Anlatmanın Gücü
|power
The Power of Expression
Сила рассказа
Psikoloji Tv YouTube kanalına hoş geldiniz.
Welcome to the Psikoloji TV channel.
Ben Uzman Psikolog Beyhan Budak
I'm expert psychologist Beyhan Budak.
Bugün size anlatmanın gücünden bahsetmek istiyorum.
||erzählen|Kraft||
||of telling|power of||
Today I'd like to talk about the power of telling.
Сегодня я хочу поговорить с вами о силе рассказа.
Yaşadığımız şu dünyada insan kendisini anlattığıyla ifade ettiğiyle var oluyor biraz da.
|||||mit dem, was er erzählt|ausdrücken|ist||||
|||||with what it conveys||||||
In the world we live in, you exist because of the things you tell and the way you express yourself.
В этом мире, в котором мы живем, люди существуют отчасти тем, через что они выражают себя.
Kendinizi, düşüncelerinizi, duygularınızı, hissettiklerinizi anlattığınızla var oluyorsunuz
|Ihre Gedanken|Ihre Gefühle|fühlen|indem||
||your feelings||you tell||
Thoughts, feelings, emotions, they exist because you tell them.
Вы существуете, описывая себя, свои мысли, чувства и переживания.
ve bu anlattıklarınız sonucunda çevrenizdeki insanlardan aldığınız olumlu olumsuz geri bildirimler
||was Sie erzählt haben||||erhaltenen||||Rückmeldungen
|||||people|you receive||||notifications
and by these things you tell, you get feedback, be it positive or negative,
и положительные и отрицательные отзывы, которые вы получаете от окружающих вас людей в результате того, что вы сказали.
size bu dünyada var olduğunuzu hissettiriyor ama bazı insanlar duygularını, düşüncelerini, yaşadıklarını, iyi kötü anılarını
|||||makes you feel|||||thoughts||||
and by that you feel alive, existant. But some people are shying away from telling their feelings or thoughs
это заставляет вас чувствовать, что вы существуете в этом мире, но некоторые люди не могут вспомнить свои чувства, мысли, переживания, хорошие и плохие воспоминания.
etrafındaki insanlarla paylaşmaktan özellikle kaçınıyorlar.
surrounding||sharing||
to those that are around them.
Особенно они избегают делиться этим с окружающими.
Bu insanlar bütün sıkıntılarını içinde yaşıyorlar, içinde çözebileceklerini düşünüyorlar
|||||||lösen|
|||||||they can solve|
These people live all the troubles they encounter in themselves, thinking they can fix it alone.
ama ben bu durumu şuna benzetiyorum: Bir dolap düşünün, kapalı bir dolap.
|||||||cabinet||||
but, I view this case like this : Think of a closet, doors shut.
İçine devamlı bir şeyleri tıkıyorsunuz. Bunlar bir yiyecek gibi olabilir aslında
|continuously|||||||||
You keep putting stuff in it. Stuff like food.
Ты всегда что-то в него запихиваешь. На самом деле это может быть как еда.
bekledikçe kokması muhtemel olan şeyler.
|smelling|||
That might stink after a while.
Вещи, которые, вероятно, будут вонять, пока вы ждете.
Attığınız her şey orada kalıyor ve çözümlenmiyor doğal olarak da
||||||is not resolved|||
Everything you put there stays there and doesn't get dissolved by itself.
Все, что вы выбрасываете, остается там и не рассасывается естественным образом.
bir süre sonra koku vermeye başlıyorlar.
|||smell||
And it begins to stink.
Siz diyorsunuz ki "Ben unuttum. O problemi aştım. Hallettim."
|you say|||||||
You say that you're forgotten about it, you're over that problem.
Вы говорите: «Я забыл. Я преодолел эту проблему. Я понял».
ama o oradan koku vermeye devam ediyor.
|||smell|||
But it keeps giving that awful stench.
Sonra hayatınız içinde o pis kokular size geliyor ve
|your life|||||||
After that you get that stench once again and
kaynağını dahi bulamıyorsunuz.
source||
you can't even manage to find it's source.
Не могу найти даже источник.
O yüzden içimizde biriktirdiğimiz şeyler çevremize anlatmadıkça bize zarar vermeye başlıyorlar.
|||we have accumulated|||||||start to harm
And because of that, when you refuse to tell others, the things you keep inside you will begin to harm you.
