Güçlü İnsanların 5 Özelliği
Şu hayatta hepimiz kendimize
bir alan kapmaya bir yer yaratmaya çalışıyoruz
ve bu
çalışma emek verme sürecinde birçok zorluklarla karşılaşıyoruz.
Hepimizin karşılaştığı zorluklar bence birbirinden farklı
ama herkesin yaşadığı sıkıntı kendisine göre zor olabilir.
Ve bu zorluklar karşısında güçlü olmak gerekebiliyor. Esnek olmak gerekebiliyor. Bazen, insan
diyor ki ya beceremiyorum gücüm yetmiyor gibi düşünebiliyor.
Ben bu videoda seni daha güçlü yapabilecek
seni hayata karşı daha dirençli yapabilecek
bazı kişisel ve davranışsal özelliklerden bahsetmek istiyorum sana.
Bana göre güçlü insanın en temel özelliği
hata yapmaktan ve denemekten korkmaması olmalıdır.
Şimdi
hata yapmaktan korkarsan, denemekten korkarsan
hiçbir şeyi başaramazsın ki.
Hiç birşeyi ortaya koyamazsın.Yani bu
en temel birinci aşama. Bunu yapamazsan güçlü
olmanın da bir özelliği yok zaten sana bir faydası olmayacak.
Çünkü sana sunulanla yetineceksin. Ufacık bir alan veriliyor sana ve o alan diyosun ki
ya çıkamam ben burdan.
evet bu bir tercih olsaydı ben saygı duyardım senin o alandan çıkmama durumuna, derdin ki arkadaşım ben keşfettim dışarıyı da keşfettim ama hoşuma gitmedi. Ben bu küçük alanda kendi kendime
yetmek istiyorum deseydin saygı duyardım. Ama,
sen o küçük alana kendini mahkum gibi hissediyorsan
ve çıkmaktan korkuyorsan hata yapmaktan korkuyorsan, denemekten korkuyorsan bence yazık ediyorsun kendine.
Şimdi hata yapma korkusunun arkasından şöyle bir düşünce var ''Ya bir şeyi yaparsam en iyi şekliyle yapmam lazım '' diye. Ne yapıyorsun
etrafındaki insanlara bakıyorsun ve diyosun ki: "Herkes güzel şeyler ortaya koymuş. Herkes, hata yapmamış gibi geliyor sana. Çünkü şöyle bir şey var "Algıda Seçicilik" dediğimiz bir olay var. Ve bunu böyle pazarlama olayı da diyebiliriz aslında. Ne yapıyor insanlar
başarıyı ortaya koyuyorlar. Daha önce yetmiş kere
seksen kere hata yaptılar kimse bahsetmiyor. Bahsetme ihtiyacı duymuyor. Ve sen,
buna aldanıyorsun. Zannediyorsun ki adam ilk defa
denedi ve başardı. Halbuki arkasında
ciddi başarısızlıklar vardır her başarının arka planında.
Sen de
hata yapmaktan korkmayacaksın,gelişmenin tek yolu ilerlemenin, güçlü olmanın
bence en temel ve tek yolu aslında denemek,hata yapmak. Hiç korkma, hata yap.
11 yıldır, net olarak 11 yıldır çalışıyorum.
Üniversite döneminde de birçok staj yaptım.Bunlara da bu 11 yılı ekleyebiliriz.
Birçok özel kurumla çalıştım
kamuda çok uzun süre çalıştım.Ve şunu farkettim
ne iş yaparsan yap ,hangi alanda
çalışıyorsan çalış çok önemli bir kural var
insanlarla ilişkin iyi olmalı.
Eğer insanlar ilişkin iyi değilse sen ortaya ne kadar güzel şeyler koyarsan koy,
ne kadar başarılı olursan ol
o ortaya koyduğun güzel ve iyi olan şeyler yeterince farkedilmiyor. Şimdi bir de şöyle bir şey var diyelim ki hepimiz başarılı olmak istiyoruz.
