×

LingQ'yu daha iyi hale getirmek için çerezleri kullanıyoruz. Siteyi ziyaret ederek, bunu kabul edersiniz: çerez politikası.


image

Beyhan Budak, Kafaya Takmamak İçin Pratik Öneriler

Kafaya Takmamak İçin Pratik Öneriler

Dünya aslında o kadar da karmaşık

bir yer değil.

Biz sadece yaşasaydık ve yaşayıp gitseydik bu dünyadan

yaşadığımız olaylara ve dünyaya farklı anlamlar yüklemeseydik

hayatı çok daha basit bir şekilde yaşayıp geçip giderdik.

Ama işte yaşadığımız olaylar , geçmişte yaşadığımız şeyler , gelecekte yaşama ihtimalimiz olan olaylar derken

biz insanlar

dünyayı , ilişkilerimizi ve hayatı

karmakarışık hale getiriyoruz.Burada kafaya takma hali dediğimiz

bir mevzu ortaya çıkıyor ve düşünceler bizim

hayatımızın keyfini kaçırmaya başlıyor.

Ne yapıyoruz ? Kafamıza gelen düşünceler zihnimizi esir alıyor

ve andan bizi kopartıyor.

Geçmişin gölgesinde yaşıyoruz , geleceğin tehdidi

altında yaşıyoruz ve böyle bir durum seni hayattan tat alma konusunda

ciddi sıkıntıya sokuyor.

Bu videoda sana kafaya takmama konusunda uygulayıp

yapabileceğin birkaç tane öneri vereceğim.Genelde

kafaya taktığın şeyler hayattan beklentinin yüksek olması

ile alakalıdır ve arada bir neden sonuç ilişkisi vardır.

Zannedersin ki hayatta belli bir davranış

yaptığın zaman

ortaya belli bir sonuç çıkacak.Ve bu işler

umduğun gibi gitmediği zaman ortaya koyduğun çaba

emeklerin karşılıksız kaldığı zaman

bu sefer neden böyle oldu diye durmadan sorgulamaya başlarsın.

Ya da sen güzel şeyler yaptığın zaman başka insanlara

o insanlar sana güzel davranmadığı zaman

ben nerede yanlış yaptım diye kendini sorgulamaya başlarsın.

Geçmişini düşünürsün , başarısızlıklarını düşünürsün

ve dersin ki bende bir hata olmalı

ya da çevremde hata olmalı.Ve böyle bir

olayı karmaşıklaştırma sürecine girdiğin zaman

derin bir çukura çekiliyormuş gibi olursun ve

bunun neticesinde bir bakmışsın ki o yararsız düşünceler

senin zihnini esir almaya başlar ve sen o düşünce çukurunun içinde

beklerken hayatı kaçırırsın.Ve bu durum

aslında yoğun kafaya takma halidir.

Peki hayat gerçekten sana bir şey vaat etti mi ? Hayat gerçekten

adil midir?Farkında olmadan hayata ilişkin

o kadar yanlış öğrenmelerimiz oluşmuş ki.

Diyoruz ki hayatta her şey adilmiş gibi

Öyle bir dünya yok.Baksana devletler arası

düzene , insanlar arası düzene.

Görünüşte her şey adilmiş gibi görünse de aslında

öyle bir şey yok.Yani kimse kimseye bir şey söz vermiyor.

En iyi şekilde davrandığın insan

sana en kötü şeyi yapabiliyor.Hiçbir şeyin garantisi yok.

Eğer ki sen hayata

sadece yaşamak gözüyle bakarsan, beklenti içine girmezsen

diğer insanlarla ilgili , hayatla ilgili

sadece yapıp geçersen o zaman birazcık daha bu beklentileri

azaltdığın takdirde kafaya takma durumu daha

az ortaya çıkacaktır.Özellikle kötü şeyler

yaşadığın zaman da kendi kendine belki

şöyle diyorsundur.Ben bunu hak etmedim , ben neden böyle şeyler yaşıyorum.

Bu düşünce çemberi o kadar ağırdır ki ,

şöyle bir durum var.Sanki sen bir şey

iyi bir şey yaparsan iyi seni bulacak ,

kötü bir şey yaparsan kötü seni bulacak.

İyi bir şey yaptığın zaman iyinin seni bulması da tesadüf

iyi bir şey yaptığım zaman kötü bir şeyin seni bulması da tesadüf

bazen de tam tersi kötü bir şey yaptığın zaman

iyi bir şeyin seni bulması da tesadüf.

Hayat baktığın ve gördüğün gibi çok anlamlı bir

bütün değil aslında.Kimse sana söz vermedi.

Hayat öyle ya da böyle devam ediyor.

Sadece oluyor , sen ona anlamlar yüklüyorsun.

Kafaya taktığımız şeylerin başında geçmişin hesaplaşmaları,

geleceğin belirsizlikleri geliyor.Bundan sonra

gelen şey ise diğer insanların bize yaptıkları

söyledikleri şeyler.İşte burada dikkat etmen gereken bir şey var.

Birisi sana olumsuz bir şey söylediği zaman

birisi sana kötü bir şey yaptığı zaman

sen o anda düşünüyorsun ki onun yaptığı kötü şey

seninle ilgili ve tamamen seni hedef alıyor.

