×

Nós usamos os cookies para ajudar a melhorar o LingQ. Ao visitar o site, você concorda com a nossa política de cookies.

image

Baha's Stories, TÜRKİYE’NİN DEĞİŞEN KAHVE KÜLTÜRÜ

TÜRKİYE'NİN DEĞİŞEN KAHVE KÜLTÜRÜ

Bildiğiniz gibi kahve Yemen, Etiyopya, Brezilya gibi ülkelerde yetişir.

Türkiye'de kahve yetişmez.

Ancak Türk kahvesi dünyada oldukça meşhurdur.

Türkiye'ye gelen turistler Türk kahvesi içmeye bayılırlar.

Ancak son yıllarda Türkiye'de de Starbucks gibi birçok kahve zinciri açıldı.

Bu durum Türkiye'deki kahve kültürünü derinden etkiledi.

Eskiden Türkler kahve içmek için kahvehane denilen genelde erkeklerin gittiği yerlere giderlerdi.

Artık kahvehanelere gençler pek gitmiyorlar.

Onlar yeni açılan kafelere gitmeyi tercih ediyorlar.

Kafelerin açılmasıyla birlikte Türkler yeni kahve türleriyle tanıştılar.

Artık sadece Türk kahvesi içmiyorlar.

Filtre kahve, latte, espresso vesaire içiyorlar.

Türkler eskiden kahve içerken lokum yerlerdi.

Filtre kahve içenler lokum yerine çikolata gibi gıdaları yiyorlar.

Starbucks gibi mekanlar kafe kültürünü de etkiledi.

Starbucks gibi kafelerde garson çalışmıyor.

Kasaya gidip sipariş veriyorsunuz.

Kahveniz hazır olunca isminizi söylüyorlar ve kahvenizi alıyorsunuz.

Yani garsonlar masanıza kahvenizi getirmiyor.

Şimdi birçok Türk kafelerde ders çalışıyor, arkadaşlarıyla buluşuyor, toplantı yapıyor.

Kahve zincirleri sürekli kalabalık.

Oralarda boş sandalye bulmak çok zor.

Birçok genç kafelerde sosyalleşiyor, yeni arkadaşlar veya sevgililer ediniyor.

Kahve, ithal edilen bir şey.

Bu yüzden fiyatı sürekli değişiyor.

Kahve fiyatları artınca insanlar daha az kahve içiyorlar.

Birçok genç kahve bağımlısı olduğunu söylüyor.

Sürekli kahve içmek istediklerini ifade ediyor.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

TÜRKİYE’NİN DEĞİŞEN KAHVE KÜLTÜRÜ |changing|| ثقافة القهوة المتغيرة في تركيا DIE KAFFEEKULTUR IN DER TÜRKEI IM WANDEL Η ΜΕΤΑΒΑΛΛΌΜΕΝΗ ΚΟΥΛΤΟΎΡΑ ΤΟΥ ΚΑΦΈ ΣΤΗΝ ΤΟΥΡΚΊΑ TURKEY'S CHANGING COFFEE CULTURE LA CAMBIANTE CULTURA DEL CAFÉ EN TURQUÍA МЕНЯЮЩАЯСЯ КУЛЬТУРА КОФЕ В ТУРЦИИ KALKONENS FÖRÄNDERLIGA KAFFEKULTUR 土耳其不断变化的咖啡文化

Bildiğiniz gibi kahve Yemen, Etiyopya, Brezilya gibi ülkelerde yetişir. |||Jemen|Äthiopien|Brasilien|||wächst an "As you know"|||Yemen|Ethiopia|Brazil|||"is grown" كما تعلمون، تنمو القهوة في دول مثل اليمن وإثيوبيا والبرازيل. As you know, coffee is grown in countries like Yemen, Ethiopia and Brazil. Как вы знаете, кофе выращивают в таких странах, как Йемен, Эфиопия и Бразилия.

Türkiye'de kahve yetişmez. ||wächst nicht ||does not grow القهوة لا تنمو في تركيا. Coffee does not grow in Turkey. Кофе в Турции не растет.

Ancak Türk kahvesi dünyada oldukça meşhurdur. ||coffee||| ومع ذلك، القهوة التركية تحظى بشهرة كبيرة في العالم. Der türkische Kaffee ist jedoch in der ganzen Welt sehr bekannt. However, Turkish coffee is very famous around the world. Однако турецкий кофе очень известен в мире.

