Biz Hakkımızı Helal Ederiz Ama
İBRET DERİŞİ HİKAYELERİ
İBRET DERİŞİ HİKAYELERİ
İBRET DERİŞİ HİKAYELERİ
İBRET DERİŞİ HİKAYELERİ
Sevgili seyirciler bugün cuma ve biz bir hikayeyle noktayı koyacağız programımıza.
Vaktiyle kalenderiye yoluna mensup bir derviş,
nefisle mücadele makamının sonuna gelmiş.
Meşrebin usulünce bundan sonraki makam kalenderilik makamı.
Yani her türlü süsten, her türlü gösterişten arınacak, varlıktan vazgeçecektir.
Fakat işi yamalı bir hırka giymekten ibaret değildir.
Her türlü görünür süsten arınması gereklidir.
Saç, sakal, bıyık, kaş ne varsa gitmek zorundadır.
Derviş usule uygun hareket eder ve solu bir berber davır.
Vur usulayı berber efendi der.
Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar.
Derviş aynada kendini takip etmektedir.
Başının sağ kısmı tamamen kazınmıştır.
Berber tam diğer tarafa usulayı vuracakken
yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeriye.
Doğruca dervişin yanına gider,
başının kazınmış kısmına şöyle okkalı bir tokat yerleştirir.
Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımız olalım der.
Dervişlik bu.
Sövene dilsiz, vurana elsiz olmak gerek.
Kaydeyi bozmaz bizim derviş.
Ses çıkarmaz, usulca yerinden kalkar.
Berber mahcup ama korkmuştur, sesini de çıkaramaz.
Kabadayı koltuğa oturur, berber tıraşa başlar.
Fakat küstah kabadayı tıraş esnasında da sürekli aşağılamaktadır dervişi.
Ve alay eder. Kabak aşağı, kabak yukarı diye.
Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkandan çıkar.
Henüz birkaç metre gitmiştir, ayrılmıştır ki dükkandan,
gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelir.
Kabadayı şaşkınlıkla yolun ortasında kala kalır.
Derken iki atın ortasına denge için yerleştirilmiş uzun sivri demir,
karnına dalıverir delikanlı.
Kabadayı oracağı yığılır, kalır.
Ölmüştür, görenler çığlığı basarlar.
Berberse şaşkındır.
Bir manzaraya, biri de dervişe bakar.
Gari ihtiyarı sorar.
Derviş efendi biraz ağır olmadı mı der.
Derviş mahzun, düşünceli cevap verir.
Vallahi gücenmedim ona, hakkımı da helal etmiştim.
Gel gör ki kabağın bir sahibi var.
O gücenmiş olmalı.
Altyazı M.K.