Hepimiz bir şekilde etrafımıza biz ilgi gösteren, yaptığımıza değer veren
insanlar olsun istiyoruz.
İnsanlar,en iyiyi seçmiyorlar böyle durumda.
Daha iyi anlaştığı,daha çok sevdiği insanların
ortaya koyduğu şeyi tercih etme eğiliminde oluyorlar.
Malesef ki günümüzde şöyle bir durum var, sen ne kadar güzel bir şey yaparsan yap eğer bunu yeterince iyi pazarlayamıyorsan insanlar senin o ortaya güzel şeyi de farketmiyorlar.Ve sen kendi kendine soruyorsun
ya diyorsun ben hatayı nerede yaptım?
Her şeyi tamam gibi.İşimde çok iyiyim,
Ortaya koyduğum çalışmalar ürünler,emekler çok güzel.
Ama bir türlü fark edilmiyorum.
Sorun nerde? Bence iletişimde olabilir.
Kendini bir kontrol etmelisin. Ne var ?
Eksikler var mı iletişimde ?
O iletişim anlamında kullandığımız bir tabir var : Sempatik Kanal diye.
İnsanlarla ilişkin ne kadar iyi olursa
hayatta da o kadar hem güçlü bir duruşun olur hem de
daha çok başarılı olursun.
Çöpçü de olsan ya da örnek veriyorum
apartman görevlisi de olsan ne iş yapıyorsan yap
bir bakmışsın insanlarla ilişkin iyiyse
herkes seni tercih ediyor.
Herkes seni görmek istiyor herkes seninle iş yapmak istiyor Bu sebeble güçlü bir insanın
olmazsa olmaz özelliklerinden birisi de
iletişim becerilerinin çok iyi olması.
Bana sorsalardı günümüzde en çok
karşılaştığın psikolojik problem nedir diye, kesinlikle "Kaygı" derdim.Kaygı, o kadar fazlalaştı ki...
Neredeyse birçok insanda
o günlük hayatında o kaygıdan dolayı
ciddi problemler yaşıyor insanlar.
Bundan 60-70 sene öncesine oranla
10 kat 20 kat daha fazla kaygı yaşıyoruz.
Çünkü aslında,eskiden daha somut işlerle uğraşırken insanlar,
günümüz insanı,daha soyut işlerle
daha karmaşık süreçleri yönetmeye çalışıyor.Ele avuca gelen
şeyler değil,belki de hemen sonucunu
göreceği şeylerle uğraşmıyor.Eskiye oranla
hayatta çok daha fazla risk var. Bu da ister istemez
bir belirsizlik ortamı yaratıyor.Ve, belirsizlik
çoğu zaman kaygıya neden olur.Şimdi,güçlü
olmaya çalışıyorsun bu modern zaman içerisinde
Ama çok yoruluyorsun çünkü çok fazla değişken var
çok fazla kaygı var.Sanki sırtında bir sürü
çuvalla geziyorsun,50 kg-100 kg.Ceplerin taşlarla dolmuş,
adım atarken bile çok zorlanıyorsun.
Ne yapacaksın ? Ben bakıyorum insanlara,bu kaygı
öyle bir hale geliyor ki insanlar tükeniyor artık.
Ve tükenmişlik, ne yapıyor biliyor musun ?
Normal hayattan alman gereken keyfi almanı engel
olmakla beraber eğer çok zeki bir adamsın
çok yaratıcı bir kadınsın
ortaya yeni bir şey koyamıyorsun. Kafa çalışmamaya başlıyor
Çünkü çok yorgunsun,ne yapacaksın peki?
Bana göre güçlü insan,
her zaman arka bahçesi olan insandır.
Arka bahçeden kasttettiğim şey ne?
bir amaç için uğraşıyorsun ya,bir kazanç için bir ödül için
uğraştığın bir alan var, bir de bir ödül için
uğraşmadığın serbest çalıştığın bir alan olması lazım.
