×

我们使用 cookie 帮助改善 LingQ。通过浏览本网站,表示你同意我们的 cookie 政策.

image

'Bira mı, şarap mı?' çekişmesine bilimsel yanıt

'Bira mı, şarap mı?' çekişmesine bilimsel yanıt

Çay mı kahve mi tartışması kadar yaygın konulardan biri de bira ve şarapla ilgilidir.

Tatları bir yana bu iki alkollü içki vücudu ve sağlığı farklı etkiler.

Bira daha mı çok kilo yapar? Kalbe yararları var mıdır? Hangisi daha çok baş ağrısına yol açar? Burada bira ve şarapla ilgili doğru ve yanlış inançlara bilimsel açıklama getirmeye çalışalım.

Hangisi daha çabuk sarhoş eder?

Yarım litreyi aşkın büyük bir bardak bira ile orta boy kadeh şarap yaklaşık olarak aynı miktarda alkol içerir. Fakat sarhoşluk hali bu alkolün kana karışması ile, bunun hızı ise içkinin türü ile ilgilidir. Texas Güneybatı Tıp Merkezi'nde 15 erkekle yapılan bir deneyde onlardan farklı günlerde farklı içkiler denemeleri istendi.

Aldıkları alkol miktarı vücut ağırlıkları bakımından eşdeğerdi ve hepsinin de içkilerini 20 dakika içinde içmesi gerekiyordu. Beklendiği şekilde sert içkiler kana daha hızlı karışmış ve kandaki alkol miktarı artmıştı.

Şarap, içtikten 54 dakika sonra, bira ise 62 dakika sonra kandaki alkol miktarı bakımından tavan yapmıştı. Yani ‘kafayı daha çabuk bulma' anlamında bir bardak şarap yarım litre biradan daha etkiliydi. Sonuç: Biranın sizi utandırması daha az muhtemeldir.

Hangisi daha çok göbek yapar?

Hiç düşünmeden ‘bira göbeği' sözünün doğru olduğunu söyleyebiliriz.

Alkol şekerden ötürü kalori içerir. Yarım litre birada 180 kalori vardır. Bu bir kadeh şarabın içerdiği kaloriden yüzde 50 daha fazladır. Orta derecede içki içenler açısından ise aradaki fark önemsenmeyecek kadar azdır.

Bir araştırmada bira ve şarap içenlerin orta vadede kilo almadığı görülmüştü. Fakat araştırma sadece 10 hafta sürmüştü ve bu süre içinde 1 kg alınmış olsa bile uzun vadede bunun toplamı büyük bir bira göbeği demektir. Sonuç: Göbek yapma bakımından bira az farkla öndedir denebilir.

Hangisi ertesi gün baş ağrısına yol açar?

Bilim insanları, içki sonrası oluşan baş ağrısı ve bulantı gibi ‘akşamdan kalma' haline neyin yol açtığını tam olarak bilmiyor.

Ancak vücudun su kaybetmesi en büyük etken olabilir. Çünkü alkol vücudumuza girenden daha fazla suyu idrar yoluyla dışarı atmaya neden olur. Fermentasyonun yan ürünleri de etkili olabilir.

Her içkiye özgü tat ve aromayı veren bu organik moleküller biraz fazla alındığında vücutta toksik etki yaratıp baş ağrısı ve bulantıya yol açabilir. Genel olarak koyu renkli içkilerin bu organik molekülleri daha fazla içerdiği sanılıyor.

Fakat buna dair kesin veriler bulunmuyor. Sonuç : Kesin sonuca varacak veri bulunmuyor.

Sağlık açısından hangisi daha iyi ya da kötü?

Günde bir kadeh şarap içmenin vücudu zindeleştirdiği, kalp hastalıkları, yüksek tansiyon ve diyabet riskini azalttığı söyleniyor.

