pense-t-elle ? Pensons à la Turquie. 新しいビジネスを始めようとするとき、私たちは何を思い浮かべるだろうか? トルコについて考えてみよう。 Что приходит на ум большинству из нас, когда речь заходит о начале нового бизнеса? Давайте подумаем о Турции.

Yok ya kendi işimle uğraşıp niye basimı ağrıtayım. |||mon travail|||ma tête|me faire mal ||||||Kopf|den Kopf zerbrechen |||仕事||||痛ませる Non, pourquoi devrais-je me donner du mal avec ma propre entreprise ? いや、なぜわざわざ自分のビジネスをする必要があるんだ? Нет, зачем мне утруждать себя собственным бизнесом?

Gece gündüz demeyip çalışacağım, ekonomik kriz, ||sans relâche||| ||ohne Pause||| ||と言わず||| Je travaillerai sans pause, jour et nuit, avec la crise économique, 私は昼も夜も働く、 Я буду работать день и ночь, экономический кризис,

vergiler vs. derken, elimdeki avucumdaki her şey uçup gidecek ||||dans ma paume|||s'envolera| ||||in meiner Hand|||| ||||手のひらの|||飛んで| Steuern usw., wird alles, was ich habe, wegfliegen avec les impôts, etc., tout ce que j'ai va s'envoler. 税金など、私の持っているものはすべて飛んでいってしまう налоги и т.д., все, что у меня есть, улетучится.

Veya artıl movcut olan bir sektörse |ou alors|présent|||secteur ||verfügbar|||Sektor ist |追加|存在する|||セクターなら Oder wenn es sich um einen Sektor handelt, der jetzt umgestellt wird あるいは、現在ムーブカットされているセクターの場合 Или если речь идет о секторе, который сейчас находится в состоянии movcut

Yok yaa burda da rekabet çok fazla. Beni pazara dahi sokmazlar. |oh|ici||concurrence|||||même|ne me laissent pas |oh nein||||||||| |ああ|||||||||入れさせてくれない ここは競争が激しくて、僕を市場に入れてくれないんだ。 Нет, здесь слишком большая конкуренция. Они даже не пускают меня на рынок.

Veya diyelim ki, yeni bir fikirse, |||||идея |||||idée |||||Idee |||||アイデアがあるとしたら Oder, sagen wir, eine neue Idee, Ou disons que c'est une nouvelle idée, あるいは、新しいアイデアとかね、

Yok ya gerçekten getirisi yüksek bir iş olsaydı, şimdiye kadar çoktan yapan çıkardı, bana bırakmazlardı. |||rendement|||||||||||they wouldn't let |||Rendite|||||||||||würden sie mir ||||||||||||||渡さなかっただろう Non, s'il s'agissait vraiment d'un travail à fort retour, il y aurait déjà eu des gens qui l'auraient fait, ils ne me le laisseraient pas. いや、本当に高利回りのビジネスなら、とっくにやっているはずだ。 Нет, если бы это был действительно высокодоходный бизнес, они бы уже сделали его, не оставили бы его мне.

Bunlar gibi bir sürü fikirler. ||||アイデア Une foule d'idées comme celles-ci.

Belki bir çoğunuzun hoşuna gitmeyecek. ||あなたたちの大多数|| Peut-être que beaucoup d'entre vous ne vont pas aimer. Возможно, многим из вас это не понравится.

Fakat bu düşünceler fakir düşünceli, küçük düşünen insanların düşünceleri. ||||||||pensées ||||||||考え Aber diese Gedanken sind die Gedanken von armen, engstirnigen Menschen. Но эти мысли - мысли плохо мыслящих, недалеких людей.

Zengin düşünceli insanlarsa ‘ Yeni bir kriz çıkacak , elimdeki avucumdaki her şey uçup gidecek' yerine ||les gens||||||||||| ||||||起こる||||||| 一方、心の豊かな人々は、『新たな危機が訪れ、私が持っているものはすべてなくなるだろう』ではなく、『新たな危機が訪れ、私が持っているものはすべてなくなるだろう』と考える。 Богатые люди, с другой стороны, вместо "Будет новый кризис, все, что у меня есть, пропадет".

‘Ben önce bir başlayayım, 私が先に始める、 Я начну первым,

işimi bir yere getireyim, |||ich bringe |||持って行こう mein Unternehmen auf den Weg zu bringen, чтобы мой бизнес начал развиваться,

bakarsın yeni bir krize kadar kazanacağımı kazanırım.' tu regardes|||crise||je gagnerai|je gagnerai du wirst sehen|||Krise|||ich gewinne 見る|||||勝つ|得る 次の危機が来るまで、できることをやっていくつもりだ。 и, возможно, я сделаю то, что смогу, до следующего кризиса.

diye düşünürler. думают они.