Böyle olunca neden bana böyle yaptı , neden bana

böyle davrandı diye kendi içinde bir döngüye

düşünce döngüsünün içine giriyorsun.Zaten dediğimiz gibi

bu düşünce çukuruna düştüğün zaman hayattan kopmak

durumuna geliyorsun.Şimdi bir de şöyle bakmanı

isteyeceğim ben senden.Karşı taraf sana

çıktı olarak bir davranış ya da söz söylüyor.

Sen sadece o anda onun söylediği ya da yaptığı

şeyi görüyorsun.Sadece o anda

o ana odaklanarak.Şimdi filmi durduralım o kareye

bakalım.O kişinin sana yaptığı ya da söylediği şeyin

gerisine doğru bir dedektiflik çalışması yaparak

geriye doğru bir gidelim bakalım.Bu kişi bunu neden söylüyor.

Çoğu zaman insanların kendi travmaları

yaşantıları , beklentileri , hayal kırıklıkları o kadar ağır ki

insanlar bunu telafi etmek için

hırçınca bir çaba sergileyebiliyorlar.Karşı taraf üzülmüş mü ,

yıpranmış mı hiç önemli değil.Sadece kişi orada kendini

düşünüyor ve kendi ruhsal durumunu birazcık

olsun yukarı çekmeye çalışıyor.İşte sen o dondurduğun

filmin karesine bakıyorsun ve diyorsun ki aslında

o kişinin bana yaptığı ya da söylediği şeyler

tam olarak benimle alakalı değil.Böyle olunca zihinsel anlamda

o ortamdan , o durumdan , o kötü koşuldan

kendini ayırıyorsun, kendini koruyorsun.Ve sonrasında

başka insanların seninle ilgili yaptığı

ya da söyledikleri şeyi daha az kafaya takıyorsun.

Sanırım kafaya takma konusunda bize en çok zarar veren

şeylerin başında neden sorusu geliyor.Geçmişle ilgili

kurcalamalar yaptığın zaman, geçmişi böyle deşmeye başladığın zaman

karşına şöyle bir soru çıkacak.Neden?

Neden böyle bir şey yaşadım ben?

O neden böyle bir şey yaptı bana? Neden aldattı beni ? Neden bana

böyle davrandı? Neden , neden , neden? Şimdi

hep bir anlam ararsın , bir sebep ararsın.Belki benimle alakalı

dersin.Belki ben bir hata yaptım dersin.

Ama o belirsizlik neden sorusuna cevap

olamadıkça daha da

saldırmaya başlarsın bir cevap bulmak adına.Yine ne yaptık ?

O düşünce döngüsünün , kafaya takma döngüsünün

içine girmiş olduk.Ben şunu net olarak söyleyebilirim sana.

Bazen bazı şeyler sadece olur.Bir sebebi yoktur.

Bazen bazı insanlar seni aldatır.

Bu böyledir , doğasında vardır çünkü.Sen değil de

başka biri de orda olsaydı yine aldatacaktır.

Ya da birisi sana kötü bir şey yapıyorsa ,

sana zarar veriyorsa , sadece yapmak için yapmıştır.

Evet bu acı olacaktır ama , sen sadece neden

tuzağına düştüğün zaman , onu çok kurcaladığın zaman

ne oluyor biliyor musun? Geçmişindeki bir anıyı

yüzlerce kez kurcaladığın zaman sanki radyoaktif bir maddeye

çok sık maruz kalıyormuşsun gibi geliyor ve

ve bundan dolayı çok sık hasta oluyorsun.O yüzden

neden diye sorma bence , bazen sadece olmuştur.

Yoluna devam et.Özellikle hayatımızda

kötü zamanlar geçirdiğimiz zaman dilimlerinde

kafaya taktığımız , yoğun bir şekilde kötü şeyleri düşündüğümüz

zaman diliminde sadece sorun odaklı düşünürüz.

Bu aslında insanların önemli özelliklerinden

birisidir.Çünkü şöyle bir amacı vardır. Sorun odaklı

olursak ilk başta , ne yaparsın? O sorunu enine boyuna

düşünürsün.Geçici bir süre sorun odaklı

olmak işlevseldir.Ama insanlar

yıllar içinde yüzlerce

binlerce yıl içinde bence birazcık yanlış anlamış

ya da ipin ucunu kaçırmış.Ne yapıyor mesela.

Zihni bir kamera lensi gibi düşün.Bir açısı var.

Dar açısı var , geniş açısı var.Sorun odağına

çok verdiğin zaman belirli bir süre bunu yapmak

sıkıntı değil.Bence gayet de mantıklı.

İş yerinde bir sorun yaşıyorsun.Kameranı tamamen oraya odaklıyorsun.

Gözün o anda sorundan başka bir şeyi

görmüyor ve o sorunu çözmek için bütün çabanı ,

zihinsel performansını ortaya koyuyorsun.Belirli bir süre bu mümkün

ve mantıklı.Ama bu

öyle bir hal alıyor ki o kamera lensi , o açı

bir şekilde değişmiyor.Uzun süre böyle kalıyor ve senin

gözün sorundan başka bir şeyi görmüyor !

Eşin oradan sana sesleniyor.Beyhan ne yapıyorsun , çay getireyim mi ?

Çay içer misin ? Yok şu an canım istemiyor.