Özellikle kırmızı şarapta bulunan ‘polifenol'lerin bunu sağladığı düşünülüyor. Bu maddelerin iltihabı azaltıcı ve vücuttaki zararlı kimyasalları temizleyici etkisinin olduğuna inanılıyor. Biranın da bir miktar polifenol içerdiği ancak bunun beyaz şaraptakine eşdeğer miktarda, yani kırmızı şaraptakinden daha az olduğu belirtiliyor.

Yani az miktarda içildiği takdirde bu içkiler yararlı olabilir. Sonuç: Kırmızı şarap biraya göre çok daha yararlı.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

'Bira mı, şarap mı?' çekişmesine bilimsel yanıt ||||discussion|scientifique|réponse scientifique بيرة||||منافسة|علمي| ||||competition|| "Bier oder Wein?" Wissenschaftliche Antwort auf Streit Επιστημονική απάντηση στο ερώτημα "Μπύρα ή κρασί; 'Beer or wine?' scientific response to strife Respuesta científica a la pregunta "¿Cerveza o vino? Réponse scientifique à la question "Bière ou vin ? Risposta scientifica al quesito "Birra o vino? ビールかワインか」の科学的な答え。 Wetenschappelijk antwoord op de vraag 'Bier of wijn? Naukowa odpowiedź na pytanie "Piwo czy wino? Resposta científica à pergunta "Cerveja ou vinho? Научный ответ на вопрос "Пиво или вино? Vetenskapligt svar på frågan "Öl eller vin? “啤酒還是葡萄酒?”科學解答爭議

Çay mı kahve mi tartışması kadar yaygın konulardan biri de bira ve şarapla ilgilidir. ||||discussion||||||||le vin| شاي||||النقاش|حتى|شائع|المواضيع|واحد||||النبيذ|يتعلق بال ||||debate||common|||||||is related Eines der Themen, das so häufig wie die Tee- oder Kaffeedebatte ist, dreht sich um Bier und Wein. Tea or coffee is one of the most common topics of discussion about beer and wine. Le débat sur la bière et le vin est aussi courant que celui sur le thé ou le café. A teáról vagy a kávéról szóló vitához hasonlóan gyakori a sörről és a borról szóló vita. Tão comum como o debate sobre o chá ou o café é o debate sobre a cerveja e o vinho.

Tatları bir yana bu iki alkollü içki vücudu ve sağlığı farklı etkiler. Les saveurs|||||alcoolisées|boisson alcoolisée|||||effets Their flavors|||||alcoholic|||||| نكهات||جانب|هذا|اثنين|الكحول|مشروبات كحولية|الجسم||الصحة||تأثيرات Abgesehen vom Geschmack wirken sich diese beiden alkoholischen Getränke unterschiedlich auf Körper und Gesundheit aus. Aside from taste, these two alcoholic beverages affect their body and health differently. Outre leur goût, ces deux boissons alcoolisées ont des effets différents sur le corps et la santé. Para além do seu sabor, estas duas bebidas alcoólicas afectam o corpo e a saúde de forma diferente. Помимо вкуса, эти два алкогольных напитка по-разному влияют на организм и здоровье.

Bira daha mı çok kilo yapar? بيرة|أكثر||||يؤدي ||||weight gain| Bier macht mehr Gewicht? Does the beer lose more weight? La bière fait-elle grossir ? A cerveja engorda? Kalbe yararları var mıdır? le cœur||| |benefits|| |فوائد|| Gibt es Vorteile für das Herz? Are there any benefits to the heart? Y a-t-il des avantages pour le cœur ? Existem benefícios para o coração? Есть ли польза для сердца? Hangisi daha çok baş ağrısına yol açar? ||||de maux de tête|| أيٌّ منها||||الصداع|| ||||headache|| Welche verursacht mehr Kopfschmerzen? Which leads to more headaches? Lequel provoque le plus de maux de tête ? Qual deles causa mais dores de cabeça? Какой из них вызывает больше головной боли? Burada bira ve şarapla ilgili doğru ve yanlış inançlara bilimsel açıklama getirmeye çalışalım. ||||||||croyances|||apporter une| |||||||خطأ|معتقدات|علمي|تفسير|تقديم| ||||||||beliefs|scientific|explanation||let's work Lassen Sie uns versuchen, eine wissenschaftliche Erklärung für wahre und falsche Überzeugungen über Bier und Wein zu liefern. Let us try to explain the correct and false beliefs about beer and wine. Essayons de donner une explication scientifique aux vraies et fausses croyances sur la bière et le vin. Здесь давайте попробуем дать научное объяснение истинным и ложным представлениям о пиве и вине.