Türkiye'ye gelen turistler Türk kahvesi içmeye bayılırlar. |||||trinken|love ||||coffee||love السياح الذين يأتون إلى تركيا يحبون شرب القهوة التركية. Touristen, die in die Türkei kommen, trinken gerne türkischen Kaffee. Tourists coming to Turkey love to drink Turkish coffee.

Ancak son yıllarda Türkiye'de de Starbucks gibi birçok kahve zinciri açıldı. |||||||||Kette| |||||||||chain| ومع ذلك، في السنوات الأخيرة، تم افتتاح العديد من سلاسل المقاهي في تركيا مثل ستاربكس. However, in recent years, many coffee chains such as Starbucks have opened in Turkey.

Bu durum Türkiye'deki kahve kültürünü derinden etkiledi. ||||||affected أثر هذا الوضع بعمق على ثقافة القهوة في تركيا. This had a profound impact on coffee culture in Turkey.

Eskiden Türkler kahve içmek için kahvehane denilen genelde erkeklerin gittiği yerlere giderlerdi. في الماضي، كان الأتراك يذهبون إلى الأماكن التي يذهب إليها الرجال عادة، والتي تسمى المقاهي، لشرب القهوة. In the past, Turks used to go to places called coffee houses, where men usually go, to drink coffee. В прошлом турчанки ходили пить кофе в места, называемые кофейнями, которые обычно посещали мужчины.

Artık kahvehanelere gençler pek gitmiyorlar. |in die Cafés|||gehen nicht |coffeehouses|||"don't go" لم يعد الشباب يذهبون إلى المقاهي كثيرًا. Junge Leute gehen nicht mehr in Kaffeehäuser. Young people don't go to coffee houses anymore.

Onlar yeni açılan kafelere gitmeyi tercih ediyorlar. |||кафе||| |||den neuen Cafés||| |||cafés||| إنهم يفضلون الذهاب إلى المقاهي المفتوحة حديثًا. They prefer to go to the newly opened cafes.

Kafelerin açılmasıyla birlikte Türkler yeni kahve türleriyle tanıştılar. |der Eröffnung|gemeinsam||||Arten|lernten kennen |with the opening|||||with new types|got acquainted with ومع افتتاح المقاهي، تعرف الأتراك على أنواع جديدة من القهوة. Mit der Eröffnung von Cafés lernten die Türken neue Kaffeesorten kennen. With the opening of cafes, Turks were introduced to new types of coffee. С открытием кафе турки познакомились с новыми видами кофе.

Artık sadece Türk kahvesi içmiyorlar. ||||trinken nicht ||||don't drink إنهم لا يشربون القهوة التركية فقط بعد الآن. Sie trinken nicht mehr nur türkischen Kaffee. They don't just drink Turkish coffee anymore.

Filtre kahve, latte, espresso vesaire içiyorlar. Filter||Latte|Espresso|und so weiter| Filter coffee||latte|espresso|| يشربون القهوة المفلترة، واللاتيه، والإسبريسو، وما إلى ذلك. Sie trinken Filterkaffee, Milchkaffee, Espresso usw. They drink filter coffee, lattes, espresso, etc.

Türkler eskiden kahve içerken lokum yerlerdi. |||beim Kaffee trinken|Türkisches Süßgebäck| The Turks|||drinking|Turkish delight| اعتاد الأتراك على تناول البهجة التركية أثناء شرب القهوة. Die Türken aßen früher türkische Köstlichkeiten, während sie Kaffee tranken. Turks used to eat Turkish delight while drinking coffee. Турки обычно едят турецкое лакомство, запивая его кофе.

Filtre kahve içenler lokum yerine çikolata gibi gıdaları yiyorlar. |||||Schokolade||Lebensmittel|essen Filter coffee drinkers|||||||foods like chocolate|they eat أولئك الذين يشربون القهوة المفلترة يتناولون الأطعمة مثل الشوكولاتة بدلاً من الحلقوم التركي. Filterkaffeetrinker essen Lebensmittel wie Schokolade anstelle von türkischem Genuss. Filter coffee drinkers eat foods such as chocolate instead of Turkish delight. Любители фильтрованного кофе вместо турецкого наслаждения едят такие продукты, как шоколад.

