×

Vi använder kakor för att göra LingQ bättre. Genom att besöka sajten, godkänner du vår cookie-policy.

image

Who is She?, Bölüm Yirmi Alti

CANAN: Hakan'ın gitmesini istemenizin başka sebepleri var mı?

MERVE: Evet, Hakan'la yaşamamı sevmeyen yeni bir erkek arkadaşım var.

CANAN: Güzel.

Yeni erkek arkadaşın haklı.

MERVE: Neden güzel?

Senin için neden önemli?

CANAN: Boş ver.

Bu benim küçük sırrım.

Neyse, sizi ziyaret etmemize izin verdiğiniz için teşekkürler ve yardımınız için teşekkürler.

MERVE: Ne söyleyeceğime emin değilim.

Çok cüretkârsınız.

Ama insanlara LingQ hakkında bilgi vererek yardım etmekten her zaman mutlu olurum.

CANAN: Hayır, bana böyle yardım etmediniz.

Hakan ile ilgili başka bir neden için bana yardım ettiniz.

Boş ver.

MERVE: Fakat Canan, dilleri öğrenmelisiniz.

Çok iyi yaparsınız.

Çok kararlısınız ve kolay utanmıyorsunuz.

CANAN: Bilirsiniz, her zaman seyahat etmeyi ve diğer ülkelerden insanlarla tanışmayı istedim.

Belki de haklısınız.

MERVE: LingQ'da herkesin birkaç dil konuşmayı öğrenebileceğini düşünüyorlar.

Zor olması gerekmediğini düşünüyorlar.

İnsanlar sadece okulda öğrendikleri yolu bırakmalı ve daha doğal bir şekilde öğrenmeye başlamalılar.

CANAN: Vay be, gerçekten LingQ'ya düşkünsünüz.

MERVE: Denemelisiniz ve nedenini göreceksiniz.

Dilinin tadını çıkarmaya başlayacaksınız.

Öğrenmekten hoşlanıyorsanız daha iyi öğreneceksiniz.

Dile karşı koyamayacaksınız.

Bir dili öğrenmeyi heyecan verici ve faydalı bir macera olarak göreceksiniz.

Ben yaptım.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

CANAN: Hakan'ın gitmesini istemenizin başka sebepleri var mı? |||Ihrem Wünschen|||| CANAN|Hakan's|to leave|your wanting|other|reasons|are|question particle ||行くこと|あなたの望み||理由|あります|ある CANAN: Gibt es noch andere Gründe, warum Sie wollen, dass Hakan geht? CANAN: Are there any other reasons why you want Hakan to go? CANAN : Y a-t-il d'autres raisons pour lesquelles vous voulez que Hakan parte ? カナンハカンに出て行ってほしい理由は他にありますか? CANAN: Há mais alguma razão para querer que o Hakan se vá embora? CANAN: Есть ли другие причины, по которым вы хотите, чтобы Хакан ушел?

MERVE: Evet, Hakan'la yaşamamı sevmeyen yeni bir erkek arkadaşım var. |||leben|mögen||||| MERVE|Yes|with Hakan|my living|who doesn't like|new|a|male|friend|there is ||ハカンと|私の生活|好きじゃない|||男|| MERVE: Ja, ich habe einen neuen Freund, dem mein Zusammenleben mit Hakan nicht gefällt. MERVE: Yes, I have a new boyfriend who doesn't like my living with Hakan. MERVE : Oui, j'ai un nouveau petit ami qui n'aime pas ma vie avec Hakan. マーヴェ:ええ、私には新しいボーイフレンドがいるのですが、彼は私がハカンと一緒に暮らしているのが気に入らないようです。 MERVE: Sim, tenho um novo namorado que não gosta que eu viva com o Hakan. МЕРВЕ: Да, у меня новый бойфренд, которому не нравится, что я живу с Хаканом.

CANAN: Güzel. |Beautiful CANAN: Good. CANAN : Bien. CANAN Ótimo.

Yeni erkek arkadaşın haklı. ||Freund| Your new|male|friend|is right |男||正しい Dein neuer Freund hat Recht. Your new boyfriend is right. Votre nouveau copain a raison. O teu novo namorado tem razão.

MERVE: Neden güzel? MERVE|Why|beautiful |なぜ|美しい MERVE: Warum ist es schön? MERVE: Why is it beautiful? MERVE : Pourquoi est-ce beau ? MERVE: Porque é que é bonito?

Senin için neden önemli? dein||| Your|for|why|important Warum ist es Ihnen wichtig? Why is it important to you? Pourquoi est-ce important pour vous ? Porque é que é importante para si? Почему это важно для вас?

CANAN: Boş ver. ||vergib |Forget|it CANAN: Macht nichts. CANAN: Never mind. CANAN : Peu importe. CANAN Esqueça.

Bu benim küçük sırrım. |||Geheimnis This|my|little|secret |私の|小さな|秘密 Das ist mein kleines Geheimnis. This is my little secret. C'est mon petit secret. É o meu pequeno segredo.