Hangisi daha çabuk sarhoş eder? |||ivre| أي واحد|||مخمور| |||drunk| Was wird schneller betrunken? Which one gets drunk faster? Lequel vous enivre le plus rapidement ? Qual é que te embebeda mais depressa?

Yarım litreyi aşkın büyük bir bardak bira ile orta boy kadeh şarap yaklaşık olarak aynı miktarda alkol içerir. |la litre|plus de|||||||taille|verre||||||| Half a|liter|"more than"|large|a||||||wine glass|wine||||||contain نصف||أكثر من||||||متوسط||كأس||||||| |リットル||||||||中くらい|||||||アルコール| Ein großes Glas Bier über einem halben Liter und ein mittleres Glas Wein enthalten ungefähr die gleiche Menge Alkohol. Over half a liter of a large glass of beer and a medium glass of wine contain approximately the same amount of alcohol. Un grand verre de bière de plus d'un demi-litre et un verre de vin de taille moyenne contiennent approximativement la même quantité d'alcool. Um copo grande de cerveja com mais de meio litro e um copo médio de vinho contêm aproximadamente a mesma quantidade de álcool. Большой бокал пива объемом более полулитра и средний бокал вина содержат примерно одинаковое количество алкоголя. Fakat sarhoşluk hali bu alkolün kana karışması ile, bunun hızı ise içkinin türü ile ilgilidir. |état d'iv||||sang|mélange dans le|||speed||de la boisson|type|| لكن|سكر|الحالة||||||هذا||هو|المشروب|النوع|| |intoxication|state||the alcohol's||||its speed||||type|| |酔っ払い|||アルコールの|血液|混ざる|||速度||飲み物の|種類||関連している Der Zustand der Trunkenheit hängt jedoch mit der Einmischung dieses Alkohols in das Blut zusammen, und seine Geschwindigkeit hängt mit der Art des Getränks zusammen. But the state of drunkenness of this alcohol into the bloodstream, its speed is related to the type of drink. Toutefois, l'intoxication dépend de la vitesse à laquelle l'alcool est absorbé dans le sang et du type de boisson. No entanto, a intoxicação depende da velocidade a que o álcool é absorvido pela corrente sanguínea e do tipo de bebida. Но состояние опьянения связано с смешиванием этого алкоголя с кровью, а его скорость связана с типом напитка. Texas Güneybatı Tıp Merkezi’nde 15 erkekle yapılan bir deneyde onlardan farklı günlerde farklı içkiler denemeleri istendi. Texas|sud-ouest||au Centre||||l'expérience|||||boissons|essayer| Texas|||||conducted||experiment||||||trying different drinks|requested ||||مع الرجال|المُجريَة||في التجربة|||||مشروبات|تجارب| テキサス|南西||センターで|男性たち|||実験で|||日々|異なる|飲み物|飲み物を試す|求められた في تجربة أجريت على 15 رجلاً في مركز تكساس الجنوبي الغربي الطبي، طُلب منهم تجربة مشروبات مختلفة في أيام مختلفة. In einem Experiment mit 15 Männern im Texas Southwestern Medical Center wurden sie gebeten, an verschiedenen Tagen verschiedene Getränke zu probieren. In an experiment with 15 men at the Texas Southwest Medical Center, they were asked to try different drinks on different days. Dans le cadre d'une expérience menée au Texas Southwestern Medical Centre avec 15 hommes, on leur a demandé d'essayer différentes boissons à des jours différents. Numa experiência com 15 homens no Texas Southwestern Medical Centre, foi-lhes pedido que experimentassem bebidas diferentes em dias diferentes. В эксперименте с 15 мужчинами в Техасском юго-западном медицинском центре их попросили попробовать разные напитки в разные дни.