Starbucks gibi mekanlar kafe kültürünü de etkiledi. ||Orte||||beeinflusste أثرت أماكن مثل ستاربكس أيضًا على ثقافة المقاهي. Lokale wie Starbucks haben die Café-Kultur ebenfalls beeinflusst. Places like Starbucks have also influenced cafe culture. Такие места, как Starbucks, также повлияли на культуру кафе.

Starbucks gibi kafelerde garson çalışmıyor. ||in cafes like|waitstaff|doesn't work لا يوجد نوادل يعملون في مقاهي مثل ستاربكس. In Cafés wie Starbucks gibt es keine Kellner. Waiters don't work in cafes like Starbucks.

Kasaya gidip sipariş veriyorsunuz. zur Kasse|||Sie bestellen To the counter|||"you place" تذهب إلى السجل النقدي والنظام. Sie gehen zur Kasse und bestellen. You go to the counter and order.

Kahveniz hazır olunca isminizi söylüyorlar ve kahvenizi alıyorsunuz. Ihr Kaffee|||Ihren Namen||||Sie holen Your coffee|ready||your name|||your coffee|you pick up عندما تصبح قهوتك جاهزة، ينادون اسمك وتتناول قهوتك. When your coffee is ready, they say your name and you get your coffee. Когда ваш кофе будет готов, они произносят ваше имя, и вы получаете свой кофе.

Yani garsonlar masanıza kahvenizi getirmiyor. |die Kellner|zu Ihrem Tisch|| |waiters|your table|your coffee| لذلك لا يحضر النوادل قهوتك إلى طاولتك. Die Kellner bringen Ihnen den Kaffee also nicht an den Tisch. So the waiters don't bring your coffee to your table.

Şimdi birçok Türk kafelerde ders çalışıyor, arkadaşlarıyla buluşuyor, toplantı yapıyor. |||||||trifft sich|| |||||||meeting with|meeting| الآن يدرس العديد من الأتراك ويجتمعون مع الأصدقاء ويعقدون اجتماعات في المقاهي. Jetzt lernen viele Türken in Cafés, treffen sich mit Freunden, halten Versammlungen ab. Now many Turks study in cafes, meet with friends, hold meetings. Сейчас многие турки учатся в кафе, встречаются с друзьями, проводят собрания.

Kahve zincirleri sürekli kalabalık. |Kaffeeketten|| |coffee chains|| سلاسل القهوة مزدحمة دائمًا. Die Kaffeeketten sind immer überfüllt. Coffee chains are always crowded.

Oralarda boş sandalye bulmak çok zor. ||Stuhl||| ||chair||| من الصعب جدًا العثور على مقاعد فارغة هناك. It is very difficult to find empty chairs there.

Birçok genç kafelerde sosyalleşiyor, yeni arkadaşlar veya sevgililer ediniyor. Viele||||||||finden |||socializing||||lovers|making new friends يتواصل العديد من الشباب في المقاهي ويكوّنون صداقات أو عشاق جدد. Viele junge Menschen treffen sich in Cafés und finden dort neue Freunde oder Liebhaber. Many young people socialize in cafes, make new friends or lovers. Многие молодые люди общаются в кафе и заводят новых друзей или любовников.

Kahve, ithal edilen bir şey. |importierte Ware||| ||imported|| القهوة شيء مستورد. Der Kaffee wird importiert. Coffee is an imported product. Кофе импортируется.

Bu yüzden fiyatı sürekli değişiyor. ولهذا السبب فإن سعره يتغير باستمرار. Aus diesem Grund ändert sich der Preis ständig. That's why the price keeps changing.

Kahve fiyatları artınca insanlar daha az kahve içiyorlar. عندما ترتفع أسعار القهوة، يشرب الناس كميات أقل من القهوة. When coffee prices go up, people drink less coffee. По мере роста цен на кофе люди пьют меньше кофе.

Birçok genç kahve bağımlısı olduğunu söylüyor. многие||||| |||addicted|| يقول الكثير من الشباب أنهم مدمنون على القهوة. Viele junge Menschen sagen, sie seien süchtig nach Kaffee. Many young people say they are addicted to coffee.

Sürekli kahve içmek istediklerini ifade ediyor. ||||ausdrücken| يعبرون عن رغبتهم في شرب القهوة طوال الوقت. Sie bringen immer zum Ausdruck, dass sie Kaffee trinken wollen. He states that they want to drink coffee all the time. Он заявляет, что они хотят пить кофе все время.