×

我們使用cookies幫助改善LingQ。通過流覽本網站,表示你同意我們的 cookie 政策.

image

Baha's Stories, ÖĞRENCİLERİN YURT BULMA SORUNU:

ÖĞRENCİLERİN YURT BULMA SORUNU:

Üniversite öğrencileri yurtta veya evde kalırlar.

Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde birçok öğrenci yurtta kalır.

Çünkü ev kiraları çok yüksek.

Bu yüzden öğrencilerin çoğu yurtta kalmak zorunda.

Bazı öğrenciler devlet yurtlarında bazıları özel yurtlarda kalırlar.

Devlet yurtları özel yurtlardan daha ucuz.

Ama devlet yurtlarının kalitesi genellikle düşük.

O yurtların genellikle çok kalabalık olduğunu duydum.

Öğrenciler sürekli bu durumdan şikayet ediyorlar.

Gürültüden dolayı ders çalışamadıklarını söylüyorlar.

Yurtların bahçelerinin küçük olduğunu ifade ediyorlar.

Yurtları hapishaneye benzeten öğrenciler bile var.

Bazı öğrenciler devletten burs alıyorlar ancak burslar genelde öğrenciler için yeterli değil.

Devletin verdiği burs aylık 1250 (bin iki yüz elli) lira.

Ancak özel yurtların çoğunun aylık fiyatı 3000 liradan fazla.

Yani birçok öğrencinin özel yurtlarda kalması neredeyse imkansız.

Devlet yurtlarının kapasitesi yetersiz.

Devlet yeni yurt yapmak yerine yurtların kapasitesini artırıyor.

Örneğin eskiden bir odada iki öğrenci kalıyordu.

Şimdi ise aynı odada altı öğrenci kalıyor.

Bu durum öğrencileri sinirlendiriyor.

Odalarının çok dar olduğunu söylüyorlar.

Yeni yurtlar yapılmasını talep ediyorlar.

Birçok öğrenci ev kiralayamıyor çünkü kira fiyatları çok fazla.

Öğrencilerin çoğunun parası az.

Onlara aileleri destek olmaya çalışıyor.

Parası az olan öğrenciler mecburen devlet yurtlarında kalıyorlar.

Ev kiralayan öğrenciler de aynı evde dört beş kişi beraber yaşamak zorundalar.

Evin kirasını bölüşüyorlar.

Açıkçası pandemiden önce devlet yurtlarının durumu daha iyiydi.

Pandemi ile birlikte Türkiye'nin ekonomisi kötüleşti.

Devletin yurtlara ayırdığı kaynaklar azalmaya başladı.

Devletin bu alanda daha fazla yatırım yapması gerekiyor.

Bence bu çözümü imkansız bir problem değil.

Öncelikle devletin daha fazla yurt inşa etmesi gerek.

Öğrencilere verilen bursun artırılması daha fazla öğrenciyi evde kalmaya teşvik edebilir.

Böylece devlet yurtları bu kadar kalabalık olmaz.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

ÖĞRENCİLERİN YURT BULMA SORUNU: |Wohnheim|Unterkunft finden| |dormitory|finding|problem مشكلة الطلاب في العثور على HORMOR: DAS PROBLEM DER STUDENTEN, EIN WOHNHEIM ZU FINDEN: ΤΟ ΠΡΌΒΛΗΜΑ ΤΩΝ ΦΟΙΤΗΤΏΝ ΝΑ ΒΡΟΥΝ ΚΟΙΤΏΝΑ: PROBLEM OF STUDENTS FINDING DORMITORY: PROBLEMA DE LOS ESTUDIANTES PARA ENCONTRAR UNA RESIDENCIA: LE PROBLÈME DE LA RECHERCHE D'UN DORTOIR POUR LES ÉTUDIANTS : ПРОБЛЕМА ПОИСКА ОБЩЕЖИТИЯ ДЛЯ СТУДЕНТОВ: STUDENTERNAS PROBLEM MED ATT HITTA EN SOVSAL: 学生寻找荷尔蒙的问题:

Üniversite öğrencileri yurtta veya evde kalırlar. ||im Wohnheim||| |university students|dormitory|||stay |||||restent يقيم طلاب الجامعة في سكن جامعي أو في المنزل. University students live in a dormitory or at home. Студенты университета проживают в общежитии или дома.

Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde birçok öğrenci yurtta kalır. |||||||in dormitories|stays خاصة في المدن الكبرى مثل اسطنبول، يقيم العديد من الطلاب في مساكن الطلبة. Especially in big cities like Istanbul, many students stay in dormitories. Особенно в таких крупных городах, как Стамбул, многие студенты живут в общежитиях.