Aldıkları alkol miktarı vücut ağırlıkları bakımından eşdeğerdi ve hepsinin de içkilerini 20 dakika içinde içmesi gerekiyordu. qu'ils ont pris||||poids corporel||équivalente||||leurs boissons|||| التي تناولوها||||أوزان الجسم|من حيث|كانت متساوية||||مشروباتهم|||| ||amount||body weights||was equivalent||||their drinks|||drinking| 彼らの||||体重|体重に関して|同等だった||全員||飲み物|||飲むこと| وكانت كمية الكحول التي تناولوها هي نفسها من حيث وزن الجسم، وكان عليهم جميعًا شربها في غضون 20 دقيقة. Die Menge an Alkohol, die sie zu sich nahmen, entsprach ihrem Körpergewicht, und alle mussten ihr Getränk innerhalb von 20 Minuten trinken. The amount of alcohol they received was equivalent in body weight and they all had to drink in 20 minutes. Leur consommation d'alcool était équivalente en termes de poids corporel et ils devaient tous boire leur boisson en 20 minutes. O seu consumo de álcool era equivalente em termos de peso corporal e todos tinham de beber as suas bebidas no espaço de 20 minutos. Их потребление алкоголя было эквивалентно весу тела, и все они должны были выпить свои напитки в течение 20 минут. Beklendiği şekilde sert içkiler kana daha hızlı karışmış ve kandaki alkol miktarı artmıştı. comme prévu|||||||mélangées||sang|||avait augmenté كما هو متوقع||مشروبات كحولية قوية|||||اختلطت||الدم|الكحول||كان قد زاد |||||||mixed||in the blood|||increased 期待される|||||||混ざった||血中の|||増加していた وكما هو متوقع، دخلت المشروبات الغازية إلى مجرى الدم بشكل أسرع وزادت كمية الكحول في الدم. Erwartungsgemäß vermischten sich harte Getränke schneller mit dem Blut und der Alkoholgehalt im Blut nahm zu. As expected, hard drinks were mixed into the blood faster and the amount of alcohol in the blood increased. Comme prévu, l'alcool fort est absorbé plus rapidement dans le sang et le taux d'alcoolémie augmente. Как и ожидалось, крепкий алкоголь быстрее всасывался в кровь, и содержание алкоголя в крови увеличивалось.

Şarap, içtikten 54 dakika sonra, bira ise 62 dakika sonra kandaki alkol miktarı bakımından tavan yapmıştı. |avoir bu|||||||||||pic de l'alcool| نبيذ||||||||في الدم||مستوى الكحول||ذروة الكحول| ||||||||in the blood||||top|had peaked |飲んだ後|||||||||||ピーク| Wein erreichte seinen Höhepunkt im Blutalkoholgehalt 54 Minuten nach dem Trinken und Bier 62 Minuten nach dem Trinken. The wine peaked 54 minutes after drinking and 62 minutes after the beer. Le taux d'alcoolémie du vin a atteint son maximum 54 minutes après avoir été consommé et celui de la bière 62 minutes après avoir été consommé. Вино достигло пика содержания алкоголя в крови через 54 минуты после употребления, а пиво - через 62 минуты. Yani ‘kafayı daha çabuk bulma' anlamında bir bardak şarap yarım litre biradan daha etkiliydi. |la tête||||dans le sens||||||||plus efficace يعني|الدماغ|||العثور|||||||بيرة واحدة||كان أكثر فعالية |||||meaning||||||||more effective ||||||||||リットル|||効果的だった Mit anderen Worten, ein Glas Wein war in Bezug auf das „High-Werden“ effektiver als ein Pint Bier. So in terms of 'finding your head quicker', a glass of wine was more effective than half a liter of beer. En d'autres termes, un verre de vin était plus efficace qu'un demi-litre de bière pour "planer plus vite". Другими словами, бокал вина оказался более эффективным, чем пол-литра пива, с точки зрения "более быстрого получения кайфа". Sonuç: Biranın sizi utandırması daha az muhtemeldir. |la bière||vous embarrasser|||probable |the beer||embarrassing you|||is likely |البيرة||يحرجك||daha az| |ビールの||恥をかかせる|||可能性が低い Das Ergebnis: Bier ist weniger peinlich. Result: It is less likely that beer will embarrass you. Conclusion : La bière est moins susceptible de vous mettre dans l'embarras. Вывод: Пиво с меньшей вероятностью поставит вас в неловкое положение.