Поэтому, если мы не скажем окружающим о вещах, накопившихся внутри, они начинают нам вредить.
Duygularını, düşüncelerini, yaşadığı sıkıntılarını paylaşan insan anlatan insan rahatlar
|||struggles|||storytelling||
A person who shares his feelings, thoughts, or troubles they're going through might feel relieved.
Люди, которые делятся своими чувствами, мыслями и проблемами, чувствуют облегчение.
ve içinde bazı olumsuz şeyleri biriktirmediği için devamlı yeni şeyler yaşama
|||||accumulated|||||
and because of that person has got ridden of the things bothering him, he's ready to experience new things,
и постоянно переживает новое, потому что не накапливает в себе каких-то негативных моментов.
ve bunlardan daha az etkilenme eğilimindedir
||||influence|
and, is more inclined to be less affected by it.
и, как правило, менее подвержены их влиянию
ama bazı insanlar vardır ki anlatamazlar, paylaşamazlar.
|||||cannot explain|
But there are some people that can't tell or share.
Bu belki onların da kontrolünde olan bir şey değildir.
||||control||||
Maybe it's something that they can't even control.
Возможно, это тоже не то, что находится под их контролем.
Belki anlatırsa etrafındaki insanlar tarafından yeterince ciddiye alınmayacağını düşünür.
|explains it|||||||
Maybe they're thinking that people won't take them seriously if they tell them.
Может быть, он думает, что если он это сделает, окружающие не будут воспринимать его достаточно серьезно.
Belki diğer insanların kendi zayıf noktalarını öğreneceğini düşündüğü için güvenemediği için paylaşamaz
|||||||thought that||cannot trust||share
Maybe they're afraid of exposing their weak points to others, and refuses to share.
Может быть, он не может поделиться, потому что не может доверять другим людям, потому что думает, что они узнают о его слабых местах.
ama anlatmadıkça o içimizdeki tortular, kirler birikmeye başlar
|unless you tell||||||
but if we don't tell, those residues, those stains will build up
ve bize yük olur. O yükler öyle ağır bir hale gelir ki farkına varmadan omuzlarımız çökmüş
||load|||||||||||||have collapsed
and turn into a burden. Without us realising, that burden becomes so heavy that our shoulders are collapsing,
и это становится для нас бременем. Это бремя становится настолько тяжелым, что наши плечи опускаются, даже не осознавая этого.
sanki sırtımızda çok ağır içi kum dolu bir çuval taşıyor gibi bir hale dönüşürüz.
|on our back||||||||||||
as if you're carrying a sack full of dirt.
мы становимся такими, как если бы несли на спине очень тяжелый мешок, полный песка.
ve sorarız "Neden böyle oldum ben? Niye bu kadar kötü hissediyorum?" diye devamlı kendimizi sorgularız.
||||||||||||||fragen
||||||||||||constantly||
and you'll constantly ask yourself "What happened to me? Why am i feeling so bad?"
İçindekileri paylaşmak biraz da cesaret işidir, alışkanlık işidir.
die Inhalte|||||Sache|Gewohnheit|
||||||habit|
Sharing also requires courage, and is also a matter of habit.
Делиться содержимым — это тоже вопрос мужества, дело привычки.
Bazen niyetleniriz hadi derdimi sıkıntımı paylaşayım etrafımdaki insanlara
|nehmen wir uns vor||||teilen||
|||my pain||||
You'll the urge to tell that thing bothering you to someone
Иногда мы намерены, позвольте мне поделиться своими проблемами с окружающими меня людьми.
ama düşünürüz sonrasında "Ya kime anlatacağım? Nasıl başlayacağım? Nereden anlatacağım?" diye
|we think|||||||||
but after that you might think "Who am I gonna tell? How am I'm gonna begin? Where should i tell them?"
но потом мы думаем: «Кому мне рассказать? С чего начать? Где мне рассказать?» говоря
ve sonrasında o en baştaki ürkek ve korkak halimize tekrar döneriz
||||erste||||||
||||||||state||we return
and, you're back at your afraid-to-tell state.
и тогда мы возвращаемся к нашему первоначальному робкому и трусливому состоянию
ve şunu düşünürüz bazen "Ya ben anlatacağım sıkıntımı da karşı taraf bana öneri verecek ne olacak?"
||||||||||||Vorschlag|||
||||||||||||suggestion|||
and we might think "What happens after I tell them what happened, after they've given advice?"
