Üniversite Asla Yetmez!
Üniversite okumak birçok insanın hayali
Çünkü
üniversite okuduğun zaman hayatın ve başarının
kapılarının sana kolayca açılacağını zannediyorsun.
ancak moralini bozmak istemem ama günümüzde
Türkiye'de 200'e yakın üniversite 7 milyondan
fazla üniversite öğrencisi var.
neredeyse belki önümüzdeki 10-15 sene sonra herkes
üniversite mezunu olacak.Böyle bir durumda üniversite okumuş olmak
senin için anlamlı bir fark yaratmayacak.
Ben
gözlemlerim neticesinde şöyle bir sonuca varıyorum kendi açımdan
üniversite asla yetmez
peki üniversite asla yetmezse ne yapman lazım fark yaratabilmek için, ortaya bir şeyler koyabilmek için
ya da başarılı olmak için
işte bu videoda sana bunlardan bahsetmek istiyorum.
Üniversite süreci sonrasında yaptığımız en büyük hatalardan birisi
kendimizi sadece KPSS'ye odaklamak
ama bu konuda seni suçlamıyorum kesinlikle yanlış anlama ben de senin gibiydim.
İlk başta üniversiteden mezun oldum çok kısa bir süre
Dört ay kadar özelde çalıştıktan sonra
bugün aslında iyi de sayılabilecek bir devlet kurumuna atandım.
orada aslında dediler ki şu işi yapacağız ve ilk
işe başladım takım elbisemi giydim. Nasıl böyle havalıyım
artık ben devlette çalışıyorum diye. Sonrasında bana çok güzel bir bilgisayar verdiler
bir masa verdiler oturuyorum orada.
ve bekliyorum bana iş gelsin diye
Bir hafta oldu, on gün oldu, bir ay oldu ve hala ortada iş yok ve ben bu arada o sıralar Lost vardı
Lost izliyorum. Dedim ki hayat ne güzelmiş
memuriyet ne güzelmiş Allahım!
Bütün hayatım böyle güzel Lost izleyerek geçecek
Lost'un sonunun kötü bitmesi ayrı ama ben bu süreçten çok sıkıldım.
3-4 ay böyle keyifle geçtikten sonra dedim ki ya
hayatın amacı bu olmaması lazım
yani böyle boş boş oturup ya da çok az iş yaparak
ya da aslında üretken olmayarak
kendi kendimi öldürdüğümün farkına vardım ve ben oradan istifa ettim.
Birçok insan bana dedi ki ya sakın ayrılma
bak devlet işinden ayrılınmaz.
ama ben oradan sonra da başka bir devlet işine geçtim.
ama çok daha hareketli çok daha yoğun çalışabileceğim..
oradan da ayrıldım.
Dedim ki
bir noktadan sonra, ben ortaya bir şeyler koymak istiyorsam özelde çalışmalıyım.
daha böyle özgür bir alanım olması lazım, daha farklı çalışmalar yapmam lazım
evet, devletinde çok avantajlı olduğu noktalar var özelinde çok avantajlı olduğu noktalar var.
ama sadece hedefin devlette çalışmak olursa
işte orada işler biraz sıkıntıya giriyor.
ya atanamazsan ya KPSS'yi kazanamazsan
çünkü herkes bunu istiyor.
Düşünsene 7 milyondan fazla üniversite öğrencisi var diyorum ve mezun olduğu zaman bütün bu insanlar
devlete girmek isteyecek belki bir çoğu
Baktığın zaman bütün şehirlerin ana caddeleri KPSS kursları ile dolu
Neden?
Herkes KPSS'ye hazırlanıyor.
Sen bu noktada birazcık farklı düşünmelisin.
Evet, devlet belki avantajlı olabilir ama
özel ihtimalini asla es geçme
Çok sevdiğim bir hikaye var.
Eski zamanlarda bir yerde bir yol çalışması, yol inşaatı yapıyorlarmış
bu süreçte de işçiler var, ustalar var, ustabaşları var.