Hangisi daha çok göbek yapar? أيٌّ منها|||بطن| |||belly| |||お腹| Welcher macht mehr Bauch? Which one makes you gain more belly fat? Lequel vous donne le plus de ventre ?

Hiç düşünmeden ‘bira göbeği' sözünün doğru olduğunu söyleyebiliriz. |||du ventre|terme||| أبداً||بيرة|بطن|الكلمة||| |without thinking|||||| |||ビール腹|言葉|||言える Wir können ohne zu zögern sagen, dass das Wort „Bierbauch“ wahr ist. Without thinking, we can say that the word 'beer belly' is true. Sans réfléchir, on peut dire que le dicton "ventre de bière" est vrai. Не задумываясь, можно сказать, что поговорка "пивной живот" верна.

Alkol şekerden ötürü kalori içerir. ||en raison de|calories| الكحول||بسبب السكر|| ||due to|| |糖分|のため|カロリー| Alkohol enthält wegen des Zuckers Kalorien. Alcohol contains calories due to sugar. L'alcool contient des calories grâce au sucre. Алкоголь содержит калории за счет сахара. Yarım litre birada 180 kalori vardır. ||de bière|| نصف|لتر||| |||calories| ||ビール|| In einem halben Liter Bier stecken 180 Kalorien. There are 180 calories in one liter of beer. Bu bir kadeh şarabın içerdiği kaloriden yüzde 50 daha fazladır. |||du vin|calories contained|calories||| |كأس|||يحتوي على|سعرات حرارية||أكثر من|أكثر بكثير |||||calories in this glass of wine||| |||ワイングラスの|含まれている|カロリーの|||多いです Das sind 50 Prozent mehr Kalorien als ein Glas Wein. This is 50 percent more than the calories contained in a glass of wine. Cela représente 50 % de calories en plus qu'un verre de vin. Orta derecede içki içenler açısından ise aradaki fark önemsenmeyecek kadar azdır. ||||point of view||entre les||ne sera pas pris en|| متوسط|بدرجة متوسطة|||من حيث||الفرق بين||لا يُذكر|بقدر| ||||perspective of||the difference||not significant||is little |||飲酒者|||||重要視されない||少ない Für moderate Trinker ist der Unterschied vernachlässigbar. In terms of moderate drinkers, the difference is negligible. Pour les buveurs modérés, la différence est négligeable. Для умеренно пьющих людей разница незначительна.