Rekabetin çok oldugu sektörler içinse de la concurrence|||secteurs| Wettbewerb|||Sektoren| 競争の|||セクター| Für wettbewerbsintensive Sektoren 競争の激しい部門向け Для высококонкурентных секторов

‘Rekabet çoksa demek ki müşteri de çok, pazardan pay almak için rakiplerimin yapmadığı ne yapabilirim acaba' |s'il y a beaucoup||||||du marché|part de marché|||mes concurrents|ce que mes concurrents||| |viel||||||Markt|||||was nicht tun||| |もし多いなら||||||||||私の競合|しない||| Wenn es viel Konkurrenz gibt, dann gibt es auch viele Kunden. Was kann ich tun, um einen Marktanteil zu bekommen, den meine Konkurrenten nicht haben? 競合が多いということは、顧客も多いということだ。競合他社がやっていないようなシェアを獲得するために、私は何ができるだろうか? 'Если есть большая конкуренция, значит, есть много клиентов, что я могу сделать, чтобы получить долю рынка, чего не делают мои конкуренты?

diye düşünürler.

Yeni bir fikirle ilgili bir iş kuracaklarsa, ||avec une idée||||s'ils vont créer ||Idee||||sie gründen ||||||する予定なら Если они собираются начать бизнес с новой идеей,

‘Önce bir araştırayım bakalım. ||I will research| ||ich werde forschen| ||調べてみよう| Lassen Sie mich erst ein paar Nachforschungen anstellen. Позвольте мне сначала провести расследование.

Bunu şimdiye kadar birileri yapmış mı. これをやったことがある人はいますか? Кто-нибудь когда-нибудь делал это.

. Yapmışsa niye işi devam ettirememiş. s'il a fait||||continuer le travail er getan hat||||fortsetzen können ||||続けられなかった もしそうなら、なぜ彼はそれを続けることができなかったのか? . Если да, то почему он не может продолжать в том же духе?

Bütün bunları öğreneyim ki, onların yaptıkları yanlışı tekrarlamayayım. ||j'apprenne|||||je ne répète |||||||nicht wiederhole ||学ぼう|||||繰り返さない Ich muss das alles lernen, damit ich ihre Fehler nicht wiederhole. Я должен научиться всему этому, чтобы не повторять их ошибок.

Eğer şimdiye kadar hiç kimse yapmamışsa, o zaman bu işi ilk yapan ben olurum' diye düşünürler. |||||n'a pas fait|||||||||| |||||hatte nicht|||||||||| |||||していなかったら|||||||||| 誰もやったことがないのなら、私が最初にやる。 Если никто еще не сделал этого, то я буду первым, кто это сделает.

Böylece 2. Önemli fark ; 従って、2つ目の重要な違いは......; Таким образом, второе важное отличие ;

Zengin düşünceli insanlar fırsatlara ve çözüm yollarına odaklanirken, |||aux opportunités|||solutions paths|en se concentrant |||Möglichkeiten||||fokussieren sich |||機会に||||集中しているとき 豊かな心の持ち主は、チャンスと解決策を重視する、 В то время как богато мыслящие люди сосредоточены на возможностях и решениях,

fakir düşünceli insanlarsa sorunlara ve engellere odaklanırlar. |||||obstacles| |||||Hindernisse| |||問題に||| 心の貧しい人は、問題や障害に焦点を当てる。

Falanca kişinin arabasını gördün mü? cette personne|||| jemand|||| ファランカ|||見た| あの人の車を見なかった? Вы видели машину такого-то и такого-то?

Kim bilir nasıl kazanmış o parayı, kimlerin canını yakmış, kimlerin hakkını yemiş. |||||||la vie|a brûlé|qui que|| ||||||||verletzt||| ||||||誰の|||誰の|| 彼がどうやってその金を稼いだのか、誰を傷つけ、誰に不義理を働いたのか、誰にもわからない。 Кто знает, как он заработал эти деньги, кого он обидел, кому причинил вред. Bu değirmenin suyu nereden geliyor? |du moulin||| |der Mühle||| |水車の||| この工場の水はどこから来ているのですか? Откуда берется вода для этой мельницы?