İşçilerden birisi hiç çalışmıyormuş, devamlı kaytarıyormuş. bi lavaboya gideceğim diye gidiyor, ortalarda görünmüyor 1-2 saat kayboluyormuş.
ustabaşı
bu işçiyi adı da Ahmet diyelim
Ahmet'i şirketin, o işin sahibine şikayet ediyor.
Efendim diyor, Ahmet diye bir işçi var hiç çalışmıyor.
iş sahibi, patron hiç bozuntuya vermiyor
ustabaşıya diyor ki
Ahmeti bana çağır
Ahmet geliyor,
Ahmet içeriye girdiği zaman ustabaşı da yanlarında..
Ahmet diyor seni ustabaşı yaptım.
Ahmet ama..
kovulacağını düşünürken bir yandan ustabaşı olunca inanılmaz seviniyor.
Havasından geçilmiyor, sevinçten havalara uçuyor.
Sonrasında aradan 1-2 ay geçtikten sonra
ilk baştaki ustabaşıyı çağırıyor patron
diyor ki bana Ahmet'i bi git çağır.
Ahmet'i çağırıyor bizim patron.
Sonrasında Ahmet'i işten çıkartıyor.
Ustabaşı, bizim ilk Ahmet'i şikayet eden ustabaşı bu duruma çok şaşırıyor.
Efendim diyor, madem kovacaktınız ilk başta neden onu ustabaşı yaptınız diyor.
Aslında diyor ki bizim patron
Eğer diyor ben onu direkt kovsaydım
Ahmet işçi olarak gidip başka yerlerde başka insanların işlerini de yavaşlatacaktı onlara da zarar verecekti.
ama ben Ahmet'i ustabaşı yapıp kovdum
Ahmet bundan sonra hiçbir yerde işçi olarak çalışmaz.
her yerde ustabaşı olmak isteyecektir.
kimse de Ahmet'i ustabaşı olarak işe almaz.
yani Ahmet artık boşta kaldı diyor.
Şimdi ben bu durumu üniversite mezunlarına da benzetiyorum.
Üniversite mezunu olan bir insan diyor ki
Artık ben üniversite mezunuyum, öyle her işi yapmam
öyle olunca ne oluyor, biliyor musun?
Çok fazla seçici oluyorsun.
Çok fazla eliyorsun.
ve bir bakmışsın ki..
bekleye bekleye çok uzun zaman geçmiş.
ben, kendim şöyle söyleyeyim
mezun olduktan sonra
İlk rehabilitasyon merkezinde çalıştım
ve yaptığım işin çok aslında ulvi bir tarafı olmasına rağmen çok zor tarafları da vardı.
Hijyenik anlamda, fiziksel anlamda çok şeylere maruz kaldım rehabilitasyon merkezinde çalışırken.
ve kendi kendime diyordum.
Beyhan..
İşin başlangıcı bu hiç şikayet etme
o yüzden
Sende
ya ben üniversite mezunuyum diye havalara girmeden önüne ne geliyorsa iş olarak bir yerden başlamalısın. Eğer çok uzun süre beklersen, başlaman git gide zorlaşacaktır.
Ben İstanbul Üniversitesi'ni kazandığımda
buradan daha önce yaşça benden büyük olan bir abimiz benden önce İstanbul'a gitmişti.
Orada 4. Sınıfını okuyordu Son senesini. Onun yanına gittim ben daha 1. Sınıftayım. Çok heyecanlıyım
İstanbul'da görmediğim yerleri görmek istiyorum.
Abi dedim, Adalar nerede beni bi Adalara götürsene valla dedi Beyhan dedi Adalar diye bir yerden bahsediyorlar ama ben hiç gitmedim, görmedim de sanırım bi sorarsak tarif ederler.
ve ben şoka girdim.
o abimiz Üsküdar'da oturuyor o zaman ve aslında çokta kolayca Adalara gidebilir.
