×

我們使用cookies幫助改善LingQ。通過流覽本網站,表示你同意我們的 cookie 政策.


image

Türkçe Okuyorum, Rüya

Rüya

Bütün insanlar rüya görüyor. Her gece uyuyoruz ve bütün gece rüya görüyoruz. Ama sadece bir rüya hatırlıyoruz veya hiç hatırlamıyoruz. Rüyalarımız bazen kötü. Meselâ rüyamızda çok yüksek bir yerden düşüyoruz, düşüyoruz, düşüyoruz! Ama karanlık büyük boşluk bitmiyor. Korkuyoruz ve uyanıyoruz, odamızdayız, yatağımızda oturuyoruz. Çok mutlu oluyoruz, çünkü bu bir rüya! Bazen de rüyalarımız çok güzel. Meselâ rüyamızda çok güzel bir yerdeyiz. Çok güzel bir plajdayız, her yer yeşil, mavi. Arkadaşlarımız da orada, herkes çok mutlu ve eğleniyor. Yüzüyoruz, yemek yiyoruz, sohbet ediyoruz, dans ediyoruz. Sonra korkunç bir ses duyuyoruz: Saat alarmı! Uyanıyoruz, odamızdayız, yatağımızda oturuyoruz. Rüya bitti, hiç mutlu olmuyoruz. Çünkü odamızdayız, plaj yok, arkadaşlar yok, eğlence bitti. Bazen tekrar uyumak istiyoruz, rüyaya devam etmek istiyoruz. Ama işlerimiz bizi bekliyor. Kalkıyoruz, işe gidiyoruz. İşte de rüyamızı düşünüyoruz.

Bazı insanlar rüyalara çok inanıyor. Bütün gün rüyalarını düşünüyorlar. Kötü rüyadan sonra, o gün kötü bir şey bekliyor, iyi rüyadan sonra iyi bir şey bekliyorlar.

Rüyalarımız bize ne anlatıyor? Rüyalar hakkında kitaplar var, bazı insanlar rüyadan sonra bu kitaplara bakıyorlar. Meselâ bir kuş gördünüz; evinize mutluluk gelecek veya bir haber alacaksınız! 'Yaşlı bir ağaç gördünüz', uzun yaşayacaksınız! Çamaşır yıkadınız: hayatınız değişecek! Siz inanıyor musunuz, bilmiyorum, ama çok insan rüyalara inanıyor.

Rüya Traum حلم Traum Όνειρο Dream Sueño Rêve Droom Sen Sonho Мечта Dröm Мрія.