Çocuklar üstüne atlıyor , hadi bir şeyler yapalım baba oynayalım.

Yok şimdi değil.Arkadaşın arıyor Beyhan hadi gel dışarıda

buluşalım kahve içelim.Yok şimdi değil.Ne yapmış oluyorsun ?

Tamamen ama tamamen soruna odaklanmış oluyorsun.

Hayatın doğal , rutin ve iyi giden yönlerini

görmüyorsun.İşte bu çok sıkıntılı bir şey ve seni o kafaya takma

çukuruna , döngüsüne sokacaktır.Böyle bir duruma

düştüğünü anladığın anda kamerayı tekrar

geniş açı moduna getirmen lazım.Eğer sorun varsa

vardır zaten.Eğer belirli bir süre düşünüp çözemediysen

yapabilecek bir şey yoktur.Hayatının rutinlerine devam etmelisin.

Böyle olunca sorun ortadan kalkmayacak ama bu kadar

kötü de hissetmeyeceksin kendini.Son zamanlarda kafana

taktığın konuları gözden geçir bakalım neleri kafana

takıyorsun.Her o kafaya takma atağı ortaya çıktığı zaman

seni bunalttığı zaman sen zannedersin ki

her atak emsalsizdir.Her atak birbirinden farklıdır

Ama işin aslı böyle değil !

Şöyle geriye dönüp bir düşün bakalım.Seni bunaltan

düşünceleri , düşünce şemalarını

bir değerlendir.Şunu fark edeceksin.

Şöyle bir durum vardır.Seni rahatsız eden ,

kafana taktığın düşünceler benzer düşüncelerdir.

Ve bu düşünceleri sen o an aklına getiriyorsun.

Mesela senin içindeki ses diyor ki ... O an istediğin

gibi bir ilişkin yoktur.Hep yalnız kalacaksın Beyhan.

Sen hiç kimseyi bulamacaksın.Hayatın hep yalnız geçecek.

Ya da kendini yeterince başarılı hissetmiyorsundur.

Başarısızsın Beyhan.Başarılı değilsin.

Neyi başardın ki sen zaten... gibi bu düşünce atakları

seni bunaltacaktır ya da o anda kötü bir şey oluyordur.

İnsanlarla bir sorun yaşıyorsundur.Bak gördün mü

hiç kimse seni sevmiyor , hiç kimse sana değer vermiyor.

güzel ilişkiler kuramıyorsun ... gibi o kafaya takma

atağı seni bunaltmaya başlıyor.

Sen zannediyorsun ki , düşünce olarak bu karşına çıkıyor ya

bunu gerçekmiş gibi algılıyor zihnin.Diyor ki sana ;

yalnız kalacaksın, yalnız kalacaksın , yalnız kalacaksın.

Zihnin bunu sanki birisi sana net bir şekilde

gelecekten haber getirmiş gibi , kesin bir kehanet

bir gerçeklikmiş gibi algılıyor.

Burada yapman gereken çok önemli bir şey var.

Sen şimdi bu düşüncelere odaklandın ,

kafaya sıklıkla taktığın şeyleri belirledin ,

bunları etiketlemen lazım.Bunlara bir isim vermen o kadar çok işine yarıyor ki ,

diyorsun ki mesela ... ''Yalnızlık canavarı''

Mesela ben yalnızlığı kafama takan bir insansam eğer ,

yalnız kalma düşüncesini , bu atak bana geldiği zaman

ben diyorum ki , '' Bak , şu anda gerçek değil.

Yalnızlık canavarı yine sesini yükseltmeye başladı ,

yine o orada konuşuyor. '' Zihnine şöyle bir mesaj veriyorsun.

Şu an konuşan ses düşüncelerimin sesi ve

gerçek değil.Bunu ciddiye alma.

Böyle olunca , yine biraz önce söylediğim gibi

mucizevi bir şekilde o düşünce ortadan kalkmıyor ama eskisi gibi

seni etkileme noktasında devam edemiyor.

Düşüncenin gücünü zayıflatıyorsun.Çünkü onu etiketledin ve

zihnine şu mesajı verdin. '' Bu gerçek değil , sadece

bir düşünce. '' Zihin bir hayvan olsaydı

bence , belgesellerde sıklıkla karşılaşılan bir

kuş türü var ya.Sinek kuşuydu yanlış hatırlamıyorsam.Saniyede bilmem kaç kere

kanat çırpan.Gözle fark edemiyorsun onun

kanat hareketlerini.Zihin öyle bir hayvan olurdu.O kadar

hızlı hareket ediyor ki , o kadar çok

kanat hareketi var ki sen fark edemiyorsun.Bir ona konuyor , bir ona konuyor.

Sen buradasın , zihin aynen

böyle bir hayvan olurdu.Çünkü şöyle bir durum var.

Geçmişine takılıyorsun , geçmişinde bir mevzuya bakarken

birden oradan pat diye geleceğe atlıyorsun.Ordan ona , buna derken

olay Allah benim belamı versin modu dediğim

bir hale dönüyor.Ben neyi başardım ki ,

hiçbir şey iyi gitmiyor , eyvah ben bittim , mahvoldum , hiç bir güzel ilişkim yok.

Ne yaptığının farkında bile değilsin o anda.Zihin bir oraya konuyor ,

bir buraya konuyor , dolaşmaya başladı.