2 tane çayçi işletmekle olacak şey değil bu. |gérant de café|gérer|||| |Teeküchen|betreiben|||| ||運営すること|||| Ce n'est pas en exploitant 2 serveurs à thé que ça va marcher. お茶屋を2軒経営しているわけではない。 Это не вопрос управления двумя чайными магазинами.

Kesin iceride başka seyler de satiyor. certainement|à l'intérieur|||| |||||verkauft |||もの||売っている C'est sûr qu'il vend aussi d'autres choses à l'intérieur. あそこで他のものを売っているに違いない。 Наверняка он продает там и другие вещи.

Aynen yaa. Exactement, oui. その通りだ。

Okuldan tanıyorum ben bunu. Elinden hiçbir iş gelmezdi. Getir götür işlerimi hep bu yapardı. |||||||ne pouvait pas|||||| |||||||||bring and take|||| ||||あなたの手から|||できなかった||||||やっていた 学生時代からの知り合いで、何もできないのに、私の用事を全部やってくれた。 Я знал его в школе. Он ничего не умел делать. Он всегда выполнял мои поручения.

Şimdi adam olmuş da altına böyle pahalı arabayı çekmiş. ||||||||a tiré ||||||||引いた 大人になった今、あんな高級車に乗っている。 Теперь, когда он стал мужчиной, он ездит на такой дорогой машине.

Bu muhabbetler tanıdık geldi mi size? |conversations|||| |Gespräche|||| ||馴染み||| Kommen Ihnen diese Gespräche bekannt vor? これらの会話に聞き覚えはないだろうか? Знакомы ли вам эти разговоры?

Eğer birisinin bu şekilde konuştuğunu duyarsanız bilin ki, o insan fakir düşünceli biri. |||||vous entendez||||||| |||||wenn Sie hören||||||| |誰かの||||聞いたら||||||| もしこのような話し方をする人がいたら、その人は心の貧しい人だと知りなさい。

Çünkü fakir düşünceli insanla zengin düşünceli insan arasındaki 3 Fark şudur: |||||||||これです 貧しい心の持ち主と豊かな心の持ち主の違いは、3つある: Потому что три различия между бедным и богатым человеком заключаются в следующем:

zengin düşünceli insanlar başarmanin ne kadar zor olduğunu bildiklerinden başarılı insanlara hep saygı duyar |||успеха|||||||||| |||réussir|||||sachant que||||| ||||||||sie wissen||||| ||||||||知っているので|||||敬意を表する 心の豊かな人は、成功することの難しさを知っているからこそ、成功した人を尊敬するのだ богатые люди всегда уважают успешных людей, потому что знают, как трудно добиться успеха

ve onların kazandıkları başarılara sevinirler. ||leurs succès|réussites| ||siegen|Erfolge| |||成功に|喜びます そして彼らの功績を喜ぶのだ。 и радоваться их достижениям.

Fakir düşünceli insanlar ise,

hep diğer insanların başarılarını kıskanırlar ve onlara çamur atarak başarılarını küçümserler. |||leurs succès|ils jalousent|||de la boue|||méprisent |||Erfolge||||||Erfolge|herabsetzen |||成功|||||投げつける|成功|見下す 他人の成功に嫉妬し、泥を投げつけてその功績を軽んじる。 Они всегда завидуют успехам других людей и принижают их достижения, поливая их грязью.

Eminim sizin de etrafınızda şimdi anlatacağım tipte bir cok insan vardır. ||||||type|||| ||||||Typ|||| ||||||タイプの|||| Я уверен, что вокруг вас есть много людей, которые относятся к тому типу, который я сейчас опишу.

1 veya 2 üniversite bitirmiş, ||卒業した

ömür boyu okul kitapları haricinde başka bir kitap okumamış, ||||||||n'a pas lu ||||||||読まなかった 彼は学校の教科書以外、本を読んだことがない、 Он никогда в жизни не читал книг, кроме школьных учебников,

en iyi ihtimalle anca 1-2 roman okumuş, fakat her şeyi bildiğini sanan kisiler. |||à peine|||||||croyant|personnes |||||||||||Personen |||せいぜい||||||||人々 せいぜい小説を1~2冊読んだことがある程度なのに、何でも知っていると思い込んでいる。 В лучшем случае, они прочитали всего 1-2 романа, но думают, что знают все. Üstüne üstlük bu tipler herkese akıl verir, |de plus||ces gens||conseils| |||Typen||| |||やつら||知恵| その上、この手のタイプは誰にでもアドバイスをする、 Вдобавок ко всему, эти типы дают советы всем подряд,