Mesela ben evin bir köşesinde tahtalarla uğraşıyorum
bir ara mesela ahşaptan saksı yapmıştım. Fotoğraf çekiyorum kendim.
Hatta bir arkadaşım dedi ki bak, çekiyorsun bu fotoğrafları
güzel de bir şey çıkıyor ortaya,bundan para kazanmaya
ne dersin? Yarışmalara gönderelim
üç beş yolumuzu buluruz,bende dedim ki: ya zaten benim para kazandığım koşturduğum bir işim var,ben bunu
kafa dağıtmak için yapıyorum,buradan bir gelir beklentim de yok
eğer ben bunu da bir gelir ve kazanç amacıyla yaparsam
bu da benim için bir iş olacak.
Arka bahçede yapılacak şeylerin
bir maddi kazancı,bir hedefi olmaması lazım bence.
Tamamen kafayı dağıtmak keyif odaklı bir şey.
Bu benim için fotoğraf,senin için arkadaşlarınla buluşmak halısaha maçı yapmak ya da
oturup anlamsızca saatlerce yürüş yapmak bile olabilir. Sen keşfedeceksin arka bahçeni.
Eğer,bir arka bahçen yoksa
o hayatın seni çok fırtınalı zamanlarında
rüzgara karşı koruyacak bir alanın da olmayacak demektir.
Çok yorulursun,benden söylemesi.
Geçenlerde instagram'da bir yazı paylaştım
tam olarak şöyleydi: hayallerine aşık olmalısın ama
eğer karşılık bulamıyorsan vazgeçmeyi de bilmelisin gibi.
Birçok insan,bu yazıyı bu düşünceyi çok beğendi.
Ama tahmin ettiğimden çok daha fazla karşı bir tepki aldım
Şöyle diyordu insanlar: "Ya insan hayalinden vazgeçer mi,insan nasıl bırakır ? "
Sanırım bu arkadaşlarımız beni yanlış anladı,ben şöyle düşünüyorum
Güçlü bir insan,akıllı bir insansan eğer şöyle düşün:
Bir şey,bir hedefin bir hayalin için çok fazla uğraşıyorsun
Her yöntemi deniyorsun,elinden bütün çabayı sarf ediyorsun
Ama yine de olmuyor,ne yapacaksın ?
Şimdi şundan emin misin,ilk başta şunu bir soralım kendi kendimize
Elinden gelen her şeyi yaptın mı?
ama buna rağmen olmuyor mu hala?
Şansızlıklar,talihsizlikler üst üste geliyor
ve bir şekilde o hayaline ulaşamıyor musun ?
acaba yönteminde,stratejinde ya da belki vizyonunda bir hata olabilir mi ? ya da belki
ne kadar uğraşırsan uğraş o hayaline ulaşamayacaksın,ne yapacağız bunu ?
bir şekilde takıntılı,saplantılı bir aşk gibi
onun peşinden durmadan ömrümüzü mü heba edeceğiz ?
Şöyle düşün sınavda bir soruya takılıyorsun, hırs yapıyorsun
gurur yapıyorsun,o soruyu çözeceğim diye sınavı bitirip atıyorsun çöpe.
Bu mu yani?
Benim kasttettiğim şey tam olarak bu.
Eğer eminsen elinden gelen şeyi
çabayı gösterdiğine,çok uğraştığına ve yine de
olmuyorsa...Zaman da geçti
Zaman da geçiyor hala.O zaman bırakmayı bilmelisin.
Bence akıllı insanlar, bence güçlü insanlar
hayallerini takıntı haline getirmezler.
Uğraşırlar,uğraşırlar oluyorsa tamam
olmuyorsa,yeni belki revize edilmiş
bir hayalle bir önceki halinin revize edilmiş
halini ya da yepyeni bir hayalle hedefle yola çıkar
takıntı yapma hayallerine.