Zihninin kontrolünü kaybettin ve sana kalan tek şey

bir şekilde olumsuzluklar oldu.Böyle bir durumda

zihninin kontrolünü kaybetmeye başladığını hissettiğinde

seni kurtaracak tek şey şu ana

şimdiye odaklanmak.Çünkü ,

ne geçmişte kontrolün var ne gelecekte kontrolün var.Tek

elinde olan an şimdi.Ne yapacaksın peki ?

Bunu yapabilmek için dikkat etmen gereken şey ana odaklanmak.

Diyelim ki kendimi çok gergin hissettiğimde

veya kafama bir şey taktığımı ve o düşüncelerin içinde

boğulduğumu hissettiğim zaman, kendimi hemen ana çekmek için

nefes alışıma odaklanıyorum.Beyhan diyorum ; ''Dön dön

bu tarafa dön.''

o nefesin burnumdan girdiği yeri , ciğerlerime ulaşmasını

sonrasında onu dışarı verme halime

odaklanıyorum.Sonra oturduğum yere ,

oturduğum zeminin vücuduma temas ettiği ana

vücut duyularıma odaklanıyorum.

Sonra etrafımdaki seslere odaklanıyorum.Diyorum ki ;

kuşlar cıvıldıyor , rüzgarın sesi geliyor.

Sadece şu anın uyaranlarına bile odaklanmak

beni o düşünce girdabından

düşünce fırtınasından uzaklaştırıyor.

Sen de böyle anlarda ana odaklanmayı deneyebilirsin.

Bu ana odaklanma kısmını

ben biraz kısa anlattım.Youtube veya başka

podcastlerde çok fazla buna benzer meditasyon

çalışması , ana odaklanma çalışması mevcut.

Bunları hayatına uygulayabilirsin , deneyebilirsin.

Şimdi izleyen dostların şöyle bir beklentisi oluyor.Ben bir şeyi

izlediğim zaman şak diye , aynen bir

anahtarın dişleri gibi , onu sokucam anahtarın yuvasına

birden çevireceğim ve şaaak ...

Dünya varmış.Kafaya takmaktan

kurtulacakmış gibi hissediyor.Ama malesef

psikolojik durumlar söz konusu olduğu zaman , düşünce alışkanlıkları

söz konusu olduğu zaman birden değişimler

genelde mucizelerle olur.Mucizeler de bence gerçek hayatta pek yok.

Şimdi , bu işler yavaş yavaş

adım adım olur.yıllar alan bir süreç içerisinde

eskiye oranla kafaya takmamayı öğrenebilirsin.

Ama önemli olan şu ; sen yaşadığın olaylara

anlam yükleyip , onları bir ders

olarak değerlendirirsen, olayı değiştirme noktasında

girişimlerin olursa değişebiliyorsun.Yoksa elli altmış yaşına

gelsen de hala şu anda olduğu gibi

kafana takıyor olabilirsin bazı mevzuları.

Zaman alacak ama çaba gösterdikten sonra önünde sonunda

bu konuda ilerleme sağlayacaksın.Beni dinlediğin için

teşekkür ediyorum güzel insan.Eğer bu videoyu beğendiysen

beğenmeyi ve kanalıma abone değilsen abone olmayı unutma.

Kendine çok iyi davran.Görüşmek üzere...

Kafaya Takmamak İçin Pratik Öneriler |not to care||| Πρακτικές προτάσεις για να μην ανησυχείτε Practical Tips for Not Worrying 避免擔憂的實用建議

Dünya aslında o kadar da karmaşık

bir yer değil.

Biz sadece yaşasaydık ve yaşayıp gitseydik bu dünyadan |||||||the world

yaşadığımız olaylara ve dünyaya farklı anlamlar yüklemeseydik ||||||we hadn't assigned

hayatı çok daha basit bir şekilde yaşayıp geçip giderdik. ||||||||we would pass

Ama işte yaşadığımız olaylar , geçmişte yaşadığımız şeyler , gelecekte yaşama ihtimalimiz olan olaylar derken |||||||||our possibility|||

biz insanlar

dünyayı , ilişkilerimizi ve hayatı the world|||

karmakarışık hale getiriyoruz.Burada kafaya takma hali dediğimiz |||||take to heart||

bir mevzu ortaya çıkıyor ve düşünceler bizim |topic|||||

hayatımızın keyfini kaçırmaya başlıyor. ||ruin|

Ne yapıyoruz ? Kafamıza gelen düşünceler zihnimizi esir alıyor ||||||captivates|

ve andan bizi kopartıyor. |||disconnects

Geçmişin gölgesinde yaşıyoruz , geleceğin tehdidi the past's||||

altında yaşıyoruz ve böyle bir durum seni hayattan tat alma konusunda |||||||||taste|

ciddi sıkıntıya sokuyor.