Bir araştırmada bira ve şarap içenlerin orta vadede kilo almadığı görülmüştü. |||||ceux qui boivent||||| ||||||middle|in the medium term||did not| |||||||على المدى||لم يكتسبوا|كان قد وُجد |||||飲んでいる人々||中期||取らなかった|見られた Eine Studie ergab, dass Bier- und Weintrinker mittelfristig nicht zunehmen. One study found that those who drink beer and wine do not gain weight in the medium term. Une étude a montré que les buveurs de bière et de vin ne prenaient pas de poids à moyen terme. Одно исследование показало, что любители пива и вина не набирают вес в среднесрочной перспективе. Fakat araştırma sadece 10 hafta sürmüştü ve bu süre içinde 1 kg alınmış olsa bile uzun vadede bunun toplamı büyük bir bira göbeği demektir. ||||avait duré|||||kilogram|||||long terme||total||||| |research|||||||||gained|||long|long term||total||||| ||||||||||||||||||بيرة||بطن البيرة|يعني ذلك ||||続いた|||||1 kg|体重増加||||||合計||||| Aber die Studie dauerte nur 10 Wochen, und selbst wenn in dieser Zeit 1 kg zugenommen hätte, würde das auf die Dauer einen dicken Bierbauch bedeuten. But the research lasted only 10 weeks, and in this period, even if 1 kg was taken, in the long term the sum of it means a big beer core. Cependant, l'étude n'a duré que 10 semaines, et même si 1 kg a été pris pendant cette période, à long terme, cela se traduirait par une grosse panse de buveur de bière. Однако исследование длилось всего 10 недель, и даже если за это время будет набран 1 кг, в долгосрочной перспективе это приведет к большому пивному животу. Sonuç: Göbek yapma bakımından bira az farkla öndedir denebilir. |||||||est en tête|on peut dire نتيجة||لا تفعل|من حيث|البيرة|||تتفوق قليلاً|يمكن القول |||in terms of||||is ahead|it can be said ||||||わずかに|先行している|と言える Fazit: Man kann sagen, dass Bier in Sachen Bauchbildung leicht die Nase vorn hat. Conclusion: In terms of belly making, beer is a little ahead. Conclusion : La bière a une légère longueur d'avance en ce qui concerne la graisse du ventre. Выводы: Пиво немного опережает по количеству жира на животе.

Hangisi ertesi gün baş ağrısına yol açar? |التالي||||طريق| ||||頭痛|| Which leads to headaches the next day? Lequel provoque un mal de tête le lendemain ? Какой из них вызывает головную боль на следующий день?

Bilim insanları, içki sonrası oluşan baş ağrısı ve bulantı gibi ‘akşamdan kalma' haline neyin yol açtığını tam olarak bilmiyor. |||après|||||nausée|||||||que provoque||| ||الكحول|بعد|يتسبب في||||غثيان||بعد السهرة|الصداع الناتج|حالة|||فتحته|||لا يعرفون ||||that occurs||||nausea||the night before|||what causes||causes||| |||飲酒後|||||吐き気||二日酔い|||||原因||| Wissenschaftler wissen nicht genau, was Kater wie Kopfschmerzen und Übelkeit nach dem Trinken verursacht. Scientists do not know exactly what caused the 'hangover' as headache and nausea after drinking. Les scientifiques ne savent pas exactement ce qui provoque la "gueule de bois", c'est-à-dire les maux de tête et les nausées qui suivent la consommation d'alcool. Ученые не знают точно, что вызывает "похмелье" - головную боль и тошноту после приема алкоголя.

Ancak vücudun su kaybetmesi en büyük etken olabilir. ||||||facteur| لكن||الماء|يفقد|||| ||||||factor|can be |体||水分を失う|||要因| Der Wasserverlust im Körper kann jedoch der größte Faktor sein. But the body's loss of water can be the biggest factor. Cependant, la déshydratation du corps peut être le facteur le plus important. Однако самым главным фактором может быть обезвоживание. Çünkü alkol vücudumuza girenden daha fazla suyu idrar yoluyla dışarı atmaya neden olur. ||à notre corps|ce qui entre||||urine||||| لأن|||يدخل الجسم|أكثر||الماء|بول||خارج|إخراجها|| |||entering||||urine|through|||| |||入ってくるもの||||尿||||| Denn durch Alkohol wird mehr Wasser über den Urin ausgeschieden, als in unseren Körper gelangt. Because alcohol causes more water to urinate through the body than it enters our body. L'alcool entraîne l'élimination par l'urine d'une quantité d'eau supérieure à celle qui pénètre dans l'organisme. Потому что алкоголь выводит с мочой больше воды, чем поступает в наш организм. Fermentasyonun yan ürünleri de etkili olabilir. de la fermentation|sous-produit|||| fermentation||||| التخمر|الجانبية||||يمكن أن تكون 発酵の||製品||| Nebenprodukte der Fermentation können ebenfalls wirksam sein. By-products of fermentation may also be effective. Les sous-produits de la fermentation peuvent également être efficaces. Побочные продукты ферментации также могут быть эффективными.