Bütün insanlar rüya görüyor. ||сон| ||rêve| All|people|dream|are dreaming ||droom| ||sonhos|veem sonhos alle||| すべての||| كل الناس يحلمون. Alle Menschen träumen. All people are dreaming. Tout le monde rêve. すべての人が夢を見る。 Все люди мечтают. Her gece uyuyoruz ve bütün gece rüya görüyoruz. ||nous dormons||||| Every|night|we sleep||all|||we dream ||寝ています||すべての|||見ています ننام كل ليلة ونحلم طوال الليل. Wir schlafen jede Nacht und träumen die ganze Nacht. We sleep every night and dream all night. Nous dormons tous les soirs et rêvons toute la nuit. 毎晩眠り、一晩中夢を見る。 Ama sadece bir rüya hatırlıyoruz veya hiç hatırlamıyoruz. ||||nous nous souvenons|||we don't remember |||dream|we remember||never|"we don't remember" ||||herinneren ons||| ||||lembramos||| |nur|||remember||| |だけ||夢|覚えている|または|全く|覚えていません لكننا نتذكر حلمًا واحدًا فقط أو لا نتذكره على الإطلاق. Aber wir können uns nur an einen Traum erinnern oder überhaupt nicht. But we remember only one dream or do not remember anything Mais nous ne nous souvenons que d'un rêve ou nous ne nous en souvenons pas du tout. しかし、私たちは夢しか覚えていないか、まったく覚えていない。 Rüyalarımız bazen kötü. nos rêves|| Our dreams|| |soms| 私たちの夢|時々|悪い ||ruins احلامنا سيئة احيانا Manchmal sind unsere Träume schlecht. Sometimes our dreams are bad. Parfois, nos rêves sont mauvais. 悪い夢を見ることもある。 Meselâ rüyamızda çok yüksek bir yerden düşüyoruz, düşüyoruz, düşüyoruz! par exemple|dans notre rêve|||||nous tombons|tombe| Zum Beispiel|||hoch|||fallen|| "For example"|"in our dream"||high||"from a place"|falling down|falling down| 例えば|夢の中で||高い||地面|落ちる|落ちる|落ちている على سبيل المثال ، نسقط من مكان مرتفع جدًا في أحلامنا ، نسقط ، نسقط! Zum Beispiel fallen wir von einem sehr hohen Punkt in unserem Traum, wir fallen, wir fallen! For instance, we fall from a very high place in our dream, we fall, we fall! Par exemple, dans notre rêve, nous tombons d'un endroit très élevé, nous tombons, nous tombons, nous tombons ! 例えば、夢の中で私たちはとても高いところから落ち、落ち、落ち、落ちる! Например, во сне мы падаем с очень высокой высоты, падаем, падаем! Ama karanlık büyük boşluk bitmiyor. |||пустота| |obscurité||space| |darkness|vast|void|does not end |donkerte||grote leegte| But|dark||| |暗闇||空間|終わらない لكن الفراغ المظلم العظيم لا ينتهي. Aber die dunkle große Lücke endet nicht. But the darkness doesn't stop in the big space. Mais le grand vide obscur ne s'arrête pas là. しかし、大いなる暗黒の空白は終わらない。 Но темная великая пустота не кончается. Korkuyoruz ve uyanıyoruz, odamızdayız, yatağımızda oturuyoruz. Nous avons peur||We are waking|nous sommes dans la chambre|notre lit| We are scared||we wake up|in our room|in our bed|sitting in bed We zijn bang||we are waking|in onze kamer|| Estamos com medo|||estamos na nossa|na nossa cama| |||wir sind im Zimmer|| 恐れています||目を覚まします|部屋にいる|私たちのベッドで|座っています نحن خائفون ونستيقظ ، نحن في غرفتنا ، ونجلس في سريرنا. Wir haben Angst und wachen auf, wir sind in unserem Zimmer, wir sitzen auf unserem Bett. We're scared and we're awake, we're in our room, sitting in our bed. Nous avons peur et nous nous réveillons, nous sommes dans notre chambre, nous sommes assis sur notre lit. 怖くて目が覚めると、部屋にいて、ベッドに座っている。 Çok mutlu oluyoruz, çünkü bu bir rüya! ||we are|||| ||"we are"|||| |幸せな|なっています|なぜなら|||夢 نحن سعداء جدا لأنه حلم! Wir sind sehr glücklich, denn es ist ein Traum! We're so happy because it's a dream! Nous sommes très heureux, car c'est un rêve ! 夢だったので、とてもうれしい! Мы очень счастливы, потому что это мечта! Bazen de rüyalarımız çok güzel. 時々||夢|| في بعض الأحيان تكون أحلامنا جميلة جدًا. Und manchmal sind unsere Träume wunderschön. Sometimes our dreams are beautiful. Et parfois, nos rêves sont magnifiques. そして時に、私たちの夢は美しい。 Meselâ rüyamızda çok güzel bir yerdeyiz. |||||à un bel endroit |in our dream||||"in a place" 例えば|夢の中で||||場所にいる |||||em um lugar على سبيل المثال ، نحن في مكان جميل جدًا في أحلامنا. In unserem Traum befinden wir uns zum Beispiel an einem sehr schönen Ort. For example, we are in a very beautiful place in our dream. Par exemple, dans notre rêve, nous nous trouvons dans un très bel endroit. 例えば、夢の中で私たちはとても美しい場所にいる。 Çok güzel bir plajdayız, her yer yeşil, mavi. |||We are at the beach|||| |||on a beach|||| ||||||groen|blauw |美しい||ビーチにいます||場所|| نحن على شاطئ جميل للغاية ، أخضر وأزرق في كل مكان. Wir sind an einem wunderschönen Strand, ganz grün und blau. We're on a beautiful beach, everywhere is green and blue. Nous sommes sur une belle plage, toute verte et bleue. Мы находимся на очень красивом пляже, везде зеленый и синий. Arkadaşlarımız da orada, herkes çok mutlu ve eğleniyor. Our friends|||||||having fun 私たちの友達||そこに|みんな||||楽しんでいる |||||||se divertindo أصدقاؤنا موجودون هناك أيضًا ، الجميع سعداء جدًا ويستمتعون. Unsere Freunde sind auch da, alle sind sehr glücklich und haben Spaß. Our friends are there, everyone is so happy and having fun. Nos amis sont également présents, tout le monde est très heureux et s'amuse. Os nossos amigos também lá estão, todos estão muito felizes e a divertir-se. Наши друзья тоже там, все очень счастливы и веселятся. Yüzüyoruz, yemek yiyoruz, sohbet ediyoruz, dans ediyoruz. nous nageons|||||| We are swimming|||chatting|"are doing"|| We zwemmen|||||| Estamos nadando|||||| Wir schwimmen|||||| 泳いでいます||食べています||話しています|ダンス|しています نحن نسبح ، نأكل ، نتحادث ، نرقص. Wir schwimmen, wir essen, wir unterhalten uns, wir tanzen. We're swimming, eating, chatting, dancing. Nous nageons, nous mangeons, nous discutons, nous dansons. Sonra korkunç bir ses duyuyoruz: Saat alarmı! ||||nous entendons||alarme |terrible|||we hear||Wecker |vreselijk||||| |恐ろしい|||聞いています||アラーム |terrible||sound|we hear||alarm clock ثم نسمع صوتًا رهيبًا: منبه الساعة! Dann hören wir ein schreckliches Geräusch: Der Wecker! Then we hear a terrible voice: the alarm clock! Puis nous entendons un bruit terrible : L'alarme du réveil ! Uyanıyoruz, odamızdayız, yatağımızda oturuyoruz. Wir wachen auf||| We wake up|"in our room"|in our bed|sitting in bed 目覚めています|私たちは部屋にいます|私たちのベッドで|座っています Estamos acordando|no nosso quarto|nossa cama|estamos sentados نستيقظ ، نحن في غرفتنا ، ونجلس في سريرنا. Wir wachen auf, wir sind in unserem Zimmer, wir sitzen auf unserem Bett. We're awake, in our room, sitting in our bed. Nous nous réveillons, nous sommes dans notre chambre, nous sommes assis sur notre lit. Rüya bitti, hiç mutlu olmuyoruz. ||||not happy ||||"we are not" ||||幸せではない انتهى الحلم ، لسنا سعداء أبدًا. Der Traum ist vorbei, wir sind nie glücklich. The dream is over, we are not happy. Le rêve est terminé, nous ne sommes jamais heureux. Çünkü odamızdayız, plaj yok, arkadaşlar yok, eğlence bitti. |"in our room"|||||fun is over| なぜなら|私たちは部屋にいる|||||楽しみ| لأننا في غرفتنا ، لا شاطئ ولا أصدقاء ، انتهى المرح. Denn wir sind in unserem Zimmer, kein Strand, keine Freunde, der Spaß ist vorbei. Because we're in our room, no beach, no friends, no fun. Parce que nous sommes dans notre chambre, pas de plage, pas d'amis, le plaisir est terminé. Bazen tekrar uyumak istiyoruz, rüyaya devam etmek istiyoruz. ||||rêve||| ||fall asleep||the dream||| 時々|再び|再び眠る||夢|続ける|| في بعض الأحيان نريد أن ننام مرة أخرى ، نريد أن نستمر في الحلم. Manchmal wollen wir wieder einschlafen, wir wollen weiter träumen. Sometimes we want to sleep again, we want to continue the dream. Parfois, nous voulons nous rendormir, nous voulons continuer à rêver. Ama işlerimiz bizi bekliyor. |nos affaires|| |unsere Geschäfte|uns| |our tasks||is waiting |私たちの仕事|私たちを|待っている لكن عملنا ينتظرنا. Aber unsere Jobs warten auf uns. But our work is waiting for us. Mais nos emplois nous attendent. Kalkıyoruz, işe gidiyoruz. Nous partons|| We are getting up||we are going 出発します|| ننهض ، نذهب إلى العمل. Wir stehen auf, wir gehen zur Arbeit. We're leaving, we're going to work. Nous nous levons, nous allons travailler. İşte de rüyamızı düşünüyoruz. ||rêve|nous pensons Here are three possible translations for "İşte" in the given context: 1. "Here" 2. "So" 3. "Well"||our dream|we think about |ook in|| ||夢を|考えています نحن هنا نفكر في حلمنا. Und jetzt denken wir über unseren Traum nach. And we're thinking about our dream. Et nous voilà en train de réfléchir à notre rêve.