Bu videoda sana kafaya takmama konusunda uygulayıp ||||not caring||

yapabileceğin birkaç tane öneri vereceğim.Genelde you can do|||||

kafaya taktığın şeyler hayattan beklentinin yüksek olması |focused on|||||

ile alakalıdır ve arada bir neden sonuç ilişkisi vardır. |related|||||||

Zannedersin ki hayatta belli bir davranış you think|||||

yaptığın zaman

ortaya belli bir sonuç çıkacak.Ve bu işler

umduğun gibi gitmediği zaman ortaya koyduğun çaba |||||you put forth|

emeklerin karşılıksız kaldığı zaman |unreciprocated||

bu sefer neden böyle oldu diye durmadan sorgulamaya başlarsın. |||||||questioning|

Ya da sen güzel şeyler yaptığın zaman başka insanlara

o insanlar sana güzel davranmadığı zaman ||||did not behave|

ben nerede yanlış yaptım diye kendini sorgulamaya başlarsın. ||||||to question|

Geçmişini düşünürsün , başarısızlıklarını düşünürsün |you think||

ve dersin ki bende bir hata olmalı

ya da çevremde hata olmalı.Ve böyle bir ||around me|||||

olayı karmaşıklaştırma sürecine girdiğin zaman ||process||

derin bir çukura çekiliyormuş gibi olursun ve |||pulling in|||

bunun neticesinde bir bakmışsın ki o yararsız düşünceler ||||||useless|

senin zihnini esir almaya başlar ve sen o düşünce çukurunun içinde |mind|||||||||

beklerken hayatı kaçırırsın.Ve bu durum ||you miss out|||

aslında yoğun kafaya takma halidir. |||worry about|

Peki hayat gerçekten sana bir şey vaat etti mi ? Hayat gerçekten ||||||promised||||

adil midir?Farkında olmadan hayata ilişkin fair|||||

o kadar yanlış öğrenmelerimiz oluşmuş ki. |||our learnings||

Diyoruz ki hayatta her şey adilmiş gibi |||||fairly distributed|

Öyle bir dünya yok.Baksana devletler arası ||||Look at||

düzene , insanlar arası düzene. ||between people|

Görünüşte her şey adilmiş gibi görünse de aslında |||fairness||||

öyle bir şey yok.Yani kimse kimseye bir şey söz vermiyor.

En iyi şekilde davrandığın insan |||you behaved|

sana en kötü şeyi yapabiliyor.Hiçbir şeyin garantisi yok. ||||can do||||

Eğer ki sen hayata

sadece yaşamak gözüyle bakarsan, beklenti içine girmezsen ||||||if you don't enter

diğer insanlarla ilgili , hayatla ilgili |||about life|

sadece yapıp geçersen o zaman birazcık daha bu beklentileri ||if you pass||||||

azaltdığın takdirde kafaya takma durumu daha |if you reduce||||

az ortaya çıkacaktır.Özellikle kötü şeyler ||will emerge|||

yaşadığın zaman da kendi kendine belki

şöyle diyorsundur.Ben bunu hak etmedim , ben neden böyle şeyler yaşıyorum. ||||deserve||||||

Bu düşünce çemberi o kadar ağırdır ki , ||the circle||||

şöyle bir durum var.Sanki sen bir şey

iyi bir şey yaparsan iyi seni bulacak , ||||||will find you

kötü bir şey yaparsan kötü seni bulacak. ||||||will find

İyi bir şey yaptığın zaman iyinin seni bulması da tesadüf |||||good||||

iyi bir şey yaptığım zaman kötü bir şeyin seni bulması da tesadüf |||||||||||coincidence

bazen de tam tersi kötü bir şey yaptığın zaman |||the opposite|||||

iyi bir şeyin seni bulması da tesadüf. ||||||coincidence

Hayat baktığın ve gördüğün gibi çok anlamlı bir |you look at||||||

bütün değil aslında.Kimse sana söz vermedi.

Hayat öyle ya da böyle devam ediyor.

Sadece oluyor , sen ona anlamlar yüklüyorsun. |||||loading meanings

Kafaya taktığımız şeylerin başında geçmişin hesaplaşmaları, |we are obsessed with||||

geleceğin belirsizlikleri geliyor.Bundan sonra |uncertainties|||

gelen şey ise diğer insanların bize yaptıkları

söyledikleri şeyler.İşte burada dikkat etmen gereken bir şey var. what they said|||||||||

Birisi sana olumsuz bir şey söylediği zaman

birisi sana kötü bir şey yaptığı zaman

sen o anda düşünüyorsun ki onun yaptığı kötü şey |||you are thinking|||||

seninle ilgili ve tamamen seni hedef alıyor.

Böyle olunca neden bana böyle yaptı , neden bana

böyle davrandı diye kendi içinde bir döngüye |behaved like that|||||

düşünce döngüsünün içine giriyorsun.Zaten dediğimiz gibi |||you are entering|||

bu düşünce çukuruna düştüğün zaman hayattan kopmak ||pit||||

durumuna geliyorsun.Şimdi bir de şöyle bakmanı |you're coming|||||

isteyeceğim ben senden.Karşı taraf sana I will want|||||

çıktı olarak bir davranış ya da söz söylüyor.

Sen sadece o anda onun söylediği ya da yaptığı

şeyi görüyorsun.Sadece o anda

o ana odaklanarak.Şimdi filmi durduralım o kareye |||||let's pause||

bakalım.O kişinin sana yaptığı ya da söylediği şeyin

gerisine doğru bir dedektiflik çalışması yaparak |||||by doing

geriye doğru bir gidelim bakalım.Bu kişi bunu neden söylüyor.