Her içkiye özgü tat ve aromayı veren bu organik moleküller biraz fazla alındığında vücutta toksik etki yaratıp baş ağrısı ve bulantıya yol açabilir. |||goût||arôme|||organique|molécules organiques|un peu||lorsqu'elles sont|dans le corps|toxique||en créant||||nausée||peut ouvrir ||خاصة|||النكهة والرائحة|||عضوي|مركبات|قليلاً||عندما تؤخذ||||يخلق||||غثيان|| ||specific||||||organic|molecules|||is taken||toxic||creating||||nausea||can open ||特有の|味||香り|||有機の|分子|||摂取した場合|体内|毒性||生成し||||吐き気||引き起こす Diese organischen Moleküle, die den einzigartigen Geschmack und das Aroma jedes Getränks ausmachen, können eine toxische Wirkung auf den Körper haben und bei etwas Überschuss Kopfschmerzen und Übelkeit verursachen. These organic molecules, which give the taste and aroma specific to each drink, can cause toxic effects on the body and cause headache and nausea when taken a little too much. Ces molécules organiques, qui donnent à chaque boisson sa saveur et son arôme uniques, peuvent avoir un effet toxique sur l'organisme et provoquer des maux de tête et des nausées. Эти органические молекулы, придающие каждому напитку неповторимый вкус и аромат, могут оказывать токсическое воздействие на организм и вызывать головную боль и тошноту. Genel olarak koyu renkli içkilerin bu organik molekülleri daha fazla içerdiği sanılıyor. ||||les boissons|||les molécules||||on suppose عام||داكن|||||||||يُعتقد أن |||dark-colored|drinks|||molecules|||| ||||飲み物|||分子||||と考えられている Im Allgemeinen wird angenommen, dass dunkle Getränke mehr dieser organischen Moleküle enthalten. In general, dark drinks are thought to contain more of these organic molecules. On pense généralement que les boissons de couleur foncée contiennent davantage de ces molécules organiques.

Fakat buna dair kesin veriler bulunmuyor. ||||données| but|||definite||are not available ||بخصوص ذلك|معلومات مؤكدة|بيانات| ||||データ|存在しない Aber es gibt keine endgültigen Daten dazu. But there is no definite data on this. Mais il n'existe pas de données précises à ce sujet. Sonuç : Kesin sonuca varacak veri bulunmuyor. |||parvenir à|données| ||النتيجة|سيصل|بيانات|غير متوفر |||||not found ||結果|到達する|データ|存在しない Schlussfolgerung: Es liegen keine Daten vor, die eine eindeutige Schlussfolgerung zulassen. Conclusion: There is no data to conclude. Conclusion : Il n'y a pas de données permettant de tirer une conclusion définitive. Заключение Нет данных, позволяющих сделать однозначный вывод.

Sağlık açısından hangisi daha iyi ya da kötü? |من حيث|||||| |健康の観点から|どれが||||| Was ist besser oder schlechter für die Gesundheit? Which is better or worse in terms of health?