Çünkü ev kiraları çok yüksek. ||rents|| لأن إيجارات المنازل مرتفعة جدا. Because house rents are very high.

Bu yüzden öğrencilerin çoğu yurtta kalmak zorunda. ||||dormitory|stay| لهذا السبب يضطر معظم الطلاب إلى البقاء في المهاجع. That's why most students have to stay in dormitories.

Bazı öğrenciler devlet yurtlarında bazıları özel yurtlarda kalırlar. |étudiants||dans les résidences|||dans les dortoirs| |||in state dormitories||private|in the dormitories|"stay" |||in den Wohnheimen|||in den Wohnheimen| يقيم بعض الطلاب في مهاجع عامة والبعض الآخر يقيم في مهاجع خاصة. Some students stay in state dormitories and some in private dormitories. Некоторые студенты живут в государственных общежитиях, а некоторые - в частных.

Devlet yurtları özel yurtlardan daha ucuz. |résidences universitaires||des dortoirs||bon marché |dormitories|private|private dormitories||cheaper |die Wohnheime||den staatlichen Wohnheim|| المهاجع الحكومية أرخص من المهاجع الخاصة. State dormitories are cheaper than private dormitories. Государственные общежития дешевле, чем частные общежития.

Ama devlet yurtlarının kalitesi genellikle düşük. ||des résidences|qualité|| ||state dormitories'|quality||low ||der Wohnheime|||niedrig لكن نوعية المهاجع الحكومية منخفضة بشكل عام. But the quality of state dormitories is often poor.

O yurtların genellikle çok kalabalık olduğunu duydum. O(1)|les maisons||||était|j'ai entendu |the dormitories'|||crowded||I heard |denen Wohnheimen||||| سمعت أن هذه المساكن عادة ما تكون مزدحمة للغاية. Ich habe gehört, dass diese Wohnheime normalerweise sehr überfüllt sind. I've heard that dorms are usually very crowded.

Öğrenciler sürekli bu durumdan şikayet ediyorlar. |||||font ||||complain about| يشكو الطلاب باستمرار من هذا الوضع. Students constantly complain about this situation.

Gürültüden dolayı ders çalışamadıklarını söylüyorlar. du bruit|||qu'ils ne pouvaient| Due to noise|due to|class|"they couldn't study"|they say dem Lärm|wegen des Lärms||nicht lernen konnten| يقولون أنهم لا يستطيعون الدراسة بسبب الضوضاء. Sie sagen, dass sie wegen des Lärms nicht lernen können. They say they cannot study because of the noise.

Yurtların bahçelerinin küçük olduğunu ifade ediyorlar. |de leurs jardins||||ils expriment The dormitories'|"of the dormitories'"|||state| |der Gärten|||express| يقولون أن حدائق المهاجع صغيرة. Sie geben an, dass die Gärten der Wohnheime klein sind. They say that the gardens of the dormitories are small. Говорят, что сады у общежитий маленькие.

Yurtları hapishaneye benzeten öğrenciler bile var. |prison|comparer|les étudiants|| dormitories|prison|compare to||| |das Gefängnis|vergleichen||| حتى أن هناك طلابًا يقارنون المهاجع بالسجون. Es gibt sogar Studenten, die die Wohnheime mit Gefängnissen vergleichen. There are even students who liken dorms to prisons. Il y a même des étudiants qui comparent les dortoirs à des prisons. Есть даже студенты, которые сравнивают общежития с тюрьмами.

Bazı öğrenciler devletten burs alıyorlar ancak burslar genelde öğrenciler için yeterli değil. ||vom Staat|Stipendium|||Stipendien||||| ||from the government|scholarships|||scholarships||||sufficient| يحصل بعض الطلاب على منح دراسية من الحكومة، لكن المنح الدراسية بشكل عام ليست كافية للطلاب. Some students receive scholarships from the state, but they are often not enough for students. Certains étudiants reçoivent des bourses de l'État, mais en général, ces bourses ne suffisent pas pour les étudiants. Некоторые студенты получают стипендии от правительства, но стипендий, как правило, недостаточно для студентов.

Devletin verdiği burs aylık 1250 (bin iki yüz elli) lira. de l'État||||||||lire |provided by|scholarship|monthly||||| المنحة المقدمة من الدولة هي 1250 (ألف ومئتان وخمسون) ليرة شهرياً. The state scholarship is 1250 (one thousand two hundred and fifty) liras per month. La bourse accordée par l'État est de 1250 (mille deux cent cinquante) lires par mois. Размер стипендии, предоставляемой государством, составляет 1250 (одна тысяча двести пятьдесят) лир в месяц.