Neyse, sizi ziyaret etmemize izin verdiğiniz için teşekkürler ve yardımınız için teşekkürler. naja|||unserem Besuch||Sie haben gegeben||||Ihre Hilfe|| Anyway|you|visit|us|permission|you gave|for|thank you|and|your help|for|thank you |あなたを|訪問|する||||||助けてくれて|| Wie auch immer, danke, dass wir dich besuchen durften und danke für deine Hilfe. Anyway, thank you for letting us visit you and thanks for your help. Quoi qu'il en soit, merci de nous avoir permis de vous rendre visite et merci pour votre aide. とにかく、訪問させてくれてありがとう。 De qualquer modo, obrigado por nos ter deixado visitá-lo e obrigado pela sua ajuda. В любом случае, спасибо, что позволили нам навестить вас, и спасибо за вашу помощь.

MERVE: Ne söyleyeceğime emin değilim. ||sagen werde|| MERVE|What|I will say|sure|am not ||言うことに|| MERVE: Ich bin mir nicht sicher, was ich sagen soll. MERVE: I'm not sure what to say. MERVE : Je ne sais pas quoi dire. マーヴェ何と言ったらいいかわからない。 MERVE: Não sei bem o que dizer. МЕРВЕ: Не знаю, что сказать.

Çok cüretkârsınız. |kühn very|you are bold |勇敢です Du bist so mutig. You are so daring. Vous êtes si audacieux. あなたはとても大胆だ。 É muito ousado.

Ama insanlara LingQ hakkında bilgi vererek yardım etmekten her zaman mutlu olurum. |den Menschen||||geben|||||| But|to people|LingQ|about|information|by giving|help|to|every|time|happy|I am |||について||与える||すること|||| Aber ich freue mich immer, Menschen mit Informationen über LingQ zu helfen. But I'm always happy to help people with information about LingQ. Mais je suis toujours heureux d'aider les gens avec des informations sur LingQ. でも、LingQに関する情報ならいつでも喜んでお手伝いしますよ。 Mas tenho sempre todo o gosto em ajudar as pessoas com informações sobre o LingQ. Но я всегда рад помочь людям информацией о LingQ.

CANAN: Hayır, bana böyle yardım etmediniz. |||||haben Sie nicht getan CANAN|No|to me|like this|help|you did not help |||こんな||しませんでした CANAN: Nein, so hast du mir nicht geholfen. CANAN: No, you didn't help me like that. CANAN : Non, tu ne m'as pas aidé comme ça. カナンいいえ、あなたはそんな風に私を助けませんでした。 NÃO, NÃO ME AJUDASTE ASSIM: Não, não me ajudaste assim. КАНАН: Нет, ты мне так не помог.

Hakan ile ilgili başka bir neden için bana yardım ettiniz. |||||Grund|||| Hakan|with|related|another|one|reason|for|me|help|you helped ||関する|||||||してくれました Du hast mir bei einer anderen Sache im Zusammenhang mit Hakan geholfen. You helped me for another reason about Hakan. Vous m'avez aidé pour une autre cause liée à Hakan. あなたがハカンのことで私を助けてくれたのには、もうひとつ理由がある。 Ajudaste-me com o Hakan por outra razão. Вы помогли мне с другим делом, связанным с Хаканом.

Boş ver. Forget|it |気にする Egal. Nevermind. Oubliez cela. Esquece.

MERVE: Fakat Canan, dilleri öğrenmelisiniz. ||||Sie sollten lernen MERVE|But|Canan|languages|you must learn |||言語を|学ばなければなりません MERVE: Aber Canan, du musst Sprachen lernen. MERVE: But Canan, you have to learn languages. MERVE : Mais Canan, tu dois apprendre les langues. MERVE: Mas Canan, tens de aprender línguas. МЕРВЕ: Но Кэнан, ты должна учить языки.

Çok iyi yaparsınız. very|well|you do ||します Du machst das sehr gut. You do very well. Vous faites très bien. Vai sair-se muito bem. Вы делаете очень хорошо.

Çok kararlısınız ve kolay utanmıyorsunuz. |entschlossen|||ihr schämt euch nicht very|you are determined|and|easily|you do not get embarrassed |決心しています|||恥ずかしがらない Sie sind sehr entschlossen und kommen nicht so schnell in Verlegenheit. You are very determined and not easily ashamed. Vous êtes très déterminé et ne vous embarrassez pas facilement. あなたはとても決断力があり、簡単には恥をかかない。 É muito determinada e não se envergonha facilmente. Вы очень решительны, и вас нелегко смутить.

CANAN: Bilirsiniz, her zaman seyahat etmeyi ve diğer ülkelerden insanlarla tanışmayı istedim. ||||reisen||||aus anderen Ländern|Menschen|kennenlernen| CANAN|You know|always|time|to travel|to travel|and|other|from countries|with people|to meet|I wanted ||||旅行|すること||他の|国々から||会うこと| CANAN: Weißt du, ich wollte schon immer reisen und Leute aus anderen Ländern treffen. CANAN: You know, I always wanted to travel and meet people from other countries. CANAN : Vous savez, j'ai toujours voulu voyager et rencontrer des gens d'autres pays. カナン私はいつも旅をして、他の国の人たちに会いたいと思っていました。 CANAN: Sabes, sempre quis viajar e conhecer pessoas de outros países. КАНАН: Знаете, я всегда хотел путешествовать и встречаться с людьми из других стран.