а иногда мы думаем: «А что, если я расскажу о своей проблеме, а другая сторона предложит мне, что произойдет?»
işin aslında esprisi size karşı tarafın öneri vermesi değil.
||Witz||||||
||the point||||||
but the catch here is that, the advice you get is not important.
Psikolojik süreçlerde işin en önemli kısmı anlatmanın ta kendisi.
|processes|||||||
What's important in psycological processes are the act of telling.
Важнейшей частью работы в психологических процессах является само рассказывание.
Eskiler şöyle bir öneri verirlermiş: Sıkıntılı bir rüya gördüğün zaman sabah kimseye söylemeden önce
die Alten||||würden sie geben||||gesehene|||||
|||||||dream|||||without telling|
Old folk had an advice like this: If you've had a distressing dream, before telling anyone about it,
aç musluğu musluktan akan suyla beraber rüyanı anlat.
|Wasserhahn|vom Wasserhahn|fließendem|mit Wasser|||
|faucet||||||
turn the tap water on, and start telling it to the running water.
Включите кран и расскажите свой сон по воде, текущей из крана.
Kimse duymasın. Şimdi biz baktığımız zaman belki hurafe gelecek belki anlamsız gelecek ama
|don't let anyone hear|||||||||||
Let no one hear it. Now it might seem like a superstition, or meaningless.
Пусть никто не слышит. Теперь, когда мы посмотрим на это, может быть, это будет суеверие, может быть, это будет бессмысленно, но
burada çok anlamlı bir nokta var anlatmanın kendisi bile harika bir şey.
||||point|||||||
But even the simplest form of telling is something wonderful.
Anlatmadığımız her şey başta söylediğim gibi bize yük oluyor.
||||I said||||
As I've said it in the beginning, everything you hold onto turns into a burden.
Bazen biz terapi sürecinde danışanlarımızdan yazmasını isteriz.
|||during the process|||want
During therapy sessions your therapist may ask you to write down what you tell.
Иногда мы просим наших клиентов писать в процессе терапии.
Yazıp hatta çöpe atmasını dahi isteriz.
|||||we want
They may even ask you to write it down and throw it in the trash afterwards.
Мы хотим, чтобы он это записал и даже выбросил.
ve enteresan bir şekilde kimseye anlatmasa bile yazdığı halde o kadar güzel bir sonuç verir ki rahatlama verir ki bu ona.
|||||anlässt|||||||||||Entspannung||||
interestingly enough, that process of writing down relieves them of the burden, even in the end of the day they haven't told anyone about it.
O yüzden aslında anlatmanın en güzeli kanlı canlı olanı
||||||blutige||
Therefore the most effective way of telling,
Поэтому лучше всего рассказать тому, у кого кровь.
karşımızda sevdiğimiz güvendiğimiz bir dosta anlatabilmek.
||dem wir vertrauen|||
is to tell someone that you love or trust, a friend, or a fellow.
Ama bu bile yoksa yaşadığımız duyguları, düşünceleri bir kağıda yazabilmek
|||||||||schreiben können
Even if they're absent at that point of time, writing down feelings on a paper
Но даже если это не так, мы сможем записать чувства и мысли, которые испытываем, на листе бумаги.
kendi kendimize bir ses kaydı yapabilmek dahi bizi rahatlatacaktır.
or recording your voice will make you feel relieved.
Kendinizi ifade edebildiğiniz, kendinizi rahatça anlatabildiğiniz güzel günler, güzel zamanlar diliyorum size.
Ihnen||können|||erklären||||||
I wish you beautiful times where you can express yourself freely without any constraint.
Я желаю вам хороших дней и хороших времен, когда вы можете выразить себя и выразить себя с комфортом.
Dinlediğiniz, izlediğiniz için çok teşekkür ederim.
Thank you so much for listening, and watching.
Большое спасибо, что слушаете и смотрите.
Eğer yeni eklediğim videolardan haberdar olmak isterseniz
||hinzugefügt||informiert||
Be sure to subscribe to Psikoloji TV,
Psikoloji Tv YouTube kanalına abone olabilirsiniz.
to be notified about my latest and newest videos.
Görüşmek üzere. Kendinize çok iyi bakın.
See you soon. Take great care.