×

我們使用cookies幫助改善LingQ。通過流覽本網站,表示你同意我們的 cookie 政策.


image

Baha's Stories, TÜRKİYE'NİN BÖLGELERİ 4: KARADENİZ BÖLGESİ

TÜRKİYE'NİN BÖLGELERİ 4: KARADENİZ BÖLGESİ

İtalyan markası Nutella'daki fındıkların önemli bir bölümünün Karadeniz

Bölgesi'nde yetiştirildiğini biliyor muydunuz?

Şimdi sizlere Türkiye'nin siyasetinde ve ekonomisinde etkili olan birçok insanın memleketinin yer aldığı bölgeden bahsedeceğim.

En başta akla tabii ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geliyor.

İstanbul'da doğmasına rağmen o, aslen Rizelidir.

Rize, Doğu Karadeniz'de bulunan küçük bir şehir.

2019'da (iki bin on dokuzda) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu ise bölgenin önemli şehirlerinden Trabzon'da dünyaya geldi.

Dördüncü yüzyılda Rumlar tarafından inşa edilen Sümela Manastırı da Trabzon'dadır.

Karadenizliler İstanbul'un ekonomisinde önemli bir paya sahipler.

Birçok inşaat projesini onlar yönetirler.

Karadenizliler arasında güçlü bir dayanışma vardır.

Birbirlerini destekleme eğilimindedirler.

Bölge, Türkiye'nin kuzeyinde yer alır, doğusu oldukça dağlıktır.

Bölgenin ortasında bulunan Samsun adlı kent nispeten düzdür.

Bu yüzden şehrin limanı büyük öneme sahiptir.

Mustafa Kemal Atatürk 1919'da (bin dokuz yüz on dokuzda) vapurla İstanbul'dan Samsun'a gitti.

Bu olay Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı olarak kabul edilir.

Yani Samsun Türkler için sembolik bir şehirdir.

Artvin şehri Gürcistan'a komşudur. Her yıl binlerce Gürcü çalışmak ve seyahat etmek için Türkiye'ye gelir.

Benzer biçimde birçok Türk de gezmek ve kumar oynamak için Gürcistan'a gider.

Özellikle Batum şehrinde Karadenizlilere ait birçok restoran, otel ve eğlence merkezi görebilirsiniz.

Bölgeye her ay yağmur yağar.

Büyük ormanlar vardır.

Doğu Karadeniz'de birçok insan geçimini balıkçılıkla sağlar.

Bölgenin yaylaları turistik açıdan önemlidir.

Özellikle Arap turistler bölgedeki yaylalara bayılırlar.

Gerçekten bölgenin doğusundaki dağlar ve ormanlar akla İskandinavya'yı getirir.

Bölgedeki birçok insan köylerde yaşar.

Tarım alanları dar ve parçalıdır.

Karadeniz'de yüzmek tehlikelidir hatta bazı kıyılarında denize girmek yasaktır.

Nem oranı yüksektir.

Heyelan riskinin en yüksek olduğu bölgedir.

Bölgenin insanları dindar ve milliyetçi olma eğilimindedir.

Kimi Karadenizlilerin ilginç bir şivesi var.

Özellikle dağlarda yaşayan köylülerin Türkçesi oldukça farklıdır.

Ana dilim Türkçe ama bazen orada yaşayan insanları anlamakta zorlanıyorum.

Bazı Karadeniz köylerinde insanlar hâlâ Pontus Rumcası konuşurlar.

Bu dil Yunancanın bir lehçesidir.

Genellikle yaşlılar bu dili konuşurlar.

Gençler bu dili öğrenmiyorlar.

Muhtemelen 15-20 sene sonra bu dili kimse konuşmayacak.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

TÜRKİYE’NİN BÖLGELERİ 4: KARADENİZ BÖLGESİ |regions||region مناطق تركيا 4: منطقة البحر الأسود REGIONEN DER TÜRKEI 4: SCHWARZMEERREGION ΠΕΡΙΟΧΈΣ ΤΗΣ ΤΟΥΡΚΊΑΣ 4: ΠΕΡΙΟΧΉ ΤΗΣ ΜΑΎΡΗΣ ΘΆΛΑΣΣΑΣ REGIONS OF TURKEY 4: BLACK SEA REGION REGIONES DE TURQUÍA 4: REGIÓN DEL MAR NEGRO トルコの地域4:黒海地域 REGIÕES DA TURQUIA 4: REGIÃO DO MAR NEGRO РЕГИОНЫ ТУРЦИИ 4: РЕГИОН ЧЕРНОГО МОРЯ REGIONER I TURKIET 4: SVARTAHAVSREGIONEN 土耳其的区域 4:黑海地区

