Hemen İyi Hissetmeni Sağlayacak 15 Yöntem
Merhabalar sevgili dostum, bazı durumlarda çok kötü
hissedersin. Bu kötü hissetmenin arkasında bazen senin
hayatını olumsuz etkileyecek sebepler vardır. Bazen de
hiç sebebi yokken çok kötü hissedersin.
Ve senin elinden o durumu düzeltmek adına
hiçbir şey gelmez ve sen düşünmeye başlarsın.
Düşünürsün, düşünürsün, düşünürsün, durmadan düşünürsün.
Ve düşündükçe karanlık bir kuyuya düşersin. Normalde
problemin seni on kez üzecekse o karanlık kuyuya
düştükten sonra yüz kez, bin kez üzülürsün. Ne yapmış
oluyorsun? Düşüne düşüne, düşüne düşüne kendi halini
daha kötü bir hale sokuyorsun. İşte böyle durumlarda
sana o an için yaptığın zaman iyi hissettirecek
15 tane şeyden bahsedeceğim.
15 tane sana iyi hissettirecek güzel tüyo.
Kötü hissettiğin zamanlarda sana iyi hissettirecek şeylerden
bir tanesi o an bulunduğun ortamda
temizlik yapmak. Evde misin mesela? Kafanda engelleyemediğin,
sana kötü hissettiren düşünceler mi var? Bir şeyler yapman
sana çok iyi gelecektir. Diyelim ki bir vileda atman,
kitaplığını düzenlemen, çalışma masasını bir şekilde düzene koyman
ya da bir şekilde bir yerleri temizlemek sana
o anki düşüncelerden uzaklaşmak konusunda kolaylıklar sağlayacak.
Hangi dine inanıyorsan inan kötü zamanlarında
dua ediyor olmak herkese, her inançtan
insana iyi hissettirir. Bir senden güçlü olan bir
varlığa dua ediyor olmak, ondan yardım
talep ediyor olmak bu evrende sana yalnız olmadığını
ve eninde sonunda işlerin senin lehine düzelebileceği ihtimalini
aklına getirir ve sana güzel hissettirir. Bazen de
öfkeyi ifade etme konusunda sıkıntılar yaşarsın.
İfade edilmeyen öfke akşam sen eve gelince
senin içini yer bitirir ve kendini çok kötü hissedersin.
O an için yapacak bir şeyin yoktur belki de o öfkeyi
dışarı aktarmak için. Ama evde kendi başına iyi hissettirecek
bir yöntem biliyorum ben. En yakınında
böyle bol şişirilmiş, kabartılmış
bir yastık seçiyorsun kendine. Bu yastık o akşam
senin kurbanın olacak. Karşına alıp koyuyorsun ve
sanki karşında canlı bir insan varmış gibi, öfkene
sebep olan insan karşındaymış gibi bağırıyorsun, çağırıyorsun,
istediğini söylüyorsun ona ve hatta
vurabilir, fırlatabilir, sıkabilir, istediğini
yapabilirsin. Seni nasıl rahatlattığına
çok şaşıracaksın. Bizim evde her akşam
yaptığımız bir ritüelimiz var. Akşam ben eve geldiğim zaman işten
yorgun, argın bir şekilde. Yemeğimizi yiyoruz, çayımızı içiyoruz,
muhabbet, gırgır, şamata. Sonrasında sarılma terapisi.
Bir dakikalık süreç boyunca hepimiz
birbirimize sarılıyoruz. Ben oğlumla, kızımla, eşimle,
eşim çocuklarla.. Bir dakika boyunca gözlerimizi kapatıyoruz
ve sarılmanın tadına varıyoruz. Bu insana
o kadar iyi hissettiren bir şey ki; şefkatli olduğunu, şefkat içinde olduğunu, sevdiğini,
sevildiğini hissettiren bir şey. Ve bu sadece bir his değil.
Bütün araştırmalar sarılmanın oksitosin hormonunu
artırdığını söylüyor. Eğer ki sen de kötü hissediyorsan
ve yakınında sarılabileceğin, sevdiğin bir insan varsa
lütfen git ona sarıl. Ve bir dakika boyunca
gözlerini açmadan sadece sarılmaya odaklan.
İnanılmaz iyi hissettirecek sana.
Enteresan bir şekilde insan kötü hissettiği zaman eğer ki
tek başınaysa var olayın kötü hissettirmesinden
çok daha fazla kötü hissediyor. Peki ne
yapacaksın böyle durumlarda? Açıyorsun hemen telefonunu ve rehberi şöyle bir kaydırıyorsun. Uzun zamandır
konuşmadığın insanlarla arayıp konuşuyorsun. Muhabbet ediyorsun.