Günde bir kadeh şarap içmenin vücudu zindeleştirdiği, kalp hastalıkları, yüksek tansiyon ve diyabet riskini azalttığı söyleniyor. ||||||revitalise||||tension artérielle||diabète||réduit le risque| ||||drinking||revitalized||diseases||high blood pressure||diabetes||reduces| ||||شرب||ينشط|القلب|أمراض القلب||ضغط الدم||||| ||グラス|ワイン|飲むこと||活性化する||||高血圧||糖尿病|リスクを|減少させる| Ein Glas Wein am Tag soll den Körper verjüngen und das Risiko von Herzkrankheiten, Bluthochdruck und Diabetes verringern. It is said that drinking a glass of wine a day makes the body well-being, reducing the risk of heart disease, high blood pressure and diabetes. Boire un verre de vin par jour est réputé donner de l'énergie à l'organisme et réduire le risque de maladies cardiaques, d'hypertension artérielle et de diabète. Считается, что выпитый в день бокал вина заряжает организм энергией и снижает риск сердечных заболеваний, высокого кровяного давления и диабета.

Özellikle kırmızı şarapta bulunan ‘polifenol’lerin bunu sağladığı düşünülüyor. ||dans le vin||les polyphénols|||on pense que |أحمر||يوجد||هذا|يوفر ذلك|يُعتقد ||in wine||polyphenols|||it is thought ||赤ワインに||ポリフェノール||提供する|考えられている Especially in red wine 'polyphenols are thought to provide this. Ce sont surtout les "polyphénols" présents dans le vin rouge qui seraient à l'origine de ce phénomène. Считается, что это обеспечивают полифенолы, содержащиеся в красном вине. Bu maddelerin iltihabı azaltıcı ve vücuttaki zararlı kimyasalları temizleyici etkisinin olduğuna inanılıyor. |substances|anti-inflammatoire|anti-inflammatoire||dans le corps||substances chimiques||||on croit |items|inflammation||||||cleaning agent|effect||it is believed ||التهاب|||||المواد الكيميائية|||| |物質の|炎症の|抗炎症作用|||有害な|有害な化学物質|浄化作用|効果|ある|信じられている Es wird angenommen, dass diese Substanzen Entzündungen reduzieren und schädliche Chemikalien im Körper reinigen. These substances are believed to have an effect of reducing inflammation and cleansing harmful chemicals in the body. Ces substances sont censées réduire l'inflammation et nettoyer les substances chimiques nocives dans l'organisme. Считается, что эти вещества уменьшают воспаление и очищают организм от вредных химических веществ. Biranın da bir miktar polifenol içerdiği ancak bunun beyaz şaraptakine eşdeğer miktarda, yani kırmızı şaraptakinden daha az olduğu belirtiliyor. ||||polyphenol|||||vin blanc|équivalente||||du vin rouge||||il est indiqué ||||polyphenol||||||equivalent||||red wine||||is indicated ||||||||||مكافئ||أيضاً يعني||||||يتم الإشارة ||||ポリフェノール|||||白ワインの|同等の||||赤ワインの||||示されています Es wird angegeben, dass Bier auch einige Polyphenole enthält, aber diese Menge entspricht der von Weißwein, also weniger als die von Rotwein. The beer also contains some polyphenols, but this is equivalent to white wine, which is less than that of red wine. Il est indiqué que la bière contient également des polyphénols, mais en quantité équivalente à celle du vin blanc, c'est-à-dire inférieure à celle du vin rouge. Утверждается, что пиво также содержит некоторое количество полифенолов, но в количестве, эквивалентном количеству в белом вине, т.е. меньше, чем в красном вине.

Yani az miktarda içildiği takdirde bu içkiler yararlı olabilir. |||quand on boit||||| |||consumed|in that case|||| |||تم شربه|في هذه الحالة|||| |||飲まれた|場合||飲み物|有益な| Diese Getränke können also vorteilhaft sein, wenn sie in kleinen Mengen getrunken werden. That is, these drinks can be useful if drunk in small amounts. En d'autres termes, ces boissons peuvent être utiles si elles sont consommées en petites quantités. Другими словами, эти напитки могут быть полезны, если пить их в небольших количествах. Sonuç: Kırmızı şarap biraya göre çok daha yararlı. |||à la bière|||| |||beer||||more beneficial |||البيرة|بالنسبة للبيرة|||مفيد |||ビールに|||| Conclusion: Red wine is much more useful than beer.