Bazı insanlar rüyalara çok inanıyor. ||to dreams||believe ||dreams||believe in ||||geloven 一部の|人々|夢に||信じている ||||acredita يؤمن بعض الناس بالأحلام كثيرًا. Manche Menschen setzen viel Vertrauen in Träume. Some people believe in dreams. Certaines personnes accordent beaucoup d'importance aux rêves. Некоторые люди очень верят в сны. Bütün gün rüyalarını düşünüyorlar. ||leurs rêves| ||their dreams|are thinking about 全ての||夢を| ||seus sonhos|estão pensando يفكرون في أحلامهم طوال اليوم. Sie denken den ganzen Tag über ihre Träume nach. They've been dreaming all day. Ils pensent à leurs rêves toute la journée. Kötü rüyadan sonra, o gün kötü bir şey bekliyor, iyi rüyadan sonra iyi bir şey bekliyorlar. |rêve|||||||||||||| |bad dream|||||||||bad dream|||||expecting |夢から|||||悪い|こと|待っている||夢から|後|||こと|待っています |||||||||||||||estão esperando بعد الحلم السيئ ، يتوقعون شيئًا سيئًا في ذلك اليوم ، بعد الحلم الجيد يتوقعون شيئًا جيدًا. Nach einem schlechten Traum erwarten sie an diesem Tag etwas Schlechtes, nach einem guten Traum etwas Gutes. After a bad dream, a bad thing awaits that day, they expect something good after a good dream. Après un mauvais rêve, ils s'attendent à quelque chose de mauvais ce jour-là, après un bon rêve, ils s'attendent à quelque chose de bon.