Çoğu zaman insanların kendi travmaları ||||traumas

yaşantıları , beklentileri , hayal kırıklıkları o kadar ağır ki experiences|||||||

insanlar bunu telafi etmek için

hırçınca bir çaba sergileyebiliyorlar.Karşı taraf üzülmüş mü , |||can display||||

yıpranmış mı hiç önemli değil.Sadece kişi orada kendini worn out||||||||

düşünüyor ve kendi ruhsal durumunu birazcık ||||his mental state|

olsun yukarı çekmeye çalışıyor.İşte sen o dondurduğun |||||||frozen

filmin karesine bakıyorsun ve diyorsun ki aslında |frame's|||||

o kişinin bana yaptığı ya da söylediği şeyler

tam olarak benimle alakalı değil.Böyle olunca zihinsel anlamda

o ortamdan , o durumdan , o kötü koşuldan |the environment|||||

kendini ayırıyorsun, kendini koruyorsun.Ve sonrasında |||protecting yourself||

başka insanların seninle ilgili yaptığı

ya da söyledikleri şeyi daha az kafaya takıyorsun. ||what they said|||||

Sanırım kafaya takma konusunda bize en çok zarar veren ||worry about||||||

şeylerin başında neden sorusu geliyor.Geçmişle ilgili |||question|||

kurcalamalar yaptığın zaman, geçmişi böyle deşmeye başladığın zaman

karşına şöyle bir soru çıkacak.Neden?

Neden böyle bir şey yaşadım ben?

O neden böyle bir şey yaptı bana? Neden aldattı beni ? Neden bana ||||||||cheated on|||

böyle davrandı? Neden , neden , neden? Şimdi |he/she acted||||

hep bir anlam ararsın , bir sebep ararsın.Belki benimle alakalı ||meaning|||||||

dersin.Belki ben bir hata yaptım dersin.

Ama o belirsizlik neden sorusuna cevap ||||question|

olamadıkça daha da unless we can||

saldırmaya başlarsın bir cevap bulmak adına.Yine ne yaptık ? to attack||||||||

O düşünce döngüsünün , kafaya takma döngüsünün ||||don't worry about|

içine girmiş olduk.Ben şunu net olarak söyleyebilirim sana. |||||clearly|||

Bazen bazı şeyler sadece olur.Bir sebebi yoktur.

Bazen bazı insanlar seni aldatır. ||||deceive you

Bu böyledir , doğasında vardır çünkü.Sen değil de |that's how it is||||||

başka biri de orda olsaydı yine aldatacaktır. ||||||will deceive

Ya da birisi sana kötü bir şey yapıyorsa , |||||||is doing

sana zarar veriyorsa , sadece yapmak için yapmıştır.

Evet bu acı olacaktır ama , sen sadece neden

tuzağına düştüğün zaman , onu çok kurcaladığın zaman |you fell into|||||

ne oluyor biliyor musun? Geçmişindeki bir anıyı ||||in your past||

yüzlerce kez kurcaladığın zaman sanki radyoaktif bir maddeye hundreds|||||||

çok sık maruz kalıyormuşsun gibi geliyor ve ||exposed to||||

ve bundan dolayı çok sık hasta oluyorsun.O yüzden

neden diye sorma bence , bazen sadece olmuştur. ||||||has happened

Yoluna devam et.Özellikle hayatımızda

kötü zamanlar geçirdiğimiz zaman dilimlerinde ||we went through||

kafaya taktığımız , yoğun bir şekilde kötü şeyleri düşündüğümüz |focused on||||||

zaman diliminde sadece sorun odaklı düşünürüz. ||||problem|

Bu aslında insanların önemli özelliklerinden

birisidir.Çünkü şöyle bir amacı vardır. Sorun odaklı |||||||problem-focused

olursak ilk başta , ne yaparsın? O sorunu enine boyuna |||||||back and forth|

düşünürsün.Geçici bir süre sorun odaklı you think|||||

olmak işlevseldir.Ama insanlar |functional||

yıllar içinde yüzlerce ||hundreds

binlerce yıl içinde bence birazcık yanlış anlamış

ya da ipin ucunu kaçırmış.Ne yapıyor mesela. ||the end of the string|||||

Zihni bir kamera lensi gibi düşün.Bir açısı var. |||lens|||||

Dar açısı var , geniş açısı var.Sorun odağına Narrow|||||||

çok verdiğin zaman belirli bir süre bunu yapmak |you gave||||||

sıkıntı değil.Bence gayet de mantıklı. |||||reasonable

İş yerinde bir sorun yaşıyorsun.Kameranı tamamen oraya odaklıyorsun. |||||camera|||

Gözün o anda sorundan başka bir şeyi |||problem|||

görmüyor ve o sorunu çözmek için bütün çabanı , |||||||effort

zihinsel performansını ortaya koyuyorsun.Belirli bir süre bu mümkün |your performance|||||||

ve mantıklı.Ama bu |logical||

öyle bir hal alıyor ki o kamera lensi , o açı |||||||||angle

bir şekilde değişmiyor.Uzun süre böyle kalıyor ve senin ||doesn't change||||||

gözün sorundan başka bir şeyi görmüyor ! |problem||||

Eşin oradan sana sesleniyor.Beyhan ne yapıyorsun , çay getireyim mi ? your spouse|||||||||

Çay içer misin ? Yok şu an canım istemiyor.