Ne yapıyorsun? Nasılsın? Derdinden bahsetmene bile
gerek yok. Herhangi başka bir şeyden konuşman,
geyik yapman, kahkaha atman bile sana iyi gelecektir.
Derdinden bir nebze olsun uzaklaşmanı sağlayacaktır.
Açıyorsun rehberi üç beş kişiyi arıyorsun.
İnsan kötü hissettiği zaman problem çözme becerisi
zayıflar ve bundan dolayı o an ne düşünürsen düşün
olay taze iken çözemeyebilirsin. Ve çözemedikçe
kendini daha kötü hissedersin. Ne yaparsın? Bazen
hiçbir şey yapmamak da bir şey yapmak demektir.
Yatar uyursun. Baktın çok kötü hissediyorsun ve o an
yapacak bir şey yok. İçinden de bir şey gelmiyor. Yat uyu. Yarın,
ertesi gün yeni bir gün. O zaman olaylara bambaşka bir gözle,
daha sakince bakma imkanın olacak.
İnsan fiziksel anlamda yorulduğu zaman,
o zihnin karanlık kuyusundan bahsetmiştim ya, ona düşme
konusunda kendini daha iyi koruyabiliyor. Diyelim ki
kötü hissediyorsun. Çık, böyle çok yorulana kadar, nefes nefese
kalan kadar koş. Ya da evin içindesin, çıkma şansın yok,
otur, yirmi otuz kırk elli, çekebildiğin kadar şınav çek,
mekik çek. Fiziksel anlamda yorulduğun zaman
daha rahat bir uyku çekme şansın artar. Birazcık
zihninin seni o yoran düşüncelerinden uzaklaşma şansın da artar.
Hepimizin hayatında büyük kararlar
vermesi gerektiği zamanlar olmuştur ve bu da benim
başıma birkaç kez geldi. Böyle durumlarda benim için o
karar verme sürecini en rahatlatıcı şekilde geçirmemi
sağlayan şey uzun yürüyüşler yapmak. Mesela çıkardım,
5 kilometre, 10 kilometre, bir rota çizip kendime
hem yürürüm, hem düşünürüm. Böyle zamanlarda verdiğim
kararlardan hiç pişman olmadım. Eğer ki sen de böyle kendini
kötü hissediyorsan, bir karar verme aşamasındaysan
çok uzun yürüyüşler yaparak
kendi içindeki sesi dinleyebilir ve böylece
daha iyi hissedebilirsin. İnsanlara genelde
kötü hissettiren şeylerin başında diğer insanlarla
yaşadıkları şeyler geliyor. Bu arkadaşlık ilişkisi olabilir,
romantik ilişkiler olabilir, aile ilişkileri olabilir.
Ve böyle bir durumda içimizde karşı tarafa aktaramadığımız,
yarım kalmış şeyler bize ekstra ekstra kötü hissettirir.
Ve bazen o an için karşı tarafa bunu ifade etmek de
mümkün gibi gelmez. Biz içimizde hissettiğimiz kötü şeyle
baş başa kalabiliriz. Böyle zamanlarda yazmak en güzel
çözümlerden birisi. İçinden geldiği gibi,
istersen öfkelen, istersen küfrederek
ne yazarsan yaz, şöyle içini bir kağıda dökebilmek
sana çok iyi hissettirecektir. Bazen de
o duyguların muhatabı olan kişiye bir mektup yazabilirsin.
Gönderilmeyecek bir mektup. Ve yazdıktan sonra yırtıp atsan
bile bir önceki, yazmadan önceki haline
göre çok daha iyi hissedeceksin. İnsan sahip
olduğu şeyleri standart olarak algılama eğilimde.
Ve senin hayatında çok güzel şeyler varsa bile
bir süre sonra bunlar sana hep varmış gibi gelecek ve
bunlardan dolayı mutluluk hissetmiyor hale geleceksin.
Şöyle düşün senin şu an sahip olduğun standart şeyler muhtemelen
başka insanların hayali. Ve sen
kötü hissettiğin zaman hiç var olan, sahip olduğun
şeyleri düşünmüyorsun. Sadece olmayan, olmamasını
istediğin şeyleri düşünüp kendini mutsuz ediyorsun. Peki
şükrediyor musun? Ben şöyle düşünüyorum, kendim de uyguladığım bir
yöntem. Çok kötü hissettiğim zamanlarda
alıyorum elime kalem kağıdı. Şu hayatta sahip olduğum
güzel şeyleri yazıyorum. Diyeceksin belki benim şu hayatta
sahip olduğum hiç güzel bir şey yok. Emin misin? Sağlıklı mısın?
Yürüyebiliyor musun? Gözlerin görüyor mu?