Ancak özel yurtların çoğunun aylık fiyatı 3000 liradan fazla. |||de la plupart|||| |private|private dormitories'|"most of"|monthly|monthly cost|"lira"| إلا أن السعر الشهري لمعظم المساكن الخاصة يزيد عن 3000 ليرة. Der monatliche Preis für die meisten privaten Wohnheime beträgt jedoch mehr als 3000 Lira. However, most private dormitories cost more than 3000 liras per month. Cependant, le prix mensuel de la plupart des dortoirs privés est supérieur à 3000 lires. Однако стоимость большинства частных общежитий превышает 3000 турецких лир в месяц.

Yani birçok öğrencinin özel yurtlarda kalması neredeyse imkansız. |||||rester|| ||of the student|private|in private dormitories|staying||almost impossible وهذا يعني أنه يكاد يكون من المستحيل بالنسبة للعديد من الطلاب البقاء في مهاجع خاصة. In other words, it is almost impossible for many students to stay in private dormitories. Cela rend presque impossible pour de nombreux étudiants de rester dans des dortoirs privés. Поэтому для многих студентов проживание в частных общежитиях практически невозможно.

Devlet yurtlarının kapasitesi yetersiz. ||Kapazität| the state|state dormitories'|capacity|insufficient |||insuffisante قدرة المهاجع الحكومية غير كافية. Die Kapazität der staatlichen Studentenwohnheime ist unzureichend. State dormitories have insufficient capacity. La capacité des dortoirs publics est insuffisante. Вместимость государственных общежитий недостаточна.

Devlet yeni yurt yapmak yerine yurtların kapasitesini artırıyor. ||||||capacité| ||dormitory|||the dormitories'|its capacity|increasing ||||||Kapazität der| وبدلاً من بناء مهاجع جديدة، تعمل الدولة على زيادة سعة المهاجع. The state is increasing the capacity of the dormitories instead of building new dormitories. L'État augmente la capacité des dortoirs au lieu de construire de nouveaux dortoirs. Государство увеличивает вместимость общежитий вместо того, чтобы строить новые общежития.

Örneğin eskiden bir odada iki öğrenci kalıyordu. ||||||lebten |||in a room|||were staying على سبيل المثال، في الماضي، بقي طالبان في غرفة واحدة. For example, there used to be two students in one room. Par exemple, auparavant, deux étudiants partageaient une chambre. Например, раньше в одной комнате жили два студента.

Şimdi ise aynı odada altı öğrenci kalıyor. |||Raum||| Now|||in the room|six||staying والآن، يقيم ستة طلاب في نفس الغرفة. Now there are six students in the same room. Maintenant, six étudiants partagent la même chambre. Теперь в одной комнате находятся шесть студентов.

Bu durum öğrencileri sinirlendiriyor. |||énerve |||upsets وهذا يثير غضب الطلاب. This frustrates the students.

Odalarının çok dar olduğunu söylüyorlar. ihre Zimmer||eng, schmal|| Their rooms'||very small|| يقولون أن غرفهم ضيقة جدًا. Sie sagen, die Räume seien zu eng. They say their rooms are too narrow. Они говорят, что комнаты слишком узкие.

Yeni yurtlar yapılmasını talep ediyorlar. |dormitories|construction||ils demandent |Wohnheime|construction of|Forderung| |dormitories|to be built|demand| ويطالبون ببناء مهاجع جديدة. Sie fordern den Bau neuer Studentenwohnheime. They are demanding new dormitories. Требуют построить новые общежития.

Birçok öğrenci ev kiralayamıyor çünkü kira fiyatları çok fazla. |||ne peut pas louer||||| |||können keine m||||| |||"cannot rent"||rent prices||| لا يستطيع العديد من الطلاب استئجار منزل لأن أسعار الإيجار مرتفعة للغاية. Viele Studenten können keine Wohnung mieten, weil die Mietpreise zu hoch sind. Many students cannot rent a house because the rent prices are too high. Многие студенты не могут снять жилье, потому что арендная плата слишком высока.

Öğrencilerin çoğunun parası az. |la plupart des|| |most of the|| معظم الطلاب لديهم القليل من المال. Die meisten Studenten haben wenig Geld. Most students have little money.

Onlara aileleri destek olmaya çalışıyor. |their families|support|to support| وتحاول أسرهم دعمهم. Ihre Familien versuchen, sie zu unterstützen. Their families are trying to support them. Их семьи пытаются поддержать их.

Parası az olan öğrenciler mecburen devlet yurtlarında kalıyorlar. ||||obligés||| ||||notwendig||| ||||"have to"||in state dormitories|stay يضطر الطلاب الذين لديهم القليل من المال إلى البقاء في المهاجع الحكومية. Studenten mit wenig Geld sind gezwungen, in staatlichen Studentenwohnheimen zu wohnen. Students with little money are forced to stay in state dormitories. Студенты с небольшим доходом вынуждены оставаться в государственных общежитиях.