İstanbul Adalara ..
Dört senedir İstanbul'da kalmasına rağmen Adalara gitmemiş.
Sıfır deneyim , sıfır heves , sıfır merak
Şimdi birçok insanda aslında ben bu özelliği görüyorum
Sadece önümüze gelen şeyi
yapmak zorunda olduğumuz şeyleri yapıyoruz ama daha fazlasını merak edip heves edip yola çıkmıyoruz.
Ne yapıyoruz?
Üniversiteyi okumamız gerekiyor, sınavlara girmemiz gerekiyor.. Tamam yeter.
Ya da bir işe girdin.
Önüne bir iş geliyor sadece senden istenilenleri yapıyorsun asla daha fazlasına bir adım bile atmıyorsun
inisiyatif almıyorsun
Kendin çorbada bi tuzun olsun diye yola çıkmıyorsun
Ya da bir fikirle karşındaki insana benimde böyle bir fikrim var benimde böyle bir katkım olsun diye ortaya bir katkı sağlamıyorsun.
Böyle olunca ne oluyor biliyor musun?
Özelde de çalışsan devlette de çalışsan sadece görev adamı oluyorsun.
Çok iyi bir çalışan oluyorsun ama iş ortaya farklı bir şey koymak ve hayatta başarı noktasında ilerlemek olunca hep aynı yerdesin hiç ilerlemiyorsun .
O yüzden inisiyatif alabilmek , katkıda bulunabilmek ve senden istenilenden fazlasını ortaya koyabilmek bence çok önemli.
Bir de risk alabilmek
şimdi risk yoksa hayatta ödülde yok
sen riske girmediğin müddetçe hep garanti şeylere odaklandığın müddetçe hayat sana minimum.. minimum ödül verecektir.
Ve sen diyeceksin ki ben bununla mı yaşamak zorundayım bu kadarcıkla mı?
Eğer fazlasını istiyorsan kontrollü şekilde risk almalısın.
Ortaokul yıllarından itibaren kitaplarla, okumayla aram hep çok iyi oldu.
o zaman babamdan aldığım harçlığın büyük bir kısmını kitaplara, dergilere, gazetelere verirken
kalan kısmıyla da kola içiyordum.
hakikaten o zaman bakıyorum da çok fazla kola içiyormuşum, çok pişmanım.
çok uzun bir zamandır kola içmemeye gayret ediyorum.
Babam aslında böyle benim kitap almamı, gazete almamı çok teşvik ederdi.
Ben gazete alıyorum. O zaman örnek veriyorum A gazetesini alıyorum.
Babam bir gün geldi, bana dedi ki
ya Beyhan bak A gazetesini alıyorsun ama hep aynı gazeteyi okuyorsun.
bir de mesela A gazetesinin tersi görüşe sahip, biri sağ ise biri sol görüşe sahip B gazetesini de al oku
Böyle olunca iki şeyi değerlendirirsin
Kendi kararını kendi düşünceni kendin oluşturursun.
ve ben o zaman bana garip gelse de babamın bu isteği
onun dediği gibi yapmaya başladım ve hakikaten bana çok katkısı oldu bunu sonrasında düşündüğüm zaman
insanların bir çoğu ezbere düşünüyor
Kendisine dayatılan
sadece kendi görüşünden olan şeylerle muhatap olunca başka bir görüşe çok kapalı oluyor.
Ezbere düşünüyor birçok insan
Benim babam ilkokul mezunu, taksi şoförü
Şimdi böyle bir bakış açısını sunuyor bana
ve ben şu aşamada diyorum ki
İyi ki bana böyle bir bakış açısı sağlamış
ve ben bir çok şeyi okurken hep farklı kaynaklardan okumaya çalışıyorum.
Bu bana eleştirel düşünceyi katıyor.
Böyle olunca dediğim gibi
A,B,C herkes bir şeyler söyleyebilir ama ben ne yapıyorum
biraz daha yukarıdan bakarak bir perspektif kazanıyorum.
sende sahip olduğun görüşten başka, kendi görüşünü oluştur.