İtalyan markası Nutella'daki fındıkların önemli bir bölümünün Karadeniz italien|la marque|dans le Nutella|noisettes|||section| |brand|"in Nutella"|"the hazelnuts"|||"part of"| جزء كبير من البندق الموجود في العلامة التجارية الإيطالية نوتيلا يأتي من منطقة البحر الأسود. Ein großer Teil der Haselnüsse in der italienischen Marke Nutella A significant portion of the hazelnuts in the Italian brand Nutella La marque italienne Nutella utilise une grande partie des noisettes provenant de la mer Noire. Значительная часть лесных орехов, входящих в состав итальянского бренда Nutella

Bölgesi'nde yetiştirildiğini biliyor muydunuz? dans sa région|was raised|| "In the region"|"is grown"||"Did you know" هل تعلم أنه يزرع في المنطقة؟ Did you know that it was grown in the region? А вы знали, что его выращивали в этом регионе?

Şimdi sizlere Türkiye'nin siyasetinde ve ekonomisinde etkili olan birçok insanın memleketinin yer aldığı bölgeden bahsedeceğim. |||politique|||||||pays natal|||| |"to you all"||"in politics"||"in its economy"|influential||||hometown||is located in|from the region| سأخبركم الآن عن المنطقة التي ينحدر منها العديد من الأشخاص المؤثرين في السياسة والاقتصاد في تركيا. Nun werde ich Ihnen von der Region erzählen, in der viele Menschen, die in der türkischen Politik und Wirtschaft einflussreich sind, zu Hause sind. Now I will tell you about the region where many people who are influential in Turkey's politics and economy are located. Теперь я расскажу вам о регионе, где проживает много влиятельных людей в политике и экономике Турции.

En başta akla tabii ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geliyor. |"at first"|comes to mind|||President|||| وبطبيعة الحال، أول ما يتبادر إلى ذهني هو الرئيس رجب طيب أردوغان. President Recep Tayyip Erdoğan comes to mind first and foremost. Конечно, в первую очередь на ум приходит президент Реджеп Тайип Эрдоган.

İstanbul'da doğmasına rağmen o, aslen Rizelidir. |naissance||||Rizal |despite being born|||originally|is from Rize على الرغم من أنه ولد في اسطنبول، إلا أنه في الأصل من ريزي. Although he was born in Istanbul, he is originally from Rize. Bien qu'il soit né à Istanbul, il est originaire de Rize. Хотя он родился в Стамбуле, он родом из Ризе.

Rize, Doğu Karadeniz'de bulunan küçük bir şehir. ريزي هي مدينة صغيرة تقع في منطقة شرق البحر الأسود. Rize is a small city in the Eastern Black Sea region. Rize est une petite ville située dans la région de la mer Noire orientale.

2019'da (iki bin on dokuzda) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu ise bölgenin önemli şehirlerinden Trabzon'da dünyaya geldi. ||||||Métropole|||élu||||||||au monde| ||||||Metropolitan|||elected|Ekrem İmamo|Ekrem İmamoğlu||||"of the cities"|Trabzon|was born| أكرم إمام أوغلو، الذي انتخب عمدة لبلدية إسطنبول الكبرى عام 2019 (ألفين وتسعة عشر)، ولد في مدينة طرابزون، إحدى المدن المهمة في المنطقة. Ekrem İmamoğlu, der 2019 (zweitausendneunzehn) zum Bürgermeister der Istanbuler Stadtverwaltung gewählt wurde, wurde in Trabzon, einer der wichtigsten Städte der Region, geboren. Ekrem İmamoğlu, who was elected as the Mayor of Istanbul Metropolitan Municipality in 2019 (in two thousand nineteen), was born in Trabzon, one of the important cities of the region. Ekrem İmamoğlu, élu maire de la ville d'Istanbul en 2019, est né dans la ville importante de Trabzon de la région. Экрем Имамоглу, избранный мэром столичного муниципалитета Стамбула в 2019 году (в две тысячи девятнадцатом году), родился в Трабзоне, одном из важных городов региона.