Rüyalarımız bize ne anlatıyor? |||telling us 私たちの夢|私たちに|| ماذا تخبرنا احلامنا؟ Was sagen uns unsere Träume? What do our dreams tell us? Que nous disent nos rêves ? Rüyalar hakkında kitaplar var, bazı insanlar rüyadan sonra bu kitaplara bakıyorlar. ||книги|||||||| ||||||||||schauen nach Dreams||books|||||||to the books|look at |over||||||||| 夢|について|本||||夢の中で|||本に|見ている هناك كتب عن الأحلام ، ينظر البعض إلى هذه الكتب بعد الحلم. Es gibt Bücher über Träume, und manche Menschen schauen sich diese Bücher nach dem Traum an. There are books about dreams, some people look at these books after the dream. Il existe des livres sur les rêves. Certaines personnes consultent ces livres après le rêve. Meselâ bir kuş gördünüz; evinize mutluluk gelecek veya bir haber alacaksınız! ||bird|you saw|"to your home"|happiness|||||"you will receive" Bijvoorbeeld||vogel|||||||| 例えば||鳥|見ました|あなたの家に|幸せ|来る|||ニュース|受け取ります |||||||||notícia|receberá notícias على سبيل المثال ، رأيت طائرًا ؛ ستأتي السعادة لمنزلك أو تتلقى الأخبار! Wenn Sie zum Beispiel einen Vogel gesehen haben, wird das Glück zu Ihnen nach Hause kommen oder Sie werden Nachrichten erhalten! For example, you saw a bird; happiness will come to your home or you will receive news. Par exemple, vous avez vu un oiseau ; le bonheur arrivera chez vous ou vous recevrez des nouvelles ! Например, вы увидели птицу; счастье придет в твой дом или ты получишь известие! 'Yaşlı bir ağaç gördünüz', uzun yaşayacaksınız! Old||old tree|you saw|long|will live long Oud|||||zullen leven 老いた||木|見ました||長生きする velha||||longo| "رأيت شجرة قديمة" ، ستعيش طويلاً! 'You have seen an old tree', you will live long! Tu as vu un vieil arbre", tu vivras longtemps ! «Ты видел старое дерево», ты будешь жить долго! Çamaşır yıkadınız: hayatınız değişecek! |vous avez lavé||va changer Laundry|You washed|your life|will change wasgoed||je leven| 洗濯物|洗いました|あなたの人生|変わる Roupa de cama||vida|vai mudar لقد انتهيت من الغسيل: ستتغير حياتك! Sie haben die Wäsche gemacht: Ihr Leben wird sich ändern! You have washed laundry: your life will change! Vous avez fait la lessive : votre vie va changer ! Вы справились со стиркой: ваша жизнь изменится! Siz inanıyor musunuz, bilmiyorum, ama çok insan rüyalara inanıyor. |believe in||||||dreams| |信じて|ですか||||人|夢に|信じています |acredita||||||| لا أعرف ما إذا كنت تصدق ذلك ، لكن الكثير من الناس يؤمنون بالأحلام. Ich weiß nicht, ob Sie an Träume glauben, aber viele Menschen glauben an Träume. I don't know if you believe it, but many people believe in dreams. Je ne sais pas si vous croyez aux rêves, mais beaucoup de gens y croient.