Beklentilerinden Kurtul, Hayal Kırıklığına Uğrama!
Hayatımızda mutlu olmamızın ya da huzurlu olmamızın
arka planında önemli bir faktör var. Bu da bizim hayattan olaylardan ve insanlardan beklentilerimiz. Eğer ki beklentilerimizi doğru
ayarlayamıyorsak, hayat bize birazcık daha ağır geliyor.
Hayat bizim için daha fazla hayal kırıklığı barındırıyor.
Şimdi birçok yerde şöyle bir şey okumuşsundur eminim sende
Yazar ki beklentilerinden kurtulursan mutlu olursun.
Huzurlu olursun. Beklentilerini sıfıra indirirsen hayal kırıklığı
hayatından çıkar. Şimdi bu aslında teoride
doğru ama pratikte çokta doğru olmayan bir şey. Çünkü
hayatımızdaki beklentilerden tamamen
kurtulmak gibi bir durum maalesef mümkün değil. Çünkü
birisini seviyorsan, birisiyle birlikteysen onun seni aldatmamasını ya da en azından seni sevmesini
beklersin. Çalıştığın yerden maaşını beklersin.
Arkadaşının dostunun azda olsa seninle ilgilenmesini
beklersin. Ailenden beklersin, çevrenden beklersin,
arkadaşlarından beklersin. Bunları tamamen
yok etmek mümkün değil ama bazı
insanlar beklentileri noktasında birazcık
fazla beklenti içine girebiliyorlar.
Bu da bizi hayal kırıklığına uğratıyor, mutsuz olmamızın başlıca sebeplerimizden birisi
oluyor. Ben beklentisi yüksek insanları tefeciye
benzetiyorum. Tefeci nedir bilmeyenler için söyleyeyim. Tefeci
gayri resmi olarak çok yüksek faize borç
veren insanlara deniliyor. Tefeci olarak. Şimdi bu beklentisi yüksek insanlarda birazcık
tefeci gibiler. Neden etrafındaki insanları
duygusal açıdan, maddi manevi açıdan
onlar istemeden borç veriyor gibiler.
Onlara iyilik yapıyorlar, onlarla aşırı ilgileniyorlar
ama bu karşılıksız değil. Ve karşıdaki
insanın bunun borç olduğundan da haberi yok. O zannediyor ki
karşımdaki insan bana iyilik yapıyor, hediye verir gibi.
Çünkü ben istemedim o kendiliğinden yapıyor. Ama eğer
sen beklentisi yüksek bir insansan, verdiğin şeyleri yapıyorsun.
Hadi diyorsun sıra bende. Sen de bana yap, benimle ilgilen
Ama karşıdaki insanın bunu yapma kapasitesi var mı,
yapma isteği var mı, bilmiyorsun. Sadece
dayandığın tek nokta ben ona yaptım, o da bana yaptı.
Ama böyle bir dünya yok. Eğer ki
karşı taraf senden istiyorsa ilgiyi
ve yapmıyorsa o ayrı bir durum ama o istemeden sen
bol keseden herkese dağıtıyorsan, onlardan
beklemek gibi bir hakkın yok. Çünkü onlar istemeden
verilen şey borç değil hediyedir, lütufdur.
Zannediyorsun ki şu hayatta şöyle bir kural varmış gibi sen
gelirken böyle bir kuralla gelmişsin gibi. Ne kadar
verirsen o kadar alırsın. Maalesef sevgili dostum hayatın
böyle bir kuralı yok. Ne kadar verirsen ne kadar çok verirsen
aynı seviyede çok alırsın anlamına gelmiyor. Bazen
bir işte en çok çalışan sensindir. Bazen
bir ilişkide en çok veren sensindir,
en çok seven sensindir. Burada önemli olan şey
senin yüksek olup, onun birazcık daha az olması
problem değil. Her ilişkide böyledir. Çünkü bakarsın
bir ilişkinin bir tarafı bir tık daha fazla sever.
Çalışanlardan bir ikisi birazcık daha fazla çalışır.
Önemli olan burada sıkıntı yaratan
şey arada uçurum olmadığı müddetçe bu çok doğal
Senin etrafındaki insanlardan çok çok
beklemen, senin yaptığın kadar beklemen
çok gerçekçi olmuyor. Çünkü herkesin karakter
yapısı farklı, herkesin ortaya koyabileceği
farklı. Bu kötü bir şey değil yani hayatta
sen ne kadar verirsen o kadar alırsın diye bir kural
yok kesinlikle. Beklentisi yüksek insanlar
birazcık etrafındaki insanları, kurumları
durumları hatta idealize etme mükemmelize etme
eğilimindeler. Ne demek bu
birisiyle tanışıyor mesela diyor ki hayatımda tanıştığım
en iyi yönetici. Hayatımda tanıştığım en iyi erkek, en iyi kadın
en iyi arkadaş, en iyi dost. Ama bu en iyi
noktası, en iyi makamı çokta insanlığa uyan
bir tavır değil. Hayatına alıyorsun diyorsun ki bu
mükemmel insan, mükemmel kadın, mükemmel erkek
mükemmel vs her neyse...