Çocuklar üstüne atlıyor , hadi bir şeyler yapalım baba oynayalım. ||jumping on||||||

Yok şimdi değil.Arkadaşın arıyor Beyhan hadi gel dışarıda |||Your friend|||||

buluşalım kahve içelim.Yok şimdi değil.Ne yapmış oluyorsun ? ||have coffee||||||

Tamamen ama tamamen soruna odaklanmış oluyorsun. ||||focused|

Hayatın doğal , rutin ve iyi giden yönlerini ||||||aspects

görmüyorsun.İşte bu çok sıkıntılı bir şey ve seni o kafaya takma |||||||||||worry

çukuruna , döngüsüne sokacaktır.Böyle bir duruma |its cycle||||

düştüğünü anladığın anda kamerayı tekrar |understood|||

geniş açı moduna getirmen lazım.Eğer sorun varsa |angle||||||

vardır zaten.Eğer belirli bir süre düşünüp çözemediysen |||||||couldn't solve

yapabilecek bir şey yoktur.Hayatının rutinlerine devam etmelisin. |||||routines||

Böyle olunca sorun ortadan kalkmayacak ama bu kadar ||||won't go away|||

kötü de hissetmeyeceksin kendini.Son zamanlarda kafana ||you won't feel||||

taktığın konuları gözden geçir bakalım neleri kafana |||review|||

takıyorsun.Her o kafaya takma atağı ortaya çıktığı zaman ||||don't worry about||||

seni bunalttığı zaman sen zannedersin ki ||||you think|

her atak emsalsizdir.Her atak birbirinden farklıdır ||is unmatched||||

Ama işin aslı böyle değil !

Şöyle geriye dönüp bir düşün bakalım.Seni bunaltan |||||||overwhelming

düşünceleri , düşünce şemalarını ||thought schemas

bir değerlendir.Şunu fark edeceksin.

Şöyle bir durum vardır.Seni rahatsız eden ,

kafana taktığın düşünceler benzer düşüncelerdir. your mind||||

Ve bu düşünceleri sen o an aklına getiriyorsun. ||||||to mind|

Mesela senin içindeki ses diyor ki ... O an istediğin |||voice|||||

gibi bir ilişkin yoktur.Hep yalnız kalacaksın Beyhan. ||||||you will stay|

Sen hiç kimseyi bulamacaksın.Hayatın hep yalnız geçecek. |||will not find||||

Ya da kendini yeterince başarılı hissetmiyorsundur. |||||you don't feel

Başarısızsın Beyhan.Başarılı değilsin. |||are not successful

Neyi başardın ki sen zaten... gibi bu düşünce atakları |you succeeded|||||||

seni bunaltacaktır ya da o anda kötü bir şey oluyordur. |will annoy you||||||||

İnsanlarla bir sorun yaşıyorsundur.Bak gördün mü |||you are experiencing|||

hiç kimse seni sevmiyor , hiç kimse sana değer vermiyor. |||||||value|

güzel ilişkiler kuramıyorsun ... gibi o kafaya takma ||||||don't worry about

atağı seni bunaltmaya başlıyor. ||overwhelm|

Sen zannediyorsun ki , düşünce olarak bu karşına çıkıyor ya ||||||in front of you||

bunu gerçekmiş gibi algılıyor zihnin.Diyor ki sana ; ||||the mind|||

yalnız kalacaksın, yalnız kalacaksın , yalnız kalacaksın. |you will be alone||||

Zihnin bunu sanki birisi sana net bir şekilde |||||clear||

gelecekten haber getirmiş gibi , kesin bir kehanet from the future||||||

bir gerçeklikmiş gibi algılıyor. |reality||

Burada yapman gereken çok önemli bir şey var.

Sen şimdi bu düşüncelere odaklandın , ||||focused on

kafaya sıklıkla taktığın şeyleri belirledin , ||you wear||

bunları etiketlemen lazım.Bunlara bir isim vermen o kadar çok işine yarıyor ki , ||||||give||||||

diyorsun ki mesela ... ''Yalnızlık canavarı'' ||||monster

Mesela ben yalnızlığı kafama takan bir insansam eğer , ||loneliness|||||

yalnız kalma düşüncesini , bu atak bana geldiği zaman ||||attack|||

ben diyorum ki , '' Bak , şu anda gerçek değil.

Yalnızlık canavarı yine sesini yükseltmeye başladı , |monster||||

yine o orada konuşuyor. '' Zihnine şöyle bir mesaj veriyorsun. ||||your mind||||

Şu an konuşan ses düşüncelerimin sesi ve ||||my thoughts||

gerçek değil.Bunu ciddiye alma. |||take seriously|

Böyle olunca , yine biraz önce söylediğim gibi

mucizevi bir şekilde o düşünce ortadan kalkmıyor ama eskisi gibi ||||||is not disappearing|||

seni etkileme noktasında devam edemiyor.