5 dakika içinde bütün dünya siyasetini anlatır, ve herseyi %100 bildiğini düşünür. ||||politique mondiale|||tout|| |||||||alles|| ||||政治|||すべてを|| 彼は5分で、全世界の政治を語ることができるし、100パーセント何でも知っていると思っている。 За 5 минут он может рассказать о политике всего мира, и он думает, что знает все на 100 процентов. Bu tip insanlar, zengin ve başarılı insanların hep şanslarınabir yerlere geldiklerini düşünürler. ||||||||à la chance||| ||||||||Glücksspiel||| ||||||||運がある||| Ces types de personnes pensent que les riches et les personnes qui réussissent n'arrivent là où elles sont que grâce à la chance. このタイプの人々は、金持ちや成功者は常に運によって今の地位を得ていると考えている。 Этот тип людей считает, что богатые и успешные люди всегда добиваются своего благодаря удаче.

Onlara gore zenginler ayaklarını uzatır, |||leurs pieds| |||die Füße| ||||伸ばす Selon eux, les riches se prélassent, 彼らによれば、金持ちは足を上げている、 По их мнению, богатые люди кладут ноги на пол,

tembellik yapar, hiçbir şeyle uğraşmaz, paresse|||avec rien| Faulheit||||sich beschäftigen 怠ける|||こと| se laissent aller, ne s'occupent de rien, 彼は怠け者で、何もしない、 он ленивый, он ничего не делает,

çalışip didinmez ve Allah da hep onlara yardim eder. travaillant|ne s'efforce||||||aide| arbeitet|sich anstrengen||||||| 働いて|頑張らない||||||助け| アッラーはいつも彼らを助けてくださる。

YouTube kanalımı takip edenler belki görmüşlerdir. |ma chaîne||||ont vu |||||haben gesehen |チャンネル||||見たかもしれません Те, кто следит за моим каналом на YouTube, возможно, видели его.

Bir sürü kişi yorumlarda ‘Bu kitapların yerine bir tek Kurani Kerimi okumanız yeterli' yazıyorlar. |||les commentaires||||||Coran|Coran||| |||in den Kommentaren||||||Koran|||| ||||||||||クルアーン|||書いています 多くの人がコメントで、『これらの本の代わりにクルアーンだけを読めば十分だ』と書いている。

Çok başarılı olup da, İslam dinini hakkıyla yaşamaya çalışan birçok dindar arkadaş tanıyorum. |||||la religion islamique|de manière appropriée|||||| ||||||正しく|||||| 私は、非常に成功し、イスラム教を正しく生きようとしている多くの信心深い友人を知っている。

Onlar Kuranı Kerim de okuyorlar, kendilerini geliştirmek için diğer kitapları da okuyorlar. |le Coran|le Coran||||||||| |den Koran|||||||||| ||コーラン||読んでいます|||||||

Yani herhangi bir kitabın YERINE Kurani Kerim okumuyorlar. ||||вместо||| ||||à la place de|||they do not read |||||||lesen sie nicht ||||代わりに|||読まない つまり、彼らはどんな書物の代わりにコーランを読むのでもない。

İkisini de okuyorlar. ||読んでいます

Böyle yapınca ne dinlerinde ne Allaha olan sevgilerinde bir eksiklik olusmuyor. |en faisant||dans||à Dieu||leur amour||manque|n'existe pas |wenn man das macht||in ihrem Glauben||Gott||||Mangel| |する時||||アッラー||愛情の中で||欠けること|起こらない そうすれば、彼らの宗教も神への愛も、何ら欠けることはない。

Böylece, zengin düşünce ile fakir düşünce arasında ki 4. Fark;

Zengin düşünceli insanlar hep yeni şeyler öğrenerek kendilerini geliştirmeye çalışır ||||||en apprenant||| ||||||||向上させる| 心の豊かな人は、常に新しいことを学んで自分を向上させようとする。

ve bildikleri ile hiçbir zaman yetinmezler. |ce qu'ils savent||||se contentent |was sie wissen||||sich zufrieden |||||満足しない そして、彼らは自分が知っていることに決して満足しない。

Fakir düşünceli insanlar ise, her şeyi bildiklerini düşünürler. ||||||savent tout| ||||||alles wissen| ||||||知っていることを|

Eğer video hakikaten faydalıysa ZihinX kanalına abone olun ve videoyu sevdiklerinizle paylaşın.

Dinlediyiniz için Teşekkürler.

Youtube.com/ZihinX Facebook.com/ZihinX Instagram.com/ZihinX