Dördüncü yüzyılda Rumlar tarafından inşa edilen Sümela Manastırı da Trabzon'dadır. |||||||monastère|| |"in the century"|The Greeks||built|built|Sumela Monastery|monastery||is in Trabzon دير سوميلا، الذي بناه اليونانيون في القرن الرابع، موجود أيضًا في طرابزون. Das Sumela-Kloster, das im vierten Jahrhundert von den Griechen erbaut wurde, befindet sich ebenfalls in Trabzon. The Sumela Monastery, built by the Greeks in the fourth century, is also in Trabzon. Монастырь Сумела, построенный греками в четвертом веке, также находится в Трабзоне.

Karadenizliler İstanbul'un ekonomisinde önemli bir paya sahipler. Les habitants de la mer Noire|||||part|propriétaires Black Sea people||"in the economy"|||share|"have" |||||share| ولسكان البحر الأسود حصة مهمة في اقتصاد إسطنبول. Die Schwarzmeerbewohner haben einen großen Anteil an der Wirtschaft Istanbuls. Black Sea residents have an important share in Istanbul's economy. Жители Черного моря играют важную роль в экономике Стамбула.

Birçok inşaat projesini onlar yönetirler. ||projet||ils gèrent |construction projects|construction project||"they manage" يديرون العديد من مشاريع البناء. Sie verwalten viele Bauprojekte. They manage many construction projects. Они управляют многими строительными проектами.

Karadenizliler arasında güçlü bir dayanışma vardır. Black Sea people||strong||strong solidarity| هناك تضامن قوي بين سكان البحر الأسود. Es gibt eine starke Solidarität zwischen den Menschen am Schwarzen Meer. There is a strong solidarity among the Black Sea people. Между черноморцами существует сильная солидарность.

Birbirlerini destekleme eğilimindedirler. |soutien| |supporting each other|"tend to" إنهم يميلون إلى دعم بعضهم البعض. Sie neigen dazu, sich gegenseitig zu unterstützen. They tend to support each other. Они, как правило, поддерживают друг друга.

Bölge, Türkiye'nin kuzeyinde yer alır, doğusu oldukça dağlıktır. |||||||montagneuse ||"in the north"|||its eastern part||mountainous تقع المنطقة في شمال تركيا، أما شرقها فهو جبلي تماماً. Die Region befindet sich im Norden der Türkei, der Osten ist sehr gebirgig. The region is located in the north of Turkey, the east is quite mountainous. Регион расположен на севере Турции, на востоке очень гористая местность.

Bölgenin ortasında bulunan Samsun adlı kent nispeten düzdür. |||Samsun|||relatively| |"in the middle"|"located in"|Samsun city||city|"relatively"|"is relatively flat" ||||||relatively| والمدينة التي تسمى سامسون، والتي تقع في وسط المنطقة، مسطحة نسبياً. Samsun, das im Zentrum der Region liegt, ist relativ flach. The city of Samsun, located in the middle of the region, is relatively flat. Город Самсун, расположенный в центре региона, относительно плоский.

Bu yüzden şehrin limanı büyük öneme sahiptir. |||the port||great importance|has great importance ولهذا السبب فإن ميناء المدينة ذو أهمية كبيرة. That is why the city's port is of great importance.

Mustafa Kemal Atatürk 1919'da (bin dokuz yüz on dokuzda) vapurla İstanbul'dan Samsun'a gitti. |||||||||||à Samsun| ||||||||in 1919|by steamship||to Samsun| ذهب مصطفى كمال أتاتورك من إسطنبول إلى سامسون بالعبارة عام 1919 (ألف وتسعمائة وتسعة عشر). In 1919 (one thousand nine hundred and nineteen), Mustafa Kemal Atatürk traveled by steamer from Istanbul to Samsun. Мустафа Кемаль Ататюрк отправился в Самсун из Стамбула на пароме в 1919 году (в тысяча девятьсот девятнадцатом году).

Bu olay Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı olarak kabul edilir. ||libération||||| |event|War of Independence|of the War|beginning||| ويعتبر هذا الحدث بداية حرب الاستقلال. Dieses Ereignis gilt als der Beginn des Unabhängigkeitskrieges. This event is considered the beginning of the War of Independence. Cet événement est considéré comme le début de la guerre d'indépendance. Это событие считается началом Войны за независимость.