Bunu aldığın zaman
o insan çok doğal olarak mükemmel değil
ve hayatta aksamalar
çıktığı zaman karşı taraf o mükemmel olma imajına
uygun davranmadığı zaman, sen üzülüyorsun ve diyorsun ki
ya yine ben üzüldüm bak görüyor musun, yine yanıldım
iyisi beni bulmuyor ki. Şu hayatta güzel olan ne buldu ki
zaten beni diye kendi kendini suçluyorsun ama en temele dönersek
burada yanlış olan şey zaten senin başta
birilerini mükemmel noktasına koymandı
Eğer insanları mükemmel noktasına koymazsan
onları kusurlu, hatalı ve aciz kabul edersen
beklentin de birazcık azalıyor. Hayata alırken
mükemmele yakın bir konumlandırmaya benzer bir şey daha var
beklentisi yüksek insanların yaptığı. Hayatına
aldığı insanları hep artı puanla başlatıyor
Mesela biraz öncekine benziyor aslında temelde. Diyorsun ki
Ahmet işte görüyorsun
güzel gülüyor, güzel muhabbet ediyor çok iyi bir dost olacak
Ne yaptın ona çok artı puanla başlamış oldun
sıfır noktasında değil ve yarın bir gün Ahmet seni
üzmeye başladığı zaman, Ahmet hayal kırıklığına uğrattığı zaman
sen insanlara güvenini kaybediyorsun ve
beklentilerin burada seni çok üzmüş oluyor. Bazı insanlar da
tam tersidir. Eksiden başlatır.
Etrafındaki insanlara baktığı zaman hiç kimse güvenilir
değildir herkes düşmandır, herkes kötü niyetlidir
Bu da doğru değil. İnsanları sıfır noktasından
başlatıp yani ne iyi
ne kötü herkes hatalı olabilir.
Sıfır noktasından başlatıp aşama aşama beklentini
arttırman lazım. Eğer iyi bir insansa sen ona
yaparsın adım adım, birden de değil. Sonrasında
o da sana yapar. Ne yaptın böyle olunca beklentilerini birden
ortaya koymadın, hayal kırıklığıda yaşamadın. Beklentisi
yüksek insanları birazcık da sabırsız buluyorum.
Şöyle düşün bir tarlayı ekiyorlar, tohum atıyorlar etrafa
buğday yetişecek ya da her hangi başka bir şey yetişecek
O tohumu attıktan sonra tohumun başında
bekliyor. Hadi hadi hadi !
Yetişmeyecek misin, büyümeyecek misin, bana o buğdayı vermeyecek misin? gibi
Böyle olunca o buğdayın
başında beklemek bizi
çok üzer çok sıkıntıya sokar çok mutsuz eder. Birisi
şey demiş, internette rastlamıştım. Hayatın
çok kısa olduğunu düşünüyorsan kettle ın başında
o suyun kaynamasını beklersen, o zamanın geçmediği
o kısa süreden hayatın ne kadar uzun olduğunu anlayabilirsin gibi
Böyle olunca bir şeyi beklediğiniz zaman
özellikle hem çok üzülürsün hem çok gerilirsin
kaygı yaşarsın. Şöyle düşünüyorum ben hayatı
tohumlar atarsın ama bu attığın
tohumlar seni hayal kırıklığına uğratmayacak seviyede ki
büyüklükte olması lazım. Çok büyük her şeyini
o tohuma yatırırsan elbette beklemekten başka çaren
kalmaz.
Her zaman kendine bir şeyler ayırman lazım
Her zaman kendini düşünmen lazım
Eğer kendini es geçersen ne yapıyorsun tek beklentin
dışarıdan olacaktır. O yüzden tohumu
atıyorsun yoluna devam ediyorsun. Kendine bakmayı
ihmal etmiyorsun. Beklentisi yüksek insanlar
kendilerini bazen ihmal edebiliyorlar.
Etrafındaki insanlara bütün yatırımlarını yapıyorlar.
Şöyle düşünsene bir yatırım yapacaksın, arsa alacaksın, ev alacaksın
altın alacaksın, dolar alacaksın. Bunun hepsini bir tarafa
yatırdığın zaman ileride
zarar etme ihtimalin çok artabilir, çok yüksek ihtimal
olabilir. Şimdi hayatta da bir insanı
hayatının çok merkezine alırsan
ona her şeyini verirsen, her şeyini yatırırsan
hayal kırıklığına uğraman yüksek olur
ve beklentilerin o taraftan çok fazla olur.
Ben şöyle düşünüyorum. Düşünsene hayatıma birisini aldım ve bütün
her şeyimsin diyorum. Hayatım sana bağlı senin için yaşıyorum
diyorum ben. Bu karşı tarafa da yapılmış bir haksızlık
değil mi sence? Karşı tarafıda
nefes aldırtmayacak kadar sıkıştırmak değil mi ?
Kimse kimsenin hayatının en temelinde olmamalı
Kimse kimsenin hayatını bir biri için yaşamamalı
Ama böyle olunca ne yapıyorsun, bütün her şeyini ona
verdiğin için. Başka kendini besleyecek bir kaynağın olmuyor
Ne yaptın, ya da ne yapmalısın aslında?
Yatırımlarını, evet bir kişiyi merkeze alarak yapabilirsin ama
arkadaşların olacak başka ortamların
olacak. Başka seni besleyecek kaynaklar da
olacak. Böyle olunca hem karşında ki insandan
çok yüksek beklentiye girmezsin
hemde olurda karşıda ki insan seni hayal kırıklığına uğratırsa
yarın birgün çok fazla üzülmezsin dostum.
Beni dinlediğin için çok teşekkür ediyorum güzel insan
Kendine iyi davran. Beklentilerini tamamen silmen
mümkün değil ama minimalize etmeyi öğren
Hayatına mutlu huzurlu bir şekilde devam et. Görüşmek üzere
Eğer ki bu videoyu beğendiysen, beğenmeyi ve kanla abone değilsen
abone olmayı unutma.