Belki de haklısınız. ||Sie haben recht Maybe|also|you are right ||正しいです Vielleicht hast du recht. Maybe you are right. Peut-être que tu as raison. Talvez tenhas razão.

MERVE: LingQ'da herkesin birkaç dil konuşmayı öğrenebileceğini düşünüyorlar. ||allem||||lernen|denken MERVE|in LingQ|everyone's|several|languages|speaking|can learn|they think ||誰でも|いくつか||話すこと|学べる| MERVE: Sie glauben, dass bei LingQ jeder lernen kann, mehrere Sprachen zu sprechen. MERVE: They think that anyone can learn to speak several languages at LingQ. MERVE : Ils pensent qu'à LingQ, n'importe qui peut apprendre à parler plusieurs langues. MERVE: No LingQ pensam que toda a gente pode aprender a falar várias línguas.

Zor olması gerekmediğini düşünüyorlar. |sein|nicht notwendig ist| Difficult|to be|necessary|they think |こと|必要ないことを|考えています Sie denken, es muss nicht schwierig sein. They think it doesn't have to be difficult. Ils pensent que cela ne doit pas être difficile. Não acham que tem de ser difícil.

İnsanlar sadece okulda öğrendikleri yolu bırakmalı ve daha doğal bir şekilde öğrenmeye başlamalılar. |||||||||||lernen|sollten people|only|in school|they learn|way|should leave|and|more|naturally|one|way|to learn|should start |||||離れなければならない|||自然な||||始めるべきだ Die Leute sollten einfach die Art und Weise, wie sie in der Schule gelernt haben, aufgeben und anfangen, natürlicher zu lernen. People should just drop the way they learned in school and start learning more naturally. Les gens devraient simplement abandonner la façon dont ils ont appris à l'école et commencer à apprendre plus naturellement. As pessoas devem deixar a forma como aprendem apenas na escola e começar a aprender de uma forma mais natural.

CANAN: Vay be, gerçekten LingQ'ya düşkünsünüz. |wow|||LingQ|verrückt nach CANAN|Wow|really|really|to LingQ|you are addicted |わあ|||LingQ|夢中です CANAN: Wow, du stehst wirklich auf LingQ. CANAN: Wow, you really are into LingQ. CANAN : Wow, vous aimez vraiment LingQ. CANAN: Uau, gostas mesmo do LingQ.

MERVE: Denemelisiniz ve nedenini göreceksiniz. |||Grund| |You should try|and|the reason|you will see |試してみてください||理由| MARVE: Du solltest es versuchen und du wirst sehen warum. MARVE: You should try it and you'll see why. MARVE : Vous devriez l'essayer et vous verrez pourquoi. MERVE:やってみれば、その理由がわかるよ。 MERVE: Devias experimentar e vais ver porquê.

Dilinin tadını çıkarmaya başlayacaksınız. Ihres|||werdet ihr anfangen of the language|taste|to enjoy|you will start 言語の|味|楽しむ|始めます Sie werden anfangen, Ihre Sprache zu genießen. You will start enjoying your tongue. Vous commencerez à apprécier votre langue. 彼の言葉を味わい始めるだろう。 Começará a saborear a sua língua.

Öğrenmekten hoşlanıyorsanız daha iyi öğreneceksiniz. |wenn Sie mögen||| from learning|if you like|better|well|you will learn 学ぶこと|好きなら|||学ぶ Wer gerne lernt, lernt besser. If you enjoy learning, you will learn better. Si vous aimez apprendre, vous apprendrez mieux. 学ぶことを楽しめば、よりよく学ぶことができる。 Aprenderá melhor se gostar de aprender.

Dile karşı koyamayacaksınız. ||werdet ihr widerstehen to the language|to|you will not be able to resist 言葉|対して|置けません Du wirst der Zunge nicht widerstehen können. You will not be able to resist the language. Vous ne pourrez pas résister à la langue. その言葉には抗えないだろう。 Não conseguirá resistir à linguagem.

Bir dili öğrenmeyi heyecan verici ve faydalı bir macera olarak göreceksiniz. ||das Lernen|Aufregung|verrückend||||Abenteuer|| A|language|learning|exciting|rewarding|and|useful|a|adventure|as|you will see ||学ぶことを|興奮|興奮させる||有益な||冒険|として| Sie werden feststellen, dass das Erlernen einer Sprache ein aufregendes und lohnendes Abenteuer ist. You will find learning a language an exciting and rewarding adventure. Vous trouverez l'apprentissage d'une langue une aventure passionnante et enrichissante. 語学を学ぶことは、エキサイティングでやりがいのある冒険だと感じるでしょう。 Aprender uma língua é uma aventura emocionante e gratificante.

Ben yaptım. I|did 私|しました Ich tat. I did. Je l'ai fait. Consegui-o.