Bunlar bile belki senin için rutin ve standart ama
başka insanların sahip olamadığı, belki
paraları olsa milyon dolarlar verebileceği sahip olmak
için şeyler. Bir şükretmeyi öğrenmen
gerekiyor. Bu şükretme psikolojisi her zaman
sana iyi hissettirecektir. İnsanların bir anlamda
hafızası çok zayıf bence. Çünkü geçmişte yaşadığı kötü
olayların öncesinde, sonrasında, olayın yaşandığı
esnada nasıl hissettiğini çok çabuk unutuyor. Ve şöyle
bir durum; birçok insan aslında kaygılı, sıkıntılı bir
olay yaşıyor ve sonrasında diyor ki kendi kendine ya bu o kadar da
abartılacak bir olay değilmiş diye. Ama aradan
birkaç ay geçiyor, birkaç yıl geçiyor. Aynı olayın
bir benzerini yaşıyor. Böyle durumda sanki o olayı sanki
ilk defa yaşıyormuş gibi tekrar kaygılanıyor,
tekrar sıkıntı yaşıyor. Olay bittikten sonra
yine aynı şeyi söylüyor. Ya diyor ki; evet abartılacak bir şey yokmuş.
Peki aynı kaygıyı aynı olayda neden yaşıyorsun?
Ben şöyle düşünüyorum. Bir olay, kötü bir olay yaşadığın zaman
şöyle bir geçmişine dön. O olayda nasıl hissettin,
nasıl çözdün. Belki de o an
o kadar önemsememiştin bile bu olayı. Geçmişte benzer
kötü olayları düşünmek her zaman o olaya
bakış açımızı genişletir ve bize
birazcık daha iyi hissettirir. Instagram hesabımda şöyle
bir soru sormuştum: Kötü hissettiğin zamanlarda
sana ne iyi hissettirir? diye. Bir sürü
cevap geldi bu soruma ama bir tanesi benim çok hoşuma gitti.
Kötü hissettiğim zamanlarda çilekli süt içerim. Ve bilmiyorum
ben denemedim hiç ama ilk fırsatta ben de deneyeceğim bu yöntemi.
Belki sende işe yarayabilir. Bazen sadece
içini açmak bile senini üstündeki yükün
büyük bir kısmını alır. Birçok insanda ben şöyle bir mantık
görüyorum. Ben anlatınca ne olacak ki? Ben
anlatınca bana bir çözüm mü bulabilecek? İnsanlar anlatma
konusunda şunu çok kaçırıyorlar bence.
Anlatırsa bir çözüm bulacakmış gibi geliyor. Halbuki anlatmanın
kendisi şifa, anlatmanın kendisi terapi.
Karşındaki bir insan, seni sevdiğini, sana değer veren
bir insan varsa, ona içini döküyor olman, belki
ona sarılıp ağlıyor olman bile sana çok ama çok iyi
hissettirecek. Sana iyi hissettirecek
bir diğer şeyse kötü zamanlarında açıp internetten
komik videolar izlemek, kedi videoları izlemek ya da eskiden sana
iyi gelen bir komedi dizisinin bir bölümünü izlemek bile
o anki ruh halini değiştirecektir. Benim favorim böyle
zamanlarda Friends dizisi. Çok uzun zaman önce çekilmiş,
9 sezonluk bir dizi. İki sefer izledim
bütün sezonları. Her zaman yine kötü hissettiğim zamanlarda
favorim odur. Açarım, bir bölüm izlerim.
Ve her seferinde birazcık tebessüm ettirmiştir, o ruh halinden
çıkmama yardımcı olmuştur bu dizi.
Bunu benim demem ne kadar doğru olur
bilmiyorum ama, Instagramda bu soruyu sorduğumda birçok insan
kötü hissettiğim zamanlarda açıp Beyhan Budak
videolarını izliyorum ve bana iyi geliyor. Ben kendi videolarımı pek
izleyemiyorum maalesef. O yüzden bu konu benim için geçersiz ama
belki senin işine yarayabilir. Şimdi ben bu maddeleri saydım ya sana,
belki içinden diyeceksin, tamam o an için
bunlar benim iyi hissetmeme yardımcı oldu. Ama
sorunum çözülmemiş olacak. Ne işe yarayacak ki o zaman iyi hissetmek?
Böyle durumlarda iki ihtimal var. Sorunun çözülmeyecek
ve kendini yine dipte, mahvolmuş, bitmiş
hissedeceksin. İkinci ihtimal; sorunun çözülmeyecek
yine ama, daha iyi hissedeceksin, kendini daha rahat hissedeceksin.
Hangisini seçerdin eğer ki sorunun
çözülmeyecekse? Beni dinlediğin için çok teşekkür ediyorum
güzel insan. Kendine iyi davran. Görüşmek üzere..