Bunu nasıl yapabilirsin ?
Farklı farklı kaynaklarla muhatap olarak
gazete, kitap, dergi takip ederek
Bazı insanlar var ki
ders kitabından başka kitapla hiçbir şekilde yolu kesişmemiş
Şimdi sen kitap okumazsan
kendini geliştirmezsen bu konuda
ne yapacaksın hayatta ?
yani düşünsene çok kısır bir düşünce dünyasına sahip oluyorsun.
O yüzden..
Bir farklı kaynaklara ulaşabilmek ezbere düşünmeyi engelleyecek, seni eleştirel bir düşünce seviyesine getirecek
İkincisi kitap okuyarak düşünce dünyanı zenginleştireceksin.
Bu da üniversiteden sonraki hayatta
seni çok aslında başarılı bir noktaya getirecek.
Ben birçok insanın içinde bir yerlerde aç kalma açıkta kalma korkusu olduğunu düşünüyorum.
Bu aç kalma ve açıkta kalma korkusu bizim kararlarımızı çok fazla etkiliyor.
Eğer bu korkuya çok fazla sahipsen
önüne çıkan ilk iş imkanına atlarsın.
Bu senin için iyi olacak mı, yükselme imkanları var mı ya da ileride sana bir kariyer imkanı sağlayacak mı, sana bir şeyler katacak mı diye düşünmüyorsun
Ne oluyor böyle bir durumda ?
Önüne sana garanti bir iş çıktığı zaman hiç sonrasını, arkasını düşünmüyorsun.
Tamam diyorsun..
Ben artık aç kalmam açıkta kalmam
ama bu korku evet bir tarafı ile gerçekçi olabilir
ama bazen abartılı bir durum olabiliyor.
Belki bundan elli sene önce altmış sene önce bu korku ve bu tehdit çok daha ciddi bir ihtimaldi ama
günümüzde belki bu konuda daha rahat olma şansımız var
eğer iyi bir eğitime sahipsen
Ne olacak ?
Böyle olunca ne yapıyorsun?
Önüne çıkan ilk işe atlıyorsun
Ben şöyle düşünüyorum.
Diyelim mezun oldun
elinde bazı becerilerin, yeteneklerin olduğunu düşünüyorsun.
Eğer yanlış bir iş seçersen
senin bu becerilerini kullanmana imkan sağlamayan iş
benim o bahsettiğim ilk Lost izlediğim işte olduğu gibi
ben o işte üç sene kalsaydım
bir daha hayatta oradan ayrılamazdım.
Ne olurdum ?
Akşama kadar bilgisayar başında takılırdım
komikli mailler gönderirdim
kedi videoları izlerdim
Akşama kadar hayat böyle geçerdi, akşam eve dönerdim.
Nasıl bir hayat bu?
Bilmiyorum bazısı için uygun olabilir ama bana kesinlikle ama kesinlikle uymuyor.
şimdi
Baştan seçeceğin iş seni geliştirmeye açık olmalı
Bir yandan kolaylığına, rahatlığa odaklanma lütfen
En kolayı, en rahatı genelde seni en çok geliştirmeyecek iş olabilir.
Böyle olunca diyeceksin ki
Bu zor da olabilir, parası da az olabilir
ama şuna bakarsın
Eğer sen o noktada kendini geliştirebiliyorsan
o ilk başlarda kazandığın para hiç mi hiç önemli değil
Bırak gerekirse başka bir yerin yarısı kadar kazan
ama kendini geliştiriyorsan, zorluyorsan
bence o iş en güzel iştir.
Dediğim gibi rahatlık değil, seni geliştirecek sahip olduğun becerileri kullandırtabilecek işler seçilmeli
Benim bu konuda söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.
Beni dinlediğin için çok teşekkür ediyorum güzel insan
Kendine iyi davran. Görüşmek üzere.