Bazı çalışmalar yapıyorlar gelecekteki insanın sahip olması gereken becerilerle ilgili
burada benim dikkatimi çeken bir özellik oldu "bilişsel esneklik becerisi" diye bunu aslında en basit haliyle
esnek düşünebilme becerisi olarak tanımlayabiliriz.Peki,
bu neden önemli ? Şimdi bana göre güçlü
bir insanda olması gereken özelliklerden birisi de bu.
Bir insan esnek düşünebilmeli,şimdi
belirli koşullarda çok başarılı olabilirsin,nedir?
şu şabanın bir filmi vardı ya,sadece arabada
gidiyor ve dolmuşta belirli koşullarda
at yarışı yanlış hatırlamıyorsam tahmin yapıyor ve hep
o koşul olursa doğru tahmin yapıyor.
hatırlayanlar var mı,belki sonrasında yorumlar kısmında
o sahneye ilişkin bir link verebilirsiniz,ben bakmadım ama
sanırım siz bu konuda bana yardımcı olabilirsiniz.
Şimdi,ben esnek düşünebilme becerisini
buna benzetiyorum tam olarak.
Eğer,hayat sana belirli koşullar sunuyor ve o koşulda tam olarak başarılı olabiliyorsan tamam güzel bir şey bu ama
hayat her zaman o koşulları sunmayacaktır sana.
Bazen,
istediğinin tam tersi şekilde de çalışmak zorunda kalabilirsin. Hava çok kötüyken
çalışmak zorunda kalabilirsin,moralin çok bozukken
ailevi sorunların varken ya da işinde bir kriz varken
çalışmak zorunda olabilirsin. Ne yapacaksın?
ya ben bir tek o koşulda çalışırım diye bırakacak mısın kendini ?
Esnek olabilmelisin,bu aslında biraz daha
farklı düşünebilme ile de alakalı.
Yani, her koşulda kendi çözüm yolunu arayabilen insan.
Ben,zihnin bu yönünün biraz kas gibi
olduğunu aslında bir çok özelliğimiz böyle, bu da böyle bence
bir kas gibi,ne kadar çok kullanırsan
ne kadar çok kendini biraz esnek düşünebilmeye zorlarsan bu becerin de öyle gelişiyor.
O yüzden güçlü bir insanda olması gereken özelliklerden
birisi de esnek düşünebilme becerisidir.
Son olarak bir şeyden daha bahsetmek istiyorum bunu bonus olarak düşünebilirsin.
Şimdi, ben mümkün mertebe kendimi geliştirmeye çalışıyorum
çok fazla okuyorum
çok fazla insanla tanışıyorum işimin gereği,
bazen bulunduğum ortam gereği ve hepsinden faydalandığımı düşünüyorum.
Ama,
dış ortamda bir kitaptan bir insandan
öğrendiğim bir fikri,bir görüşü
birebir "tamam bu doğrudur" diye kafama yerleştirmiyorum.
Senden de ricam ben olurum, başka birisi olur,başka bir Youtube kanalı olur ya da
tanıştığın bir insan,okuduğun bir kitap olabilir,
okuduğun duyduğun her şeyi tamamen doğrudur deyip
zihnine atma.Önce bir düşün,önce bir eleştir.Onu bir kafanda evir çevir.
Öyle olunca,hem zihnini daha çok çalıştırmış olacaksın
hem de biraz eleştirel düşünmüş olacaksın.
Benim söylediğim şeyler: evet,çoğu
bir bilimsel temele dayanıyor ama bunun içinde
kişisel tecrübelerim,deneyimlerim subjektif bir taraf da var.
Sende bunu hesaba katarak
birebir,doğruymuş gibi düşünme.
İçinde sindir,öyle karar ver. beni dinlediğin için çok teşekkür ediyorum güzel insan, kendine çok
iyi davran,görüşmek üzere