Yani Samsun Türkler için sembolik bir şehirdir. ||||symbolic|| لذا فإن سامسون مدينة رمزية للأتراك. So Samsun is a symbolic city for Turks. Donc, Samsun est une ville symbolique pour les Turcs. Другими словами, Самсун - это символический город для турков.

Artvin şehri Gürcistan'a komşudur. |||est voisine ||to Georgia|borders مدينة آرتفين تقع على الحدود مع جورجيا. Die Stadt Artvin liegt im benachbarten Georgien. The city of Artvin is neighboring Georgia. La ville d'Artvin est voisine de la Géorgie. Город Артвин находится в соседней Грузии. Her yıl binlerce Gürcü çalışmak ve seyahat etmek için Türkiye'ye gelir. |||Géorgien||||||| |||Georgian|||travel|||| يأتي آلاف الجورجيين كل عام إلى تركيا للعمل والسفر. Every year thousands of Georgians come to Turkey to work and travel. Каждый год тысячи грузин приезжают в Турцию работать и путешествовать.

Benzer biçimde birçok Türk de gezmek ve kumar oynamak için Gürcistan'a gider. ||||||||||Géorgie| |manner||||to travel||gambling|||to Georgia| وبالمثل، يذهب العديد من الأتراك إلى جورجيا للسفر والمقامرة. Similarly, many Turks go to Georgia to travel and gamble.

Özellikle Batum şehrinde Karadenizlilere ait birçok restoran, otel ve eğlence merkezi görebilirsiniz. |Batum||habitants de la mer Noire|||||||| |Batum||Black Sea locals|belonging to|||hotel||entertainment center|center| وفي مدينة باتومي خاصة يمكنك مشاهدة العديد من المطاعم والفنادق ومراكز الترفيه التابعة لشعب البحر الأسود. Vor allem in Batumi gibt es viele Restaurants, Hotels und Unterhaltungszentren, die den Schwarzmeeranrainern gehören. Especially in the city of Batumi, you can see many restaurants, hotels and entertainment centers belonging to Black Sea residents.

Bölgeye her ay yağmur yağar. the region|||| تمطر في المنطقة كل شهر. It rains every month. Дожди в этом регионе идут каждый месяц.

Büyük ormanlar vardır. |forêts| |There are large forests.| هناك غابات كبيرة. There are big forests.

Doğu Karadeniz'de birçok insan geçimini balıkçılıkla sağlar. ||||vie quotidienne|| |"In the Black Sea"|||their livelihood|by fishing|makes a living يكسب الكثير من الناس في منطقة شرق البحر الأسود رزقهم من صيد الأسماك. Viele Menschen in der östlichen Schwarzmeerregion verdienen ihren Lebensunterhalt mit dem Fischfang. Many people in the Eastern Black Sea region make a living from fishing. Dans la région de la mer Noire orientale, de nombreuses personnes gagnent leur vie grâce à la pêche. Многие жители Восточного Причерноморья зарабатывают на жизнь рыболовством.

Bölgenin yaylaları turistik açıdan önemlidir. |alpages||| the region's|highland pastures|touristic|touristic aspect| تعتبر هضاب المنطقة مهمة من الناحية السياحية. The plateaus of the region are important in terms of tourism. Les plateaux de la région ont une importance touristique. Плато региона важны с точки зрения туризма.

Özellikle Arap turistler bölgedeki yaylalara bayılırlar. ||||to the highlands| |||in the region|highland pastures|"love" وخاصة السياح العرب يحبون الهضاب الموجودة في المنطقة. Arab tourists especially love the highlands in the region. En particulier, les touristes arabes adorent les plateaux de la région. Особенно арабские туристы любят плоскогорья в регионе.

Gerçekten bölgenin doğusundaki dağlar ve ormanlar akla İskandinavya'yı getirir. |the region's|"to the east of"|mountains||forests|"bring to mind"|Scandinavia|"bring to mind" وفي الواقع، فإن الجبال والغابات في شرق المنطقة تعيد إلى الأذهان الدول الاسكندنافية. In der Tat erinnern die Berge und Wälder im Osten der Region an Skandinavien. Indeed, the mountains and forests to the east of the region bring Scandinavia to mind. Действительно, горы и леса к востоку от региона напоминают Скандинавию.

Bölgedeki birçok insan köylerde yaşar. ||||live يعيش الكثير من الناس في المنطقة في القرى. Many people in the region live in villages. Многие люди в регионе живут в деревнях.