Ev kiralayan öğrenciler de aynı evde dört beş kişi beraber yaşamak zorundalar. |qui loue|||||||||| |die Mietenden|||||||||| |renting|||the same||||||| يجب على الطلاب الذين يستأجرون منزلاً أن يعيشوا أيضًا مع أربعة أو خمسة أشخاص في نفس المنزل. Studenten, die ein Haus mieten, müssen mit vier oder fünf anderen Personen in einem Haus wohnen. Students who rent a house have to live together with four or five people in the same house. Les étudiants qui louent un appartement doivent également vivre ensemble à quatre ou cinq personnes dans le même logement. Студенты, которые арендуют дом, должны жить вместе с четырьмя или пятью людьми в одном доме.

Evin kirasını bölüşüyorlar. |loyer| the house|the rent|They share |Miete|teilen ويتقاسمون إيجار المنزل. They split the rent of the house. Ils partagent le loyer de l'appartement. Они поделили арендную плату за дом.

Açıkçası pandemiden önce devlet yurtlarının durumu daha iyiydi. |der Pandemie|||||| "Honestly"|before the pandemic|||state dormitories'|state||was better بصراحة، كان وضع المهاجع الحكومية أفضل قبل الوباء. Obviously, the situation in state dormitories was better before the pandemic. À vrai dire, la situation des résidences universitaires était meilleure avant la pandémie. Откровенно говоря, до пандемии состояние общежитий было лучше.

Pandemi ile birlikte Türkiye'nin ekonomisi kötüleşti. ||ensemble|l'économie de la Turquie||s'est détériorée Pandemic||||| وتدهور الاقتصاد التركي مع الوباء. Turkey's economy deteriorated with the pandemic. Avec la pandémie, l'économie de la Turquie s'est détériorée.

Devletin yurtlara ayırdığı kaynaklar azalmaya başladı. |aux dortoirs|||| |denied places|zugewiesenen|Ressourcen|begin to decrease| |dormitories|allocated|resources|"decreasing"| بدأت الموارد المخصصة من قبل الدولة للمهاجع في الانخفاض. The resources allocated by the state to the dormitories began to decrease. Les ressources allouées par l'État aux résidences ont commencé à diminuer. Средства, выделяемые государством на общежития, стали сокращаться.

Devletin bu alanda daha fazla yatırım yapması gerekiyor. ||in diesem Bereich||||| ||field|||investment|| وعلى الدولة أن تستثمر المزيد في هذا المجال. The government needs to invest more in this area. L'État doit investir davantage dans ce domaine. Правительству необходимо больше инвестировать в эту сферу.

Bence bu çözümü imkansız bir problem değil. ||solution|||| ||solution|not impossible||| أعتقد أن هذه ليست مشكلة مستحيلة الحل. I don't think this is an impossible problem. Je pense que cette solution n'est pas un problème impossible. Я думаю, что эта проблема не является неразрешимой.

Öncelikle devletin daha fazla yurt inşa etmesi gerek. ||||||construction|doit ||||dormitory|build|"building"| بادئ ذي بدء، تحتاج الدولة إلى بناء المزيد من المهاجع. First of all, the state needs to build more dormitories. Tout d'abord, l'État doit construire plus de logements. Прежде всего, государству необходимо построить больше общежитий.

Öğrencilere verilen bursun artırılması daha fazla öğrenciyi evde kalmaya teşvik edebilir. |den den Schülern|Stipendium||||die Studenten|||fördern| "to the students"|given|scholarship's|"increase"|||the student||stay at home|encourage|"may encourage" ||bourse|||||||| إن زيادة المنح الدراسية المقدمة للطلاب يمكن أن تشجع المزيد من الطلاب على البقاء في المنزل. Eine Erhöhung des Stipendiums für Studenten könnte mehr Studenten ermutigen, zu Hause zu bleiben. Increasing the scholarship for students could encourage more students to stay at home. L'augmentation des bourses accordées aux étudiants pourrait encourager davantage d'étudiants à rester chez eux. Увеличение стипендии для студентов может побудить больше студентов оставаться дома.

Böylece devlet yurtları bu kadar kalabalık olmaz. ||dormitories|||crowded| بهذه الطريقة، لن تكون المهاجع الحكومية مزدحمة جدًا. Thus, the state dormitories would not be so crowded. Ainsi, les résidences d'État ne seraient pas si bondées. Таким образом, государственные общежития не были бы так переполнены.