Düşüncenin gücünü zayıflatıyorsun.Çünkü onu etiketledin ve |||||labeled|

zihnine şu mesajı verdin. '' Bu gerçek değil , sadece your mind|||||||

bir düşünce. '' Zihin bir hayvan olsaydı ||mind|||

bence , belgesellerde sıklıkla karşılaşılan bir |||encountered|

kuş türü var ya.Sinek kuşuydu yanlış hatırlamıyorsam.Saniyede bilmem kaç kere ||||Hummingbird|||||||

kanat çırpan.Gözle fark edemiyorsun onun ||Watch out|||

kanat hareketlerini.Zihin öyle bir hayvan olurdu.O kadar ||mind||||||

hızlı hareket ediyor ki , o kadar çok

kanat hareketi var ki sen fark edemiyorsun.Bir ona konuyor , bir ona konuyor. ||||||you can't||||||

Sen buradasın , zihin aynen |you are||

böyle bir hayvan olurdu.Çünkü şöyle bir durum var.

Geçmişine takılıyorsun , geçmişinde bir mevzuya bakarken ||||issue|

birden oradan pat diye geleceğe atlıyorsun.Ordan ona , buna derken |||||you're jumping||||

olay Allah benim belamı versin modu dediğim |||||mode|

bir hale dönüyor.Ben neyi başardım ki , |||||succeeded|

hiçbir şey iyi gitmiyor , eyvah ben bittim , mahvoldum , hiç bir güzel ilişkim yok. |||||||I'm ruined|||||

Ne yaptığının farkında bile değilsin o anda.Zihin bir oraya konuyor , |||||||mind|||

bir buraya konuyor , dolaşmaya başladı. |||to wander|

Zihninin kontrolünü kaybettin ve sana kalan tek şey ||lost control|||||

bir şekilde olumsuzluklar oldu.Böyle bir durumda ||negatives||||

zihninin kontrolünü kaybetmeye başladığını hissettiğinde ||losing control||

seni kurtaracak tek şey şu ana |save you||||

şimdiye odaklanmak.Çünkü , |to focus|

ne geçmişte kontrolün var ne gelecekte kontrolün var.Tek ||control||||||

elinde olan an şimdi.Ne yapacaksın peki ?

Bunu yapabilmek için dikkat etmen gereken şey ana odaklanmak. |be able to|||||||

Diyelim ki kendimi çok gergin hissettiğimde |||||when I feel

veya kafama bir şey taktığımı ve o düşüncelerin içinde |||||||thoughts|

boğulduğumu hissettiğim zaman, kendimi hemen ana çekmek için I am drowning|||||||

nefes alışıma odaklanıyorum.Beyhan diyorum ; ''Dön dön |breath pattern|||||

bu tarafa dön.''

o nefesin burnumdan girdiği yeri , ciğerlerime ulaşmasını ||my nose||||

sonrasında onu dışarı verme halime |||give|

odaklanıyorum.Sonra oturduğum yere , I am focusing|||

oturduğum zeminin vücuduma temas ettiği ana I sat|||||

vücut duyularıma odaklanıyorum. body||

Sonra etrafımdaki seslere odaklanıyorum.Diyorum ki ; ||the sounds|||

kuşlar cıvıldıyor , rüzgarın sesi geliyor. birds||||

Sadece şu anın uyaranlarına bile odaklanmak |||||to focus

beni o düşünce girdabından |||whirl

düşünce fırtınasından uzaklaştırıyor. |storm|

Sen de böyle anlarda ana odaklanmayı deneyebilirsin. |||||focus|

Bu ana odaklanma kısmını

ben biraz kısa anlattım.Youtube veya başka

podcastlerde çok fazla buna benzer meditasyon |||||meditation

çalışması , ana odaklanma çalışması mevcut. study||||

Bunları hayatına uygulayabilirsin , deneyebilirsin.

Şimdi izleyen dostların şöyle bir beklentisi oluyor.Ben bir şeyi |watching||||||||

izlediğim zaman şak diye , aynen bir ||snap|||

anahtarın dişleri gibi , onu sokucam anahtarın yuvasına the key's||||||

birden çevireceğim ve şaaak ... |I will turn||

Dünya varmış.Kafaya takmaktan |||to worry about

kurtulacakmış gibi hissediyor.Ama malesef would be saved||||

psikolojik durumlar söz konusu olduğu zaman , düşünce alışkanlıkları |conditions||||||

söz konusu olduğu zaman birden değişimler |||||changes

genelde mucizelerle olur.Mucizeler de bence gerçek hayatta pek yok. |||miracles||||||

Şimdi , bu işler yavaş yavaş

adım adım olur.yıllar alan bir süreç içerisinde ||||||process|

eskiye oranla kafaya takmamayı öğrenebilirsin. ||||you can learn

Ama önemli olan şu ; sen yaşadığın olaylara ||||||events

anlam yükleyip , onları bir ders |assign meaning|||

olarak değerlendirirsen, olayı değiştirme noktasında |evaluate|||

girişimlerin olursa değişebiliyorsun.Yoksa elli altmış yaşına ||can change||||

gelsen de hala şu anda olduğu gibi if you came||||||

kafana takıyor olabilirsin bazı mevzuları. |worrying about|||

Zaman alacak ama çaba gösterdikten sonra önünde sonunda ||||after showing|||

bu konuda ilerleme sağlayacaksın.Beni dinlediğin için ||progress||||

teşekkür ediyorum güzel insan.Eğer bu videoyu beğendiysen

beğenmeyi ve kanalıma abone değilsen abone olmayı unutma. ||||if you aren't|||

Kendine çok iyi davran.Görüşmek üzere...