Tarım alanları dar ve parçalıdır. ||||is fragmented Agricultural land|agricultural areas|narrow||fragmented المناطق الزراعية ضيقة ومجزأة. Die landwirtschaftlichen Flächen sind eng und zersplittert. Agricultural areas are narrow and fragmented. Сельскохозяйственные территории узкие и разрозненные.

Karadeniz'de yüzmek tehlikelidir hatta bazı kıyılarında denize girmek yasaktır. |||||on the shores of||| "In the Black Sea"|swimming|is dangerous|||"on some shores"|the sea||is prohibited السباحة في البحر الأسود خطيرة وحتى السباحة ممنوعة في بعض شواطئه. Es ist gefährlich, im Schwarzen Meer zu schwimmen, und an einigen seiner Küsten ist es sogar verboten, zu baden. Swimming in the Black Sea is dangerous, and even swimming is prohibited on some of its shores. Плавать в Черном море опасно, а на некоторых его побережьях даже запрещено.

Nem oranı yüksektir. Humidity|humidity level| الرطوبة عالية. Die Luftfeuchtigkeit ist hoch. Humidity is high. Влажность высокая.

Heyelan riskinin en yüksek olduğu bölgedir. landslide||||| Landslide risk area|"of the risk"||||is the region وهي المنطقة ذات أعلى مخاطر الانهيارات الأرضية. Es ist die Region mit dem höchsten Erdrutschrisiko. It is the region with the highest risk of landslides. Это регион с самым высоким риском оползней.

Bölgenin insanları dindar ve milliyetçi olma eğilimindedir. |||||"to be"|"tend to be" ويميل سكان المنطقة إلى أن يكونوا متدينين وقوميين. The people of the region tend to be religious and nationalistic. Жители региона, как правило, религиозны и националистичны.

Kimi Karadenizlilerin ilginç bir şivesi var. ||interesting||dialect| |Black Sea people|||accent| بعض سكان البحر الأسود لديهم لهجة مثيرة للاهتمام. Einige Schwarzmeerbewohner haben einen interessanten Dialekt. Some Black Sea people have an interesting accent. Некоторые жители Черного моря обладают интересным диалектом.

Özellikle dağlarda yaşayan köylülerin Türkçesi oldukça farklıdır. |"in the mountains"||villagers'||| وخاصة أن الأتراك من القرويين الذين يعيشون في الجبال مختلفون تمامًا. Especially the Turkish of the villagers living in the mountains is quite different. Особенно сильно отличается турецкий язык жителей деревень, живущих в горах.

Ana dilim Türkçe ama bazen orada yaşayan insanları anlamakta zorlanıyorum. ||||||||having difficulty understanding|having difficulty لغتي الأم هي التركية، لكن في بعض الأحيان أجد صعوبة في فهم الأشخاص الذين يعيشون هناك. My mother tongue is Turkish, but sometimes I have a hard time understanding the people living there. Мой родной язык - турецкий, но иногда мне трудно понять людей, живущих там.

Bazı Karadeniz köylerinde insanlar hâlâ Pontus Rumcası konuşurlar. ||"in their villages"|||Pontic Greek|Pontic Greek| في بعض قرى البحر الأسود لا يزال الناس يتحدثون اليونانية البنطية. In einigen Schwarzmeerdörfern sprechen die Menschen immer noch pontisches Griechisch. In some Black Sea villages people still speak Pontic Greek. В некоторых причерноморских деревнях люди до сих пор говорят на понтийском греческом.

Bu dil Yunancanın bir lehçesidir. ||of Greek||a dialect of هذه اللغة هي لهجة من اليونانية. Diese Sprache ist ein Dialekt des Griechischen. This language is a dialect of Greek. Этот язык является диалектом греческого.

Genellikle yaşlılar bu dili konuşurlar. |the elderly||| عادة ما يتحدث كبار السن هذه اللغة. Sie wird meist von älteren Menschen gesprochen. It is usually spoken by the elderly. На нем обычно говорят пожилые люди.

Gençler bu dili öğrenmiyorlar. |||"are not learning" الشباب لا يتعلمون هذه اللغة. Young people are not learning this language.

Muhtemelen 15-20 sene sonra bu dili kimse konuşmayacak. |years|||||won't speak ربما لن يتحدث أحد بهذه اللغة خلال 15-20 عامًا. Wahrscheinlich wird in 15-20 Jahren niemand mehr diese Sprache sprechen. Probably in 15-20 years no one will speak this language.